05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 MAYIS 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Soma faciasında hükümet sorumluluğu üzerinden atıyor 5 Şakaydı, Gerçek Oldu! Yerel seçimlerden sonra CHP’nin en önemli “iç gündem” maddelerinden birisi de partinin “vitrini” niteliğindeki Merkez Yönetim Kurulu’nda yapılması planlanan değişiklikti. Nitekim, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, art arda partisinin yetkili kurullarını toplayıp hem Cumhurbaşkanlığı, hem yerel seçimler, hem de MYK değişikliği konusunda görüşlerine başvurdu. Ancak bu süreçte doğal olarak yoğun bir “MYK kulisi” de konuşulmaya başlanmıştı. Gazetelerin “olası” MYK üyeleri ile ilgili kulisleri yazdığı ve değişikliğin henüz yapılmadığı 23 Nisan’da ise CHP MYK Meclis’te toplandı. O dönem MYK için adı geçen Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, toplantı henüz başlamadan önce MYK üyelerinin bulunduğu salona girip “Beni genel başkan gönderdi” diyerek bir koltuğa ilişiverdi. “MYK kulisleri” nedeniyle üyelerin “tedirgin” olabileceğini de dikkate alan Ağbaba, “Merak etmeyin, sadece pasta börek yemeye geldim” diye espri yapıp salondan ayrıldı. Bu toplantıdan bir süre sonra Kılıçdaroğlu, MYK’de değişikliğe gitti ve Veli Ağbaba, yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcılığına getirildi. Kılıçdaroğlu da yeni MYK üyeleriyle ilk kez geçen perşembe günü toplantı yaptı. İşte Ağbaba, o toplantıda bazı “yanlış anlamaları” önlemek için yine kendi esprili üslubuyla açıklama yaptı: “Bakın bu sefer börek yemeye değil, gerçekten MYK üyesi olarak toplantıya geldim! Şirkete 25 gözaltı EMRE DÖKER SOMA Soma’daki 301 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasıyla ilgili Akhisar Cumhuriyet Savcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında, aralarında maden yöneticilerinin de olduğu 25 kişi gözaltına alındı. Tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edilen 5 kişiden Soma Kömür İşletmeleri A.Ş’nin İşletme Müdürü Akın Çelik, maden mühendisleri Yalçın Erdoğan ve Ertan Ersoy tutuklandı. Diğer iki kişi ise mahkemeden serbest bırakıldı. Gözaltına alınanlar arasında, kazanın meydana geldiği madenin CEO’su Can Gürkan, İşletme Müdürü Akın Çelik, İşletme Genel Müdürü Ramazan Doğru, TKİ Müessese Müdürü Ali Ulu, mühendis ve güvenlik uzmanları Ertan Ersoy, Selçuk Demirci, Erdem Canbaz, Harun Güneş, Hilmi Kazık, Yalçın Erdoğan, Saltuk Alp Demirci ve Ergin Yılmaz, teknikerler Mehmet Avcı, Halil Dalkıran, Mehmet Ali Gündüz, Mustafa Işık, Necati Demirci ve Halil Yavuz da bulunuyor. Soma Holding’ten yapılan açıklamada Holdingin sahibi Alp Gürkan hakkında gözaltı kararı olmadığı bildirildi. Akhisar Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahiner, dün akşam saatlerinde soruşturmanın yürütüldüğü adliye önünde bir açıklama yaptı. Şahiner, “İlk rapora göre olayın trafo patlaması sonucu olamayacağı belirlendi. İlk rapora göre kömürün kendiliğinden yanması sonucu karbonmonoksit ortaya çıktığı belirlendi. Şirketin yönetim kurulu başkanı dahil 25 kişi gözaltına alındı, 3 şüpheli tutuklandı” dedi. Şahiner “Soma Cumhuriyet Savcılığı’nca sorgulanın 4 şüpheli Cumhuriyet savcısı tarafından serbest bırakılmıştır. Şüphelilerin üzerine atılı bulunan suç bu aşamada, Türk Ceza Kanunu’nun 85/2 maddesinde düzenlenen taksirle birden fazla kimsenin ölüm ve yaralanmasına yönelik eylem olarak vasıflandırılmıştır” diye konuştu. İşletme müdüründen skandal yanıt Tutuklanan işletme müdürü Çelik’e savcılık sorgusunda “Faciadan önce karbonmonoksit oranının yükseldiğini dair iddialar var. Neden önlem almadınız” sorusunun yöneltilmesi üzerine “Benim sorumluluğumda değil. Haberim yok” yanıtını verdiği öğrenildi. Yargılamada skandal!.. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, “sensörlerde 50’nin üzerinde karbonmonoksit olduğunun bilgisayar kayıtlarından ortaya çıktığı, bununla ilgili neden işlem yapılmadığı üzerine” hâkim tarafından sorular yöneltildiğini bildirdi. “Soruşturmanın yaygın beklentinin aksine TCK’nin 83/3. maddesinden değil, 85/2. maddesi üzerinden yürüdüğü” ifadesini kullanan Özel, “Bu da şu demek; ‘kasten öldürmenin ihmalli davranışla’ ilgili bir soruşturma yürütülmesi beklenirken, ‘taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olma’ maddesinden soruşturma yürüyor. Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmanın alt sınırı 2, üst sınırı 10 yıldır TCK’ye göre. Trafik kazalarındaki uygulanan maddedir. Kasten öldürmenin ihmalli davranışla işlenmesi olsaydı alt sınır 10, üst sınır 25 yıl olarak cezalandırmanın talep edilmesi söz konusu olabilirdi. Bu aşamada beklentilerin aksine daha düşük cezaların olabileceği bir maddeden soruşturmanın yürütüldüğünü söyleyebilirim” diye konuştu. Kişiliksiz mi Diktatör mü? AKP’nin Afyon kampında bir milletvekilinin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisinin aday olmamasını isteyen bir milletvekilinin ANAP örneğini vererek “Özal, Çankaya Köşkü’ne çıkarken Yıldırım Akbulut gibi kişiliksiz birini partinin başına getirdi, ANAP bu yüzden dağıldı” demesine sinirlenen Başbakan Tayyip Erdoğan, bu ülkenin başbakanlığını yapmış birisine “kişiliksiz” denmesini doğru bulmadığını söyleyip eklemişti: “Böyle bir ifadeyi hiçbir milletvekilime yakıştıramam. Bir daha böyle şeyler duymayayım.” Türkiye Cumhuriyeti’nin 47. Hükümeti’nin başbakanı Yıldırım Akbulut’a “kişiliksiz” denmesine kızan Başbakan Erdoğan, 1, 2, 4, 5, 6, 7, 8, 26, 27 ve 28. hükümetlerin başbakanlığını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı’nı yapmış İsmet İnönü’ye neler demiş bir anımsayalım: Sayın Baykal anayasa değişikliği ile her yerde mücadele edileceğini söylerken son derece münasebetsiz bir şekilde Churchill ve Hitler örneğini veriyor. İlla Hitler’e benzetince bir siyasi figür arıyorsa kendi genel merkezlerindeki eski genel başkan fotoğraflarına baksınlar. Orada Führer’e özenip kendisine Milli Şef dedirtmiş genel başkanlarının Hitler’vari bıyıklarının altından kendilerine gülümsediğini görecekler. Ey CHP, diktatör senin içinde. Kim? İnönü. İtalya’da Nazi, faşizm iktidar olduğunda onları ilk tebrik edenlerden olmuştur. Ve öyle ki bunlar Dersim’de ’de katliamın baş sorumlusudur. Bu ülkenin tarihinde tek bir diktatör vardır, o da CHP’nin milli şefidir. Ama aynı CHP, merhum Menderes’e de merhum Özal’a da bize de diktatör diyecek kadar yüzsüz olmuştur. Celalettin Kökaşan Ramazan Doğru Alp Gürkan Akın Çelik Avukatlar CMUK’tan!.. Gözaltılara karşın Soma Holding’in çalışanlarına avukat tutmaması da dikkat çekti. Soma Adliyesi’nde Çelik ve diğer 4 kişiyle görüşen CHP Milletvekili Özgür Özel, “Böylesi güçlü bir müessesenin çalışanlarına avukat tutmamasına anlam veremedim” dedi. Özel, “TKİ müessese bölge müdürü dışında diğerlerinin avukatlarının olmaması nedeniyle devlet tarafından avukat görevlendirildi. Soma’daki avukatlar yerine görevlendirmeler Akhisar’dan yapıldı. Bunun ne anlama geldiğini biz de anlayabilmiş değiliz. Akın Çelik’e sorduğumda kurumun avukat görevlendirmediğini, kendi avukatının da İstanbul’da olduğunu söyledi” dedi. CHP’li Tanrıkulu ‘Soma Holding bazı AKP’lilere hisse verdi mi’ diye sordu ‘TÜRGEV’e bağış yaptı mı?’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Soma Holding’in sahibi Alp Gürkan’ın 2013 yılında TÜRGEV’e bağış yaptığı ve sahibi olduğu Soma Holding bünyesindeki Tilaga İnşaat AŞ’nin İstanbul Maslak (Spine Tower) ve Kartal daki (AVM’li Gökdelen) inşaat projelerinde bazı üst düzey AKP’lilere hisse verildiği savlarını TBMM gündemine taşıdı. Tanrıkulu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından yanıtlanması istemiyle verdiği soru önergesinde Gürkan’ın TÜRGEV’e bağış yapıp yapmadığını ve yaptıysa miktarını sordu. İnşaat projelerine de dikkat çeken Tanrıkulu şu soruları yöneltti: “Alp Gürkan’ın sahibi olduğu Soma Holding bünyesindeki Tilaga İnşaat AŞ’nin İstanbul Maslak (Spine Tower) ve Kartal’daki (AVM’li Gökdelen ) inşaat projelerinde bazı üst düzey AKP’lilere hisse verildiği iddiası doğru mudur? İddia doğruysa bedava hisse verilen AKP’liler kimlerdir? Soma Holding’e son 5 yıllık sürede verilen tüm devlet teşvikleri nelerdir? Soma’daki madende yaşanan felaketin Trafo yangınından kaynaklandığı açıklamasının hükümet tarafından şirketin 140 milyon TL tutarında tazminat ödemekten kurtarılması için ortaya atılan bir manipülasyon olduğu iddiası doğru mudur?” ‘Taşeron’ Meclis Soma’daki maden felaketinin ardından kamuoyunda oluşan tepkiyle milletvekillerince iş güvenliği ve kamuda taşeronlaşma politikaları eleştirilmeye, taşeron çalıştırmanın temel istihdam politikası haline dönmesi de sorgulanmaya başladı. Milletvekilleri kamuda taşeronlaşmayı sorgulayadursun, biz de milletvekillerinin görev yaptığı TBMM’deki duruma yakından bakalım. TBMM, kamuda taşeronlaşma politikalarının etkilerinin en sert görüldüğü kurumların başında geliyor. Öyle ki, 10 yıl önce TBMM’de taşeron çalışan tek bir kişi bile bulunmazken, bugün Meclis’in temizlik, bahçe, yemek hizmetlerini sağlayan çalışanların büyük bir bölümünü taşeron işçiler oluşturuyor. Kamudaki taşeronlaşma rüzgârına bir yere kadar kadar direnebilen TBMM’de ilk taşeron işçiler 2005 yılında alındı. TBMM’de ilk kez 68 işçiyle başlayan taşeron istihdam o kadar çok sevilmiş olacak ki, yıllar itibarıyla katlandı. Çalışanların mutsuz ve özlük haklarının tırpanlanmış olmasına karşın “maliyeti düşük olunca” tek bir taşeronun bulunmadığı TBMM’de artık neredeyse milletvekili sayısının iki katı kadar taşeron işçi bulunuyor. TBMM’de çalışan taşeron işçi sayısı 2006 yılında 92, 2007’de 267, 2008’de 383, 2009’da 507, 2010’da 497, 2011’de 610, 2012’de 800 ve 2013’te 1019 kişi oldu. Milletvekilleri son 10 yılda Türkiye’de 5 kat artan taşeron istihdam politikalarını eleştirirken, TBMM’de taşeron işçi artışı tam 15 kat oldu. İlk taşeron işçilerin çalışmaya başladığı 2005’ten günümüze kadar TBMM’de yaşanan taşeron işçi artışı bu anlamda Türkiye ortalamasını bile üçe katladı. ‘Görevden alınacak mı?’ Tanrıkulu soru önergesiyle Somalı vatandaşa tekme atan Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel’in görevden alıp alınmayacağını sordu. Savcılığın Yerkel hakkında soruşturma başlatıp başlatmadığını ya da ne zaman başlatacağını soran Tanrıkulu, Bülent Arınç’tan şu sorulara yanıt istedi: “Yerkel’in son birkaç yıl içerisinde mal varlığında büyük artışlar olduğu iddiası doğru mudur? Yerkel’e 7 günlük iş göremez raporunu hangi sağlık kurumu ve hekimler vermiştir? Raporun aynı zamanda Erdoğan’ın özel doktorları tarafından verildiği doğru mudur? Yerkel iş göremez raporu aldıysa nasıl olmuştur da yine Erdoğan ile birlikte seyahatlere, toplantılara katılabilmiştir?” Ayşe Sayın, Emine Kaplan, Mahmut Lıcalı [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle