24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 MAYIS 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Milyarların Hayrettin Karaca’ya ‘fahri doktora’ unvanı verildi üstü ‘örtüldü’ FIRAT KOZOK İşte örtülü ödeneğin son 11 yıllık seyri: 2003: 103 milyon 12 bin 740 TL 2004: 107 milyon 375 bin 284 TL 2005: 84 milyon 88 bin 668 TL 2006: 207 milyon 646 bin TL 2007: 262 milyon 286 bin 521 TL 2008: 290 milyon 981 bin 700 TL 2009: 341 milyon 971 bin 042 TL 2010: 383 milyon 170 bin 247 TL 2011: 391 milyon 682 bin 533 TL 2012: 694 milyon 229 bin 493 TL 2013: 624 milyon 104 bin 788 TL TOPLAM: 3 milyar 490 milyon 549 bin 16 TL AKP döneminde harcanan 3.5 milyarın nereye gittiği belli değil Karıştırma Derlerdi Eskiden Dini siyasete karıştırma derlerdi eskiler. Eskide kaldı. Şimdi makbuldür, karıştırabiliyorsun. Şu sıralarda “demokratik cumhuriyetimizin” en büyük kavgası kimle kim arasında? Ülkeyi Batılıların kabul edebileceği bir İslam cumhuriyetine çevirmek isteyen, dilinden Allah düşmeyen liderle, 11 yıl boyunca işbirliği yaptığı bir İslami cemaat lideri arasında değil mi? Öyledir; bu kavgada “Durun siz kardeşsiniz, elbirliği ile canlarına okuduklarınız, hesaba kitaba gelmez hapisliklere mahkum ettikleriniz bu tarafta” bile diyemiyorsunuz. HHH Dini siyasete karıştırma derlerdi eskiler. Karıştırmazlar; ısrarlara “hayır” derken, laik cumhuriyeti koruma konusunda sapla samanı karıştırsalar, demokrasinin ucu açık olanı dışında hiçbir şeyin laikliği koruyamayacağını anlamasalar da, bildikleri bir şey vardı. Şimdikiler ise “İşte zaman değişti, İslamcı sana gelmiyorsa sen İslamcıya git” ilmini keşfettiler. Halkın derdinin ne olduğunu bir türlü bilemeyenler çareyi, halkı dinciyle özdeşleştirme kolaylığında buldular. HHH Dini siyasete karıştırma derlerdi eskiler ve en azından ileriye doğru gitme, fikrini söyleyebilme, varlığını kanıtlayabilme, “Ben de buradayım” diyebilme, dilini konuşabilme özgürlüğüne hasret kesimler karıştırmazlardı. Şimdi onlar da bu hızlı akışın debisi, çağlayanı dışında kalamayacaklarına karar verdiler. HHH Dini siyasete karıştırma derlerdi eskiler. Şimdi karıştırmak modadır. Üstelik bunu yüksek entel bir havayla yapmak işin icabındandır; dinin demokrasiyle, hadi hızını alamadın sosyalizmle bağını kuruvermek ama sakın, zinhar aydınlanmayla karşılaştırmamaktır. Teğet bile geçmesinler. Dini siyasete karıştırma derlerdi eskiler, biz de karıştırmazdık. Şimdi karıştırmazsan, dindeki cevheri binlerce yıl sonra keşfetmezsen “Aydın mı diyorsun sen kendine. Git de biraz kütüphanede kitap oku. Vesika karıştır, sen şimdi eski yazı da bilmez, Osmanlıcayı sökemezsin ama bul birilerini de mesela şu her derde deva ‘Medine Vesikası’na bir göz at. Bak nasıl çözülür sorunlar” diyorlar. İnanma. Dini siyasete karıştırma derlerdi eskiler. Şimdi karıştırmazsan siyaset erbabıyla kırıştıramıyorsun işte. Kırıştırma sen de. HHH Öfke neden bu kadar tırmanıyor öyleyse? Bunca yılın iş ortaklığı, hani şu ortalığı hallaç pamuğu gibi atan “din kardeşliği” nereye gitti? Süren Müslüman, oradan oraya sürülen Müslüman; ne oldu da böyle oldu? Derler ki; dini siyasete karıştırmanın, hadi daha doğrusunu yazalım; alet etmenin, inancı sokağa dökmenin, oya tahvil etmenin büyük faydası, her şeyi örten kadim, bin kere denenmiş bir gücü vardır. Bir tarafta o kendini evvel eski dindar bilen, dindar olan, başına ne gelirse “Allah’tandır” diyerek tevekkül ile katlanan kitleler var, öbür tarafta cingöz, açıkgöz siyaset erbabı var. Ne kutlu bir alışveriştir bu. Ne güzel bir örtüdür ki, karanlıkta ne kadar götürebilirsen götürürsün. Zamanı gelir paylaşma yerini paylamaya terk eder. Ya da işte sen de “Onlar kitleyi böyle kazandı, benim neyim eksik” hesabına yatarsın. Ya da bunca “devrimci” geçmişini “Eh artık büyük hesaplar yapma zamanı geldi” kaygısı ve heyecanı ile “Meleleri toplama, dinle barışma çağıdır” der, “Ah sakın geç kalmış olmayalım, bak AKP yeniden canlanıyor, Hizbullah malı götürüyor” derdine düşersin. Bunu yapma ey sosyal demokrat kardeş, bunu yapma; borçlandığın geleceği, aydınlanmadan aldığın ışığı köreltme ey Kürt kardeş. Dini siyasete karıştırma derlerdi eskiler sen de karıştırma. Reel politik zehirli bir iksirdir, içme. Bırak dini siyasete alet etmeseler var olmayacak, olamayacak olanlara kalsın bu iş. Halkı şeriat ehli sanmaktan vazgeç karanlık basmadan. İstanbul Haber Servisi Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma (TEMA) Vakfı’nın kurucusu olan Hayrettin Karaca’ya Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Mühendislik Fakültesi Dekanlığı tarafından “fahri doktora” unvanı verildi. Karaca BÜ’de yapılan törende, ödülünü BÜ Rektör Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu’ndan aldı. Tabip Odası’ndan Reyhanlı açıklaması İstanbul Haber Servisi İstanbul Tabip Odası, Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 1 yıl önce bombalı araç saldırısında yaşamını yitiren 52 kişiyi anarak “Reyhanlı katliamını unutturmayacağız. İnsan yaşamını ve barışı savunmaya devam edeceğiz” değerlendirmesini yaptı. Türkiye’de 800 bine yakın Suriyeli mültecinin yaşadığını belirten tabip odası, savaşın yarattığı olumsuz ortamın, sağlık hizmetlerini sunulmaz hale getirdiğine, başta kızamık, suçiçeği, çocuk felci gibi aşıyla önlenebilir salgın hastalıkların hortlamasına neden olduğuna dikkat çekti. Kılıçdaroğlu’na Başbakan’a hakaretten fezleke n TEKİRDAĞ (Cumhuriyet) Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı, yerel seçimler öncesi 4 Mart’a düzenlediği mitingde Başbakan Tayyip Erdoğan’a “hakaret ettiği” gerekçesiyle, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında fezleke düzenledi. Başsavcılığın, TBMM Başkanlığı’na gönderdiği fezlekede, Kılıçdaroğlu’nun mitingde, Erdoğan’a yönelik, “başçalan, hırsız, yalancı, sahtekâr, diktatör” dediği belirtildi. ANKARA Başbakanlık bütçe ödeneğinde 1000 TL olarak öngörülen, “iz ödenek” yöntemiyle milyonlarca TL’yi bulan Başbakanlık örtülü ödeneğinden geçen yıl 624 milyon TL harcandı. AKP iktidarındaki son 11 yılda yalnızca Başbakanlık örtülü ödeneğinden harcanan ve sokaktaki yurttaşın nereye harcandığı konusunda en ufak fikri olmadığı tutar 3.5 milyar TL’ye ulaştı. Başbakanlık’ın 2013 yılı faaliyet raporu, AKP iktidarıyla birlikte sürekli artan örtülü ödenek harcamalarının ulaştığı boyutu gözler önüne serdi. Raporda, Başbakanlık’ın 2012 bütçesinin birimler itibarıyla ödenek ve harcama tutarlarına da yer verildi. Buna göre özel kalem müdürlüğünün bütçe ödeneği 2013 başında 12 milyon 627 bin TL olarak öngörüldü. Bunun 12 milyon 626 bin TL’sini özel kalem müdürlüğü harcamaları oluştururken, örtülü ödenek için AKP’nin son dönemde her yıl uyguladığı yöntem olarak 1000 TL’lik “iz ödenek” konuldu. Ancak 1000 TL’lik başlangıç ödeneği yıl sonunda 624 milyon 104 bin 788 TL neğinden yapılan harcama 103 milyon TL oldu. Son 11 yılda sokaktaki yurttaşın nereye harcandığı konusunda hiçbir fikri bulunmayan 3.5 milyar TL’lik tutar, başbakan onayıyla harcandı. olarak gerçekleşti. Özel kalem müdürlüğü de, kendisine ayrılan bütçeden 1 milyon 750 bin TL fazlasını harcayarak yılı 14 milyon 375 bin 102 TL ile kapattı. Yıl sonunda harcanan tutar 694 milyon 229 bin 493 TL’ye ulaşmıştı. 3.5 milyarlık kara delik Son iki yılda yaklaşık 1 milyar 300 milyon TL’lik bir harcama yapılan örtülü ödenek kaleminde, AKP iktidarında yapılan harcamanın toplam tutarı ise dudak uçuklatıyor. Türkiye, AKP iktidarlarıyla 3 Kasım 2003’teBaşbakanlık örtülü öde Yasada örtülü ödeneğin, “Devletin milli güvenliği ve yüksek menfaatleri ile devlet itibarının gerekleri, kamusal amaçlar ve olağanüstü hizmetlerle için kullanılmak üzere Başbakanlık bütçesine konulduğu” belirtiliyor. Yasaya göre örtülü ödenek bu amaçlar dışında ve başbakanın ailesi ile kişisel harcamaları ya da siyasi partilerin propaganda çalışmalarında kullanılamıyor. Yasada “iz ödenek” ise, şöyle anlatılıyor: “Devlet ihtiyaçlarının gerektirdiği ölçüde aktarma yapılarak bütçeden bu yöntemle harcama yapılmaktadır. Bu nedenle başlangıçta tahmin edilen bütçe ile yılsonunda gerçekleşen bütçe karşılaştırması bu ödenek için söz konusu değildir.” Muhalefet geçen yıl Suriye’de başlayan iç savaşla birlikte örtülü ödenek oranının artmasına dikkat çekmişti. ‘Suriye’ iddiası 17 Aralık kapsamında TOKİ’ye verilen takipsizliğe itiraz edildi: Hasta hükümlüye tahliye Tüm kanıtlar incelensin MUSTAFA ÇAKIR n İstanbul Haber Servisi Beyninde tümör bulunan ve sol tarafı felç olan hükümlü Ramazan Özalp, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) “cezaevinde kalamayacağına” ilişkin raporu üzerine tahliye edildi. Kesinleşmiş müebbet hapis cezası nedeniyle 21 yıldır cezaevinde bulunan Özalp, Gaziantep’ten ATK raporu için İstanbul’daki Metris Cezaevi’ne sevk edilmişti. Gümrük binasına roket n HATAY (Cumhuriyet) Suriye’nin Kesap bölgesinde muhalifler ve ordu arasında şiddetli çatışmalar devam ederken, dün saat 14.30’da Hatay’ın Yayladağı ilçesinde sınır kapısındaki gümrük binasının çatısına Suriye tarafından ateşlenen roket düştü. Çatının hasar gördüğü olayda can kaybı yaşanmazken, olay yerine çok sayıda jandarma ekibi sevk edildi. Roket nedeniyle sınırdaki birliklerin misliyle karşılık verdiği belirtildi. Seçim geriliminde 8 gözaltı n AĞRI (Cumhuriyet) Ağrı’da 30 Mart seçimlerinde BDP’nin adayı Sırrı Sakık’ın 10 oy farkla seçimi kazanmasının ardından AKP’nin itirazı üzerine 5 Nisan’da oyların yeniden sayılmasına karar verilmiş bunun üzerine Doğubeyazıt ilçesinde olaylar çıkmıştı. İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ile İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, kamera ve fotoğraflardan olaylara karıştıkları tespit edilen kişilerin adreslerine eşzamanlı operasyon yaptı. Operasyonda gözaltına alınan 8 kişinin Emniyet’teki işlemleri sürüyor. 30 polis görevden alındı n KIRŞEHİR (Cumhuriyet) Türkiye’yi sarsan 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından Emniyet’te görevden almalar sürüyor. Kırşehir Emniyet Müdürlüğü’nde 1 şube müdürü, 1 Emniyet amiri ve 1 başkomiser ile 27 polis memuru, başka birimlere atandı. Kırşehir Emniyeti’nde, yaklaşık 1 ay önce 20 polisin daha görev yeri değiştirilmişti. 5 öğretmen saldırıya uğradı n DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır Yenişehir Şehitlik Teknik ve Endüstri Lisesi müdür yardımcısı ve 4 öğretmen, 8 mayısta araçlarıyla okuldan ayrıldıkları sırada veli olduğunu iddia eden bir kişi ve beraberindeki grubun taşlı, sopalı saldırısına uğradı. Eğitim Sen Diyarbakır Şubesi, okul önünde basın açıklaması yaparak eğitim emekçilerine yönelik saldırıyı kınadı. Eğitim Sen Diyarbakır Şubesi Eş Başkanı Dilek Adsan, öğretmenlerin itibarsızlaştırılarak ve şiddete maruz kaldığı sürece çağdaş, demokratik, özgürlükçü bir toplumun yaratılamayacağına dikkat çekti. ANKARA İs tanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, “17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu” kapsamında işadamları ile eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar’ın da arasında bulunduğu 60 kişi hakkında yürüttüğü soruşturmada “yeterli delil yok” gerekçesiyle verilen takipsizlik kararına itiraz edildi. Avukat Sedat Vural “TOKİ Dosyası” olarak da bilinen soruşturmada tüm kanıtların mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Vural, itiraz dilekçesini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sundu. Vural dilekçesinde, savcılık kararının yargısal denetime tabi olmasının anayasal ve yasal zorunluluk olduğunu bildirdi. Delillerin kamu davası açılmasında yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıklarının mahkeme kararıyla ortaya çıkacağına dikkat çeken Vural, topluma mal olmuş bu davayı, “usul hükümlerinin dar yorumuna dayanarak, işin esasının görüşülmesini yargıdan kaçırmanın” hak, adalet ve devlete güven ilkelerine aykırılık oluşturacağını belirtti. Vural, toplumsal vicdanda da yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının ciddi yara alacağını bildirdi. “Kamu aleyh ve zararına neden olan şüphelilerin isnat edilen suçları nedeniyle vergi veren, bu bağlamda kamu kaynağı olan vatandaş olarak mağdur ve zarar gören” olduğunu belirten Vural, aynı zamanda avukat olarak da hukuku ve kamu yararını savunmasının yasal sorumluluk olduğunu kaydetti. Vural, AİHM ve Anayasa Mahkemesi’nin, “Yürütülecek ceza soruşturmalarının etkinliğini sağlayan hususlardan biri de teoride olduğu gibi pratikte de hesap verilebilirliği sağlamak için, soruşturmanın ve sonuçlarının kamu denetimine açık olmasıdır” kararlarına da dikkat çekti.” Vural, itiraz dilekçesinde, “Savcılık makamının subjektif değerlendirmesi ile değil teknik incelemeyi de kapsayan tüm kanıtların mahkeme incelemesi ile ortaya konulması anayasal ve yasal zorunluluktur” dedi. Kocaoğlu, kapatılan il özel idaresi mallarının kentliden kaçırıldığını söyledi İzmir’den elinizi çekin İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yerel seçimlerin ardından kapatılan il özel idaresinin milyarlarca lira değerindeki gayrimenkullerinin, kentliden kaçırılmak istendiğini vurguladı. Herkesin bilmesi gereken bilgilerin büyükşehir belediyesinden saklandığını vurgulayan Kocaoğlu, “Bir el veya birkaç el, İzmir’in yerel servetini, özel idare mallarını büyükşehir belediyesine ve ilçe belediyelerine vermemek üzere koşullanmış vaziyette. Bunları diğer kurumlar arasında paylaşmak istiyorlar. Kim nereden bu kurguyu yapıyorsa, İzmir’den ve İzmirlilerden elini çeksin” dedi. 30 Mart seçimlerinin ardından İzmir İl Özel İdaresi’nin kapatılmasıyla, bu kuruma ait aralarında Bozdağ kayak ve Balçova termal tesisleriyle EfesSelçuk Havaalanı’nın da olduğu yaklaşık 3.5 milyar lira değerindeki gayrimenkullerin, hangi kuruma verileceği tartışması alevlenmişti. İl özel idaresinin mallarının dağıtımının bu boyutta sorun oluşturmasını bir türlü anlayamadıklarını belirten Kocaoğlu, konuyu yargıya taşıyacaklarını vurgulayıp, Kocaoğlu, “Bu bilgiyi saklamayı, toplantıyı karambole getirmeyi ve belediyeyi ‘oylama yapıyorum’ diyerek sonucu bilinen bir oylamayla taciz etmeyi, bu kentin insanına, değerlerine, gayrimenkullerine, sermayesine, servetine yapılan uygunsuz bir davranış olarak değerlendiriyorum. Kim nereden bu kurguyu yapıyorsa, İzmir’den ve İzmirlilerden elini çeksin” dedi. Günlerdir haber alınamıyor Polislere sendika yasağı getiren maddenin iptal istemini reddeden Anayasa Mahkemesi, gerekçesini açıkladı Siirt’te ‘terör’ operasyonu n SİİRT (Cumhuriyet) Bir ihbarı değerlendiren il jandarma komutanlığı ekipleri, merkeze bağlı Köprübaşı köyü, Kezer Köprüsü mevkisinde operasyon yaptı. Operasyonda, Siirt Üniversitesi’nin yakınındaki mobil termik santralinin bulunduğu bölgede 10 molotofkokteyli, 11 meşale, 3 havai fişek, 2.5 litre mazot, 2.5 litre benzin ve eldiven bulundu. Şüphelilerin yakalanması için çalışma başlatıldı. ‘Emniyet’te disiplin bozulur’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi, polislerin sendika kurmasını ve üyesi olmasını engelleyen yasa maddesinin iptal istemini reddetmesinin gerekçesini açıkladı. Yüksek Mahkeme, polislerin sendika kurmasının Emniyet’in “disiplin ve hiyerarşik düzenini etkileme potansiyeline sahip olduğunu” öne sürdü. Ankara 9. İş Mahkemesi, EmniyetSen hakkında açılan kapatma davasında polislerin sendika kuramayacağı ve üyesi olamayacağını düzenleyen yasa maddesinin iptali istemiyle dava açmıştı. Başvuruyu 29 Ocak’ta değerlendiren Anayasa Mahkemesi, Emniyet’teki sivil memurların sendika üyesi olamayacağına ilişkin düzenlemeyi iptal ederken polislere sendika yasağının iptal istemini reddetmişti. Yüksek mahkeme, kararının gerekçesini dünkü Resmi Gazete’de yayımladı. Sendikanın mutlak bir hak olmadığı savunulan kararda, özetle şöyle denildi: “Demokratik toplum düzeninin sürdürülmesindeki üstün kamusal yarar, sendikacılığın disiplini etkileme potansiyelini, disiplin esasına dayanan meslekler yönünden ihmal edilebilir olmaktan çıkarmakta ve bu mesleklerde sendikacılığın yasaklanmasına haklı bir temel oluşturabilmektedir. İç güvenlik, sıkı bir hiyerarşik disiplini gerektiren ve icabında şiddet kullanma yetkisi veren, kamu düzeninin tesisi bakımından hayati öneme sahip bir kamu hizmetidir. Bu hizmetin aksaması, kamu düzeni yönünden telafisi güç ve imkânsız zararların doğmasına yol açabilir. Toplumun huzur ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olan Emniyet hizmetleri sınıfı mensupları arasındaki hiyerarşi ve disiplinin aşınması, iç güvenlik hizmetlerinin aksamasına neden olabilecek temel etkenlerden biridir. Demokratik toplum düzeninin varlığını sürdürebilmesinin önkoşulu olan iç güvenlik hizmetlerinin aksamasından ve sağlıklı bir şekilde yerine getirilmesinin temini bakımından bu hizmetin asli unsuru olan Emniyet hizmetleri sınıfı mensuplarının sendika kurmasının yasaklanması, kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında başvurabileceği tedbirler arasındadır.” Üç üniversite öğrencisi kayıp SİVAS (DHA) Sivas Cumhuriyet Üniversitesi öğrencisi 21 yaşındaki Mehmet Çelik 11 gündür kayıp. Yakınları polise kayıp başvurusunda bulunurken yapılan incelemelerde Mehmet Çelik’in, aynı şekilde 1 Mayıs sonrası kaybolan üniversiteli Mizbah Çakmaz ile birlikte Diyarbakır’a giden bir trene bindiği saptandı. Kentte Birsen Binici isimli bir kız öğrencinin de kayıp olduğu ifade edildi. Telefonunun kapalı olması nedeniyle Mehmet Çelik’e ulaşamayan aile, birkaç gün sonra ev arkadaşları ile görüştü. Ev arkadaşlarına gezmek için Malatya’ya gittiğini söyleyen Çelik’in telefonunu eve bıraktığı öğrenildi. Ağabeyi Maşuk Çelik ise İstanbul’dan Sivas’a gelerek kardeşini aramaya başladı. Aramalarından hiçbir sonuç alamayan Maşuk Çelik daha sonra polise kayıp başvurusunda bulundu. Maşuk Çelik, “Polis, bizden başka kayıp başvurusunda bulunan iki aile olduğunu söyledi” diye konuştu. THY’yi şoke eden ölüm Dış Haberler Servisi Türk Hava Yolları (THY) adına ABD’de uçuş eğitimi gören aday pilot Sercan Karamustafaoğlu, odasında ölü bulundu. Önceki gün meydana gelen olayın ardından CAE Oxford Uçuş Okulu adli makamlara bilgi verdi. Yapılan incelemede, 27 yaşındaki Karamustafaoğlu’nun intihar ettiği ortaya çıktı. Karamustafaoğlu’nun cenazesinin işlemlerinin tamamlanmasının ardından THY uçağıyla İstanbul’a getirileceği öğrenildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle