02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 TEMMUZ 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA 15 Asrın lideri ya, asırlarca unutulmayacak işlere imza atmaya kararlı. Şimdi de sıra hırsızları tutan polisleri hırsız diye tutmaya geldi. “Gülenci” diye Emniyet kadrolarını hallaç pamuğu gibi atıyor. Ellerini kelepçeleyip hırsızdan uğursuzdan (PKK’den) boşalanboşalacak cezaevlerine tıkmaya çalışıyor. Sanki o polis müdürlerinin, Emniyet yetkililerinin tayin terfi kararlarının altında Recep Tayyip Erdoğan imzası değil de Fethullah Gülen imzası var. Neredeyse 12 yıl boyunca onunla koalisyon yap. Sonra da sözde bir “dershane çatışması” ile koalisyonu boz ve ölümcül bir güreşe tutuş! Ortalığa saçılan para kasaları, para sayma makineleri, ayakkabı kutuları ve dört sayın bakan!! Güreşin sonucunu halkımızdan çok Obama ve şimdi de İsrail merakla izliyor! Sonucu, “iki taraf için de hayırlı olsun!” diyemeyeceğimiz bir güreş bu. Tek dileğimiz iki tarafın birbirlerini sakatlaması ve ebediyyen kenara çekilmeleri olabilir. Kendine yakın görmediği herkes düşman. Ölü diri ayırmıyor. Hatır, vefa, saygı, adapedep hak getire... Dursuz duraksız saldırıya devam! donanmasının üstüne göndermek cesaret değildir. Cesaret, yıllar boyu vahşete maruz kalan soydaşlarını kurtarmak ve korumak üzere büyük devletlerin tepkisini de göze alarak silahlı kuvvetlerini bir başka ülkenin topraklarına çıkartabilmektir. Böyle bir emri verebilmektir. Cesaret, başbakan iken bile iki üç koruma polisiyle halkın arasında dolaşabilmektir. Bu halk Ecevit’i “Karaoğlan” diye bağrına bastı. Tayyip Bey’in sipariş sıfatlarının hepsi reklam panolarından besleme medyanın manşetlerinden silinip gidecek. Ondan geriye millet hafızasına bir tek sıfat kalacak: “Dolar destesi sıfırlayan Bilal’in babası...” HHH Ecevit, İsrail’in azgınlığına, NATO üyeliğine, ABD tepkisine falan aldırmadan Filistin Kurtuluş Örgütü’ne Ankara’da resmi temsilcilik açma hakkı tanıyan ve bunu Batı’da ilk gerçekleştiren devlet adamı. Bülent Ecevit kim, Tayyip Erdoğan kim. Bırakın cesaretini, Ecevit dürüstlüğünün sadakasınızekâtını verse, Tayyip Bey’in çevresinde ahlaken yamuk yumuk bir kişi bile kalmaz! Şimdi de kalkmış, Ecevit’in aziz hatırası üzerinden İsrail’e el enselerpeşrevler çekiyor. Hadi oradan yalancı pehlivan! İsrail’e Peşrev Çekmek Gülen ile Güreş Tutmak İsmet İnönü üzerinden, Atatürk ile örtülü hesaplaşmasını sürdürüyor. Gelmiş geçmiş, en etkili, en yetkili, en eğilmez, en bükülmez, en dobra, en kahraman o! “Asrın Lideri”, “Asrın Ayıbı” olacağına aldırmıyor. Bu kez diline Bülent Ecevit’i doluyor. “Bir soykırım lafı etti. İsrail’den 4 kez özür diledi!” diyor. Yani.. Demek istiyor ki.. “Ben sabah akşam ‘soykırım’ diyorum. Özür falan da dilemiyorum!” Bunun, sadece acı değil, acınası bir itiraf olduğunun belli ki farkında değil. Acınası itiraf... “Çünkü kendisini artık kimse ciddiye almıyor!” Hele İsrail hiç almıyor. Bir avuç gencin bindiği, yardım taşıyan bir yolcu vapuruna savaş uçaklarıyla, jetlerle saldırılıp 10 vatandaşı vahşice öldürülen ve bunun için “özür” değil, “para pazarlığı”na oturan, bir yandan da gizlice siyasi ticari işbirliğini sürdüren bir ülke başbakanını kim, niye ciddiye alsın ki? Kendini temize çıkarma çaresizliğine bakar mısınız? Yakın tarihimizin en ilkeli, en dürüst, “ulusalcı” anlamında en kahraman liderine “Özür diledi o korkaktı ben cesurum!” demeye çabalıyor. Bir avuç iyi niyetli genci, “gaza getirmek” bir şehir hattı vapuruna doldurup gözü kara bir ülke Beraber Yürüyenler, Birbirini Yiyor... “İnlerine gireceğiz” demişti Başbakan. Emniyet’te operasyon başladı. Başbakan’ın “Bitmedi. Bu daha başlangıç” sözünden, sıranın yargıya geleceği anlaşılıyor. Beraber yürünen yollar aşıldı, şimdi hesaplaşma zamanı. Ergenekon, Balyoz, KCK, Odatv, Poyrazköy, fuhuş ve askeri casusluk operasyonlarıyla davalarını birlikte yürütenler, çarpışıyor. Yurtseverlerin yaşamı, iktidar cemaat kumpasıyla çalınırken, eşleri, çocukları, yakınları kan ağlarken, sivil darbe adım adım sürdürülürken, milyonlar “hak hukuk” ve “adalet” diye haykırıyordu bu ülkede. Düşman bellediklerine savaş hukukunu bile uygulamadılar. Etme bulma dünyası, ne yapacaksın! Şimdi olan biteni izliyoruz. Bu ülkede cemaat ve AKP arasında paylaşılmış iktidar yetkisinin ne gibi sonuçlara yol açacağını, yıllar önce vurgulamıştık. Bir devlet örgütünde, Emniyet’te, yargıda çete olur muydu? Sonuçlarını gördük. Şimdi Emniyet ve yargıda, “kim cemaatçikim Erdoğancı” tartışmaları sürüyor. HHH Casuslukla, çete üyesi olmakla, hükümeti devirmekle suçlanan gözaltındaki bazı polisler, kendi meslektaşlarına “yarını” işaret ediyor, ne hazin! Ancak dün onlar, kendilerine “bugünleri” anımsatanlara, “Keser döner sap döner, bir gün hesap döner” diyenlere, aldırmıyordu. Bugün Emniyet’te yemekleri beğenmeyen polisler, dün kafalarına bastırıp gözaltına aldıklarının kalp ve tansiyon ilaçlarını bile vermediklerini anımsıyorlar mı acaba? Emniyet’te susma hakkını kullananların, dün aynı tutumu gösterenlere, “İşte örgüt tavrı” dedikleri belleklerinde mi? HHH Kuşkusuz bugün olan biten, geçmişteki kumpasın hesabı değil. Eski ortakların kapışmasının altında iktidar paylaşımı sorunu yatıyor. Cemaate, MİT Müsteşarı üstünden Erdoğan’a yönelik 7 Şubat 2012 operasyonuyla, 17 ve 25 Aralık 2013’teki yolsuzluk ve rüşvet hamlesinin yanıtı veriliyor. Başbakan’ı, MİT Müsteşarı’nı dinlemenin, yolsuzlukla suçlamanın “hesabı” görülüyor! HHH Bu aşamada hem kumpasın hem de hırsızlık ve talanın hesabı sorulur mu? Kuşkulu!.. Bir olasılıktır ki çatışma büyürse “kumpas itirafları”, “suç ortaklığının” teslimi de gündeme gelebilir. Ancak en önemlisi, dün söylediğimiz gibi, bugün de kimsenin hukuksuz ve adaletsiz kalmamasıdır... Vicdanlara sığmayan uygulamalarla karşılaşmamasıdır... En yerinde değerlendirmelerden ikisini, kumpas mağdurlarından Nedim Şener ve intihar eden Yarbay Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar yaptı. Şener operasyon için, “Keşke Silivri’yi bana mesken yapan polisler gözaltına alınmış diye sevinebilseydim. Üzgünüm ama onlar gibi acımasız olamıyorum” diyor. Tatar, “Çok canımızı yaktınız. Çok zulmettiniz. Umarım siz adil hukuktan mahrum kalmazsınız” diye yorumluyor. Dün söylemiştik, hukukun bir gün herkese lazım olacağını... Bugün de, yarın da öyle... Karaoğlan’ın zekâtı AL GAZI VER GAZI... Milleti edecek niyazi! HHH Dünkü Zaman’da Ali Bulaç anımsattı. İktidar Sözcüsü Hüseyin Çelik, 14 Haziran 2010 günkü söyleşisinde şöyle demiş: “Başbakan Erdoğan, İsrail karşıtı konuşmaları ile milletin gazını alıyor!” İyi mi? Erdoğan, gözünü Cumhurbaşkanlığı’na yani “Başkomutanlı ğa” dikince gaz almaktan vazgeçti.. Şimdi de “gaz vermeye” geçti. İsrail’e neredeyse savaş ilan edecek. Onu ciddiye alacak binlerce işsiz güçsüz var. Hepsi de Çankaya Yokuşu’ndaki İsrail Büyükelçiliği’ne saldırmaya hazır... Bu yüzden yüzlerce polis kaldırımları ablukaya almış günlerdir TOMA’larla nöbet bekliyor. Sayın Başbakan için söylenecek tek söz... Yine kendi sözü: “Artistlik!” Tane Tayy “İngiliz Başba ip Bey: ka tane İsrail aske nı kalktı, ölen 15 ri Peki 600 tane için özür diledi. Filistinli için ne yapıyors İnsan için, aske un?” demiş! r için, hele “tane” denmez şehit için . Tane kavun, ka rpuz ve olsa ol sa “kelle” Cama nutuk ya için kullanılır. zan da mı kendine be nışmanlarını da nzetti acaba? ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] ‘Lozan’dan ‘Sevr’e Gidiş mi?.. Sanırım, başlığı oluşturan sorunun yanıtını verebilmek için, “Hangi Sevr?” sorusunun da sorulması gerekiyor. Çünkü, “1920 Sevr Antlaşması” ile “Anadolu”nun parçalanışını ortaya koyan “Sevr Haritası” nın, “1923 Lozan Barış Antlaşması”yla üstünün çizilmesine karşın, “21. yy”da “Sevr Haritası” “iki” kez “güncelleştirildi”(!); “ABD”ninki “2006”da, “İsrail”inki ise çok taze “2014”te yayınlandı... Bir kez daha anımsayalım; “ABD Sevri”nde “Kürdistan”ın sınırları “Karadeniz”e dek uzanır; “İsrail”in de dört “Kürdistan”ı vardır “seç, seç al”(!).. Bu haritalar “Soğuk Savaş Sonrası” diye adlandırılan “19891990” larda başlayıp günümüze dek uzanan bir “dönem” in ürünleridir; “bütünleşmeparçalanma” ya da “KüreselleşmeYerelleşme” adı verilen, karşıt görüşlerin, eğilimlerin ortaya çıktığı bir “dönem” olduğunun da altı çizilir.(1) “Küreselleşme”; ülkelerin “dünyaya açılma” eğilimleriyle, karşılıklı “bağımlılık”larının doğması, “telekomünikasyon” ve “medya”daki gelişmelerin dünyayı küçülterek, bir “yakınlaşmanınbütünleşmenin” yayılarak yoğunlaşması, diye kısaca dile getirilir.(2) Bu “bütünleşme”ye, “Almanya”nın birleşmesi de kuşkusuz büyük katkı sağlayacaktır; öte yanda “Avrupa Topluluğu”na “AT”ye üye “12” devletle yapılan “Maastricht Antlaşması”nın “1993”te yürürlüğe girmesiyle “AT” artık günümüzün “Avrupa Birliği”ne “AB”ye dönüşecektir. “ABD”nin de aynı yıl kendi kıtasındaki “Kanada ve Meksika” yla yaptığı “Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması”yla “NAFTA” ile bir “bütünleşme” atılımı içine girdiği belirtilir. Yakın ve uzak “Batı” nın “Küreselleşme”yle koşut (paralel) bu bütünleşmesi karşısında “Sovyetler Birliği”nin dağılması (1991), “yerelleşme” ya da “parçalanma” sürecine mi girer? Ne dersiniz? Neyse ki, bu sürece sokulacak bir ülke vardır kuşkusuz; başvuruda bulunmasına karşın “Avrupa Bütünleşmesi”nin dışında bırakılan “Türkiye!..” “Soğuk Savaş Sonrası” döneminde oluşan yerelleşmeninparçalanmanın temel örneğidir. “Ortadoğu” konusu ya da sorunu; özellikle de oluşturulmak istenen “Kürdistan” için dayanak olan “Kürt milliyetçiliği”yle; dahası bu ayrılıkçılığı sağlamak için oluşturulan acımasız “PKK” terör örgütüyle. Bu durum “Türkiye”nin “üniter devlet” yapısına, “Lozan”da kabul edilmiş olan “toprak bütünlüğü”ne saldırıların “hedefi” olacaktır. Üstelik zamanla “Kürt ulusalcılığı”na duyulan “sempati” hem derinleşecek hem de genişleyecek; öyle ki, “PKK” eylemlerini kolaylaştıran “bölgesel” ve “uluslararası” desteğe kavuşacak; “ABD”nin “Irak” işgaliyle yaratılan “Güvenlik Bölgesi”nde kurulan “Kürt Parlamentosu” da gelecekteki “Kürt Devleti”nin çekirdeğini oluşturacaktı (1992). Dahası, “Batı” kendisi için “bütünleşme” peşinde koşarken, “Türkiye”yi “parçalamak” için acımasız bir “terör” yaratan “PKK”, Batılı siyasetçilerin “eşlerince” de desteklenip yüreklendirilecek, Fransız Cumhurbaşkanı “F. Mitterand”ın eşi, “PKK” nin “Mitterand Anası” olarak “Diyarbakır”a gelip gidecektir... “Lozan”da, Müslüman olmayanları “din” çerçevesi içine alarak “azınlık statüsü”ne hapsetmek, “laik” bir ülke olan Türkiye’ye hiç mi hiç yakıştırılmaz (!) ama “Yunanistan”ın ülkesindeki ‘Türkler’i “Müslüman Yunanlılar” olarak adlandırmasına hiç mi hiç karşı çıkılmaz! “Fransa”da yapılan büyük bir resmi toplantıda Fransa’nın ayrılıkçıları olan “Korsikalılar”ın, Fransız bayrağı yerine kendi “siyahbeyaz” renkli bayraklarını açmasına Fransızlar öyle kızarlar ki; anında “Fransız Bayrağına ‘Zorunlu’ Saygı Yasası”nı çıkarıverirler... “Lozan Barış Antlaşması”nın “70.” yılında “İnönü Vakfı”nın, “1993”te düzenlediği “Uluslararası Seminer”de bu konular enine boyuna tartışılırken “İngiliz” konuşmacı “Prof. Dr. R. Kuniholm”, Türkiye’nin “Başdelegesi İnönü”nün, çok “mütehakkim” (hâkim olan) diplomasisini, Türkiye’nin “ihtiyat”lı dış politikasının belirli konularda olsa bile sürdürülmesini olumlu bulmadığının altını çizer ve “aktivist bir dış politika” izlemesini önerir. “Prof. Dr. Kuniholm” un, “21 yıl” önce önerdiği “dış politika”nın, “ErdoğanDavutoğlu” ikilisinin elinde, Türkiye’yi dünya karşısında düşürdükleri, inanırlığını kaybetmiş, küçültücü zaman zaman da gülünç durumu görseydi ya da görüyorsa; önerisini geri alır mıydı, geri almalı mı, diye düşünüyorum; bilmem katılır mısınız? Yarın “Beşiktaş”ta buluşuyoruz! (12) Prof. Dr. Kuniholm, “Lozan ve Soğuk Savaş Sonrası”, 1993 Lozan Semineri. UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK [email protected] T.C. SARAY (TEKİRDAĞ) İCRA VE İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ (SULH HUKUK MAH.) SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2013/6 SATIŞ (İZALEYİ ŞÜYU) Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: TAŞINMAZIN Özellikleri: Tekirdağ ili, Saray ilçesi, Göçerler köyü (mahallesi) köy civarı mevkii, tarla nitelikli taşınmaz. Taşınmaz tarla olarak kullanılmaktadır. Taşınmazın tekstürel toprak yapısı tınlı toprak yapısındadır. Eğim yönünden tarımsal mekanizasyona uygundur. Adresi: Köy civarı mevkii Göçerler mah. Saray Yüzölçümü: 4.000,00 m2 İmar Durumu: Tekirdağ İl Özel İdare Müdürlüğü’nün (kapatılan) 17/05/2013 tarih ve 4096 sayılı yazıları ile “Göçerler köyü 820 parsel sayılı taşınmaza ilişkin onaylanmış imar planı bulunmamaktadır” denilmektedir. Kıymeti: 44.000,00 TL KDV Oranı: %18 Kaydındaki Şerhler: Taşınmazm tapu kaydı beyanlar hanesinde “01/12/2006 tarih11371 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Gereğince Yabancı Gerçek veya Tüzel Kişilere Satış ve Sınırlı Aynı Hak Tesis Edilemez” denilmektedir. 1. Satış Günü: 02/09/2014 günü 10:00 10:10 arası 2. Satış Günü: 29/09/2014 günü 10:00 10:10 arası Satış Yeri: SARAY ADLİYESİ MEZAT SALONU(ZEMİN KAT) Satış şartları:1 İhale açık artırma suretiyle yukarıda yazılı yer, saat ve günde yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. Açık artırmaya elektronik ortamda teklif verme yoluyla başlanır. Elektronik ortamda teklif verme, birinci ihale tarihinden yirmi gün önce başlar, ihalenin tamamlanacağı günden önceki gün sonunda sona erer; ikinci ihalede ise elektronik ortamda teklif verme birinci ihaleden sonraki beşinci gün başlar, ikinci ihalenin tamamlanacağı günden bir önceki gün sonunda sona erer. Elektronik ortamda verilecek teklifler malın muhammen kıymetinin yüzde ellisinden az olamaz; teklif vermeden önce, ihaleye çıkarılan malın muhammen kıymetinin yüzde yirmisi nispetinde teminat gösterilmesi zorunludur. Elektronik ortamda teklif verecekler için Adalet Bakanlığı Resmi İnternet Sitesi’nde mevcut esatış portalı üzerinden Satış Memurluğumuz hesabına ve mutlaka memurluğumuz iş bu dosya numarasının belirtilmesi gerekmektedir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin taşınmazın tahmin edilen kıymetinin yüzde yirmisi nispetinde pey akçesi veya milli bir bankanın teminat mektubunu tevdi etmeleri, elektronik ortamda teklif yererek artırmaya katılacaklarda yine teminat göstermesi gerekmektedir. (İİK .Md. 124/3). İhaleye fıziken iştirak edecek veya teklifte bulunacak gerçek veya tüzel kişiler teminat bedelini ihaleye katılımdan önce Vakıflar Bankası Çerkezköy Şubesi nezdindeki TR 83 0001 5001 5800 7300 8896 88 IBAN No’lu hesaba katılımcı tarafından TC Kimlik veya Vergi Numaraları ve dosya numarası yazılı vaziyette yatırılmış olması ve banka dekontunun aslının ibraz edilmiş olması gerekmektedir. Sadece elektronik ortamda teklif verecek gerçek veya tüzel kişiler ise teminat bedellerini yine Adalet Bakanlığı Resmi internet sitesinde mevcut esatış portalı üzerinden tanımlanmış bulunan hesaba yine elektronik ortamda yatıracaklardır. Banka hesabına yatırılan teminat bedellerinin iadesi yine banka hesabı üzerinden yatıran kişinin hesabına yapılacaktır. Bu gayrimenkul üzerinde hakkı olan alacaklının iştiraki halinde alacağı mezkur nispet raddesinde ise İİK. Md. 124/4 gereğince ayrıca pey akçesi veya teminat aranmaz. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. %18 KDV., %5,69 D.V., %20 Tapu Alım Harcı, gayrimenkulün tahliye ve teslim masrafları ile yasalarca alıcıya yüklenen her türlü vergi ve giderler alıcıya aittir. Yukarıda yazılı taviz bedeli, tellaliye, tapu satım harcı ve taşınmazın aynından doğan birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. (Vergi, Harç oran ve cinslerinde yasal değişiklik yapılması halinde ilgili mevzuat uygulanacaktır.) 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş, taşınmazla ilgili dosyada mevcut her türlü bilgi ve belgeyi görmüşokumuş biliyor sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2013/6 satış sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 01/07/2014 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. *: Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. İş bu ilan tapu adresi bulunmayanlara ve adresi bulunup da tebligat yapılamayan ilgililere tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 26.06.2014 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 48300) BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Halter sporun 1 daki iki yarışma 2 dalından biri. 2/ Batman’ın Ha 3 sankeyf ilçesini 4 sular altında bı 5 rakacak olan ba6 raj... İstek, arzu. 3/ Deriden sızan 7 tuzlu sıvı... Sı 8 kıntı veren, hoş 9 lanılmayan şeyler ya da kimse 1 2 3 4 5 6 7 8 9 ler için kullanılan 1 K O Ş A R M A K bir sözcük. 4/ Davra 2 A L A Ş A Y A K nışı kaba, sert ve gö 3 L A M N A M İ nül kırıcı olan. 5/ Sac 4 E S İ D İ K U T üstünde pişen yufkaİ yı çevirmeye yarayan 5 M I S K A L A 6 B P A E Z A N yassı aygıt... Bir nota. E L 6/ Dinlenmek için ça 7 E R A T O L İ V A R lışmaya ara verme... 8 K U Z Bir kimsenin davra 9 AMB E R İ Y E nışlarına temel olan ahlak ilkelerinin tümü. 7/ Bir renk... Hint sanatında sıkça betimlenen, timsah, yunus ve fil karması efsanevi su canavarı. 8/ Bilgili, öngörülü, uyanık... Sipersiz şapka. 9/ Satışa hazır durumda tutulan malların tümü... Madagaskar’da yaşayan bir maymun cinsi. YUKARIDAK AŞAĞIYA: 1/ Şekeri ağızda küçük küçük ısırarak içilen çay. 2/ İspanyolların sevinç ünlemi... Hayvan ağılı. 3/ Bir tür yeşil meşe çalısı... Satrancı andıran iki kişilik oyun. 4/ İskambilde bir kâğıt... Toprağı kazıp siper yapmak. 5/ Küba kökenli bir dans ve müzik... İlenme, beddua. 6/ Doğu Anadolu’da bir göl. 7/ İnsan bedeni çevresindeki manyetik alan... Tavana yakın küçük pencere. 8/ Dalgakıranla yapılmış liman. 9/ “Damla hastalığı, nikris” gibi adlar da verilen metabolizma hastalığı... Afrika’da yaşayan, bacakları beyaz çizgili hayvan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle