28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 AĞUSTOS 2014 SALI 4 HABERLER AKP MKYK toplantısı sürerken siyasi kimliğini hatırlatıp ‘partime döneceğim’ dedi 10 Ağustos 2014 Türkiye 10 Ağustos 2014 günü Türkiye’de cumhur ilk defa doğrudan başkanını seçti; Tayyip Erdoğan, yüzde 51.7 ile ikinci tura da gerek kalmadan 12. cumhurbaşkanı seçildi. Tayyip Erdoğan’ın Çankaya’dan ülkeyi tek başına yönetmeyi sürdürmek tutkusu ile sistemin Cumhurbaşkanlığı kurumunun yapısındaki çelişmenin Türkiye’yi nerelere sürükleyeceği, seçim sonuçlarının analizi, 10 Ağustos 2014 günü, Türkiye’de enine boyuna tartışıldı, tartışılıyor, tartışılacak. Bugün, Ağustos 2014 Türkiyesi’nin hangi noktada bulunduğu ve nerelere doğru kaymakta olduğunu çok açık biçimde gösteren bir olaydan söz etmek istiyorum. Kanımca, 10 Ağustos 2014 tarihli Cumhuriyet’in 6. sayfasının dibinde yer alan haber içinde bulunduğumuz durumu en veciz biçimde yansıtması açısından ilginçti. HHH “Erdoğan karşıtı diye öldürüldü” başlıklı ilginç haberi birlikte okuyalım: “Yalova’da Başbakan ve cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ı desteklemediğini söyleyen gardiyan Mehmet Fatih Öğrü (35), Gülen Cemaati’ne yakın olduğu gerekçesiyle, Adnan Kibritçi tarafından silahla öldürüldü. Gemlik Açık Cezaevi İnfaz Koruma Memurluğu’nda görevli Öğrü’yü öldürdükten sonra gözaltına alınan Kibritçi, ilk ifadesinde Öğrü’nün ‘Fethullahçı’ olduğunu öğrendiğini ve Başbakan’ı eleştirdiği için husumet beslediğini söyledi. Pişmanlık duymadığını söylediği ileri sürülen Kibritçi, ‘Çünkü bu kişiler dini kullanıp insanlarımızı sömüren Yahudilerdir’ dedi. Kibritçi, Öğrü’nün kendisine borcu olduğunu ileri sürerken Öğrü’nün ağabeyi Beyazıt Öğrü ise borç iddiasını yalanladı ve kardeşinin çevrede sevilen, saygı duyulan bir isim olduğunu kaydetti. Ağabey, daha önce kardeşine atılan uyuşturucu iftirasının raporla çürütüldüğünü kaydederken, Erdoğan’ın nefret söyleminin insanları birbirlerine düşürdüğünü anlattı.” HHH Yukarıdaki haber ne yazık ki, münferit bir cinayet vakasının öyküsü değil. 2014 Türkiyesi’nin tipik yapısını yansıtan bir toplumsal örnek. Aralarında alacak verecek ilişkisi olacak kadar, hiç değilse geçmişte birbirleriyle yakın olan iki insandan biri öbürüne, kendi ifadesiyle Başbakan’ı eleştirdiği için husumet besliyor. Türkiye’de egemen olan saflaşma, o boyutlardaki bu husumet Tayyip Erdoğan yandaşı katilin, maktul Mehmet Fatih Öğrü’yü vurup öldürmesine kadar varabiliyor. Yani Türkiye’de belinde silahla dolaşan öyle sıradan insanlar var ki, Başbakan’ı eleştirenin katlini vacip görebiliyor. Üstelik bu cinayeti işleyen kişi, bir anlık öfkenin tutsağı olmadığını, yaptığı işten pişmanlık duymadığını söyleyerek ortaya koyuyor. Katil öldürüyor ve pişmanlık duymuyor çünkü öldürülen kişi Fethullahçı’dır yani “dini kullanıp insanları sömüren Yahudilerdendir.” Bir zamanlar Fethullahçılar ile Tayyipçiler kol kola girerek “beraber yürüdük biz bu yollarda” diye şarkı söyledikleri halde, artık ayrı düşmüşlerdir. Tayyipçiler için bir zamanlar dini bütün saygıdeğer insanlar olan Fethullahçılar, artık dini kullanıp insanları sömüren katli vacip yaratıklar, “Yahudi”ler olmuşlardır. Bunlar Mehmet Fatih Öğrü’yü Başbakan’ı eleştirdiği için, (dikkat edin eleştiridir söz konusu olan, küfür veya hakaret değil) öldüren Adnan Kibritçi’nin Tayyip Bey’in mitinglerini, televizyon konuşmalarını iyi takip ettiğini, o sayede kötünün simgesi olarak son zamanların baş hedefi olan “Yahudi”yi oturtabildiğini gösteriyor. Hem Fethullahçı hem Yahudi! Vay anam vay! İşte Tayyip Erdoğan’ın Çankaya’ya çıktığı 10 Ağustos 2014’te Türkiye böyle bir Türkiye. Böyle bir Türkiye nasıl oluşuyor? Onun da yanıtını maktulün ağabeyi Beyazıt Öğrü veriyor: Erdoğan’ın nefret söyleminin insanları birbirine düşürmesiyle... Yıllardır, Erdoğan konusunda insanları uyarmaya çalıştık. Fayda etmedi! Bu olay belki ders olur da herkesin gözü nihayet açılır diyeceğim. Ama korkarım çok geç! Atı alan Üsküdar’ı geçti, oyu alan Çankaya’ya çıktı. Gül hesapları bozdu FIRAT KOZOK ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçildiği günün hemen ardından iktidar partisi ilk krizini Abdullah Gül konusunda yaşadı. Köşk’teki görevinin ardından siyasete dönüp dönmeyeceği merak konusu olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Cumhurbaşkanlığım bittikten sonra, şüphesiz ki partime dönmek doğal olan şeydir” açıklaması yaptı. Gül’ün, bu açıklamasını, Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AKP MKYK’nin kongre tarihini belirlemek için gerçekleştirdiği toplantı devam ederken yapması “siyasi hamle” olarak değerlendirildi. Partinin ‘kıdemli’ ekibinin bir süredir Çankaya’ya yoğun ziyaretlerde bulunarak ‘dönün’ baskısı yaptığı öğrenildi. Köşk sonrası planları konusunda söyleyeceği her kelime önem taşıyan Gül’ün resepsiyonunun, AKP’nin olağanüstü kongre tarihinin belirleneceği Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan son MKYK toplantısıyla aynı saatlerde gerçekleşmesi Ankara’da tüm gözleri Köşk’ten CUMHURBAŞKANLIĞINDAN İSTİFA ETMEYİ DÜŞÜNMÜYOR AKP Genel Merkezi’nde yapılan MKYK, toplantısınında AKP olağanüstü kongresini cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresinin dolmasından bir gün önce, 27 Ağustos’ta yapılması kararı sonrasında gözler Köşk’e çevrildi. Dün, cumhurbaşkanlığı muhabirleri ile vedalaşma sırasında AKP’ye geri döneceğinin işaretini veren Gül’ün bu durumda, 27 Ağustos’taki AKP Kongresi için cumhurbaşkanlığı görevinden istifa etme olasılığı kulislerde gündeme geldi. Ancak Gül’e yakın kaynaklar, kendisinin istifa etme eğiliminde olmadığını belirttiler. Cumhuriyet’in istifa olasılığına ilişkin sorusuna, “Cumhurbaşkanı Gül, görev süresi boyunca cumhurbaşkanlığı makamının gelecek habere çevirdi. Gül, 7 yıllık görev süresi boyunca kendisini izleyen gazetecilerle Çankaya Köşkü’ndeki resepsiyonda bir araya geldi. Aslında resepsiyonun cuma günü yapılması planlanıyordu. Ancak Gül’ün diğer programları gerekçe gösterilerek resepsiyon düne çekildi. Böyle olunca resepsiyonla AKP MKYK toplantısı aynı saatlere gelmiş oldu. Resepsiyon salonunda kendisini bekleyen tüm gazetecilerle tek tek tokalaşan Gül, ardınsaygınlığını hep en üst düzeyde tutmaya özen gösterdi. Gül, bir gün dahi olsa görev süresi dolmadan önce böyle bir tartışmanın içine girmenin cumhurbaşkanlığı makamına yakışmayacağı düşüncesindedir” değerlendirmesini yaptılar. Kaynaklar, Gül’ün dün yaptığı “AKP’ye döneceğim” açıklamasıyla ilgili olarak da , “Üzerinde toplumun değişik kesimlerinden, partisinden, iş dünyasından ve yurttaşlardan olağanüstü bir baskı var. Bu baskılar neticesinde, 10 Ağustos seçimlerinin tamamlanmasının ardından son kez kendi görüşünü kamuoyu önünde kayda geçirmiş oldu. ‘Ben üzerime düşeni yaptım’ demiş oldu” dediler. büyük bir mutluluk duyuyorum. Partimiz ikinci cumhurbaşkanını çıkarmış oldu. Bütün bu süre içinde Türkiye çok büyük bir değişime uğradı.” Cumhurbaşkanı seçimiyle birlikte görevinin fiilen sona erdiğini anımsatan Gül, 28 Ağustos’ta yapılacak devir teslim töreni yapılana kadar cumhurbaşkanı olduğunu anımsattıktan sonra, aylardır beklenen açıklamasını yaptı. Gül, “Cumhurbaşkanlığım bittikten sonra, şüphesiz ki partime dönmek doğal olan şeydir” dedi. Bu açıklamasının ardından Gül’e art arda yöneltilen sorularda AKP’nin olağanüstü kongresinde genel başkanlığa aday olup olmayacağı soruldu. Gül, bu konuda net bir mesaj vermekten kaçındı. Gül’ün Köşk’te verdiği “son dakika” haberinden yaklaşık yarım saat sonra AKP MKYK toplantısı sona erdi ve parti sözcüsü Hüseyin Çelik, kameraların karşısına geçerek gündemi bir kez daha altüst eden açıklamalarda bulundu. Çelik, partinin olağanüstü kongrenin Başbakan Erdoğan başkanlığında gideceğini, kongre tarihinin de Köşk’teki devir teslim töreninden sadece bir gün önce, 27 Ağustos’ta gerçekleştirileceğini açıkladı. Toplantıda genel başkan adayı konusunda bir görüşme yapılmadığını anlatan Çelik, Gül’ün açıklamalarının anımsatılması üzerine belirlenen tarihin “Gül’ün partiye dönmesiyle ilgili değil, Başbakan’ın gidişiyle ilgili” olduğunu ifade etti. YASAYA DİRENİYOR Erdoğan üç koltuk için ısrarlı EMİNE KAPLAN dan kısa bir değerlendirme yaptı. Cumhurbaşkanlığı görevine bağımsız bir kişi olarak gelmediğine işaret eden Gül, şunları söyledi: “Siyasi kimliğimi hepiniz biliyorsunuz. 1991 yılından beri beni tanıyan aranızda arkadaşlar var, daha sonra Ak Parti’nin kuruluşunun ilk tohumunu atanlardanım yenilikçi hareketle... Sonra, hep beraber partimizi kurduktan sonra ilk başbakanı oldum ve ilk cumhurbaşkanı oldum. Şimdi de AKP yolu kapattı EMİNE KAPLAN ANKARA MKYK’de 27 Ağustos’ta genel başkan seçimi için olağanüstü kongre kararı alan AKP, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 2015’te yapılacak olağan kongreye kadar genel başkan olarak partiye dönüş yolunu kapattı. Karar oybirliğiyle alındı, ancak üyeler arasında uzun süre kongre tarihi tartışıldı. Başbakan Tayyip Erdoğan’a yakın genç ekibin yer aldığı üyelerin çoğunluğunun 27 Ağustos’ta diretmesi üzerine, kıdemli üyeler söz konusu tarihe onay vermek zorunda kaldı. Erdoğan, dün partisinin MKYK’sini toplayarak bundan sonra atılacak adımlar ve yeni genel başkan seçimi için olağanüstü kongre takvimini masaya yatırdı. Erdoğan’a yakın genç ekibin aralarında bulunduğu üyelerin çoğunluğu, kongrenin Erdoğan’ın Köşk’e çıkacağı 28 Ağustos’tan önce yapılmasını istedi. Bazı üyeler, hükümetlere siyasi partilerin yön vermesi gerektiğini, bu nedenle genel başkanlık seçiminin öncelikli olduğunu, hükümeti kurma görevinin seçilecek yeni genel başkana verilmesi gerektiğini belirtti. Bu görüşe karşılık Gül’ün genel başkan olmasını isteyen bazı üyeler, kongrenin kısa bir zamana sıkıştırılmasının doğru olmayacağını, 28 Ağustos’a kadar genel başkan seçiminin yapılabileceği, 28 Ağustos’tan sonra yapılacak kongrede de hükümeti kuracak ismin genel başkan olarak seçilebileceği görüşünü dile getirdi. Toplantıda, kongrenin 28’inden önce yapılması görüşünün ağırlık kazanması üzerine oybirliğiyle tarih 27 Ağustos olarak belirlendi. Kongrede yalnızca genel başkanlık seçimi yapılacak. 27 Ağustos tarihiyle Çankaya Köşkü’nde görev süresi 28 Ağustos’ta dolacak olan Gül’ün kongrede aday olmasının da önüne geçilmiş oldu. Gül, eğer olağan kongre takviminde bir değişiklik olmazsa 2015 sonbaharına kadar genel başkan adaylığı için herhangi bir girişimde bulunamayacak. Erdoğan, toplantıda genel başkanlık için MKYK üyelerinden kapalı zarfta tek bir ismi, imzasız olarak önermelerini istedi. Üyeler de, kendi isimlerini anket formuna yazmadan kapalı zarf içinde aday önerilerini Erdoğan’a sundular. Erdoğan’ın, yarın il başkanları, perşembe günü de milletvekilleriyle toplanması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Gül’ün Köşk’teki resepsiyonuna gazete, televizyon, haber ajansı ve yabancı medya kuruluşlarının Cumhurbaşkanlığı muhabirleri davet edildi. Toplantıya yaklaşık 50 gazeteci katıldı. Gül, resepsiyonun ardından, gazetecilere kendi imzasını taşıyan birer kol saati armağan etti. Genel başkan seçimi için 27 Ağustos tarihini ‘oybirliği’ ile belirleyen MKYK’de uzun tartışmalar yaşandı. Başbakan Erdoğan’a yakın üyeler çoğunluk sağlayınca kıdemli üyeler de tarihe onay vermek zorunda kaldı mesi kadar normal bir şey olamaz. Biz sayın Gül’e, yeni seçitiğimiz başbakanımıza, konumlarından ziyade, onlara ağabeylerimiz gözüyle bakıyoruz. Sayın Gül ile başbakan arasında birileri bir çatışma bekleyebilir. Onların da hevesleri kursağında kalacak. Sayın Gül’ün başımızın üzerinde yeri var. Ama sayın cumhurbaşkanımızın durumu tabii ki konuşulacaktır” dedi. ANKARA Cumhurbaşkanı seçimini ilk turda kazanan Tayyip Erdoğan, anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Seçim Yasası’nda, “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve TBMM üyeliği sona erer” hükmüne karşın yemin töreninin yapılacağı 28 Ağustos’a kadar başbakanlık ve genel başkanlığı görevlerini de bırakmak istemiyor. Oysa, Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Seçim Yasası’nda “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve TBMM üyeliği sona erer” hükmü yer alıyor. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, seçimden önce Erdoğan’ın başbakanlığının YSK’nin resmi sonuçlarının Resmi Gazete’de ilanıyla birlikte sona ereceğini açıklamıştı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da Çiçek ile aynı yönde görüşler dile getirdi. Çiçek, bu konuda önceki uygulamaları da içeren bir rapor hazırlayarak Cumhurbaşkanlığı’na da göndermişti. Raporda, Turgut Özal ve Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından vekâlet sisteminin uygulandığına dikkat çekildi. Rapora göre, Özal’ın 31 Ekim 1989’da cumhurbaşkanı seçilmesinin hemen ardından 1 Kasım’da Cumhurbaşkanı Kenan Evren Meclis’e bir yazı göndererek Özal’ın başbakanlığının sona erdiğini bildirdi ve yeni hükümet kuruluncaya kadar Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Ali Bozer’in başbakanlık görevine vekâlet edeceğini duyurdu. 16 Mayıs 1993 tarihinde cumhurbaşkanı seçilen Demirel’in aynı gün milletvekilliği sona erdi. Aynı gün yemin ederek göreve başlayan Demirel, Başbakanlık görevi için Erdal İnönü’ye vekâlet verdi. AKP’ye göre yemine kadar koltukta Ancak AKP yönetimi, anayasa ve ilgili yasanın hükmüne karşın Erdoğan’ın başbakanlığının Cumhurbaşkanlığı görevine başlayacağı 28 Ağustos’a kadar devam edeceği görüşünü savunuyor. Parti yöneticileri, “Cumhurbaşkanı, ilk kez halk tarafından seçildi. Özal ve Demirel, TBMM tarafından seçildi. Bunlar birbiriyle karşılaştırılamaz. Anayasa ve yasada ‘Cumhurbaşkanı seçilenin’ deniyor. Cumhurbaşkanı, mazbata alarak ve yemin ederek göreve başlıyor. Bu tarih de 28 Ağustos. Cumhurbaşkanlığı statüsü 28 Ağustos’ta başlayacağına göre başbakanlığı da bu tarihe kadar sürebilir. Bu konuda hiçbir tereddüt yok” görüşünü savunuyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Erdoğan’ın mazbatasını almadan ve yemin etmeden fiilen cumhurbaşkanı olmadığını belirterek “Fiili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’dür ve 28 Ağustos’a kadar görevini sürdürecektir” dedi. 3döneme takılan biri de olabilir Toplantı sürerken açıklama yapan AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, gazetecilerin soruları üzerine genel başkan ve başbakanın aynı isim olacağını belirterek, 3 dönem engeline takılan bir ismin de genel başkan olabileceğini söyledi. Partinin 3 dönem engeline takılmayan bir ismi tercih etmesi durumunda Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler’in adı dillendirilirken, 3 dönemlik bir ismin seçilmesi durumunda ise Başbakan yardımcıları Bülent Arınç ve Ali Babacan ile eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın öne çıkabileceği değerlendirmesi yapılıyor. Çelik, Cumhurbaşkanı Gül’ün açıklamalarının sorulması üzerine, “Sayın Gül’ün partiye dön En erken sonbahar Haber Merkezi İP Genel Sekreteri Hasan Basri Özbey, önceki gün yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından görevinden istifa etti. Özbey, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’e gönderdiği istifa mektubunda özgüveninin bitirildiğini, kınandığını, hayali bir ekibin parçası yapıldığını belirterek “Bu tarz siyasette bana yer yoktur! İstifa ederek, fuzuli işgale son veriyorum” ifadelerini kullandı. İP adına Özbey’e yanıt veren Perinçek ise Özbey’in istifa gerekçesi olarak, kişisel işlerinin olduğunu belirterek partilerinde internet üzerinden istifanın olmadığını vurguladı. Özbey, İP’den istifa etti Çelik, Gül’ün partiye dönmesi durumunda konumunun ne olacağına ilişkin soru üzerine, “Sayın Gül partiye döndüğü zaman bir tecrübe birikimiyle bir unvanı olmadan da parti üyesi olunur. Hizmet etmek ille başbakan, genel başkan olmayı gerektirmeyebilir” dedi. Çelik, bazı MKYK üyelerinin Gül’ün partiye dönmesi yönünde toplantıda görüş belirtip belirtmediğinin sorulması üzerine, “27 Ağustos MKYK’de oybirliğiyle alınmış bir bir tarihtir. Bunu söylersem herhalde bunun ne anlama geldiğini arif olan anlar” dedi. Genel başkan olmasına gerek yok AK troller devrede Haber Merkezi “Partime döneceğim” açıklamasının ardından AKP içinden ve “ak troller” olarak bilinen sosyal medya hesaplarından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yönelik tepkilerin yükselmesi dikkat çekti. Gül’ün açıklamasının ardından muhalefetin seçimdeki başarısızlığının bir anda gündemden düştüğünü vurgulayan AKP Milletvekili Şamil Tayyar, Gül’ün “aklı esir alan hırsı gözler önüne süren açıklamalar yaptığını ve bu durumun üzücü olduğunu” söyledi. Tayyar, “Sayın Gül ve Erdoğan şimdiye kadar kardeşlik hukukuna göre hareket ettiler. Bundan sonrada hep öyle olacağına inanmaya devam ediyoruz” dedi. AKP’ye yakın sosyal medya hesaplarından en önemlilerinden biri olarak gösterilen “Esat Ç.” ise “Gezi’ye “mesaj alınmıştır” diyen, Mısır’ın katili Sisi’yi tebrik eden, paralel konusunda kaçak güreşen YENİ TÜRKİYE’ye lider olamaz, olmamalı” ifadelerini paylaştı. Batum: Başbakan anayasa suçu işliyor ANKARA (Cumhuriyet Büroso) Cumhurbaşkanı seçilmesine karşın, başbakanlık koltuğunu bırakmayan Tayyip Erdoğan’ın durumu tartışma yarattı. Anayasa hukuku profesörü olan CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, anayasa ve yasanın “cumhurbaşkanlığına seçilme” ile “göreve başlama” kavramlarını ayrı ayrı düzenlediğine dikkat çekti. Anayasanın 101. maddesinin “cumhurbaşkanı seçilenin, partisiyle ilişiği kesilir ve TBMM üyeliği sona erer” hükmünü düzenlediğine işaret eden Batum, şu görüşleri dile getirdi: “Bu konuda, Cumhurbaşkanlığı Seçim Yasası da, anayasa da açık; Diyor ki, ‘seçimlerde geçerli oyların çoğunluğunu alan seçilmiş olur. YSK bunu ilan ettiği gün cumhurbaşkanı seçilmiştir’ diyor. Seçilen göreve başlamak için ise eski cumhurbaşkanının görevinin bitmesini bekliyor ama cumhurbaşkanı sıfatını kazanmış oluyor.” Erdoğan’ın milletvekilliğinin de düşeceğine işaret eden Batum, milletvekili olmayan bir kişinin de “başbakan” olmasının anayasaya göre mümkün olmadığını ifade etti. Batum, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de geçici olarak yeni bir “başbakan” atamak zorunda olduğunu söyledi. Dokunulma endişesi AKP’nin 28 Ağustos’a kadar üç koltuk ısrarında başbakanlık ve milletvekilliğinin düşmesi durumunda dokunulmazlığının kalkmasıyla Erdoğan’ın korumasız hale geleceği kaygısının yattığına dikkat çekiliyor. Bu nedenle gözler halen 28 Ağustos’a kadar cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül’e çevrildi. Gül’ün, Özal örneğinde olduğu gibi Erdoğan’ın başbakanlığı konusunda bir girişimde bulunup bulunmayacağı merak ediliyor. Haber Merkezi Başbakan Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından memleketi Rize’de AKP’li belediye tarafından 12 pare top atışı yapıldı. Rize Kalesi’nde gerçekleştirilen top atışı törenine AKP Rize Milletvekili Hasan Karal, Belediye Başkanı Reşat Kasap, İl Başkanı Hikmet Ayar ve partililer katıldı. Karal, “Türk halkı ilk kez kendi cumhurbaşkanını seçmiştir. Bu Türkiye ve İslam âlemi için büyük önem taşımaktadır. Cumhurbaşkanlığı’na ithafen biz de 12 pare top atışı ile sevincimizi gösteriyoruz” diye konuştu. Rize’de 12 pare top atışı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle