02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), İbrahim Yıl Ankara Temsilcisi: Utku Çakırözer Ahmet RaGenel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ l Yazıiş l İstihbarat: Cengiz Yıldırım dız (Başkan Yardımcısı), Cüneyt Arcayürek, Ali Sir sim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: leri Müdürleri: Murat Ataş l Ayşe Yıldırım Başlangıç l Ekonomi: Hasan Eriş (0312) 4423050 Faks: (0312) 4423010 l İzmir l Dış Haberler: Özgür Ulusoy men, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Emre Kon Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. l Aykut Küçükkaya (Yazıişleri Müdür Yrd.Sorumlu l Kültür: Celâl Üster gar, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. 2/3 Tel: (0232) 4411220, Faks: (0232) 4418745 Müdür) l Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara l Spor: Arif Kızılyalın Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 11 MART 2014 [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul l Mali İşler: Bülent Yener l Satış: Tunca Çinkaya l Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden lGenel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 4.50 Güneş: 6.16 Öğle: 12.21 İkindi: 15.35 Akşam: 18.14 Yatsı: 19.33 l Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. u Turhan Selçuk siyasal ve toplumsal olaylar başta olmak üzere tüm insanlık hallerine ayna tuttu ve değişen olayların değişmez özünü yakalayarak yarınlara kalan yapıtlar bıraktı. Turhan, şimdi ve her zaman aramızda... Zamanın ötesine taşındı ama o her gün yeniden doğanlardan... Hayatımız Darbe! Polis 2 Haziran 2010 Rüya, Mert ve Yiğit adlı tarihinde, ODTÜ mezunu çocuklarını bıçak ve keserle mimar Onur Yaser Can’ı öldürdü, karısını da. Ardından gözaltına aldı. Gözaltı sırasında oğlu Kemal’in okuduğu Onur Yaser Can, insan okula gitti, oğlunu çağırdı, bir olmaktan utandığı aramalara, işleri vardı. Baba oğul el ele işkencelere maruz kaldı. tutuşup, bodrumunda kaldıkları Bırakıldı ama çok geçmedi apartmana geldiler. Baba hiç ikinci kez karakola çağrıldı, ses çıkarmadan on birinci gitti, gittiği karakolda ona kattan Kemal’i boşluğa bıraktı. neler yapıldığını kimselere Biraz bekledi ve kendisi de anlatamadı, üçüncü kez oğlunun yanına atladı. karakola çağrıldığında evinin Adı bende saklı, yirmisinde penceresinden kendini boşluğa gencecik bir kızdı. Liseyi attı. Henüz 28 yaşındaydı. bitirdikten sonra üniversiteye Ailesinin tüm çabalarına gidememiş, bir işyerinde rağmen sorumlu polisler çalışmaya başlamıştı. Yaptığı hakkında hiçbir işlem iş, telefonlara bakmaktı. Bir yapılmadı. Aile acısıyla ve süre sonra patronu onunla haksızlıkla baş başa kaldı ve ilgilenmeye başlamıştı. Gençti, anne Hatice Can’ın yüreği bu ilgi hoşuna gidiyordu, aşktı bunca acıya, bunca haksızlığa bu, bunu yaşamak istiyordu. dayanamadı ve oğlunun Evet bu aşktı ve patron kendini boşluğa bıraktığı bekârdı, onunla evlenmek pencereden o da kendini istediğini söylüyordu; işyerinin boşluğa bıraktı. Geride acılı bir daracık kanepesinde, baba ve bir kız evlat kaldı. kendisinin ifade ettiği gibi, Gamze Filiz, 35 yaşında bir patrona kızlığını verdi. İlişkileri kimya öğretmeniydi. Atanması bir süre devam etti, sonra yapılmadığı için bir süre patron bu işyerini kapatacağını İstanbul’da bir dershanede ve tüm çalışanlarını işten kimya öğretmeni olarak çalıştı. çıkaracağını söyledi. İşten Sonra dershane kapandı, çıkarılacaklar arasında o Gamze öğretmen işsiz kaldı da vardı. Kız bir gün işe ve Sinop’a geldiğinde, ailesinin diğer iş yanına gitti. arkadaşlarıyla Atanmayı birlikte bekledi, kapının kapalı neresi olduğunu olursa olsun gördü. Kapı gidecekti mühürlenmiş ama ve patron atanması bir kayıplara türlü çıkmadı karışmıştı. Ve kız gebeydi. ve Gamze Ne öğretmen, bir yapacağını av tüfeğiyle Edvard Munch’tan şaşırmıştı. kendini vurdu. bir başka “Çığlık”! Kimseye Nuri Duran söyleyemezdi. Kız düşündü sürekli işsizdi. Ailesiyle birlikte taşındı kendisine tek yol oturduğu Kayseri’de iş yoktu. gösterebilecek kişinin Tokat’ta Antalya’ya gidip inşaatlarda yaşayan hiç evlenmemiş çalışarak ailesini geçindirmeye teyzesi olduğuna karar verdi. uğraşıyordu. Antalya’dan 15 İşsizdi, canı sıkkındı; ailesi günlüğüne eve gelmişti ama Tokat’a teyzesine gitmesini cebinde yeterli para yoktu ve doğal karşıladı. Otobüse aile 300 lirayı ödeyemedikleri bindi, sancısı vardı, bir süre için oturdukları evden atıldı. sonra kanaması olduğunu Akrabalardan biraz para fark etti ama dayanmalıydı, toplayıp yeni bir eve geçtiler teyzesi mutlaka bir çözüm ama hayat devam ediyordu bulurdu. Kanaması giderek ve Nuri Duran’ın çocukların artıyordu ve bir durak yerinde reklamlarda izledikleri ve tuvalete gitti ve yere yıkılıp ağızlarının sulandığı bir kaldı. Onu bulanlar hemen kangal sucuk alacak kadar bir ambulans çağırdılar ve bile parası yoktu. Nuri Duran en yakın hastaneye yolladılar bir gün böyle bir hayata ama artık çok geçti, yolda lanet etti, oğulları kızları öldü. Doktorlar “Keşke daha da onun yaşadığı hayatı önce gelseydi” dediler. yaşayacaklardı. Yoksulluk kim Ben bu ürpertici insan bilir onları hangi kötü yollara hikâyelerini neden anlattım? sürükleyecekti? Dünyalar Yarın bir kuşağın yok edildiği kadar sevdiği kızı belki de 12 Mart’ın otuz üçüncü sokaklara düşüp erkek yıldönümü. Bana göre 12 arayacaktı. Oğullarını hiçbir gelecek beklemiyordu... Ve Mart hiç bitmedi. Hiçbir şeyin uyuşturucular her yerdeydi. hesabı sorulmadı ve bugün Hayır, çocukları böyle bir de başka bir darbenin kara hayat yaşamayacaktı, önce pelerinli ölüm biçicisi ortalıkta büyük bir soğukkanlılıkla fütursuzca dolaşıyor! Karikatürün ‘Zaman, RUHAN SELÇUK İnsanlığı sonsuzluğa taşıyan olguların başında sanat yer alır. Karikatür, öyle bir sanat dalıdır ki; düşüncelerin fotoğrafını çekiyor ve çizgiye dönüştürüyor. Bu bağlamda, Turhan Selçuk siyasal ve toplumsal olaylar başta olmak üzere tüm insanlık hallerine ayna tuttu ve değişen olayların değişmez özünü yakalayarak yarınlara kalan yapıtlar bıraktı. Yıllar önce çizdiği karikatürler tüm canlılığıyla göz kamaştırıyor ve güncelliğini koruyarak insanlığı aydınlatmaya devam ediyor. Dolayısıyla onun eserleri gelip geçenlerden ‘cesur yüreği’ çalışıyor’ ’a değil, gelip kalanlardan. İnsanlara, gündelik yaşamlarında bakıp da göremedikleri ayrıntıları, dış görünüşün altında yatan gerçekleri olağanüstü çizgileriyle yansıtan bir büyüteç tuttu. Karikatür sanatının evrensel bir dili olduğunu, fazlalıklarından arınmış, çok uçlu, ama yalın ve derin anlatımıyla kanıtladı. Cemal Süreya, “Her sanatçı kendine sağlam bir dil kurmak zorundadır, TURHAN tam anlamıyla kurmuştur dilini” der. Turhan, şimdi ve her zaman aramızda... Zamanın ötesine taşındı ama o her gün yeniden doğanlardan... Karikatür dünyasının “Cesur Yüreği” ve “Onur Abidesi” Turhan Selçuk’u sonsuz sevgi, özlem ve saygıyla anıyoruz. Çizgilerin hassas efendisi Kültür Servisi Karikatür sanatımızın dünyaca ünlü ustası ve gazetemizin çizeri Turhan Selçuk’un bir süre önce Adana’da 14. 13 Kare Festivali sırasında Abidin Dino Sanat Parkı’nda sergilenen yapıtları “Söz Çizginin” adıyla kitaplaştı. Adana Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları tarafından Altın Koza etkinlikleri kapsamında yayımlanan albümde Selçuk’un “Söz Çizginin” adı altında topladığı karikatürleri, Abdülcanbaz çizimleri, kapak çalışmaları ve yaşamından pek çok fotoğrafın yanı sıra İlhan Selçuk’un, Füruzan’ın, Yaşar Kemal’in, serginin küratörü S. Haluk Uygur’un ve kızı Aslı Selçuk’un yazıları yer alıyor. İlhan Selçuk, 1994 tarihli yazısında, “Turhan’ın dünyası, yaşadığımız gerçek dünyanın eleştirisiyle oluştu... Alternatif bir dünyadır bu... Coğrafyası dördüncü boyuta yayılır... Turhan’da zaman korkusu kalmadı... Zaman, artık Turhan’a çalışıyor...” diyor. Füruzan ise, albümde yer alan yazısında şunları vurguluyor: “Sanatçılar, ülkelerinin en güçlü savunma avukatlarıdır... Sanatçılar, kitlelerde benzeri olmayan bir tarih belleği oluştururlar... İşte onlardan biri olan Turhan Selçuk da evrensel bir dile kavuşturduğu çizgileriyle ülkemizin yarattığı en seçkin elçilerden biridir...” Yaşar Kemal de, “Turhan Selçuk’un Evreni” başlıklı yazısında şöyle diyor: “Turhan Selçuk’un yarattığı evren hiçbir zaman güme gitmeyecektir. Onun için bilim adamları kitaplar yazacak, sinemacılar filmler çekeceklerdir. Onun resim, karikatür evrenine bütün insanlık sahip çıkacaktır. Şimdiden birçok insan bu değerin gerçeğine varmış bile. Hem ülkemizde, hem de dünyada” düşünüyorsunuz” diyor. Kızı Aslı Selçuk ise şunları yazıyor: “Karikatürün hammaddesini insan, insanın çelişkileri, hırsları, yanılgıları, gözlemleri, özlemleri, umutları olarak tanımladı. Toplumları, kişileri oldukları gibi gördü, onların şaşırtıcı çelişkilerini gerçek bir süzgeçten geçirdi, eleştirdi.” Fotoğraf: ŞAHİN KAYGUN Karikatür sanatının büyük ustası Turhan Selçuk’u ölümünün 4. yılında anıyoruz Sopot’ta dünya salon rekoru kırıldı Madalyaları ABD topladı METİN PEKER Türkiye’de karikatürün semalarda bir sim gibi parlamasının ayırt edici siması kimdir denirse, akla ilk önce kuşkusuz ki, Turhan Selçuk gelir. Onun ölüm yıldönümü, zihnimizi bileyen, berraklaştıran çizginin düşünceyle, incelikle buluştuğu özel bir dönemeci belleklere yerleştirdiği için aslında bir tür ölümsüzlük yıldönümüdür. O her dev sanatçı gibi, öncü bir yol açıcı, yol yapıcıdır. Karikatürcüler Derneği’nin Kurucu Üyesi ve Onursal Başkanı olan; ayrıcalıklı duruşu ve onuruyla sanatı ve karikatürü yücelten büyük usta Turhan Selçuk, karikatürün kıvrımlarında tüm bir toplumu, toplumsal ve bireysel halleri imbikten geçirmeyi bilmiştir. Çizgilerin hassas efendisi Turhan Selçuk, çizginin potansiyel gücünü, toplumsal sorumluluk ve eleştiri gücüyle birleştirmiş, bu yönüyle Türkiyeli aydın ve sanatçılarının yüz akı da olmuştur. Onun çizgileri günceli ve ulusal sınırları aşan, her çağa ve her ulusa hitap eden evrensel bir diskuru da bağrında taşır. Toplumlar, var oluşları, bazen yok oluşların yakıcı ve sarsıcı dönemlerinde daha bir iyi anlar. Şimdi nasıl özlem doluyuz? Bugünün düğümlenmiş Türkiyesi’ne değecek bir Turhan Selçuk karikatürünün soluğu, dalga dalga bizleri nasıl da hızla nefeslendirirdi. İnsanlık sahip çıkacak... elam durmanın tam zamanı Şimdi onun yokluğu, onun varlığının yeri doldurulmaz, eşsiz çizgilerinin ve sezgilerinin özellikli hallerini bizlere bir kez daha duyumsatıyor. Şimdi karikatürlere can veren adama, Turhan Selçuk’a selam durmanın zamanıdır. S Karikatürcüler Derneği Başkanı l Spor Servisi Polonya’nın ürkiye yine Sopot kentinde düzenlenen Dünya Salon Atletizm Şampiyonası, Sopot’ta önceki gün yapılan yarışan 3 müsabakalarla sporcumuz sona erdi. da madalya 142 ülkeden alma başarısı sporcunun gösteremedi. katıldığı şampiyonayı ABD’li atlet Erkekler bin 500 8 altın, 2 gümüş ve 2 Calvin Smith metre finalinde bronz madalya alan yarışan İlham ABD birinci sırada Tanui Özbilen bitirdi. Rusya 3 altın yarışı 5. sırada bitirdi. ve 2 gümüşle ikinci Erkekler 3 bin sırada yer alırken metrede koşan Ali Etiyopya 2 altın, 2 Kaya ve kadınlar bin gümüş ve 1 bronzla 500 metrede 3. oldu. Şampiyonaya piste çıkan Gamze 4x400 erkekler bayrak Bulut (olimpiyat ikincisi) ise finalinde 3:02.13’le elemeleri geçme başarısı dünya salon rekoru kıran gösteremedi. ABD takımı damga vurdu. T eli boş döndü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle