29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 AĞUSTOS 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER l Erdoğan’ın aldığı oy tüm seçmenin oyu esas alındığında yüzde 38’e karşılık geliyor. Cumhurbaşkanı bilmeli ki; seçime katılmayanlar da hesaba katıldığında bu ülkenin yüzde 62’si taraftarı değil. l İhsanoğlu, 30 Mart’taki birleşik cephenin toplam potansiyel oyundan 5 milyon 110 bin oy kaybetmiş. Boykotçular gelseydi Erdoğan ilk turda alamazdı. l Selahattin Demirtaş, oyunu 1 milyon 16 bin artırmış. Yüzde 34.67 artışı var. Demirtaş’ın 30 Mart’ta 1. olduğu 10 il vardı, şimdi 11 ile çıktı. Tunceli’de de 1. oldu. 7 Çakma Demokrasiye Çakma Muhalefet Seçim gecesi TV programlarında şöyle bir soru vardı: “Kampanyadan aklınızda ne kaldı?” Benim aklımda, Maltepe mitinginde Erdoğan’ın makaraya aldığı Ekmeleddin İhsanoğlu için söylediği maalesef isabetli! şu tespitler kaldı: “Neymiş? Üç dil biliyormuş. Tercüman mı arıyoruz yahu? Tercüman çok. Üç dil bilen de var, beş dil bilen de. Ben tercümanlarla götürüyorum işi hamdolsun. Neymiş? Babası merhum Akif’in arkadaşıymış. Yahu baban çok muhterem bir adam da ama sana faydası yok ki!” Pırıl pırıl bir yaz günü. Dev “Erdoğan logosu” ve üzerinde “Milletin Adamı” yazan, çiçeklerle çevrili mavi podyum üzerinde Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu bozuk para gibi harcıyor. İhsanoğlu, yeni yaptığı bir konuşmada “Çek Cumhuriyeti” yerine; “Çekoslovakya” demiş…. Erdoğan da tadını çıkara çıkara; “Yahu Ekmel” diyor; “Çekoslovakya diye bir devlet mi kaldı? Çek Cumhuriyeti var. Çekoslovakya iki ayrı devlet oldu. 21 sene oldu. Yarın öbürgün, Yugoslavaya ve Sovyetler Birliği derse şaşırmayın!” Kendisine rakip diye öne sürülen adayın böylece ne oranda geçmişten gelen ve ne denli “eski”ye ait bir adam olduğunu iki cümleye sığdırdıktan sonra, müstehzi olmayan sahici bir ifadeyle içimi “cız” ettiren şu sözleri ekliyor: “Tabii ben çok üzülüyorum. İnanın CHP’ye, MHP’ye gönül veren kardeşlerim adına üzülüyorum. Bunu hak etmiyorlar. Bu yapılan, CHPMHP seçmenine haksızlıktır!” O güne değin Erdoğan’ın her türlü hakaretine ve saldırısına gazeteci, kadın ve muhalif sıfatıyla maruz kalan; neredeyse buna artık muafiyet bağlayan biri olarak, “CHPMHP seçmenleri bu çakma adayı hak etmiyor!” sözleri beni mahvetti… Çünkü ne yazık ki bu sözler hakikatti. Erdoğan’ın 12 yıldır ileri sürdüğü bir tespit/ teşhise ilk kez içten katıldığımı ve hak verdiğimi hissedince, büsbütün kızdım ve sarsıldım. CHP’ye şimdi yalnız “öfke” duyuyorum… Konuştuğu topluluğa bir heyecan vermeyen; enformasyon çağının olmazsa olmaz niteliği “medyatiklik”ten nasibini zerre almamış, yaşamının büyük bölümünü milat öncesi sayılan “Soğuk Savaş”ta geçirmiş 70’lik bir “adaya”; seçmenler eli mahkum 50 günde nasılsa ısınır diye bir aklı nasıl geliştirdiler? Madem bu kadar büyük risk aldılar; neden adayın elinden tutmadılar? Niye İhsanoğlu’nun tanıtımına hiç katılmadılar? Karşı tarafın, devlet imkânları dahil olanağı çoktu da, bizim yoktu falan mazeret… Obama’nın “Yes web can!” (Evet web yapabilir!) stratejisi ile sürpriz yaratan 2008 Başkanlık seçiminden bu yana; tam 6 yıldır örneğin internet kampanyalarının nelere kadir olduğunu ben şahsen burada anlatıyorum… ABD’deki gerek 2008, gerek 2012 seçimlerinin en önemli özelliği sürpriz biçimde devreye giren “internet teknolojisinin” tüm hesapları değiştirerek; hiç de fazla tanınmayan Obama’yı Başkan yapmasıydı. Obama’nın zekice kullandığı bu teknikler; “ırk devriminin” dahi önüne geçmiş ve kara derili Başkan’ın “teknobaşkan/techpresident” olarak anılmasına yol açmıştı. Obama’nın kendisi gibi “genç”, cin fikir seçim stratejistleri; sosyal medyaları “demokrat aday” için devrimci şekilde bir yandan fon toplamak için kullanırken; bir yandan da dev çaplı tanıtım için harekete geçirmiş; kararsız seçmenleri iknada bu teknolojiden yararlanmışlardı. Tabii bunların yanı sıra kapı kapı gezen gönüllü desteğinden faydalanarak, “dil dökme yoluyla” da tüm potansiyel seçmen kitlesini sandığa götürmüşlerdi… Öyle ki “Sürekli kapımızı aşındırdılar!” diyen seçmenler: “Oy kullanmamanın tek yolu tavan arasına girip saklanmaktı! Sandığa gitmemek gibi seçeneğimiz kalmamıştı!” şeklinde yorumlar yapmışlardı. Obama’nın bu örgütlü “gönüllü ordusu”, hasta, yaşlı, engelli demeden herkesi resmen sandığa taşıdı! Türkiye’nin bu derece can alıcı “kader seçiminde” CHP de böyle bir hazırlığa girseydi; Erdoğan’ın ilk turda minimal farkla cumhurbaşkanlığına çıkması hayal olurdu! Ama böylesi bir çalışma 1) Genç, enerjik olmayı, 2) Çekoslovakya’da takılıp kalmamayı, dünyayı anlamayı, 3) Anlık ve taktik manevralarla değil, uzun soluklu hazırlıkla yarışa girmeyi, gerçek “siyaset” yapmayı gerektiriyor. CHP’de anlaşılan kimse taşların fazla yerinden oynamasını istemiyor: Küçük olsun, benim olsun mantığı… Olaya böyle bakıldığında İhsanoğlu’na giden oylar; “Renksiz” adaya ve özel bir şey yapmak için parmağını kıpırdatmayan muhalafet partilerine “rağmen” verilmiş olan oylar… Ayrıca demokratik olmayan bir seçim söz konusu. Sindirilmiş ve biat eden medyalar sayesinde “Gezi”, “17 Aralık”, “Soma”, “IŞİD rehine” krizine, TC’nin düştüğü “değerli yalnızlığa” rağmen; RTE hayatının düşünü taçlandırabildi… Bunların her biri RTE’nin yolunu kesmeye yetecek krizlerdi… Gene ABD’den örnek vermek gerekirse Tahran’da ABD Büyükelçiliği’nde patlak veren ’79’daki “rehine krizi” yüzünden örneğin Carter “Başkanlık seçimini” yitirmişti. Haliyle bu da gerçek demokrasi ile “çakma demokrasi” farkı… Mesele yalnız tabii “çakma aday” değil... Muhalefeti ve demokrasisi ile her şey baştan sona çakma. ‘Anketler etkiledi’ TESAV Başkanı Erol Tuncer, medyada yayımlanan kamuoyu yoklamalarının seçmen üzerinde ‘Başbakan Tayyip Erdoğan yüzde 57 oyla kazanacak’ olgusu yarattığını söyledi TÜREY KÖSE ANKARA Toplumsal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TESAV) Başkanı Erol Tuncer, cumhurbaşkanı seçimlerinde alınan geçici sonuçları 30 Mart yerel seçimleriyle kıyaslarken şu değerlendirmeleri yaptı: l Seçmen sayısında yüzde 5.82 artış var. Erdoğan’ın oyu yüzde 7.23 artmış. Anlamlı bir artış yok, artışın önemli bir kısmı seçmen sayısı artışına denk düşüyor. AKP 1 milyon 408 bin fazla oy kazanmış. l Yüz de 7.23 artış AKP’nin övünebileceği bir oran değil, seçmen sayısındaki artışa çok yakın. Bu seçim 1. turda bitmeyebilirdi. Eşit şartlarda yürümeyen bir kampanya gördük. Devlet bütün gücüyle Erdoğan’ın arkasındaydı, birkaç puan gelir buradan en azından, sonra medya ve kamuoyu yoklamalarının seçmenler üzerinde yarattığı moral baskı oldu. Erdoğan “yüzde 57 oyla kazanacak” diyenler oldu. Bunlar seçmenler üzerinde büyük moral baskı yarattı. l Ekmeleddin İhsanoğlu, 30 Mart’taki birleşik cephenin toplam potansiyel oyundan 5 milyon 110 bin oy kaybetmiş. Bu, yüzde 24.75’e denk geliyor, yani katılım düşüklüğüne tekabül ediyor. Katılım yüzde 74 gibi, yüzde 25 kayıp var, o kayıp burada görünüyor. l AKP’nin aldığı oy 20 milyon 878 bin. Tüm seçmenin oyu esas alındığında bu yüzde 38’e karşılık geliyor. Cum hurbaşkanı bilmeli ki; seçime katılmayanlar da hesaba katıldığında bu ülkenin yüzde 62’si taraftarı değil. Yüzde 51.8’in onu özellikle başkanlık sistemi konusunda çok güçlü kılmadığı kanaatindeyim. Kendisinin ne kadar güçlü hissederse hissetsin önümüzdeki parlamentonun birleşimi bu izni verirse yapabilir, anayasa değişikliği gerekiyor. l Selahattin Demirtaş, oyunu 1 milyon 16 bin artırmış. Yüzde 34.67 artışı var. l Sandık başına gelmeyenler sonucu belirledi. Bunları da 3 kategoride değerlendirmek gerekir. 1. “Nasıl olsa Erdoğan kazanır” diye sandığa gitmeye gerek görmeyenler. 2. Protesto için boykota başvuranlar. Kendine aday beğenmeme lüksünü tanıyanlar. 3. “Bana ne” diyenler, tatilciler. En ağırlıklısı boykotçular. Türkiye gibi ekonomik sıkıntıların olduğu bir ülkede 15 milyon kişi ne ‘Boykot Erdoğan’a yaradı’ ‘51.8 güç getirmedi’ reden tatile gidiyor? “Muhalefetin çıkardığı adayı beğenmedik” diyenlerin kararlı olduğu anlaşılıyor. Boykot, Erdoğan’a yaradı. l Partilerin 1. sırayı aldıkları iller itibarıyla bakarsak; AKP 30 Mart’ta 61 ilde birinciydi. 10 Ağustos’ta 54 ile düştü. CHP ile MHP’nin birinci oldukları illerin toplamı 10 ildi, 16’ya çıktı. Demirtaş’ın 1. olduğu 10 il vardı, 11 ile çıktı. Tunceli’de de 1. oldu. l Ben her şeye rağmen çatının iyi niyetle başlamış ve sonuçlandırılmış bir operasyon olduğunu düşünüyorum. Başka bir çözüm yoktu. Boykotçular gelseydi Erdoğan ilk turda alamazdı. Erdoğan bir seçim başarısı daha kazandı, ancak Türkiye’nin gündemi değişmedi. l AKP açısından tablo 2011’den daha parlak değil. Ancak, 2015 seçimleri için şimdiden öngörüde bulunmak kolay değil. Genel seçimlerin koşulları çok farklı. Muhalefet partilerinin bundan sonraki performansı çok önemli. İçim cız etti Dünyadan kopuklar Güneydoğu’da seçmenini Demirtaş’a kaptıran Erdoğan İç Anadolu ve Karadeniz’de MHP’den oy aldı Başkanları geçemedi EMİNE KAPLAN ANKARA Cumhurbaşkanlığı seçimi ile 30 Mart büyükşehir ve il genel meclisi oyları karşılaştırıldığında AKP’nin ağırlıklı olarak Güneydoğu’da Kürt seçmeninin oyunu HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş’a kaptırdığı, özellikle İç Anadolu ve Karadeniz’de ise MHP tabanından AKP’ye geçişlerin yaşandığı ortaya çıkıyor. Erdoğan’a verilen oylar, Diyarbakır, Hakkâri, Mardin, Siit, Şırnak, Tunceli, Van’da 30 Mart seçimlerinin gerisinde kaldı. Köşk seçimi ve 30 Mart’ta yapılan seçimde partilerin aldıkları oy sayısına göre AKP’nin seçim analizi şöyle: Yerel seçimlere göre toplam oy oranını koruyan AKP, 17’si büyükşehir olmak üzere 61 ilde oyunu artırdı. Oy sayılarındaki artış yaklaşık şöyle gerçekleşti: Adana (20 bin), Adıyaman (15 bin), Afyon (50 bin), Ağrı (23 bin), Aksaray (20 bin), Amasya (7 bin), Ardahan (3 bin), Artvin (1000), Aydın (30 bin), Balıkesir (50 bin), Bartın (9 bin), Batman (5 bin), Bayburt (10 bin), Bilecik (9 bin), Bingöl (4 bin), Bitlis (10 bin), Bolu (13 bin), Burdur (15 bin), Çanakkale (5 bin), Çankırı (8 bin), Çorum (20 bin), Düzce (18 bin), Elazığ (25 bin), Erzincan (13 bin), Erzurum (15 bin), Eskişehir (10 bin), Giresun (24 bin), Gümüşhane (8 bin), Hatay (7 bin), Iğdır (2 bin), Isparta (23 bin), Kahramanmaraş (24 bin), Karabük (10 bin), Karaman (12 bin), Kars (7 bin), Kastamonu (17 bin), Kayseri (24 bin), Kırıkkale (15 bin), Kırklareli (4 bin), Kırşehir (8 bin), Kilis (3 bin), Kocaeli (3 bin), Konya (50 bin), Kütahya (40 bin), Malatya (10 bin), Manisa (50 bin), Mersin (7 bin), Muğla (4 bin), Nevşehir (15 bin), Niğde (15 bin), Ordu (6 bin), Osmaniye (12 bin), Rize (20 bin), Sakarya (18 bin), Samsun (25 bin), Sinop (8 bin), Sivas (50 bin), Tokat (30 bin), Uşak (10 bin), Yalova (4 bin), Yozgat (20 bin). 12’si büyükşehir toplam 18 ilde ise AKP’nin oylarında düşüş yaşandı. Bu iller şöyle: Ankara (12 bin), Antalya (20 bin), Bursa (4 bin), Denizli (9 bin), Diyarbakır (38 bin), Edirne (2 bin), Gaziantep (15 bin), Hakkâri (9 bin), İstanbul (53 bin), İzmir (160 bin), Mardin (10 bin), Siirt (5 bin), Şırnak (11 bin), Tekirdağ (10 bin), Tunceli (2 bin), Van (11 bin), Zonguldak (1000). Trabzon ve Muş’taki oy sayısı ise yaklaşık aynı düzeyde kaldı. Tayyip Erdoğan’ın seçime katılım düşük olduğu için oy oranı olarak yüksek görünmesine karşın oy sayısına bakıldığında bazı belediye başkanlarının gerisinde kalması dikkat çekti. İstanbul’da Kadir Topbaş’tan 50 bin, Gaziantep’te Fatma Şahin’den 15 bin, Antalya’da Menderes Türel’den 20 bin, Ankara’da Melih Gökçek’ten 12 bin dolayında daha az oy alan Erdoğan, İzmir adayı Binali Yıldırım’ın da 160 bin gerisinde kaldı. 61 ilde oy artışı 18 ilde oyu düştü YSK geçici sonuçları açıkladı Yüksek Seçim Kurulu (YSK) cumhurbaşkanı seçimi geçici sonuçlarını ilan etti. Yurtiçi, yurtdışı ve gümrük sandıkları dahil cumhurbaşkanı seçim sonuçları şöyle gerçekleşti: Kayıtlı seçmen sayısı: 55 milyon 692 bin 841. Oy kullanan seçmen sayısı: 41 milyon 283 bin 773. Geçerli oy sayısı: 40 milyon 545 bin 902. Geçersiz oy sayısı: 737 bin 871. Seçime katılım oranı ise yüzde 74.12. Erdoğan yüzde 51.79 oy oranı, Demirtaş yüzde 9.76 oranı, İhsanoğlu ise yüzde 38.44 oy oranı aldı. Haber Merkezi MHP İzmir İl Başkanı Necat Karataş, kampanyanın ilk dönemlerinde CHP’nin MHP’den daha çok çalıştığını kendilerinin saha çalışmalarını son günlerde artırdığını söyledi. Karataş, İzmir’de sandığa gitmeyen 652 bin 341 seçmenin önemine dikkat çekerek, “Demek ki bu seçmenin Türkiye’nin geleceğiyle ilgili kaygısı yok. Gelecekte Türkiye’yi bekleyen sıkıntılarda pay sahibidirler” dedi. MHP’li başkandan seçim itirafı Çatı adayı kazandı ama MHP’li istifa etti PKK karakol inşaatına saldırdı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Muş’un Akpınar köyünde yapımı devam eden Jandarma Karakol Komutanlığı inşaatına önceki gece geç saatlerde giden terör örgütü PKK üyesi 6 kişi, bir şantiye görevlisi ve 5 köy korucusunu etkisiz hale getirdikten sonra koruculara ait 2 otomobili yaktı. Karakol inşaatını patlayıcı maddeyle havaya uçuran PKK’lilerin, köy korucularının silahlarına ve cep telefonlarına el koyarak bölgeden uzaklaştığı kaydedildi. Yurt Haberler Servisi TOKAT’ta, MHP Zile İlçe Başkanı Ahmet Ziraatçı, görevinden istifa etti. Bir açıklama yayımlayan Ziraatçı, ilçede daha önceki yerel seçimler ve ardından Cumhurbaşkanlığı seçimkerinde alınan oy oranını yeterli bulmadığını ve bunun sorumlusu olarak kendini gördüğünü belirtti. Zile’de İhsanoğlu yüzde 50.9 oy alarak rakiplerini geride bıraktı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle