04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 HAZİRAN 2014 PERŞEMBE 8 GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK Halkımızın büyük çoğunluğu sözde demokratik martavallarını yine yutacağına göre, cumhurbaşkanı seçileceğinden emin. Yeni dönemde nasıl bir cumhurbaşkanı olacağını ve bu cumhurbaşkanının izleyeceği iç ve dış politikaları bir saat boyunca, sanki AB ülkeleri elçileri RTE’nin zorba kimlik yapısını ve uygulamalarını, ülkeyi polis devletine devşirdiğini bilmiyorlarmış gibi… …nasıl mükemmel ülke yarattığını anlattı. Özeti şu: Hükümetle birlikte çalışacak bir cumhurbaşkanı olacakmış! Kısacası, ben devletin her alandaki iplerini yukarı çıktığımda da elimden bırakmayacağım demek istiyor. Çankaya’da öyle suya sabuna karışmayan bir cumhurbaşkanı olmayacağını; tepeden Çankaya’dan ülkeyi, emrine alacağı hükümetle yöneteceğini söylüyor ve böylece bir gerçek sırıtıyor şimdi. A. Gül’le günlerce süren pazarlığın içyüzü açığa çıkıyor. HHH RTE’nin bu son açıklamasına dayanarak, A.Gül gibi, kendine özgü kişiliği olan birinin, ülkeyi Çankaya’nın emrinde ve gölgesinde, her dediğine eyvallah diyecek bir başbakan olmayacağını tahmin etmek, yanıltıcı bir olasılık olmasa gerek. RTE’nin devleti, Çankaya’dan hükümeti ve partiyi yöneteceğini bu denli açık ifadeyle açıklaması, Gül’ün bilinen karakter yapısı ve partide hatırı sayılır horozlardan biri olduğunu ikide bir anımsatması dikkate alınırsa… …RTE, her dediğine evet diyecek bir başbakan ve parti başkanı aradığı olasılığını giderek güçlendiriyor. Zaten Gül’ün son aylarda hükümetin antidemokratik yaptırımlarına karşı duruş sergilemesi anımsandığında bu olasılık güçleniyor. Belki de adaylığı açıkladığında ters köşeye düşürülecek bir durum olasılığından söz etmesinin nedeni, Gül’ün başbakanlığının gerçekleşmeyeceği olasılığına şimdiden bir işaret! Bir başka örnek bu olasılığı güçlendiriyor. Son olarak RTE, büyükelçilere adeta AKP’li Cumhurbaşkanı’nın şikâyetten de öteye eleştiren, kişilik farklılıklarını açığa vuran bir tavır takındı. Mısır Genelkurmay Başkanı darbe lideri Sisi’yi cumhurbaşkanı seçildikten sonra kutlamasına, ben darbe yapanları kutlamam diyerek karşı olduğunu söyledi. Bu olay, RTE ile A. Gül’ün olası başbakanlığı ve parti liderliğinde anlaşmazlıklar olduğunu gösteriyor.. Mevcut anayasayı halk iradesiyle birleştirerek uygulayacağı görüntüsü vermeye çalışan RTE’nin açıklamaları da bir güvencenin eseri değil ve… ….bu ülkede işbaşındakilerin, başta RTE’nin karakter yapılarını artık bilmeyen kalmadı. Bu nedenle RTE’nin mevcut anayasayı uygulayacağını içeren kaypak sözlerinin beş paralık değeri yok. Zira dün öyle, bugün tam tersini söyleyebilen bir başbakan var huzurumuzda! Şuradan buradan, yandan önden girerek Çankaya’da sergileyeceği tek adam profilini yutturmaya çalışıyor. Oysa asıl amacını daha önceki konuşmalarında resmen açıkladı. Çankaya’dan ayak bağı gördüğü anayasayı bir yana atarak, kendi bildiği gibi şimdi de söylediğine göre ülkeyi emrinde olacak hükümetle yöneteceğinden kimsenin en ufak kuşkusu yok. Bu yeni dönemin asıl adı da, ülkeyi RTE’nin, iktidar saltanatını halkla, halk adına yönetmek! Yersen! HHH Adeta yeni bir cumhurbaşkanı seçimi arifesinde değiliz. Sanki yeni bir padişah tahta çıkıyor. Bağdat’taki sağır sultanın bile duyduğu adaylığını ve Çankaya’ya koşarak çıktığını geceleri düşlerinde gördüğünü, bu ülkeyi tek elden Kılıçdaroğlu’nun tanımıyla diktatör bozuntusu olarak yöneteceği suçlamalarını sineye çekiyor. Ana muhalefet liderinin bir başka saptamasına göre,12 Eylül’de Köşk’e çıkan apoletli Evren ile, 12 Eylül askeri yönetimin anayasası ile iktidara gelen, 12 Eylül’ün bütün yasalarını, hukuksal sakatlıklarını aynen muhafaza ederek 12 yıl iktidar sürdüren ve şimdi Çankaya’ya çıkmaya hazırlanan apoletsiz RTE arasında bir milim fark yok, yok ama… ….gel de bu gerçeği halkımızın yerel seçimde yine AKP’ye oy veren yüzde 43’üne anlat, tabii anlatabilirsen! Kılıçdaroğlu’nun, 12 Eylül askeri yönetiminin bile RTE’nin medyaya, topluma ve demokratik kuruluşlarına ve yargıya uyguladığı korku rejimini uygulamadığını söyleyeceği hiç aklınıza gelir miydi?.. HHH Boşuna atalarımız, gider eteri gelir beteri dememişler! ‘Polis, Rıza’yı suya batırıp çıkarıyordu’ ABİDİN YAĞMUR doğru koşuyor. Onu takip eden bir araç önünü kesince Bayram bir çıkmaz sokağa giriyor. Sokağın sonunda MERSİN Lice’de yol kapatma eyyaklaşık 1.5 metre yüksekliğinde bir leminde 2 kişinin vurularak öldürüldüduvar var. Duvardan 15 metre sonrası ğü olayların ardından, Mersin’in Tarda Berdan Çayı. Bayram, çıkmaz sosus ilçesinde düzenlenen protesto eyBayram ailesinin kağa girince bir Akrep aracı da sokaleminde polisin kovaladığı ve 1 hafta avukatı Yılmaz Tağa giriyor. İki akrep de sokağın başını lay da olayda birçok sonra cesedi Berdan Nehri’nde bulunan soru işareti olduğututuyor. Rıza Bayram duvardan atlıRıza Bayram’ın cesedinde darp izleri nu vurgulayarak “Biyor. Polisler de peşinden koşup duvarbulundu. İHD Mersin Şube Başkanı Ali dan atlıyor. Görgü tanıkları duvarın zim açımızdan şüpheTanrıverdi de Rıza Bayram’ın polis bir ölüm. Ön otopsidiğer yanında ne olduğunu tam göre li şiddetine kurban gittiği yönünde cidde sağ tarafta bir darmiyor ama polislerin koşturmasından, be olduğu tespit edildi şüpheleri olduğunu Bayram’ın ceTarsus’ta gelen seslerden Bayram’ın yakalandıdi ama klasik otopsisedinin ailesine gösterilmeden apar todüzenlenen de kesin sonuç çıkağına, darp edildiğine dair iddiaları dipar otopsiye gönderilmesinin de şüpeylemde polisin le getiriyorlar. Bazı tanıklar ise ‘Suya cak. Şu anda delil topheleri artırdığını söyledi. kovaladığı Rıza luyoruz. Bu ölümün Soru işaretleriyle dolu olayın ardından Bayram’ın cese batırıp çıkarıyorlardı’ şeklinde beyan failinin meçhul kalmaİHD araştırma başlattı. Tarsus’ta olayın di 1 hafta sonra da bulundu. Polis, 1.5 saat civarında o masını talep ediyoruz. bölgede kalıyor. Tanıklara göre polis, Olay yerinde olan perbulunmuştu. meydana geldiği alanda inceleme yapan Bayram’ın o duvardan atlamasından İHD heyeti, olaya tanıklık ettiği belirtisonel kaydını ve gökısa süre sonra yoğun gaz bombası kullanıyor. rüntü kayıtlarını istelen 17 kişiyle görüştü. İHD Mersin Şube Başkanı Tanrıverdi, Bayram’ın aktif olarak eylemlere ka Kimse olay yerine yaklaşamadığı gibi pencere dik. Birçok kişi aileye tıldığını ve polis tarafından da bilindiğini vurgu den bile bakamıyor. O saatten sonra Bayram’ı yaşananları gördüğünü anlatmış. Eğer talayarak yaşananları şöyle anlattı: “9 Haziran’da bir daha gören olmuyor. Yoğun gaz bombası nıkları savcılıkta dinleCemal Gürsel Caddesi üzerindeki Lice protes kullanılması, ailenin cesede yaklaştırılmaması tirsek soruşturma datosuna polis akrep tipi zırhlı araçlarla eylem şüpheleri artırıyor. Olaya tanık olanlar korku ha da hızlı ilerler” diye konuştu. cileri takip etmeye başlayınca Bayram kuzeye yorlar, ifade vermeye yanaşmıyorlar.” Görgü tanıkları ‘duvarın arkasında’ yaşanan polis şiddetini anlattı GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Cesette darp izi Erdoğan’a suç duyurusu Gezi Parkı eylemlerinde ‘Kırmızılı kadın’ olarak tanınan Ceyda Sungur’a gaz sıkan polis akut bronşit olduğundan duruşmaya gelmedi CANAN COŞKUN AYM’den Evren’e ret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi, 12 Eylül davasında müebbet hapis ile cezalandırılan dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya’nın hak ihlali iddiasıyla yaptıkları bireysel başvurularını “olağan kanun yollarının tüketilmediği” gerekçesiyle kabul edilemez buldu. Evren ve Şahinkaya, haklarında anayasa ve TBMM’yi kaldırmaya cebren teşebbüs etmek iddiasıyla kamu davası açılması sonucunda anayasanın geçici 15. maddesi uyarınca, işlendiği zaman yürürlükteki kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamayacaklarını, kişi dokunulmazlığı, maddi manevi varlığı ve adil yargılama haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdi. Gezi Parkı eylemlerinde “Kırmızılı Kadın” olarak tanınan Ceyda Sungur, kendisine yakın mesafeden biber gazı sıkılması olayıyla ilgili olarak “işkence suçu ve olası kasıtla öldürmeye teşebbüs suçunun oluşmasına azmettirme” suçlamasıyla Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulundu. Sungur’a, yakın mesafeden biber gazı sıkan çevik kuvvet polisi Fatih Zengin, “görevi kötüye kullanmak” suçundan 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezasıyla yargılandığı davanın 2. duruşmasına bronşit olduğu gerekçesiyle katılmadı. Sungur, Erdoğan, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın da arasında bulunduğu bazı yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu dilekçesinde, yakın mesafeden biber gazı sıkılması yoluyla kimyasal silah kullanılarak işkence suçu ve olası kasıtla öldürmeye teşebbüs suçunun oluşmasına azmettirilmesi sureti ile suçun işlendiği kaydedildi. İstanbul 18. Sulh Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada Sungur’un avukatı İlkay Bahçetepe müvekkilinin Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesini istedi. Zengin’in avukatı Ayşe Hocaoğlu Memetoğlu da olay anına ilişkin görüntünün yer aldığı bir CD’yi sundu. Yargıç, yakın mesafeden sıkılan biber gazının etkilerinin tespit edilmesi için Sungur’un Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesine, İstanbul Valiliği’nden olaya ilişkin görüntü kayıtları ile teftiş kurulunun soruşturma evrakının istenmesine karar verdi. Serdar Kadakal dosyası AYM’de Kadıköy’de düzenlenen protesto gösterilerinde polisin yoğun olarak kullandığı gazdan evinde olmasına rağmen etkilenmesi nedeniyle kalp krizinden öldüğü ileri sürülen 37 yaşındaki ses teknisyeni Serdar Kadakal’ın ablası Sibel Karacan, “yaşam hakkı ihlali” gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Kadakal’ın ölümüne ilişkin soruşturmada takipsizlik kararı verildiğine dikkat çeken Karacan, ihlalin ortadan kaldırılması için dava açılmasını istedi. Sibel Karacan’ın avukatı İsmail Demirci tarafından sunulan dilekçede “Savcılık, tıbbi uzmanlık bildiren görüşlere itibar etmediği gibi, biber gazının etkilerini araştırma gereği görmemiştir. Kadakal’ın olay günü yaşadığı semtte kullanılan yoğun biber gazının sağlık durumunu ne şekilde etkileyebileceğine ilişkin savcılık hiçbir görüşe başvurmaksızın dosyayı kapatmıştır” denildi. Dilekçede 250 bin TL maddi, 250 bin TL manevi tazminat isteminde bulunuldu. 1 Mayıs’a terör davası Taksim Meydanı’ndaki kutlamaların yasaklandığı 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde Şişli ve Beşiktaş’ta polisin orantısız güç kullanması sonucu çıkan olaylara yönelik ilk iddianame hazırlandı. Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcısı Gökalp Kökçü’nün hazırladığı iddianamede 11 kişi hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri’ne muhalefet ve görevi yaptırmamak için direnme iddiasıyla 9 yıl 9 aydan 26 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede “Berkin Elvan ölümsüzdür”, “İbrahim Çuhadar ölümsüzdür” sloganı terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek” slogan olarak tanımlandı. İlk duruşma bugün. İhsanoğlu hakkındaki düşüncem şudur: Ekmel Bey, CHP’nin adayı değildir; bugünkü faşizan gidişe karşı toplumun yüzde 55’inin oyunu alma arayışının ürünü olarak belirlenmiş bir ortak payda adayıdır. Son bir hafta içinde katıldığım toplantılarda ve gazeteciler mikrofon uzattığında yaptığım değerlendirmelerin özeti budur. Siyasi yelpaze ortadan ikiye bölünmüş durumda. İktidar bundan besleniyor ve daha kötüsü bu bölünmüşlük, beyinleri ve kalpleri de bölüyor. Toprak bölünmesi kadar tehlikeli bir tablo. AKP ile HDP’nin sonuçta ortak hareket edeceği dikkate alınırsa, yüzde 34’lük oy kayması 12. cumhurbaşkanını belirleyecek. Muhalefetin AKP’den yüzde 5 oy alması bu dengeyi büyük ölçüde değiştirecek. Bu başarılabilir mi? Ekmel Bey’le olma olasılığı var. İstanbul, Ankara, İzmir gibi kentlerde MHP’ye oy veren seçmenin ikinci partisi CHP. Yozgat, Kütahya, Erzurum gibi illerde ise AKP... O nedenle MHP oylarının blok kalması, AKP’den de bir miktar oy kayması iktidarın hesaplarını bozabilir. Bu yapı, Güneydoğu insanının AKP ile PKK arasında bir tercih yapmak durumunda kalmayacağı gerçek bir iç barış söylemi geliştirebilirse dengeler daha hızlı değişebilir, seçim ilk turda sonuçlanabilir. HHH Ekmel Bey’in adının açıklanmasıyla birlikte özellikle Cumhuriyet ve Atatürk değerleri konusunda çok hassas olan kesimlerden büyük tepki geldi. Onların bir bölümünü bire bir dinledim. Onların bugünkü duruma ilişkin endişelerine katılıyorum. Ancak unutulmaması gereken bir şey var; bugün başta Çankaya olmak üzere devlet kademelerindeki genel Cumhuriyet değerleri ortadan kalktı. Bu anlamda devlet çarkının yeniden düzene sokulması gerekiyor. Ekmel Bey’in seçimi bunu sağlar mı? Hayır... Çankaya’ya Erdoğan çıkmasın da kim çıkarsa çıksın, her şey yoluna girer düşüncesi sakattır, kolaycılıktır. Köşk seçimlerine, hemen sonrasındaki genel seçimlerle birlikte bakmak ve iktidara gelişin ilk adımı olarak değerlendirmek gerekir. Duruma sloganvari bakarsak; oyunu ver Ekmel’e, bu düzeni tekmele, demekle iş bitmez. Ana sorun AKP’den kurtulmak ve yeni bir iktidar seçeneğini halkın önüne koymaktır. HHH 9 Aralık 2013’te cezaevi kapısı önünde söylediklerimden biri şuydu: “Ben demir parmaklıklar ardında ne kin ne nefret, en çok gelecek biriktirdim...” 6 aydır yüz yüze geldiğim pek çok kişi şunu sormadan edemedi: “Bunca yaşadığınız acılardan sonra nasıl böyle bir söylem benimsediniz, bu gerçek mi, içinizde hiç mi intikam duygusu yok?” Evet, bu düşüncelerimde samimi idim. Elbette bunca yaşanan yok sayılamaz ama ne olursa olsun önceliği bu ülkenin geleceğine, ortak paydalarımızın artırılmasına vermek gerektiğine inanıyorum. Hapiste yazdığım son kitap, “Geçmişten Geleceğe Türkiye”nin özünü bu oluşturuyor. Ortak paydamız için “faydalı” olan her şeyi “fay dalı”na çeviren bu iktidara karşı başlıca çözüm; toplumsal meşruiyeti yakalamaktır. Son dört seçimin sonuçları ortada. Köşk seçimine aynı anlayışla girmek aynı sonucu verecektir. Einstein’ın dediği gibi aynı olaylardan farklı sonuç beklemek, akıllıca değildir. Gün şerefli yenilgiler günü değildir. Gün kısa, orta, uzun vadeli iyi hesaplar yapıp şunu haykırma günüdür: Cumhuriyet’in 100. yılı Cumhuriyeti kuran felsefenin olacak! Bu hedefe, geçmişte AKP’ye oy veren kardeşlerimiz dahil, toplumun geniş kesimlerini kucaklayarak ulaşabiliriz. Sağdan, soldan herkesin tırtıklamaya çalıştığı CHP tabanı, kaygıyla çırpınmayı değil, özgüvenle hedefe yürümeyi seçmelidir. ŞANLIURFA’DA 25 ÖĞRENCİ YARALI Komisyonu terk ettiler DIŞİŞLERİ’NE SAHTECİLİK SORUŞTURMASI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Dışişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun kararının bir bölümünün “gerçeğe aykırı şekilde” düzenlendiği iddiasıyla kararda imzası bulunan Müsteşar Feridun Sinirlioğlu’nun aralarında bulunduğu 4 kişi hakkında inceleme başlattı. Dışişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu, Mehmet Okşaş aleyhinde aldığı bir kararda, “2011 yılı Mart ayı içerisinde Dışişleri Bakanlığı mensubu olan Mehmet Okşaş’ın Bilgi İşlem deposunda gerçekleşen 8 adet bilgisayarın çalınma teşebbüsü suçunu üstlendiği ve bu sebeple de istifa ettiği” bildirdi. Ancak yargıya başvuran Okşaş’ın avukatı Mustafa Kaymak, müvekkilinin o tarihte Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmadığını belirterek kararın altında adları geçen Dışişleri yöneticileri Sinirlioğlu, Süleyman Gökçe, Ali Fındık ve Mustafa Demir’den şikâyetçi oldu. Dışişleri, savcılığa gönderdiği yazıda, bahse konu kararda Metin Okşaş olarak geçmesi gereken ismin yanlışlıkla Mehmet Okşaş olarak yazıldığını bildirdi. Savcılık da olaya yazım hatası diyerek dilekçeyi işleme koymadı. Ancak bir süre sonra işleme konulmama kararı kaldırıldı. Avukat Kaymak’ın şikâyeti üzerine Ankara Başsavcısı Fethi Şimşek, Sofya Büyükelçisi olan Gökçe, San Jose Büyükelçisi Fındık ve Dışişleri çalışanı Demir hakkında bakanlıktan soruşturma izni istedi. Savcılık, Sinirlioğlu’nun dosyasını ise ayırdı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Musul’da IŞİD’in başkonsolosluğu basarak elçilik personelini rehin alması konusunda bilgilendirme talebi reddedilen CHP ve MHP milletvekilleri, TBMM Dışişleri Komisyonu’nu terk ederek hükümeti protesto etti. AKP İstanbul Milletvekili Volkan Bozkır başkanlığında toplanan Dışişleri Komisyonu’nda CHP ve MHP’li milletvekilleri, Musul’da IŞİD tarafından başkonsolosluğun basılarak personelin rehin alınmasına ilişkin bilgilendirme taleplerini hatırlattı. Bilgilendirme talebi AKP’lilerce reddedilen CHP ve MHP’li vekiller tepki gösterdi. CHP Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner, “Basiretsizlik sonucu konsolosluk personeli rehin alındı. Rutin konuların görüşülmesinin anlamı yok. Dışişleri’nin bilgilendirmeyi uygun görmemesi milli iradeye saygısızlık” diye konuştu. Daha sonra CHP ve MHP’li üyeler komisyonu terk etti. Hükümetin Musul konusunda bilgilendirme yapmamasını CHP ve MHP protesto etti Karayolunda can pazarı ŞANLIURFA(Cumhuriyet) ŞanlıurfaGaziantep karayolunda, bölgeyi gezen KKTC’deki Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) öğrencilerini taşıyan midibüs virajı alamayarak takla attı. Kazada aralarında yabancı uyruklu öğrencilerin de bulunduğu 25 kişi yaralandı. Kurtarma ekipleri tarafından yan yatan midibüsten çıkarılan 25 yaralı Şanlıurfa’daki hastanelere taşındı. Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük, Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne giderek doktorlardan yaralıların sağlık durumu hakkında bilgi aldı. Öğrencilerin gezi amaçlı Şanlıurfa’ya geldiğini ifade eden Vali Küçük, 2 öğrencinin ameliyat edildiğini, yaralıların çoğunun ayakta tedavisinin yapıldığını belirtti. Küçük “Yaralılar arasında Kamerunlu, Nijeryalı, Kıbrıslı ve Türk öğrenciler bulunuyor. Tek tesellimiz can kaybının olmayışı” diye konuştu. Kazanın ardından bir saat ulaşıma kapanan karayolu, midibüsün olay yerinden kaldırılmasının ardından ulaşıma açıldı. 2. sehven skandalı İstanbul Haber Servisi İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, 25 Aralık soruşturması sırasında şüpheli olarak ifade veren Suudi işadamı Yasin el Kadı’nın şikâyeti üzerine CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’yu şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırdı. Erdoğdu, çağrıya tepki göstererek “Yolsuzluk iddialarının ortasında duran Yasin el Kadı hakkında hiçbir işlem yapmayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hakkımda hiçbir araştırma yapmadan zorla getirilme kararı çıkarması yargının düştüğü durumu ortaya koymaktadır” dedi. Şans Topu devretti ANKARA (AA) Şans Topu’nda numaralar “7, 15, 20, 30, 31 ve +9” olarak belirlenirken 5+1 bilen çıkmayınca 622 bin 509 TL devretti. 5 bilenler 3 bin 661’er bin, 4+1 bilenler 384’er, 4 bilenler 37’şer, 3+1 bilenler 19’ar, 3 bilenler 4’er, 2+1 bilenler 5.85’er, 1+1 bilenler ise 3.25’er TL kazandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle