01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 AĞUSTOS 2014 PAZAR 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada Yüzde 51’i de RTE’yi Cumhurbaşkanı. İktidara seçenek tek parti, CHP. Birkaç genel seçimdir CHP, iktidara seçenek diye anılmıyor, yazılmıyor, açıklamaları olası bir iktidar partisinin söylemleri, vaatleri diye değerlendirilmiyor. Ana muhalefet partisi kedinin kuyruğu gibi. Dün neyse bugün de o! Partiler arasında ayrı bir misyonu temsil eden MHP oyları ise zamana ve zemine göre ya çoğalıyor ya da daha düşük düzeye iniyor. Çankaya seçiminde oylarını yüzde 33.5 oranında artıran, yüzde 10 barajını aşmasına mek parmak kalan HDP, bu tırmanışla yeni umutların kaynağı oldu. HHH Ne var ki HDP’nin bugüne dek hiçbir seçimde oy alamadığı Batı Anadolu ve Karadeniz bölgelerinden de oy almasında Demirtaş’ın özellikle sürekli “birlikte yaşam” sloganını yinelemesinin etkisi büyük. Bu slogan, toplumdaki Türklerle Kürtlerin birlikte değil; ayrı, hatta hayal ettikleri olası Kürt devletinde yaşamayı temel ilke yaptıkları inancını sarstı. Ancak bu gelişmenin geleceğe sarkmasının önünde bir engel var. Şayet HDP, Demirtaş’ın halka duyurmayı başardığı sloganı ve ilkeleri benimsediğini gösteremez, önümüzdeki seçimlerde Demirtaş’ın özellikle birlikte yaşam sloganını benimsemez, arkasını getirmezse, 10 Ağustos’taki başarıyı ne bir kez daha yineleyebilecek ne de HDP’nin yüzde 10 barajını aşarak bölgenin değil, Türkiye partisi olması gerçekleşebilecektir. Geldiği bu durumun devam etmesini istiyorsa bu partinin akıllara takılı kalan bir sorunun içeriğinde yatan önemli bir kuşkuyu gidermesi gerekiyor. Elbette kimi çevreler, HDP güçlenmeli Türkiye partisi olmalı diyorlar ama... ... İleride bu olanağı bağımsızlık, bölgesel özerlik ya da İmralı’nın affı gibi toplumda ters tepki yapacak ya da başka koşullarını gerçekleştirmek için... ... Veya RTE’nin başkanlık düşlerini yaşama geçirebilmesi için TBMM’de AKP’ye bir anayasa değişikliğini sağlayacak oy çoğunluğunu sağlarlarsa kaygısıyla şu sırada yanıtı verilemeyecek bu soruyu gündeme getiriyorlar. HHH Zaten geleceğe dönük tek umut; AKP’nin bugün Meclis’teki çoğunluğunun altında vekil sayısı ile 2015 seçimlerinden çıkmasıdır. RTE cumhurbaşkanı seçilince partisinin geçen seçimlerdeki performansını 2015’te gösteremeyeceği kuşku ve kaygısı ile daha bugünden kendi oluşturacağı yeni kadroyu uyarıyor. Aman dikkat! Önümüzde 2015 var, mutlaka bu seçimde de başarılı olmalıyız diyen konuşmalar yapıyor. O da biliyor ki şayet 2015’te gelecek Meclis’te AKP, bugünkü 330 vekilden az sayıda çoğunluk sağlarsa... Hayal ettiği dünyayı gerçekleştirme olanaklarını asla bulamayacaktır. Kuşkusuz çoğunuz içinden bugünleri görmeyi düşlüyor ve lakin... HHH ... RTE’nin yukarıdan yönettiği partinin beklenen başarısızlığı, biraz da ana muhalefetin başarısına bağlı değil mi? Umut dağın ardında değil. CHP’nin önünde. Ne çare bugünkü parti içi manzara bu umuda gölge düşürüyor. Cumhurbaşkanı seçiminden başarılı sonuç aldığına inanan bir genel başkan ve yönetim; seçimli kurultaya gidiyor. Görünen köy kılavuz istemez. Başarısız onca seçimi başarılı göstererek genel başkanlıkta kalan Kılıçdaroğlu; bu kurultaya da son söylediğine göre, her genel seçimde olduğu gibi yine örgütün, kamuoyunun önüne “hedef 2015” diye gidiyor. Ne ki bu kurultay da örgütün arkasında olmasını elbette sağlayan genel başkanın yine yerini muhafaza etmesi, başarısızlığına kaynak gösterdiği muhaliflerini temizleyeceği bugünkü parti meclisinin bir ölçüde yenilenmesiyle sonuçlanacak. Partide kriz olmadığını söyleyen genel başkana göre sonuçlarını önceden kestirmenin zor olmadığı kurultay sadece bir yarışmış! Bu, CHP önümüzdeki seçimlere bıraktığımız yerden girecek demektir. Ne demiş adam askere giden oğluna: “Sen bu akıllla gidersen askere, belki alırsın tezkere!” CHP’de; bu özdeyişin geçerli ve olası sonuçlarının hayırlara vesile olup olmadığını 9 ay sonra hep birlikte göreceğiz! HABERLER AKP’li belediyenin gizli yaklaşık maliyetini tutturan şirket KİK’e takıldı 35 kuruşluk iptal AYKUT KÜÇÜKKAYA GÜNDEM MUSTAFA BALBAY n Baştarafı 1. Sayfada İğde ağacının çiçeklendiği ve kokusuyla etrafında özel bir atmosfer oluşturduğu günlerdir. Ağacın dibine kadar sokulup dokunmaya kıyamadığınız minicik sarı çiçeklere bakarken, “o güzelim koku bunların sinesinden mi geliyor” diye sormadan edemezsiniz. Kışın incecik, gri bulut rengindeki dallarıyla adeta görünmez olan iğde ağaçları, baharla birlikte saklambaç oynarken aniden ortaya çıkıp “sobe” yerine koşmaya hazırlanan çocuklar gibi şenlenir. Beyaza çalan yaprakları biraz da zeytini andırır. Belki meyvesinin de zeytine benzemesi bundandır. Mayıs çiçeklenmesinin ardından ağacın her tarafında çeşit çeşit canlı belirir. Birbirinden renkli böcekler için yaprak araları, çiçek katmanları cennetimsi bir yaşam yeridir. Onlar da güzel kokudan anlıyor olsa gerek. HHH Bu yıl eskiden beri tanıdığım iğde ağaçlarının yanı sıra yenileriyle de buluştuk. Nasıl her insanı ötekinden ayıran yanlar varsa, ağaçlar için de öyledir. Uzaktan tümü birbirinin kopyası bir ağaç kümesi gördüğünüzü sanırsınız. Yaklaşınca bir bakarsınız ki, gövdesinden rüzgârla şarkı söyleyen uç dallarına kadar her biri ötekinden farklı. Zamanla tanış olursanız her birinde ayrı şeyler bulursunuz. Bu yıl tanıştıklarımdan biri dertli mi dertliydi. Yola bakan taraftaki alt dallarının tümü kesilmişti. Çapı 45 parmağı bulan kesik uçlar tıpkı bir insanın kolunun bacağının kesilmesinden sonraki hüzünlü görüntüsünü çağrıştırıyordu. Kesik yere dokunup okşadım, ilk bakışta bir şey hissetmiyor gibiydi. Dalın iç halkaları ise nasır tutmuş ayak topuğu gibi yarı canlı çizgilerle doluydu. Hafta başında sabahın erken saatlerinde taze gün ışığı ile birlikte kesik dalları selamlarken hemen yanlarından yay gibi fırlamış filizler dikkatimi çekti. Ya çok hızlı büyüdüler ya da ben geç fark ettim. Ne olursa olsun hayat devam ediyordu. HHH O an asıl dikkatimi çeken ise gövde oldu. Ağaçlar çoğunlukla yapraklarıyla, meyveleriyle kimlik bulurlar. Ama onları ayakta tutan, yerin altıyla üstü arasında mucizevi bir bağlantı ve denge kuran asıl yaşam merkezi gövdedir. Eskiden tanıdığım iğde ağaçlarında da öyleydi, gövdenin ırmak yataklarını andıran girintili yerleri aynı zamanda karınca otoyoludur. Kendi ağırlığının 6 katından fazla yük taşıyabilen, bu rekoru doğada başka bir canlıya bırakmayan karıncalar o gövde yollarını kendileri inşa etmiş gibi bildik dolaşırlar. Mevsimler gelir geçer, yapraklar yeşerir kurur, meyveler olgunlaşıp dökülür, bütün bunlara gövde ev sahipliği yapar. İnsan yaşamında da kurumların yaşamında da öyle değil midir?.. Gövde her şeye tanıktır. Sağlamsa her şeyi başarmaya aday demektir. Kimi dallar kesilse de, kırılsa da, hatta kurusa da gövde havaya, toprağa, yaşama tutunma gücünden bir şey yitirmez. Bilir ki, asıl olan kendi sağlığıdır. Onu koruduğu, dallara özsuyunu taşıyabildiği sürece yaşam devam eder. Dallarını kırsanız da yenilerini üretir. İsteseniz de o ağacı başkalaştıramazsınız. Eğer dallarına dışarıdan aşı yapmaya çalışırsanız onun tutup tutmayacağına da gövde karar verir. Bunun için hem gövdenin hem de gövdeye bağlı dalların sağlam olması gerekir. Atalarımız ne güzel söylemiş: Çürük dal aşı tutmaz... AKP’li Osmangazi Belediyesi’nin açtığı ihaleyi alan şirket “gizli kalması gereken yaklaşık maliyeti” tam 12’den tutturunca Kamu İhale Kurulu (KİK) ihaleyi iptal etti. Yaklaşık maliyetin 6 milyon 445 bin TL olduğu ihalede şirketin maliyetin sadece ‘35 kuruş’ üzerinde teklif vermesini “dikkat çekici” bulan KİK, “yaklaşık maliyetin gizliliğinin korunmamış olduğu izlenimine ulaşıldığını” tespit etti. KİK ihalenin iptaline oybirliğiyle karar verdi. Aynı şirketin, aynı belediyeden benzer nitelikteki bir ihaleyi de yaklaşık maliyetin “31 kuruş” üzerinde teklif vererek aldığı yine KİK kayıtlarına girdi. Bursa’nın Osmangazi Belediyesi 8 Ekim 2013’te “2. bölge içinde kalan mahallelerin katı atıklarının toplanması ve nakliyesi, yolların makine ve elle süpürülmesi, pazaryeri atıkla Belediye ihale öncesi yaklaşık maliyet hesaplar. Bu bilgi gizli kalması gereken bir bilgidir. İhaleye girecek şirketler arasında rekabetin oluşması bu bilginin gizli kalmasına bağlıdır. Belediye yaklaşık maliyetin yüzde 20 oranındaki düşük teklifleri “sınır değer” olarak belirler. Yaklaşık maliyet nedir? Bu değerin altındaki tekliflere aşırı düşük teklif sorgulaması yapar. Aşırı düşük teklif veren şirket neden bu kadar düşük teklif verdiğini açıklamak zorundadır. Ancak Türkiye’de gizli kalması gereken bu önemli bilgi ihalenin üzerinde kalması istenilen şirkete ihale tarihinden önce verilir. rının toplanması ve nakliyesi, çöp konteynırlarının bakımı ve tamiri” için ihale açtı. İhale belediye yönetimince Gintem Mad. Yön. A.Ş.’ye bırakılırken; Ortem Temizlik A.Ş. 2014’te Kamu İhale Kurulu’na başvurarak ihale sonucunu şikâyet etti. Kamu İhale Kurulu 9 Nisan 2014 tarihinde yaptığı toplantıda şikâyetçinin başvurusunu değerlendirdi. KİK’in kararında çarpıcı bir sonuç çıktı. Kurul, ihaleyi alan şirketin belediyenin ihale öncesinde hesapladığı “yaklaşık maliyeti” tam 12’den vurdu. Bu tespit KİK’in kararında aynen şu ifadelerle yer aldı: Teklifin kâr hariç yaklaşık maliyetin sadece 0.35 TL üzerinde olduğu, personel çalışmasına dayalı olmayan ve teklif bileşenleri farklı nitelikli birçok maliyet kalemlerinden oluşan şikâyete konu ihalede başvuru sahibi isteklinin teklifinin kâr hariç yaklaşık maliyete bu kadar yakın olarak hesaplanmasının dikkat çekici olduğu tespit edilmiştir. yesi 3. bölge içinde kalan mahallelerin katı atıklarının toplanması, nakliyesi ve temizlik işlerinin yerine getirilmesi hizmeti alımı” ihalesine de aynı konuda itirazen şikâyet başvurusunda bulunduğu, söz konusu ihalede ise kâr hariç yaklaşık maliyetin sadece 0.31 TL teklif verdiği belirlenmiştir. Tespitler neticesinde, söz konusu ihalede 4734 sayılı Kanun’un temel ilkelerinden olan güvenirlilik ve gizlilik ilkelerinin ihlal edildiği ve yaklaşık maliyetin gizliliğinin korunmamış olduğu izlenimine ulaşılmıştır. kuruş! İkinci ihale de 31 Gizlilik ihlal edildi Ayrıca başvuru sahibinin 12 Mart 2014 tarih ve 8940 sayı ile kurum kayıtlarına alınan dilekçe ile aynı idarenin 2013/119043 İhale Kayıt Numaralı “Osmangazi Beledi İHD VE TUTUKLU YAKINLARI: CEZAEVLERİ TABUTLUK OLDU Hasta tutuklunun durumu Meclis’e taşındı 4 kez kalp krizi geçirdi MALATYA (Cumhuriyet) CHP Genel Başkan Yardımcısı, TBMM İnsan Hakları üyesi, CHP Cezaevi Komisyonu Sözcüsü Veli Ağbaba, Diyarbakır Cezaevi’nde 4 kez kalp krizi geçiren 76 yaşındaki ağır kalp hastası tutuklu Mehmet Emin Özkan’ın durumunu Meclis’e taşıdı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi veren Ağbaba, ağır hasta tutuklu Özkan’ın bir hafta önce kaldırıldığı Diyarbakır Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan efor testinin ardından cezaevine geri gönderildiğini belirtti. Ağbaba, 19 yıldır cezaevinde olan Özkan’ın sandalye üzerinde mama ile beslendiğini de aktardı. Ağbaba, Bozdağ’a şu soruları yöneltti: “Hasta tutsak Mehmet Emin Özkan’ın, tüm bu durumuna rağmen cezaevinde tutulma sebebi nedir? Diğer tüm hasta tutsaklar için de geçerli olan ‘toplum için sakıncalı’ olma durumu ‘sandalye üzerinde mama ile beslenen’ Özkan için de geçerli midir? Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden verilen ‘cezaevinde kalması risklidir’ raporuna rağmen, ismi geçen hasta tutsağın cezaevinde tutulmaya devam edilirken hayatını kaybetmesi durumunda sorumluluk kime ait olacaktır? Bakanlığınızın hasta tutsaklar ile ilgili mevzuat değişikliğini öngören bir çalışması mevcut mudur?” İstanbul Haber Servisi İHD, F tipi cezaevlerinin kapatılması ve hasta tutukluların serbest bırakılması talebiyle Galatasaray Meydanı’nda 126’ıncı kez oturma eylemi yaptı. İnsan hakları savunucuları felçli hasta 75 yaşındaki Ekrem Çiçek’in serbest bırakılmasını istedi. İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu adına açıklama yapan sanatçı Nur Sürer, cezaevlerinin birer tabutluğa dönüştüğünü, AKP iktidarında hapishanelerde yaklaşık iki bin kişinin hastalık nedeniyle hayatını Hasta tutuklu isyanı kaybettiğini söyledi. Hapishanelerde 230’u ağır 624 hasta bulunduğunu aktaran Sürer, “Ekrem Çiçek Diyarbakır D Tipi Kapalı Hapishanesi’nde tansiyon ilaçlarının 2 hafta geciktirilerek verilmemesi sonucu beyin kanaması geçirdi ve vücudunun sağ tarafı felç oldu” diye konuştu. Ekrem Çiçek’in kızı Remziye Çiçek de “Babam bu haliyle kesinlikle hapishanede kalamaz” dedi. Eyleme 1.5 ay önce tahliye olan akciğer kanseri Murat Ekin de katıldı. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) Vekil eşlerine atama kolaylığı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, devlet memurlarının yer değiştirme yoluyla atanmalarında eş durumu ve sağlık kriterine “can güvenliği ve engellilik durumu”nu eklerken milletvekili ve belediye başkanlarının memur olan eşlerine atama kolaylığı getirdi. Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik’te değişiklik yapılmasına ilişkin yönetmelik, dün Resmi Gazete’de yayımlandı. Memurun can güvenliği mazeretine dayanarak yer değiştirme isteminde bulunabilmesi için kendisinin, eşinin veya çocuklarından birinin bulunduğu yerde kalmasının can güvenliğini tehdit altında bırakacağının belgeyle belgelendirmesi gerekecek.NSU raporunda BERLİN (AA) Thüringen Eyalet Meclisi’nde kurulan ve Almanya’da 20002007 yılları arasında 8’i Türk 10 kişiyi öldüren aşırı sağcı NSU terör örgütünün faaliyetlerini araştıran komisyonun raporunda, örgüt üyelerinin arama faaliyetlerinin ülkenin iç istihbarat servisi olan Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından sabote edildiği şüphesinin bulunduğu belirtildi. Alman Haber Ajansı’nın haberine göre komisyonun 21 Ağustos’ta ‘sabotaj’ suçlaması açıklayacağı raporda ağır suçlamalar yöneltildi. NSU üyeleri Uwe Mundlos, Uwe Böhnhardt ve Beate Zchaepe’nin 1998’de izlerini kaybettirdikten sonra başlatılan aramalarda pek çok yanlış kararlar alındığı veya “basit standartlara” riayet edilmediği ifade edilen raporda, aramaların “doğrudan sabote edildiği veya bilerek kaçakların bulunmasının engellendiği şüphesinin akla daha yatkın olduğu” kaydedildi. Çelişkili kararlar alındığı vurgulandı. Eski TEM Daire başkanı açığa alındı Haber Merkezi Emniyet Genel Müdürlüğü eski Terörle Mücadele Daire Başkanı Cihangir Çelik açığa alındı. Polis açığa alma kararını tebliğ ettikten sonra Çelik’in silahına ve polis kimliğine el koydu. Yolsuzluk soruşturmasının ardından TEM Daire Başkanlığı görevinden alınan Çelik, başmüfettiş olarak atanmıştı. Çelik’in TEM Daire Başkanlığı döneminde Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk, 28 Şubat gibi operasyonlar yürütülmüştü. 1725 Aralık operasyonlarının ardından da TEM Daire’de “kozmik soruşturma” başlatılmış, geriye dönük dinlemeteknik takip kayıtları incelemeye alınmıştı. Soruşturma bilgileri ile dinleme kayıtlarının muhafaza edildiği arşiv bölümünde inceleme yapan müfettişlerin hazırladığı rapor doğrultusunda Çelik hakkında soruşturma başlatılmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle