03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 TEMMUZ 2014 CUMA 6 HABERLER ERDOĞAN’IN ŞİKÂYETİNİ DEĞERLENDİREN 3. DAİREDEN İNCELEME KARARI ÇIKMADI HSYK Savcı Öz’e dokunmadı ANKARA –HSYK 3. Dairesi, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sonunun Kaddafi ve Saddam gibi olacağını belirten ve paralel polislere yönelik operasyona da tepki gösteren Bolu Savcısı Zekeriya Öz hakkında yapılan şikâyeti karara bağlayamadı. Erdoğan’ın suç duyurusu üzerine toplanan dairede cemaate yakın iki üye, incelemeye gerek olmadığı yönünde oy kullandı. Bu nedenle karar yeter sayısı çıkmadı. 17 Aralık operasyonunun koordinatör savcısıyken tenzili rütbe ile Bolu Savcılığı’na atanan Zekeriya Öz, Twitter üzerinden attığı mesajlarla gündeme oturmuştu. Erdoğan’ı ima ederek sonunun idam edilen Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin ve linç edilerek öldürülen Libya’nın eski lideri Kaddafi gibi olacağını öne süren Öz, 22 Temmuz’da gerçekleştirilen polis operasyonuna da tepki göstermişti. Erdoğan’ın suç duyurusu üzerine salı günü toplanan HSYK 3. Dairesi’nden Öz hakkında bir karar çıkamadı. 3’ü tatilde olması nedeniyle 4 üye ile toplanan 3. Daire’nin yüksek yargı kökenli sosyal demokrat üyeleri, Öz hakkında inceleme başlatılması yönünde oy kullandı. Ancak cemaate yakın iki üye ise bunun şahsi suç olduğunu ve savcılıklar tarafından soruşturulması gerektiğini öne sürerek ret oyu verdi. Cemaate yakın bir üye de Öz’ün mesajlarının ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu öne sürdü. Toplantıda Öz hakkında 4 oy çıkmadığı için ret ya da inceleme kararı çıkmadı. Böylece Öz, tweet’leri nedeniyle soruşturulmaktan kurtuldu. Ret kararı çıkmadığı için de Adalet Bakanı devreye giremedi. Yabancı Yatırımcı Ekonominin Yeni Patronunu Merak Ediyor Babacan’ın Yerine Kurtulmuş mu? Önce ABD’nin başkenti Washington’da TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile yapılan görüşmelerde gündeme gelmişti. Dün de Ankara’da temaslarda bulunan Londra merkezli ünlü bir yatırım şirketinin üst düzey yöneticilerinden kendi kulağımızla duyduk. Batı başkentlerindeki yatırımcıların Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili en çok merak ettikleri isim, Ali Babacan! Neden mi? Emniyet’teki cemaatçi operasyonunda zanlılara sadece yasadışı dinlemelerle ilgili soru soruluyor Hani hepsi montajdı? CANAN COŞKUN Başbakan’ı değil Babacan’ı soruyorlar Çünkü Batı başkentleri, Erdoğan’ın ilk turda olmasa bile ikinci turda cumhurbaşkanı olacağı fikrini piyasa tabiriyle ‘satın almış’ gözüküyor. İkinci önkabul de Erdoğan’ın yürütmeye müdahale eden güçlü bir cumhurbaşkanı olacağına inanılması. Bu fikre de kendilerini alıştırmış gözüktükleri için ‘Başbakan kim olacak?’ sorusu biraz daha ikincil öneme sahip artık. Yabancılar başbakanın kim olacağından çok, ‘ekonominin patronunun’ kim olacağını merak ediyor. Kemal Derviş tarafından başlatılan ekonomi politikalarını başarıyla yürüten ve 12 yıl içinde yaşanan siyasi krizlere karşın ekonomik dengelerin bozulmaması için yoğun çaba harcayan Babacan, iç ve dış piyasalar tarafından AKP hükümetlerinin ‘ekonomik sigortası’ olarak algılanıyor. AKP hükümetinin iç ve dış politikadaki icraatlarının birçoğu yerden yere vurulurken ekonominin performansı hep olumlu izlenim yarattı. İşte bu nedenle, Washington’daki görüşmelerde Amerikan yönetiminin etkili isimleri TOBB Başkanı Hisarcoklıoğlu’na Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın Köşk seçimlerinden sonra bu pozisyonunu koruyup koruyamayacağını ısrarla sormuşlardı. Biz de dün Avrupalı portföy yöneticilerinden aynı soruyu işittik. Tabii o merkezlerde yapılan tahminleri de dinleme fırsatı bulduk. Dışarıdan bakıldığında ekonominin yönetimine ilişkin dile getirilen senaryolar şöyle sıralanıyor: 1. Babacan ile devam: AKP’nin üç dönem kuralına takılan Babacan’ın milletvekili olma şansı yok. Ancak uluslararası piyasalar onu Türk ekonomisi açısından bir güven simgesi olarak görüyor. Bu yüzden Erdoğan ile AKP’nin başına getireceği yeni başbakan, Babacan’ı dışarıdan bakan olarak atayarak görevini sürdürmesini sağlar. 2. Mehmet Şimşek formülü: Erdoğan’ın Ali Babacan için dışarıdan bakanlık gibi bir istisna düşünmemesi durumunda, en güçlü aday Maliye Bakanı Mehmet Şimşek. 2007’de AKP’ye katılan Şimşek üç dönem kuralına takılmıyor. Ancak Şimşek’in yakın çalışma arkadaşlarının önemli bir bölümünün Gülen cemaati ile mücadele kapsamında görevlerinden alınması başbakanın güvenip güvenmeyeceği sorusunu da akıllara getiriyor. 3. Numan Kurtulmuş formülü: AKP içi dengeler gözetildiğinde bu göreve en yakın isim Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş olarak gözüküyor. Erdoğan’ın güvendiği ve partide etkili konuma getirdiği Kurtulmuş konusunda piyasalar tereddütlü. Özellikle Erdoğan ile aynı yönde ‘düşük faiz’ ısrarı içinde olması nedeniyle piyasalar ‘siyasi’ bir atama olacağı kanaatinde. 4. Teknokrat bakan formülü: Yabancı analistler, Kurtulmuş gibi ekonomiyi ‘siyasi’ gözlükle yönetecek bir ismin yabancı piyasalar tarafından çok sıcak karşılanmayacağı görüşünde. İçeriden ya da dışarıdan, piyasaları bilen başarılı bir ekonomistin ya da teknokratın seçilmesinin bile piyasalar açısından daha fazla güven yaratacağına inanıyorlar. Bahsedilen senaryolardan ilkini oluşturan ‘dışarıdan atama’ yöntemi ile Babacan’ın görevine devam etmesi formülünün önündeki temel engel ise yine Babacan gözüküyor. Yabancı yatırımcıların dahi kulağına ulaşan kabine kulislerine göre Babacan, 2015 sonrasında siyasete veda ederek aile şirketlerinin başına dönmekten yana. Ailesinin de bu yönde ısrarları olduğu söyleniyor. Babacan’ın katıldığı bazı toplantılarda bu görüşünü dile getirdiği de biliniyor. Ekonominin geleceğine ilişkin tahminlerde göz önünde bulundurulması gereken bir başka faktör de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül. Babacan’ın Gül’e yakınlığı AKP içinde ve dışında iyi bilinen bir gerçek. Erdoğan’ın, seçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı görevini devralacağı 28 Ağustos sonrası senaryolarda Gül’e vereceği rol de Babacan’ın kararını etkileyebilir. İş dünyası kulislerinde, Gül’ün yeni dönemde AKP Genel Başkanı ve başbakan olması durumunda Babacan’ın ekonominin başında kalmaya ikna edilmesinin daha kolay olacağı ileri sürülüyor. Tabii tüm bu senaryolar, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olacağı önkabulü üzerine yapılan planlar. Batı başkentleri henüz ‘Muhalefetin adayı Köşk’e çıkarsa ekonominin dengeleri ne olur?’ sorusunu sormaya başlamış değil... İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün çeşitli kademelerince gerçekleştirilen “Fethullah Gülen cemaati” operasyonu kapsamında gözaltına alınan şüphelilerin avukatları Emniyet’te müvekkillerinin “Gülen cemaati aleyhine ifade vermeleri” için tehdit edildiğini iddia etti. 17 polisin avukatı Hüseyin Ataol, 17 müvekkilinden 16’sının poliste ifade vermeyi reddettiğini belirterek “Soruların tamamı dinlemelerin usulsüz olduğuna yönelikti” dedi. Şüpheli polislere CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, eski CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Barbaros Dinçer, ‘Evinden ‘kutu’ çıkanlar düşünsün’ Avukat Ataol, Vatan Caddesi’nde emniyet müdürlüğü önünde polis memurlarının aileleriyle birlikte basın toplantısı yaptı. Ataol; “Dosyaları inceledim, bunlarla yakınlarınıza atfedilecek herhangi bir suç yoktur. Esas düşünmesi gerekenler evinden kasalar, ayakkabı kutusu çıkanlardır, evindeki bir şeyleri sıfırlamak isteyenlerdir” dedi. Ataol, Ergenekon ve Balyoz davalarında sanık ve avukatlarının kullandığı “cadı avı” benzetmesini 22 Temmuz operasyonu için kullanarak “Operasyon cadı avına dönüştürülmüştür. Bütün bu yargılamalar sistematik bir işkencedir” dedi. Sorgu sırasında polislere kötü muamalede bulunulduğunu belirten Ataol şunları kaydetti: “Geçmişte örgüt üyelerine dahi dışarıdan yemek getirtilirken arkadaşlarımıza negatif ayrımcılık yapılmıştır. Bazı polisler de acil olmamasına rağmen sahur vakti sağlık kontrolüne götürüldü. Hepiniz dik olun, metanetinizi koruyun.” gazeteci Ahu Özyurt, AKP Rize Yönetim Kurulu Üyesi Sinan Oğur ve şarkıcı Fulden Uras hakkında teknik takibe gerekçe teşkil edecek herhangi bir bilgi ve belge de olmadan neden usulsüz olarak olarak dinleme yapıldığı sorusu yöneltildi. 22 Temmuz operasyonu kapsamında gözaltına alındıktan sonra bugün adliyeye sevk edilen şüpheli polislerden eski Emniyet Müdürü Halil Karakuzulu’nun, poliste verdiği ifadede, Başbakan Tayyip Erdoğan’a yönelik iki ciddi suikastı önlediklerini söylediği iddia edildi. Karakuzulu’nun iddiasına göre, suikast girişimlerinden biri, Başbakan Erdoğan’ın oğlunun düğünü sırasında önlendi. Birçok kişiyi usulsüz dinlemekle suçlanan Karakuzulu’ya son sözünün sorulması üzerine, çalıştığı süre boyunca aldığı ödüller ile ilgili 7 koldan soruşturma iddiası u İddialara göre gözaltındaki polisler MİT Müsteşarı Fidan’ın telefonlarını “Selam Tevhid” örgütü soruşturması kapsamında dinledi. Sabah gazetesi de Emniyet’teki cemaat operasyonun yargı ayağının da olacağını ileri sürdü. İstanbul Haber Servisi 1725 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını yürüten Emniyet görevlilerine karşı yapılan operasyonla ilgili çarpıcı iddialar ortaya atıldı. İddialara göre polisler MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın telefonlarını “Selam Tevhid” terör örgütü soruşturması kapsamında “Emin” kod adıyla dinledi. MİT’in internet sitesi yakın takibe alındı, TÜBİTAK’ın sayılı kriptoloji uzmanı da dinlenen isimler arasında. Selam Tevhid soruşturması kapsamında yapılan usulsüz dinleme kayıtlarının da 17 Aralık yolsuzluk operasyonun yapıldığı günü arşivlerden silindiği öne sürülüyor. Ayrıca soruşturmanın MİT krizi, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu, Adana’daki MİT TIR’larının aranması olaylarında görev alan savcılara ve HSYK üyelerine kadar uzanacağı söyleniyor. Sabah gazetesinde yer alan habere göre, “paralel yapıya” yönelik operasyonda ikinci aşama, yargıdaki örgüt uzantılarını kapsayacak. Soruşturma 7 koldan devam ederken birinci sırayı örgütün bugüne kadar gerçekleştirdiği yasadışı faaliyetlerinin koordinasyonuyla görevli yargı mensupları alacak. Sabah gazetesinin haberinde operasyon yapılacak isimler de sıralandı. Buna göre Gülen cemaati hakkında açılan soruşturmalara takipsizlik kararı veren savcıların paralel yapıyla bağlantıları ortaya çıkarılacak. İstanbul’daki KCK soruşturması kapsamında, KCK’nin faaliyetlerine yönelik gizli bir operasyon yürüten MİT mensupları, koordinasyon için olayı aynı kapsamda çalıştığı izlenimi veren savcılar Bilal Bayraktar ve Sadrettin Sarıkaya’ya anlattı. Ancak her iki savcı ve Başsavcı Vekili Fikret Seçen kendilerine aktarılan kozmik bilgileri MİT mensuplarına karşı yürütmek istedikleri operasyonda delile dönüştürdü. Bu yolla elde edilen devlet sırrı niteliğindeki bilgilerin paralel yapının eline geçtiği yönündeki ihbarlar araştırılacak. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu koordine eden savcı Zekeriya Öz ile operasyonu planlayan savcılar Celal Kara ve Muammer Akkaş, Adnan Çimen, Adem Özcan, Fikret Seçen’in bütün bağlantıları masaya yatırılacak. Adana’da MİT’e ait TIR’lara baskın talimatını veren savcı Aziz Takçı da hedefteki isimler arasında. Aranan isimler arasında yer alan eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Demirhan teslim olmadan önce “Kaçacak herhangi bir şuç işlemedik” dedi. (Fotoğraf: AA ARİF YAKICI) Arananlar teslim oldu İstanbul Haber Servisi Fethullah Gülen cemaatine yönelik gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alınan 105 polisin Emniyet’teki işlemleri sürerken, 75’i hakında 24 saat ek gözaltı süresi alındı. Gece yarısı sağlık kontrollerinden geçirilen polisler, gözaltı kararına tepki göstererek “Hırsıza dur demek suçmuş, bunu öğrendim. Kahrolsun zalimler” dedi. Aranan isimler arasında yer alan eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan, emniyet amirleri ve başkomiserler İsmail Arslan, Ahmet Öztürk, Muhammed İkbal Karaduman, Muhammed Ali İkli, Halil K., Murat K. ve iki kişi daha dün İstanbul Emniyet Müdürlüğü binasına gelerek teslim oldu. Emniyet Amiri İsmail Arslan kaçmadığını ve tayininin çıktığını belirterek “Kaçak falan değiliz. Şark’ım çıktığı için ev tutmaya gitmiştim. Çağırdılar geldim” dedi. Eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan da “Kaçacak herhangi bir şuç işlemedik. Yaptığımız her işlem kanunlar, mevzuatlar çerçevesinde olmuştur” dedi. Casusluk yapıldığı iddialarına ilişkin olarak da Demirhan “Biz Anadolu çocuğuyuz, kime casusluk yapacağız, bu vatanın evladıyız” diye konuştu. Operasyon kapsamında gözaltına alınan eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün, İstanbul eski Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Kazım Aksoy ve Emniyet Amiri Gaffur Ataç’ın da aralarında bulunduğu bazı şüpheliler önceki dün gece Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirildi. Hastaneye kelepçesiz olarak getirilen Yurt Atayün, “Bu gece görüyorsunuz siyasi algı oluşmadığı için kelepçeler yok” dedi. Hastane çıkışında “Hırsıza dur demek suçmuş” diye bağıran bir komiserin başına basan polisler zorla araca sokmaya çalışınca komiser “çek elini” diye polisleri azarladı. bilgilerin soruşturma dosyasına konulmasını istediği belirtildi. Gözaltına alınan Erbinal Kapucu ve İdris Ucel’in avukatı Suphi Bat, “Müvekkilimi komiser odasında sorgulayıp, ‘Gülen cemaati aleyhinde suçlayıcı beyanda bulunmazsan, çocuklarınız var, sizi gözaltına alırız’ diye tehdit edilmişler” diye konuştu. Avukat Suphi Bat, tehdit edilen müvekkilinin “Neyse onu söyleriz” demesi üzerine savcının aranarak hakkında da gözaltı kararı çıkartıldığını savundu. Dönemin İstanbul İstihbarat Daire Başkanı Ali Fuat Yılmazer’in avukatı Ataol, müvekkiline usulsüz dinlemelere ilişkin sorular yönetildiğini ancak susma hakkını kullandığını kaydetti. Müvekkiline ağırlıklı olarak dinlemelerle ilgili sorular yöneltildiğini aktaran Ataol, “Soruların tamamı dinlemelerin usulsüz olduğuna yönelikti. Yaptıkları dinlemeler usulsüz değil. Tamamı hâkim kararına dayalı, usulüne uygun dinlemelerdir” dedi. Gözaltına alınan polislerin avukatlarından Ömer Turanlı da emniyet önünde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gözaltındaki polislere Selam Tevhid soruşturmasıyla ilgili 25 sayfa halindeki soruların yöneltildiğini belirten Turanlı, “Gözaltı şartları maalesef kötü ama o Emniyet’in kabahati değil binanın fizik şartları maalesef böyle” dedi. Sağlık kontrolleri sırasında müvekkillerine kelepçe takılmasından rahatsız olduklarını aktaran Turanlı, “Sırf basına gösteri olsun diye kelepçe vuruluyor. Müvekkillerime takılan bu kelepçeler de hukuka aykırıdır” diye konuştu. Gözaltı kararı alınırken yargıçlık ilkesine uyulmadığını kaydeden Ömer Turanlı özetle şunları söyledi: “Hukuk devletinin en önemli ilkesi ‘tabii yargıçlık’ ilkesidir. Yani bir insan hangi savcıya, hâkime düştüyse onun tarafından yargılanması gerekir. Bir hafta önce 6 tane hâkimlik kuruyorsunuz. Bu 6 hâkimlikle de yargılama yapıyorsunuz. Bu tabii hâkimlik ilkesine aykırıdır, hukuka aykırıdır. Bu mahkemelerin verdiği karar objektif bile olsa insanların kafasında subjektif olduğu yönünde bir algı var. Çünkü sulh ceza hâkimlerinden 3 tanesi Zerrab’ları, bakan çocuklarını tahliye eden, bunlar hakkındaki koruma tedbirlerini kaldıran hâkimlerdir. Bu bizim gözümüzde hukuka riayet edilmeyeceği izlenimini oluşturuyor.” Gözaltındaki Emniyet müdürlerinin kendilerine özellikle kelepçe takılmasını istedikleri ve bunu tutanak altına aldırdıkları ileri sürüldü. Eski İstanbul Emniyeti TEM Müdürü Yurt Atayün’ün, kendilerini gözaltına almaya gelen kolluk görevlilerine “Beni arkadan kelepçeleyin, bunu da tutanağa yazın” dediği, eski İstihbarat Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in de kameralara kelepçeli ellerini göstererek mağdur gibi görünmeye çalıştığı iddia edildi. Atayün’ün avukatları Niyazi Atasoy ve Cemalettin Mutlu ise bu iddiaları yalanladı. Gündemdeki dört senaryo ‘Hukuka aykırı’ Babacan veda eğiliminde Sadece Gül ikna edebilir l ABD’den ilk açıklama: l Bakan Lütfi Elvan: Süreç adil ve şeffaf olarak yürütülmeli Dış Haberler Servisi ABD’den, yolsuzluk soruşturmasını yürüten polislerin gözaltına alınmasıyla ilgili ilk açıklama geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf dünkü basın toplantısında konuya ilişkin soruyu yanıtlarken soruşturmanın “adil, şeffaf ve demokratik” yollar izlenerek yürütülmesi gerektiğini söyledi. Gelişmeyi yakından takip ettiklerini belirten Harf, Türkiye’deki yargı sürecine yönelik kaygılarını geçmişte açık bir şekilde ifade ettiklerini dile getirdi. Dinleme sayısı ciddi oranda düştü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, dinleme sayılarında çok ciddi oranda düşüş görüldüğünü belirterek Mart 2013’te 51 bin 413 hedef dinleme talebi bulunurken bu yılın mart ayında söz konusu sayının 5 bin 114’e düştüğünü söyledi. Bakan Elvan, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) kapatılmasıyla ilgili açıklamasının hatırlatılması üzerine de, Başbakan’ın gereken açıklamayı yaptığını söyledi. Ters kelepçe iddiası YATIRIMCININ GÖZÜ FED KARARINDA Siyasi tahminlerimizi soran Avrupalı analistlere biz de ‘ekonomik’ tahminlerini sorduk. İlginç bir yanıt aldık: “Türkiye’de cumhurbaşkanının, ekonomiden sorumlu bakanın kim olacağı önemli ama yabancı yatarımcı için belirleyici değil. Onlar için küresel gelişmeler her zaman daha önemli ve öncelikli. Müşterimiz olan yabancı yatırımcılar, Türkiye’yi dünya piyasalarından daha yüksek reel faiz verdiği için tercih ediyorlar. Eğer Fed (ABD Merkez Bankası) şu anda ‘sıfır’ olan gerçek faizi yukarı çekme kararı alırsa bu denge etkilenir. Yatırımcılar çok kolayca paralarını siyasi riski olmayan Amerikan tahvillerine çeviriverirler. Ancak şu anda ufukta böyle bir değişim gözlenmiyor.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle