02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 MART 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 kanlı cinayete karıştırılmak istendi. Danıştay saldırısı Ergenekon’daydı, Malatya da eklenebilirdi. Aynı torbaya doldur bakalım doldur, derken katiller bugün dışarıda. Tolon Paşa o davadan da MİT’i kullanıyorlar MAHMUT LICALI Başbakan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen telefon kaydında MİT’ten haber yapılması için malzeme adı altında bilgi talep ediliyor Günah Devletinde Neler Olur? Türkiye’de 17 Aralık 2013’ten bugüne değin yaşananlar demokratik bir hukuk devletinde olabilir mi? Nasıl bir devlet bunun adı? Günah, yolsuzluk, rüşvet, faili belli ama meçhul kalmış cinayetler, katliamlar, asit kuyularına atılan cansız bedenler! Hepsini özetlersem, adını şöyle koyarım bu devletin: “Günah devleti!” Yasal ve yasadışı olarak yüz binlerce, belki de milyonlarca telefon dinlenmiş... İnsanlar teknik izlemeye alınmış, özel yaşamları didik didik edilmiş... 12 yıl birlikte yürünmüş yollarda, birlikte ıslanılmış... Yargı ve polis! Oralarda örgütlenilmiş! 12 yıldır iktidarda olan AKP sorumlu değil mi bunlardan! İşin ucu kendilerine dokununca kıyamet kopmuş! Kumpas, paralel yapı, çete, haşhaşiler varmış devletin içinde... Haydaaa! Benim şaşkınlığım bu yüzden! Hrant Dink cinayeti, polis ve yargı... Peki Emniyet İstihbarat’ın başında olan o kişi kimmiş, neyin nesiymiş! Başbakanlık, hükümet, Meclis, MİT... Başbakan koltuğunda... Gazeteciler gördü, koskoca devlet göremedi mi? Geçmiş yıllarda Uğur Mumcu cinayetini göremeyenler, kanlı 1 Mayıs katliamlarını, Çorum’u, Kahramanmaraş’ı, Sivas’ı, Gazi’yi görmezden gelenler yine “günah devleti”nin sırça köşklerinde oturuyorlardı. Bugün de değişen bir şey yok! HHH Bir dönem sıkıyönetim mahkemeleri, DGM vardı, onun yerini özel yetkili mahkemeler aldı... Ergenekon savcılarına “efsane”, polise “kahraman” madalyası verildi. İşler tıkır tıkır yürüyordu... Ne istedilerse verdiler... Verdikçe istediler! Niye verdin, vermeseydin! Şimdilerde her gün yeni ses kayıtları, dinlemeler internete, Twitter’a düşüyor. Çoğu tanıdığım gazeteci, çok sayıda kullanıcı gece yarılarına dek internetin başında: “Acaba ne düşecek bakalım bu gece!” Bu arada Malatya Zirve Yayınevi katliamı sanıkları yasadan yararlanıp salıverildi... 7 yıldır bitmedi Malatya katliamının yargılaması. Ergenekon’a bağlanacaktı, olmadı. Hurşit Tolon Paşa bu ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen telefon kaydında MİT’ten haber yapılması için “malzeme” adı altında bilgi talep edilmesi, MİT’in istihbarat toplama görevini iktidarın talebi doğrultusunda yaptığını gösterdi. Bilişim uzmanı CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, kamuoyuna yansıyan konuşmada MİT’in iktidarın güdümünde hareket ettiğini bir kez daha gösterdiğini ifade etti. Meclis’te geçen yıl yasadışı dinlemelerin engellenmesi amacıyla bütün partilerin desteğiyle kurulan TBMM Böcek Araştırma Komisyonu’nun MİT’e yaptığı ziyareti anımsatan Aksünger, yetkililerin kendilerine MİT’in illegal dinleme yapmaya ihtiyaç duymadığını, yargının zaten MİT’in talep ettiği her dinlemeye izin verdiğini söylediğini kaydetti. Aksünger, MİT’in Erdoğan ailesinin özel şirketi gibi kullanıldığını belirterek “Düşen ses kayıtları bunu teyit ediyor. MİT’in üzerinde ailece etkileri var. MİT’e çok ih SERVİS İDDİASI Sosyal medya üzerinden önceki gün yayımlanan bir başka tapede Fatih Saraç’ın, TMSF’ye devredilen Digiturk’ü almak için işadamı Abdullah Tivnikli ile yarıştığı ortaya çıkmıştı. Saraç’ın, alımdan vazgeçirmek için hakkında haber yapmakla tehdit ettiği Tivnikli, konuyu Başbakan’a aktarmıştı. Tivnikli’nin, Erdoğan aracılığıyla Saraç aleyhine dava açabilmek için tehdit içerikli görüşmenin kaydını MİT’ten aldığı ileri sürülmüştü. tiyaç duydukları görülüyor. Ailece MİT’i kullanıyorlar. MİT’ten giden dinleme talepleri de yargı tarafından sorgusuz kabul ediliyor” diye konuştu. Aksünger, Böcek Komisyonu’nun geçen yıl MİT’e yaptığı ziyarette Türkiye’de yasadışı dinleme yapan bir örgüt olup olmadığı sorusuna “Böyle bir örgüt yok” yanıtının verildiğini ifade etti. İktidarın 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından böyle bir yapılanmayı gündeme getirdiğini ifade eden Aksünger, MİT’in ahlaka ve yasalara aykırı olarak Erdoğan’ın emrinde iktidar lehine görev yaptığını ifade etti. CHP’li Aksünger, “Görünen o ki insanların özel hayatlarını yeri gelince deşifre etmek için MİT tarafından bir arviş yapılıyor. MİT’in muhalefet yapacak, onların aleyhine olabilecek her şeyi arşivlediğini düşünüyorum. Bu emirler MİT’e verilmiş. Bu da şimdi ortaya çıkıyor” dedi. Maaşlı memurken denizcilik sektörüne atıldı, şimdi 6 gemisi var ‘Gemicik’ten gemi filosuna! FIRAT KOZOK ANKARA Hükümetle cemaat arasında kavganın ardından ortaya çıkan ses kayıtlarıyla gündeme gelen Başbakan Tayyip Erdoğan’ın büyük oğlu Burak Erdoğan’ın denizcilikteki yükselişi dudak uçuklatıyor. Başbakan Erdoğan, AKP Genel Başkanı olarak kendi el yazısıyla verdiği 10 Eylül 2001 tarihli mal bildirimine göre oğlu Burak Erdoğan’a 220 bin dolar, 55 bin mark borçluydu. Burak Erdoğan’ın genç yaşında sahibi olduğu paranın kaynağı ise düğününde takılan 29 kilo 139 gram altındı. Bu altınlar 23 Temmuz 2001’de Asgold Kuyumculuk tarafından paraya çevrilmişti. Satılan altınlar karşılığında Burak Erdoğan’a 262 bin TL verilmişti. Büyük oğul Ahmet Burak Erdoğan, Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlık koltuğuna otururken kurduğu, Yenidoğan Gıda Pazarlama ve Ticaret AŞ’de 2005 rakamlarıyla “500 milyon lira (500 TL) dolayında maaşla çalışan” bir personeldi. UĞURLU SAFRAN 1 Burak Erdoğan’ın Safran 1 gemisinin işleri iyi gidince daha sonra, Sakarya ismini verdiği Eternal Confidence isimli gemiyi filosuna kattı. Erdoğan, 170 metre uzunluğunda, 23 metre genişliğindeki 19 bin 953 GRT’luk kuru yük gemisi için 10 milyon 500 bin dolar ödedi. Burak Erdoğan, 12 Mart 2012 tarihinde sermaye artışına giderek ortağı Mert Mecit Çetinkaya’nın elindeki hisseleri aldı ve şirketin yüzde 99 hissesine sahip oldu. Burak Erdoğan’ın şirketi daha sonra sırasıyla G. İnebolu, Cihan ve Bosna isimli gemileri filoya kattı. Kamuoyuna yansıyan son kasetle gündeme gelen Pretty ise Erdoğan’ın son gemisi. Tek başına 91 bin 971 ton yük taşıyabilen, 15 milyon dolarlık gemi için Albaraka Türk’ün düşük faizli kredi kullandırdığı, kamuoyuna yansıyan son telefon konuşmalarıyla ortaya çıktı. MB Denizcilik, kuruluşundan 18 gün sonra 6 Şubat 2007 tarihinde Hasan Doğan’ın sahibi olduğu Gürgem Denizcilik’ten Safran 1 adlı yük gemisini satın aldı. Bütün uzunluğu 95.54 metre olan 4 bin 300 tonluk gemiyi satın alırken 500 bin doları peşin veren Ahmet Burak Erdoğan, geri kalan 1 milyon 850 bin doları ise 36 aylık taksitle ödedi. Komisyoncu bulamazsın Burak Erdoğan denizcilikteki ilk girişimini babası Tayyip Erdoğan’ın Ülker’deki hisselerini satmasının ardından akrabalarıyla birlikte yaptı. Burak Erdoğan, amcası Mustafa Erdoğan ve halasının eşi Ziya İlgen ile birlikte 10 Nisan 2006’da Turkuaz Denizcilik adlı şirketi sa tın aldı, şirketin ismini de Bumerz Denizcilik olarak değiştirdi. Burak Erdoğan, daha sonra amcası ve halasının eşinden ayrı olarak 19 Ocak 2007’de MB Denizcilik Taşımacılık Limited Şirketi’ni kurdu. Erdoğan’ın o dönemki ortağı ise Mecit Mert Çetinkaya oldu. Erdoğan, oğlu Burak’ın aldığı gemiyle ilgili eleştiriler üzerine “Benim ailemde komisyoncu bulamazsınız” demişti. Erdoğan, şöyle konuşmuştu: “Benim oğlumun bir başka ortağıyla beraber iki ortaklı bir şirketleri var, doğrudur. Aldıkları gemi 1617 yıllık ufak kosterdir, fiyatı da belli. 2.5 milyon dolar civarında. 500 bin dolar peşinatla ve banka kredisiyle kısmen kendi sermayelerini ortaya koyarak aldıkları bir gemidir. Bu gemiyi bundan sonra zaten gemi kendi kazancıyla bunun taksitini ödeyecek noktadadır. ” tutuklu... El Kaide yöntemiyle Zirve’de insanların boğazını kör bıçakla kesenlerin davası 7 yılda bitmedi. Balyoz bitti, Yargıtay onadı... Lamı cimi yok! Bunca adaletsizlik ancak “günah devleti”nde olur. Silivri sanıkları bekliyor... Tuncay nihayet özgür... Yalçın Küçük ve pek çok suçsuz sivilasker özgürlüğüne kavuşacak... Bu devlet ne yazık ki böyledir... Bir dönem Fethullah Gülen’i ziyaret etmek için cemaate “Beni Pensilvanya’ya götürün” diyenler, okullarını öve öve bitiremeyen gazeteciler, siyasetçiler şimdilerde Başbakan’ı omuzlarında taşıyorlar. Gazeteciler, bir gazeteden başka bir gazeteye yüklü ücretlerle giderken cemaati aracı olarak kullanıyordu... Başbakan Erdoğan 1994 yılında Erbakan’ın partisinden İstanbul’a aday olduğunda Gülen’in hayır duasını almıştı. HHH Bu devlet acımasız ve ceberuttur... Bildim bileli hep böyledir! Yakın tarihimizin kanlı sayfalarında yazılıdır bunlar... Adalette eşitliği savunurum hep! Hukukun üstünlüğünü! Bilirim içerde yatmanın ne olduğunu... Uzun ya da kısa tutukluluk sürelerini... Bir dönem İlker Başbuğ’a saldıranlar, şimdilerde eski Genelkurmay Başkanı’na alkış tutuyorlar! Benim hayretle izlediğim bu ikiyüzlülük! HHH Bırakın Türkiye gerçekten laik, demokratik bir hukuk devleti olsun... Kimse yıllarca haksız yere zindanda tutulmasın! Suçluyla suçsuz aynı torbada yargılanmasın! Adalet olsun! Demokrasi! Özgürlük! Barış! Ali İsmail öldürülürken devletin polisi, savcısı neredeydi? Ali İsmail davası niçin Kayseri’ye alındı? 90’lı yıllarda da Gazi davası Trabzon’a, Metin Göktepe davası Afyon’a alınmıştı. HHH Her yıl görev yerlerine derme çatma minibüslerle gönderilen kaç polis trafik kazasında can veriyor?.. Kaç asker teröristlerce öldürülüyordu daha düne dek BitlisMuş karayolunda? Hele bir düşünün, vicdanınızın sesini dinleyin! TIMES: erdoğan seçimi kaybetse iyi olur Dış Haberler Servisi İngiliz gazetesi Times hem başyazısında hem de dünya haberleri sayfalarında verdiği haberde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümeti hakkındaki yolsuzluk iddialarını ele aldı. Gazetenin İstanbul muhabiri Alex Christie Miller, İstanbul Büyükçekmece’de düzenlenen AKP mitinginin de anlatıldığı haberinde miting alanına yakın bir manavdaki müşterinin Erdoğan için eliyle asılma işareti yaptığını, “o bir vatan haini ve asılacak” dediğini yazdı. “Yerel seçimlerin sadakat olduğu kadar nefret de uyandıran bir lider hakkında kutuplaştırıcı bir referanduma dönüştüğünü” kaydeden Miller, beklenenden düşük oy almasının Erdoğan’ın başbakanlığı için “sonun başlangıcı” olabileceği yorumuna yer verildi. Times’ın “İktidar yozlaştırır” başlıklı başyazısında ise 10 yıldan uzun bir süredir ilk kez Erdoğan’ın bir seçimi kaybetmeye yakın olabileceği söylenirken bunun Türkiye ve komşuları için iyi bir şey olacağı özellikle vurgulandı. Gezi olaylarının ve telefon konuşmalarının anımsatıldığı yorumda, Emniyet’teki görev değişikliklerine de dikkat çekildi. Erdoğan için “İstanbul’u kaybetmek yararlı bir tokat olur” benzetmesi yapıldı. 2011 YILI raporlarI Meclis’e sunulmadı, 2012’ye ait olanlar ise eksik Raporlar ortada yok MUSTAFA ÇAKIR iddiaya göre erdoğan şahenk’ten istedi ‘Alo Yiğit’i NTV’ye çıkarın’ Haber Merkezi Hükümet ile cemaat arasında başlayan savaşın ardından gündem belirleyen ses kayıtlarına bir yenisi eklendi. Son ses kaydında Başbakan Recep Tayyip Eroğan’ın 17 Aralık operasyonunun ardından danışmanı Yiğit Bulut’u NTV’ye çıkarmak için Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk’ten torpil istediği öne sürüldü. ‘Halkbank iddialarını yanıtlasın’: Sosyal medya hesabı ‘Başçalan’dan yayımlanan son ses kaydında 2 konuşmaya yer veriliyor. Başbakan Erdoğan ile Başdanışmanı Yalçın Akdoğan arasında geçtiği öne sürülen konuşmada, Erdoğan’a ait olduğu öne sürülen ses 17 Aralık operasyonunun ardından Halk Bankası’yla ilgili iddiaları yanıtlamak için Yiğit Bulut’un NTV televizyonunda bir programa çıkarılmasını istiyor. Akdoğan’a ait olduğu öne sürülen ses ise bu konuda görüşmeler yaptığını ancak NTV yöneticilerinin Yiğit Bulut’u yayına çıkarmak istemediğini anlatıyor. Şahenk ‘Organize edeceğiz’ diyor: Başbakan Erdoğan ve Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk arasında geçtiği öne sürülen diğer ses kaydında ise Başbakan Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen ses, Yiğit Bulut’un NTV’de bir programa çıkarılmasını istediklerini ancak kanal yöneticilerinin “İşte biz burda çok baskı altındayız, hakaret alıyoruz” gibi gerekçelerle durumu savuşturduklarını anlatıyor. Kayıtta,17 Aralık operasyonunu “Gezi olaylarının başka bir versiyonu” olarak nitelendiren Erdoğan’a ait olduğu öne sürülen sesin kanal yönetiminden olumlu bir dönüş almadıklarını söylemesi üzerine Şahenk’e ait olduğu iddia edilen ses “Konuyu Yalçın’la organize edeceğiz” yanıtını veriyor. Yapılan bu görüşmelerin ardından Yiğit Bulut 21 Aralık 2013 günü NTV’de yayımlanan bir programa davet ediliyor. ANKARA Hükümet ile muhalefet arasında gerili2011 raporları Meclis’e gelmedi anAyrıca Meclis’e sunulan raporların kısa me neden olan Sayıştay racak tartışmalar devam ederken Sayışolması, “sansür” tartışmalarını da beraporları, dinleme iddialarıytay 2012 raporlarını TBMM’ye gönderberinde getirdi. Sayıştay, yasa değişikla yeniden gündeme geldi. di. Ancak bu kez de mali rapor, tablo ile likleri nedeniyle raporların bu şekilde bilgibelge verilmediği için Başbakanhazırlandığını savundu. Çözüm için koGörüşmelerde geçtiği iddia lıkbakanlıklar dahil birçok kurumun demisyon kuruldu. Bu arada Nisan 2013’te edilen diyaloglar, AKP’nin netlenemediği ortaya çıktı. DenetleyeSayıştay’ın Denetim Yönetmeliği değişSayıştay Yasası’nda yaptığı bildiklerinde çok sayıda usulsüzlük betirildi. Buna göre, denetim raporlarının değişiklikleri de tartışmaya lirleyen Sayıştay, tablo ve verilerin kenilgili kamu idaresi ve TBMM’ye göndeaçtı. Denetimin sınırlandıdisine ulaştırılmaması nedeniyle Malirilmeden önce Sayıştay’da oluşturularılması nedeniyle 2011 yıye Bakanlığı’nı suçladı. Maliye ise bu cak komisyonlarda incelenmesi, gereverilerin ellerinde olmadığı savunusukirse düzeltilmesi öngörüldü. Sayıştay, lına ait 132 Sayıştay raponu getirdi. Konu, TBMM’de gerek Plan TBMM’ye giden raporların yasal düzenru TBMM’ye sunulamave Bütçe Komisyonu, gerekse de Genel lemelere ve uluslararası denetim standı. Mahkemenin iptal kaKurul’da sert tartışmalara neden oldu. dartlarına uygun olduğunu savundu. rarına karşın raporlar hâlâ Meclis’e gelmedi. Hükümet, Temmuz 2012’de Sa mez” hükmü getirildi. Sayıştay, bu yıştay Yasası’nı değiştirdi. Değişik değişikliği gerekçe göstererek 2011 likle, kamu idarelerinin gelir, gider yılına ait 132 raporu Meclis’e gönSayıştay Denetçileri Derneği (SAYve malları ile bunlara ilişkin mali dermedi. Sayıştay, yasa değişikliği DER) internette paylaşılan ses kaydıyla nitelikteki hesap ve işlemleri dışın ne ilişkin yönetmeliklerin de çıka ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, “Sada kalan diğer işlem ve faaliyetler rılmadığını belirtti. Hükümetin Sa yıştay denetimini kendi zihin yapıları düzenlilik denetimi kapsamının dı yıştay Yasası’nda yaptığı bu deği ve geleneksel algılarına aykırı gören şına çıkarıldı. Değişiklikle ayrıca, şiklik Anayasa Mahkemesi tarafın bazı bürokratik odakların ve uzantılarının, kendilerinden TBMM adına he“Yapılan denetimler sonucunda, dan 27 Aralık 2012 tarihinde iptal sap sorulmasından rahatsız olduklaedildi. Yüksek Mahkeme’nin ge ilgili kanunlar ile bunlara dayarına” dikkat çekilen açıklamada, bunu narak çıkarılan tüzük, kararna rekçeli kararı Nisan 2013’te Resmi engellemek için de siyasi karar mekame, yönetmelik ve ilgili kanun Gazete’de yayımlandı. CHP, 2011 nizmalarında yanlış algı oluşturma çalarda uygulamayı yönlendirmek yılına ait 132 raporun TBMM’ye bası içinde oldukları belirtildi. AnayaMahkemesi’nin 2012’de Sayıştay’ın üzere yetkilendirilmiş olan kamu sunulması için dava açtı. Ankara sa yetkisini kısıtlayan düzenlemeyi iptal 14. İdare Mahkemesi, raporların idareleri tarafından yapılan düettiği belirtilen açıklamada, “Yeni bir zenleme ve verilen görüşlere ay TBMM’ye sunulmamasına ilişkin kanun teklifi sunulmuş, TBMM bu tekkararı iptal etti. Ancak bu raporlar lifi yasalaştırmamıştır” denildi. kırı denetim raporu düzenlenehâlâ Meclis’e gelmedi. BAŞBAKANLIK VE BAKANLIKLAR DENETLENEMEDİ SAYDER suçladı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle