Katalog

27 ŞUBAT 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA TAŞIMACILIK 11 Lojistik eğitimi veren kurumlar açılsa da yeterli sayıda ve nitelikli işgücü sektöre kazandırılamıyor Yeşil lojistik u Lojistik sektöründe nitelikli ve tecrübeli işgücü sorunu yaşanıyor. Sektöre eğitimli insan kaynağının sağlanmasında devlete önemli bir rol düşüyor. Arz ve talep yapısı konusunda iyi bir analiz yapılması ve yüksek öğretim kurumlarının ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın sektörün ihtiyacına yönelik bir düzenlemeye gitmesi beklentiler arasında. Omsan, küresel lojistik şirketi olma vizyonuna yönelik yatırımları hayata geçiriyor. Bu anlamda da hedefleri yalnızca müşteri sayısını artırmak değil, memnuniyetin artırılmasını sağlamak. Çünkü lojistik, Türkiye için çok önemli bir sektör ve bu alanda yapılacak çalışmaların da önemi büyük. Omsan Genel Müdürü Osman Küçükertan anlatıyor... l Omsan, nasıl bir yılı geride bıraktı? Omsan olarak 2013 yılında, gerek operasyonel gerekse finansal alanda başarılı iş sonuçlarına ulaştık. Hatta geçen yıl birçok sektörün öncü firmalarını portföyümüze kattık. Finansal öngörüleri doğrultusunda hedeflediği büyümeye ulaşan Omsan, Türkiye ve Avrupa’da ekonomideki büyümenin yavaşlamasına rağmen, sektörün ortalamasının Gelişen sektöre nitelikli çalışan ihtiyacı l Yeşil kavramı, lojistik sektöründe ne kadar önemseniyor? Omsan bu konuda nasıl bir konum alıyor, ne gibi uygulamaları hayata geçiriyor? Çevre konusu bizim için çok önemli. Amacımız sektörde çevre bilincinin oluşturulmasında öncü olmak ve gelecek nesillere temiz bir dünya bırakmak. O yüzden karbon salımını azaltmak adına; taşıma modları arasında değişim yapılması ve çevreye daha az zarar veren modların tercih edilmesi, çevre dostu motor/araç teknolojilerinin tercih edilmesi, sevkıyat planlarının yeniden düzenlenmesi, sürücülere sürüş eğitimleri verilmesi, beyaz ve mavi yaka çalışanları bilinçlendirmeye yönelik eğitimler düzenlenmesi ve yeşil bina uygulamaları gibi çevre dostu çözümler üretiyoruz. Omsan, intermodal taşımaları kapsamında, karayolu ile taşınacak yükleri demiryoluna kaydırdı. 2002 yılından beri gerçekleştirilen taşımalar sayesinde karayolunda tüketilen enerji azaldı. TürkiyeAlmanya arasındaki karayolu trafiğinin rahatlatılması sağlandı, trafik kazası, gürültü, yük hasarları gibi nedenlerle çevreye verilebilecek olası zararlar azaltıldı. Sürüş eğitiminden, “Geri Dönüşüm Lojistiğine”, atık yağların yönetiminden “Arabam Tatilde” projesine kadar geniş bir alanda yeşil çalışmalar gerçekleştiriyor. Osman Küçükertan üzerinde büyüyerek 2013 yılını, yaklaşık 650 milyon TL’lik bir ciro büyüklüğüne ulaşarak tamamladı. Son dönemdeki ekonomik koşullar Kuzey Afrika başta olmak üzere gelişmekte olan çeşitli ekonomileri önemli bir konuma taşıdı. Omsan da bu gelişim fırsatını değerlendirmek amacıyla Fas’ta Omsan Maroc adlı bir şirket kurdu. Omsan’ın 2013 yılında gerçekleştirdiği bir diğer önemli yatırım da MV Unyecem 1 adlı çimento gemisinin satın alınması olmuştur. Bu gemi pnömatik tahliye sistemine haiz ilk Türk bayraklı çimento gemisi olması nedeniyle Türkiye’ye kazandırılmış önemli bir yatırım. Ayrıca çevreci ve rekabetçi bir taşıma modu olan demiryolu taşımaları için filomuza 180 adet konteynır ekledik. Omsan Lojistik ve Omsan Fransa’nın, AEO yani Basitleştirilmiş Gümrük İşlemleri sertifikasını almasıyla tüm Türkiye gümrüklerinde, Omsan Fransa ise tüm AB gümrük ofisleri nezdinde güvenilir firma kategorisinde değerlendirilmeye başlandı. l Geleceğe yönelik beklentileriniz ve 2014 yılı için hedefleriniz neler? Omsan, Türkiye’nin 2023 yılı hedefleri ile uyumlu olarak küresel bir lojistik şirketi olma yı hedefliyor. 2014 yılı büyüme hedefi yüzde 15. Ayrıca yılı da yaklaşık 750 milyon TL’lik bir ciro ile kapatmayı hedefliyoruz. Omsan’ın 2014 yılı yatırım bütçesi ise 15 milyon USD. Omsan, 2013 yılında olduğu gibi 2014 yılında da denizyolu ve demiryolu taşımalarının portföyündeki ağırlığını artırmayı, gemi, lokomotif ve müşterilerinin sektörlerine özel vagon yatırımlarıyla intermodal taşımacılığın avantajlarını kullanarak, Anadolu’nun her köşesine taşımayı hedefliyor. l Türkiye, lojistik sektöründe dünyada nerede duruyor? Dünya Bankası’nca yayınlanan “Lojistik Performans Endeksi 2012” sonuçlarına göre; Türkiye, Avrupa’nın gerisinde Türkiye 155 ülke arasında 12 sıra yükselerek 27. sırada yer alıyor. Bu olumlu gelişmeye rağmen Türkiye lojistik sektörü Avrupa lojistik sektörünün gerisinde. Sektörde nitelikli ve tecrübeli işgücü sorunu yaşanıyor. Her ne kadar 2000’li yıllarda lojistik eğitimi veren birçok eğitim kurumu açılmış olsa da yeterli sayıda ve nitelikte işgücü sektöre kazandırılamıyor. Stratejik planlama ve performans yönetimi uygulamaları etkin karar mekanizmalarının oluşturulmasında önemli süreçler olarak karşımıza çıkıyor. Bu uygulamalar, şirket hedeflerine ulaşmada kritik projelerin belirlenmesi, kurumsal hedeflerle bireysel hedeflerin uyumlandırılması ve süreçlerin etkinliğinin artırılmasında büyük bir öneme sahip. l Peki, sektör ne gibi sıkıntılar yaşıyor? Gelişimin önünde ne gibi engeller mevcut? Sektörde karşılaştığımız sorunlar altyapı eksikliklerinden kaynaklanan verimsizlikler, hukuki altyapı eksiklikleri, mevzuatların getirdiği bürokratik engeller, lojistik konusunda eğitimli işgücünün azlığı ve teknolojinin yeterince etkin kullanılamaması olarak karşımıza çıkıyor. Geçiş belgesi, kota ve vize sorunları ile yüksek otoyol vergilerinin varlığı lojistik hizmeti sunan şirketlerin belini büküyor. Bu alanlarda gelişim sağlanması gerektiği sıklıkla dile getirilmekle birlikte şu ana kadar ciddi bir atılım yapıldığını söylemek maalesef mümkün değil. Yaşanan sorunlar devlet, özel sektör ve STK’lerin işbirliği içerisinde üzerlerine düşeni yapmaları ile düzelebilir. l Bunları aşmada kimlere nasıl bir rol düşüyor? Sorunların çözümünde tabii ki devlet önemli rol oynuyor. Bu doğrultuda sektörün kamu kurum ve kuruluşlarından en büyük beklentisi, sektöre yönelik kolaylaştırıcı mevzuat değişikliklerinin gerçekleştirilmesi ve sektörde faaliyet gösteren tüm firmaların mevzuata tam olarak uymalarının sağlanması. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında tam bir koordinasyon ile sektördeki uluslararası gelişmelerin de göz önünde bulundurulmasıyla gerekli tedbirlerin alınması bekleniyor. CEVA Konteynır taşımacılığında atağa kalkıyor 2013 yılında yaklaşık 800 bin TEU’luk konteynır taşımacılığı gerçekleştiren CEVA, 2014 yılında Türkiye uluslararası konteynır taşımacılığında atağa kalkıyor. CEVA Türkiye ve Balkanlar Genel Müdürü Fuat Adoran, Türkiye’nin önde gelen lojistik şirketlerinden biri olarak, özellikle uluslararası taşımacılık ve konteynır taşımacılığında yeni teknoloji ve altyapı çalışmalarına hız verdiklerini açıklıyor. Adoran, konteynır taşımacılığında yeni yatırım gerçekleştireceklerini söylüyor ve ekliyor: “CEVA olarak dünyada konteynır taşımacılığında, Kuzey Amerika’dan Asya Pasifik ülkelerine, Avrupa’dan Güney Amerika ve Afrika’ya kadar 200’ü aşkın limanda hizmet veriyoruz.” Nereye bir iş fırsatınız çıksa, Maersk Line sizi oraya taşır. 100 seneyi aşkın deneyim, 600’den fazla gemi, yılda ortalama 35.000 liman uğrağı, 130’dan fazla ülkede 25.000’den fazla çalışanımız ve benzersiz global servis ağımız ile konteyner taşımalarınızda hizmetinizdeyiz. H.J. Heinz Co. ile 5 yıllık anlaşma CEVA Türkiye olarak büyüme hızıyla dünyada ilk 10 arasında yer aldıklarını vurgulayan Adoran, “Uluslararası dev anlaşmalarla konteynır taşımacılığındaki iddiamızı ortaya koyuyoruz. Dünyanın önde gelen sağlıklı, keyifli ve makul fiyatlı yiyecek üretici ve pazarlamacılarından biri olan H.J. Heinz Co. ile gerçekleştirdiğimiz 5 yıllık anlaşma ile deniz taşımacılığındaki büyümemizi sürdürmüş olduk. Bu anlaşma ile ilk defa bu kadar büyük hacimlere sahip bir şirket tüm konteynır sevkıyatlarını tek bir lojistik tedarikçisine teslim etmiş oldu. Ayrıca bu anlaşma ile 70 ülkeye 1000’den fazla varış noktasına hizmet veriyoruz” diye de ekliyor. maerskline.com