06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 MAYIS 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Yargıtay sil baştan Meclis’e sunulan 5. yargı paketi ile Yargıtay’a yeni dizayn getirilecek. 387 üye, 38 dairenin görevi yeniden belirlenecek. Kritik davaların adresi ve hâkimleri değişecek ALİCAN ULUDAĞ Topal Ördek... Demokrasi kültürünün yerleşmediği ülkelerde yasaklı bir hukuk düzeni olur... Karizmatik lider önüne gelene kafa tutar, güç ve otoriteyi elinde tutmak için elinden gelen her şeyi yapar... Seçim meydanlarında mahkeme kurar, “İşte milyonlar burada, siz neredesiniz” diyerek kendi iktidarını aklar... Sandıktan yüzde 45 oyla çıkar, muhalefetin yüzde 43 oyunu sıfırlar... Bizim halkımız karizmatik lider aramıştır hep... Vurdu mu deviren, “astığım astık” diyen, alanları gümbür gümbür titreten, basın özgürlüğünü çiğneyip geçen, havuz medyasıyla halvet olan, kimi medya patronlarına fırça çekip ağlatan... Halkımız sever böyle liderleri... Hem karizmatik, hem baskıcı... Sıkıştığında medya özgürlüğünü savunan, savaş değil barış isteyen, yağmaya, talana karşı duran... Lider böyle olursa hukuk ne olur? HHH Yargı bağımsızlığı, adalette eşitlik, evrensel hukuk! Elbet Anayasa Mahkemesi, yargının üzerinde temyiz kurulu falan değildir. AYM suçun niteliğine, mahkeme kararlarına, kanıtlara bakmaz; müdahalede bulunamaz. Bunları AYM Başkanı birkaç kez anımsatmıştır zaten... Baktığı şudur: Yargılama sürecinde özgürlük ihlali var mı, savunmalar hukuka uygun olarak mı yapılıyor, uzun tutukluluk süreleri var mı... Bunlara bakar. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de aynen böyle çalışır... AYM Başkanı Haşim Kılıç ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun sözlerini hükümeti yönetenler “içlerine sindirmeyip” kendilerine karşı bir saldırı olarak görürlerse demokrasimizi geliştiremeyiz... HHH Türkiye kurtuluşu ve kuruluşu yaşadı... Topal ördeğe benzeyen demokrasiye böyle geçtik, 1950’de çoğulcu demokrasiye geçtik... Aradan geçen bu süreçte yakın tarihimizle neden ANKARA 17 Aralık operasyonu sonrasında özel yetkili mahkemeleri kaldıran, tüm dosyaları yeni mahkeme ve savcılıklara göndererek rahat bir nefes alan AKP iktidarı, bu kez gözünü yüksek yargıya dikti. Meclis’e 5. yargı paketini gönderen hükümet, düzenlemenin yasalaşmasıyla 45 gün içinde Yargıtay’daki tüm dairelerin baktığı işbölümlerini, üyelerini ve dosyalarını değiştirecek. Bu yolla Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk, KCK gibi davaların yanı sıra ileride sonuçlanacak Deniz Feneri ile 17 Aralık gibi yolsuzluk dosyalarına da yeni heyetler bakacak. Böylece iktidar için Yargıtay daha güvenlikli bir hale gelecek. Öte yandan hükümetin, HSYK seçimlerinden sonra Yargıtay’da 8 yeni daire kurup, 60’a yakın yeni üye ataması yapacağı öğrenildi. 2010 referandumu sonrası Yargıtay’da 160 yeni üyenin atanmasıyla hâkimiyeti cemaate kaptıran hükümetin Meclis’e önceki gün sunduğu yargı paketi, bu yapıyı kırmaya yönelik ilk hamle olarak değerlendirildi. Hırsızlık, uyuşturucu ve cinsel suçlara ağır ceza getiren pakette sürpriz olarak yer alan Yargıtay düzenlemesi Meclis’ten geçerse 45 günde Yargıtay’daki toplam 38 dairenin görevleri ve işbölümü yeniden düzenlenecek. Hangi dairenin ceza, hangisinin hukuk olacağını Yargıtay Büyük Genel Kurulu belirleyecek. Bu kapsamda gözler Balyoz davasındaki hapis cezalarını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nde olacak. Buna benzer önemli dairelere, tasarının yasalaşmasıyla farklı görevler verilebilecek. Bu dairelerin heyetleri ve başkanları, Yargıtay içinde yeniden görevlendirilebilecek. Bu yasa düzenlemesinin yürürlüğe girmesiyle birlikte 30 gün içinde Yargıtay Başkanlar Kurulu, iş durumunu dikkate alarak ceza ve hukuk dairelerinin sayısı ile bu daireler arasındaki işbölümüne ilişkin karar tasarısını hazırlayacak ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun onayına sunacak. Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun işbölümünün onaylanmasına ilişkin kararı Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe girmesinden itibaren 15 gün içinde Birinci Başkanlık Kurulu yeniden belirlenecek. Tasarıyla yeni oluşturulan Birinci Başkanlık Kurulu, dairelerin iş durumunu ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak Yargıtay’ın tüm üyelerinin hangi dairelerde görev yapacağını yeniden belirleyecek. Yönetim bir yıl sonra gidecek Tasarı ile Yargıtay’ın yönetimi de yakın zamanda değişecek. Yargıtay Başkanı Ali Alkan ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Erbil’in görev süresi Mayıs 2015’te doluyor. Tasarıyla kıdem şartının artırılmasıyla Yargıtay’da 2010’da seçilen ve cemaate yakın oldukları öne sürülen üyelerin yönetime gelmesi engellenecek. Başkanlık ve başsavcılık için daha kıdemli isimler seçilecek. Ali Alkan’ın gitmesiyle yeni tasarı uyarınca genel sekreterin de görevi sona erecek. Öte yandan hükümetin bu yargı paketinin içine Yargıtay’ın daire ve üye sayısını artıran düzenleme de koyduğu, ancak HSYK’nin mevcut yapısı nedeniyle bundan vazgeçildiği öğrenildi. İktidarın 8 daire ve yaklaşık 60 üye ataması yapmayı planladığı öğrenildi. Ekim ayında HSYK üyeliği seçimlerinden sonra bu planın hayata geçirileceği belirtildi. 4 eski bakanla ilgili iddialar için üye talebi Soruşturma komisyonu Fotoğraf: AA SDÜ izin vermedi ISPARTA (Cumhuriyet) Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Atatürkçü Düşünce Topluluğu, üniversitede Metin Feyzioğlu’nun katılımıyla bir konferans düzenlemek istedi ve SDÜ Lütfü Çakmakçı Kültür Merkezi’nin tahsis edilmesi için üniversite yönetimine başvurdu. SDÜ yönetimi “Personel yorgun dinlenmesi gerek” diyerek yer tahsis etmedi. Bunun üzerine Atatürkçü Düşünce Topluluğu, konferansın Isparta Kültür Sineması’nda yapılmasına karar verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanlığı, yolsuzluk yapmak ve rüşvet almak iddiasıyla eski dört bakan hakkında kurulan soruşturma komisyonu için siyasi parti gruplarından üye bildirmelerini talep etti. TBMM Başkanlığı, komisyon üyelerinin soruşturma önergelerine imza atmamış ve görüşünü açıklamamış olması gerektiğini bildirdi. Komisyonda birer üye ile temsil edilecek MHP ve HDP, milletvekillerinin isimlerini iletti. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna adı karışan eski AB Bakanı Egemen Bağış, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar hakkında kurulan soruşturma komisyonunda görev yapacak milletvekillerinin belirlenmesi için TBMM Başkanlığı siyasi partilere yazı gönderdi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in AKP, CHP, MHP ve HDP parti gruplarına gönderdiği yazıda toplam 15 üyeden oluşacak soruşturma komisyonu için aday milletvekillerinin isimlerinin bildirilmesi talep edildi. Yazıda, soruşturma komisyonunda AKP’ye 9, CHP’ye 4, MHP ve HDP’ye ise birer üye düşeceği anımsatıldı. Çiçek, parti gruplarına gönderdiği yazıda, Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası’na göre hâkimlerin davaya bakmasına veya karara katılmasına engel oluşturacak durumlarda bulunan, Meclis soruşturması önergesini veren ya da daha önce TBMM veya dışında bu konuyla ilgili görüşünü açıklayan milletvekillerinin üye olamayacağı ifade edildi. TBMM Başkanlığı’na bildirilecek aday üye milletvekilleri arasından her parti için ayrı ayrı olmak üzere Genel Kurul’da yapılacak ad çekme suretiyle 15 üye belirlenecek. Öte yandan MHP ve HDP, soruşturma komisyonu üyeliği için partileri adına milletvekillerinin isimlerini iletti. Komisyonda bir milletvekili ile temsil edilecek MHP, soruşturma komisyonu için Kütahya Milletvekili Alim Işık, Konya milletvekilleri Faruk Bal ile Mustafa Kalaycı’nın isimlerini bildirdi. HDP de soruşturma komisyonu için partisine düşen bir milletvekili için 3 ismi TBMM Başkanlığı’na bildirdi. HDP, soruşturma komisyonu için Mardin Milletvekili Erol Dora, Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan ve Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın isimlerini bildirdi. ‘Söylediklerim doğruysa hedef gösterilmeye razıyım’ HAKAN DİRİK İZMİR Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın salonu terk etmesine neden olan Danıştay konuşmasının ardından yandaş basın tarafından hedef gösterilmesine ilişkin “Eğer söylediklerim doğruysa, bin kere hedef gösterilmeye razıyım. Allah’a bir can borcumuz var, öderiz gider. Yılmayız. Çünkü biz Duatepe’de düşmana bakıp, ‘Biz bu milletin makus talihini burada yeneceğiz’ diyen ataların torunlarıyız. Allah son nefesimizde bize ‘kelimeyi şehadet’ etmeyi ve Atatürk’ün ışıklı yolunda yürümeyi nasip etsin” dedi. Ege Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu öğrencilerinin düzenlediği “Gençler Soruyor” etkinliğine katılan Feyzioğlu, konuşmasının “Türkiye’deki herkesi, hiçbir yurttaşı dışarıda bırakmayacak şekilde kapsadığı için” başbakanı öfkelendirdiğini söyledi. Merkeze insanı koyarak hareket ettiklerini, bu nedenle söyledikleri her şeyin “siyaset yapıyor” eleştirilerine maruz kaldığını dile getiren Feyzioğlu, “Eğer buna seviyesiz siyaset diyorlarsa, evet seviyesiz siyaset yapıyoruz ama biz buna insanlık, insan odaklı hukukçuluk diyoruz. Neymiş, TBB Başkanı Van’da konteynır kentte kalan 44 kiracının derdini dile getirmiş. Bunun yeri orası mıymış? Yeri neresi, pazar da mı konuşacağım ben bunu? O değiştirmeyi kafalarına koydukları anayasanın 2. maddesi Türkiye’nin sosyal hukuk devleti olduğunu söylüyor. Anlamaları gereken, insana dair her şeyin yargının sorunu olduğudur” dedi. Feyzioğlu, insan odaklı hukukçuluk yapmaya çalıştığını belirtti yüzleşemiyoruz... Çünkü demokrasimizin sadece seçim ayağını yaşadık. İki ayaklı değil bir buçuk ayaklı demokrasimizle bugünlere geldik. Oysa demokrasiler Tanrı’nın lütfu değildir, mücadeleyle kazanılır... Mustafa Kemal ve arkadaşlarına çok şey borçluyuz... Elbet demokrasi yoktu o günün koşulları içinde... Tek parti dönemini yaşadı dedelerimiz, babalarımız... Aydınlanma devrimini yaşadılar... Uzun uzun anlatmaya gerek yok! Mustafa Kemal 1938’de ağır hastaydı, Dersim katliamı yaşandı. 2014 yılında ne Dersim kıyımıyla yüzleştik, ne topal ördeğe benzeyen demokrasimizle, ne 1960’la, ne 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat darbeleriyle, Ergenekon, Balyoz, Odatv, KCK davalarıyla... 1940’lar, 50’liler, 90’lar... Kanlı 1 Mayıs’lar, faili meçhuller, Sivas, Başbağlar, Gazi, Uludere, Gaziantep, Reyhanlı... Yüzleşmedik, yüzleşmeye hiç niyetimiz yok! HHH Toplum karizmatik lideri de bağrına basıyor, yasaklı hukuk düzenini de... Öyle bir derdi yok! Öyle bir derdi olanların başına neler geliyor, yakın tarihimizin sayfalarını karıştırdığımızda görüyoruz... Karizmatik lider koştukça koşar... Bakın darbeci Sisi Mısır’da ne yapıyor, Müslüman Kardeşler’in başına neler geliyor? Toplum ikiye bölündü... Bakın Suriye’ye, Afganistan’a, Libya’ya, Pakistan’a, Kuzey Afrika ülkelerine... Hep yazıyorum “Demokrasi hayattır; bir torba mercimek, nohut, kömür değildir” diye ama bir türlü toplumun neredeyse yarısına inandıramıyorum... HHH Gazeteci Atilla Sertel’in “O Duvarın Ardında” (Kırmızı Kedi) kitabı çıktı... Sertel, Ergenekon davasına tanık bir gazetecidir. O karanlık, hüzünlü günlerin tanığı usta gazetecinin, “özgürlük çığlığını” içeren kitabını mutlaka okuyun. Genç meslektaşım Toygun Atilla’nın, emekli Oramiral Nusret Güner’in anılar denizinden derlediği “Sakıncalı Amiral”ini (Kırmızı Kedi) okumanızı öneririm... Türkiye’de zalimlerin ve mazlumların adının değiştiğini, ancak zulmün hep devam ettiğini kaydeden Feyzioğlu, “Şapkayı önümüze koyup düşünmeliyiz. Bizim de yanlışlarımız oldu. ‘Sen Kemalistsen ben değilim’ diyeceğimiz, sopayla kovalayacağımız adamlar yüzünden başörtülüler üniversitelerin kapısından alınmadı. Şimdi ise başı açıklara parmak sallanarak kapanmaları isteniyor. Mezhebimiz, dinimiz ayrı olabilir ama kolumuz aynı. İktidar partisine oy verenleri biat etmekle suçlayanlar, muhalefet partisine de gönül rahatlığıyla oy veremiyor. Cumhuriyetin 10 yılda yaptıklarının mirasını yiyen yedi, satan sattı. 10. Yıl Marşı’yla gurur duymaya devam edeceğiz ama 100. yıl marşımızı birlikte yazacağız” diye konuştu. HDP’den Erdoğan’ın Danıştay çıkışına tepki Tuncel: Tek kişilik tiyatro gösterisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Barolar Birliği (TTB) Başkanı Metin Feyzioğlu’nun konuşmasına müdahalesini “tek kişilik tiyatro gösterisi” diye niteleyerek “Bu, ciddi bir devlet krizinin yaşandığını, bunun aşılamaz olduğunu ve derinleştiğini gösteriyor” diye konuştu. Tuncel, Mısır’daki idamlara karşı olan parlamentonun İran’daki idamlara da karşı çıkması gerektiğini ifade etti. Kürt Dil Bayramı’nın kutlandığını ifade eden Tuncel, gençlerin yıllarca asimilasyona uğradığını belirterek “O gençlerden biri de benim. Bu kürsüden yeteri kadar Kürtçe konuşamıyorsam nedeni budur” dedi. Çözüm sürecinde AKP hükümetinin beklentileri hayata geçirmekten uzak olduğunu söyleyen Tuncel, 2 yıldır İmralı ile toplantıların yapıldığını ve bazı tartışmaların yürütüldüğünü ifade etti. AKP’nin sürecin devam ettiğine ilişkin kamuoyuna mesaj verirken, buna yönelik hiçbir somut adım atılmadığını kaydeden Tuncel, “Bir yandan çözüm süreci diyor, diğer yandan karakollar yapıyor. Yazla birlikte çatışma ortamı sunuluyor” dedi. Danıştay’ın kuruluş yıldönümünde Başbakan Erdoğan ile TTB Başkanı Feyzioğlu arasındaki tartışmaya da değinen Tuncel, Danıştay’ın HDP’ye davetiye göndermediğini belirtti. Feyzioğlu’nun konuşmasında Kürt sorununa ilişkin bir tek cümle kurmadığını kaydeden Tuncel, Başbakan’ın tepkisini “tek kişilik tiyatro gösterisi” olarak değerlendirdi. Erdoğan’ın her fırsatta kimin siyaset yapacağına ilişkin açıklamalar yaptığını belirten Tuncel, “Cüppesizleri, cüppesini çıkarıp gelenleri ne kadar dikkate alıyorsun? 10 bin siyasi tutsak 5 yıldır bu ülkede yargılanıyor” dedi. Başbakan’ın “Berkin Elvan’ın annesini bir kez daha ağlattığını” belirten Tuncel, “Bir çocuğu kahraman ilan ediyorsun, bir çocuğu terörist ilan ediyorsun. Başbakan’a çağrı yapıyoruz; bir kez daha kutuplaştırma yapmayın. Anneleri ağlatmayın” dedi. Türkiye’de çözüm sürecinin cumhurbaşkanının kim olacağı meselesinden çok daha önemli ve acil olduğunu kaydeden Tuncel, Erdoğan’ın yalnızca o koltuğa oturmayı önemli bulduğunu kaydetti. Davutoğlu AİHM’nin Kıbrıs kararının ‘Barış görüşmelerine darbe vurduğunu’ söyledi ‘Ödeme yapmayı düşünmüyoruz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye’nin 1974 Barış Harekâtı ile ilgili olarak 90 milyon Avro tutarında tazminat ödemesine hükmetmesini “zamanlanması açısından talihsiz” olarak nitelendirdi. “Ödeme yapmayı gerekli görmediklerini” belirten Davutoğlu, bugün ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile telefonla görüşeceğini açıkladı. Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile Liberya Dışişleri Bakanı Augustine Kpehe Ngafuan, Dışişleri’ndeki görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, AİHM’nin kararını değerlendiren Davutoğlu, söz konusu kararın hukuk açısından ve AİHM’nin yetkileri bağlamında ciddi çelişkileri bünyesinde barındırdığını söyledi. Söz konusu kararın kayıp şahıslarla ilgili olduğunu anımsatan Davutoğlu, kayıp 1492 kişiyle ilgili oluşturulan komitenin çalışmalarının sürdüğünü belirterek söz konusu kararın, daha önce ilan edilen ve karara mesnet teşkil eden birçok işin de kayıp şahıslar ilgili olmadığını ortaya çıkardığını ifade etti. “Yani kararın dayandığı zemin hâlâ netliği, berrak olmayan bir zemin” diyen Davutoğlu, şöyle devam etti: “Eğer (AİHM) bir karar verecekse kayıp şahısların tümüyle ilgili, kayıp olan KKTC Türkleriyle ilgili de bir karar verilmesi ve aynı kriterlerin onlara da uygulanması beklenir. Bu anlamda biz, kararı uygulanan yöntem ve devletler arası hukuk bağlamında Türkiye’nin tanımadığı bir devleti muhatap alması noktasında kesinlikle bağlayıcı da görmüyoruz, bu ödemeyi de bu anlamda yapmayı gerekli görmüyoruz” Davutoğlu, “Bu kararı zamanlama açısından iyi niyetli bulmuyoruz. Zamanlama bakımından talihsizdir. Kapsamlı barış görüşmelerine büyük darbe vurmuştur. Eğer adada kapsamlı çözüm isteniyorsa herkesin sorumluluklarının farkında olması lazım” tepkisini de gösterdi. Davutoğlu, Kıbrıs’ta bir çözüm bulunması için masaya “iyi niyet” ile gelinmesi gereğinin altını çizdiği açıklamaları sırasında bu bağlamda ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in gelecek hafta adaya yapacağı ziyareti “son derece önemli” olarak niteledi. AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu da, AİHM kararının “siyasi bir karar” olduğunu kaydetti. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, kararı “ileri bir karar” olarak nitelendirerek “Kıbrıs müzakerelerini etkilemez. Dışişleri Bakanımızın açıklamalarını referans olarak görüyorum” dedi. Türmen: Ödemezsek faiziyle iki katına çıkar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AİHM’nin Kıbrıs için tazminat kararına, “Ödemeyeceğiz” diye tepki gösterirken, eski AİHM yargıcı, CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, “Kararın eleştirilecek çok yanı var ancak bağlayıcıdır, ödemek zorundasınız. Ödenmezse faiziyle birlikte iki katını ödemek zorunda kalabilirsiniz” dedi. Türmen, “Bu karar 2001’de alınmıştı. ‘Tazminat talebini sonra ele alacağız’ demişlerdi. Verilen karar bu. 3 ay içinde ödenmesi gerek. Ödenmezse faiz binecek. ” görüşünü dile getirdi. Mahkeme MİT’in ‘kodlu’ dinlemesini haksız buldu İstanbul Haber Servisi İstanbul 9. İdare Mahkemesi, eski Taraf Gazetesi Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, Yazıişleri Müdürü Yasemin Çongar ve Markar Eseyan ile yazar Mehmet Baransu’nun 20082009 yılları arasında MİT İstanbul Bölge Başkanlığı tarafından “terörle mücadele” adı altında kod isimlerle dinlenmelerini haksız buldu. Mahkeme, MİT’in telefonları dinlenecek kişilerin kimliklerini, iletişim aracı türünü ve neden dinleneceğini mahkemeye bildirmediğini belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle