02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 TEMMUZ 2014 CUMA 4 HABERLER Bayrak indirme olayı ile gündeme gelen Diyarbakır’daki 2. Hava Kuvvetleri Komutanlığı lağvedilecek Terör İhracı Terör İthali Bu yılın 19 Ocak tarihinde, Adana’da durdurulan ve MİT ile jandarma arasında çatışmalara neden olan olayla ilgili olarak CHP Milletvekili Bülent Tezcan tarafından yapılan açıklamada, Jandarmanın gizli raporunda, MİT’e göre ilaç olan malzemenin Suriye’deki IŞİD ve El Kaide’ye gönderilen silah ve mühimmat olduğu belirtiliyor. Dünkü Cumhuriyet’te arkadaşımız Sinan Tartanoğlu’nun haberine göre TIR şoförü, devlet işi olarak nitelediği olayla ilgili olarak verdiği ifadede, yükün MİT’e ait olduğunu bildiklerini ve daha önce de aynı tarz malzeme taşıdıklarını belirtmiştir. Bütün bunlar, en ufak bir tereddüde mahal bırakmayacak açıklıkla ortaya koymaktadır ki, MİT’in dolayısıyla, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın güdümünde, devlet içinde devlet haline gelmiş güçler bölgedeki terör örgütlerine yasal olmayan yollardan silah sevkıyatı yapmakta, yasalara göre buna karşı çıkması gereken güçleri ise tehditle sindirmeye çalışmaktadırlar. HHH Bu bilgilerin ışığında, Türkiye’nin bölgedeki mezhep çatışmalarına, terör olaylarına, iç savaşlara doğrudan müdahil duruma geldiği ve terör ihraç eden devlet olarak ilan edilmesinin söz konusu olabileceği görülmektedir. Evet Türkiye, Suriye’de dökülen kanların da sorumlusu olacak biçimde bu ülkede cereyan eden iç savaşa ve terör olaylarına doğrudan dahil olmuş konumdadır. Bunun faturası hem Türkiye için hem de Erdoğan için çok ağır olabilir. Zaten şu anda da olmaktadır... Yıllar boyu, dış politikası “yurtta barış, dünyada barış” temeline dayalı olan Türkiye, mezhep savaşlarına müdahil bölgede terör ihraç eden ülke haline dönüşmüştür. Yurtta barış dünyada barış ilkesi, hoş ve boş bir söylem olarak kabul edilmiş olmayıp içinde bulunduğumuz bölgenin bulaşıcı olan tehlikelerinden uzakta kalmak için bulunmuş bir ilkedir. Bunalımları bulaşıcı olan Ortadoğu’da, bölgenin herhangi bir köşesinde patlak verecek bunalımın hızla diğer taraflara da bulaşma eğilimi mevcuttur. Türkiye bu tehlikeyi farkında olarak, bölgeye, herhangi bir mezhep veya etnik mülahazadan uzak olarak bakmakta ve tarafsızlığını korumaktaydı. HHH Bu politikanın bırakılması halinde ne olabileceğini, AKP’nin gafletiyle görüyoruz. İslami terör örgütlerini sınırına davet etmiş olan ve tehlikeyi son anda bile göremeyecek kadar aymaz Erdoğan iktidarının ülkemizi, bölgedeki herhangi bir mezhep savaşının içine düşme tehlikesinin tam göbeğine itmiş bulunmaktadır. Ama oraya kadar gitmeye gerek yok. Şu anda ülkemizde bulunan ve sayıları AFAD Başkanı Mustafa Aydoğdu’ya göre, 600 bini bulan Suriyeli mülteciler büyük sosyal patlamalara uygun bir ortam oluşturmuştur. Hemen belirtelim ki, Aydoğdu’nun resmi rakamları gerçeği ifade etmekten uzaktır. Başbakan Erdoğan bile bu sayıyı 700 bin olarak vermektedir. Resmi olmayan gerçek rakam ise 1.5 milyonun üstündedir. Suriye’de iç savaşın alevlendiği ilk günlerde Türkiye’nin kabul edebileceği göçmen sayısının 100 bin olarak açıklandığı göz önünde bulundurulursa, durumun ne kadar vahim olduğu anlaşılır. Bu göçmenler “Bizi Tayyip çağırdı” diyorlar. Haklılar! Suriye’de iç çatışmaya silah vererek müdahil olan Tayyip’e Suriye’nin karşılığı da bu... Türkiye bölgedeki terör örgütlerine silah göndererek terör ihraç eden ülke konumuna girmiştir. Bunun büyük sakıncaları var, yarın devran döner, Tayyip Bey savaş suçlusu bile ilan edilebilir. Bölgede patlak veren terör ve mezhep savaşı Türkiye’yi içine alabilir. Oralara kadar gitmeye gerek yok. 1.5 milyonun üstündeki göçmen Türkiye’de istikrara ve iç barışa karşı büyük, yeni bir tehdittir. Görülüyor ki, terör ihracı, kendiliğinden terör ya da istikrarsızlık ithalini getiriyor. Diyarbakır sürprizi BARKIN ŞIK ANKARA 10 Ağustos’ta ilk turu yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde toplanacak Yüksek Askeri Şura’dan (YAŞ) Diyarbakır sürprizi çıkacak. Terörle mücadele görevinin yanı sıra, Irak ve Suriye sınırının kontrolünü de sağlayan Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın Diyarbakır’daki 2. Hava Kuvvet Komutanlığı YAŞ ile birlikte lağvedilecek. 30 Ağustos’a kadar Hava Kuvvetleri’nin yeni merkezi Eskişehir olacak. Halen Eskişehir’de 1. Hava Kuvvet Komutanlığı ve Diyarbakır’da 2. Hava Kuvvet Komutanlığı şeklinde teşkilatlanan Hava Kuvvetleri, yeni komutanlığa “Muharip Hava Kuvvet Komutanlığı” adını verecek. Komutanlığın başına ise bu şurada hava orgeneralliğe yükselecek bir isim getirilecek. Diyarbakır’daki 2. Hava Kuvvet Komutanlığı son olarak “Bayrak indirme olayı” ile gündeme gelmişti. Hava Kuvvetleri yeni teşkilat yapısına, Cumhurbaşkanlığı seçim süreci ve “açılım” çalışmaları devam ederken geçecek. Yeniden yapılanma ile birlikte ülke genelindeki av/ bombardıman filoları ile av/önleme filoları tek merkezden yönetilmeye başlanacak. Eskişehir’deki 1’inci Hava Kuvveti Komutanlığı’na 1’inci, 3’üncü, 4’üncü, 6’ncı ve 9’uncu Ana Jet Üs Komutanlıkları, 15’inci Füze Üs Komutanlığı ve 1’inci Hava Kontrol Grup Komutanlığı bağlı bulunuyor. Diyarbakır’daki 2’nci Hava Kuvveti Komutanlığı’nın emrinde ise 5’inci, 7’nci, 8’inci Ana Jet Üs Komutanlıkları, 10’uncu Tanker Üs Komutanlığı ve 2’nci Hava Kontrol Grup Komutanlığı yer alıyor. Bu iki kuvvet tek elde birleşince daha etkin bir komuta kontrol kapasitesi kazanılacağı belirtiliyor. Yeniden yapılanmanın altyapısı ile ilgili olarak Eskişehir’deki faaliyetlerin son sürat sürdüğü belirtildi. Oluşturulacak Muharip Hava Kuvvet Komutanlığı’nın başında ise orgeneral bulunacak. Bugüne kadar Hava Kuvvetleri kadrosunda yer alan iki orgeneralden biri Hava Kuvvetleri Komutanı olurken diğeri için koltuk aranıyordu. Harp Akademileri Komutanlığı’nın başına da genelde hava orgeneral getiriliyordu. Buranın dolu olması durumunda ise Genelkurmay İkinci Başkanı Yardımcılığı veya Hava Kuvvetleri Komutan Yardımcısı gibi koltuklar açılıyordu. Yeni yapılanma ile birlikte Hava Kuvvetleri’nin orgeneral kadrosu daimi bir koltuğa sahip olacak. Eskişehir’deki komutanlık yurtiçi ve yurtdışı hava operasyonlarının planlaması ve icrasından sorumlu olacak. Kara ve Deniz Kuvvetleri ile gerçekleştirilecek müşterek harekâtların planlamasını ise Ankara’daki Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan yapılacak. Hava Kuvvetleri böylece Deniz Kuvvetleri’ne benzer bir şekilde teşkilatlanmış olacak. Deniz Kuvvetleri’ndeki iki oramiralden birisi Deniz Kuvvetleri Komutanlığı görevini yerine getirirken diğeri Donanma komutanı oluyor. Hava Kuvvetleri bu gelişmelere paralel olarak bir de Uydu Komutanlığı kurdu. İstihbarat ihtiyacını karasuyu ve hava sahası kısıtlaması olmaksızın, coğrafya ve iklim koşullarından bağımsız olarak, gece, gündüz ve her hava şartında elde etmeyi kendisine hedef olarak koyan Uydu Komutanlığı, envanterine giren Göktürk uydusunu işletiyor. 98 dakikada bir dünyanın etrafını turlayan Göktürk uydusu Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na istihbarat sağlıyor. Müşterek harekât Ankara’dan GÖK CHP’Lİ ’DE RE ULUDE LE R AİLELE Uydu Komutanlığı kuruldu ‘Emir Erdoğan’dan katliam Özel’den’ MAHMUT ORAL Filolar tek elden yönetilecek DİYARBAKIR CHP Ankara Milletvekili ve Uludere Alt Komisyonu Üyesi Levent Gök, Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu ve Gülyazı köylerinde (Roboski) 28 Aralık 2011 yılında savaş uçakları tarafından bombalanarak öldürülen 34 kişinin yakınlarını ziyaret etti. Roboskili aileler, katliamın 134. haftasında kaybettikleri yakınlarının mezarları başında yine anma töreni yaptı. Anmaya Levent Gök, CHP PM üyesi Hüseyin Yaşar ve Şırnak CHP İl Başkanı Mehmet Uğur da katıldı. Yakınlarını kaybe den aileler adına konuşan Ferhat Encü, “Anayasa Mahkemesi’nin hâkimlerinin ellerini vicdanlarına koyarak bir karara varmaları gerektiği inancı içerisindeyiz” dedi. CHP’li Gök ise, “Roboski çok net ve aydınlık bir hadisedir. Katliamın kararını verenler ve uygulayanlar aşikârdır. Milli Güvenlik Kurulu’nda alınan katliam kararı Başbakan’ın talimatıyla Genelkurmay Başkanı’nın uygulamasıyla gerçekleşen bir olaydır” dedi. Gök şöyle konuştu: “34 kendi yurttaşının öldürüldüğü bir olayda gözyaşı dökmeyenlerin Gazze’de gözyaşı dökmeye hakkı yoktur.” Erdoğan’ın ilk turda seçilmesi sonrasında ne olacağı AKP yönetimi ile TBMM Başkanı Çiçek’in arasını açtı Gül, Harp Akademisi mezuniyet töreninde İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, mezuniyet törenine katılmak üzere dün özel uçak “CBK” ile saat 16.10’da İstanbul’a geldi. Gül ve beraberindekiler daha sonra Maslak’ta bulunan Harp Akamedileri Komutanlığı’ndaki mezuniyet törenine katıldı. Törende Gül dereceye giren öğrencilere diplomalarını verdi. .Gül’ün gelişi sırasında çevrede geniş güvenlik önlemi alındığı görüldü. Törene, AA ve TRT dışında gazeteciler alınmadı. ‘Koltuk’ çekişmesi EMİNE KAPLAN AŞİRETLER ARASINDAKİ KAVGADA YAŞAMINI YİTİREN ER’İN AİLESİNİ ZİYARET ETTİLER Barzani’den Hakkâri’ye HDP’liler l AKP’li 4 eski bakanla ilgili fezlekeler barış heyeti HAKKÂRİ (DHA) Hakkâri’de Pinyanişi ve Ertuşi aşiretleri arasında çıkan kavgada 1 kişinin ölümü ve 6 kişinin yaralanmasının ardından Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin gönderdiği barış heyeti Hakkâri’ye geldi. KDP meclisi sözcü sü Serbest Lezgin, Erbil Peşmerge Generali Osman Kasım, KDP Zaho yetkilileri Abdulah Bişerağa ve Abdulvahit Siliveneyi , Pinyanişi aşiretinin ileri geleni Orhan Pirozbeyoğlu Pirozbeyoğlu’nun evinde iftar yemeği yedi, ardından olayda yaşamını yitiren Pinyanişi aşiretine mensup Er ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Lezgin, “Olayın büyümemesi ve başka insanlarımızın ölmemesi için herkesin elini taşın altına koyması gerekir” dedi. Savcılıktan da ret Kandil’e gitti AYŞE SAYIN ANKARA Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında görevlerinden istifa etmek zorunda kalan 4 eski bakanla ilgili yolsuzluk iddialarını tartıştırmak istemediği için “zaman kazanma” hamlesi yapan AKP ile fezlekelerin bir an önce komisyonu incelemesine açılmasını isteyen muhalefet arasındaki arasındaki taktik savaşı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yanıtıyla yeni bir boyut kazandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 4 eski AKP’li bakanla ilgili fezlekeleri isteyen CHP’li TBMM Soruşturma Komisyonu Üyesi Erdal Aksünger’e, “Sadece resmi kanalla gelen talepleri karşılayabildikleri” gerekçesiyle olumsuz yanıt verdi. Başsavcılığın yanıtına tepki gösteren Aksünger, AKP’nin fezlekeleri, komisyon üyelerinin incelemesinden kaçırmak için taktik üzerine taktik izlediğine dikkat çekerek isimlerinin komisyon üyesi olarak Resmi Gazete’de yayımlandığına dikkat çekti. Aksünger “Üyeliğimiz resmileşti. Komisyon üyesi olarak bu dosyaları talep ediyorum” görüşünü dile getirdi. DİYARBAKIR (Cumhuriyet) PKK lideri Öcalan’ın Kürt Ulusal Konferansı’nın toplanması, Kürtlerin ulusal birliğinin sağlanması, Rojava ve IŞİD’in Irak ile Suriye’deki saldırılarına ilişkin mesajlarını iletmek üzere Kuzey Irak’a giden Leyla Zana ve Sırrı Sürreyya Önder, Kürt Bölgesel Yönetimi, Kürt parti ve dernekleriyle yaptıkları görüşmeleri tamamladı. HDP grup başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken de önceki gece Kuzey Irak’a gitti. Kuzey Irak’ta buluşan Zana, Önder, Buldan ve Baluken dün sabah PKK/KCK yöneticileriyle görüşme yapmak üzere Kandil’e gitti. Heyetin, çözüm süreci kapsamında oluşturulması planlanan İzleme Kurulu ile ilgili görüşme yapacakları belirtildi. Pirozbeyoğlu ise “Bu olay bazı kişilelerin elleriyle yapılan bir provokasyondur. Bugüne kadar burada deflarca kavgalar olmuş, biz bunları barıştırmışız. Bu seferki çok farklı bir şeydi. Sanki tezgâhlanmış bir oyundu. Kavganın olduğu ilk günden bu yana DBP heyetiyle birlikte büyük çabalar sarf ettik, ama dinletemedik. Artık bu ortaçağ zihniyetini, bu aşiretçiliği bırakalım. Bu işe kim sebep olmuşsa bu memlekete en büyük kötülüğü yapıyor” dedi. Olayda kullanılan silahın bir geçici köy korucusuna ait olduğunu ve bu korucunun kim olduğunun herkes tarafından bilindiğini de kaydeden Pirozbeyoğlu, “Devletin silahını kullanan korucuların silahlarının toplanması gerekir” dedi. ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ilk turda cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda başbakanlığının ne zaman düşeceği konusu TBMM Başkanlığı ile AKP yönetimi arasında sıkıntıya yol açtı. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, seçim sonucunun Resmi Gazete’de ilanıyla birlikte başbakanlığın düşeceğini belirtirken, AKP yönetimi tersini düşünüyor. Parti yöneticileri, Cumhurbaşkanlığı statüsünün yeminle birlikte kazanıldığını, Erdoğan’ın 28 Ağustos’a kadar başbakanlığını sürdüreceğini kaydediyor. Bu konuda kararın TBMM tarafından verileceğini belirten parti yöneticileri, “TBMM, başkandan ibaret değil. Bu konuda bir karar verilecekse Meclis karar verir” diyerek, TBMM Genel Kurulu’na işaret ediyor. AKP’nin, TBMM’yi seçim sonrasında da açık tutmasının altında olası gelişmelere karşı Genel Kurul’dan karar çıkarma niyetinin yattığına işaret ediliyor. Bu konuda Çiçek, “Başbakan seçildiğinde Resmi Gazete’de yayımlanır yayımlanmaz milletvekilliği de kalkıyor, başbakanlığı da yok. Bu arada vekaleten bir dönem var, mevcut hükümet üyesi arkadaşlarımızdan biri vekâleten Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından görevlendirilecek. 28’inden sonra yeni bir hükümet kurma çalışması var” demişti. Öte yandan AKP’de olağanüstü kongre formülü üzerinde de durulduğu öğrenildi. Bu durumda Erdoğan’ın seçilmesi durumunda Köşk’e 28 Ağustos’ta çıkacağı, olağanüstü kongre takviminin de 28 Ağustos’tan önce tamamlanması gerektiği dile getirildi. Bu formülün gerçekleşmesi durumunda Erdoğan Köşk’e çıkar çıkmaz, kongrede netleşecek olan genel başkana hükümeti kurma görevi verebilecek. AKP yönetimi, bu konuda hukukçu kökenli milletvekillerinden de görüş alarak bir çalışma yaptı. Partide yapılan değerlendirmelerde, cumhurbaşkanının ilk defa halk tarafından se çileceğini, bu nedenle önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin örnek olarak alınamayacağı görüşü dile getiriliyor. Parti yöneticileri, “Eğer Çiçek’in görüşünü kabul edersek ilk turdan sonra başbakanlık düşerse o zaman iki tane cumhurbaşkanı olur. Böyle ikili bir yapı olmaz. Eğer ilk turda seçim sonuçlanırsa Erdoğan, 28 Ağustos’a kadar genel başkanlık, milletvekilliği ve başbakanlık görevlerini sürdürür. Yemin ettiği ve göreve başladığı andan itibaren başbakanlık ve genel başkanlık düşer” görüşünü dile getirdi. Cumhurbaşkanlığı Seçim Yasası’nda yasayı yürütme görevinin TBMM Başkanı’na ait olduğunu belirten parti yöneticileri, “Bu temsili bir durumdur. Eğer bu konuda bir karar verilecekse buna TBMM Başkanı değil, TBMM Genel Kurulu karar verir” dedi. BMM’nin açık tutulmasının altındaki neden belli oldu AKP’nin 14 Ağustos’a kadar TBMM’yi çalıştırma kararı almasının altında da Erdoğan’ın hem istişare çalışmalarına başlayacak olması nedeniyle milletvekillerinin Ankara’da tutulması hem de seçimden sonra yaşanabilecek olası gelişmelere karşı gerektiğinde Genel Kurul’dan karar çıkarma niyetinin yattığına dikkat çekiliyor. İçtüzüğe göre 1 Temmuz’da tatile girecek olan Genel Kurul’un çalışmalarına devam etmesi yönünde karar alınması nedeniyle ağustos ve eylül aylarında tatil yerine 15’er günlük aralarla Meclis’in açık tutulması yoluna gidilebileceği kaydediliyor. AKP yönetimi, Erdoğan’ın başbakanlığın düşürülmesi yolunun denenmesi durumunda 28 Ağustos’a kadar geçecek süreçte dokunulmazlığını da yitirecek olması nedeniyle sürpriz soruşturma ve benzeri girişimlerin yaşanabileceği olasılıklarını da değerlendiriyor. Erdoğan, ilk turda seçilmesi durumunda 10 Ağustos’tan 28 Ağustos’a kadar geçecek sürede yeni genel başkan ve başbakan için parti içinde istişare çalışmaları tamamlanacak. T Öncekiler örnek alınamaz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle