28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 AĞUSTOS 2014 CUMARTESİ 14 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr 72 saat sonra ateşe devam Dış Haberler Servisi Gazze’de üç günlük ateşkesin dün sabah sona ermesinin ardından yeniden bombalar konuşmaya başladı. İsrail hava bombardımanıyla Gazze’yi vururken Mısır Dışişleri Bakanlığı dün taraflara yeniden masaya oturma çağrısında bulundu. Filistin delegeleri görüşmelere devam edeceklerini açıklarken İsrail “ateş altındayken” müzakerelere devam edemeyeceklerini duyurdu. İsrail’in dün düzenlediği hava saldırılarında bir çocuk öldü, 11 kişi yaralandı. Filistinli yetkililer, ateşkesin bitmesiyle İsrail uçaklarının Gazze’de bir camiyi vurduğunu, hava saldırısında 10 yaşındaki İbrahim elDevavse’nin hayatını kaybettiğini açıkladı. İsrail’e atılan füzeler ise bir asker ve bir sivilin yaralanmasına neden oldu. İsrail ateşkes sona ermeden önce ateşkesi süresiz olarak uzatmaya hazır olduğunu açıklamıştı ancak yeniden anlaşma sağlanamadı. İsrail, Gazze tarafından ateşkesin bitmesinden önce atıldığını söylediği füzeler nedeniyle hava saldırılarını yeniden başlattığını savunuyor. Netanyahu, füze saldırılarına sert bir şekilde karşılık vereceklerini ve saldırıların devam edeceğini söyledi. İsrail ordu sözcüsü Yarbay Peter Lerner de “Hamas tarafından İsrail’e yeniden başlatılan füze saldırıları kabul edilemez, tolere edilemez. Hamas’ın ateşkesi bitirme yönündeki yanlış kararı İsrail ordusu tarafından karşılık bulacaktır. İsrail devletinin güvenliğini yeniden tesis etmek için Hamas’ı vurmamada, tarafları daha fazla sorumluluk almaya davet ederken çoğu konuda anlaşma sağlandığını ancak sınırlı konularda mutabık kalınamadığını ifade ederek tarafların anlaşmazlıkları kısa zamanda giderme fırsatını kullanmalarını istedi. Filistin delegasyonu ateşkes sağlamak için kararlı olduklarını açıklarken Mısırlı arabuluculara kesin bir anlaşmaya varmak için masaya oturduklarını duyurdu. Gazze’de 3 günlük ateşkesin sona ermesiyle İsrail saldırıları yeniden başladı Cumhurbaşkanlığı ve ‘Sandık Mühendisliği’ Hedefi on ikiden vuran tahminleriyle ünlü Konda biliyorsunuz son seçim anketini açıkladı: Erdoğan yüzde 57; İhsanoğlu yüzde 34; Demirtaş yüzde 9! “Oh!” dedim; “Mis. Lokum gibi! İktidar açısından ne ideal rakamlar böyle bunlar”... Erdoğan yüzde 57 ile 1. turda Cumhurbaşkanı… Ülkede eh.. nerden baksanız yüzde 34’lük muhalafet de kafadan vardır değil mi? Başbakan yüzde 57 değil de, mevcut şartlarda yüzde 60’ı aşan oranla Köşk’e çıkacak olsa, bu fazla inandırıcı olmaz… Demirtaş’ın sıkı yüzde 10 bandına yaklaşan bir oyu vardır… Eh; CHP’si, Gezi’cisi, Paralelcisi.. şu bu derken muhalafet de nereden baksanız yüzde 30’u gene aşar… Muhalefet cılız bir yüzde 30 sınırında kalsa; bu ikna edici olmaz. İnsanlar rahatlıkla “Yok artık deve!” diyebilir. Şurada 50 gün öncesine dek kimsenin tanımadığı “Ekmeleddin İhsanoğlu şemsiyesi” altında alternatif arayan “evsiz muhalefet oylarının”, yüzde 34’e takılıp kalmasına ise kimse uzun boylu şaşmaz… Yüzde 57 itiraf edelim Erdoğan için efeli, şık bir oran. Böylece ikinci tur badiresi savuşturulmakla kalmıyor… Gezi ve 1725 Aralık’ın “rövanşı” sandıkta döne döne alınmış oluyor; “karizma” temize çekiliyor ve “yenilmez lider” mitosu tazeleniyor. Bundan âlâsı can sağlığı. Yüzde 54 ve yüzde 57 arası oran… Erdoğan için üstteki mantık gereğiolmazsa olmaz, mutlaka elde edilmesi gereken “kritik oy yüzdesi”dir… Yüzde 57’ye varmayıp sonuçta yüzde 54’te de kalsa gerçi, “sağlam irade” için arzu edilen sonuç fersah fersah hasıl olmuş olur... Bu elverişli, “her derde deva” sihirli oran üzerinde düşünürken.. aklıma komşu İran ve komşu Rusya’da hep böyle “kritik oranlarla” alınan seçimler geldi. İstikrarı hiç sarsmayan ve zinhar sürprizle sonuçlanmayan bölgenin danışıklı dövüş seçim pratiklerini; Putin’i son kez tartışmalı biçimde Kremlin’e taşıyan Rusya’nın 2012 Cumhurbaşkanlığı seçimleri ardından “İleri Demokrasilerde Seçim Mühendisliği” (810 Mart, 2012) adıyla yayımladığım bir mini dizide aktarmıştım. Meselenin yalnız sandıktaki seçim hilelerinden ibaret olmadığını; “seçim mühendisliğinin” bu ülkelerde çok ince ölçüm biçimlere dayanan bir bilim düzeyine çıkarıldığını anlatan iki kısımlık dizide; temel noktanın “sürprizin önünü almak” olduğunu söylüyordum: “Sandık sonuçlarının milimetresiyle öngörülebildiği, sonuçları önden kotarılan; sürprize geçit vermeyen seçim şovlarına bu ülkelerde ‘seçim mühendisliği’ adı veriliyor” demiştim… Gerçek muhalefeti olmadığı için, İran’da “seçim mühendisliğinin” “kritik oy yüzdeleri” örneğin her daim “katılım oranları” etrafında belirlenmekteydi… “2009 isyanının açtığı güven bunalımının aşıldığını göstermek isteyen mollalar, ‘yüksek katılım oranını’ rejimin kredibilitesinin tesisi ve halkın rejimle et tırnak olduğunu Batı’ya göstermek maksadıyla kullanıyor. Bu nedenle mollaların beklentisi (2012 Martı’ndaki son İran parlamento seçiminde) en az ‘yüzde 60’ katılım olarak ilan ediliyor. Bu kritik oran, tam isabetle seçim ertesinde yüzde 64 olarak tebarüz ediyor… Sokak gösterileriyle yıpranan Putin’in, Rusya’da imajını tamir edecek ‘kritik oy yüzdesi’ de seçim arifesinde gene aynı şekilde yüzde 60 bandında belirleniyor. Putin’in böylece ikinci tura kalmaksızın zaferini tescilleyeceği; ‘iç düşman’ muhaliflerle, ‘dış düşman’ Batı’ya karşı aynı mollaların hesabında olduğu gibi! bu fiyakalı oy oranının ‘kem gözlere şiş’ sergileyeceği düşünülüyor…. Çünkü Moskova ve Tahran’da ‘oy mekanizması’ seçmenlerin tercihlerini yansıtmaktan çok; rejimin devamını sağlayan bir ‘istikrar’ ve ‘meşruiyet’ nişanesi olarak görülüyor... ‘Kritik orana’ varmak için oy satın almaktan hileye dek her yol bu nedenle mubah sayılıyor. Putin de aynı mollalar gibi, (4 Mart 2012 seçiminde!) ‘kritik rakam’ yüzde 64’ü buluverdi. ‘Yüzde 64’; iki ileri demokrasi ülkesinde statükoyu sürdürmeye yarayan sihirli anahtar oldu…” Sonucu genelde önden kestirilen seçimler olduğu için, katılımın hep düşük olageldiği İran’da; bu göz boyayan “yüzde 64’lük” oran; sosyal medyada daha sonra “Yüzde 80 evde TV seyrederken, sandığa koştuğunu öğrendi!” esprilerine yol açmıştı. Putin iktidarını törpülemek amacıyla hedeflerini, son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “Çar”ı ikinci tura zorlamak olarak koyan Rus muhalefeti ise öyle fazla espri yapacak ve gülecek gücü kendinde bulamadı... Çeyrek asır boyunca Kremlin’e.. Stalin misali demir atmaya kararlı görünen Putin’in son cumhurbaşkanlığı projesine karşı aylar boyu Sibirya soğuğuna aldırmadan büyük kentlerde yürüyen muhalif kitleler; “yüzde 64”lük zafer karşısında geri çekildi. srail heyeti Kahire’den ayrıldı İ Netanyahu: Saldırılar sürecek İsrail’in dünkü saldırılarında 10 yaşındaki Filistinli çocuk İbrahim elDevavse hayatını kaybetti. (Fotoğraf: AP) ya devam edeceğiz” dedi. Gazze’den 33 füze atıldığını söyleyen İsrail ordusu yetkilileri, hedeflerinin “terör bölgeleri” olduğunu öne sürdüler. Hamas, İsrail’e füze saldırısı düzenledikleri suçlamalarını reddederken, Filistin İslami Cihad Hareketi’nin askeri kanadı Kudüs Seriyyeleri ise ateşkesin sona ermesinden sonra Aşkelon kentini üç füze ile vurduğunu açıkladı. İsrail ise 2 füzenin Aşkelon şehri üzerinde Demir Kubbe savunma sistemi tarafından imha edildiğini bildirdi. İsrail’in güneyine isabet eden bir füze bir asker ve bir sivilin yaralanmasına yol açtı. Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafları dün acilen ateşkes müzakereleri için yeniden masaya çağırdı. Bakanlık yaptığı açıkla Mısır’ın çağrısı İsrail, Kahire’de devam eden ateşkes görüşmelerinden çekilirken İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun sözcüsü Ofir Gendelman görüşmelere “ateş altında” devam etmelerinin mümkün olmadığını söyledi. İsrail delegeleri son gelişmelerin ardından Kahire’den ayrılırken Filistin delegeleri hâlâ Mısır’da. Hamas sözcüsü Fevzi Barhum Hamas dahil tüm Filistinli grupların talepleri yerine getirilene kadar ateşkesi yenilememe konusunda anlaştığını ancak görüşmelerin devam ettiğini belirtti. Filistin tarafının talepleri arasında sekiz yıldır devam eden Gazze’ye ambargonun kaldırılması, İsrail’deki 125 Filistinli mahkumun serbest bırakılması, Gazze’de havaalanı ve liman açılması var. İsrail’in 7 Temmuz’da başlattığı “Koruyucu Hat” operasyonunda bugüne kadar 432’si çocuk, 243’ü kadın yaklaşık 1900 kişi hayatını kaybetti, 2 bin 979’u çocuk, 1903’ü kadın, 9 bin 806 kişi yaralandı. Birleşmiş Milletler’e göre Filistin’de ölenlerin yüzde 73’ü sivil. Bir taşla birkaç kuş Hariri’den sürpriz dönüş ÜÇ YIL Dış Haberler Servisi Eski Lübnan Başbakanı LÜBNAN’DA Saad Hariri, 3 yıl aradan sonra sürpriz bir şekilde ülkesine döndü. Müstakbel (Gelecek) Partisi Başkanı Hariri, Başbakan Temmam Selam’la başkent Beyrut’ta parlamento binasında bir araya geldi. Hariri için yoğun önlemler alınırken, eski başbakanın parlamento binasından güvenlik amacıyla iki ayrı konvoyla ayrıldığı görüldü. Babası, eski başbakan Refik Hariri 2005’te bombalı suikastla öldürülen Saad Hariri, üç yıldır Fransa’nın başkenti Paris’te gönüllü sürgündeydi. Lideri olduğu hükümetin 2011 yılında düşmesinin ardından ülkesini terk eden Hariri, güvenlik endişesi nedeniyle Lübnan’a dönmüyordu. Hariri, Lübnan’a dönmek için özellikle Hizbullah’tan hayatının tehlike altında olmayacağına dair güvence istiyordu. Suudi Arabistan’ın müttefiki olarak tanınan Hariri, Suriye sınırında yaşanan çatışmalarla ilgili olarak Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdülaziz’in, Lübnan ordusuna Arsal bölgesinde Suriyeli cihatçı gruplara karşı mücadelesine destek amacıyla 1 milyar dolar yardımda bulunacağını duyurmuştu. Suudi Arabistan, Suriye’de Beşşar Esad rejimine karşı savaşan cihatçı gruplara destek olmasına rağmen Hariri bu grupların Lübnan’a müdahalesini “kırmızı çizgi” olarak gördüklerini söylemişti. Ülkenin Suriye sınırındaki Arsal bölgesinde ordu birlikleri ve silahlı gruplar arasında yaşanan çatışmalar önceki gün son bulmuştu. Suriyeli El Nusra Cephesi ve Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanları, sağlanan ateşkes uyarınca Arsal’dan aşamalı olarak geri çekiliyor. Varılan anlaşma uyarınca militanların rehin aldığı 17 polis ve 19 askerin de serbest bırakılması gerekiyor. SONRA Afganistan’da ulusal birlik hükümeti kurulmasını güvence altına alan anlaşma cumhurbaşkanlığı seçimini kaybeden Abdullah Abdullah, seçimin galibi Eşref Gani Ahmedzay tarafından imzalanırken, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de oradaydı. (AFP) Birlik hükümeti için imza attılar Dış Haberler Servisi ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin sürpriz bir ziyarette bulunduğu Afganistan’da, seçim sonuçları konusunda tartışma yaşayan taraflar, ulusal birlik hükümeti kurulmasını garantileyen bir anlaşmaya imza attılar. Afganistan’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda yarışan eski Dışişleri Bakanı Abdullah Abdullah seçim sonuçlarına itiraz etmiş, Kerry’nin girişimleri sonucu ikinci turda kullanılan oyların tümü yeniden sayılmıştı. Kerry’nin çabalarıyla varılan anlaşma uyarınca, Abdullah ve seçimin galibi eski Maliye Bakanı Eşref Gani Ahmedzay yeniden sayımın ardından bir ulusal birlik hükümeti kurulmasını ve ikinci turda kazanan adayın “baş yönetici” görevini üstlenmesini kabul etmişlerdi. 14 Haziran’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda Ahmedzay oyların yüzde 56.49’unu alırken Abdullah oyların yüzde 43.56’sını toplamıştı. DSÖ’den acil durum çağrısı DÜNYADA EBOLA ALARMI (AP) nDış Haberler Servisi Kız arkadaşını öldürdüğü iddia edilen Güney Afrikalı şampiyon ampute atlet Oscar Pistorius’un yargılandığı davada sona gelindi. Yargıç Thokozile Masipa, dava hakkındaki kararını 11 Eylül Perşembe günü açıklayacağını duyurdu. Kız arkadaşı Reeva Steenkamp’ı kasten öldürdüğü iddiasıyla ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanan Pistorius, bu iddiayı reddetmiş ve eve hırsız girdiğinden şüphelendiğini ve kız arkadaşını yanlışlıkla öldürdüğünü iddia etmişti. İddianameye göre Pistorius, bulunduğu banyonun kapısına dört el ateş etmiş, kurşunlardan üçü genç kadına isabet ederek ölümüne neden olmuştu. Pistorius suçlu bulunursa ve en üst sınırdan cezalandırılırsa 25 yıl hapis yatacak. Pistorius davasında karar 11 Eylül’de Sürprize geçit yok Kem gözlere şiş oranlar Güvenlik endişeleri nedeniyle 3 yıldır Paris’te yaşayan eski Lübnan Başbakanı Saad Hariri (Sağda) dün ülkesine döndü ve Başbakan Temmam Selam’la görüştü. (AFP) Dış Haberler Servisi Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Batı Afrika’da bine yakın insanın hayatını kaybettiği Ebola salgını için alarmda. Örgüt ölümcül etkileri olan virüsün yayılmasının engellenmesi için uluslararası destek çağrısında bulundu. DSÖ Acil Durum Komitesi dün Ebola için “uluslararası sorun oluşturan bir kamu sağlığı acil durumu” açıklaması yaptı. Komitenin iki günlük toplantısının ardından yapılan açıklamada, Batı Afrika ülkelerinde yayılan Ebola salgını “sıra dışı bir olay” olarak nitelendirildi. Virüsün öldürücü etkisi, bulaşma şekilleri, şu anda risk altında olan ülkelerdeki zayıf sağlık sistemi dikkate alındığında, daha fazla yayılmasının olası sonuçlarının çok daha ciddi olacağı vurgulandı. Açıklamada, “Ebola’nın uluslararası yayılımını durdurmak ve tersine çevirmek için koordineli bir uluslararası müda DSÖ Başkanı Margaret Chan Cenevre’den dünyayı uyardı. hale gerekmektedir” denildi. Yetersiz tıbbi müdahale koşulları nedeniyle virüsün pek çok sağlık çalışanına da bulaştığına işaret edildi. Salgından etkilenen ülkelerin devlet başkanlarının ulusal acil durum ilan ederek, alınacak önlemler hakkında ülkedeki kamuoyunu bilgilendirmesi gerektiği kaydedilirken “Ebola virüsü taşıyanlar veya onlarla temasa geçenlerin uluslararası seyahat etmemeleri gerekmektedir” uyarısı da açıklamada yer aldı. Örgüt 2009 yılında kuş gribi için, geçen mayıs ayında da çocuk felci için benzer bir uya Liberya Sağlık Bakanı Augustine Kpehe Ngafuan, doktor ve sağlık çalışanlarından bazılarının Ebola virüsü kaptığını ya da karantina altına alındığını, bazılarının ise işinden ayrılmak zorunda kaldığını belirterek “Sağlık sistemi çöküyor” dedi. Ngafuan, hastaların toplu halde öldüğünü de vurguladı. Sıtma, ishal gibi tedavi edilebilen hastalıklara yakalananların virüs kapma korkusuyla sağlık merkezlerinden ayrıldığını ifade eden Ngafuan, bu hastalıklardan ölümlerin Ebola’dan ölümden 34 kat fazla olabileceğine de dikkat çekti. Doktorlar virüs kaptı rıda bulunmuştu. DSÖ’nün uluslararası uyarısına, Liberya’da bir İspanyol rahipte virüsün görülmesi, ülkesine getirilmesi yönündeki gelişmelere karşın AB Sağlık Komiseri Tonio Borg ise birlik sınırlarında Ebola riskinin oldukça düşük olduğunu savundu. n Dış Haberler Servisi Belçika’nın Doel 4 nükleer santralı yağ sızıntısı nedeniyle aşırı ısınma yüzünden devre dışı kaldı. Anvers kenti yakınlarındaki Doel 4 reaktöründe nedeni belirlenemeyen 90 bin litrelik yağ sızıntısı sonucunda üretim dururken şirket yetkilileri sabotaj ihtimali üzerinde de duruyor. Nükleer reaktörü işleten Electrabel şirketinin sözcüsü Geetha Keyaert, “Yürütülen soruşturmada motor yağı tankının muhtemelen bilinçli olarak açıldığı anlaşıldı” diye konuştu. Sözcü, sabotaj konusunda kesin bir şey söylemek için federal nükleer denetim kuruluşu FANC’ın başlattığı soruşturmanın tamamlanmasını beklediklerini söyledi. Belçika’nın elektrik üretiminin yaklaşık yarısını gerçekleştiren 7 nükleer santralda sık sık sorun çıkıyor. Belçika’da nükleer endişesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle