29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 AĞUSTOS 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Fitch: Siyasi risk yüksek Moody’s Türkiye’yi dolaylı uyardı Ekonomi Servisi Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, küresel ekonomik görünüm açıklamasında, Türkiye’nin de aralarında olduğu gelişen ülkelerdeki büyümenin yüksek enflasyon, faiz oranları ve ihracat hızının azalması sebebiyle baskılanabileceğine dikkat çekti. Türkiye’nin bu yıl ve gelecek yıl yüzde 2.53.5 büyüyeceğini öngördü. Moody’s’in Türkiye kararına ilişkin tartışmalar sürerken, WSJ Türkiye’ye açıklama yapan bir Hazine yetkilisi “Moody’s’ten bize iletilmiş bir karar henüz yok” bilgisini verdi. Gazetemizin sorularını yanıtlayan bir Moody’s yetkilisi ise Türkiye ile ilgili bir rapor açıklamayacaklarını belirterek “Moody’s beli bir takvime göre not güncellemelerini yayımlar. Cuma günü yaptığımız duyuru dışında bir açıklama yapmayacağız” dedi. Yetkili Hazine’yi bilgilendirip bilgilendirmedikleri konusunda yorum yapmadı. Ekonomi Servisi Türkiye’yi yatırım yapılabilir seviyede kredi notu veren iki uluslararası derecelendirme kuruluşundan biri olan Fitch, yayımladığı notta siyasi riskin Türkiye’nin kredi notu üzerinde sermaye girişleri yoluyla baskı yaratabileceğine vurgu yaptı. Fitch Ratings, internet sitesinden duyurduğu açıklamada, “Seçim sonuçları... Erdoğan’ın seçmenin büyük bölümü gözündeki konumunu teyit ediyor. Ancak siyasi risk sermaye girişlerinin cesaretinin kırılması ve politika öngörülebilirliğinin azalması gibi potansiyel etkilerle kredi notu üzerinde baskı yaratabilir” dedi. Açıklamada şu tespitlere yer verildi: not düşebilir u Fitch, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmasına rağmen siyasi riskin hâlâ yüksek olduğunu ve bunun kredi notu için kırılganlık olmayı sürdüreceğini belirterek, siyasi riskin devamı halinde Türkiye’nin kredi notunun indirileceği mesajını verdi. 4 Siyasi risk... Hükümetin etkinliğini ve uygulanan politikaların öngörülebilirliğini olumsuz etkilerse kredi notunda olumsuz bir adım atılmasına yol açabilir. 4 Türkiye’de uygulanan politikalar tutarlılık ve kredibilite açısından benzer ülkelerden zayıf. Bu temel olarak para politikası çerçevesindeki eksiklikten kaynaklanıyor. 4 Erdoğan’ın faiz indirimi çağrıları Merkez Bankası’nın (TCMB) kredibilitesine zarar verir. Erdoğan politika faizinin daha da indirilmesi için TCMB üzerindeki baskıyı sürdürüyor. 4 Geçen yılki hükümet karşıtı protestolara Erdoğan’ın verdiği ve otoriter olarak algılanan karşılık Erdoğan Cumhurbaşkanlığı yetkilerini artırmaya çalışırken siyasi gerilimin yüksek kalmaya devam edeceğini gösteriyor. 4 Siyasi olarak devamlılık siyasi veya sosyal boyutta rahatsızlık oluşmayacağı anlamına gelmez. Gezi Parkı protestoları ve rüşvet skandalı ülke içi siyasi ve sosyal şokların ülke kredi itibarına dair oluşan algıya nasıl zarar verebildiğini Seçim Kazanırken Desteği Kaybetmek... Biz geçmişte yaşadıklarımızı ders çıkarmadan unutmayı çok sevdiğimiz için, “Seçim kazanırken desteği kaybetmenin olasılıklarının, örneklerinin” hiç ayrımına varmadığımız gibi, demokrasilerle yönetilen ülkelerin iç dinamikleri içindeki gelişmeleri de izlemiyoruz... Oysa seçim kazanmanın bilimsel nedensonuç ilişkileri, matematiği olduğu gibi, seçim kazanmayla kamuoyu, toplumsal desteği elinde tutabilme ilişkilerinin paralel yürütülebildiği örnekler ne kadar çoksa, tersine gelişmelerin de bir o kadar çok örneği yerleşik demokrasiler için olduğu kadar, bizim gibi iki arada bir derede ülkeler için de söz konusudur... Gelişmiş demokrasiler için de günümüzde medya gücü, güdülemesiyle kamuoyunu yönlendirme gücünün katlanması sonucu, toplumsal algılamaların gerçekler üzerinde etkinlik kazanması sayesinde, sandıktan çıkacak oyları programlamak kollaylaşmıştır... Kabaca düzenin çarklarının, çıkarlarının öngördüğü işleyişle uyumlu liderler, iktidarlar, programlar düzenlenmesi olanaksız olmaktan çıkmıştır... ABD’nin 12 Eylül travması, radikal İslamcı kimlikli terör eylemi vitrininde gökdelenlerin uçurulması sonrası Bush projesiyle bu terör örgütleriyle mücadelenin kendi ülkeleri, bölgelerinde yapılması, IrakAfganistan işgal projeleriyle paralel Bush iktidarı projesi gündeme girmişken... İşler ters teptiğinde AfganistanIrak bataklıklarından çıkmaya, daha doğrusu kaçmaya yönelik Obama projesinin üretilmesi dikkat çekici örneklerdir... Projelerin sorunları, ya da defolarının bilimsel açıklamasını, toplumsal dengeler değişimindeki sonuçlarının hesaplanmasındaki yanılma paylarının hafife alınmaması koşulu ile... Gelişmiş, işleyen demokrasilerde demokrasi çarklarının, kurumlarının esnekliği büyük krizlere karşı güvencedir. Gelişmekte olan ülkelerde ise ilgili kurumların işleyişindeki esnekliğe, bağımsızlığına duyarsızlık, krizlerin derinleşmesi, çözümlerini güçleştirmekle kalmaz, çözümsüzlükler, kaos üreticisi de olurlar... Özetle ister gelişmiş, isterse gelişmekte olan demokrasi örneklerinde, çok sık olarak sandıkta seçim kazanma matematiği ile, toplumsal desteği kaybetme dinamiklerinin paralel işleyişlerinin sık sık çeliştiği örnekler yaşanırken, acılı, ağır bedellerin yaşanmamasında, rejimin, siyasi gücü ellerinde tutan kadroların, çözüm üretmede kendi çıkarları ile ülke, rejim, toplum çıkarlarını gözetme yetenekleri belirleyicidir.. HHH Sözü eveleyip gevelemeden, sandıkta sonuç alma dinamiklerinin çok iyi hesaplanmasıyla seçim kazanmanın, Başbakanlıktan Cumhurbaşkanlığına geçiş yapan Erdoğan liderliği, hele de AKP iktidar gücünün ayakta kalması için toplumsal desteği kaybetmeme, gücü elinde tutma anlamında sonuç alınacağının göstergeleri olamıyacağını söylemek istiyorum... En bilineni yaz ortası seçim taktiğinin Erdoğan cephesine yaramasının hesaplanması... Koşulları uysa da seçimle özdeşleşemeyen solmuhalefet seçmenlerinin oy kullanmaması, İktidar cephesinin ise örgütlü seçmen taşıma, denetleme refleksi işe yarayacak, toplam oy sayısında bir oyu sonucuyla ikiye katlayabilecektir... Erdoğan’ın toplam oyunda mart seçimlerinin katılım oranına göre, üzerine 34 milyonluk bir oy katılmasını gerekli kılacağı matematiksel gerçeklikken, yaklaşık mart ayının sayısında bir oyla, düşük katılım sayesinde yüzde 51’in üstüne, seçim kazanma oranına ulaşılabilinmiştir. Yüzde 89’luk yüksek katılımın yüzde 73’lere düşmesi, 13 milyon 69 bin eksik oyun üstüne 730 bin geçersiz oy da eklenince, yüzdeli 10 puanlık artış, Erdoğan’a 1. turda Cumhurbaşkanlığı seçim zaferini getirdi... Kuşkusuz çatı adayı yerine CHP ve MHP’nin en yüksek oy alabilecekleri adaylar, heyecan yaratabilme koşuluyla seçmenlerini sandığa çok daha yüksek oranda getirecekleri olgusu, tartışması da bir yana... AKP’nin kendi zirvesi 12 Eylül’ü sayesinde yakalamış olduğu en yüksek seçmen oyunu yitirmesi gerçeği öte yana... Erdoğan ve AKP’nin 12 Eylül 2010’da yakaladıkları yüzde 58’lik zirve, aşamalı sonraki seçimlerde düşüşe geçerken, Erdoğan liderliğinde iktidar gücünün kullanılmasında geleneksel demokrasi çarklarının işletilmemesi yöntemleriyle iktidarın korunmasını gündeme getirdi... Erdoğan liderliği, AKP iktidarları açısından 2002 sonrası kazanılmış toplumsal destek, söz konusu dönemeç noktasından sonra, iktidar gücünün antidemokratik yollar ve araçların kullanılması, baskı gücünün tehditle katlanması biçimine de dönüştü. Seçim zaferi sarhoşluğunda demokrasinin katledildiği toplumsal dinamiklerin yok sayıldığı gelişmeleri, toplumsal desteğin kaybedilmesini yok saymak olası mı? Nasıl allanır pullanırsa pullansın Cumhurbaşkanlığına kaçış süreci, Cemaatle iktidar ortaklığının bozulması, yolsuzluk operasyonlarının gündeme girmesi, dış politikadaki Ortadoğu liderliği, stratejik ortaklık, ilimli islam projesi liderliği, piyasalar düzeni üzerinden mucize ekenomi, büyüme düşlerinin yıkılması süreçleriyle çakıştı... AKP, karizmatik liderini Çankaya’ya yollayıp hesaplaşmadan kurtarmanın ötesinde, istediği başkanlık sistemi adı altındaki, otoriter devlete geçişin aracılığını, suç ortaklığını yapabilir mi?.. gösteriyor. 4 Gerileyen faizlerden dolayı kredi büyümesinin hızlanması, bunun yanı sıra cari açığın tekrar genişlemeye başlaması ve dış borçlarda oluşacak keskin artış kredi notunu olumsuz etkileyecek. Fitch, Türkiye’nin “BBB/Durağan” reytinginin 4 Nisan tarihinde teyit edildiğini, bir sonraki değerlendirmenin ise 3 Ekim’de yapılacağını anımsattı. Fitch Direktörü Gergely Kiss de, Bloomberg HT’ye yaptığı açıklamada Türkiye’de enf lasyonun hedeflerin çok üzerinde olduğunu kaydederek, “TCMB’nin kredibilitesi bizim için çok önemli. TCMB’nin faiz indirimi yapıp yapmayacağına bakacağız” dedi. Piyasalar huzursuz u Yeni kabine ve ekonomi yönetimine ilişkin belirsizliklerle Fitch’ten gelen açıklamalar yurtiçi piyasaları aşağı çekti. Dışarıdaki olumlu havaya rağmen dolar/TL 2.15’i aştı, borsa yüzde 2.43 düştü. Ekonomi Servisi Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ilk turda kazanmasının ardından ilk tepki olarak yükselişle açılan Borsa İstanbul, tek parti iktidarına ilişkin siyasi riskler, yeni ekonomi yönetimine ilişkin endişeler ve Fitch’ten gelen açıklamalarla yönünü aşağı çevirdi. AKP’nin olağanüstü kongre alması sonrası ise borsada düşüş hızlandı. Kayıplar yüzde 2’yi aşarken borsa 77 bin 227 puana kadar geriledi. Bankacılık endeksinde ise kayıplar yüzde 3.56 oldu. Borsa günü yüzde 2.43 düşüşle 77 bin 271 puanda tamamladı. İki yıllık gösterge tahvilin faizi ise yüzde 9.23’ten 9.34’e çıktı. Piyasalar üzerinde baskı yaratan bir diğer etken ise Moody’s oldu. Geçen cuma günü Türkiye’nin kredi notunu açıklaması beklenen Moody’s’in kararını yayımlamaması, uzmanlara göre ilave belirsizlik yarattı. Fitch’in yorumlarını değerlendiren Garanti Yatırım Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç ise “Para politikasına dair kaygılar dile getirilip politik güvenilirliğin zayıfladığının altı çizilmiş. Fitch Türkiye’nin notunu 3 Ekim’de gözde geçiriyor. Görünüm durağan. Negatife çekilmesini bekleriz” dedi. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s, “Türkiye konut piyasası kredi odaklı iç talepten uzak olarak daha fazla ihracata dayalı hareket edecek” değerlendirmesinde bulundu. S&P’nin ‘Gelişmekte olan ekonomilerde konut sektörü’ başlıklı raporunda İsrail, Rusya, Güney Afrika ve Türkiye’de konut sektöründeki talebin arzın üzerinde seyrettiği belirtildi. Raporda, incelenen ülkelerin büyük kısmının konut sektörlerinin jeopolitik risklere maruz kaldığına işaret edilirken, bu ülkelerin orta vadeli benzer bir eğilim gösterdiğini, düzgün bir ev için güçlü ve henüz doymamış talebin devam ettiği vurgulandı. Bu ülkelerin konut sektörlerinde finansal anlamda ödenebilirlik zorlukları olduğu dile getirilen raporda, kırsal alanlar ve şehirler arasında ciddi fiyat farklılıkları bulunduğu kaydedildi. S&P: Konut ödemelerinde zorluk var Ekonomi Servisi Doların ateşi düşmedi Seçim sonuçları doların ateşini de düşürmeye yetmedi. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde 2.14 seviyesinde olan dolar/TL kuru, gün içinde 2.1351’e kadar gerilese de artan siyasi endişelerle yeniden 2.15’i aştı. Fitch’in Türkiye’de siyasi riskin hâlâ yüksek olduğu açıklamasının ardından ise 2.1580’i gördü. Kur, Fitch açıklamasından önce 2.1525 civarındaydı. Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ekonomi yönetiminin nasıl şekilleneceği ve 2015 genel seçimleri yurtiçi piyasaların gündeminde ilk sıraya yerleşti. Yurtdışında sakin seyir sürerken TL değer yitirmeyi sürdürdü. Hafta sonunda bankalararası piyasada 2.14’lü seviyelere çekilen dolar/TL serbest piyasada 2.1520’den kapandı. Kim ne dedi? 4 Güler Sabancı Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı: İş dünyası temsilcilerinin Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesi ile ilgili görüşleri şöyle: 4 Hikmet Tanrıverdi Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı: Türkiye’nin geleceği Halkımız birinci turda, büyük bir demokratik olgunluk içinde birlik ve beraberliği temsil eden Cumhurbaşkanlığı seçimini gerçekleştirilmiştir. Bu, Türkiye demokrasisi adına sevindiricidir. İş dünyası uzlaşma bekliyor u İş dünyası Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’dan beklentilerini açıkladı: Daha fazla demokrasi, ağır kutuplaşmanın önüne geçilmesi ve anayasanın verdiği sorumlulukların kullanılması. TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer (soldan sağa), TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça yeni cumhurbaşkanından beklentilerini açıkladı. Dumankaya Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı: Dileğimiz, Erdoğan’ın, kendisi Ekonomi Servisi Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), iş dünyası olarak yeni Cumhurbaşkanı’ndan öncelikli ne duyulan bu güveni, Cumhurbaşbeklentilerini, “Demokratikleşkanlığı görevi süresince de daha da me ve kalkınmanın önünü kesgeniş kitlelere yayarak, kardeşlik orme noktasına ulaşmış olan ağır tamını daha da pekiştirmesi ve ülkekutuplaşmanın ve ayrışmanın mizi hedeflerine daha hızlı bir şekilbertaraf edilmesi” olarak özetledi. de ulaştırmaya devam etmesidir. Yeni Cumhurbaşkanı’nın, ana4 Cem Negrin Türkiye Giyasadan aldığı yetki ve sorumluyim Sanayicileri Derneği luklarıyla devlet kurumları arasınBaşkanı: Ekonominin yeniden da azalan ahengin yeniden tesis edilsiyasetin önüne geçip dünyadaki reel gelişmelere odaklanmamesi, siyasi partiler arasında nitelikli mız gerekiyor. Yaşanan gerdiyaloğun başlatılabilmesi konularınginlikler ciddi anlamda piyada yol gösterici ve uzlaştırmacı bir rol salara zarar veriyor. Bir an oynamasını ümit ettiklerini aktaran TÜönce ülkemizin bu sıkıntılaSİAD açıklamasında “İş dünyasının görı atlatması ve huzura kavuşması için ekonomik nüllü temsil örgütü olarak, bu dönemde istikrar yolunda güç demokrasi kültürünün kökleşmesi ve siyasi birliği sağlamalıyız. istikrar, refah ve huzur ortamının gelişme4 Uğur için geçmişe sünger çekip geleceğe yön vermeliyiz. Umarım bundan sonra yeni hükümet çalışmalarında da ekonomi yönetiminde çok büyük değişiklikler olmaz. Yaşanan tüm gerginlikleri bir tarafa bırakarak ekonomik büyüme ve istikrar için çalışmalıyız. Boydak: Lisans iptali tebliğ edilmedi Ekonomi Servisi Boydak Holding, Sibel RES lisansının iptali ile ilgili Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan (EPDK) kendilerine herhangi bir resmi bildirim gelmediğini duyurdu. Hafta sonu çıkan haberlerde EPDK’nin, enerji sektöründe yatırım sürecini başlatmamış olan projelerin lisanslarını iptal etmeye başladığı, bu projeler arasında Boydak Holding’e ait santralların da olduğu belirtilmişti. Boydak Holding, projedeki gecikmelerin kamu kurumlarındaki idari süreçten kaynaklandığı belirtilerek “Lisans iptalinin tarafımıza tebliğ edilmesinden sonra tüm idari ve yasal haklarımızı takip edeceğiz” denildi. si için tüm siyasi aktörler ve kurum ve kuruluşlarca azami katkının sağlanmasını dileriz” denildi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Recep Tayyip Erdoğan’a, reformlara odaklanılması çağrısında bulundu. TOBB açıklamasında, “Artık ülkemizin daha fazla zaman kaybetmeden esas gündemine dönmesini arzu ediyoruz. Zira hem küresel iktisadi risklerin hem de yakın coğrafyamızdaki belirsizliklerin yeniden artmaya başladığı bir dönemdeyiz. Böyle bir ortamda yapısal reformlara odaklanarak ekonomik yapımızı güçlendirmeli” denildi. Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Süleyman Onatça, önemli seçimlerden birinin geride bırakıldığını, bir yıldır seçim süreci yaşayan Türkiye’nin ekonomiye odaklanabileceğini belirtti. Seçilen yeni cumhurbaşkanının kırık kalpleri onarması ve sonucun hayırlı olması dileğinde bulunan Onatça, “Seçim öncesinde Anadolu’ya hâkim olan rehavetin, seçim sonrasında ortadan kalkmasını umuyoruz. Türkiye ekonomisinde çözüm bekleyen yapısal sorunların bir süredir siyasetin gölgesinde kaldığı ve gereken önemi bulamadığı hepimizin malumu” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle