29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 MAYIS 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Erdoğan markette bir yurttaşa tokat attı l 5 Öyle madenlerdeki iş kazalarından, 1800’lü yıllardan, 1900’ün başlarından örnekler vererek, kıyaslama yaparak size “biat edenleri” kandırabilirsiniz elbet. Türkiye ucuz emek cenneti... İş güvenliği, çalışma koşulları, CHP’den Soma için sürekli komisyon AYŞE SAYIN ANKARA CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, geçen hafta yaptığı değişiklik sonrasında ilk kez topladığı Merkez Yönetim Kurulu’nda kurmaylarına, Soma’daki acılı ailelere, olayın sıcaklığı geçtikte sonra da sahip çıkılması ve yardım edilmesi için çalışma yapılması talimatı verdi. Bu kapsamda Soma için bir “kriz masası” kurulurken çok sayıda parti yöneticisi ve milletvekilinin içinde yer aldığı bir komisyon kurularak bugünden itibaren çalışması kararlaştırıldı. CHP lideri, Soma’daki gözlemlerini Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında MYK toplantısına, 6 yeni MYK üyesi ilk kez katıldı. CHP lideri, kurmaylarıyla önceki gün Soma’da yaptığı inceleme ve gözlemlerini paylaşırken, son derece acı ve dramatik bir durumla karşı karşıya olunduğunu vurguladı. Kılıçdaroğlu, incelemeler sırasında özellikle bir kadının yüzündeki “acı” ifadesinden nasıl etkilendiğini ise “O acılı anneyi hiçbir zaman unutamayacağım. Adeta bir acının bir yüzde cisimleştiği ana tanıklık ettim” sözleriyle dile getirdi. CHP lideri, Soma olayının hiçbir şekilde siyasi polemik yapılmaması gerektiğini ve bu konuda partililerin uyarıldığına dikkat çekerek “Biz acıdan siyaset üretmeyeceğiz, böyle bir parti olmadık, olmayacağız. Ancak son iki günlük manzaradan gördüğümüz kadarıyla maalesef Başbakan bunu yapıyor ve yapmaya da devam edecek” görüşünü dile getirdi. Toplantıda Soma için Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya başkanlığında bir kriz masası kurulması ve bu konuda “sürekli” bir komisyon kurulması kararlaştırıldı. Ayrıca çok sayıda milletvekilinin de bugün Soma’ya giderek ailelerin acılarını paylaşmaları ve ailelere “hukuki destek” sağlanması kararlaştırıldı. Komisyon hazırlayacağı raporu da MYK’ye sunacak. Soma’da Ölüm, Yas ve Öfke... Işığın otların üzerine düştüğü saatlerde, bir çiçeğin şarkılarla doğduğunu görmeden, 20 günlük bebeğini karısına bırakırken “Aşkım işe gidiyorum” diyerek ayrılan o emekçi... Eşi Rabia’nın gözyaşları... Bir acı, öfke, hüzün! O son yolculuk... O kır çiçekleri şarkılarla doğmayacak, şafak sökerken uyanmayacak Mehmet, Emin, Süleyman... 18 yaşını doldurduğu gün sigortalı olmak için maden ocağına giren Ali ve arkadaşları... Derin bir uykuya daldılar, uyanmayacaklar... Ölümün kelimelerini seyrediyoruz hep birlikte, bekliyoruz; sonu yok çürümenin, acı çekmenin. Paramparça heceler kalacak geriye o kara toprakta. Yokluğumuz nerede saklı bizim? HHH Derin ve sessiz bir akşamın boşluğuna yürüyorum, o paramparça olmuş heceleri yazıyorum bir süre. Gece sessiz bir çığlık... Analar, babalar, kardeşler, arkadaşlar yorgun! Aradan geçen bunca saat... Tünelin ucundan canlı hiçbir işçinin çıkamayacağı kesin! Umutlar yavaş yavaş yitiyor... Bir olasılık var yüreklerde: “Acaba revire girenlere gidildi mi, orada sağ kalanlar var mı?” İnsan umutla yaşar! Hiçbir zaman umudunu yitirmemeli! Somalı maden emekçilerinin aileleri, arkadaşları da aynı duygu içinde... Oysa içeride yangının, zehirli gazın olduğunu biliyorlar. HHH Asla bu gibi olaylar bir iş kazası falan değildir... Emek sömürüsüdür, sermayenin daha fazla para kazanması için güvenlik önlemleri almamasıdır... Depremler de öldürmez, yapılar öldürür! Derme çatma yapılar 17 Ağustos 1999 depreminde nasıl yıkıldı, evler nasıl denize gömüldü! Marmara depreminde on binler öldü... Maden cinayetleri de böyledir! Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel’in Soma’da bir kişiyi tekmelemesinin ardından Başbakan Erdoğan’ın da bir yurttaşa tokat attığı ortaya çıktı Vura vura taziye Haber Merkezi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün Soma’da bir madenciyi yumrukladığı ortaya çıktı. Soma’daki temasları sarasında yurttaşlar tarafından protesto edilen Erdoğan, bir markete sığınmıştı. Dün ortaya çıkan görüntülerde Erdoğan’ın etrafındaki koruma ordusuyla markete doğru ilerlerken kendisini protesto eden yurttaşları “Gelin bir de benim yanımda yuhalayın” diye tehdit ettiği duyuluyor. Daha sonra, sinirlendiği bir yuttaşın üzerine yürüyen ve yurttaşa doğru hamle yaptığı görülen Erdoğan araya giren korumaları nedeniyle yurttaşa ulaşamıyor. Markete sokulan Erdoğan’ın burada başka bir yurttaşa tokat attığı görülüyor. Akşam saatlerinde ortaya çıkan ve marketin içinde çekildiği anlaşılan diğer görüntüde ise Erdoğan’ın ensesinden tuttuğu yurttaşa tokat atıyor. Erdoğan’ın tokat atığı yurttaş, en az iki koruma tarafından tekme tokat dövülüyor. MHP’li Lütfü Türkkan, Erdoğan’ın vurduğu kişiyle görüştüğünü ve Taner Kuruca adlı bir madenci olduğunu açıkladı. Dün akşam Kanal D Ana Haber yayınına bağlanarak açıklamalarda bulunan Kuruca, markette alışveriş yapmak için bulunduğunu ve göstericilerle alakası olmadığını belirtti. Kuruca, “Kalabalığın üzerime doğru yürüdüğünü görünce çok sert girdi’ ‘Korumalar Başbakan ile yüz yüze kaldım. O esnada korumaları da iteklemeye başlayınca, Sayın Başbakan da kalabalığa kızgınlığına ve öfkesine hâkim olamayıp maalesef istem dışı bir hareket yaparak bir tokat vurdu. O tokatın kendisinden geldiğine üzülmüyorum, ama yanındaki yakın korumaları bana çok sert girip darbelediler beni. Tek bir tokat geldi. Sayın Başbakan’ın bilinçli olarak değil istem dışı yaptığına inanıyorum. Yakın korumalarının müdahalesiyle birkaç darbe aldım. Markette dondurma dolabının önüne düştüm” diye konuştu. Kuruca, Başbakan’dan şikâyetçi olmayacağını ancak özür beklediğini de sözlerine ekledi. AKP hükmetinin, aleyhine bir ortam oluşmaması için “algı yönetimi” taktiği izleyeceğinin değerlendirildiği toplantıda, ilk anda yardımlar, dini telkinler yapılarak ailelerin yatıştırılmaya çalışılacağı görüşü de dile getirildi. Kılıçdaroğlu da bu duruma dikkat çekerek, CHP olarak sadece olayın sıcak olduğu bu dönemde değil, olayın üzerinden zaman geçtikten sonra da ailelerin yanında olunması ve her türlü hukuki ve maddimanevi yardımların sağlanması talimatını verdi. da sahip çıkın’ ‘Soğuyunca İnanılmaz ‘Büyümüş yükşeliş l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ı Soma’da protesto eden bir yurttaşa tekme atan Yusuf Yerkel’in AKP’nin 2011 yılında düzenlediği “Türk Dış Politikası” başlıklı blog yarışması için kaleme aldığı “Akçura’dan Davutoğlu’na: Türk Dış Politikasının Stratejik Zihniyeti” başlıklı makalesinin ardından Başbakanlık Müşavirliği’ne getirildiği ortaya çıktı. Yerkel’in Erdoğan’ın Başbakanlık’taki ekibine girmesi AKP’nin düzenlediği bir yarışma sayesinde gerçekleşti. AKP’nin dönemin ArGe’den sorumlu genel başkan yardımcısı Reha Denemeç’in koordine ettiği kompozisyonmakale yarışması Yerkel’in yolunu açtı. ArGe ve Gençlik Kolları başkanlıkları tarafından 13 Aralık 201031 Ocak 2011 tarihleri arasında “Türk Dış Politikası” konulu “Işığı Yak Dünya Aydınlansın” ödüllü blog yarışması yapılmıştı. Yarışmada birinciliği Fatih Üniversitesi Uluslarara devlet adamı olmuş’ ÖZGÜR ULUSOY iş cinayetleri... Bu konuları dün yazdım örnekler vererek. İşin kuralı yok. Bir işveren maden ocağına kaç kişinin girdiğini, vardiya değişimi sırasında galerilerde ne kadar emekçinin çalıştığını bilmez mi? Şirket, holding, Soma madenlerinde devletin taşeronu... Çok geniş havzada değişik ocakları var! Çıkarılan kömür devlete satılıyor, o kadar! Taşeron şirket, üretimi her geçen gün artırıyor, maliyeti aşağıya çekmek için iş güvenliğini pek önemsemiyor. İşin gerçek yüzü bu! HHH Soma’da madenci aileleri acılı, öfkeli... Siyasal iktidar taşeron şirkete toz kondurmuyor, yurttaşlara “Kışkırtmalara dikkat edin” uyarısı yapıyor. Anlı şanlı medyamız, özellikle canlı yayın yapan haber kanaları, gerçekleri söyleyenlere ağzının payını veriyor: “Siyaset yapmayın!” Üç yıl önceye dek maden işçisi olan genç, haberciyi neden kızdırdı? Çünkü eski maden emekçisi şöyle demişti: “AKP’nin taşeronu olan şirket daha çok para kazanma hırsı nedeniyle iş güvenliğini sağlamadı.” Bu gerçeği söylemesi, siyaset oluyor... Emekçi bu söz kesmeye de yanıt verdi: “Siyaset yapmıyorum içimden geçenleri söylüyorum.” HHH Yorgun bir ikindi... Katliamda ölenlerin adları okunuyor Kırkağaç’ta. Belediyenin soğuk hava deposu morg haline dönüştürülmüş. Önünde yaslı, öfkeli insanlar var... Kimisi dua okuyor, kimisi ağlıyor. Çığlıklar göğün maviliğinde yankılanıyor. Güneş batacak üçdört saat sonra... Onlar acılarıyla, yalnızlıklarıyla, hüzünleriyle, öfkeleriyle baş başa kalacak... Kurtulanlar anlatıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, Soma’da maden ocaklarında meydana gelen iş kazalarının nedenlerinin araştırılarak sorumluların tespiti, iş kazalarının önlenmesi için Meclis’te komisyon kurulmasını istedi. CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören ve arkadaşları tarafından TBMM Başkanlığı’na sunulan araştırma önergesinde, kazalardan sonra göstermelik yapılan denetimlerle kazaların önüne geçilemediğine dikkat çekildi. Taşeron firmaların iş güvenliği ve işçi sağlığı konusunda yeterli özeni göstermemeleri, kaçak maden ocaklarının faaliyetlerine göz yumulmasının facialara yol açan etkenler olduğu kaydedildi. Ören, araştırma önergesinin önümüzdeki hafta Meclis Genel Kurulu’na CHP önerisi olarak gelmesini sağlayacaklarını belirtti. SERDAR KIZIK Meclis araştırsın sı İlişkiler Bölümü’nden mezun olan Yusuf Yerkel “Akçura’dan Davutoğlu’na: Türk Dış Politikasının Stratejik Zihniyeti” isimli makalesiyle kazanmıştı. Ödülünü 2011’de Başbakan Erdoğan’ın elinden alan Yerkel’in ödülü bununla sınırlı kalmadı. Yerkel, bir yıl sonra, 2012’de, Başbakanlık’tan gelen teklif üzerine, Londra’daki uluslararası ilişkiler bölümünde yaptığı doktora eğitimini yarıda bıraktı ve Erdoğan’ın ekibine katıldı. Yerkel, Başbakan’ın ekibindeki en genç isimlerden. Yerkel olaya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, provokasyonlara maruz kaldığını iddia ederek, “Soma’da 14 Mayıs tarihinde yaşanan hadise, beni derinden üzmüştür. O gün yaşadığım bütün provokasyonlara, maruz kaldığım hakaret ve saldırılara rağmen sükunetimi muhafaza edemediğimden dolayı üzgünüm” dedi. ‘Provokasyon’ Soma’daki maden faciasında bir yakınını kaybeden protestocuya tekmeleyen Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel’i üniversite yıllarından tanıyan bazı çevreler, okulda “beyefendi” olarak tanımladıkları Yerkel’in bu şekilde bir harekette bulunmasını, “Erdoğan’ın ötekileştirme siyasetine” bağladılar. Cumhuriyet’e konuşan, Yerkel’i Fatih Üniversitesi döneminden tanıyan ancak ismini vermek istemeyen bir kişi “İnanılmaz beyfendi bir çocuktu, AK Parti içinde bu fotoğrafı yakıştıracağım son isimlerden birisiydi” ifadesini kullandı. Kartal İmam Hatip Lisesi mezunu olduğu belirtilen Yerkel için, üniversitede bir dönem hocası olan İpek Üniversitesi’nden öğretim üyesi Gökhan Bacık ise Twitter hesabından çok ağır bir tepki verdi. Bacık, Yerkel için, “Eski bir öğrencim büyümüş ‘devlet adamı’ olmuş. Bugün bir vatandaşı tekmelerken resmini gördüm. Çok üzüldüm. Demek bir yerde hata yaptık” ifadesini kullandı. Mahmut çıktı mı? l Soma’da kömür ocağından canlı olarak kurtarılan işçilerden biri arkadaşının çıkarıldığından emin olmak istiyor. İşçinin madendeki kurtarma anında endişeli bakışlarla “Mahmut’u gördünüz mü, Mahmut çıktı mı” diye sorması tarifi mümkün olmayan duygulara neden oldu. Ölümü beklerken l Yangının yaşandığı ocakta Kaçamak baca l Faciadan kurtarılan Ali Güneşli, 140 kişi ile birlikte temiz hava olan bir baca sayesinde hayatta kaldıklarını söyledi. Güneşli, “Bizim vardiyamız bitmek üzereydi. Haber gelince bacaları boşalttık ve anayola doğru çıktık. Anayolun yarısına kadar geldik ama artık yürüyemiyorduk dumandan. Başka bir bacaya sığındık. Bu kaçamak adlı bacada durduk. Orada temiz hava varmış. 140 kişi falan vardık. Bu bacada saat 15.30’dan 21.30 ile 22.00’ye kadar durduk. Biz kömür madeninin en altındaydık bizim altımızda kimse yoktu. İçeride 600700 kişi vardı” dedi. SOMA Yalan, dolan nafile. Soma’da iş kazası yok, cinayet var, üstelik katliam. Ne uğruna? Sermaye daha çok kazansın diye, yandaşlara kıyak olsun diye. Kiminle konuşursanız konuşun benzer değerlendirmeler. Madenin önünde kırmızı tişörtlü bir genç Enerji Bakanı Taner Yıldız’a haykırıyordu: “Ne yüzle buradasınız. Kader hep bize mi? Sizin çocuklarınıza niye olmuyor kader? İstifa edin bari...” Korumalar arasında kriz merkezinin merdivenlerine tırmanan bakan, boş boş bakmakla yetindi... Başbakan Erdoğan bir bakıma ölümleri, “Bu işin fıtratında var” diye sıradanlaştırmaya çalışsa da boşuna. Evet, yakınlarını kaybedenlerden bazıları “kader” diyor ama hemen ardından da iktidarın iş güvenliği açısından öve öve göklere çıkardığı şirketi, gerekli önlemleri almamakla suçluyor. Yalnız onlar değil trafonun ilkel olduğunu, maskelerin yetersizliğini, kaçış veya yaşam odası eksikliğini, güvenlik önlemlerinin göstermelik olduğunu söyleyen. Maden çalışanları da benzer görüşte.. Kader değil sömürü... Peki, 40 lira yövmiye için niye toprağın altına, kömür karasına, kör karanlığa giriyor insanlar? Kaderden değil, hep söylüyorlar: “Başka iş güç yok!.. Çaresiziz... Mecburen...” Katliamdan kılpayı kurtulan Aydın Kaya, madende çalışmayı sürdüreceğini vurguluyor. İşte gerçek, bu ve benzer cümlelerde ışığa çıkıyor... Facianın yaşandığı madende örgütlü sendikanın eğitim müdürü Fikret Sazak, “Ölüm varsa ihmal de vardır” diyor. Can kaybının 450’ye kadar yükselebileceğini söylüyor... HHH Soma’da madenci heykelinin çevresinde, hastane önünde, kahvelerde herkes Başbakan Erdoğan’ı konuşuyor. Ortaokullu bir öğrenci, 1800’li yıllardan, 1907’de ABD’de yaşanan ve 362 kişinin öldüğü kazadan örnekler veren Başbakan için, “Demek ki iki asır gerideyiz” diyor. Adını soruyorum, yanındaki arkadaşları uyarıyor: “Söyleme, polis alır...” Benzer korku örneklerini, işsiz kalma ya da polisle başı belaya girme riski nedeniyle adını söylemeyen madenci ve yakınlarında da gözlemledim. İstanbul, İzmir ve Ankara’da işçi cinayetlerini protesto için demokratik haklarını kullanan insanların, TOMA’larla, biber gazlarıyla engellendiğine de herkes tanık. Ancak faşist düzenlerde görülebilecek tablolar bunlar. HHH Özellikle Başbakan’ın sosyal medyada yayımlanan bir videosu da Somalının gündemi. Erdoğan 3 bin kişilik koruma ordusunun eşliğinde, tepkiler üzerine girdiği bir markette, protestocu madenci yakınını yumrukladı mı yumruklamadı mı? Kimilerine göre evet, kimilerine göre hayır... Bu tartışma bile, ağır tepkilerle karşılanan, istifaya çağrılan, yuhalanan, araçları tekmelenen Başbakan ve bakanlar için, ilçe binası taşlarla yerle bir edilen AKP için büyük bir çıkmaz. Madenlerdeki vahşi sömürüyle, özelleştirme politikalarıyla, taşeronlaşma sistemiyle, ölümlerden sorumlu olan iktidarın suçlanması çok doğal... Soma’da tarifsiz acıların, gözyaşının, öfkenin, isyanın, yer yer derin suskunluğun arasındayım. Bu nasıl bir insanlıktır, nasıl bir düzendir, nasıl bir iktidar hırsıdır; sorguluyorum... 3.5 saat boyunca yardım bekleyen madencilerden Fatih Olcay, oksijen dolu boruları dele dele zehirli gazın arasından yaşama uzandı. Fatih Olcay, hayata tutunma mücadelesini şöyle anlattı: “Zehirli duman ilerliyordu. Maskelerimiz de bitmişti. Herkes ordan oraya kaçmaya başladı. Dua edenler, tekbir ve şehadet getirenler vardı. Kimi de çocuklarının, sevgililerinin, eşlerinin ismini sayıklıyordu. Resmen ölümü bekliyordum. Birden aklıma istim boruları geldi. İstim borularında temiz hava vardır. Ben de madende borucu olarak çalışıyorum. Bu boruları dele dele ilerleyebileceğimi düşündüm. İlk boruyu delip temiz havayı soluyarak tahliye edilen monoksitli dumanı takip ederek ilerlemeye başladım. Arkama baktığımda beni takip eden 4 arkadaşım vardı. Ben delip oksijen ihtiyacımı gördükten sonra arkamdakileri çağırıyordum. Onlar da oksijeni soluyup beni takip ettiler. Bu sırada bir arkadaşım bana doğru gelirken önüme düştü. Ne oldu diyemeden öldüğünü anladım.” Şans eseri l Vardiyasının bitimine 45 dakika kala faciaya yakalanan Recep Gök ise şöyle anlattı: “Şans eseri oksijen tüpü bulduk. Biz patlama olduğunda aşağıda 5 kişiydik. Zemine çıktığımızda ise sadece 2 kişiydik.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle