24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 MAYIS 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA Alman dergisi, ‘Cehenneme Git Erdoğan’ başlıklı haberine gelen tepkiler üzerine yayımladığı cevap niteliğindeki yazıda, AKP’lilerin kendilerine yönelik karalama kampanyası başlattığını, eleştirilere öfkeyle yanıt verdiklerini savundu. DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr 11 Der Spiegel ları öfkeli. Erdoğan taraftarları eleştirilere öfkeyle yanıt veriyorlar ve SPIEGEL ONLINE’da bundan payını alıyor” denildi. Haberde, “Bir maden faciası Türkiye’yi sarsıyor, madeni işleten firma yetersiz açıklamalar yapıyor. Soma artık bütün dünyada tanınıyor. Çünkü oldukça fazla basın mensubu bu hafta Türkiye’nin batısında kalan bu ilçeden dünyaya haber geçtiler. Bunu, yapacak daha iyi bir işleri olmadığından değil, Soma’da haber değeri olan trajik olaylar yaşandığından yaptılar. Gazeteci araştırır, bilgi verir, sınıflandırır, analiz yapar ve yorumda bulunur” denildi. Yazıda şu görüşlere yer verildi: “Bu tür olaylarda her zaman olduğu gibi, bir yandan ölenlerin yakınlarıyla konuşmak, diğer yandan onların yasını daha da ağırlaştırmamak, acılarını daha da artırmamak isteyen biz gazeteciler kendimizi hassas bir durumun içerisinde bulduk. Birçok gazeteci ağlayan bir adamın ya da kendini kaybetmiş bir kadının üzerine üşüştüklerinde insanların şunu söylemesini bekledim: Yeter, artık yeter! Ancak bunun yerine anlatmaya ve yanıtlarını bugüne kadar hâlâ almayı bekledikleri sorular yöneltmeye başladılar.” Hasnain Kazım, “Bir maden işçisi bana şunu söyledi: Böyle bir şeyi şimdiye kadar hiç ağzıma almadım ama Erdo başlığını savundu ğan için söylemek istiyorum: Cehenneme git Erdoğan! Bu alıntı benim yazdığım bir yazının da başlığı oldu. Alıntının başında ve sonunda yer alan tırnak işaretleri özenle görmezden geliniyor ve ben, yani gazeteci, bu sözü Erdoğan için kullanmış oluyorum. Başbakan Erdoğan taraftarları bir karalama kampanyası başlatıyorlar” diye yazdı. Alman gazeteci, daha sonra kendisine, Almanya Başbakanı Angela Merkel’i Nazi üniforması giymiş halde Der Spiegel’in kapak sayfasında gösteren resimler gönderildiğini, bütün bunların bir “Yahudi oyunu” olduğu iddia edilerek kapak sayfasına bir de Davut Yıldızı yerleştirildiğini anlattı. Kamu Yararı, Demokrasi ve Soma’da Ölüm Demokrasinin çalışmadığı, kamusal yarar (ve güvenliğin) sağlanamadığı zaman ölümler de bu zaafın sonucu peş peşe gelir. Madenlerde, inşaatlarda, atölyelerde, trafikte tipik bir azgelişmişlik yaşanır. Piyasa ekonomisi, şirket sahibinin iktisadi, siyasi ve sosyal olarak istediği gibi hareket etmesi değildir. Bunun adı istismardır. Firma çıkarı ile kamusal yarar (ve düzen) arasında denge sağlanmalıdır. İktisadi, sosyal ve güvenlik alanlarında çalışanın hakları uluslararası ölçütlere göre gerçekleştirilmelidir. Firmalar arasında haksız rekabete yol açan uygulamalar ortadan kaldırılmalıdır. Her şey daha fazla kazanç sağlamak için yapılırsa; kanun, kural, uluslararası ölçütler bir kenara itilirse; hele bir de siyasal yandaşlık öne çıkarılırsa işte o zaman Zonguldak’ta, Soma’da yaşanan kitlesel ölümler ortaya çıkar. Hele hele bütün bunların sonuçları, “üstü zamanla kapatılarak göz ardı ediliyorsa” o zaman ülke Sudan ya da Nijerya’ya döner. L.S.E’de (The London School of Economics) ders aldığım 60’lı yıllarda İngiliz öğretim üyesi o zaman bana garip gelen bir örnekle derse başlamıştı: Bir İngiliz Afrika’daki bir kabileye sabah vakti uğramış, elinde Londra’dan getirdiği bir metrelik örtüyü göstererek “Çadırını bunun karşılığında bana verir misin” diye sorunca yerli hiç tereddüt etmeden Avrupalının elini sıkmış. Aynı İngiliz bu defa, akşam üstü yorgun argın avdan dönen başka bir yerliye, “Çadırını bana kaç metre kumaşa verirsin?” deyince adam, “Ne verirsen ver, çadırı sana vermem” demiş. Ben o zaman, koskoca L.S.E’de koskoca profesörün bize anlattığına içimden gülmüştüm. Ama profesör ilkel insanın (ve toplumun) ileriye, yarına bakışını anlatıyordu; hem de çok basit bir örnekle. Türkiye’de 50 yıl boyunca üniversitelerde ilk dersime, “Sevgili gençler, demokrasi insanların kaldırımda yürümesini öğrenmekle başlar” sözleriyle başladığım çok oldu. Başkalarının kaldırımda yürüme özgürlüğünü bozmadan, Kafanda nasıl yürümen gerektiğini özümsemiş olarak, Başkalarına saygıyı sokakta idrak ederek demokrasiye başlanabilirdi. Ordan gelirsiniz Soma’daki madenlere ve sormaya başlarsınız: Neden gerekli önlemler alınmamış? Denetimlerde öngörülenler neden firma tarafından uygulanmamış? Meclis’te Soma’yı soruşturma önergesi neden reddedilmiş? Piyasa ekonomisi ve özelleştirme arasındaki ilişkiyi iyi anlamak gerekir; insan hayatı, emeği sosyal devletin güvencesi altına alınmak zorundadır. Özel’in faaliyette oluşunu evdeki mobilyanın kullanımı ile karıştırmamak gerekir. İster devletin ister özelin elinde olsun uyulması gereken kurallar aynıdır; uygar ve demokratik ülkelerde hiç değişmez. Çalışanın güvenliği yalnız firmanın değil en başta devletin sorumluluğu altındadır. Enerji bakanı Soma felaketinin ikinci günü televizyon ekranlarında şöyle konuşuyordu; olayın geçtiği yer özel şirkete aittir ve onun sorumluluğundadır. Şirketten bilgi gelmeden benim açıklama yapmam doğru olmaz. Mealen söylediği buydu. Oysa tesis yalnız özel şirketin değil devletin de sorumluluğu altındadır. Bu kadar insan ölür ve yaralanırken devletin işi sahiplenmesi kaçınamayacağı bir yükümlülüktür. Hükümet, ilgili ilgisiz her şeye müdahale ederken yüzlerce insanın öldüğü ve yaralandığı bu faciada en büyük sorumluluğa sahiptir. Yüzlerce işçiyi şirketin bürosundaki özel eşya (!) durumunda görmek hukukla ve insanlıkla bağdaşamaz. Facianın gerisinde Türkiye’de demokrasinin yetersizliği yatıyor. Devlet (ve hükümet) gerekli önlemlerin yerine getirilmesini sağlayamadığı için madencilik başta olmak üzere pek çok sektörde çağdışılık yaşanmakta ve insanların hayatı kararmaktadır. Özelleştirme, özel sektör ve piyasa düzeni ile devletin (ve hükümetin) sorumluluğu bir bütünün ayrılmaz parçalarıdır. Nasıl bir yolcu uçağının havada uçabilmesi için yerine getirilmesi zorunlu “olmazsa olmazlar” bulunuyorsa bir maden ocağı da uçaktan farksızdır. Yerine getirilmesi gereken 50 şey varsa hepsi yapılmalıdır, 49 olmaz. Soma’da yetersizlikler sonucu uçak düşmüştür. Bu bir kader değildir, Allah’a havale ederek çözemezsiniz; gerekenleri “ya yapacaksınız ya yapacaksınız” başka yolu yok, kimse kendini kandırmasın. Felakete uğrayan madenin çalışanları, geçen perşembe Uğur Dündar’ın programında madende yaşananları kendi ağızlarından bir bir ortaya koydular. Bugüne kadar üstü örtülen pek çok gerçek yadsınamayacak bir biçimde kamuoyunun gözleri önüne serildi. Soma olayı aslında, genel gidişatın bir aynası gibidir, toplumsal bir “suçüstü” söz konusu oldu. Dış Haberler Servisi Soma faciasıyla ilgili haberine “Cehenneme Git Erdoğan” başlığını atan Alman Der Spiegel dergisi, AKP’lilerden gelen tepkiler üzerine cevap yazısı yayımladı. Der Spiegel’in, faciada hayatını kaybedenlerin yakınlarının sözlerine yer veren Hasnain Kazım imzalı haberine AKP’liler sosyal medyada #ScherDichZumTeufelDerSpiegel (Cehenneme kadar yolun var, Der Spiegel) hashtag’i ile tepki gösterdiler. Alman dergisi, yine Hasnain Kazım imzalı cevap niteliğindeki haberinde, “Hükümet uygun olmayan tepkiler veriyor. Faciadan kurtulanlar ve madende hayatını kaybedenlerin yakın(AFP) 9 bin 500 TL’ye hayır dediler Dış Haberler Servisi İsviçre’de dün yapılan referandumda asgari ücretin 4.500 dolara (9 bin 500 TL) yükseltilmesi önerisinin reddedildiği bildirildi. Önerinin kabul edilmesi halinde İsviçre, dünyada asgari ücretin en yüksek olduğu ülke olacaktı. Teklife destek verenler hayat pahalılığı karşısında bunun gerekli olduğunu savunurken hükümet dahil karşı çıkanlar ise artışın üretim maliyetlerini artıracağını, gençlerin iş bulmalarını zorlaştıracağını, dolayısıyla işsizliğin çoğalacağını ileri sürüyordu. İsviçre hükümeti asgari ücreti uygulamasının ülke ekonomisine zarar vereceğini referandum öncesi defalarca dile getirmişti. Ülkede “adil ücret” önerisinin ya İsviçre’de yapılan halk oylamasında, dünyanın en yüksek asgari ücreti reddedildi. Halk, hükümetin savaş uçağı alımı planına da ‘hayır’ oyu verdi. ALMAN SİYASETÇİLER RAHATSIZ Erdoğan’ın ziyaret planına tepki Dış Haberler Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi Almanya’ya yapması beklenen ziyaretle ilgili Alman siyasetçilerden tepkiler geliyor. Sol Parti Meclis Grubu’nun uluslararası ilişkiler sözcüsü Sevim Dağdelen, “Erdoğan buraya hoş gelmiyor. Köln’de yapılması planlanan seçim mitingini yine bölmek ve insanları birbirine karşı kışkırtmak için kullanacak” diye konuştu. Deutsche Welle’nin haberine göre Dağdelen, Sol Parti’nin, Erdoğan’ın “sendikalara, göstericilere, ayrıca Türkiye’deki Aleviler ve Kürtler gibi azınlıklara karşı kışkırtıcı tutumunu kınadığını” da söyleyerek protesto çağrısı yaptı. Sosyal Demokrat Partili Bakan Aydan Özoğuz da Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri öncesi Erdoğan’ın böyle bir miting yapmasının “nahoş” olduğunu savunarak, “Türkiye’de göstericilere karşı tutumu gösteren görüntüler kesinlikle üzücü ve kabul edilemez. Bu tarz görüntüler Türkiye’yi demokratik koşullardan çok uzaklaştırıyor” dedi. Yeşiller Partisi’nden Jürgen Trittin ise “Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’un Türk hükümetinin hoşuna gitmeyen eleştirilerinin yerinde olduğunu” belirterek “Erdoğan’ın her türlü gerçeklik duygusunu kaybettiğini” öne sürdü. Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) tarafından AP seçimlerinde aday gösterilen Ozan İyibaş, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine karşı çıktı. İyibaş, “AB için öncelikli olan insan haklarıdır. Herkesin özgür düşünmesi ve bunu ifade edebilmesidir. Ama şu an Türkiye’de olup bitenler hiçbir şekilde AB düşüncesi ile bağdaşmıyor” diyerek partisinin Türkiye’nin AB üyeliği karşıtı tutumuna destek verdi. Geniş resim nında bir dizi başka konuda da referandum yapıldı. İsviçreli seçmen referandumda 3.5 milyar dolar tutarındaki 22 adet Gripen savaş uçağının alımını da yüzde 52’ye varan oranla reddetmiş oldu. Referandumla, hüküm giymiş pedofillerin ömür boyu çocuklarla çalışmasının yasaklanması da kabul edildi. Çinliler Vietnam’dan kaçıyor Dış Haberler Servisi Çin Vietnam’da başlayan Çin karşıtı gösterilerde hedef alınan vatandaşlarını tahliyeye başladı. Şimdiye kadar 3 bin kişinin ülkeden ayrılması sağlanırken Vietnam’a bu amaçla beş gemi gönderileceği açıklandı. Çin Şinhua haber ajansı ilk geminin dün yola çıktığını, ağır yaralı 16 Çin vatandaşının da uçakla ülkeye getirildiğini duyurdu. Çin’in Güney Çin Denizi’nde Vietnam’ın hak iddia ettiği sularda bu ayın başlarında bir sondaj platformu kurması Vietnam’da tepkilere yol açmış, iki Çinlinin hayatını kaybettiği gösterilerde çoğu Çinlilere ait yabancılarca işletilen on beş fabri Pekin, vatandaşlarına yönelik saldırılar üzerine tahliye kararı aldı ÇOK SAYIDA CAN KAYBI ‘Özel’in anlamı Vietnam’daki Çin fabrikaları ateşe veriliyor. (AFP) ka kundaklanmıştı. Bir yerel yetkiliye 19 bin işçinin katıldığı “yasadışı eylemler”in ulusal istikrara zarar vereceğini belirten Vietnam hükümeti önceki gün göstericilerden protestolara son vermelerini istedi. Ancak muhalif gruplar, dün büyük kent lerde protesto çağrısında bulundu. Hanoi ve Ho Şi Minh kentlerindeki gösterilere güvenlik güçleri müdahale etti. Çin, Vietnam makamlarından protestocuları ağır bir şekilde cezalandırmasını isterken ekonomik büyüme için yabancı yatırımlara bel bağ layan Vietnam’ın protestolardan kaygılı olduğu ileri sürüldü. Protestocular, Çin’in Güney Çin Denizi’nde Vietnam’ın hak iddia ettiği sularda bu ayın başlarında bir sondaj platformu kurmasını protesto ediyor. Çin, Haiyang Şiyou 981 adlı petrol platformunu tartışmalı sulara taşımıştı. Vietnam’ın bu girişimi engelleme çalışmaları sırasında iki ülke gemileri arasında da gerilim yaşandığı ve gemilerin birbirlerine su sıktığı da belirtilmişti. Çin, kendi kontrolünde olan ancak Vietnam ve Tayvan’ın da hak iddia ettiği Paracel Adaları’nın batısındaki bölgede sondaj çalışmalarını sürdüreceğini söylüyor. Başkent yakınlarındaki çatışmada vurulduğu öne sürüldü ‘Suriye’de kuvvet komutanı öldürüldü’ Dış Haberler Servisi Suriye Hava Kuvvetleri Komutanı General Hüseyin İshak’ın Şam yakınlarında meydana gelen çatışmalarda yaşamını yitirdiği ileri sürüldü. Şam’daki “üst düzey bir yetkiliye” atfen iddiayı ortaya atan AFP, İsak’ın başkentin Mleiha bölgesindeki çatışmada çok sayıda yara alarak öldüğünü duyurdu. Henüz doğrulanmayan haberin gerçek olması durumunda İshak bugüne kadar Suriye’deki çatışmalarda ölen “en üst düzeydeki” birkaç yetkiliden biri olacak. Bu arada, Suriye mahkemelerinde son iki yıl içinde terörle bağlantılı olduğu iddiasıyla 30 bin kişi hakkında dava açıldığı, bunlardan 300’ünün çeşitli Arap ülkelerinden olduğu bildirildi. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’a yakınlığıyla bilinen Vatan gazetesinin haberine göre dava konusu kişilerin çoğu “teröre yardım” etmekle suçlanıyor. Suçlamalar arasında cinayet ve terörizmi finanse etmek de bulunuyor. Haberde söz konu su suçlama nedeniyle bugüne kadar tutuklanan çok sayıda kişiden 1500 kişinin serbest bırakıldığı belirtildi. Suriye’nin kuzeyinde Demokra tik Birlik Partisi’nin (PYD), Mesud Barzani’ye yakınlığıyla bilinen Suriye Kürdistan Demokrat Partisi (SKDP) politbürosundan 5 kişiyi gece yarısı evlerinden alıp sınır dışı ettiği de gelen haberler arasında. PYD SKDP gerginliği Dış Haberler Servisi Kuzey Kore hükümeti geçen hafta çok sayıda kişinin ölümüne yol açan apartman faciası için halktan özür diledi. Kore Merkezi Haber Ajansı’nın (KCNA) kurallara uygun yapılmadığını ve inşaatı denetleyen yetkililerin sorumsuzca davrandığını belirttiği ancak kesin ölü sayısını vermediği bina faciasında 100’den fazla kişinin ölmüş olabileceği ileri sürüldü. Üst düzey bir yetkili, KCNA’ya Kuzey Kore liderinin kazayı öğrendikten sonra çok üzüldüğünü ve bütün gece uyumadığını söyledi. Ajans dün duyurduğu haberde kazanın nedeni konusunda bilgi vermezken başkent Pyongyang’lıların “büyük şok geçirdiklerini” belirtti. Güney Koreli bir yetkili 23 katlı bir binanın çöktüğünü belirtirken bir başka yetkili de çöken binada 92 dairenin bulunduğunu belirterek “Her dairede dört kişinin oturduğunu varsayarsak yüzlerce kişi ölmüş olabilir ”dedi. Gözlemciler, Kuzey Kore’nin olumsuz bir haberi kabullenmesinin de üst düzey Kuzey Koreli yetkililerin özrüne yer verilmesinin de az rastlanan bir durum olduğunu belirtiyor. Kuzey Kore’den ihmal özrü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle