02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 AĞUSTOS 2014 PAZAR 6 ANTALYA’DAKİ KADINLAR PLAJI’NDAN İZLENİM / CANAN COŞKUN HABERLER Fotoğraflar: Mehmet Çınar DHA Suda deve güreşi Kamptan pavyona ERK ACARER GAZİANTEP Şehirde, insan ticareti yapıldığına yönelik iddialar oldukça fazla. Amacımız söylenenlerin peşinden gitmek. Bir oto yıkama dükkânının sahibi olan H.D., işini gücünü bırakıp bize yardımcı olma amacını şu sözlerle anlatıyor: “Pislikler ortaya dökülsün. Halkımızda da kabahat var. Önce Suriyelileri kullanıp sonra da şikâyet ediyorlar. Onlar gitsin, biz de rahat edelim.” Suriyelilerin kaçakçılık yaptığından söz edenlerin tümünün gömlek ceplerinde, onların pazarladığı, ucuz “Prestij” marka sigaralar bulunması dikkat çekici! Şehre akşam çökerken buluştuğumuz yerde yine olaylar yaşanıyor. Neyseki grubu polis dağıtıyor. H.D. vahim bir iddiada bulunup “Suriyelilerin oturduğu evlere gündüzden işaret konuldu” diyor. latıyor M.C: ‘Yeni Türkiye’ AKP lideri ve tüm yandaşlarının milletin beynini yıkadıkları slogan ile karşı karşıyayız epey bir süredir. Ortalıkta cicilibicili, milletin kulağına hoş gelebilecek Göbbelsvari sloganın cıcığını çıkartacak ve ne olduğunu durmadan millete anlatacak doğru düzgün bir muhalefet de görünmüyor. Sondan başlayalım, “Yeni Türkiye”de Tek Adam, l Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de gördüğümüz gibi, devletin tüm mekanizmasını, neredeyse tüm kaynaklarını ve tüm güçlerini kendi seçim propagandası için kullanır.. l Cumhurbaşkanı seçildiğinin ilan edilmesine ve anayasanın amir hükmüne rağmen, Başbakan, Parti Lideri, Milletvekili sıfatlarını hâlâ elinde tutar.. l Anayasayı çiğnemekten kaçınmaz, Yeni Türkiye aslında neredeyse anayasasız bir ülkedir.. l Anayasanın ve yasaların tarafsız ve nesnel bir yorumu yoktur, bütün amir hükümler, kendisi söz konusu olduğunda, tamamen Tek Adam ve üyelerinin yorumuna uymak, uydurulmak zorundadır. Anayasayı, yasaları değiştiremiyorsa, kılıfına uydurmak siyaseti yürürlüğe sokulur. HHH l Yeni Türkiye’de RTE’nin Alo Fatih telefonları ve Alo Fatih diye biri de yoktur. Başdanışmanlar, ikide bir telefonla merkez gazetelere ayar vermesi, şunu yapın bunu yapın demesi uydurmadır.. Ya gerçek olan nedir? Hem de genel başkan yardımcılarından Salih Kapusuz’dan öğrendiğimize göre, “gazetecilerin özürlüklerini kısıtlayanlar, patron emriyle yazı yazan gazetecilerin ta kendileridir.” l Tek Adam neredeyse hemen her mitingde, Hürriyet gazetesine, patronlarına ve yazarlarına saldırır, hesap sorar. Medyanın değiştirilmesini, yıkılmasını, hükümet destekçisi olmasını ister.. Yoksa, bertaraf olur. Patronlar bu saldırı karşısında Yeni Türkiye’ye uyum sağlar, iktidarın verdiği ayara uyar.. l Amberin Zaman olayında da gördüğümüz gibi, kendisini desteklemeyen veya nesnel haber yazanlar aşağılık kadınlar, erkekler, yazarlar, gazetecilerdir.. Medya tamamen aşağılaştırılmaya çalışılır ve iktidarı asla üzmeyecek bir formata sokulur. HHH l Yeni Türkiye “Tepe”den “Tırnak”a, neredeyse bir hırsızlar ülkesidir.. Ucu iktidara dayanan her şey örtbas edilir. Bakanlar düşer, Meclis’te durumları görüşülmez, virgül hatası var uydurmacası ile dosyaları savcılığa gönderilir ve uyuşturulur. Minnacık adamlar kendilerini Sarraf’ların ayakları altına atarlar, kollarında 700 bin liralık saatler taşımaktan utanmazlar.. Çocuklarının evlerinde para sayma makineleri, banka müdürlerinin evlerinde ayakkabı kutularında milyonlarca dolar ve Avro bulunur, ama hepsi gepgep geğirerek ortalıkta dolaşır.. l İktidar, eteklerini saran Deniz Feneri yangınını özel savcı, yargı ve mahkemeleri ile söndürür. Yapmayanları anasından doğduğuna pişman eder.. l Egemenlerde neredeyse yüz yoktur. Utanma sıfırdır, ar damarları alınmıştır.. l Dolayısıyla siyasi etik diye de bir şey yoktur. Her türlü yalanı, rakiplerini aşağılamak için miting alanlarında söyler. Ve bu üstelik alkışlanır. Siyasi rakiplerini yuhalatır. l Gösteri özgürlüğü, iktidarın izin verdiği ölçülerde, yerlerde, kalabalıklarla yerine getirilir. İktidar her an TOMA’larla, kimyasal gazlarla ve yeni alınan elektroşok silahlarıyla dağıtır.. vurdurur ve öldürtür. l Oğulların “eğitim” vakfına iktidar belediyeleri arsa bağışlamak, hatta üzerine bina yapıp vakfın işletmesine vermekle yükümlüdür. l İşadamları, iktidardan aldıkları işlere, ihalelere, doğrudan en tepeye komisyonunu ödemek zorundadır. Petrol boru hattı ihalesi verilir, 10 milyon kesmez, ne kararlaştırıldıysa o ödenir.. l İşadamı kılığı altında, yiyiciler iktidarla sürekli olarak aşnafişne ilişkileri içine girer. İşler başka türlü yürümez. HHH İktidar borazanları, muktedirler, iktidardan beslenen binlerce kişi, her gün söylev, yazı ve çizileriyle muhalefetin artık değişmesini, kendilerine benzemesini isterler. Yeni Türkiye’ye uygun yeni muhalefet propagandası yapılır. Muhalefet titrer, ülke değişiyor biz de değişmeliyiz diye düşünür.. İktidarın yol yöntem ve kurallarına bel bağlar. İktidar örneğin sağcılığı dinciliği mi kullanır, bunları iktidara gelmenin aracı sanır. Bu kavramların, hırsızlıkların yürütülmesinin araçları olduğunu görmez. Halkın karşısına tersi bir seçenekle çıkmaya korkar. Yeni Türkiye’de iki seçenek vardır: Ya cemaat ya Tek Adam rejimi, kırk katır mı kırk satır mı seçenekleri tartışılır ve kullanılmaya zorlanır.. Demokrasi yoktur, insan hak ve özgürlükleri, iktidarın isteği doğrultusunda vardır. Hukuk ve kurumlar, 12 yıldır iflas halindedir. Ya biri ele geçirir ya öbürü... Yeni Türkiye, her bakımdan müflisler ülkesidir.. Ya kabul edeceksin, ya kabul edeceksin... yapılmayan plaj Antalya’daki Kadınlar Plajı’ ndan izlenim yazmam istendiğinde “haber ile denizin” arasında kalacağımı tahmin ediyordum. Kızgın ağustos sıcağının yerini “sarı yaza” bırakmaya hazırlandığı bugünlerde tam da tatil sezonunu kapatmışken “Kadınlar Plajı” açılışına gideceğimi duymak beni heyecanlandırmıştı. İlk defa kumsalda dalga sesleriyle haber yazacaktım. Belki sıcaktan bunalınca da denize girecektim. Uçağım Antalya’ya inince doğrudan plaja gidiyorum. Ancak kapıda beni sürpriz bir sorun bekliyor. Güvenlik görevlisi açılışı gerçekleştirecek Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel gelmeden tesise giremeyeceğimi söylüyor. Tam da bu sırada bir “mücadele arkadaşıyla” karşılaşıyorum. İçeri alınmadığı için küfürler savuran teyzenin sayesinde kadınlardan oluşan güvenlik duvarını aşarak içeri giriyoruz. İçeri girerken kızgınlığı devam eden teyze Menderes Türel ile yerel seçimler öncesi beraber çalıştıklarını belirterek, “Açılışta rezil edeceğim onu” şeklinde veryansın ediyor. Teyzenin bu sinirli hali sanki etrafımızda adeta bir dokunulmazlık zırhı oluşturuyor ve en azından güneşin altında beklemekten kurtuluyoruz. Açılış öncesi bol bol Menderes Türel’in seçim şarkısı dinletiliyor ve o şarkıda da en çok tekrarlanan bölüm “Nerede kalmıştık?” oluyor. Tamam bu bölüm Türel’in eski başkanlık günlerine atıf ama biz kendi aramızda “37 derece sıcağın altında siz daha gelmediniz diye plajın girişinde kaldık” diye yanıtlıyoruz. Bu arada “kızgın teyze” birden tavır değiştirip meslektaşlarımıza “karma plajlarda erkeklerde çekindiği için bu yaşına kadar yüzme öğrenemediğini, Menderes Türel’in yanaklarından öptüğünü” söylüyor. Fuhuşa itilen Suriyeliler arasında 1213 yaşındaki kızlar da var ŞANLURFA / MARDİN (Cumhuriyet) Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde elektrik kesintilerini protesto etmek isteyen 100150 kişilik grup, trafo merkezi önünde toplandı. Grup yolu trafiğe kapattı. Bunun üzerine polis gruba biber gazı ve basınçlı suyla müdahale etti. Gruptakiler ara sokaklara dağıldı. Mardin Kızıltepe’de de bir grup çiftçi elektrik talebiyle Mardin Valiliği önünde eylem yaptı. AKP Mardin Milletvekili Abdurrahim Akdağ, ana trafonun yandığını, çalışma başlattıklarını söyledi. Elektrik kesintisi gerilimi TL’ye Suriyeli kadın’ M.C. bu konuda seçenekleri şöyle sıralıyor: “ İslahiye yakın yer. Hüsamettin’e telefon açar, sonra da gider alırız. 22 TL kadına vereceğiz. 30 TL de Hüsamettin alır. Tüm gün kadın sizin! Kilis’te de 1213 yaşında kızlar var. Biraz uzak ama o iş de kolay!” Ya kamptan aldığımız kadını çok uzun bir süre yanımızda tutmak istersek… “O iş biraz tuzlu” diye anlatıyor M.C., “İş ancak 3 5 bin TL’ye çözülür. Bazı yerlerde çalıştırılmak üzere bu kadınları alıyorlar zaten. Pavyonlarda, otellerde Suriyeli manita çalıştırırlar.” Pavyonların ve sözü edilen otellerin bulunduğu mahalle ‘Tepebaşı’ olarak geçiyor. Bizi üçüncü sınıf bir pavyonun kapısında karşılıyorlar. “Bizde iki Suriyeli var. Ama bugün çıkarmıyoruz, korkuyorlar” cevabını alıyoruz. ‘22 ‘Rezil edeceğim onu’ Ve mutlu an... Konuşmalar, törenler, kurdeleler bitti şimdi hedef güneş, kum, deniz... Kadınlar Plajı denilince akla “tesettürlü kadınların gideceği plaj” klişesi geliyor ister istemez. Ancak plajda haşema diye adlandırılan tesettürlü mayo ile denize giren kadınlar da bikinisiyle güneşlenenler de yan yana şezlonglarda denizin keyfini çıkarıyor. Sarısu’da cankurtaranından garsonuna kadar tüm çalışanlar kadın. Kadın güvenlik görevlilerinden ilk nasibini alan da ailece plajın kapısına gelen turistler oluyor. Erkek turistlere güvenlik görevlileri tarafından durum izah edilmeye çalışılıyor. Plaj tam anlamıyla kadınların hâkimiyeti altında olunca suda deve güreşi yapan da haliyle yok. Tüm kadınlar “naif naif” yüzüyor. Biraz çocuk gürültüsü fazla... O kadar oluyor artık. Artık biz bir ekibiz... Kızgın teyze, ailesi ve ben... Öğle yemeğine doğru çantalarından evlerinde hazırladıkları dolmaları ve kekleri çıkarıyorlar. O andan itibaren ortam kadınlar matinesine dönüyor. Plajın kafeteryasında satılan köftelerin pahalılığından dem vuran kadınlar “18 TL’ye köfte ekmek mi olur?” diyerek evlerinden getirdikleriyle karınlarını doyuruyorlar. Hatırlatmakta fayda var, tesis henüz yeni açıldığından yalnızca köfte ekmek satılıyor. Su 1 TL, meşrubatlar 3 TL. Balık restoranları da var ancak henüz faal değil. Alışveriş yapmak isteyenler için çarşı da var ancak o da henüz açılmamış. Bu kadar “yokluk” içinde “bolluk” deniz tabii... Belki de “yazıya ara verip” denize yönlenmeli... Bikinili, haşemalı yan yana Plaj kadınlar matinesine dönüyor DİYARBAKIR (Cumhuriyet) AKP hükümetinin Kürtçede kullanılan “W, X ve Q” harflerinin günlük hayatta kullanılmasına ilişkin yasağı kaldırmasının lafta kaldı. Diyarbakır’daki bebeklerine “Warjin” ismini veren aile bebeğin adında “W” geçtiği için 11 aydır kimlik çıkartamıyor. Anne Sabahat Altun Çelik, nüfus müdürlüğü yetkilisinin “Warjin, Varjin olursa kimlik veririz” dediğini iddia etti. ‘W’ye özgürlük lafta kaldı amptan ‘sudan ucuz’ Suriyeli işçi “Suriyeli insan ticareti ” konusunda “ deneyim ve bilgi sahibi olan” M.C. ile buluşuyoruz. M.C., “Biz İslahiye kampından ucuza işçi alırız. Kampta Suriyeli olan ve ekip başı olarak çalışan Hüsamettin isimli bir adamımız var. Suriyeliler, onun gözcülüğünde kamptan ayrılıp yol boyuna çıkarlar.” diyor. M.C., fiyatlar konusunda da şu sözlerle bilgi veriyor: “Sabahtan akşama kadar çalıştırıp 30 TL veriyorsun. Üç onluk, sudan ucuz yani! Ama bu paranın hepsini de işçi almaz tabii. Aracı alacak. Adamın eline 15 lira ya kalır ya kalmaz!” Mizansen gereği bizim ucuz emekçiyle işimiz yok; başka şeyler arıyoruz! “Kadın meselesi çok kolay” diyerek an K ntikamımızı kadından alacağız’ H.D’nin sözleri gerçeği yansıtmasa da genel düşünce hakkında sert bir parantez açıyor: “Dayı, bütün intikamımızı Suriyeli bir kadından alacağız!” Yeniden namı diğer Suriye Caddesi’ne iniyoruz. Bir otelin önünde bulunan genç bir kişi yolumuzu kesiyor: “Abi nasıl yardımcı olabilirim!” İsteğimizi yineliyoruz. “Ya birkaç gün önce gelecektiniz” diyor. Israrımızı sürdürünce, bize bir başka formül öneriyor: “NizipUrfa yolu üzerinde toptancılar pazarı var. Sıra sıra kamyonların arasında, Suriyeli bulursunuz. Fiyatları ucuzdur!” ‘İ Kentte yine kavga: 2 yaralı Gaziantep’te, alkollü olduğu ileri sürülen gençler ile Suriyeli bir aile arasında çıkan kavgada 2 kişi yaralandı. İddiaya göre, Kocaoğlan Mahallesi’nde bir grup, Suriyeli bir ailenin yaşadığı Merdiven Sokağı’ndaki dükkâna saldırmak istedi. Aileyi dükkândan çıkarmaya çalışan gençlerden Nurettin S. ve Murat N, arbedede hafif yaralandı. Polis, Suriyelilerden bazılarını gözaltına aldı. Ekipler, sokaktan geçen Suriyeli bir kadını, güvenlik amacıyla bölgeden uzaklaştırdı. Ekiplerin, dükkanın önündeki eşyaları topladığı, daha sonra işyerini kapattığı görüldü. Yeni Türkiye ne midir? ‘Vali şimdi de havuz kapattı’ ERDEM GÜL ANKARA Vali Hüseyin Avni Coş, yerel seçimler sonrası atandığı Sakarya’da da “ailesi için havuz kapattı” iddiasıyla gündeme geldi. CHP Milletvekili Aylin Nazlıaka, Vali Coş’un, “Eşi ve çocuklarını kullanımı nedeniyle halka açık havuzun 1 saat süresince kapattırdığını” belirterek, İçişleri Bakanı Efkan Ala’dan açıklama istedi. Vali Coş ise havuzun kapatılmasının söz konusu olmadığını belirtirken, “3.5 yaşındaki çocuğumuz havuzu istedi. Eşim ve bir arkadaşıyla birlikte havuzdan istifade etti. Bu iddia akıldışı” dedi. Coş, inceleme yapılması için talimat verdiğini, bu iddiayı ortaya atanları da bulmak istediğini belirtirken, Nazlıaka’ya da “Bana niye sormadı” diye tepki gösterdi. Coş, Adana Valiliği öncesi bayram törenlerinde vatandaşlara “gavat” dediği ve AKP’lerin de aralarında olduğu çok sayıda ismin telefonlarını dinlettirdiği iddialarıyla gündeme gelmişti. Aydın Valiliği sırasında CHP’li Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile tartışmıştı. Coş, Başbakan Tayyip Erdoğan’a yakın bir isim olarak biliniyor. NAZLIAKA: HALKA AÇIK YERİ 1 SAAT ENGELLEDİ Coş vakaları DİYARBAKIR (Cumhuriyet) IŞİD’in katliamlarından kaçarak Türkiye’ye sığınan Ezidilerin, daha önce Süryaniler için oluşturulan Mardin’in Midyat ilçesindeki kampa taşınacakları belirtildi. HDP Milletvekili Selma Irmak, “AFAD devreye girdi ve Ezidi Kürtlere yardım için girişimlerde bulundu. Silopi, Cizre, Viranşehir, Mardin, Diyarbakır ve Batman’a yerleştirilen Ezidiler Midyat’taki AFAD kampına yerleştirilecek. Silopi’den Midyat’a tahliyeler başlatıldı” dedi. Ezidiler, Midyat’taki AFAD kampına
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle