22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 TEMMUZ 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 Türk çelik üreticileri, Trans Anadolu Boru Hattı Projesi’nde dampingcilere karşı koruma istiyor Çelik boru savaşları Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Ekinci, “Dünya ülkeleri kendi çelikçisini korumak için önlem alıyor. Her kurala uyduğumuz halde bize bile antidamping davası açıyorlar. Anadolu’dan geçecek TANAP Boru Hattı’na devlet desteği ile damping yapan Hintli, Çinli firmalar da talip. Dikkat edelim” dedi. Ekonomi Servisi Ekonomik krizlerin etkisiyle tüm dünyada koruma duvarlarının giderek yükseldiğine dikkat çeken Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, “dünya ülkelerinin kendi sanayicilerini korumak için aldığı ticari önlemlerin Türk çelik sektöründe de örnek alınması ve yerli üreticilerin korunması gerektiğini” belirtti. Türkiye için stratejik öneme sahip Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı projesini (TANAP) örnek gösteren Ekinci, ihaleye teklif veren Çin ve Hintli boru üreticileri konusunda ilgilileri uyardı. Ekinci, bu üreticilerin “adil ticaret yapmadıkları gerekçesiyle pek çok gelişmiş ülke pazarına sokulmadıklarını” ileri sürdü. Çelikçi, yazılı açıklamasında özetle şunları vurguladı: l Sektörümüz ihracatı bir yandan Ortadoğu pazarlarındaki karışıklık nedeniyle gerilerken bir yandan da farklı ülkelerin açtığı “Ticaret önlemleri soruşturmaları” ile mücadele ediyor. Sektöre, 2010’dan itibaren 13 ülkeden 18 ayrı dava açıldı. Bunların 7’si devam ediyor. l Örneğin; ABD yerli üretici şikâyetleri üzerine OCTG’ye (Petrol ve Gaz Kuyu Boruları) yönelik 9 ülke için antidamping ve telafi edici vergi soruşturması başlattı. Sonuçta Türk çelik üreticileri belli oranlarda vergilere maruz kaldı. l Kanada da Çin, Güney Kore ve Türkiye’den ithal edilen inşaat demiri ve boru ürünlerine antidamping ve telafi edici vergi soruşturması başlatıyor. Bunların sayısı daha da artacak. l Gerek ABD’de, gerekse Kanada’da başlatılan soruşturmalar özünde Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarının suiistimali, gerekçeleri düzmecedir. Ama görülüyor ki, yaşanan ekonomik krizde ülkeler kendi sanayilerini desteklemek için koruma duvarlarını yükseltiyor. l Türkiye bundan ders almalı, kendi yerel üreticilerini korumak yönünde adımlar atmalı. l Azerbaycan ve Türkiye’nin ortaklaşa yürüttüğü TANAP Projesi’nde boru tedarik ihalesi sonuçlanma aşamasında. Teklif verenler arasında “adil ticaret yapmadıkları gerekçesiyle pek çok gelişmiş ülke pazarına sokulmayan” ve “rakipleri karşısında ülkelerinin kamu sübvansiyonlarına dayanarak haksız fiyatlama taktikleri kullanan” Çin ve Hintli üreticiler de var. l Ürünlerimiz, Hint ve Çinli rakiplerine göre tartışmasız üstün. Bu, başlı başına bir tercih nedeni. Büyük kısmı Türkiye’den geçen bu tür dev projelerden, devlet teşvikli ve dampingli fiyatlarla pay almaya çalışan yabancı üreticilere fırsat tanınmamalı, gerekli tedbirler alınmalı. Faizin Etkinliği Klasik iktisadın, neoklasik yaklaşımın, liberal anlayışın etkili politikası para politikası, para politikasının aracı da faizdir. Faiz yatırım hacmini, tasarrufları, tüketim harcamalarını etkileyen, hatta belirleyen değişkendir. Faiz oranı indirilerek, yatırımlar ve tüketim harcamaları özendirilerek ekonomi canlandırılır. Ekonomi aşırı ısındığında da faiz oranları yükseltilir, bireyler tüketim harcamalarını kısarak tasarruflarını artırırlar, işletmeler yatırım maliyetleri arttığı için yatırım kararlarında daha seçici davranmaya başlarlar, getiri hedeflerini yükseltirler; sermaye maliyetindeki artış işletmelerin yatırımların kesim noktasını da yükseltir; işletmeler yatırım harcamalarını kısarlar veya ertelerler. Böylece ekonomide yatırım tasarruf dengesi sağlanır, harcamalardan kaynaklanan enflasyonist baskı hafifletilir, talep çekici enflasyon önlenir. J.M. Keynes, klasik iktisadın faizin etkinliği konusundaki inancını, sistemik olarak eleştirmiş, “likidite tuzağı” görüşü ve gözlemiyle de faizin yatırımları artırmada etkili olamayacağını ortaya koymuştur. Yatırım terimi, çok farklı ekonomik işlemleri, faaliyetleri ifade etmekte kullanılmakta, bu nedenle yanlış yorum ve değerlendirmelere de yol açmaktadır. Makro ekonomi açısından yatırım, yeni makineteçhizat alımlarını, yeni inşaatı, ekonominin üretim gücünü, üretim kapasitesini artırıcı harcamaları kapsar. Günlük konuşmalarda, yazılarda yatırım araçları olarak çoğu kez hisse senedi, tahvil alımı, mevduat, döviz, altın alımı da sayılmaktadır. Hisse senedi, tahvil alımı, döviz, altın, mevduat ekonomi açısından yatırım değil, tasarrufları kişisel değerlendirme araçlarıdır. İşletmeler açısından mevcut bir tesisin, bir binanın, arazinin satın alınması yatırım olarak nitelendirilerek bilançolarda maddi duran varlıklara dahil edildiği halde, makro ekonomi açısından yatırım değildir; el değiştirme, transfer niteliğindedir. Gözlemler ve 2007 yılından beri yaşananlar, Keynes’in savunduğu gibi faizin ekonomik anlamda yatırımlar üzerinde etkili olmadığını kanıtlamıştır. Likidite tuzağı üzerinde parasal genişleme, faiz oranlarında düşüş, hatta sıfır reel faiz etkili değildir. Nitekim Fed’in ve ECB’nin (Avro bölgesi için Avrupa Merkez Bankası) düşük faiz politikasına, faiz indirimlerine karşın üretken yatırım harcamaları artmamış, ekonomide öngörülen canlanma sağlanamamış, yatırımlarda likidite tuzağının varlığı kanıtlanmıştır. İşletmelerin ekonomik yatırım kararlarında sermaye maliyeti bir etkendir, ama belirleyici tek etken değildir. İşletmeler yatırım kararları alırken talep tahmini kapasite kullanma oranları, piyasaya yeni rakiplerin girişini önleme gibi etkenler etkilidir. Talepte canlanma beklemeyen, atıl üretim kapasitesi olan, yatırımların boyutu nedeniyle piyasaya yeni rakiplerin girişini öngörmeyen işletmeler, ekonomik anlamda yeni yatırımlara girişmezler. Nitekim gelişmiş ekonomilerde gözlemlendiği gibi hemen hemen sıfır reel faiz bile yatırımlarda artış, ekonomide canlanma yaratamamıştır. Faiz işletmelerin, bankaların finansman kararları ile bireylerin tasarrufları değerlendirme araçları arasındaki seçiminde etkili olur. Ulusal paranın faiz oranı, yabancı para faiz oranı ve kur riski priminden yüksek olduğu sürece yabancı para ile finansmanı yeğlerler. Ulusal paranın faiz oranı düştükçe, kur riski primi arttıkça da yerel para ile finansmana yönelirler. Böyle bir gelişme yurtdışından kaynak girişini yavaşlatır. Cari işlemler açığı veren bir ekonomik dış kaynak girişinin yavaşlaması, kur riskini artırarak, ödemeler dengesi finansmanını zorlaştırır, ödemeler dengesi krizi olasılığını artırır. Faiz oranının finansman kararları, bireylerin tasarruf değerleme aracı seçimi, yabancı fonların tutumu üzerindeki etkileri iyi bilinmeden, bazı çevrelere hoş görünmek için faiz oranlarıyla sık oynamak öngörülemeyen tehlikeler de doğuruyor. Pazar kaybı artıyor Türk çelik sektörü ihracatının yüzde 40’ı Kuzey Afrika ve Ortadoğu pazarlarına yönelik. Buralarda yaşanan siyasi ve toplumsal belirsizlikler dışsatım gelirlerini önemli ölçüde düşürdü. Başta Irak olmak üzere Suriye, Libya, Mısır gibi ülkelerde talep giderek zayıflıyor. Son aylarda sektörün bir numaralı pazarı Irak’ta ihracat kaybı yüzde 80’leri buldu. Türk çelik sektörünün ilk 6 aylık ihracatı değer bazında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5.3 azalarak 7.02 milyar dolara, miktar bazında yüzde 7.3 düşüşle 9.2 milyon tona geriledi. DÜNYA ABD’ye kötü haber IMF’den ABD ekonomisine yönelik kötümser tahmin geldi. IMF, ülkenin 2014 büyüme tahminini yüzde 2’den yüzde 1.7’ye indirdi. Fon, kararına gerekçe olarak ABD ekonomisinde birinci çeyrekte yaşanan yüzde 2.9’luk daralmayı gösterdi. Kârını Ukrayna vurdu Turkcell’in ikinci çeyrekteki kârı yüzde 11.5 düştü Ekonomi Servisi Turkcell’in net kârı Ukrayna Grivna’sının ABD Doları’na karşı değer kaybetmesinin ve toplam 119 milyon liralık bir defaya mahsus giderlerin etkisiyle yüzde 11.5 azalarak 556 milyon liradan 492 milyon liraya geriledi. Turkcell Grup gelirleri, yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2.4 büyüyerek 2 milyar 923 milyon TL oldu. Büyüme, Türkiye mobil pazarındaki arabağlantı ücretleri ve SMS maksimum fiyatlarındaki düşüş gibi değişiklikler, yaşanan devalüasyonun etkisiyle azalan Ukrayna katkısı ve 26 milyon TL tutarında kaydedilen bir defaya mahsus giderden etkilendi. Turkcell’in mobil internet geliri yüzde 28 artışla 434 milyon liraya yükseldi. Turkcell Superonline yüzde 39 büyüdü. Mobil genişbant gelirleri yüzde 28’lik artışla 434 milyon liraya yükseldi. Grubun ses gelirleri ise yüzde 3 azalarak 1 milyar 607 milyon liraya geriledi. Turkcell Türkiye, 2014’ün ikinci çeyreğinde 404 bin faturalı abone kazandı. Böylece faturalı abonelerin toplam abone bazındaki oranı yüzde 41.9’a yükselirken faturalı abone sayısı 14.5 milyona ulaştı. Turkcell’in Türkiye’deki toplam abone sayısı ise 34.6 Ukrayna para birimi Grivna’nın değer kaybı nedeniyle Avro’da düşüş sürecek CNBCe’ye konuşan uzmanlar, dünkü işlemler kritik psikolojik sınır 1.35’in altına inen Avro/dolar paritesiyle, ortak para biriminde değer kaybının süreceğini söylüyor. Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, “Hedefimiz yıl sonuna kadar yaklaşık 2 milyar lira yatırım yaparak inovatif ürün ve servislerle büyümeyi sürdürmek” dedi. Türk Telekom’a iyi not Ekonomi Servisi Kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poors (S&P), Türk Telekom’un kredi notunu yatırım yapılabilir seviye olan BBB’ye yükseltti. S&P, Türk Telekom’un Haziran 2014’te gerçekleştirdiği 1 milyar dolarlık tahvil ihracıyla likidite pozisyonunu geliştirdiğini vurguladı. Kuruluş açıklamasında “Kısa vadeli borçlarını azaltması ve likiditesini iyileştirme kararlılığı Türk Telekom’un notunun yatırım yapılabilir seviyeye gelmesini destekledi” ifadelerini kullandı. Telekom Üst Yöneticisi Rami Aslan, “Bu not ile şirketimiz, hem S&P, hem de Fitch tarafından yatırım yapılabilir seviye ile derecelendirilmiş oldu. Bu gelişme daha fazla üst düzey yatırımcının ilgisini çekerek, sadece şirketimize değil, ülkemize ve Türk şirketlerine duyulan güvene de katkıda bulunacak” dedi. Türk Telekom, pazartesi açıkladığı ikinci çeyrek sonuçlarında net kârını bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 186 artırdığını duyurmuştu. Avrupa devinden kaçış Yatırımcılar, ABD borsalarında işlem gören Alman şirketlerine ait hisse fonlarından son altı haftada 817 milyon dolar çekti. Almanya’dan gelen son verilere göre sanayi üretimi üç, yatırımcı güveni yedi aydır düşüyor. İspanya, Portekiz ve İtalya gibi sorunlu ülkelerde ise perakende satışlar ve sanayi üretimi iyileşme sinyalleri veriyor. Aman dikkat, fıstıklı yerine bezelyeli baklava yemeyin! va alırken 35 liranın alEkonomi Servisi RamaÜnlü baklavacı Faruk tında fiyata satılan merdizan bayramına günler kala Güllü, “Simsarlar ven altı ürünlere de dikkat artan fıstık fiyatları baklavacıları isyan ettirdi. Baklava yüzünden fıstık fiyatları edilmesi gerektiğini kaydeden Güllü, “Normalüreticileri, maliyet hesabında bu yıl fıstık fiyatlarının 80 liraya kadar fırlayınca de baklavanın kilosu 40bazı uyanıklar fıstıklı 50 lira. 3 kilosu 50 lira4045 lira arasında olacaya baklava olmaz. Oluğını öngörürken, baklavayerine bezelyelisini yorsa o baklava değildir. lık fıstığın kilosu 80 liraya satıyor. Bu devirde 35 Merdiven altı üretimlerkadar çıktı. Faruk Güllüoğliraya baklava olmaz” de ucuz yağlar, toz şeker lu Yönetim Kurulu Başkanı yerine glikoz şurubu, fısFaruk Güllü, stoklarda yediye uyardı. tık yerine bezelye kullateri kadar fıstık olduğunu, nılıyor” dedi. fiyatın simsarlar yüzünden Şirket olarak bu yılki ciro hedeflerinin arttığına dikkat çekerek, “Fıstıkta üretici değil, aradaki simsarlar büyük kazanç 100 milyon lira olduğunu kaydeden Gülsağlıyor. Bizde bu yıl simsarlara fırsat lü, 2015’te Ankara’da bir üretim merkezi vermemek için büyük baklava üretici açacaklarını ve yıl sonuna kadar 14 milleri olarak, ürün toplama zamanı olan yon porsiyon baklava üretimi gerçekleşağustosun ilk haftasında Gaziantep’e çı tireceklerini söyledi. Başka Rusya olmak karma yapacak, fıstık fiyatının düşme üzere, Amerika, Avrupa, Balkan ülkeleri, Çin ve Güney Kore’ye ihracat gerçekleştisi için çaba sarf edeceğiz” dedi. Fıstık fiyatındaki artışı ürünlere yansıt ren Güllüoğlu, bu sene 4 milyon lira ihramadıklarına dikkat çeken Güllü, “Fıstık cat hedefliyor. Yurtdışında üretim konufiyatlarını ürünlerimize yansıtmadık. sunda yeni çalışmaları olan şirket, 2015’te Tabii bunun da bir maliyeti var. Sade Ortadoğu, Rusya, ABD ve Almanya’dan ce fıstıktaki artışın bize maliyeti 400 olmak üzere 4 bölgenin birinde baklava bin lirayı buldu” diye konuştu. Bakla üretim tesisi açmayı planlıyor. Eximbank’tan kredi anlaşması Türk Eximbank ile Bank of Georgia arasında 20 milyon dolarlık kredi anlaşması imzalandı. Kredi, Türkiye’den Gürcistan’a ihraç edilecek tüketim ve yatırım mallarının finansmanında kullanılacak. Türk Eximbank tarafından sağlanacak finansman desteğiyle Bank of Georgia, Türkiye’den mal ithal eden Gürcistanlı alıcılara, finansal kaynaklarını çeşitlendirmeleri ve Türkiye’den Gürcistan’a yapılan ihracatın arttırılmasına yönelik kredi hizmeti sunacak. TürkMetal ilk 6 ay başvurdu için yüzde 14 istiyor İstanbul Haber Servisi Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile yapacakları Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri öncesi taleplerini açıklayan Türkİş’e bağlı Türk Metal Sendikası İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Murat Salar, “Özel sektördeki en büyük TİS’i yapacağız. MESS’e bağlı 160 işyerinden yaklaşık 600 işyeri temsilcisinin ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda hazırlanan sözleşme taslağının, işçileri sosyal ve parasal anlamda feraha kavuşturacağını düşünüyoruz” dedi. Salar, 1 Eylül 2014 ile 31 Ağustos 2016 tarihleri arasında 2 yıl için geçerli olacak TİS taleplerini, “İlk 6 ay için yüzde 14 ücret zammı, sosyal yardımlara 1. yılda yüzde 20 zam, ço Kristalİş, AYM’ye Özel sektördeki en büyük toplu iş sözleşmesi için hazırlıklar tamamlandı. Sendika her Cumhuriyet Bayramı’nda bir Ata Lira da talep ediyor. cuk parasının 25 liraya çıkarılması, her ay 6 saatlik brüt çıplak ücret tutarında bireysel emeklilik primi, 29 Ekim Cumhuriyet bayramlarında sendika üyelerine 1 adet Ata Lira verilmesi, ihbar sürelerine 2’şer hafta eklenmesi ve iş kazalarının önüne geçmek için kazasızlık ödülü talep ediyoruz” diye özetledi. Türkİş’e bağlı Kristalİş Sendikası, hükümet tarafından 27 Haziran’da ertelenen Şişecam grevindeki hak ihlalinin giderilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. Kristalİş’in Genel Başkanı Bilal Çetinbaş, “Grevimiz 8. gününde, hiçbir somut delile dayanmadan, milli güvenlik ve genel sağlığı bozduğu gerekçesiyle keyfi biçimde ertelenmişti. Danıştay 10. Daire de anlaşılmaz bir kararla yürütmeyi durdurma talebimizi reddetti. Son dönemlerde özgürlükçü kararlara imza atan AYM’nin 5 bin 800 işçinin grev hakkının ihlali konusunda da duyarlı davranacağına inanıyoruz” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle