28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 AĞUSTOS 2014 SALI 8 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK GÜNCEL kullanan cumhurbaşkanı adayı RTE konuşuyor... Evet, seçime bir gün kala yine başbakanlık sıfatını adaylık propagandasında fütürsuzca kullanıyor. Uzun konuşmanın belki de yüzde ellisi yine dini siyasete alet eden, sömüren içerikte. Konuşmasına göre simit satıcılığından bugünlere ulaşmasını halk mı sağladı? Hayır! Baştan sona Allah ve ancak onun gösterdiği yolda bugünlere geldiğini örneklerle yineliyor. Ya oylarıyla destekleyen halk? Bugünlere nasıl geldiğini özetleyen cümlesi şu: “Allah’a hamdolsun. Bizi bugünlere eriştiren Rabbime sonsuz hamdolsun.” Bugünlere gelmesini sağlayan halk değil demeye getiriyor. Sonra? Tabii muhalefetin dününe, bugününe, yarınına söylemediğini bırakmıyor. Konya’da Allah deyince de alkış, muhalefete küfreden, aşağılayan sözlerine de alkış! HHH 10.8.2014. Konya’dan bir gün sonra. Konya’daki kendinden başka herkesi aşağılayan aday; cumhurbaşkanı seçilmiş. Parti balkonunda yine ama kısa bir girişle malum dini içerikte sözlerini yineledikten sonra.. “Bugünlere dek meydanlarda, mikrofonların önünde ne söylediysem 12 yıl boyunca hep söylediklerimin arkasında durdum” diyor. Böylece balkonda her seçimden sonra söylediklerini, daha sonra aksini, yaptığını inkâr eden palavralarından birini söylüyor. Konya’da, aylar boyunca hemen her ilde, TV’lerde muhalefete söylemediğini bırakmayan, dün de yarın da Başbakan ve seçmenin ancak yüzde 51.8 gibi zayıf desteğiyle, ne yazık ki Cumhurbaşkanı seçilen adam, düne kadar halka aksini yinelediklerini söylemekten çekinmiyor: “Altını çizerek söylüyorum, 77 milyonun cumhurbaşkanı olacağım” diyebiliyor balkondan. Dünü yarınlarının garantisi olan bu kişiye kalabalık arasında “Atma Recep din kardeşiyiz” diye seslenme cesareti gösteren tek bir kişi yok! HHH Ya muhalefet? 4.5 milyon seçmen sandığa gitseydi, RTE yüzde 51 oyu bile göremezdi, diye alınan sonucu sandığa gitmeyen seçmene yüklüyor. Çatı adayını ilan ettikten sonra yalnız bırakan kim? İki parti liderleri, örgütü! Sanki çatı adayı için, “öteki” ev ev dolaşarak oy sağlamaları için çabalarken, karşı partilerin lider kadrosu, örgütleri canla başka gereken çalışmaları yapmış gibi, şimdi sorumluluğu üzerlerinden atıveriyorlar. Başbakan kalarak devletin bütün olanaklarını kullanan, “şike ve hileyle, aldatma ve kandırmayla” bir zafer kazandığını ve esasen “bugün rüşvetin onay gördüğünü, dürüstlüğün kaybettiğini” söyleyen Bahçeli; adil ve eşit olmayan bir seçimden geçtiğimizi söylemekte elbette haklı. Kılıçdaroğlu ise Bahçeli gibi, “Köşk’e de çıksa yolsuzluk, rüşvet konusunda arkasını bırakmayacaklarını” açıklıyor. “Aylarca hırsız, devletin parasını cebine atan, rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarının üstünü örten adam” diye suçladığı RTE, pekâlâ şimdi Köşk’te ve Cumhurbaşkanı. Çağrı olursa veya gerek görürse aylardır hırsız diye davul çaldığı adamın Köşk’e çıkıp elini sıkacak mı Kılıçdaroğlu? Yoksa Bahçeli gibi “resmiyetle hususiyeti” ayıracak mı? Yakın tarihte şu örneği yaşadık. Muhalefet lideri Süleyman Demirel, şayet Turgut Özal cumhurbaşkanı olursa, zinhar Köşk’e çıkmayacağını aylarca yineledi konuşmalarında. Özal seçildi. Aaaa, bir de baktık. “Devlette küslük olmaz” diyen Demirel, bir koşu Köşk’e çıkıyor. HHH RTE cumhurbaşkanı seçildi de ne değişti? Tek değişiklik Başbakan’ın ek olarak Cumhurbaşkanlığı görevini de yürütmek üzre, maaile Çankaya’ya, Köşk’e taşınması! ‘Kalpazanlık’ dosyasına n Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Köşk zırhı ALİCAN ULUDAĞ Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan ancak vatana ihanetten yargılanacak dokunulmazlığı sayesinde engellenecek. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı koltuğuna otururken geride dizayn edilmiş bir yargı da bıraktı. 17 Aralık operasyonu sonrası HSYK eliyle yargıda kendisini hedef alabilecek hâkim ve savcıları görevden alarak pasifize eden Erdoğan hükümeti, yerlerine “güvendiği” isimleri atadı. Diğer yandan ekim ayında yapılacak HSYK seçimleri, Erdoğan’ı tehdit edebilecek en büyük süreci içinde taşıyor. Adli ve idari yargıdan HSYK’ye 11 üye seçilecek. Eğer bu seçimleri iktidarın desteklediği liste kazanmazsa, yeni oluşacak HSYK ile Erdoğan’ın yargıda oluşturduğu düzen bozulacak. Hatta Erdoğan hakkında başlatılabilecek olası bir “vatana ihanet ” so ruşturmasını an cak bu seçimlerin kaderi belirleyecek. Erdoğan’ın çıkacağı Köşk koltuğundan 28 Ağustos günü ayrılacak Abdullah Gül ise yargı ile karşı karşıya kalabilir. Kayıp Trilyon davasında dönemin RP lideri Necmettin Erbakan ve yöneticileri yargılanıp hapis cezası alırken, Abdullah Gül, bu zamana kadar dokunul mazlı ğa sa hip olduğu için yargılanamamıştı. ANKARA Cumhurbaşkanı seçimlerini kazanan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, görevine resmen başlayıp Köşk’e çıktığında daha kalın “dokunulmazlık zırhını” da sırtına geçirecek. Meclis’te üç adet dokunulmazlık dosyası bulunan ve 1725 Aralık dosyaları ile de şaibe altında olan Erdoğan, 5 yıllık görev süresi boyunca “vatana ihanet” dışında hiçbir şekilde yargılanamayacak. Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı seçilmesiyle yalnızca devletin bir numaralı koltuğuna oturmakla kalmayacak, aynı zamanda anayasal zırha da sahip olacak. Çünkü anayasanın 105. maddesi, “Cumhurbaşkanının, anayasa ve diğer kanunlarda başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, başbakan ve ilgili ba kanlarca imzalanır; bu kararlardan başbakan ve ilgili bakan sorumludur. Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz. Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır” hükmünü düzenliyor. Erdoğan, bu sayede Meclis’te bekleyen yolsuzluk dosyalarından 5 yıl daha kurtulacak. Erdoğan’ın, İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde işlediği iddia edilen “zimmet”, “kalpazanlık” “cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak” suçlarından Meclis’te üç adet fezleke dosyası bekliyor. Bunların dışında 17 ve 25 Aralık soruşturmalarının bir ucunun Erdoğan’a uzanması da Köşk Seçim rüşvetini gördüler DUYGU GÜVENÇ Cumhurbaşkanı seçimi gözlemcilerden geçer not alamadı DüNYA ERDOğAN’ı KUtLADı ‘Sabırsızlıkla bekliyoruz’ Dış Haberler Servisi Önceki gün yapılan cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan Recep Tayyip Erdoğan’a dünya liderlerinden gelen kutlamalar sürüyor. ABD Başkanı Barack Obama’nın, Erdoğan ile yeni görevinde çalışmayı sabırsızlıkla beklediği bildirildi. Almanya Başbakanı Angela Merkel de Erdoğan’a yolladığı, yeni görevinde başarı, dayanıklılık ve güç dilediğinde bulunduğu tebrik mesajında “Ülkelerimiz arasındaki dostça ilişkileri sizinle beraber tüm vatandaşların yararına sürdürmek ve derinleştirmek benim özel isteğim” ifadesini kullandı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Erdoğan’ı ararken Kremlin’den yapılan açıklamada, “İki ülke lideri seçimlerden sonra ülkelerimiz arasında stratejik partnerliğin daha da geliştirilmesi gerektiği hususunda ortak görüş belirtti” denildi. Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ile AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Erdoğan’ı kutlayarak işbirliğini artırma dileklerini ifade etti. Erdoğan’ı seçim zaferinden ötürü kutlayanlardan biri de Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev oldu. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in de Erdoğan’ı telefonla aradığı ve cumhurbaşkanı seçiminde elde ettiği zafer nedeniyle kutladığı bildirildi. Pakistan Cumhurbaşkanı Memnun Hüseyin ve Başbakan Navaz Şerif, resmi olmayan sonuçlara göre cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan Erdoğan’ı tebrik etti. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Neçirvan Barzani de Erdoğan’ı telefonla arayarak tebrik etti. Mısır’da askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) ile Hürriyet ve Adalet Partisi’nin (HAP) resmi internet sitesi aracılığıyla Erdoğan’ı kutladı. Eski Lübnan Cumhurbaşkanı ve Ketayip Partisi lideri Emin Cemayel de Erdoğan’ı kutladı. ANKARA Cumhurbaşkanlığı yarışındaki yasal ve idari eksiklikler Türkiye’deki seçim sürecini bir kez daha tartışmalı hale getirdi. Cumhurbaşkanı adayı Başbakan Tayyip Erdoğan’ın devlet olanaklarını kullanarak kendine avantaj sağlaması, vatandaşa hediye çeki dağıtıması ve yasaya aykırı fazla pusula basılması uluslararası gözlemcilerin raporlarıyla kayda geçti. AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu (AGİT DKİHB), AGİT Parlamento Asamblesi (AGİT PA) ve Avrupa Konseyi Parlamento Meclisi’nden (AKPM) oluşan 103 kişilik uluslararası gözlemci Köşk seçimlerine ilişkin raporunu açıkladı. Raporda öne çıkan seçim usulsüzlükleri şöyle: Yasalar eksik: Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu seçimlerde ve kampanya süreçlerinde siyasi partilerin rolünü de içerecek şekilde yeterli açıklıktan yoksundur. Yasal çerçeve açıklık, şeffaflık, tutarlı uygulamaları daraltıyor. YSK’nin bazı kararları yasal dayanaktan yoksun. Seçim kurullarının toplantıları gözlemcilere ya da medyaya açık değildir, İzin verilmedi: YSK oturumlarına katılmamıza izin verilmedi. Demirtaş şiddet gördü: HDP’ye YSK için oy hakkı olmayan bir temsilci belirlemesine izin verilmiş olmasına rağmen HDP daha alt kademedeki Seçim Kurulu ya da Sandık Kurulu üyeliklerine kendi temsilcilerini atayamamış. Demirtaş’ın kampanya aktivistlerine yönelik birtakım fiziki saldırılar gerçekleştirilmiş, kampanya sırasında da şiddet olaylarına Medyaya reklam tehdidi Basın uzmanları, medya patronları büyük çaplı ve kârlı iş ihaleleri alabilmeleri, devletle ilişkilerine bağlı olduğundan editoryal özgürlüğe doğrudan müdahale edildiğine ilişkin kaygılarını bildirdi. Sonuçta Başbakan ve partisine yönelik eleştiriler, özellikle televizyonda kısıtlı yer bulmakta. Gazeteciler, gözlemcilere devlet kurumlarından hükümete yakın medya kuruluşlarına verilen reklamların geri çekilebileceği korkusunun otosansüre yol açtığını bildirdi. tanık olunmuştur. Yüzde 30 fazla pusu la: YSK, yüzde 30 fazlasına denk gelen sayıda 75. 708.180 adet oy pusulası bastırmış ve dağıtmıştır. Başbakan’ın yararına: Resmi kampanya dönemi 11 Temmuz’da başlamasına rağmen, seçimin resmi başlangıç tarihiyle ilgili YSK kararı, kanunun dışına çıkarak kamu kaynaklarının kullanımı ve resmi konumun kampanya çerçevesinde kullanılmasını da içeren önemli seçim yasaklarını hayata geçirmeyi üç hafta kadar geciktirmiş, bu durum ise Başbakan’ın yararına olmuştur. Paralel ‘hareket’ oldu: Mevcut hükümet ile devlet kademelerine yerleşmiş olan hareketin karşı karşıya gelişleri politik ortama damgasını vurmuştur. Bunun örnekleri, kampanya dönemi boyunca yolsuzluk iddiasıyla kamu görevlilerinin soruşturulmasında ve yakınlarda gerçekleşen yasa uygulayıcılarının gözaltı ve tutuklamalarında görülmüştür. Futbol stadyumu açtı: Erdoğan’ın Başbakanlık resmi görevini kullanarak 15 faaliyette resmi vali ziyaretlerini kampanya çalışmalarıyla birleştirildi. Önemli devlet altyapı projelerinin açılışları da kampanya çalışmalarına denk getirildi. (hızlı tren ve Başakşehir Futbol Stadyumu açılış töreni) Seçim rüşveti: İdari kaynakların kötüye kullanılması, devlet ve parti kaynaklarının ayrımının net bir şekilde yapılmaması, ulusal mevzuata aykırı olduğu gibi 1990 AGİT Kopenhag Belgesi’ne de aykırıdır. Erdoğan’ın kampanyası sırasında gıda paketleri ve hediye çekleri dağıtılması, AGİT/DKİHB SSGH tarafından kayıt altına alın mış olup, AKP temsilcilerince de doğrulanmıştır. RTÜK partizan: Yayıncıların denetim organı olan RTÜK partizanca yapılan atamalar, kampanya sürecinde de bağımsızlığın önüne geçmiştir. Erdoğan’a medya desteği 5’te 3: Beş TV kanalından devlet kanalı olan TRT1 de dahil üçünün haber programlarında, güncel gelişmeler ve tartışma programlarında Başbakan yanlısı yayın yaptığını ortaya koymuştur. TRT1 yayınlarında Erdoğan’a yüzde 51, İhsanoğlu’na yüzde 32 ve Demirtaş’a yüzde 18 oranında yer verilmiştir. En çok reklam Erdoğan’a: Takip edilen TV kanallarında Erdoğan’ın satın alınan reklamlarda toplam ekranda kalma süresi yaklaşık 7 saate denk düşerken, İhsanoğlu 36 dakika satın alabilmiş Demirtaş ise 19 dakika boy gösterebilmiştir. anlayışıyla karşı karşıya kalacağı sorusu. Aslında bu sorunun yanıtı çok yalın. Erdoğan bugüne kadar ne yaptıysa, bundan sonra da onu yapacak. Balkon konuşmalarının bir anlamı yok. O sadece seçim gecesinin doğal uzantısı. Ertesi gün Erdoğan kendine dönüyor ve yoluna devam ediyor. Türkiye’deki sistemin adı başta ekonomi olmak üzere genel yönetime bakıldığında şöyle tarif edilebilir: Başbakanlık sistemi! Her şeyin başbakan tarafından belirlendiği, ne kadar zorlarsa zorlasın Çankaya’nın ikincil kaldığı bir sistem. Bu pencereden bakıldığında Erdoğan Köşk’e, Başbakanlık koltuğunda kullandığı yetkilerden daha kısıtlı olanaklarla çıkıyor. O nedenle partisini iktidar yapıp ardından Köşk’e çıkanlar orada çok mutlu olmadılar. Parti gücünün devam edeceğini ve başbakanı da kontrol edebileceklerini düşündüler. Olmadı. Turgut Özal’ın ve Süleyman Demirel’in buna ilişkin yaşadıkları, siyasi tarihimizin en ilginç sayfalarıdır. HHH Sonuçta zaferin adı seçim kazanmaksa muhalefetin başarılı olamadığını dün vurgulamıştık. Ne var ki Erdoğan’ın da kendi hedefleri açısından istediği oy oranını elde ettiği söylenemez. Erdoğan’ın ana hedefi 12 Eylül 2010 referandumunun sonuçlarına yakın bir oy alıp Menderes’in yüzde 57’lik rekorunu kırmaktı. O zaman başkanlık sistemini oturtmaktan parlamenter sistemi tırpanlamaya kadar her şeyi yapma hakkını kendinde görebilirdi. Ancak yüzde 51.8’lik sonuç bu anlamda ezici bir üstünlük değil. Bu oyun temelde Erdoğan’ın yarattığı iklime dayalı olarak alındığı düşünülürse, 2015 genel geçimlerinde AKP’nin Erdoğan’ın istediği anayasa değişikliklerini yapmasını sağlayacak bir oy oranına ulaşmasının güç olduğu söylenebilir. Bunu bir tek şu olasılık sağlayabilir: HDP Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden elde ettiği özel koşullara dayalı başarının büyüsüne kapılıp önümüzdeki yıl yapılacak genel seçime bağımsız adaylarla değil de parti olarak katılır ve barajın altında kalırsa... Bu durumda özellikle Güneydoğu’nun milletvekillikleri AKP’nin olur. HHH Muhalefete, özellikle CHP’ye yönelik toplumun farklı kesimlerinden gelen değerlendirmeler var. CHP’nin bunların tümünü ciddiye alıp 2015 hazırlığına başlaması gerekiyor. Sağduyulu herkesin üzerinde birleşeceği tablolardan biri şu: Bunca yolsuzluk varken, bunca toplumsal gerilim varken, dünyadaki itibarımız bunca sarsılmışken muhalefetin bunu sandık gücüne çevirememesi kabul edilemez. Evet, demokrasisi rayına oturmuş, siyasaltoplumsal etik anlayışının genel kabul gördüğü bir ülkede bu saptama tamamen doğrudur. Türkiye’deki durum ise şu; seçmenin ancak yüzde 5’i sandığa giderken yolsuzlukları dikkate alarak karar veriyor. Sandık güvenliğiyle ilgili olarak da toplumdaki genel eğilim; iktidara ilişkin oy hırsızlığı iddialarını hoş karşılamak, muhalefeti beceriksiz bulmak üzerine. Bütün bunlar bir yana siyasetin başlıca özelliği umut üretme sanatıdır. Bu anlamda iktidarın her türlü olumsuzluklarını anlatmanın en yüksek değeri yüzde 49’dur. Asıl olan iktidara karşı seçenek olma umudunu yüksek tutmaktır. Umut üretme görevi elbette siyasi sorumlularındır. Ancak gelinen noktada,Türkiye’nin gidişinden kaygılı olan tüm kesimleri bu umut arayışına katılmaya çağırıyoruz. Akıl akıldan üstündür. Bu sütun tüm yapıcı eleştirilere, önerilere açıktır. KULİSLERDE SENARYO BOL Ekonomi yeni kabineyi bekliyor MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Cumhurbaşkanı seçiminin ardından Ankara’da ekonomi kulisleri de hareketlendi. Ekonomi yönetiminde değişiklik olup olmayacağı konusunda çeşitli senaryolar dillendiriliyor. Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın yerinde kalıp kalmayacağı en fazla konuşulan konuların başında geliyor. Babacan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yakınlığıyla biliniyor. İş dünyasında beklenti Babacan’ın görevine devam etmesi yönünde. Ancak Babacan’ın, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın danışmanı Yiğit Bulut ile anlaşamadığı biliniyor. Ayrıca Ali Babacan AKP’deki 3 dönem kuralına da takılıyor. Babacan’ın yerine ise Yiğit Bulut’un getirilebileceği ifade ediliyor. Kulislerde yeni kabinede görev verilip verilmeyeceği konusunda en fazla yorum yapılan bir diğer isim de Maliye Bakanı Mehmet Şimşek. Maliye Bakanlığı’nda pek çok isim “paralel yapılanma” gerekçesiyle görevinden alındı. Şimşek, bu değişikliklere itiraz etmedi. Ayrıca Şimşek 3 dönem kuralarına da takılmıyor. Ekonomide yeni kabinede görev alıp almayacağı konuşulan bir diğer isim de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik. Yeni kabinede Çalışma Bakanı’nın kim olacağı sendikalarda da merak konusu. Cemaat tartışmalarının yaşandığı sırada Çelik’in müsteşarı ile bakanlığına bağlı SGK’deki birçok bürokratı görevden alındı. O dönemde Çelik’in, uzun yıllar birlikte çalıştığı müsteşarı Fatih Acar’ın görevden alınmasına karşı çıktığı dile getirilmişti. Ancak Çelik’e rağmen Acar görevinden alındı. Çelik de AKP’deki 3 dönem kuralına takılıyor. Paralel etkisi DIŞ BASIN ‘Erdoğan’ın zaferi, Ankara’nın sultanı’ Dış Haberler Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminden galip çıkması dünya basınında geniş yer buldu. Frankfurter Allgemeine Zeitung manşetten verdiği haberinde, Türkiye tarihinde ilk kez halkın cumhurbaşkanını seçtiği ve Erdoğan’ın daha ilk turda seçimleri kazanarak rakiplerini yendiği kaydedilirken Der Tagesspiegel gazetesinde de yine manşette yer alan Erdoğan’ın seçimleri kazandığı vurgulandı. Süddeutsche Zeitung gazetesinin manşetinde de Erdoğan’ın halkın oylarının salt çoğunluğuyla cumhurbaşkanı seçildiği belirtilerek “Şimdi devletin zirvesine daha fazla güç vermek istiyor” yorumu yapıldı. İngiliz yayın kurumu BBC Başbakan Erdoğan’ın yaptığı konuşmadan bölümler yayınlayarak, AKP’nin şimdi yeni bir parti liderine ve başbakana karar vermesi gerektiğini aktadı. BBC, “Analistler, bu kişinin Erdoğan’ın kontrol edebileceği bir kişi olacağı yorumunda bulunuyor” değerlendirmesinde bulundu. İtalya’nın önde gelen gazetelerinden La Repubblica’da yer alan haberde, “Erdoğan’ın zaferi, Ankara’nın sultanı” başlığı kullanılarak, Ankara’da büyük kutlamalar olduğunu kaydedilirken Corriere della Sera’da ise “Türkiye’de Erdoğan için bir halk oylaması” başlıklı haberinde, Erdoğan’ın seçimi ilk turda kazanmasının ardından başkanlık sistemine geçişin yolunun başlayabileceği ifade edildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle