08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 MAYIS 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Eski bakanlar hakkındaki soruşturma önergeleri bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek Halk izleyemeyecek BEŞİR ATALAY: Dopingli Cumhurbaşkanı Olur mu? Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yaklaşılırken Başbakan Tayyip Erdoğan’ın mı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün mü aday olacağı, yoksa üçüncü bir ismin mi aday gösterileceği konusunda kulisler hayli hareketli. Erdoğan, istişare toplantıları yapıyor, zaman zaman da Gül ile bir araya geliyor. Başbakan Erdoğan’ın her açıklamasından bir yorum çıkarılmaya çalışılıyor. Erdoğan, ilk önce “terleyen cumhurbaşkanı” tarifi yaptı. Bu tarif üzerine kulisler bir dalgalandı; “Başbakan kendisini tarif ediyor, aday olacak” dendi. Tam bu açıklama üzerine Erdoğan’dan sonrası partiye kimin genel başkan ve başbakan olacağı tartışılırken Erdoğan’ın “Ters köşe olabilirsiniz” sözleri bu kez ibreyi Gül’e çevirdi. Daha ters köşe sözünün altındaki şifreler çözülmeye çalışılırken bu kez Erdoğan’dan “CHP, MHP ve BDP seçmeninin de üzerinde ittifak edeceği bir ismi aday göstereceğiz” açıklaması geldi. Bu kez, “Ne Erdoğan, ne Gül, herhalde üçüncü bir isim aday gösterilecek” yorumları yapılırken isim araştırmalarına bile girildi. AKP’nin son MKYK toplantısında mevcut seçim sistemi ve 3 dönem kuralıyla devam kararı verilmesi ibrenin yeniden Erdoğan’a çevrilmesine yol açtı. Erdoğan, tüm bu açıklamalarıyla sürekli hedef şaşırtıyor, gündemi istediği gibi şekillendiriyor, belki de her açıklamasından sonra medyada yer alan yorumlar karşısında da çok eğleniyor. Tüm bu gelişmeler karşısında AKP’li bir milletvekili, Erdoğan’ın kimi aday göstereceğini bildiğini söyledi. Meraklı gözler kendisine çevrilince Erdoğan’ın, “Terleyen cumhurbaşkanı” tarifine dikkat çekti. “Terleyen cumhurbaşkanı kim olabilir sizce?” dedikten sonra espriyi patlattı: “Terleyen cumhurbaşkanı olacağına göre herhalde bu bir atlettir. En çok onlar terliyor. Ama dopingli çıkanlar olmaz, onlarınki dopingli terleme olduğu için sayılmaz.” Köşk’ten sonra başbakanlık olmaz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, AKP’deki değerlendirme ve istişarelerden sonra Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Köşk ihtimalinin daha güçlü olduğunu belirterek “Ama bizim gönlümüz, tabii Cumhurbaşkanımızın da, Başbakanımızın Köşk ile ilgili kararından sonra Cumhurbaşkanımızın kendi davasından, misyonundan ve bu hareketten kopmaması ve geleceğinde yine önemli söz sahibi olması” dedi. Atalay, katıldığı bir televizyon programında, parti içindeki istişarelerle Başbakan Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görüşmelerinin de devam ettiğini kaydetti. Atalay, “Bizde ‘Cumhurbaşkanlığı’ndan sonra tekrar Başbakanlık’a gelme’ falan olmaz” dedi. Atalay, ABD’ye yaptıkları ziyarette Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iadesi konusunun çok gündeme gelmediğini belirtti. “Paralel yapı konusu, TürkiyeAmerika ilişkilerinde şu anda bir önemli konudur ve masadadır. Bundan sonra bu epey devam edecektir” diyen Atalay, cemaatle ilgili şu anda çok sayıda dosyanın oluştuğunu söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümete uzanan 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu çerçevesinde haklarında fezleke hazırlanan eski 4 bakanla ilgili Meclis soruşturması açılmasına ilişkin AKP ve CHP’nin önergeleri bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek. Bakanlar hakkında rüşvet almak ve nüfuz ticareti yapmak gibi suçlamalar bulunuyor. 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna adı karışan eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, eski AB Bakanı Egemen Bağış ile eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar hakkındaki iddialarla ilgili soruşturma önergeleri bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek. Genel Kurul’da AKP’nin bu konuda verdiği bir soruşturma önergesi, CHP’nin ise her bakan hakkında verdiği 4 soruşturma önergesi olmak üzere toplam 5 soruşturma önergesi ele alınacak. Görüşmelerde, önergeyi verenlerden ilk imza sahibi veya onun göstereceği bir diğer imza sahibi, şahısları adına üç milletvekili konuşacak. 17 Aralık operasyonu sonrasında haklarındaki iddialar nedeniyle istifa eden eski bakanların da suçlamalara karşı Genel Kurul’da yanıt verecekleri belirtiliyor. Daha sonra Genel Kurul’da yapılacak gizli oylamada eski bakanlar hakkında soruşturma komisyonu kurulup kurulmamasına karar verilecek. 17 Aralık’a sansür tartışması TBMM Genel Kurulu’nda eski 4 bakan hakkındaki soruşturma önergeleri bugün görüşülürken Meclis TV’nin canlı yayın yapmayacak olması da tartışma yarattı. Muhalefetin itirazları üzerine TBMM Başkanlığı; Meclis TV’nin yayın yapıp yapmaması yönündeki kararını bugün görüşmelerden önce açıklayacak. Meclis TV, TBMM Genel Kurulu’nun çalışmalarını özel bir gündemle toplanmadığı sürece salı, çarşamba ve perşembe günleri canlı yayınlıyor. Yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla eski 4 bakan hakkında soruşturma önergelerinin görüşüleceği bugün Meclis TV’nin Genel Kurul’u ekrana taşımayacak olması üzerine muhalefet partileri TBMM Başkanlığı’na itiraz etmişti. CHP, MHP ve HDP Meclis Başkanlığı’na yaptıkları başvuruyla Meclis TV’nin yayınlarına ilişkin protokolü hatırlarak bu konuda kararın TBMM Başkanlığı’nda olduğunu anımsatmıştı. TBMM Başkanlığı’nın muhalefetin yaptığı itiraz hakkında bugün soruşturma önergelerinin görüşmelerine başlamadan karar vermesi bekleniyor. ‘Dost Düşman’ Teorisi ve AKP Son yerel seçimlerden sonra, muhalefet partilerini ve siyaset bilimcilerin üzerinde en çok kafa yorduğu konulardan birisi de 4 bakanı istifaya götüren yolsuzluk ve rüşvet iddialarına rağmen, yurttaşların yüzde 45’ler seviyesinde AKP’ye destek vermesi oldu. Özellikle Gezi protestoları sürecinde son derece sert ve “ayrıştırıcı/kutuplaştırıcı” bir söylem benimseyen Başbakan Tayyip Erdoğan, yerel seçimlerde de benzer taktiği uyguladı ve seçmeninden bir kez daha “mağduriyet” oylarını topladı. Peki nasıl oluyor da AKP her keresinde “mağduriyet” yaratabiliyor? CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, bu konuda çok ilginç bir iddiayı dile getirdi. Toprak’a göre Erdoğan, her seçim öncesinde “bilerek” ülkeyi siyasi krizlere sürüklüyor ve her krizden de bir “mağduriyet üretiyor.” Toprak, bu stratejinin öyle rastgele de olmadığı kanısında. Tam tersine, Erdoğan’ın, dünya siyasi tarihinin en “karanlık” dönemlerinde, Nazi Almanyası’nda uygulanan bir yöntemi uyguladığına dikkat çekiyor. Toprak, Nazi yönetiminin “baş hukukçusu” Carl Schmitt’in ünlü “dostdüşman teorisi”ni anımsatıp önemli bir iddiayı gündeme taşıyor: “AKP, Nazilerin ünlü siyaset ve hukuk insanı Carl Schmitt’in dostdüşman ayrımını kendisine rehber edinmiştir. Ama bu ayrım sadece çatışma ve kaos üretir. Schmitt; içte ve dışta sürekli düşman yaratmanın yönetenlerin işini kolaylaştırdığını belirterek, düşmanların bertaraf edilmesini tek çıkar yol olarak öne sürmektedir. AKP şimdi Alman faşizminin bu teorisyenin peşinde gidip yine onun kavramıyla ifade edersek ‘Anayasal diktatörlük’ kurma çabasında. O yüzden Anayasa Mahkemesi’ne; onun karar ve görüşlerine saygı duymamakta ve hatta onu düşmanlaştırmaktadır. Türkiye, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bir kaos ve çatışmayla gitmemelidir. Cumhurbaşkanlığı konusunda tartışılacak şey, cumhurbaşkanında bulunması gereken niteliklerdir. Eğer AKP anlayışı ile seçime girilirse hem seçim öncesi hem de seçim sonrası ülkeyi birleştiren makam olan Cumhurbaşkanlığı bizatihi ayrışmanın, çatışmanın ve kaosun makamı olur. Herkes bu süreçte demokratik, özgürlükçü ve farklı fikirlere saygılı bir yaklaşım içinde olmalıdır.” akanlar hakkındaki iddialar Hükümetin 17 Aralık nedeniyle yargıda ve Emniyet’te başlattığı karşı operasyon nedeniyle özellikle muhalefetin bakanlar hakkında savcıların hazırladığı fezlekelerde anlatılan yolsuzluk iddialarını dile getirmelerinin Genel Kurul’da büyük tartışmalara B ve gerginliklere neden olması bekleniyor. AKP’nin verdiği önergede eski bakanlarla ilgili ayrıntılı iddialar ve fiiller sıralanıyor. Önergede, Çağlayan tarafından Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet, TCK’nin “resmi belgede sahtecilik” ve “rüşvet”; Güler tarafından TCK’nin “resmi belgede sahtecilik”, “nüfuz ticareti”, “rüşvet” ve “gizliliğin ihlali”; Bağış tarafından TCK’nin “nüfuz ticareti” ve “rüşvet”; Bayraktar tarafından işlendiği iddia edilen eylemlerin TCK’nin “nüfuz ticareti” ve “görevi kötüye kullanma” maddelerine denk düştüğü, bunların gerçekliğinin araştırılması ve soruşturulması gereği nin ortaya çıktığı anlatılıyor. Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, soruşturmanın yürütülmesi görevi, anayasanın 100. maddesi hükümlerine göre başkanlıkça Genel Kurul’da yapılacak ad çekme suretiyle kurulacak 15 kişilik bir komisyona verilecek. Meclis soruşturması önergesini veren veya daha önce TBMM’de ya da dışında bu konudaki görüşünü açıklamış milletvekilleri, bu komisyona seçilemeyecek. Soruşturma komisyonu üye tamsayısının salt çoğunluğu ile toplanacak ve toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verecek. Komisyonun çalışmaları gizli yapılacak. Bu komisyona kendi üyeleri dışındaki milletvekilleri katılamayacak. Soruşturma komisyonu, raporunu anayasanın 100. maddesine göre kuruluşundan itibaren iki ay içinde verecek. Soruşturmanın bitirilememesi halinde, komisyona iki aylık yeni ve kesin bir süre verilecek. Bu süre içinde raporun TBMM Başkanlığı’na teslim edilmesi gerekecek. Komisyon, kamusal ve özel kuruluşlardan konu ile ilgili bilgi ve belgeleri isteyebilecek; gerekli gördüklerine el koyabilecek; Bakanlar Kurulu’nun bütün vasıtalarından faydalanabilecek; Bakanlar Kurulu üyelerini, diğer ilgilileri, tanık ve bilirkişileri dinleyebilecek. Komisyon, adli mercilerden yardım isteyebiliyor. anlış anlaşıldı’ Programın ardından Atalay’ın makamından yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, Atalay’ın “Cumhurbaşkanlığından sonra tekrar Başbakanlık falan olmaz” sözlerinin yanlış anlaşıldığı belirtilerek Atalay’ın sözlerinin “Önemli olan hareketin iyi yürümesidir” anlamına geldiği vurgulandı. ‘Y 30 yılda 37 soruşturma komisyonu ANKARA (AA) Meclis’te, son 30 yılda, 37 soruşturma komisyonu kuruldu, komisyonlardan 11 Yüce Divan’a sevk kararı çıktı. TBMM Başkanlığı’na 22 önergeyle en fazla soruşturma önergesi 20. dönemde sunuldu; en fazla Yüce Divan kararı 5 Yüce Divan’la 22. dönemde alındı. Eski başbakanlar Mesut Yılmaz, Cumhuriyet tarihinde ilk kez Yüce Divan’da yargılanan başbakan oldu. 19. dönemde eski başbakanlar Yıldırım Akbulut ve Mesut Yılmaz, eski bakanlar Hüsamettin Örüç, Hüsnü Doğan, Güneş Taner, Mustafa Rüştü Taşar, Halil Şıvgın, Işın Çelebi, İsmet Özarslan, Recep Ercüment Konukman, Mehmet Çevik, Cemil Çiçek, Yusuf Bozkurt Özal, Adnan Kahveci, Ahmet Kurtcebe Alptemoçin, Ekrem Pakdemirli, Fahrettin Kurt, Lütfullah Kayalar, İmren Aykut hakkında soruşturma önergeleri verildi. 7 soruşturma komisyonu kuruldu. Sadece, “Otoyol yapımlarını üstlenen firmalara fazla ve haksız ödemeler yapılmasına neden oldukları nedeniyle devleti zarara uğratarak görevlerini kötüye kullandıkları” iddiasıyla verilen soruşturma önergesi çerçevesinde kurulan 1 komisyon, eski bayındırlık ve iskân bakanları Sefa Giray ve Cengiz Altınkaya’yı Yüce Divan’a gönderdi. 20. dönemde en fazla eski başbakanlar Yılmaz ve Tansu Çiller hakkında soruşturma önergesi verildi. 22. dönemde kurulan 5 soruşturma komisyonundan da 5 Yüce Divan kararı çıktı. Eski Devlet Bakanları Hüsamettin Özkan ve Recep Önal, eski enerji ve tabii kaynaklar eski bakanları Cumhur Ersümer ile Zeki Çakan, eski Başbakan Yılmaz ve eski Devlet Bakanı Güneş Taner, eski Bayındırlık ve İskân Bakanı Koray Aydın ile Yaşar Topçu Meclis’in Yüce Divan’a gönderdiği son bakanlar oldu. SP’NİN KONGRESİNDE KAMALAK 656, ERBAKAN 212 OY ALDI AKP’nin ‘İyi Fikirleri’ 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’yla birlikte “TBMM Çocuk” adlı internet sitesi de yayına başladı. TBMM Çocuk adlı internet sitesinde Ayşe ve Ali adlı iki çocuğun Meclis’i ziyareti, nasıl kanun yapılacağını ile nasıl milletvekili olunacağını öğrenmeleriyle ilgili çizgi filmler yer alırken internet sitesinde bilgi yarışması ve TBMM hakkında çeşitli bilgiler de bulunuyor. Çocuklar için hazırlanan çizgi filmde bir kanunun nasıl yapılacağına ilişkin anlatımı sanırız en çok milletvekillerinin gözden geçirmesinde fayda var. Geleceğin milletvekilleri için hazırlanan çizgi filmde kanunun nasıl yapıldığı şöyle anlatılıyor: “Yeni bir kanun yapılması için iyi bir fikir gereklidir. İyi bir fikri olan milletvekili tarafından kanun teklifi ya da hükümet yani Bakanlar Kurulu tarafından bir kanun tasarısı hazırlanır. Hazırlanan bu teklif ya da tasarı TBMM Başkanlığı’na sunulur. Meclis Başkanlığı teklif ya da tasarıyı inceler ve ilgili komisyon başkanlığına gönderir. Komisyon teklif veya tasarı üzerinde detaylı bir şekilde çalışır. Sonuçta Meclis Başkanlığı’na bir rapor sunar. Sunulan komisyon raporu milletvekilleri tarafından genel kurulda görüşülüp değerlendirilir.” Özellikle 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından TBMM’den jet hızıyla geçen ve iktidarın önce bu soruşturmayı engellemeye, sonra da kendini korumaya almak için art arda çıkan kanunlar bugün dahi tartışılıyor. Yeni bir kanun yapılması için “iyi bir fikir gerektiğine” göre; internet sansürü, HSYK ve MİT yasaları gibi son dönemdeki bütün tartışmalı yasalardaki “iyi fikirlerin” şunlar olduğunu söylemek yanlış olmayacak: “Yolsuzlukla ilgili soruşturmaları engellemeli, internette sosyal medyayı ve muhalifleri kontrol altında tutmalı, her türlü muhalif hareketi fişlemeli ve takip etmeli.” BÜLENT ARINÇ BURSA (Cumhuriyet) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin, “Basın da halk da az çok biliyor ki AK Parti’nin adayı kim olacaksa o cumhurbaşkanı olacak” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan Tayyip Erdoğan’a yönelik sözlerine tepki gösteren Arınç, “Bu sözler eski Türkiye’de cinayet işletecek sözlerdi” diye konuştu. Arınç, Kılıçdaroğlu’na atfen “Bursa’ya gelmiş; 60 dakikalık konuşmasında, 55 dakika hakaret ediyor” dedi. “Kim cumhurbaşkanı, kim başbakan olacak” tartışmalarını da eleştiren Arınç, “Zenginin malı züğürdün çenesini yoruyor” ifadelerini kullandı. ‘Bu sözler cinayet işletir’ Kamalak’tan Erbakan’a fark ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yerel seçimlerde aldığı 1 milyon 200 bin oy nedeniyle AKP’nin Cumhurbaşkanlığı hesapları çerçevesinde yakından izlediği Saadet Partisi’nin (SP) büyük kongresinde Mustafa Kamalak yeniden genel başkan seçildi. Kongrede Kamalak ile Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan yarıştı. SP’nin Atatürk Spor Salonu’ndaki kongresinde zaman zaman karşılıklı sloganlar nedeniyle gerginlikler yaşandı. Pet şişelerin atıldığı, yumruklaşmaların yaşandığı gerginlik, partililerce önlendi. Kongreyi AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, İran’ın Ankara Büyükelçisi Ali Rıza Bikdeli de izledi. AKP’ye giden Numan Kurtulmuş’u, “SP’yi bölenler” diye eleştiren Kamalak, 17 Aralık sonrası iktidar tarafından partisine televizyonların kapatıldığını söyledi. Kamalak, “Mesela Kanal 7’ye çıkmak istedik. Çıkarmadılar. Ama 12 yıl boyunca cemaatle iş tutanlar, kendi geçmişlerini unutup Bugün TV’ye çıktık diye döndüler bize, ‘Vay efendim, siz paralelci misiniz’ dediler. İşte 12 yılın özeti budur. ‘Tayyipçi misin, Ergenekoncu mu? Tayyipçi misin, Esadcı mı? Tayyipçi misin, paralelci misin’ İkisi de değiliz arkadaş” dedi. Fatih Erbakan’ın da “Ey zalimler, sömürgeciler, ırkçı emperyalistler bundan böyle korkun bizden, yeniden diriliyoruz, yeniden şahlanıyoruz, yeniden geliyoruz” derken iktidara yönelik tek bir cümlelik eleştiride bulunmaması dikkat çekti. Oylamada 874 delege oy kullandı, oyların 868’i geçerli sayıldı. 656 oy alan Kamalak, yeniden genel başkanlığa seçildi. Fatih Erbakan ise 212 oyda kaldı. Fotoğraf: AA Ayşe Sayın, Emine Kaplan, Mahmut Lıcalı [email protected] ‘Gönlüm idamdan yana’ İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan çocuk cinayetleriyle ilgili olarak “Benim teklifim iki tane var. Gönlüm, idam. Olmazsa ağırlaştırılmış müebbet” dedi. Erdoğan Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili de istişare süreçlerinin ve kamuoyu araştırmalarının devam ettiğini belirterek “Nihai kararımızı vakit gelir gelmez vereceğiz” dedi. Erdoğan dün akşam saatlerinde trafik kazası geçiren danışmanı Ali İhsan Arslan’ı ziyaret etti. Bağcılar Medipol Üniversitesi Hastanesi’nden ayrılan Erdoğan, kapıda bekleyen yurttaşlarla sohbet etti. Bu sırada birçok kişi Başbakan’dan idamın geri getirilmesini istedi. Bu konuda daha önce açıklama yaptığını söyleyen Erdoğan ise “Şu anda bizim yasalarımızda idam olmadığı için diyorum ki, ağırlaştırılmış müebbet hapis” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle