02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 MART 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Tahliye edilen Danıştay baskını tetikçisi, kesinleşmiş cezası olduğundan serbest bırakılmadı Arslan çıkamayacak CANAN COŞKUN Kırım’daki Yeni ‘Büyük Oyun’ “Kırım’ı kontrol eden, Karadeniz’i kontrol eder!” İşte bu kadar. Krizin ana fikri, tarihte defalarca sınanan bu cümlede yatıyor. Tarihin ağırlığı... hiçbir yerde üstelik Kırım’da olduğu denli somut hissedilmiyor. Daha önce de söyledim. Bir buçuk yıl önce, eski Ukrayna Büyükelçimiz Bilge Cankorel’in düzenlediği bir geziyle Kırım’a gittik ve yarımadanın taa doğu ucundaki Kerç Boğazı’na dek uzandık... Bir yanı Azak, diğer yanı Karadeniz’e açılan boğaza bakarken, Cankorel unutmuyorum; “Burada” demişti: “Kuşbakışı Osmanlı’nın Karadeniz stratejisine bakıyoruz!” Büyükelçinin bahsettiği strateji, en kestirmesinden, “Rusların sıcak denizlere inmesini önlemek” olarak okul kitaplarından bellediğimiz stratejiydi... Konuyla ilgili olarak yazılmış en ilginç kaynaklardan biri olan Neal Ascherson’un Karadeniz isimli ünlü yapıtında, “Kerç’te neredeyse kuşbakışı görülebilen bu strateji”, ayrıntılarıyla işte şöyle anlatılıyor: “Rusların açık denizlere açılmasında Türklerin engel oluşturduğu üç nokta vardı: İlki Don Nehri’nin denize ulaştığı coğrafyaya hükmetmek için Türkler tarafından yapılmış olan Azak Kalesi. İkincisi de Kerç Boğazı’na set çekmek amacıyla yaptırılmış olan Yeni Kale. Üçüncüsü, haliyle Akdeniz’e açılan Çanakkale ve İstanbul boğazları...” Halihazırda Ukrayna tarafında kalan Kırım’ın Kerç Boğazı’ndan, karşıda... Azak Denizi’nin beri yakasındaki Port Kavkaz Limanı’na bakarken, Büyükelçi Cankorel; o ilginç gezide; “Osmanlı’nın stratejisi, Rus donanmasını yukarıda Azak’ta tutup Kerç Boğazı’nı kapatmaktı. Rus ticari, askeri gemilerinin kontrollü olarak Karadeniz’e çıkışını temin etmekti” diyerek konuyu özetlemiş ve eklemişti: “1774’e dek bu strateji işlev gördü. Osmanlı buradan ayrılıp Kırım Hanlığı Rusya’ya tabi olunca tüm bunlar bitti ve olaylar birbirini takip etti”... Büyükelçinin özetle “Olaylar birbirini takip etti” dediği şey, Osmanlı’nın çöküşüydü! Koca Osmanlı, önce burada, karşımızda bakmakta olduğumuz boğazda çökmüştü! Evvela, Azak Denizi’nin kuzeyinde, Osmanlı’nın Rusya karşısında, Osmanlı’nın yaptırdığı ilk savunma hattı olan Azak Kalesi, Deli Petro döneminde 18. yüzyıla girerken kaybedilmişti. İkinci stratejik mevzi Kerç’teki Yeni Kale de, aynı yüzyılın sonunda, Çariçe II. Katerina zamanında Küçük Kaynarca’yla 1774’te düşmüştü. Satrancın taşları böyle tek tek ele geçirilince Ruslar, Karadeniz’in rakipsiz “hâkim gücü” haline gelmişti. Taa ki Çarlık Rusyası’nın yerini alan Sovyet İmparatorluğu 20. yüzyıl sonunda yıkılana dek... 90’lar başında Ukrayna’nın bağımsızlığını kazanmasıyla Kırım Ukrayna yanında kalınca; Ruslar, bu kaybı kabullenemediler. O günden beri Kırım’ın “Rus” olduğunu söylemekten vazgeçmiyor ve Ukrayna’nın egemenliğini kabul etmeye yanaşmıyorlar.“Son Çar” olarak görülen Putin’in öyle ki, “Ukrayna da devlet mi ki!” meyanında verdiği çok sayıda açıklama var... Asırlar boyunca “Büyük Oyun”un bitmediği Kırım’da, tekrar Rus askerlerini görmek, bu nedenle sürpriz değil. Asıl sürpriz, özellikle 2008 Gürcistan krizinden sonra, bu hamleye Putin’in adım adım nasıl hazırlandığını nicedir görmemiş olmamak. Ve Batı kampı adına tümüyle gafil avlanmak... Putin “Kırım”ı Rusya’nın “tarihi yaşam alanına” tekrardan katmaya öyle kararlı ki; taa yıllar öncesinden yöredeki altyapıyı bile bu bilinçle yeniden tanzim etmeye başlamış... “Büyük Oyun”un kuşbakışı neredeyse elle tutulabilir şekilde görülebildiği Kerç’le, kış olimpiyatlarının yeni yapıldığı Soçi’ye iki adım berideki Port Kavkaz Limanı arasında örneğin, “Rusya’nın iki kıyısını birleştirmek”propagandasıyla büyük bir köprü inşaatına başlamış. Feribotla yirmi dakikada geçilebilen bu tarihi boğazdan, bugün Kırım Yarımadası’na kamyon kamyon Rus askeri taşınıyor. TV’lerde arkası gelmeyen askeri konvoyları her gece izliyoruz... Plakaları sökülmüş biçimde Kırım’a geçen konvoyların, ulusal flama taşımayan Rus askerleriyle dolu olduğunu dünya âlem biliyor. “Rus yayılmacılığının tarihi odağı” sayıldığı için Ruslar tarafından “kahraman şehir”adı verilen Kerç ile; Kerç’le beraber Kırım’da aynı “kahraman kent” unvanını taşıyan diğer “genişlemecilik odağı” Sivastapol başta olmak üzere; Kırım’a inen bu “kamufle,uzaylı askerler”; her iki stratejik kentle birlikte yarımadanın diğer hayati mevzilerini Simferopol havaalanı; Kacha, Gvardeysky üslerini! işgal etmiş haldeler. Pazar günkü referandum, bu görülmemiş oldubitti ve bir o denli pervasızca verilen bu gözdağı atmosferinde yapılıyor. 16 Mart’taki “sözde referandum”u tanımayacağını şimdiden ilan eden ABD’nin mırın kırın itirazlarına rağmen, Putin; tarihin ve tüm ağırlığıyla bölgeye dönen jeopolitiğin ivmesiyle Karadeniz’i yeniden bir Rus gölüne çevirmek üzere. “Bu bana ders olsun!” diyen Temel misali... Soğuk Savaş sonunu “Tarih bitti!” tezahüratlarıyla karşılayan ABD’ye de Kırım işgali ders olur belki! Danıştay baskını tetikçisi Alparslan Arslan da dün tahliye edilen Ergenekon sanıkları arasında yer aldı. Tutukluluk süresini 5 yılla sınırlayan yasadan Alparslan Arslan’ın yararlanması vicdanları rahatsız ederken, sanık avukatları, Danıştay dosyası Ergenekon davasıyla birleştirilmemiş olsa Arslan’ın tahliye olamayacağının altını çizdiler. Adalet Bakanlığı, Arslan’ın Ergenekon’dan tahliyesine karar verilmesine karşın, Sincan Asliye Ceza Mahkemesi’nden kesinleşmiş 3 yıl 4 ay ve Silivri Adliyesi’nden başka bir cezası olmak üzere toplam 4 yıl 2 ay kesinleşmiş cezası nedeniyle cezaevinden çıkmayacağını açıkladı. Ergenekon davasıyla birleştirilen Danıştay’a silahlı baskın ve Cumhuriyet gazetesine 3 kez bomba atmaktan sanık Alparslan Arslan da tahliye edildi. 17 Mayıs 2006 tarihinde Danıştay binasını basan ve hâkim Mustafa Özbilgin’i öldür CUMHURİYET TAHLİYE KARARINA İTİRAZ EDECEK İstanbul Haber Servisi Cumhuriyet Gazetesi, Mayıs 2006 tarihinde gazetemize 3 el bombası atılmasının faili ve azmettiricisi ve Danıştay tetikçisi Alparslan Arslan’ın tahliyesi kararına itiraz edecek. Gazetemiz avukatları, Arslan hakkındaki tahliye kararının gerekçesini görüp değerlendirdikten sonra gerekçeli itiraz hakkının kullanılacağını ifade ettiler. Avukatlar şu açıklamayı yaptı: “Yasanın demokratik yorumunun sadece Arslan için ya da onunla ilgili olarak uygulanmasını, sadece ilkeli olmak ve yasanın demokratik yorumuna karşı çıkmamak adına izlemek, somut olayın özelliği nedeniyle uygun ve adil bir durum değildir. Bu nedenle, kamuoyunun kahir ekseriyetinin vicdanını kanatan bu tahliye kararına itiraz etmek zorunlu olmuştur. ” mek, Danıştay hâkimleri Mustafa Birden, Ayla Gönenç, Ayfer Özdemir ve Ahmet Çobanoğlu’nu yaralamak ve Cumhuriyet gazetesine bomba atmaktan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Alparslan Arslan da İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tahliye edildi. Mahkeme, Arslan’ın Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığına dik kat çekip, tutukluluk süresini 5 yılla sınırlayan yasal düzenlemeyi göz önüne alarak tahliye kararı verdi. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi, yurtdışına çıkış yasağı koyarak Arslan’ın haftada 3 gün ikametgâhına en yakın kolluk biriminde imza vermesine hükmetti. Arslan’a yurtdışına çıkış yasağı koyan mahkeme, pazartesi, çarşamba ve cuma SANIK AVUKATLAR: DAVA UZATILDI Zirve davası sanıklarına kelepçe SELAHATTİN GÖKATALAY ‘Yeniden katledildik’ Alparslan Arslan’ın katlettiği Danıştay üyesi Yücel Özbilgin’in oğlu Gökhan Özbilgin tahliye kararına isyan etti: Madalya taksınlar bir de ALİCAN ULUDAĞ günleri mesai saatleri içinde ikametgâhına en yakın kolluk kuvvetine imza atmasını kararlaştırdı. Ancak Adalet Bakanlığı dün akşam saatlerinde yaptığı açıklamada üç ayrı suçtan kesinleşmiş cezası olduğundan cezaevinden çıkamayacağı açıklandı. Danıştay saldırısına ilişkin dava 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüş ve 2008 yılında verilen hükümde Arslan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılmıştı. Ancak, Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını bozarak davanın Ergenekon davasıyla birleştirilmesi gerektiğine karar verdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 3 Ağustos 2009’da, Cumhuriyet gazetesinin bombalanması ve Danıştay baskını dosyasını 1. Ergenekon davasıyla birleştirdi. Sanık avukatları, birleştirmeyle Arslan’ın tahliye yolunun açılacağı uyarısında bulunarak “Bu durum Danıştay saldırısı faillerini kurtarma operasyonudur. Davaların birlikte görülmesi halinde kovuşturma doğal olarak yıllarca sürecek” demişti. Sürpriz, ABD’nin aymazlığında… MALATYA Zirve Yayınevi’nde Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel’i boğazlarını keserek öldüren 5 sanığın, tutukluluk sürelerini 5 yıla indiren yasayla tahliye edilmesine tepkiler dinmiyor. Mağdur avukatları, 19 Şubat 2010’da cumhuriyet savcısı tarafından mütalaa verildiğini, ancak davanın sanıklarından İlker Çınar’ın gizli tanık olmasıyla emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve eski Malatya İl Jandarma Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger’in de aralarında bulunduğu 12 sanık hakkında hazırlanan iddianamenin ve davanın Ergenekon davasıyla birleştirilmesi talebinin yargılama sürecini 4 yıl uzattığını vurguladılar. Malatya’da 18 Nisan 2007’de Zirve Yayınevi’nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel’i öldüren Emre Günaydın, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Abuzer Yıldırım tutukluluk sürelerini 5 yıla indiren yasa nedeniyle geçen cuma akşamı yurtdışı yasağı ve elektronik kelepçe takılmasına karar verilerek tahliye edilmişti. Adalet Bakanlığı dün sabah 5 kişiye elektronik kelepçe takıldığını açıkladı. Açıklamada, “Elektronik kelepçe uygulaması 4 kişiye uygulanmış ve GSM hattı çekmeyen bölgede yaşayan diğer kişi içinse sabit telefon hattı üzerinden uygulanmasına ilişkin teknik çalışma devam etmektedir” denildi. Elektronik kelepçe takılarak tahliye edilen sanıklardan Cuma Özdemir’in avukatı Soner Demirci, uygulamaya itiraz ettiklerini belirtti. aske ailesi üzgün Geske’nin ailesinin avukatı avukatı İbrahim Kalı, yaşanan süreçte gerek Suzanna Geske, gerekse çocuklarının olayın faillerinin tahliye olmaları nedeniyle oldukça üzüntü duyduklarını belirtti. Mustafa Özbilgin Gökhan Özbilgin Arslan, 17 Mayıs 2006 tarihinde Danıştay binasını basan ve hâkim Mustafa Özbilgin’i öldürmek, 4 Danıştay hâkimini yaralamak ve Cumhuriyet gazetesine bomba atmaktan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Alan’ın adalet arayışı ALİCAN ULUDAĞ BAKANLIK GÖRÜŞÜNÜ ANAYASA MAHKEMESİ’NE GÖNDERDİ G KCK’de 92 sanığa tahliye başvurusu DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Tutukluluk süresinin 5 yıla indirilmesi ile KCK davalarından tutuklu yargılanan Serdar Ziriğ, Necmettin Belier ve Bedirhan Osal tahliye edilirken yeni tahliyeler de bekleniyor. KCK ana davası avukatlarından Cihan Aydın,8 sanğın henüz ifadelerinin alınmadığını, 5 yıllık tutukluluk sürelerinin 14 Nisan’da dolacağını söyledi. Aydın, “Yapacağımız başvurularla bu arkadaşların da aralarında bulunduğu 43 kişinin 14 Nisan’da yasal zorunluluktan tahliye edilmeleri gerekiyor” dedi. KCK ana davasından yargılanan 92 kişinin avukatları, nöbetçi ağır ceza mahkemesine tahliye başvurusu yaptı. ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Alelacele hallettiler. Burada bir katakulli olduğu çok açık” dediği Balyoz davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan MHP Milletvekili Engin Alan, Adalet Bakanlığı’na başvurarak yeniden yargılama için Yargıtay’a kanun yararına bozma isteminde bulunulmasını istedi. Diğer yandan Adalet Bakanlığı, Alan’ın bireysel başvurusuna ilişkin görüşünü Anayasa Mahkemesi’ne dün gönderdi. Alan, avukatı aracılığıyla Anayasa Mahkemesi’ne üç ayrı başvuruda bulundu. Aradan üç ay geçmesine kar şın dosyada bir gelişme yaşanmamıştı. Cumhuriyet’in aldığı bilgiye göre, Anayasa Mahkemesi, Alan’ın başvurusuyla ilgili Adalet Bakanlığı’ndan görüş talep etti. Bakanlık dün gönderdiği görüşünde sadece bu konuda ulusal ve uluslararası mevzuat anımsatılarak takdirin mahkemeye bırakıldığı öğrenildi. Öte yandan Alan’ın avukatı Yakup Akyüz, kumpas tartışması ile TÜBİTAK’ın 5 No’lu harddiskin sahteliği konusunda hazırladığı rapor üzerine Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Dilekçede, bakanlığın Balyoz dosyasının bozularak yeniden yargılama için Yargıtay’a götürülmesi istendi. Avukat Akyüz konuya ilişkin, “Artık sözün bittiği yerdeyiz. Başbakan’ın bile ‘katakulli var’ dediği bu davada Adalet Bakanı’nın yeniden yargılama için adım atması gerekiyor” dedi. Avrupa Birliği Parlamentosu’ndan üç kişilik bir heyetin geçen hafta Ankara’ya gelerek Alan ile tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevi’nde görüştüğü ifade edildi. Parlamenterlerin ayrıca görüştüğü avukat Akyüz’e Alan’ın durumunun Avrupa’ya taşınacağı söylendi. ANKARA Danıştay saldırısını gerçekleştirmekten Ergenekon davasında iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Alparslan Arslan’ın 5 yıl tutuklu kaldığı gerekçesiyle serbest bırakılması katliamda hayatını kaybeden üye Mustafa Yücel Özbilgin’in oğlu Gökhan Özbilgin’i isyan ettirdi. Özbilgin, “Katilin hakları varsa, mağdurun hakları yok mu? İnsan haklarıysa ben de babamı istiyorum. Bana babamı geri verin” dedi. Türban kararını gerekçe gösterip Danıştay’ı 17 Mayıs 2006’da basarak toplantı halindeki 2. Daire üyelerine kurşun yağdıran, Özbilgin’in ölümüne, 4 üyenin yaralanmasına neden olan avukat Alparslan Aslan’ın İstanbul’daki mahkeme tarafından tahliye edilmesi Özbilgin ailesinde tepkiye neden oldu. Özbilgi’in avukat oğlu Gökhan Özbilgin, şunları söyledi: “Bu adam sizin gazetenize bomba attı. Arkasında tüm dünyanın gözleri önünde Danıştay’ı bastı. İki kez ağırlaştırılmış müebbet, 90 yıl da hapis cezası aldı. Burada birden çok suç işlendi. Şimdi bu adamın tahliyesinin hukukçasını, vicdani kısmını kimse anlatamaz. Şimdi madalya taksınlar, öyle karşılasınlar. Kimse uzun tutukluluk, insan hakkı demesin. O zaman ben de babamı istiyorum. Bana babamı geri verin. Katilin hakları varsa o zaman mağdurun hakları nerede? İnsan hakları varsa, saldırgan dışarıdaysa mağdurun hakkı olmayacak mı? Yasalar hep katillerden yanı mı uygulanacak? Ankara’da ceza aldı mı bu? Aldı. İstanbul’da aldı mı? Aldı. Bugün de tahliye oldu mu? Oldu. Şimdi bıraksınlar getirsinler göreyim. İki gün sonra bulabilirler mi? Yarın bir kez daha suç işlerse ne olacak? Bu kararla bir kez daha katledildi.” İşgalin altyapısı çoktan hazır AP’den Alan’a ilgi BAŞBUĞ’U ZİYARET EDEN CHP’Lİ ORAN: Erdoğan ve Yargıtay acil görevini yapsın İstanbul Haber servisi CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Başbakan’ın “Balyoz davasını alelacele hallettiler. Ergenekon’da halen gerekçeli karar hazırlanmadı. Burada bir katakulli olduğu çok açık” sözlerini anımsatarak Erdoğan ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nı acil olarak göreve çağırdı. Oran “Başbakan, bildiklerini çıkıp açıklamak zorunda. Artık hukuki ve siyasi mağduriyetleri gidermeleri gerekiyor” dedi. Fenerbahçe Orduevi’nde dün Başbuğ’u ziyaret eden Oran çıkışta gazetecilerin soruları üzerine, “İçeride tutuklu olan birçok masum insan var. Onlar için de aynı kararların çıkmasını bekliyoruz” dedi. Oran, şöyle devam etti: “Vicdanlarımız kanıyor. Zirve davasında emekli Orgeneral Hurşit Tolon orada bir gizli tanığın ifadelerinden dolayı şu anda yargılanıyor ve ne acıdır ki, utanç vericidir ki bu davada suçunu itiraf eden 5 kişi salıveriliyor. Türkiye bu ayıptan kurtulmalı.” 5 aylık bebeğini bırakacak İstanbul’daki ‘Askeri Casusluk’ davasında cezaları Yargıtay’ca onaylanan 42 askere cezaevi yolu göründü İstanbul Haber Servisi İstanbul’daki “Askeri Casusluk” davasında cezaları onaylanan 42 asker, cezaevine girebilir. Muvazzaf ve emekli askerler ile TÜBİTAK görevlilerinin yargılandığı 55 sanıklı “İstanbul Askeri Casusluk” davasında cezaları Yargıtay’da onanan ve hakkında yakalama kararı çıkarılan askerler arasında 9 yıl 2 aylık hapis cezası alan 5 aylık bebek annesi Yüzbaşı Yekdane Ebru Ercüment de bulunuyor. Yüzbaşı Ercüment, daha önce şüpheli olduğunu öğrenince bebeğini düşürmüştü. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul Askeri Casusluk davasını 2 Ağustos 2012 tarihinde karara bağladı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 7 Aralık 2013’te kararları onadı. Avukatların yeniden yargılama istemleri reddedildi. Haklarında yakala ma kararı çıkarılanlardan Astsubay Adnan Yılmaz, Deniz Mühendis Albay Necmi Yıldırım, emekli Deniz Piyade Kurmay Albay Bahri Toper tutuklandı. Yarbay Kubilay Şükrü Özdemir, TÜBİTAK yöneticilerinden Merdan Metin ve Deniz Üsteğmen Erol Tuna’ya ise savcılığa bu hafta gitmeleri için davetiye çıkartıldı. İzmir’deki ‘Casusluk’ ağır cezaya OZAN YAYMAN Sessiz Çığlık Gülen’in kapısında! İZMİR Kamuoyuna “askeri casusluk” olarak yansıtılan gizli bilgi ve belge bulundurma davası, özel yetkili mahkemelerle ilgili yasa değişikliğinin ardından İzmir TMK 10. maddesiyle görevli 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nden alındı. İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edilecek davanın duruşması 7 Nisan’a ertelendi. İzmir’deki davada, 10’u muvazzaf asker olmak üzere 15’i tutuklu toplam 357 sanık yargılanıyor. Adli Yargı Komisyonu Başkanlığı, dün 5. Ağır Ceza Mahkemesi heyetiyle yaptığı toplantıda, davanın “2013/9” olan dosya numarasını “2014/100” olarak belirledi. Haber Merkezi ABD’de yaşayan Türk yurttaşlar, Pensilvanya’da yaşayan Fethullah Gülen’in çiftliğinin önünde gerçekleştirdikleri Sessiz Çığlık eylemlerine devam ediyor. Sessiz Çığlık eylemini, Gülen’in Pensilvanya’daki çiftliğinin önüne taşıyan grup, “Vatanseverler çıkacak, hainler yargılanacak”, “Bastır Türkiye, gidiyorlar”, “Hesaplarınız mahşere kalmayacak” pankartları açtı. Eylemde temsili Tayyip Erdoğan ve Gülen kuklalarını çiftliğin önüne bırakan protestocular, Gülen’in temsili kuklasının eline de, üzerinde dolarların resmi bulunan bir bavul ve tek yön uçak bileti bıraktılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle