Katalog

27 ŞUBAT 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hasta hükümlü Kaçar’ın tahliye istemi Hilmioğlu kararına karşın reddedildi 9 basına baskı ve jet hızıyla çıkarılan internet yasasıyla elde edilen sansür yetkileri. Diğer yanda Başbakan’ın her gün onlarca televizyon kanalından olanı ‘darbe girişimi’ diye anlatan propaganda konuşmaları. Karar örnek olmadı MURAT İNCEOĞLU CHP’den Rus aday önce Antalya’ya yerleşen ve Türk vatandaşlığına geçen Rus Daria Özökten’i Kemer’de Meclis üyeliğine aday gösterdi. Özökten, “Kendimi ‘Kemalist’ bildim. Atatürk’ün partisi olduğu için Atatürkçüyüm ve CHP’yi seçtim” dedi. l ANTALYA (AA) CHP, 18 yıl TÜRGEV’den Kılıçdaroğlu’na dava l İstanbul Haber Servisi Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV), kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında 100 bin liralık manevi tazminat davası açtı. TÜRGEV’in avukatı Ahmet Koç, Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmek üzere İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dilekçe sundu. l İstanbul Haber Servisi Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporda, cezaevinde tedavisinin sürdürülmesi mümkün görülmeyen hükümlü Hasan Kaçar’ın cezasının ertelenmesi isteği bir kez daha geri çevrildi. Anayasa Mahkemesi kararı ile, hastalığı gerekçesiyle bir süre önce tahliye edilen Fatih Hilmioğlu için verilen karar, Hasan Kaçar için örnek oluşturmadı. Cezaevine 18 yaşında giren Kaçar şimdi 30 yaşında. Aradan geçen 12 yıl sağlığını da alıp götürdü. Eklem hastalığı nedeniyle kaburgaları eğilen ve iç organlarına baskı yapan Kaçar artık yürüyemiyor, boynunu dahi döndürmekte zorlanıyor. Kaçar’a yapılan tetkikler sırasında Chron adı verilen hastalığın da vücuda yayıldığı görüldü. Metris R Tipi Cezaevi’ne gönderilen Kaçar, durumu ağırlaşınca Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi. Ameliyat olması gereken Kaçar, cezaevi şartlarında enfeksiyon oluşacağı ve durumunun ağırlaşacağı gerekçesiyle ameliyat olmayı kabul etmedi. TAŞDELER AYM’YE BAŞVURACAK İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasından müebbet hapis cezasına çarptırılan ve Ankara GATA’da tedavi altında bulunan emekli Orgeneral Nusret Taşdeler, Adli Tıp Kurumu’nun “cezaevinde kalmasının hayati tehlike yaratacağı” yönündeki kararına karşın tahliye edilmedi. Taşdeler, Anayasa Mahkemesi’ne başvuracak. Adli Tıp Kurumu’nun 8 Ocak 2014 tarihli, 3 adli tıp uzmanının imzasının bulunduğu raporunda, “Nusret Taşdeler’in cezaevinde kal Anketten Sansürün 24 Şubat Gücü Çıktı kırılma Dün, seçimlere bir aya kala partilerin ana söyleminin ‘17 Aralık yolsuzluk operasyonu’ etrafında şekillenmekte olduğuna dikkat çekmiştik. Bugün ise önümüzde ilginç bir kamuoyu araştırması sonucu var. Araştırma geçen günlerde CHP yönetiminin de bilgisine sunulmuş. IPSOS şirketi tarafından yapıldığını öğrendiğim araştırma, 5 Şubat’ta Türkiye genelinde dört bine yakın denekle yapılmış. Kararsızlar partilere dağıtıldığında AKP yüzde 40 sınırının hemen üzerinde. CHP ise yüzde 30 sınırının hemen altında. MHP ise yüzde 16. ması halinde hastalıklarının hayati tehlike yaratabileceği, hastane şartlarında yatırılarak tedavisine devam edilmesi uygundur” şeklinde görüş belirtildi. Adli Tıp’ın raporu üzerine Taşdeler’in avukatı Metin Güçlü, tahliye talebinde bulundu. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, tahliye talebini oybirliğiyle reddetti. Avukat Güçlü tahliye talebinin reddedilmesine itiraz edeceklerini, yine reddi halinde Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını belirtti. Adli Tıp’tan verilen rapor ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nden gelen yazıyı değerlendiren savcı Uğur Başar, Kaçar’ın cezasının ertelenmesi isteğini reddetti. Başar kararda, “.. Adı geçen hükümlünün cezasının ertelenmesi durumunun toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturacağı kanaatine cumhuriyet başsavcılığımızca ulaşılmış olup bu yönden de hükümlünün cezasının ertelenmesi talebi uygun görülmemiştir” görüşüne yer verdi. İşte böyle dengesiz bir iletişim rekabetinde, ‘24 Şubat’ önemli bir kırılmanın habercisi olabilir. Pazartesi akşamı ilk kez, Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği ileri sürülen ses kayıtları internete düştü. Bu kayıtlar 48 saat içinde internette rekor sayıda dinleyiciye ulaştı ve 3 milyondan fazla kişi tarafından dinlendi. CHP kurmayları, bu ses kayıtlarının seçmen algısı üzerinde değişiklik yaratacağına inanıyor. Miting sayısı artırıldı Medya desteğinden yoksun olduğu için ‘yolsuzluk’ mesajını halka doğrudan anlatmanın yollarını arayan CHP lideri Kılıçdaroğlu, seçim kampanyası çerçevesinde gidilecek il sayısını da artırdı. CHP lideri bir ay içinde 50’ye yakın merkezde konuşma yapacak. Mitinglerdeki konuşmaların ana teması ‘yolsuzluk’ olacak, skandalı hatırlatması için ‘ayakkabı kutusu’ imgesi meydanlarda kullanılacak. CHP yönetimi geçen günlerde seçim kampanyasında kullanacakları mesajları da belirledi. Öne çıkan ilkeler şunlar: Kampanyanın ana figürü Kılıçdaroğlu olacak. Hazırlanan 35 tanıtım filminin 20’sinde o konuşuyor. Diğerlerinde ise toplumun destek bekleyen kesimlerinin temsilcileri konuşuyor. Gülen’e suç duyurusu Avukat Hüdaverdi Yıldırım, Fethullah Gülen’in “örgüt kurma, örgütlü darbe teşebbüsü, örgütlü dolandırıcılık ve memuriyet görevini suiistimal” gibi suçlardan yargılanması talebiyle İstanbul Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Avukat Yıldırım’ın sunduğu dilekçede, milli ekonomik sırlar ile MİT’in devlet sırrı niteliğindeki faaliyetlerinin ifşa edildiği, hukuka aykırı teknik takip yapıldığı öne sürüldü. l Haber Merkezi 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun TOKİ ayağında gözaltına alındıktan sonra mahkeme tarafından serbest bırakılan eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar’ın adli emanette tutulan 7600 doları iade edildi. Oğul Bayraktar’ın ofisinde arama yapan ekibin başındaki Başkomiser Recep Can, elinde tespihle bacak bacak üzerine atmış, ofis çalışanlarına da lahmacun siparişi verdirmişti. Bu fotoğraf nedeniyle daha sonra iki kez sürülen Recep Can ve ekibi, Abdullah Oğuz Bayraktar’ın ofisinde 7 bin 600 dolar para bulmuş, para savcılık emriyle adli emanete alınmıştı. Amaca ulaşıldı Deniz Feneri soruşturmasını yürütürken görevden alınan savcılar: Yolsuzlukları kapatmak için hukuku katlettiler ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Deniz Feneri soruşturmasını yürütürken görevden alınan ve evrakta sahtecilik suçlamasıyla yargılanıp beraat eden Ankara Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan, Yargıtay’ın beraat kararını onamasının ardından çarpıcı açıklamalar yaptı. Türkaslan, “Yargılanmamın sebebi, Deniz Feneri yolsuzluğunu kapatmaktı. Yoksa beni gerçekte suçlu olduğum için yargılamadılar. Amaçlarına ulaştılar” dedi. Türkaslan ile birlikte yargılanıp beraat eden savcı Abdulvahap Yaren ise “zekât hırsızlarını korumak için” birilerinin Deniz Feneri soruşturmasına müdahale ettiğini belirterek “Gün gelecek yargıya müdahale eden hırsızlar imparatoru ve firavunları da adil yargılamaya ihtiyaç hissedeceklerdir” diye konuştu. Türkaslan, düşüncelerini şöyle ifade etti: “Deniz Feneri yolsuzluğunu kapatmak için de hukuku katlettiler. Amaçlarına da ulaştılar, Deniz Feneri soruşturmasını kapattılar. Beraat etmiş olmam sadece suçsuz olduğum kanıtlanmadı. Bu beraat kararı, yargıya yapılan haksızlığı ve hukuksuzluğu tescil etti.” Avukatları, hasta hükümlülerle ilgili düzenlemeden yararlanması için harekete geçti. Cezasının ertelenebilmesi için Adli Tıp Kurumu’na sevk edilen Kaçar’a, 6 Ocak 2014 tarihinde cezasının 6 ay süreyle ertelenmesi yönünde rapor verildi. Mahkeme raporda “tek başına yaşamını idame ettiremeyeceği” ifadesinin yer almaması nedeniyle bir kez daha rapor istedi. İkinci raporda da yer almayan ifade nedeniyle Adli Tıp’tan 3. kez rapor istendi. Kurum bu kez raporda açık olarak, hastalığın ölüme sebebiyet verebileceğini, ce zaevi koşullarında tedavisinin mümkün olmayacağını ve tek başına yaşamını sürdürmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Kaçar’ın yasadan yararlanabilmesi için tahliyesinin “toplum güvenliği için tehdit oluşturup oluşturmadığının” belirlenmesi için Emniyet’ten gelen yazıda da olumsuz bir ifade kullanılmadı. Emniyet, yazısında Kaçar’ın cezaevinde bulunduğu dönemde, sağlık koşulları kötüleşmeden önce PKK tarafından gerçekleştirilen açlık grevine katıldığı bilgisi yer aldı. Seçmene sınırlı etki Anketi ilginç kılan konu, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu nedeniyle AKP hükümetinde 4 bakanının görevini kaybetmesinin anket yapıldığı tarihte, yani şubat ayı başında seçmen üzerinde çok büyük bir etki yaratmamış olduğunu göstermesi. AKP’nin oyları hiç düşmüyor değil. Bir yıpranma var. Ancak oldukça yavaş. Aynı şirketin ocak ayında yapılan bir önceki araştırmasına göre iktidar partisi 2 puan düşmüş, CHP ve MHP ise birer puan yükselmiş. CHP yönetimi bu rakamlardan şu sonucu çıkarmış: Toplum yolsuzluk soruşturmalarından ve bunun sorumlusunun AKP olduğundan haberdar değil! Çoğu Twitter üzerinden yayımlanan tapeler çok sınırlı sayıda insana ulaşırken halkın büyük bölümü AKP’nin tek taraflı propaganda bombardımanı altında. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun art arda üç haftadır Meclis grup toplantılarında soruşturma dosyasına ait tapeleri açıklaması, teşhis edilen bu sorunu aşma yönünde önemli bir çaba. Tabii hükümet de, tam tersi yönde, yani soruşturmaların ve tapelerin kamuoyunca bilinir olmasını engellemek için hemen seferber olmuş durumda. Bir ellerinde Dijital tanıtıma büyük bütçe Tanıtımda aslan payı televizyonlara gidecek. Yazılı basın ile dijital platformlara eşit oranda reklam verilecek. Dış mekânlara, billboard’lara AKP’nin denetiminde oldukları gerekçesiyle ‘protesto’ amacıyla CHP Genel Merkezi tarafından reklam verilmeyecek. ‘Negatif’ kampanya yerine, CHP’nin mesajlarını içeren ‘pozitif’ kampanya yürütülecek. Tanıtım filmleri ve ilanlarında AKP ya da Erdoğan ismi geçmeyecek. Bayraktar’ın parası iade SYK direnmeli’ O dönem kendisini suçlayan HSYK’ye sitem eden savcı Türkaslan, “Temennim HSYK’nin bundan sonrasında hukukun içinde kalması, siyasi güce karşı hukuktan ayrılmaması” dedi. Türkaslan, o dönem kendisini evrakta tahrifat yapmakla suçlayan dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve HSYK’yi eleştirirken “Yargılama izni dahi verilmeden beni suçlu ilan edenler ile bugün hâlâ suçlu olduğuma dair açıklamayı HSYK’nin sitesinde tutanları kamuoyunun takdirine bırakıyorum” ifadesini kullandı. Türkaslan’ın son sözü ise “Beni yargılayarak hukuksuzluk yapanlar hukuka muhtaç olmasınlar” oldu. Savcılardan Yaren de şunları söyledi: “Beraat ettiğime sevinmedim çünkü suç işlemedim” dedi. Yaren, şöyle konuştu: “Hırsızlar imparatoru ve firavunları da adil yargılamaya ihtiyaç hissedeceklerdir. Bu gerçekleştiğinde, söylediklerim çok daha iyi anlaşılacaktır.” ‘H Yener Danacı 2 yıldır tutuklu yargılanıyor ‘Sahte ifadelerle Grup Yorum’a ‘dost’ desteği Yurtdışına çıkış yasağını protesto için açlık grevini sürdüren Grup Yorum üyelerine grubun eski solistleri Efkan Şeşen, Hakan Yeşilyurt ve Hilmi Yarayıcı bir günlük açlık grevine girerek destek verdi. Sanat Meclisi adına yapılan açıklamada “Grup Yorum sanatçıları üzerindeki tüm baskı ve yasaklar sona erdirilmeli” denildi. Muhalif sanatçıların bir araya gelerek oluşturduğu Sanat Meclisi’nden sanatçılar dün yurtdışı yasağını protesto için 14 Şubat’ta bir aylık açlık grevine başlayan Grup Yorum üyelerini, Şişli’deki Diren Kazova Kültür Merkezi’nde ziyaret etti. Sanat Meclisi adına basın açıklamasını yapan Yorum’un eski solistlerinden Hilmi Yarayıcı, “Bizler dünyayı sanatın değiştireceğine inanıyoruz ve bu inançla yaşıyoruz. Grup Yorum sanatçıları üzerindeki tüm baskı ve yasaklar sona erdirilmeli” diye konuştu. İstanbul Haber Servisi İstanbul’un Maltepe ilçesi Gülensu Mahallesi’nde yaşayan Yener Danacı, uyuşturucu çetelerinin sahte ifadeleriyle yaklaşık 2 yıldır Kandıra Cezaevi 1 No’lu T Tipi Hapishanesi’nde tutuklu bulunduğunu belirtti. Danacı, “3 yıldan bu yana yüzlerce insanımız aynı yöntemlerle gözaltına alındı, birçoğu tutuklandı. Bu operasyonlarla mahalle sorunlarına duyarlı kesimlerin susturulmaya çalışıldı. Uyuşturucu çetesi vasıtasıyla mahalle yaşanmaz hale getirilmeye çalışılıyor. Bir rant projesi olan kentsel dönüşüm projesinde olan mahallemiz boşaltılmak, bu projeye zemin hazırlanmak isteniyor” dedi. Maltepe’nin Gülensu ve Gülsuyu mahallelerinde gerçekleştirilmek istenen kentsel dönüşüm bölge halkını mağdur ediyor. Kandıra Cezaevi 1 No’lu T Tipi Hapishanesi’nden gazetemize mektup gönderen Yener Danacı, mahallelerindeki kentsel dönüşüm gerçeğini ve arka planını öğrenmek isteyenleri 6 Mart’ta tutuklandım’ Çağlayan Adliyesi’nde 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek 2. duruşmayı izleme çağrısında bulundu. Yener Danacı, 19 Kasım 2012 tarihinde 13 kişi olarak gözaltına alındıklarını belirterek tutuklanma sürecini özetle şöyle anlattı: “Bize asılsız suçlamalarda bulunan şahısların tamamının ‘uyuşturucu ticareti’ yapan bir çetenin mensupları olduklarını biliyorduk. Bizler Maltepe Gülensu mahallelerinde ikamet eden işçi, emekli, öğrenci, esnaf, Kürt, Türk, Alevi, Sünni insanlarız. Hepimizin ortak özelliği toplumsal olaylara, çevreye, doğaya ve politik meselelere duyarlı olmamızdır. Uyuşturucu çetesindeki şahısları tanımak için özel bir çabaya gerek yok. Bu şahıslar her şeyi açık ve aleni yapıyorlar. Bu çete kendilerine karşı çıkan onlarca insanı yaraladılar. Her şey bu kadar açıkken devletin polisi ortada yoktu. Biz bu çetelere karşı çıktığımız için iftiralara maruz kaldık ve bir komplo ile tutuklandık.” AKABE: Dinleniyoruz l İstanbul Haber Servisi Akabe Vakfı, Selam örgütü soruşturması kapsamında telefonlarının dinlendiği iddiasıyla yargıya başvurdu. AKABE Vakfı’nın kurucusu Mustafa İslamoğlu’nun savcılığa gelişi sırasında yanında koruma polisi olarak Zekeriya Öz’ün eski koruması olan polisin görev yapması dikkat çekti. HDP’ye saldırı: 3 yaralı l ANTALYA (Cumhuriyet) Alanya’da önceki akşam 19.00 sıralarında HDP İlçe Başkanlığı önüne giden yaklaşık 100 kişilik grup binaya taşlarla saldırdı. Taşlar nedeniyle binanın camları kırılırken binadaki Abdulrezzak Kaya, Ali Yavuzkurt ve Hakim Aktaş yaralandı. Olayı öğrenen HDP’liler bina önünde toplandı. Son 1 ay içerisinde Urla, Keşan, Kuşadası ve Beykoz’da da HDP binaları saldırıya uğradı. TOLON: ORDUYA KUMPAS SÜRÜYOR GİZLİ BELGE BULUNDURMA DAVASI l SİİRT (Cumhuriyet) Siirt’te geçen yıl 13 ve 17 yaşındaki iki kız kardeşe cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle tutuklanan eski Siirt Belediyesi Başkan Yardımcısı Abdullatif Çekin’in 12 yılla yargılandığı davaya dün Siirt Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Mahkeme Çekin’in, suçun vasfının ve mahiyetinin değişebileceği ve tutukluluk süresi göz önünde bulundurularak tahliyesine karar verdi. Çekin tahliye oldu ‘Daha ne kadar izin verilecek’ İstanbul Haber Servisi Malatya’daki Zirve Yayınevi katliamı davasında sanık emekli Orgeneral Hurşit Tolon, savcının mütalaasında darbeye teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemesi üzerine kamuoyuna yaptığı açıklamada “Orduya kumpas kurulmasına daha ne kadar gözyumulacak” diye sordu. Tolon, dün avukatı İlkay Sezer aracılığıyla yaptığı açıklamada “18 Nisan 2007 tarihinde Malatya’da Zirve Yayınevi’nde gerçekleşen menfur cinayetlerle şahsım üzerinden, gerçekte TSK’nin hedef alınmaya çalışıldığı kumpasta son olarak savcılığın esas hakkındaki mütalaası ile bir hamle daha gözler önüne serilmiştir” ifadelerine yer verildi. Kendisiyle ilgili iddiaların tümüyle gerçek dışı olduğunu, kuvvet komutanlıklarının yazılarının, tanık ve sanık beyanlarının yok sayıldığını anlatan Tolon “Dolandırıcı, sahtekar, menfaatçi, TSK’ye yakışmayan bir kişiliğe sahip denilerek ordudan ihraç edilmiş İ.Ç. isimli ayarlanmış bir müfterinin çelişkili beyanlarına itibar edilmesi orduya kumpas kurulmaya devam edildiğinin somut göstergesidir” dedi. ‘Amaç terfilere engel olmak’ İki asker daha İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Kamuoyuna “askeri casusluk” olarak yansıtılan İzmir’deki gizli belge ve bilgi bulundurma davasında ikinci iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesine yönelik tepkiler sürüyor. Dava kapsamında çok sayıda sanığın avukatlığını üstlenen Murat Ergün, TSK Personel Yasası’na 2006’da eklenen bir fıkra nedeniyle, kıdem alan ancak tutuklanmaları nedeniyle terfi edemeyen subayların, ancak beraat kararı kesinleştikten sonra terfilerinin gerçekleşebildiğini anımsattı. Ergün, “Birinci iddianame kapsamında neredeyse beraatları kesinleşecek subaylar, ikinci iddianameyle yeniden sanık yapıldı. Yeni yeni ve uzun bir yargılama süreci. Bu senaryoya hiç de yabancı değiliz. Amaç terfileri önlemek” dedi. Ergün, mahkemenin bu iddianameyi kabul etmesini de “manidar” bulduğunu söyleyerek, “Bu iddianameyi hazırlayan savı ve mahkeme üyeleri, ileride görevi kötüye kullanmakla suçlanabilir ve hatta mahkum olabilirler. Ancak iş işten geçtikten sonra neye yarar” diye konuştu. cezaevinde Sınıra askeri sevkıyat l GAZİANTEP (Cumhuriyet) Suriye’deki iç savaş nedeniyle sınır çatışmaların yoğunlaşmasının ardından, sınır hattındaki güvenlik önlemleri arttırıldı. Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda TIR’lara yüklenen tank ve zırhlı birlikler, güvenlik önlemi altında Kilis’e hareket etti. Suriye sınırındaki zırhlı birliklere takviye amaçlı gönderilen tankların, bölgedeki bazı stratejik bölgelere konuşlanacağı öğrenildi. İstanbul Haber Servisi Muvazzaf ve emekli askerler ile TÜBİTAK görevlilerinin yargılandığı 55 sanıklı “İstanbul Askeri Casusluk ve Şantaj” davasında cezaları Yargıtay’da onanan ve hakkında yakalama kararı çıkarılan Astsubay Adnan Yılmaz ve Albay Necmi Yıldırım tutuklandı. Hukukçular yargılamayı yapan özel yetkili mahkemelerin kaldırıldığına ve davada mahkumiyetlerin tartışmalı dijital verilere dayandırıldığına dikkat çekti. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’ın onadığı kararında 3 yıldan fazla ceza alanlar hakkında yakalama kararı çıkartılmıştı. Yılmaz 6 yıl 6 ay 22 gün, Yıldırım’ı ise 5 yıl 5 ay hapse çarptırılmıştı. Irkçı eyleme suç duyurusu İstanbul Haber Servisi İHD İstanbul Şubesi yönetici ve üyeleri, “Hocalı Katliamı” gerekçesiyle 23 Şubat’ta Agos gazetesinin önünde “Yaşasın Ogün Samast’lar, Kahrolsun Hrant Dink’ler” pankartı açan ve slogan atanlar hakkında suç duyurusunda bulundu. İHD Şube Başkanı Ümit Efe “Dink’in kişiliğinde tüm Türkiyeli Ermenilere ‘kahrolsun’ denildi. Suçu ve suçluyu övmek suçtur” dedi.