01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C Doğal ayıklayıcıları kaçıran insanoğlu, zeytin sineğiyle kimyasal mücadelede 17 AĞUSTOS 2014 Vecdi Sayar’la birlikte katıldığımız bu panelde, katılımcı LBGT’li genç dostlardan yepyeni bilgiler edindik. Öğrenmenin yaşı yok. Artık “cinsel tercih” değil, “cinsel yönelim” deniyor. Ayın 12’sinde Zeynep Altıok, Orhan Aydın, Tuğrul Keskin, Vecdi Sayar ve Seferihisar’ın Tunç başkanıyla, doğru geçen yıl ağaçlarını Türkiye’nin her yerinden, hep birlikte diktiğimiz Van’dan, Zonguldak’tan, Can Yücel Ormanı’nın yolunu Bingöl’den, Muğla’dan, İzmir’den tuttuk. Epey zamandır böyle gelmiş dört yüz tane genç heyecanlanmamıştım, geçen yıl insan, kadınerkek Seferihisar ben bir çam dikmiştim ve ona Belediyesi’nin onlara verdiği Deniz Gezmiş çamı demiştik. kamp alanında çadırlarını kurup Acaba çam ne kadar büyüdü? atölyeler oluşturmuşlar. Bu arada, Yaşasın, boyu Deniz’e çekmiş, sırayla patates soymayı, kocaman bir yıllık ağaç, ama uzayıp kazanlarda pilav pişirmeyi daha gitmiş. Ona sevgiyle sarıldım ve ilk günden öğrenmişler. “dünyayı değiştirmek için” yollara Oluşturdukları atölyelerde düştüğümüz o güzelim yılları en çok tartışılan konu, “sanatın anımsadım. bağımsızlığı”, Bu aralar çok “sokaktaki sanat” sulu gözlüyüm, tam ve her zaman en yaşlar gözümden umutsuz anlarda dökülüyor, birden bile hatırlanması gencecik bir çocuk gereken bir slogan: geldi ve eliyle “Başka Bir Dünya taşıdığı suyla ağaca Mümkün!” Peki, bu bir can suyu daha başka bir dünyanın kattı. Arkasını dönüp inşası için onlar ne gittiğinde, sırtında o yapmalılar? Nasıl en sevdiğim sloganı bir yaşam tarzını gördüm: “Başka Bir benimsemeliler, Dünya Mümkün!” güçleri ne? Bayrağı birilerine İşleri sadece devretmişiz. tartışmak değil, Deniz’in bana Seferihisar’ın gülümsediğine Uzayıp giden Deniz köylerine gidip yemin ederim. Gezmiş ağacı ve ben. oyun oynayacaklar, Bu arada şehrin merkezinde gençler her gece uzman kişilerce yapılan çeşitli köylerde oyun oynadılar. Ben atölyelere katılacaklar söyleşiler, de Sanat Bahçesi’nde oynanan, forumlar onları bekliyor. İstanbul’da kaçırdığım Esmeray Türkiye’nin “sakin kenti” Özadikli’nin tek kişilik oyunu Seferihisar hiç olmadığı kadar “Yırtık Bohçayı” izledim. Trans bir hareketli. Gençyaşlı, kadınbireyin hayatındaki kimi zaman erkek insanlar sokaklarda komik ama tümüyle Türkiye’yi tango yapıyorlar. İşte bir anne anlatan olayların sergilendiği oğul, tangonun vahşi adımlarını etkileyici bir oyundu. Esmeray, atmaya çalışıyorlar, ötede iki pek zor olan bir kadın meddah kız arkadaş gülerek birbirlerine rolündeydi. Cesurdu. tango adımlarını öğretiyorlar, Bu arada Sığacık Kalesi’nde çok iyi yapanlar da var, doğrusu yapılan Can Yücel anma dayanamadım ben de dans ettim. gecesinde, şiirler okuyan Tuğrul Bir ara gözlerim yaşardı, Keskin, Halim Yazıcı, Mehmet sokaklarında dans edilen bir Esatoğlu ve Orhan Alkaya’ya Türkiye. Bir rüya gibi. Neyse ki eşlik eden, en küçük seyirci, gözü ucundan köşesinden bu rüyanın pek bir kız çocuğunun herkes içine girdim. sustuktan sonra incecik ama Şimdi soruyorsunuz “Yahu bu tüm kaleyi kuşatan sesiyle attığı Işıl nerede? Biz niye siyasetin slogan herkesi coşturdu: “Berkin sığ sularında acı çekerken, o bu bizim içimizde yaşıyor!” kadar keyifli?” Öyle, seçim ertesi Kısaca dostlar çok az bir ben Seferihisar’a uçtum. Ve bölümünü anlatmayı başardığım Türkiye 8. Tiyatro Buluşması’nın Tiyatro Buluşması kararan tam da içine düştüm. Dört gün bir yüreklerimize taze bir soluk üfledi. ütopyada yaşadım. Elbette elimiz Tunç Başkan’a ve buluşmayı kolumuz bağlı oturmadık. Eski bir gerçekleştiren Tepebaşı Tiyatrosu sokak tiyatrocusu olarak, sokak ve tüm görev alanlara yürekten tiyatrosu atölyesi yaptık. “Sanatta sevgiler. Orhan Aydın’ın dediği Ötekinin Yeri” adlı söyleşiye gibi “Tüm ülkede bu nokta atışlar katıldık. İki dinozor olarak çoğalmalı. Her yerde, her zaman!” Yarasa hallederdi OYA UĞRAL AYVALIK AKP’li Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Edremit Körfezi’ndeki yaklaşık 2 milyon zeytin ağacını uçakla ilaçlıyor. Sarımsaklı ve Cunda’dan başlayan ilaçlama dört kez yapılacak. Zeytin sineğiyle mücadele için başlatılan ilaçlama çalışmasının maliyeti 3 milyon 300 bin lira. Ayvalıklı çevreciler havadan ilaçlamanın, diğer bitki, hayvan ve canlılara zarar verdiğini ve ilacın çok az bir bölümünün zeytinlik alanlarda etkili olduğunu söylüyor, ilaçlamanın verimi düşürdüğünü de belirtiyor. Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Platformu Sözcüsü Şükrü Kaygısız, Ayvalık Tabiat Parkı ve Kazdağları Milli Parkı’nın bulunduğu bir alanın, ekolojik değeri, endemik tür çeşitliliğinin dikkate alınması gerektiğini vurgulayarak “Böyle bir alanın ilaçlama sonucu zarar görmesi kabul edilemez” dedi. Havadan ilaçlama Başka Bir Dünya Mümkün! doğayı kirletiyor l Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Platformu Sözcüsü Şükrü Kaygısız, gelişmiş ülkelerde havadan ilaçlamadan vazgeçildiğini belirterek şunları söyledi: “İlaçlama yapılan alanda ilacın yüzde 30’undan fazlasının havada sürüklenmesi sonucu diğer alanlara kaydığı ve bu nedenle diğer alanların kirletildiği gözlemlenmiştir. Yaklaşık yüzde 10’dan fazla bir kısmının buharlaşarak hem hava hem su kirliliğinde önemli rol oynadığı, hava salımı ve buharlaşma sonucu ilacın diğer tarım alanlarına kaydığı, dolayısıyla beslenme zincirimizde yer alan ürünlerin de kirlendiği biliniyor. Özellikle küçük ve faydalı böcek türlerinin yok olduğu, bu nedenle ekolojik dengenin bozulduğu yönünde bilim adamları tarafından defalarca uyarı yapılmıştır. Çözüm, doğanın kendi iç dengesine saygı duymaktan geçer.” Baraj yüzünden gittiler l Kaygısız: “Havran Barajı’nın yapılması sırasında oluşan mağara tahribatları sonucu, binlerce yarasa bölgeyi terk etmiştir. Bir yarasanın binlerce zeytin sineğini yediği ve doğal bir ayıklayıcı olduğu düşünülürse, çözüm daha kolay anlaşılıyor. Bugün ilaçlama önerenler zamanında Havran Barajı gibi anlamsız projelerde ısrar etmeselerdi, bugün doğa kendi başına iç dengesini sağlamış olacaktı. Kaybolan yarasaları getirin, sorun çözülsün.” Tarihe atılan ok l Biga’da okçuluk şenliği NİLHAN AYDIN BİGA Çanakkale’nin Biga ilçesi bu haftasonu “4. Biga Sancak Beyi Osman Bey Geleneksel Okçuluk Müsabakaları ve Şenlikleri”ne evsahipliği yaptı. Tarihçilere göre bu yarışmanın başlangıcı MÖ 334. yıllara dayanıyor. Boğazı geçerek Yarışmaya Biga’ya gelen oyuncu Makedon kralı Cemal İskender, Darius Hünal da yönetimindeki katıldı. Pers ordusuna karşı Granikos çayı (Şimdilerde Kocabaş çayı diye anılıyor) civarında büyük bir direniş gösterir ve bu savaştan da “Büyük İskender” lakabı ile ayrılır. Osmanlı döneminde şenlikler 1726’daki müsabakalarda Menzil Taşı dikip rekor kıran Biga Sancaktarı Osman Bey anısına yapılır. Dün başlayan ve bugün de devam edecek müsabakalarda atlı ve yaya okçuluğu dalında ter döküyor katılımcılar. Ve her dakika sizi bir başka tarihe götürüyor. Bir bakıyorsunuz Atilla’nın torunları germiş yayı, bir bakıyorsunuz Yunan savaşçılar pusuya yatmış Truva misali. Öte yanda Çerkes giysili iki güzel Bigalı kız, yorulanlara ayran ikram ediyor, Ukraynalılarla çekik gözlü Uzak Asyalılar kapışıyor. Şenliklere 21 ülkeden 110 yabancı, Türkiye’den ise 29 kulüpten 400’den fazla sporcu katıldı. Organizasyon Biga Kaymakamı Fatih Genel ile Biga Belediyesi’nin emeği ile gerçekleşti. Ancak asıl şölen bugün Kocabaş çayında yapılacak temsili Granikos savaşı. Bakalım bu meydan muharebesinden kim galip ayrılacak?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle