01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 AĞUSTOS 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Kamu güvencesizliğe koşuyor OLCAY BÜYÜKTAŞ Gerek iş cinayetleri ve kazalarının en önemli nedeni gerekse sendikal örgütlenmenin önündeki en büyük engel olarak görülen taşeron çalışma ve güvencesizlik son sürat devam ediyor. Yılın ilkyarısında kamuda yaratılan 53 bin kişilik istihdamın yarısına yakınını geçici ve sözleşmeli personel oluşturuyor. Sosyal çalışma uzmanları ve sendikacılar, hükümeti güvencesizliği yaygınlaştırmakla eleştiriyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre kamudaki istihdam, yılın ilkyarısında yaklaşık yüzde 1.6 arttı. Geçen yılın sonunda kamuda toplam 3 milyon 319 bin 584 kişi çalışırken haziran sonunda bu sayı 3 milyon 372 bin 806’ya çıktı. Böylece kamuda istihdam edilenlere 53 bin 222 kişi daha eklenmiş oldu. Sözleşmeli personel sayısı bu yılın ilk 6 ayında 11 bin 283 arttı. Böylece kamudaki sözleşmeli personel sayısı 116 bin 567’ye çıkarken sözleşmeli personel sayısındaki artış yüzde 10.7 oldu. Hükümetin istihdam politikalarını eleştiren ve taşeron çalışmaya karşı ciddi bir mücadele içinde yer alan DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, kamuda güvenceli istihdamın gittikçe yok edildiğini dile getirerek “Kendi verilerine göre 600 binin üzerinde taşeron işçi çalıştıran bir devletten söz ediyoruz ve bu sayı her geçen gün artıyor. Yeni haklar getireceğim diye sunmaya çalıştığı yasalarda da haktan hukuktan bahsetmek mümkün değil” diye konuştu. Sendikal hakların her gün tırpanladığını ve gerek kamu gerekse özelde taşeronlaşmanın önünün açıldığını hatırlatan Çerkezoğlu, kamunun bir an önce 4B’li, 4C’li sözleşmeli adı ne olursa olsun öncelikli olarak güven Geçici işçi, geçici personel, sözleşmeli ve diğer kategorilerindeki artış yüzde 30’u aştı Seçimden İzlenimler Yorumlar farklı da olsa Cumhurbaşkanlığı seçiminden çıkarılacak sonuçlar hatta alınacak dersler vardır. Sonuçları, alınabilecek dersleri algılayabildiğim kadarıyla satırbaşlarıyla özetlemeye çalışayım. l Muhalefetin çatı aday stratejisi, formülü en azından aritmetik olarak hatalı olmuştur. Çatı aday sinerji yaratamamış, sinerji bir yana parçaları dahi toplayamamış, bir araya getirememiştir. Çatı aday yerine CHP ve MHP kendi adaylarını göstermiş olsalardı, aritmetik olarak ikinci tura kalması hemen hemen kesin olan bir seçim, daha ilk turda sonuçlanmayacaktı. Bu savla Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu yanlış seçimdir demiyorum. Sayın İhsanoğlu yerine kim olsaydı, sonuç değişmeyecekti. Çatı aday formülü, aritmetik olarak yanlıştı. Buna bir de aday belirleme sürecindeki gecikmeler, partilerin tabanlarının görüşlerinin alınmaması, ardından da tıpış tıpış bir tür marş marş komutu eklenince, sonuç kaçınılmaz oldu. l CHP’nin sağa açılarak oy artırma stratejisi bir kez daha hüsranla sonuçlandı. Sol, orta sol eğilimli seçmen azınlıkta, seçim kazanmak isteniyorsa, sağa açılmak, esnekleşmek gerekli galat görüşü CHP yönetimine ne zamandır egemen. Deneniyor, sonuç alınamıyor, yine de ısrar ediliyor. Einstein’ın aynı deneyi yaparak farklı sonuç beklemeyi, aynı hatayı yinelemeyi nasıl, hangi sözcükle değerlendirdiği bilinir. Bu tutumu daha nazik bir sözcükle sağgörü yoksunluğu olarak ifade edebiliriz. Bir yandan beklenen sağ oy gelmiyor, öte yandan sol, sola yatkın seçmende en azından sandığa gitmeme gibi bir tepki doğuyor. Sonucu doğru algılayıp CHP aynı hatayı yinelemekten kurtulursa kazanç sağlamış olacaktır. l Çatı aday formülü sol eğilimli seçmende tepki doğururken MHP’li seçmenin bir bölümünü de Sayın RTE’ye oy vermeye yönlendirmiştir. Oy kullandığım sandıkta bu eğilimleri gözledim. Gerçi bir sandık sonucuna bakarak genelleme yapmak eksik olur. Beşiktaş’ta 1347 No’lu sandıkta oy kullandım. Geçmiş seçim sonuçlarını biliyor, çevreyi bir ölçüde tanıyordum. Beklentim, Sayın E. İhsanoğlu 235, Sayın RTE 3035, Sayın Demirtaş 57 oy alır şeklinde idi. Sonuç Sayın İhsanoğlu 214, Sayın RTE 37, Sayın S. Demirtaş 17, geçersiz 5 oy olarak gerçekleşti. MHP’nin önceki seçimlerde aldığı 56 oy, RTE’ye kayarken CHP’li seçmenin bir bölümü Demirtaş’a oy vermiş, bir kısım da geçersiz oy kullanmayı yeğlemişti. Katılım oranı önceki seçimlerden farklı değildi. l Kamuoyu araştırmalarının bilimsel olarak, istatistiksel olarak bir değer taşımadığı bir kez daha kanıtlandı. Vatandaşlar belki tahminlerle fiili sonuç arasındaki farkları önemsemeyebilirler hatta yakın da bulabilirler. Ancak sapmalar bu tür araştırmaların istatistik olarak değeri olmadığını kanıtlayacak boyuttadır. l Sayın Selahattin Demirtaş bir umut yaratmıştır. Mezhepsel, ne olduğunu çok iyi bilmediğimiz etnik kökene dayalı, emperyal güçlerin körüklediği bir politika yerine, Demirtaş sınıfsal yaklaşımı benimsemiş ve savunmuştur. Sayın Demirtaş’ın tutumu, tumturaklı politik çıkar sağlama amaçlı açılımlardan daha çok yapay olarak alevlendirilmiş sorunların çözümüne katkı sağlayabilir. Politik savaşımının sınıfsal temele dayandırılması çok daha sağlıklı sonuçlar verir. Sayın RTE’nin seçim zaferi tarihteki Pirus (Pyrrhus) zaferine benzer bir zaferdir. Devletin tüm olanaklarına, hatta baskılarına, çıkar odaklarının desteklerine karşın, halkın en azından dörtte birinin katılmadığı, yüz bini aşkın tepki oyunun kullanıldığı bir seçimde alınan oy ancak yüzde 51.8’dir. Bu sonuç “zafer, başarı” olarak yandaş yalakalar tarafından kamuoyuna satılmaya çalışılmaktadır ama tarihteki kazananı pek belli olmayan Pirus zaferine de benzemektedir. Başkanlık tutkusunu sonlandıracak, en azından dizginleyecek bir zaferdir. Seçim sonuçlarından Sayın RTE başkanlık, CHP sağa açılma, HDP etnik değil sınıfsal mücadele açılarından doğru dersler alabilirlerse 10 Ağustos seçimi ülke açısından yararlı sonuçlar da vermiş sayılabilir. Taşeron ve sözleşmeli personel sayısı 1 milyonu aştı Bakanlık verilerine göre 661 bin taşeron istihdam eden kamu, yeni aldığı personelde de geçici çalışanlar ve sözleşmelilerden vazgeçmiyor. Bu yılın ilkyarısında yaratılan 53 bin kişilik istihdamın yarısına yakınını sözleşmeli ve geçici çalışanlar oluşturuyor. celi çalışmanın koşullarının oluşturulması gerektiğini vurgladı. Çalışma Bakanlığı’nın mayısta açıkladığı taşeron işçi raporuna göre kamuda 661 bin, özel sektörde de 572 bin taşeron işçi istihdam ediliyor. En yaygın sektörler ise temizlik ve inşaat. Taşeron işçilik, çalışma hayatının en çok tartışılan gündem maddelerinden biri. 2003’te yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanunu’ndaki düzenleme ile uygulama yaygınlaştı. Kanunda ‘alt işverenlik’ adı ile tanımlanıyor. Bazı kaynaklara göre kamuda 1.1 milyon olmak üzere 2.5 milyon olduğu ileri sürülen taşeronluktan vazgeçilmiyor. Kamuda 661 bin, özel sektörde ise 572 bin taşeron işçi bulunuyor. Kamu kurumları arasında en çok belediyeler, KİT’ler ve yükseköğretim kurumları taşeron işçi çalıştırıyor. ülkesinde ise alt işveren kapsamında çalışan işçi sayısı 4 buçuk milyon civarında. İstatistiklere göre iş kazalarının yüzde 90’a yakını taşeron olan işyerlerinde meydana geliyor. Taşeron işverenler istihdam ettikleri işçilerle genellikle bir yıldan kısa süreli sözleşmeler yapıyor. İşçi işyerinde tam bir yılı doldurmak üzereyken işvereni tarafından işten çıkarılıyor. Böylece kıdeme bağlı haklarını alamıyorlar. Aslında taşeron işçiler yasal olarak işverenin asıl işlerinde çalıştırılamıyor ancak bu uygulamada geçerli olmuyor. Güvenceli istihdam yok Taşeron yaygın İş cinayeti taşeronda En çok temizlik ve inşaat sektöründe istihdam ediliyor taşeron işçiler. 27 Avrupa Birliği iPhone artık kırılmayacak Ekonomi Servisi Apple, iPhone telefonun ekranında cam yerine, kırılması ve çizilmesi daha zor olan ve daha pahalı olan safir ekran kullanmayı planlıyor. Gelecek yeni iPhone’larda ve akıllı saatlerde kullanılacak ilk safir ekranların Arizona’daki Mesa şehrinde bulunan fabrikada bu ay üretimine başlanacağı tahmin ediliyor. Wall Street Journal’in haberine göre, Apple bu fabrikayı GT Advanced Technologies ile birlikte açtı. Araştırma şirketi Yole Développement’ın Fransız analisti Eric Virey yeni fabrikanın tam kapasite ile çalıştığında dünya genelindeki 100’den fazla fabrikanın safir üretiminden iki kat fazla üretim yapacağını söyledi. Safir dünya üzerinde bulunması zor minerallerden biri. Safir kolay kolay kırılmayan ya da çizilmeyen özelliği ile dikkat çekiyor. Bu mineral ayrıca yüksek sıcaklığa ve kimyasal aşınmaya da oldukça dayanıklı. Analist Virey tek bir safir ekranın üretiminin 16 dolara mal olacağı tahmininde bulunuyor. Apple ve GT, bu haberle ilgili açıklama yapmayı reddetti. Zeybekci’den şaka gibi Moody’s değerlendirmesi: Kale almıyoruz u Ekonomi Bakanı Zeybekci, Moody’s’in Türkiye’ye yönelik ‘Politik gerginlik ve belirsizlik 2015’e kadar sürecek’ uyarısı için “Endişelerin ekonomiyle ilgisi yok” dedi. de ‘biz pozitif bir açıklama beklemiyoruz’ dedik” diye konuştu. Moody’sin açıklamalarına da değinen Zeybekci şöyle devam etti: “Türkiye ile ilgili dokuz tane endişe belirtmiş, bir tanesi Türkiye’nin ekonomisi ile ilgili değil. Biz onlara, ‘Sizin yaptığınız bu yorumları biz ülke olarak kale almıyoruz’ diyoruz. 30 Mart seçimlerinden önce bunlar Türkiye’nin büyüme ve ekonomik göstergeleri ile ilgili ‘Türkiye aşağıya gidecek’ diyorlardı. Sözlerini geri alacaklar, Türkiye’nin bütün göstergelerini yukarı revize edecekler’ dedim. Türkiye’nin göstergeleri hep yukarı yönde revize ettiler. Türkiye’nin göstergeleri hep yukarıda olacak” şeklinde konuştu. Ekonomi Servisi Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’ın Türkiye ile ilgili dokuz endişe belirttiğini dile getirerek bu uyarıların ekonomiyle ilgisi olmadığını iddia etti ve “Onun için biz onlara, ‘sizin yaptığınız bu yorumları biz ülke olarak kale almıyoruz’ diyoruz” değerlendirmesiyle yanıt verdi. Anadolu Ajansı’nın haberine göre, Zeybekci, Türkiye’nin IMF’yi yöneten 10 ülkeden biri haline geldiğini dile getirerek “Dünyada Türkiye denildiği zaman hafif boynunu büktüğü, başını eğdiği bir ülke değildir artık... Geçen hafta Türkiye ile ilgili bir kredi derecelendirme kuruluşu, açıklama yapma acelesi içerisinde idi. Biz HSBC’ye İslamofobi protestosu HSBC’nin İngiltere’deki bazı Müslüman müşterilerinin banka hesaplarını kapatma kararı alması Londra’da protesto edildi. Londra’nın kuzeyindeki Finsbury Park Camisi’nin yetkilileri tarafından düzenlenen eyleme katılan yerel halk, HBSC’nin Finsbury Park şubesinin önünde bir araya gelerek, ‘HSBC utan’, ‘Bağış hesabımızı kapatma’, ‘HSBC eşittir İslamofobi’, ‘Hesabımızı neden kapattın?’şeklinde slogan attı. Gösteride Filistin bayrağı da açan protestocular, üzerinde ‘Dünya’nın ırkçı bankası: HSBC’, ‘HSBC’de müşteri değeri sıfır’ yazılı çeşitli dövizler taşıdı. Geçen ay Finsbury Park Cami’sine ait iki banka hesabının HSBC tarafından “müşteri risk durumu” gerekçe gösterilerek kapatıldığını ifade edilmiş, bankanın ayrıca bazı Müslüman müşterilerinin ve İslami kuruluşların hesaplarını kapatma kararı aldığı yönünde haberler tartışmalara sebep olmuştu. Beltaş emekçisi işini geri istiyor Ekonomi Servisi Beşiktaş Belediyesi’ne bağlı Beltaş’ta çalışırken işten atılan işçiler ‘İşimizi, ekmeğimizi geri istiyoruz’ sloganıyla Beşiktaş Belediyesi önünden Beşiktaş Meydanı’na yürüdü. Burada basın açıklaması yapan işçilerin yürüyüşüne DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu ve HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel de destek verdi. DİSK’e bağlı Genelİş üyesi 212 işçi belediye tarafından işten çıkarılmıştı. İşçilerin direnişi 27 gündür sürüyor. Philip Morris’ten Ekonomi Servisi İngiltere hükümeti, çocukların sigara alışkanlığını aşağı çekebileceğini belirterek düz ambalaj öngören bir yasayı uygulamaya hazırlanıyor. Sigara devi Philip Morris, böyle bir durumda dava açmaya hazır olduklarını belirtti. Yasa sigaraların grafik sağlık uyarıları ve hiçbir marka olmadan satılmasını öneriliyor. Marlboro markasının sahibi olan Philip Morris kararın markalaşmayı etkileyeceğini gerekçe göstererek mahkemeler yoluyla ‘adil tazminat talep’ için hazırlandığını belirtti. Philip Morris düz sigara paketi kuralları nedeniyle Avustralya hükümeti ile dava sürecinde. Otoda pazar da kredi de daraldı Ekonomi Servisi Bankaların kullandırdığı kredilere sınırlama getiren ve 1 Şubat’ta yürürlüğe giren düzenlemenin ardından taşıt kredisi hacmi 6 ayda yüzde 14 geriledi. BDDK verilerinden derlediği bilgilere göre, 7 Şubat’ta 8.4 milyar lira düzeyinde bulunan taşıt kredisi hacmi, bu tarihten itibaren sürekli düşüş gösterdi. Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre, bu yılın ocak ayında 32 bin 670 olarak açıklanan araç satış adedi, düzenlemelerin yürürlüğe girdiği şubat ayında 35 bin 21’e çıkmasına karşın geçen yılın şubat ayına kıyasla yüzde 27.5 daraldı. Bu tarihten sonra yıllık bazda sürekli çift haneli gerileyen satışlar, temmuz ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16.3 azalarak 46 bin 602 olarak hesaplandı. BDDK’nin 1 Şubat’ta yürürlüğe giren yönetmelik değişikliğine göre, bankalar, fatura değeri 50 bin liranın altında olan binek araçlar için söz konusu tutarın yüzde 70’ine kadar olan kısmını kredi olarak kullandırabiliyor. Bu oran, nihai fatura değeri 50 bin lirayı aşan binek araçlarda, bedelin 50 bin liraya kadar olan kısmı için yüzde 70, 50 bin liranın üstünde olan kısmı için yüzde 50 olarak uygulanıyor. YÖNETMELİk YAYImLAnMADI TMMOB’ye yine engel MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Şehircilik ve çevre konularında karşı karşıya geldiği Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) etkisini zayıflatmak için yetkilerini daraltan hükümet, bu kez de birliğin yönetim kurulunda oybirliğiyle kabul edilen yönetmeliği Resmi Gazete’de yayımlamadı. TMMOB’nin konuyu yargıya taşıması üzerine mahkeme, yönetmeliğin Başbakanlık tarafından Resmi Gazete’de yayımlanması gerektiğine dikkat çekerek iptal kararı verdi. Mevzuata göre TMMOB tarafından hazırlanan yönetmeliklerin Başbakanlık tarafından Resmi Gazete’de yayımlanması gerekiyor. Ancak bu kez öyle olmadı. Yapılan yönetmelik değişiklikiğin yayımlanması için Başbakanlık’a gönderdi. Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü bu talebi reddetti. TMMOB, Başbakanlık’ın işleminin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle dava açtı. Mahkeme, Başbakanlık’ın işlemi hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi. tazminat tehdit Ülker’den 1.5 milyar Akbank’a 1.5 lira ciro milyar dolarlık kredi Yıldız Holding kuruluşu Ülker Bisküvi, geçen yılın ilk yarısında 1 milyar 326 milyon lira olan cirosunu, bu yıl yüzde 9 artırarak 1 milyar 451 milyon liraya çıkardı. Ülker’in faaliyet kârı 130 milyondan 141 milyon liraya yükseldi. Şirketin ana ortaklığa ait net kârı da 120 milyon liraya ulaştı. Ülker’in Üst Yönetisi (CEO) Mehmet Tütüncü sonuçların, iç piyasadaki gündem, artan hammadde maliyetleri ve komşu ülkelerdeki siyasi ve politik istikrasızlıklar göz önünde bulundurulduğunda beklentilere paralel gerçekleştiğini söyledi. Akbank, Ağustos 2014 sendikasyonunu yüzde yüzün üzerinde bir oranla yeniledi. 1.5 milyar ABD dolarlık sendikasyon kredisiyle yeni bir başarıya daha imza attı. Ayrıca, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Akbank’ın hesaplanan yüzde 13.49 seviyesindeki sermaye yeterlilik oranı ile sermaye yeterliliği kapsamında emsal grup bankaların da önünde buldu. Fitch, Akbank için daha önce 24 Haziran’da açıkladığı raporunda, bankanın yenilediğine ve Zafer güçlü olduğuna da dikkat çekti. Kurtul Sabancı gelirini artırdı Sabancı Holding, 2014 yılının ilk altı ayında gelirlerini geçtiğimiz yıla göre yüzde 25 artışla, 13 milyar 476 milyon TL’ye çıkartırken, 979 milyon TL nek kâr sağladı. Holdingin konsolide gelirleri 2014’ün ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25 artarak 13 milyar 476 milyon TL’ye ulaştı. Aynı dönemde Sabancı Holding’in banka dışı konsolide faaliyet kârı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 35 artışla 465 milyon TL olarak gerçekleşti. Sabancı Holding Üst Yönetisi( CEO) Zafer Kurtul, 2014’ün ilk altı ayında Akbank’ın konsolide net kârının 1 milyar 612 milyon TL olduğunu söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle