29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 MAYIS 2014 CUMA 6 HABERLER Hukukçular, Soma katliamının sorumluları hakkında işlem yapılmamasına tepki gösterdi Deliller karartılmasın ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Soma’da en az 282 madencinin ölümüne neden olan maden faciasına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında henüz kimsenin gözaltına alınmamış olması soru işareti yarattı. Soma Maden İşletmeleri’nin sahibi Alp Gürkan başta olmak üzere sorumluların madene aktif olarak girebilmesi, bakanlarla toplantı yapabilmesi “delil karartma tehlikesini” ortaya çıkardı. Avukat Erol Aras, şirket sahibinin maden bölgesine, çalışmalara katılmasını, “Bu cinayet mahalinde katilin dolaşması gibidir” dedi. Bölgeye giden ÇHD heyeti de savcılığa dilekçe vererek delillerin tespitini ve toplanmasını istedi. u Soma faciasının üzerinden 4 gün geçti, ancak tek bir yetkili bile gözaltına alınmadı. Görevlendirilen 15 savcı sadece otopsi süreçleriyle ilgilenirken hukukçular, 300’e yakın insanın öldüğü yerde mutlaka şirket yetkililerinin soruşturmanın selameti açısından tutuklanması gerektiğine işaret etti. ÇHD heyeti, savcılığı uyardı. çen 3 güne karşın Soma Maden İşletmeleri’nden hiçbir yetkilinin ifadesi alınmadı. Oysa Ceza Muhakemesi Yasası’nın 100. maddesinde “Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir” deniliyor. Maddede tutuklama nedenleri arasında “Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme”, “Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma” konusunda şüphe oluşması da sayılıyor. Hukukçular da, şu ana kadar herhangi bir maden yetkilisinin gözaltına alınmamış olması konusunda uyarıda bulundu. Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyesi Erol Aras, bu kadar insanın öldüğü kazada birinci şüphelinin şirketin sahibi, yönetim kurulu üyeleri, müdürleri olduğunu söyledi. Aras, şöyle konuştu: “Sağlıklı soruşturma için, delillerin toplanması ve karartılmaması için mutlaka şirketin yöneticilerinin gözaltına alınması gerekir. 300’den fazla insanın öldüğü söyleniyor. Bakanın yanında gezmeleri skandaldır. Soma’da madende 280’in üzerinde işçinin hayatını kaybetmesine ilişkin Manisa Başsavcılığı soruşturma başlattı. Ancak soruşturma kapsamında henüz somut bir adım atılmadı. Görevlendirilen 15 savcı çalışmalarına başlarken daha çok otopsiye mesai harcanıyor. Madenin içinde yoğun olarak karbonmonoksit gazı olması nedeniyle içeri girilip delil toplama işlemi yapılamıyor. Ancak Soma Maden İşletmeleri’nin yetkililerinin çalışanları kurtarmak için içeri girmesi, delillerin karartılması tehlikesini de ortaya çıkardı. Aradan ge Bu, cinayet mahalinde katilin dolaşmasıdır. Sorumluların deliller toplanıp, bilirkişi raporu hazırlanana kadar tutuklu olmaları, delil karartılmasını engeller.” Çağdaş Hukukçular Derneği de başkan Selçuk Kozağaçlı liderliğinde bir heyet oluşturarak Soma’ya gitti. ÇHD heyeti, savcılara dilekçe vererek delillerin tespiti ve korunması için talepte bulundu. Dilekçede, şirket yetkililerinin delil karartma ihtimallerinin yüksek olduğu belirtilerek önlem alınması istendi. Avukat Günay Dağ, olayın tamamen kâr hırsından kaynaklandığını belirterek “Trafo patlaması deniliyor. İnanmıyoruz. İşverenin açık kusuru ve ihmalleri var. Trafo iddiası ile bunları gizlemeye çalışıyor olabilirler” dedi. Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a ‘fıtrat’ yanıtı: ‘Avrupa’da Aynı Fıtrat Yok mu? Orada Niye Kimse Ölmüyor?’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Ankara’dan Soma’ya giderken yaptığımız söyleşide Soma’da yaşanan facia ile ilgili ilk günden hükümeti eleştirmekten kaçındığını dünkü yazımızda vurgulamıştık. CHP heyeti maden ocağı yolundayken, Başbakan Tayyip Erdoğan Soma ilçesine geçip basın toplantısı yaptı. Dönüş yolunda o açıklamaları değerlendirmesini istediğimizde CHP lideri önce yanıt vermeyi arzu etmedi. Türkiye yas tutarken iktidar ile kavga görüntüsü vermek istemiyordu. Ancak iki konu için sessizliğini bozdu. Öncelikle Erdoğan’ın yaşanan faciayı olağan gören “Bu tür kazalar bu işin fıtratında var” sözlerine tepkiliydi. Bu tepkisini şöyle ortaya koydu: “Maden ocağında çalışanlar ölümü göze alarak çalışmazlar. Sadece maden değil. Hangi iş olursa olsun, insanlar ölüm için çalışmaz. Alın teriyle çalışıp evine ekmek götürmek için çalışırlar. Devletin görevi de onların çalışma ortamını güvence altına almaktır. ‘Fıtrat’ diyen Başbakan’ın kendisine şu soruyu sorması lazım: Neden Türkiye iş kazalarında Avrupa birincisi? Diğer Avrupa ülkelerinde aynı ‘fıtrat’ yok mu? Orada da maden yok mu? İnsanlar çalışmıyor mu? Ama o ülkelerde bu kadar ölüm olmuyor. Neden acaba?” Kılıçdaroğlu’nun tepki gösterdiği ikinci konu ise Erdoğan’ın CHP tarafından verilen araştırma önergesine ilişkin sözleri. CHP Manisa milletvekillerinin Soma’daki maden ocaklarında iş güvenliği konusunun araştırılması için verdikleri önerge Soma’daki faciadan iki hafta önce TBMM’de AKP oylarıyla reddedildi. Erdoğan basın toplantısında işte o önerge için, “CHP gündemi tıkamak için verdi o önergeyi. İçinde de Soma sözcüğü geçmiyordu” ifadelerini kullanmıştı. CHP lideri, bu sözlere şu karşılığı verdi: “Meclis’e bile gelmedin. O oturumu dinlemedin. Önergeyi okumadın. Niye gündemi tıkamak için verelim ki? İş kazalarını herkes biliyor. Bu olayda bile CHP’yi suçlamak için fırsat kolluyor. Oysa bakın biz dikkati, duyarlı bir dil kullanıyoruz. O ise ‘Kendi kabahatimi birilerinin üzerine yıkabilir miyim’ diye telaş içinde. 200’ü aşkın kişinin kaybolan canının bir sorumlusu olması lazım. O sorumlu da CHP değil. Erdoğan’ın üzerinde duracağı asıl konu bu. Bunun asıl sorumlusu kim?” CHP lideri Soma’da maden ocağını ziyaret etti, Enerji Bakanı Taner Yıldız’dan brifing aldı. Sağ kurtulan madencileri hastanede ziyaret etti. Dönüşte izlenimlerini şöyle paylaştı: Ortada tek kelime ile çaresizlik var. Olayın nasıl çıktığı bilinmiyor. İçeride kaç kişi var bilinmiyor. Çok sayıda kurtarma ekibi var, ama içeride kalanlara ulaşılamıyor. Havalandırma sisteminde ciddi bir sıkıntı olduğunu anlıyorum. Konuştuğumuz işçiler ‘Sendikamızı geri istiyoruz’ diyorlar. Anlaşılan sendikalaşmada ciddi sorun var. Burada ‘sarı sendika’ olduğu, sendika yönetimini işverenlerin belirlediği yönünde görüşler aktarıldı bize. Kılıçdaroğlu’na Enerji Bakanı Yıldız’ın verdiği brifingi de sorduk. Bakanın, madeni işleten Soma Holding ile ilgili “İyi niyetli ve kaliteli arkadaşlarımız” ifadesinden o da bizler gibi rahatsız olmuş: “Bu aşamada şirketle ilgili olumlu görüş belirtilmesi hiç doğru değil. Bilirkişi raporunu görmeden, aksaklığın nereden kaynaklandığını saptamadan, 200’ü aşkın insanın hayatını kaybettiği bir işletme ile ilgili daha baştan olumlu görüş beyan etmek önyargı olduğunu gösterir ve bu da haklı olarak şu kaygıyı gündeme getiriyor: Acaba ileride bilirkişilere baskı yapılıp kendi istedikleri yönde bir rapor çıkmasını mı sağlamak istiyorlar? Bu kaygı yüzünden ben Bakan ile görüşmeden sonra kameraların karşısına çıktığımda ‘Bilirkişinin yapacağı çalışmanın önemini’ vurgulama ihtiyacı hissettim.” GÖSTERMELİK CEZALAR Soma’da ÇHD’li avukatların olduğu binaya eli sopalılar baskın yaptı ‘Suçluları gizli bir el koruyor’ AYŞE SAYIN Provokasyon MURAT İNCEOĞLU ‘Ölmek için girilmiyor oraya’ İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN ANKARA Cumhuriyet tarihinin “en çok ölümlü maden kazası” olarak kayıtlara geçen Soma’daki kazayla ilgili soruşturmada sorumlular hakkında tek bir gözaltı olmaması tartışma yaratıyor ancak bundan önceki benzer kazalarda, işveren ve işyerlerine uygulanan cezaların “göstermelik” kalması da dikkat çekiyor. Karadon Maden Ocağı’nda 17 Mayıs 2010’da meydana gelen ve 30 işçinin yaşamını yitirdiği kazanın 4. yılına gelinirken bu konuda ailelerin işletmeci şirket adına açtığı dava hâlâ sürüyor. Dönemin AKP’li Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in, “Güzel öldüler” diye tanımladığı Karadon’da yaşamını yitiren 30 işçiden 5’inin ailesinin avukatlığını üstlenen Ünal Demirtaş, kazalarla ilgili hukuki süreci Cumhuriyet’e anlattı. Kendisi de “madenci” aileden gelen ve amcasını da maden kazasında yitiren Demirtaş, Soma’da yaşanacaklara ışık tutacak Karadon’la ilgili hukuki süreçle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: Cezalar yetersiz: Karadon o dönem son 10 yılın en büyük maden kazasıydı. Biz o nedenle hep “sanıklar tutuksuz yargılanmamalı” diye itiraz ettik ama 3 saat içinde sanıklar serbest bırakıldı. Öte yandan açılan dava Türk Ceza Yasası’nın 85/2. maddesinden yani, “taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek”ten yargılanmayı öngörüyor. Bunun da cezası 2 yıldan 15 yıla kadar hapis, ki genelde 56 yıl hapis cezası veriliyor. Görünmez el devrede: Ceza soruşturmasını esasında görünmez el yargı sürecini etkiliyor. Yıllardır bu kişilerin tutuklu yargılanmasını her celsede istememe rağmen bu talep reddedildi, yurtdışı yasağı bile konulmadı. Sorumlu terfi ettirildi: Karadon’daki şirket de siyasi iktidarla içli dışlı olan bir şirketti o nedenle yargı dokunmadı buna. Sadece YapıTek değil, TKİ yetkilileri de yargılandı. Karadon İşletme Müdürü, ceza davasında 15 yılla yargılanmaya devam ederken terfi ettirilip Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun Genel Müdür Yardımcılığı’na getirildi. Tazminatlar düşürüldü: Bir de açılan tazminat davaları var. O dönemde bu tür ölümlü kazalarda mahkemeler, yaşamını yitirenlerin eşlerine 7075 bin, çocuklarına 50’şer, anne babaya da 3035 bin lira manevi tazminata hükmediyordu. Ama Karadon davasında tazminatları bile şirketlere “fazla yük olmasın” diye yaklaşık yarı yarıya düşürdüler. Bedava kömürün bedeli: En önemli sıkıntı maden ocaklarının özelleştirilmesi. Rödevans sözleşmeleri aslında ballı sözleşmeler. TKİ’ye ait maden, özel şirketlere ki bu çoğunlukla siyasi iktidara yakın “yandaş” şirketlere veriliyor. Devlet, şirketlere belli bir kira karşılığında bu işletmeyi veriyor ve “kömürü de senden ben alacağım” diyor. Bu herkesin işine geliyor, şirket pazar arama derdine düşmüyor, siyasi iktidar da gidiyor mesela Mamak’ta çıkarılan bu kömürleri “bedava” dağıtıp, oya tahvil ediyor. Sistem ne yazık ki böyle işliyor. Ayrıca mevzuata aykırı “alt işveren” yani taşeron uygulaması yapılıyor. Ama devlet kendisi de taşeron çalıştırdığı için maden işleten şirketlere de bir yaptırım uygulamıyor. Uluslararası Af Örgütü: Türkiye’de hükümetin tavrı şoke edici SOMA Soma’da yaşanan facianın ardından ailelere hukuksal destek vermek ve sorumluların yargı önüne çıkartılmasını sağlamak için Soma’ya giden avukatlara yönelik saldırı girişimi yaşandı. Soma’da ÇHD, İHD, KESK, TMMOB, TTB, HDP, Halk Cephesi gibi parti ve kurumlar tarafında oluşturulan “Soma İçin Adalet Komitesi” toplantısı sonrası bir grup toplantının yapıldığı öğretmenevine saldırmaya çalıştı. Gün içerisinde de gerginliğin olduğu Soma’da Beşiktaş forması ile dolaşan sırt çantalı bir genç, “Yabancı bunlar, karıştırmaya geliyorlar, Gezi mi sandınız burayı?” diyen bir grubun saldırısına uğradı. Somalı olduğu anlaşılan genç araya girenler tarafından kurtarıldı. ‘Kabahat yıkacak yer arıyor’ [email protected] ‘Hayatlarla oynuyorlar’ Haber Merkezi Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner, Soma’da yaşanan maden faciasıyla ilgili olarak, “Hükümetin, vekiller tarafından son dönemde iş kazalarına yönelik bir soruşturma yapılması çağrılarını reddetmiş olması şoke edici bir durum. İnsanların hayatlarıyla oynuyorlar” diye konuştu. Uluslararası Af Örgütü, Manisa, Soma’da yaşanan trajedinin ardından yaptığı açıklamada “madencilik sektöründe daha fazla trajedi yaşanmaması için Türkiye hükümetinin derhal dün kömür madeninde yaşanan yıkıcı patlamayı ve bildirilen tehlikeli çalışma koşulları ile ilgili soruşturma başlatmalı” dedi. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner, “Bu engellenmesi gereken bir trajediydi. Türkiye’de madenlerde yaşanan ölümlerin uzun tarihi, çalışanların güvenlikleri ile ilgili tüyler ürpertici soruları gündeme getiriyor. Hükümetin, vekiller tarafından son dönemde iş kazalarına yönelik bir soruşturma yapılması çağrılarını reddetmiş olması şoke edici bir durum. İnsanların hayatlarıyla oynuyorlar” diye konuştu. Gardner, “Türkiye yetkilileri derhal patlamanın sebepleri ile ilgili bir soruşturma başlatmalı. Mağdurların akrabaları ve hayatta kalanlar için zararlarının her türlü tazmini sağlanmalı. Soma Holding süreçte tam anlamıyla her türlü bilgiyi paylaşarak soruşturmayı desteklemeli ve soruşturmanın sonuçları halka açıklanmalı” dedi. etmedi Polis müdahale ‘Tek kelimeyle çaresizlik’ ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ile Ceren Uysal, Efkan Bolaç, Günay Dağ, İlknur Alcan ve Sezin Uçar’ın da aralarında bulunduğu 50 kadar avukat ile bazı gazetecilerin de kaldığı öğretmenevi önünde akşam saatlerinde eli sopalı bazı kişiler toplandı. İçeride bulunan avukatları tehdit eden gruba polis müdahale etmedi. Öğretmenevinde bulunan müdür yardımcısının grup ile yaptığı görüşmenin ardından saldırganlar uzaklaştı. İçeride bulunan avukatlar grubun uzaklaşmasına rağmen tümüyle dağılmadığını ifade etti. Sarı sendika şikâyeti ‘Şirket övgüsü rahatsız etti’ HDP’li Tüzel, şirket iktidar ilişkisini açıkladı: İş başvuruları partiye yapıldı Ölüme giden işçileri AKP seçmiş MAHMUT LICALI ANKARA Soma’daki facianın ardından bölgede incelemeler yapan HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, 3 yıl önce belediye hoparlöründen madeni işleten Soma Holding’in işçi alımı için anons yaptırdığını ve başvuru adresi olarak AKP ilçe başkanlığını gösterdiğini açıkladı. Soma’daki facianın ardından AKP iktidarının madeni işleten şirket yöneticileriyle toplantı yapması tepki çekerken, bölgede incelemelerde bulunan HDP’li Tüzel, AKP iktidarı ile şir u Tüzel, Soma’da konuştuğu işçilerin faciaya neden olan yangını şöyle anlattığını aktardı: Denetimsizlik nedeniyle daha önce açılan eski çalışma alanındaki kömürler oksijenle temas ederek içten içe yandı. Havalandırma yanlış yapılmıştı. ket arasındaki ilişkiyi ortaya koydu. Tüzel, Soma Holding adlı şirketin 10 yıldır bu madeni işlettiğini belirterek, “Soma Holding’in genel müdürünün eşi belediye meclis üyesi. Holdingin genel müdürü sendika başkanıyla dost. Sendikanın şube yönetimine işveren kontenjanı var. İki temsilcinin işveren tarafından önerildiği konuşuluyor” dedi. Tüzel, madeni işleten şirketin, Soma’daki Cenkyeri Kasabası’nda belediye aracılığıyla işçi alımı yaptığını ve 500 işçi alımının iş başvurusu adresinin ise AKP ilçe başkanlığı olarak belirtildiğini ifade etti. Tüzel, işçilerin maskelerinin 3 yıldır hiç kontrol edilmediğini ve yerlerinden bile çıkarılmadığını da kaydetti. Soma Holding’in maden işletme ruhsatının iptal edilme si gerektiğini söyleyen Tüzel, holding patronu ve diğer yöneticilerin savcılık takibiyle derhal hesap vermesi gerektiğini ifade etti. Denetimlerin göstermelik olduğunu, riskli alanlarda çalışmaların sürdüğünü ifade eden Tüzel, Soma’da konuştuğu işçilerin faciaya neden olan yangını şöyle anlattığını aktardı: Trafo patlamasıyla değil, denetimsizlik nedeniyle daha önce açılan eski çalışma alanındaki kömürler oksijenle temas ederek içten içe yandı. Havalandırmanın yanlış yapılması nedeniyle yanan kömür işçileri zehirledi. ‘Soma halkı susturuluyor’ İstanbul Haber Servisi İstanbul Barosu ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlar İstanbul Adalet Sarayı içinde Soma’da yaşanan maden faciasında ölen 283 işçi için anma eylemi yaptı. Avukatlar daha sonra adliyenin C kapısı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Soma’dan dönen ÇHD avukatı Gökmen Yeşil açıklamada, “Orada herkesi her işçiyi, aileyi tek tek dinleyip tek tek müdahale eden, susturan, baskı altına alan bir mekanizma işliyordu. Sayıların gerçek rakamlarla verilmemesinin bir nedeni de var. Bakan içerde sivil vatandaşların da olduğunu söyledi. Siviller değil sigortasız çalıştırılan işçiler var içerde” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle