06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 AĞUSTOS 2014 CUMARTESİ 6 HABERLER Erdoğan’ın devlet olanaklarıyla propaganda yapması ve eşitsiz yarış AGİT raporuna girdi Hızlı trende propaganda CHP’li Oran, Erdoğan’ın sahte plakasını YSK’ye şikâyet etti ‘Yasakları çiğnedi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sahte plaka takıp, Başbakanlık makam aracını kullanarak seçim yasaklarını çiğnediği gerekçesiyle Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) başvurarak acil karar alınmasını istedi. Oran, dilekçesinde diğer adaylar açıklamasına rağmen bağış hesabına yatırılan paraları açıklamadığını, bazı valilerin işadamlarını çağırarak Erdoğan’a bağış yapmaları telkininde bulunduğunu anımsattı. Oran, Seçimi Yasası uyarınca seçim bağış ve harcamalarına ilişHaber Merkezi kin belgelerin seçim Başbakanlık kaynaksonuçlarının kesinları, seçim yasaklaleşmesinden 10 gün rının yürürlükte olsonra YSK’ye sunuduğu son 10 günlacak olmasının gelük dönemde, Erdori dönülmesi olanakğan için “Mercedes” sız, seçim sonucumarka 4 zırhlı araç na etki edecek hakkiralandığını belirtsız rekabet koşulları ti. AA’nın haberine oluşturduğuna dikgöre Erdoğan’ın, sekat çekti. Oran, şu çim kampanyası için görüşlere yer verdi: kiralanan araçların, “Aday Erdoğan’ın “34 VH 2875, 06 BJ seçim propagan9740, 06 AP 1287 ve da ve yasaklarının 06 BV 8543” plakabaşladığı 31 Temlarına sahip olduğu muz 2014’e kadar bilgisi verildi. Araçdevletin tüm olalardan birinin sahte naklarını özel jet plakalı olduğu iddiuçağı ve helikoptealarının da “bir basrini kullanarak, kakı hatasından” kaymu harcamalarıynaklandığı, “06 BV la inşa edilen tesis8543” olan plakalerin açılışını yapnın son iki rakamının ması, adil ve eşit sehven yer değiştireolmayan bir yarek “8534” biçiminde rış sürdürülmesihatalı basıldığı, hatane yol açmıştır. 31 nın yapılan haberler Temmuz 2014’te neticesinde fark edilise aday Erdodiği belirtildi. ğan, Van’daki temaslarında T.C. Başbakanlığı’nın 002 plakalı resmi zırhlı makam aracını bu kez üzerine 06 BV 8534 sayılı sahte bir plaka takarak kullanmış, seçim yasaklarını açıkça çiğnemiştir.” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) yaklaşan cumhurbaşkanı seçimi öncesinde Türkiye’ye bir ön gözlemci heyeti gönderdi. Sınırlı Seçim Gözlem Heyeti, AGİT resmi internet sayfasında yayımladığı raporda, seçim sürecindeki propaganda sistemi, basın özgürlüğü ve editoryal bağımsızlık konularında Türkiye’ye ağır eleştiriler getirdi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Köşk propagandasını resmi organizasyonlarla birleştirdiğine dikkat çekilen raporda, “25 Temmuz günü Erdoğan, İstanbulAnkara arasında çalışacak olan yüksek hızlı trenin hizmete açılış töreni sırasında açıkça propaganda yapmıştır” örneği verildi. AGİT’in eleştiri dolu raporun satır başları şöyle: YSK kararlarına itirazın mümkün olmaması ve uluslararası kurumların ve vatandaşların seçim gözlemi yapması ile ilgili yasal hükümlerin bulunmaması dahil olmak üzere, AGİT çeşitli konularda sunduğu bazı temel tavsiyeler hâlâ dikkate alınmamıştır. AGİT ile görüşen ilgililer medya patronlarının ve siyasi aktörlerin editoryal özgürlüğüne doğrudan müdahale etmesinin editoryal bağımsızlığın ve araştırmacı gazeteciliğin yok olmasına neden olduğu yönündeki kaygılarını dile getirmiştir. AGİT Sınırlı Seçim Gözlem Heyeti (SSGH) ile görüşen ilgililer, medya sahiplerinin ve siyasi aktörlerin yayıncılık özgürlüğüne doğrudan müdahale edilmesinin bağımsızlıktan ve araştırmacılıktan uzak bir gazetecilik ile sonuçlanacağına ve iktidar partisine ve Başbakan’a karşı eleştiriler getirilme Heyecansız Seçime Doğru Kendimden başlayayım. 10 Ağustos’ta vereceğim oy için herhangi bir heyecan duymuyorum. Toplumda da görebildiğim kadarıyla göze çarpar bir heyecan belirtisi yok. Mahalleden tanıdığım (son yerel seçimlerde oyunu CHP adayına veren) bir MHP’li arkadaş, önümüzdeki cumhurbaşkanı seçimi için umudunu cemaatlere bağlamış… Görelim bakalım, diyor, cemaatçilikleri samimi mi, yoksa maddi çıkar doğrultusunda mı oy kullanacaklar… (Yani, sayın çatı adayına mı, yoksa kendilerine maddi çıkar sağlayacak olan iktidar partisi adayına mı oy verecekler…) Bir başka deyişle, umut kaynaklarımızdan biri cemaat oyları… Nitekim aynı arkadaş, Fatih cemaatinin oylarının çatı adayına olacağını söylüyor… Duymuşluğum var, ama Fatih cemaatinin kimlerden oluştuğunu doğrusu ya, tam olarak bilmiyorum… Nurcular mı, Fetullahçılar mı, Süleymancılar mı, Nakşibendiler mi, yoksa bu saydıklarımın hepsi zaten aynı şey mi?.. Türkiye bir şeyhler, müritler, tekkeler ülkesi olmayacak diyen kurtarıcı önderin kemikleri sızlıyor olmalı… (Cehaletimi gidermek için üşenmeyip interneti açtım, Fatih cemaati, Fatih’teki İsmail Ağa Camisi çevresindeki cemaatin adıymış… Ne anlama geldiğini bilemesem de, bir Nakşibendi cemaati olduğunu da bu arada öğrenmiş oluyorum…) HHH Bir süredir dışında olduğum İstanbul’a bir iki gün önce ayak bastığımda iktidar partisi adayının her yeri kaplamış afişleriyle karşılaşıyorum. “Milletin adamı” imiş… Korku titreşimleri taşıyan sesiyle oğluna “Paraları sıfırla” diye fısıldayan adam, bu afişlerden “millet”ine azametle, mutlulukla bakıyor… “Yeni Türkiye’nin” mimarı imiş… Yani çalıp çırpmanın hoş görüldüğü, çalıyor ama çalışıyor da sloganının yüz kızartıcı bir utanmazlıkla dilden dile dolaşıp kabul gördüğü, kamu zenginliklerinin ülke çapında yağmalandığı, kadınlara karşı işlenen cinayetlerde rakipsiz dünya şampiyonu olduğumuz, ulusal eğitimin bütünüyle din eğitimine dönüştürülmekte olduğu, kestikleri insan başlarıyla top oynanan canilerin Türkiye kolunun İstanbul’un ortasında toplu namaz kıldıkları; bir konsolosluğumuzun mensuplarını ve ailelerini tutsak edip bu konsolosluk binasını karargâh olarak kullanan canilerin, bu aşağılayıcı eylemlerin hedefi olan ülkenin hükümetince korunup desteklendiği; neredeyse bütün dünya ülkelerince dışlanmış ve komşularıyla savaşın eşiğine getirilmiş ve kendi içinde de bin parçaya ayrılmasına bir kıvılcımın yeteceği bir “yeni Türkiye”nin mimarı… Ve sözünü ettiğim seçim afişlerinde milletine gururla, mutlulukla bakan adama karşı, yukarıda ancak bir bölümünü saydığım suçlarla ilgili tek bir karşı afiş, tek bir slogan yok… Böylesi bir seçim kampanyası herhalde dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir zaman görülmemiştir… HHH Seçimlerde hedef, tarafsızların, ilgisizlerin, karşı seçmenin oyunu kazanmaktır… Bu seçimde tam tersine, oy vermesi “banko” olan seçmen etkilenmeye çalışılıyor… Bu da bize özgü bir garabet olsa gerek… Daha önceki bir yazımda ve konuyla ilgili bir genel toplantıda, solsosyal demokrat seçmenin oyunun “çantada keklik” olmadığını yazıp söylemiştim… Bu uyarıda, ne yazık ki tahmin ettiğimden de daha çok haklılık olduğunu görüyorum… HHH Heyecansız bir seçime doğru yol almaktayız… Heyecan duymak için bir neden yok… Buna karşılık, öfke, üzüntü, hayal kırıklığı yaşıyoruz… Fakat şu anda, bu yazının en zor yerinde, bir an duruyor ve olanca içtenliğimle kendime ve böylece de düşündaşlarıma, arkadaşlarıma soruyorum: Öyleyse ne yapmalı, ne yapmalıyız?.. Yanıtım aynı içtenlikte ve açıklıkta olacak: İlk turda Cumhuriyet Türkiye’si yıkıcısının olabildiğince düşük bir oy oranında kalması için elden gelen yapılmalıdır. Bunun ilk koşulu da iki elimiz kanda da olsa seçime katılmak ve bu kişi karşısında ikinci tura kalması en olası aday kim ise, onun için oy kullanmaktır… Belediye iftarlarıyla kampanya Başbakan’ın propaganda faaliyetleri, çoğunlukla resmi devlet organizasyonları ile birleştirilmiş büyük çaplı organizasyonlardır. Diğer adayların aktif biçimde kampanya yürütmesine karşılık, bu kampanyaların halk önündeki görünürlüğü sınırlıdır. Erdoğan’ın kampanyası geniş kaynaklarla finanse edilmektedir. İl valiliklerine yapılan resmi ziyaretler ve çoğu zaman belediyeler tarafından verilen iftar yemeklerinin takip ettiği büyük çaplı mitingler sayesinde kazanılan son derece büyük bir görünürlükten istifade etmektedir. Erdoğan’ın kampanya afişleri ve seçim otobüsleri, iftar için kullanılan belediye çadırlarının girişine çok görünür bir şekilde yerleştirilmiştir. Tavsiyeler dikkate alınmıyor Editoryal bağımsızlık Plaka sehven değişmiş!.. sini sınırlayacağına dair kaygılarını dile getirmişlerdir. Devlete ait şirketlerin kamu ihalelerinin ve reklamlarının hükümet ile bağlantılı işletmelere verilmesi ve medyanın iktidar partisinin ve Başbakan’ın eleştirisine özellikle televizyonda sınırlı yer ayırması hakkındaki kaygılar ifade edilmiştir. Anayasa, ifade özgürlüğünün etkili bir şekilde korunmasını ve kamuoyu açısından önem arz eden konularda tam anlamıyla çoğulcu bir fikir alışverişi yapılmasını baltalamaktadır. Ayrıca, başka gerekçelerin yanı sıra, Ceza ve Terörle Mücadele Yasası’ndaki Türk ulusunun aşağılanması ve herhangi bir terör örgütünün lehine propaganda yapılması ile ilgili hükümleri gazetecileri suçlu bulup, hapsetmek için gerekçe olarak kullanılmış Anayasa çoğulculuğa balta tır. AGİT Medya Özgürlüğü Temsilcisi (MÖT), son dönemdeki bazı salıvermelerden sonra, 20 gazetecinin hapsedildiğini bildirmiştir. Başbakan dahil olmak üzere devletin yüksek kademesindeki kişiler tarafından açılan çok sayıda kamu ve hakaret davaları gazeteciler arasında otosansürü artırmaktadır. AGİT, farklı RTÜK üyelerinden tarafsızlık zorunluluğuna dair birbiri ile çelişen yorumlar almıştır. 3 Temmuz günü, muhalefet partileri tarafından tayin edilen dört RTÜK üyesi tarafından, devletin yayın organı olan TRT yayınlarında Erdoğan’dan yana taraf tutması hakkında yapılan bir şikâyet, iktidar partisinin tayin ettiği beş RTÜK üyesi tarafından karşı oyla reddedilmiştir. TRT’ye yönelik şikâyetler Başbakan’a eleştiri sınırlanır Şanlıurfa’da Suriyeli sığınmacılarla kavga l Protokol imzalandı Suriyelilere artık iş yok ABİDİN YAĞMUR l Seçim yasakları başladı Erdoğan elini cebine atacak FIRAT KOZOK ANKARA Cumhurbaşkanlığı seçimleri için YSK) tarafından belirlenen seçim yasakları önceki gün uygulanmaya başladı. Yasaklarla birlikte Erdoğan’ın kullandığı sınırsız kamu kaynakları da kesildi. Erdoğan, bugüne kadar yapılan her seçimde ve referandumda başta büyük şehirlerdekiler olmak üzere düzenlediği onlarca miting için devletin uçak, helikopter ve makam aracını kullanıyordu. Son olarak Erdoğan’ın miting için TRT’nin Ankara OrAn’daki yerleşkesinden iki helikopterin kaldırıldığı görüntülenmişti. Erdoğan, mitingler öncesinde katıldığı toplu açılış törenleri ve valilik ziyaretlerini, kamu kaynaklarının rahat kullanılması için gerekçe olarak gösteriyordu. ŞANLIURFA / KAYSERİ (DHA) Suriyeli sığınmacılara yönelik tepkiler giderek artıyor. Adana, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Kayseri’nin ardından Şanlıurfa’da da olaylar çıktı. Şanlıurfa’nın Halilliye ilçesi Bağlarbaşı Mahallesi’nde önceki gece iddiaya göre fırından ekmek almaya giden yaşları 1214 arasında olan 2 çocuk Suriyeli gençler tarafından tekme tokatla darp edildi. Olayı gören mahalle sakinleri çocukları darp eden Suriyelilerle kavga etti. Bunun üzerine yaklaşık 20 kişilik Suriyeli bir grup, kavgaya karışan mahalle bakkalını ve fırını basıp, işyerinin camlarını kırarak zarar verdi. Bunun üzerine mahalle sakinleri Suriyelilerin ikamet ettiği bir evi taş yağmuruna tutu. Yaşanan gerilim üzerine mahalleye polis ekipleri sevk edildi. Çok sayıda polis ekibi çevre güvenliğini alarak her iki grup arasında set oluşturdu. Mahalle sakinleri, “Suriyelilerin gelmesiyle birlikte Gerilim tırmanıyor! Şanlıurfa’da artık huzurumuz kaçtı. Bu insanlar ellerinde taş ve silahlarla evlerimizi basıyorlar. Hiçbir zaman kapımızı açık bırakıp insanlara güvenemiyoruz. Suriyeliler artık içimiz sızıp ailemize, namusumuza, şerefimize göz dikti. Erdoğan kampları oy için boşaltıp bu Suriyelileri başımıza bela etti” diye konuştu. Mahalle sakinlerinden bir grubun Suriyelilerin kaldığı evi yakmak istemesi üzerine polis, toplanan kalabalığı çembere aldı. Öfkeli vatandaşlar, polisler tarafından güçlükle sakinleştirilerek evlerine gönderildi. Kayseri’nin merkez Melikgazi ilçesi Danişmentgazi Mahallesi’nde Suriyeli sığınmacılara yönelik sopalı yürüyüş ve bunun ardından çıkan olaylarla ilgili gözaltına alınan 6 kişi serbest bırakıldı. Yaralı 3 Suriyelinin ise tedavisine devam edildiği belirtildi. Kentteki sivil toplum kuruluşları yurttaşlara sağduyu çağrısında bulundu. MERSİN Mersin ve Adana’da Suriyeli sığınmacıların tarım sektöründe ucuz işçi olarak çalışmasına yönelik, yöre halkının tepkileri ve kaçak işçi çalıştıranlara 7 bin lira dolayında para cezaları kesilmesi üzerine ihracatçılar, üreticiler ve işçi temsilcileri arasında “yabancı işçi çalıştırılmayacağına” dair protokol imzalandı. Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Kavak başkanlığında yapılan toplantıya, işçi çavuşları adına Mersin, Adana ve Tarsus’tan işçi temsilcileri ile üretici birlikleri temsilcileri katıldı. Toplantıda, narenciye hasadında yabancı işçi çalıştırılmaması yönünde tavsiye kararı alındı. EmekDer’in yönetim kurulu üyesi Abdülrezzak Aksu, “Kaçak göçmen başına 7 bin lira dolayında para cezası kesince böyle bir ortak karar alındı” dedi. Obama yönetimine yakınlığıyla bilinen CAP, ABD’ye Kürt gruplara yaklaşımını gözden geçirmesini tavsiye etti ‘PKK terörist listesinden çıkarılabilir’ Dış Haberler Servisi ABD Başkanı Barack Obama yönetimine yakınlığıyla bilinen Center for American Progress (CAP) düşünce kuruluşu, Türkiye’deki çözüm sürecine ilişkin yayımladığı analizde PKK’nin ABD’nin terörist listesinden çıkarılabileceğini açıkladı. PKK ve Suriye kolu PYD’ye ilişkin bir analiz yayımlayan CAP Türkiye’deki “barış sürecinden” memnun olunduğu, ABD’nin de Suriye’deki Kürtlerle temas kurabileceğine dikkat çekilerek, “Eğer PKK, tümüyle barış sürecine adapte olursa ABD’nin terörist listesinden çıkarılmayı hak edebilir” ifadelerine yer verildi. Raporda, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’deki Kürt aktörlerin “IŞİD gibi cihadi gruplara karşı bariyer ve mezhepsel kırılmaların yaşandığı bölgede istikrar göstergesi” olduğu belirtilerek bu durumun, ABD’nin Kürt siyasi gruplarına yönelik politikasının yeniden ele alınması gerekliliğini ortaya çıkardığı kaydedildi. Raporun “Tavsiyeler” bölümünde, yazarlar Michael Werz ve Max Hoffman, ABD’nin Türkiye’deki barış sürecine dışarıdan destek vermesi ayrıca ABD yönetiminin muhalefet partileri CHP ve BDP ile informal bağlarını da güçlendirmesini önerdi. CAP’de Türkiye uzmanı olarak tanınan Werz, raporla ilgili, “Türkiye ve ABD, beraberce, bölgesel istikrar için yeni ortaklara muhtaç. Türkiye, Suriyeli Kürtler ile de yakınlaşabilir” dedi. CAP’nin yayımladığı raporun bir diğer analisti Hoffman ise “Rapor, ABD’nin Suriye’deki Kürt gruplara yaklaşımını yeniden gözden geçirmesini, Kürt siyasi aktörlerle ilişkilerini düzenlemesini tavsiye ediyor. Bu adımlar IŞİD gibi grupların yükselişini kesmeye yardım ederken Türkiye’yi de bölgesel karışıklıklara karşı koruma görevini üstlenebilir” değerlendirmesinde bulundu. CAP’nin başkanlığını, Obama’nın ilk seçildiğinde kabinesini hazırlama işini üstlenen John Podesta yapıyor. Raporda, ABD hükümetine yapılan öneriler şöyle sıralandı: “ABD, Türkiye’deki insan hakları ve demokrasi konularındaki geri gidiş ile ilgili olarak endişelerinde net olmalı. Obama ve Dışişleri bakanı John Kerry, bu konularda daha çok sesini yükseltmeli. Eğer PKK, tümüyle barış sürecine adapte olursa ABD’nin terörist listesinden çıkarılmayı hak edebilir. Bu çıkarılma hemen olmayabilir. Bu listeden çıkarma Ankara ile koordineli olarak yapılmalıdır. Buna her ne kadar Türkiye büyük ihtimalle karşı çıkabilirse de PKK; IŞİD ve El Kaide’nin aksine, son hareketleri ile eninde sonunda terörist organizasyondan meşru bir siyasi aktör olabileceğini göstermiştir. ABD, PYD politikasını ise çok daha çabuk değiştirmelidir. Ne ABD ne de Türkiye, resmi olarak PYD’yi hiçbir zaman terörist grup olarak listelemedi, bu da demektir ki iletişime geçilmesi için hiçbir yasal engel bulunmuyor.” CHP’li Hüseyin Saygılı: Oyları taşımada güvenlik sorunu var Haber Merkezi Cumhurbaşkanı seçimlerinde Avustralya’da ilk oylar verilirken CHP adına Avustralya’da görevlendirilen PM üyesi Hüseyin Saygılı, YSK’nin yurtdışında yeterli duyuru yapmaması nedeniyle katılımın düşük olacağını belirtti. Saygılı, oyların Türkiye’ye taşınması sırasında partilerin nezaret edememe nedeniyle güvenlik sorunu doğabileceğini uyarısında bulundu. Saygılı, “Randevu alarak oy kullanan yurttaşlarımızın seçime katılımı bu nedenle yüzde 10 bile değil” dedi. Avustralya’daki seçimde oyların güvenliğine ilişkin sorunların da bulunduğuna dikkat çeken Saygılı, “En önemli konu ise oyların yerinde değil Türkiye’ye götürüp orada sayılmasıdır. Bu durum seçimlerin gizli oy açık sayım ilkesini açıkça ihlal edilmesi anlamına gelmektedir. Seçimlere gölge düşürülmesine neden olmaktadır” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle