05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 HAZİRAN 2014 PAZAR 4 HABERLER ESKİ BAŞKAN YARDIMCISI PALAZ, RAPORDA İMZASI OLANLARIN BU KONUDA UZMANLIĞI OLMADIĞINI SÖYLEDİ ‘TÜBİTAK’ın montaj raporu gülünç’ Anneannemin Mavi Kırılmaz Bardağı Sevgili, İyi İtalyan mutfağına düşkün olanlara müjde! Çok ünlü bir İtalyan şef Massimo Bottura, Zorlu Center’daki Eataly içinde Ristorante İtalia’yı açtı. 1986, Modena doğumlu Massimo Bottura, Monte Carlo’da büyük şef Alain Ducas ile çalışmış, sonra kendi kentinde açtığı Osteria Fransescne ile üç Michelin yıldızına kadar yükselmiş. Aynı restoranda, dünyanın en iyi 50 restoranı yarışmasında 3.’lük almış. Senin anlayacağın, Massimo Bottura, şimdiye kadar Türkiye’de yer açan şefler içinde birikimi ve ünü en yüksek olanı. Damak üstadı, aziz dostum Ahmet Örs çok önemli bir noktanın altını çiziyor ve aynen şöyle diyordu: İlk kez bu çapta biri geliyor, dikkat edin bunun mutlaka tutması gerek! Açılış davetinde, özellikle kuru domates soslu mare nostrum usulü morina balığı ile ızgara hindiba ve hardal ile karıştırılmış yeşil soslu dana dilinin, tatlarını unutmamak için, damağımın yıllanmış belleğine yerleştirdiğim enfes yemekten sonra, alkışlar arasında konuşma yapan Massimo Bottura, bir ara, çocukken damağında yer etmiş büyük annesinin eşsiz tatlarının arayışı peşinde olduğunu söylerken kendimden geçtim. Bottura’nın tadına doyum olmaz lezzetinin sırrı, büyük annesinin, çocukken tanıdığı tatlarında yatıyordu, demek. HHH İlk aşklar unutulmaz sanılırlar ve çok anlatılırlar. Ama acaba kaç kişi bilir ki, çoğunluğun ilk aşklarından biri de büyük annelerin hünerli ellerinin ürünü olan ve bütün bir ömür boyu arayacağımız tatlarıdır. Çok şükür! Bunlardan birini muhafaza edebildim. Anneannemin, adı çok, ama tadı az ve yanlış bilinen yaz yemeği Ermeni pilakisini Mine Sirmen not etti ve fasulyelerin o eski fasulye, domateslerin de eski domatesler olmamasına karşın, yıllardır aynı lezzeti başarıyla tutturuyor ve sürdürüyor. Buna bir de bahar yemeği, kıvırcık salatayla yapılan “kuzu kapama”yı ekleyeyim. Herkes yiten zamanın ardından Marcel Proust gibi, halası Madeleine aracılığıyla koşacak değil ya. Benimki de kuzu kapamalı zeytinyağlı Ermeni pilakili alaturka bir “Yiten Zamanın Ardından”. Anneannemi 1979 yılının yazında ABD’de bulunduğum sırada kaybettim. Giderken, bana damakta izi kalan tatlar, espri dolu küçük fıkralar, içimi ısıtan hoş anılar bıraktı. Haaa az daha unutuyordum, bir de mavi kırılmaz camdan bir bardak! Çocukluğumun yaz aylarında kana kana su içtiğim bu bardak, hâlâ hararetimi daha bir başka keser, hâlâ içimi başka türlü serinletir. Sahip olduğum en değerleri şeylerden biridir bu mavi kırılmaz bardak. HHH Sakın, abartıp da fazla gözünde büyütme! Alelade bir kırılmaz bardak işte. Ama gel gör ki, bardaklar hiyerarşisindeki yeri Moser kristallerinden Villeroy Boch bardaklarından önce gelir. Çünkü o anneannemli, dolu dolu susadığım, kana kana hararet giderdiğim gençlik ve çocukluk günlerimin bardağıdır. Onunla içilen su başkadır. Yine çocukluk günlerimden, ortaokullise yıllarımdan kalma, 60 yıldır kesintisiz dostluğumuzu sürdürdüğüm Ata Sakmar’a benzer o bardak. Ya da Ata o bardağa benzer. Sık sık tartıştığım Ata ile ilişkilerimiz Jack Lemmon, Walter Matthau’nun sürekli birbirleriyle takıştıkları iki huysuz ihtiyarın filmlerini andırır. Böyle tartışmalı bir geceden sonra, Ata sordu: Bana kızıp darıldın mı? Oğlum sana kızıp darılmam, diye yanıtladım, sen benim için anneannemin yadigârı mavi kırılmaz bardak gibisin! Sonra o bardağı anlattım ve sanırım o andan sonra ben de onun yaşamında benzer bir mavi kırılmaz bardak konumu edindim. Bakalım iki mavi bardağın öyküsü daha ne kadar sürecek, önce hangisi kırılacak? MELTEM YILMAZ TÜBİTAK’ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ses kaydının montaj olduğu yönünde açıkladığı rapora, şubat ayında görevden alınan TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Dr. Hasan Palaz sert tepki gösterdi. Palaz, “Raporu hazırlayan 3 kişinin de bu konuda uzmanlığı yok. Büyük ihtimalle dışarıda hazırlanan bu rapor içeride imzalatıldı. Bu hem içeriğinden hem de dilinden anlaşılıyor” dedi. Palaz, TÜBİTAK’ta son 3 ay içerisinde 90’ı aşkın üst düzey yöneticinin görevden alındığını, 30 üst düzey yöneticinin kurumdan atıldığını, yanı sıra alt kadroda da yüzlerce kişinin kurumdan atıldığını belirterek, “Şu an hâlâ çok ciddi bir mobbing var. Bu montaj raporunu bilimsel olarak yazabilecek insanlar da kurumdan atıldı. Tam bir cadı avı söz konusu” dedi. Başbakan Erdoğan’ın sıfırlama tapelerinin montaj olduğu şeklindeki raporu çok gülünç bulduğunu söyleyen Palaz, “Ben bu kadar işi bilmeyen insanlara bu raporu hazırlatacaklarını tahmin etmiyordum. Rapor çok kötü bir şekilde hazırlanmış. Raporun sonucu zaten elle tutulur değil. Dili de çok avam bir dille yazılmış. Büyük ihtimalle dışarıda yazılan bu rapor içeride imzalatıldı. Zaten raporu hazırlayanlardan hiçbirinin uzmanlık alanı montaj vs... konusu değil. Oysa daha önce bu işin uzmanları vardı. Tapelerdeki konuşmaları montaj olarak yayımlayacak bir teknoloji daha dünyada yok. Olsa Hollywood kullanırdı. Bunu iddia etmek çok saçma” diye konuştu. Bu raporla birlikte Türkiye’deki yargı sisteminin çöktüğünün kanıtlandığını söyleyen Palaz, “Çünkü insanları artık kamera kaydından bile yakalasanız montaj, dublaj diyebilme şansına sahip. Markette kamerayla yakalanan hırsız, ben değilim diyecek. Suçu kabul ettirmeniz mümkün değil artık” ifadelerini kullandı. Palaz, TÜBİTAK’ın mevcut kadrosunu “biat kadro” olarak tanımlayarak, “Her şey mümkün. Dışarıdan gelen rapor içeride imzalatılmaya devam edilecek” dedi. Bu arada CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi sundu. Tanrıkulu, TÜBİTAK’ın “montaj raporu” vermesine yönelik olarak Arınç’a “Ta 10 Mart’ta bugünü öngörüp Arınç’a sormuştuk. Yönlendirmeli TÜBİTAK raporuna zemin mi hazırlatıyorsunuz?” diyerek şöyle devam etti: “17 Aralık ve 18 Aralık 2013 tarihli telefon görüşmeleri kaydı için Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın tüm baskılarına rağmen TÜBİTAK uzmanlarının montaj, dublaj raporu vermedikleri iddiası doğru mudur? O uzmanların görevden alındıkları doğru mudur? 17 Aralık ile 25 Aralık 2013 arasındaki kayıtların TİB’den silinmesi için talimatı kim vermiştir? Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın kayıtların silinmesi ile görevlendirildiği iddiası doğru mudur?” Tanrıkulu, Arınç’a sordu Gezi zekâ deyip betonu döktü Kuzey ormanlarını yok ederek çevre katliamına neden olacağı belirtilen 3. havalimanının temelini atan Başbakan Erdoğan, ‘Gezi zekâlılar 3. havalimanını hazmedemedi’ dedi SİBEL BAHÇETEPE ‘Sermayenin talanı, çevre kırımı’ İstanbul Haber Servisi Kent Ormanları Savunması üyeleri 3. havalimanını protesto etti. Tünel’de toplanan üyeler, Galatasaray Lisesi’nin önüne kadar yürüdü. “Diren İstanbul”, “Temel atma boşuna, yıkacağız başına” sloganlarını atan ve Fransız Konsolosluğu önünde açıklama yapmak isteyen üyelere polis izin vermedi. Kent Ormanları Savunması’ndan Erol Babaoğlu, “Betondan hançer, üstümüze geliyor. Havalimanı adı altında, büyük bir çevre kırımı; zamana yayılmış yeni bir Soma katliamı başladı” dedi. Babaoğlu 20 bin futbol sahası büyüklüğünde ormanlık alan 70’ten fazla hayvan türü ve sayısız endemik bitkinin tehdit altında olduğunu kaydetti. Eyleme CHP’li Sezgin Tanrıkulu ve Melda Onur da destek verdi. Koç Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İstanbul’un Karadeniz’e açılan kuzey yakasında Arnavutköy ilçesine bağlı köylerde 2.5 milyon ağaç kesilerek yapılacak 3. havalimanının temeli dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından atıldı. Erdoğan törende Gezi eylemlerinin ve yolsuzluk operasyonunun 3. havalimanı projesini engellemek için yapıldığını savundu. Erdoğan “Geçen yılın mayıs ayında bazı ‘Gezi zekâlılar’ türedi. Bu gezi zekâlılar maalesef bu havalimanını hazmedemediler. Bunlar kendilerini solcu, çevreci, ulusalcı, antikapitalist Müslüman, muhalif zannediyorlardı ama Türkiye karşıtı bir eylemde sadece piyon olarak kullanıldıklarını anlamadılar” dedi. Temeli atılan havalimanının ilk etabı 29 Ekim 2017’de açılacak. CengizKolinLimakKalyonMapa Konsorsiyumu’nun “yapişletdevret” modeli ile yapacağı İstanbul yeni havalimanının temel atma töreni dün Erdoğan’ın katılımıyla Arnavutköy’de yapıldı. Törene TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, Başbakan yardımcıları Ali Babacan, Emrullah İşler, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, eski Bakan Binali Yıldırım, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, İBB Başkanı Kadir Topbaş, yüklenici firma temsilcileri ve yurttaşlar katıldı. Törende konuşan Erdoğan, 3. havalimanın 76.5 milyon metrekarelik bir alan üzerine inşa edildiğini, 1 milyon 471 bin metrekare genişliğinde kapalı alanının bulunacağını belirterek “Sadece havalimanı değil adeta şehir inşa ediyoruz” diye konuştu. Erdoğan, Marmaray, AnkaraEskişehir yüksek hızlı tren gibi projelerin birileri tarafından engellenmek istediğini vurguladı. Erdoğan, özetle şunları söyledi: “Bugün biz yalnız havalimanı değil bir zafer anıtı inşa ediyoruz. Ne kadar bü yük olduğunu anlamak isterseniz, düşmanlıklara, taarruzlara bakmanız yeterlidir. Havalimanının ihalesini 3 Mayıs 2013’te yaptık. Bir süre sonra nükleer santral yapmak için Japonya ile mutabakata vardık. 14 Mayıs’ta 29 yıl aradan sonra IMF’ye olan borcumuzu sıfırladık. Geçen yıl bu dönemde sokağa çıkanlar, aslında hiçbir zaman neye karşı çıktıklarını, neye alet olduklarını anlamadılar, anlamayacaklar. Onlar maşa, piyon olarak kullanıldılar... ” Gülen cemaatine ve yolsuzluk operasyonuna yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan 3. havalimanı projesini ihale ile alan işadamlarının hedef haline getirildiğini kaydetti. Öte yandan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ise 3. havalimanıyla ilgili Twitter hesabından “İstanbul uçuyooor... Hayırlı olsun, yakalayana aşk olsun” yazdı. Yeni havalimanında cami, hastane ve otel de olacak. Projenin toplam alanı 80 milyon metrekare. Yılda 200 milyon yolcuya kadar artırılabilir ağırlama kapasitesi olacak. 150 bin metrekareden fazla ticari, toplam 1.5 milyon metrekareden fazla terminal kapalı alanı bulunacak. Yıllık ortalama 120 bin kişi istihdam edilecek. Hızlı tren, tren, metro ve otoyol ile şehir merkezine 25 dakikada ulaşılabilecek. Bina kendi enerjisini üretecek, çevreci ve engelsiz olacak. Fotoğraf: HAZAL OCAK Dev inşaat alanı Hukuk Lisansüstü Programlarına Başvurular Başladı. 6 pist 500 uçak ‘Dedem Korkut mu gelecek?’ Başbakan TİM 21. Olağan Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili “çatı aday” arayışlarını eleştirdi. Erdoğan, “CHP genel müdürüne bakıyorsunuz, sabah akşam sözlükten öğrendiği sıfatları arka arkaya sıralıyor. ‘Şöyle olacak, böyle olacak’. Peki adayınız kim? Ona bir cevapları yok. Zannersiniz ki Dedem Korkut gelecek, sıfatlara bakacak, soy soylayacak, boy boylayacak, adayın ismini de ondan sonra açıklayacak. Bu ülkenin çatısı AKP’dir” dedi. SİNİRLİOĞLU BUGÜN ABD’YE GİDİYOR Ankara’dan Washington’a kritik ziyaret Özel Hukuk Yüksek Lisans Programı Tezli/Tezsiz Kamu Hukuku Yüksek Lisans Programı Tezli/Tezsiz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, bugün ABD’ye gidiyor. Sinirlioğlu, muhatabı William Burns başta olmak üzere ABD Dişişleri Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Konseyi ile 810 Haziran tarihleri arasında temaslarda bulunacak. Sinirlioğlu’unn çantasında Suriye’de ABD ile önümüzdeki dönemde atılacak adımlar ve istihbarat işbirliği, Irak’ta Türkiye’nin Erbil ile ortak petrol satışı, Bağdat’ta yeni kurulacak hükümet, Kıbrıs, Cenevre görüşmeleri ve son dönemde yaşanan siyasi gerginlik var. Fethullah Gülen’in iadesinin isteneceği yönünde hükümetten yapılan açıklamalara karşın Sinirlioğlu, bunu Washington ziyaretinde gündeme getireceğine ilişkin iddialara “İlk defa duyuyorum” yanıtını verdi. Hükümetin Gülen’in iadesi için dosya hazırladığı bilinirken özellikle ABD’yi hedef alan açıklamaların ve Türkiye’de ifade, basın özgürlüğü ve demokratikleşme konusundaki gelişmelerin, görüşmelerde gündeme gelmesi bekleniyor. Son Başvuru Tarihi: 1 Eylül 2014 Pazartesi Bilgilendirme Toplantıları: 25 Nisan 2014 Cuma 10.00 Kurucular Salonu, Koç Üniversitesi, Rumelifeneri 31 Mayıs 2014 Cumartesi 11.00 Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi, Beyoğlu Hukuk Fakültesi 0 212 338 1885 [email protected] Sosyal Bilimler Enstitüsü 0212 338 1883 [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle