Katalog

SAYFA CUMHURİYET 27 ŞUBAT 2014 PERŞEMBE 8 GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK Yolsuzluk ve rüşvet bataklığına düşen Başbakan’ın son davranışları bu örneği anımsatıyor. Allah sözcüğünü ağzından eksik etmeyen Başbakan, dört bakan ve çocuklarıyla ilgili soruşturmanın başladığı günün sabahı erken saatte oğlumuz Bilal’e evdeki paralardan bir an önce kurtulmasını salık veren konuşmasının internette yayımlanması üzerine düştüğü bataktan her zaman kullandığı ya Allah bismillah diyerek kurtulamıyor bu kez. Oysa oğlumuz Bilal maşallah babasının bankası gibi. İşte o konuşmadan bu kanıyı doğrulayan cümleler: RTE: “Tamam mı, şimdi diyorum ki, senin evinde ne var ne yok. Sen bunları bir çıkar. Tamam mı...” BE: “Bende ne olabilir baba? Senin para var kasada...” HHH Bsşbakan, oğlu ile yaptığı konuşmanın internete düşmesinden ve Türkiye’yi ayağa kaldırmasından beri bu bataklıktan nasıl kurtulacağını bakanları ve tabii MİT ile sabahlara dek görüştükten sonra... ... Salim çıkış yolunu, önce iki muhalefeti ve Atlantik ötesindeki bir türlü belini kıramadığı düşmanı Gülen’i bir güzel suçlamakta buldu. Açıkladığı senaryoya göre bu üçlünün kurguladığı ve (tabii kendi ve Bilal’in sesini aynen taklit ederek) “dublajını yaptıkları bir piyesi servis ettiklerini” ilan etti. Oysa ses kaydının montaj olduğunu kanıtlaması istenen ve beklenen Başbakan: Hazırlatmakta olduğu montaj bir ses kaydını TV’lerden izleterek oğlu ile yaptığı ve internetteki ses kaydının “alçakça, hayâsızca montaj olduğunu” kanıtlayacağını sanıyor. Tabii başkalarını suçlayarak masumiyetini iddia eden bu açıklamalar inandırıcı bulunmadı. Hatta kimi dindar çevrelerde, Gülen hocanın bedduası böylece yanıtlanıyor mu acaba sorusunun konuşulmaya başlandığını söyleyenlere rastlanıyor. HHH Oysa: Başbakan muhalefeti suçlayarak, hazırlattığı benzeri montaj ses kayıtlarını dinleterek düştüğü bataklıktan kurtulacağını sanacağı yerde; izlemesi gereken tek yol... ... Ses kaydının düzmece olduğunu sözle değil, fiilen kanıtlaması. Hiç kuşkuya yer bırakmayacak bir davranışla; hatta içerideki araştırma kurumlarına değil; ses kaydını ABD’de ya da Avrupa’da bu türden konuları tarafsızlıkla ilmen incelediği bilinen kurumlardan birine göndereceğini açıklaması gerekiyor. Lakin Başbakan, Avrupa ülkelerinin başlıca düşmanı olduğu iddiasıyla her toplumsal olayı, örneğin Gezi eylemlerini hatta 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasını Batı kaynaklarına bağlamadı mı bugüne dek! O şimdi içeride ses kaydının montaj olduğunu açıklayacak bir kurum arıyor olabilir ve tabii... ... Olası böyle bir açıklama; RTE’yi tatmin etse bile öncelikle ses kaydının doğruluğunu üç dört uzmanın incelemesinden geçirdiğini Meclis Grubu’nda açıklayan CHP Genel Bakanı Kılıçdaroğlu’nu ve aksini ispat etmesini dayatan MHP lideri Bahçeli’yi... ... AKP bağımlıları dışındaki halkın büyük çoğunluğunu asla tatmin etmeyecektir. HHH Ve... 30 Mart yerel seçimlerinde RTE, ola ki istediğinin de ötesinde oy alsa dahi; her türlü suçlamadan aklayacağını sandığı sandık sonuçları da artık silinmez bir yük olarak sırtına yüklenen, Kılıçdaroğlu’nun tanımı ile “başçalan” suçlamasından kurtulamayacak. Bakalım seçmen bu kez, yaşadığı onca olaydan sonra RTE’den artık kurtulacağımızın ilk işaretini verecek mi? MGK’de gündem ‘paralel yapı’ BARKIN ŞIK u Cemaatin faaliyetleri, hükümetin isteği üzerine Milli Güvenlik Kurulu’nda masaya yatırıldı. ‘Paralel yapı’ MGK bildirisinde ‘ulusal güvenlik tehdidi’ şeklinde değerlendirildi GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ANKARA 17 Aralık yolsuzluk operasyonunun ardından ülke gündemine oturan Fethullah Gülen cemaatinin faaliyetleri, hükümetin isteği üzerine Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında masaya yatırıldı. Son olarak Haziran 2004 yılında Gülen cemaatinin faaliyetlerine ilişkin MİT raporu hazırlanmış ve bu doğrultuda Ağustos 2004 tarihindeki MGK’de cemaate yönelik bir dizi eylem kararı alınmıştı. MGK’den sonra yapılan açıklamada, Gülen cemaatinin adına yer verilmeden “Toplantıda, halkımızın huzurunu ve ulusal güvenliğimizi tehdit eden yapılanmalar ve faaliyetler görüşülmüştür” denildi. Paralel yapılanmanın bildiride, “ulusal güvenlik tehdidi” olarak değerlendirilmesi dikkat çekti. SURİYE VE IRAK’TAKİ GELİŞMELER DE GÖRÜŞÜLDÜ MGK’de, Suriye’deki gelişmelerin doğurduğu güvenlik sorunu ve bu çerçevede yürütülen faaliyetlerin kapsamlı bir şekilde müzakere edildiği kaydedilen bildiride, şu değerlendirmelerde bulunuldu: “Ülkede hüküm süren çatışma ortamının halkın meşru talep ve beklentileri doğrultusunda sona erdirilmesi ve çözüme kavuşturulmasına matuf çabalar değerlendirilmiştir. Ayrıca ülkemizde bulunan ve sayısı 700 bini aşan Suriyelinin durumu ve bunların ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yürütülen çalışmalar hakkında bilgi alınmıştır.” Toplantıda, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki gelişmelerin Türkiye’ye ve bölgeye etkilerinin görüşüldüğüne de işaret edilen bildiride, “Bu çerçevede İran ile ikili ilişkilerimizde kaydedilen ilerlemeler ile Irak’taki son durum ele alınmıştır. Irak’taki sıkıntıların çözüme kavuşturulmasının sadece bu ülkenin değil, bölgemizin barış ve istikrarına katkı sağlayacağına dikkat çekilmiştir” denildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığında, dün toplanan MGK 3 saat sürdü. Toplantıda, 17 Aralık yolsuzluk operasyonu sonrasında Türkiye gündemine oturan “paralel devlet” tartışmaları da ele alındı. Toplantının ardından yayımlanan bildiride, toplantıda ülke genelinde güvenliği ilgilendiren hususlar ve yürütülen çalışmaların ele alındığı belirtilerek “Bu kapsamda halkımızın huzurunu ve ulusal güvenliğimizi tehdit eden yapılanmalar ve faaliyetler görüşülmüştür” denildi. gündem oldu Seçimler ikinci Toplantının diğer önemli gündem maddesi ise 30 Mart’ta yapılacak yerel seçimler oldu. Toplantıda seçim güvenliğine ilişkin alınan tedbirler gözden geçirildi. MGK toplantı sından sonra yapılan açıklamada, “Toplantıda önümüzdeki dönemde icra edilecek olan mahalli idareler seçimlerinin huzur ve güven içinde gerçekleşmesine yönelik tedbirler gözden geçirilmiştir” ifadesine yer verildi. MGK’de, paralel devlet yapılanmasına ilişkin bir eylem planı kabul edilip edilmediği konusunda ise bildiriye herhangi bir ifade girmedi. ‘Bu dizi de siyasi’ Başbakan ile oğlu arasındaki ses kayıtları dünya basınında geniş yankı yarattı. New York Times, ‘Türkiye’nin kendi siyasi krizini izlediğini’ yazdı Dış Haberler Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen telefon konuşmaları dünya basınında da geniş yer buldu. En ilginç değerlendirme ise Amerikan New York Times gazetesinden geldi. Türklerin her zaman iyi dizileri sevdiğini vurgulayan gazete konuyla ilgili haberinde “Türkler sansasyonel dizileri izlemekten kendini alamıyor ama bu dizi siyasi” ifadelerini kullandı. “Türkler her zaman iyi dizileri sevdi. Yıllar önce takıntı Dallas idi. Daha yakın bir tarihte ise Muhteşem Yüzyıl. Şimdi de izlenen dizi Türkiye’nin kendi siyasi krizi” denilen haberde krizin şimdiden “Türkiye’nin zaten sorunlu olan ekonomisine zarar verdiği” de ileri sürüldü. ri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a ülkeyi helikopterle terk etme çağrısı yaptığını belirterek MHP’nin hükümetin meşruiyetinin kalmadığını savunduğunu belirtti. Alman Der Spiegel’in “Oğlum evdeki parayı yok et!” başlığıyla yer verdiği haberde de ses kayıtlarında Başbakan’ın, oğlundan milyon dolarları güvenli bir yere götürmesini istediğini yazdı. Ses kayıtlarının sosyal paylaşım sitesi Youtube’da 1.2 milyon kez tıklandığını da belirten dergi, kayıtların bir bölümünü Almancaya çevirdi. Alman gazetesi Die Zeit de “Erdoğan, iddia edilen ses kayıtları yüzünden baskı altında” olduğunu belirterek muhalefetin hükümeti istifaya zorladığını yazdı. Bakanlar Kurulu tavsiyesiyle talan EMRE DÖKER URLA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a da armağan edildiği öne sürülen Urla Zeytineli köyündeki villaların yasal statüye kavuşması için, bölgenin SİT derecesinin değiştirilmesi amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Bakanlar Kurulu’ndan “ilke kararı” geçirilmesini sağladığı bildirildi. İzmir İl Genel Meclis Başkanı Serdar Değirmenci, meclis üyeleri, CHP Urla Belediyesi başkan a dayı Sibel Uyar ve partililerle birlikte, dün kaçak olduğu gerekçesiyle İzmir 4. İdare Mahkemesi’nce haklarında yıkım kararı verilen Mustafa Latif Topbaş’a ait villaların olduğu bölgede eylem yaptı. Villa manzarasına karşı açıklama yapan Değirmenci, bölgenin SİT derecesinin 1’den 3’e düşürülmesinin arkasında neler yattığının açıklanmasını istedi. Değirmenci, kararın Çevre Bakanlığı’nca onaylandığını vurgulayarak “Bu kararın alınmasından önce Bakanlar Kurulu ilke kararı aldı. Bu karar 31 Ocak 2014’te yayınlandı. Kurulun raporu hazırlamasından önce, komisyona yol göstermek üzere özel olarak ilke kararı alınmış. Komisyonda yer alan öğretim üyeleri de bu ilke kararını, sit alanını 1. dereceden 3. dereceye çevirmesi için bir kılıf olarak kullanmıştır” dedi. Meclis üyeleri villalara giden koy üzerinde yürüyüş yaparak “Her yer rüşvet, her yer yolsuzluk”, “Hırsız var” sloganları da attı. Fotoğraf: SAVAŞ KALKAN İngiliz Financial Times gazetesi de “Erdoğan sert bir şekilde komplocuları suçladı” başlığıyla verdiği haberde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dün yaptığı parti grup konuşmasındaki ruh halini “adeta taşra turnesinde verilen bir konser edasındaydı” sözleriyle değerlendirdi. Bir diğer İngiliz gazetesi Guardian ise CHP lide CNN televizyonu haberi “Göstericiler Erdoğan’ı yerden yere vurdu” başlığıyla duyurarak hükümet karşıtı göstericilerin İstanbul sokaklarında protestolar düzenlediğini Amerikan gazetesi The Wall Street Journal da tapenin “gerçek olması durumunda Erdoğan, ailesi ve tanınmış işadamlarının soruşturmaya bağlanmış olacaklarını” öne sürerek tape olayının zamanlamasına vurgu yaptı . ‘Soruşturma açılacak’ cezaevine çıkan caddenin adına baktım, Adalet yazıyordu... Adalet Caddesi’ne girdik, birkaç dakika sonra sola giren sokağın adının Ergenekon olduğunu gördük. Kaderin cilvesi deyip yola devam ettik. Cezaevi önünde infaz koruma memurlarından mahpuslara kadar hapishanelerdeki herkesin dostu Veli Ağbaba ve Oktay Ekşi ile buluştuk. MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan, kışlık giysileri içinde dimdik duruşuyla karşımızdaydı. Konu ister istemez güncel konuya, bir gece önce yayınlanan Başbakan ve oğlu Bilal arasındaki telefon konuşmalarına, binlerce kişiyi kapsayan telefon dinlemelerine geldi. Engin Alan’ın ilk sözü şuydu: “Bizler çarmıha gerilirken hepsi seyrediyordu!” Alan, haksız yere hapiste yatan herkes gibi cezaevi koşullarından çok genel hukuksuzluktan yakınıyor, “Biz ölüme alışık insanlarız. O bize vız gelir. Ama insanın kendi ülkesinde böyle bir haksızlıkla karşılaşması kabul edilebilir bir durum değil” diyor. Alan’ın ardından görüştüğümüz Ahmet Zeki Üçok’un da başlıca yakınması tutukluluk sürecinin yanı sıra Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ilişiğinin kesilmesi. Hukuk mücadelesine bunu da eklemiş. HHH Aynı gün öğle saatlerinde de Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Prof. Fatih Hilmioğlu ile buluştuk. İnönü Üniversitesi Rektörlüğü’nün ardından Ankara’ya yerleşen ve Başkent Üniversitesi’nde öğretim üyeliğine başlayan Hilmioğlu, bu görevi sırasında tutuklanmıştı. Prof. Mehmet Haberal’ın öncülüğünde pek çok alanda olduğu gibi karaciğer naklinde ve hastalıklarında da dünyanın öncü kurumları arasında yer alan Başkent Üniversitesi bir süre Prof. Hilmioğlu’nu konuk edecek. Fatih Hoca, mahkeme kararına göre 6 aylığına tahliye edildi. 6 ay sonunda tedavisi mükemmel gider, her şeyiyle düzelirse yeniden cezaevine konulacak. Kötü giderse... Bir bilim insanının Azrail’le cezaevi arasında 6 aylık bir tünele sokulması Türkiye’nin ayıbıdır, hepimizin ayıbıdır. Fatih Hoca ile sohbetin ardından Meclis’e geldiğimde odamda Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin babası Muharrem Çelebi ile kucaklaştık. Çelebi’nin her zamanki gibi sağlık, umut ve direniş haberlerini aldık. Hapiste evlendiği eşi de aynı kentteki iklimi solumak için İstanbul’a taşındı. Baba Çelebi de doğal olarak Ankara’daki bunca hukuksuzluğun ortasında oğlunun ne zaman adalete kavuşacağını soruyordu. HHH Baba Çelebi’nin soruları tabii ki sadece onun değil, herkesin aklında. Şu sözler son 1 ay içinde Başbakan tarafından sarf edildi: Hâkimleri ve savcıları ayarlamışlar, düzmece delillerle davalar açmışlar. Şu anda hapiste boş yere yatan insanlar var. Bu değerlendirmeleri yapan bir kişi eğer Başbakanlık koltuğunda oturuyorsa gereğini de yapması gerekir. Eğer yapmıyorsa akla intikamdan toplumu kandırmaya kadar her şey gelir. Hükümet ortakları içindeki kavga toplum vicdanında kabul görmeyen davaların nasıl açıldığını, hangi amaçlara hizmet ettiğini çok iyi ortaya koyuyor. Elbirliğiyle hükümet koalisyonuna yönelik her muhalefeti tehdit sayarak, ele geçiremedikleri kurumu ortadan kaldırmayı hedefleyerek açılan bu davalar gelinen noktada tümüyle çökmüştür, çürümüştür. Böyle bir ortamda bu davalar nedeniyle hapiste yatan yüzlerce kişinin artık bir gün bile demir parmaklıkların ardında kalmaması gerekir. Gündemin birinci maddesini ne oluşturursa oluştursun, hiçbir şey özgürlüklerden önemli olamaz. Adalet caddeleri cezaevine çıkmamalı! Beyoğlu’ndaki OHAL kaldırıldı İstanbul Haber Servisi İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi’nin Beyoğlu’nda bir ay süreyle kişilerin üzerinde ve eşyalarında arama yapılmasına izin veren “OHAL” kararı iptal edildi. Karar, İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından Çağdaş Hukukçular Derneği’nden (ÇHD) avukat Güray Dağ’ın “önleme aramasının” iptali için yaptığı başvuru üzerine alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün talebiyle İstanbul 27. Sulh Ceza Mahkemesi, Beyoğlu için 20 Ocak tarihinde bir aylık arama kararı vermişti. Arama kararının sonlandığı 20 Şubat tarihinde İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi kararı bir ay daha uzatmıştı. Türkiye Komünist Partisi (TKP) İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Aydemir Güler’in aynı karara daha önce yaptığı itiraz reddedilmişti. Güler İstanbul 53. Asliye Ceza Mahkemesi’ne yaptığı başvuruda, söz konusu kararın uygulanmasının hak ihlallerine ve özgürlüklerin kısıtlanmasına yol açacağı belirtmiş, önleme kararının anayasaya, hukuka, uluslararası sözleşmelere bütünüyle aykırı olduğunu kaydetmişti. ÇHD de geçtiğimiz günlerde karar itiraz etti. İtiraz dilekçesinde arama tedbirinin, özel hayatın gizliliği, konut dokunulmazlığı ve kişisel verilerin gizliliği gibi temel hak ve özgürlükleri sınırladığı ifade edildi. İtirazı değerlendiren mahkeme kararı kaldırdı. Aziz Kocaoğlu babasını uğurladı CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun önceki gün vefat eden babası İhsan Kocaoğlu için dün Tokat’ın Erbaa ilçesinde cenaze töreni düzenlendi. 19731980 yılları arasında iki dönem üst üste CHP’den Erbaa Belediye Başkanlığı’na seçilen Kocaoğlu’nun cenazesi ilk olarak Ertuğrul Gazi Mahallesi’ndeki evine getirilerek helallik alındı. Daha sonra cenaze Erbaa Merkez Cami’ne götürüldü. Kocaoğlu, burada taziyeleri kabul etti. Cenazeye çok sayıda CHP milletvekili ile yurttaşlar katıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile AKP İzmir Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Binali Yıldırım da cenazeye çelenk gönderdi. Dershane yasasında anayasaya uygunluk tartışması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dershanelerin kapatılmasına ilişkin yasa taslağının TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri sırasında anayasaya aykırılık tartışması yaşandı. CHP, tasarının, anayasanın “Özel teşebbüsler kurmak serbesttir” hükmüne aykırı olduğu gerekçesiyle görüşülmemesini istedi. Ancak AKP milletvekillerinin çoğunluğuyla dershanelerin kapatılmasına ilişkin yasa taslağının anayasaya aykırı olmadığına karar verildi. Dershanelerin kapatılmasına ilişkin yasa taslağının TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerine önceki akşam başlandı. Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler sırasında CHP milletvekili Mahmut Tanal, tasarının tümünün anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle görüşülmemesi gerektiğini belirtti. Tanal, tasarının Milli Eğitim Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında anayasaya aykırılık incelemesi yapılmadığını, tasarının, anayasanın “Özel teşebbüsler kurmak serbesttir” ilkesine aykırı olduğunu belirtti. TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu ise “Komisyonda anayasaya aykırılık bakımından incelendiğini varsayarız” diyerek inceleme yapmak üzere birleşime 10 dakika ara verdi. Ara sırasında partilerin grup başkanvekillerinin yanı sıra Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın da kürsü arkasına gittiği görüldü. AKP grup yöneticilerinin anayasaya aykırılık iddiasıyla ilgili olarak usul tartışması açılmasını istemediği öğrenildi. Yaklaşık 25 dakika aranın ardından anayasaya aykırılık iddiasıyla ilgili olarak usul tartışması açıldı. AKP Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, “Komisyon anayasaya ay Dershanelerin kapatılmasına ilişkin yasa taslağı TBMM’de görüşülmeye başlandı İstanbul Haber Servisi Toplumcu Düşünce Enstitüsü, 1 Mart Cumartesi günü “Son dönem Türk dış politikasında hukuk ve değerler sorunsalı” konulu panel düzenliyor. Panele, enstitünün Yönetim Kurulu Başkanı Nebil İlseven, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Gün Kut, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Burak Gemalmaz, Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Soli Özel katılacak. Saat 14.00’da başlayacak panel Taksim Hill Otel’de yapılacak. Türk dış politikası tartışılacak kırılık ile ilgili incelemesini yapmış. Bunun burada müzakere edilmesi doğru değildir. Tasarının tümü üzerine görüşmeler sırasında anayasaya aykırılık iddiası görüşülemez” dedi. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ise “Diyelim ki bir madde ‘Türkiye şeriat devletidir’ diyor. Biz bunu burada yasalaştıracak mıyız. Burada parlamento kendi hukukunu başlatabilir, anayasaya aykırı kanun çıkarmamış oluruz” diye konuştu. Usul tartışmasının ardından anayasaya aykırılık iddiasıyla görüşmelerin devam edip etmeyeceği tartışması Genel Kurul’un oyuna sunuldu. Tüm tartışmalar sırasında kuliste oturan AKP milletvekillerinin kısa süre içinde salona girmesiyle anayasaya aykırılık tartışması, tasarının anayasaya aykırı olmadığı yönünde sona erdi. 1 kişiye 633 bin TL ANKARA (AA) Şans Topu’nda kazanan numaralar “1, 3, 16, 26, 33 ve +14” olarak belirlenirken 5 +1 bilen bir kişi, 633 bin 700 lira kazandı. Çekilişte 5 bilenler 3 bin 335 lira, 4 + 1 bilenler 325 lira, 4 bilenler 26.75 lira, 3 +1 bilenler 17.15 lira, 3 bilenler 3.20 lira, 2 +1 bilenler 5.10 lira, 1 +1 bilenler ise 2.90 lira kazandı.