04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 ŞUBAT 2014 PERŞEMBE 4 HABERLER ‘Anayasaya aykırılıklar var’ diyen Cumhurbaşkanı Gül, topu Anayasa Mahkemesi’ne atarak HSYK düzenlemesini onayladı Sebep mi, Sonuç mu? PARİS Bir haftadır Paris’teyim. Buradan bakınca TürkFransız ilişkileri daha iyi görünüyor, iki ülkenin şu anda birbirlerinden ne kadar uzak oldukları çok daha iyi anlaşılıyor. Gerçekten de Türkiye ile Fransa’nın birbirlerinden epeyce uzaklaştıkları bir zaman dilimini yaşıyoruz. Bu durumu ne François Hollande’ın ülkemizi ziyareti, ne de iki ülkenin karşılıklı olarak birbirlerinin toprakları üzerinde gerçekleştirdikleri yatırımların miktarı değiştirebiliyor. Gerçekten de pek bilinmez, ama bugün Fransa’da 600 bin Türk kökenli insan yaşamakta ve Türk firmalarının bu ülkede 1 milyar dolar yatırımı bulunmakta. Türkiye’nin bütün yabancı ülkelerdeki yatırımının toplamının 20 milyar dolar olduğu düşünülürse Fransa’daki yatırımlarımızın önemi daha kolay anlaşılır. Buna karşılık Fransa 6.2 milyar dolarlık yatırım ile Türkiye’de faaliyet gösteren ülkeler arasında ön sıralarda yer alıyor. Ama bütün bu koşullar aramızdaki uzaklığı ve temeldeki görüş ayrılığını azaltmıyor. İki ülke diplomatlarının, üzerinde en rahatça anlaştıkları konu Suriye endişesi ve Beşşar Esad karşıtlığı. Ankara da, Paris de, “Esad”sız bir Suriye konusunda hemfikirler. Onlara göre, Suriye’de olan bitenin baş sebebi Esad. HHH Oysa Esad da tıpkı Saddam gibi, sebep değil sonuç, hiç değilse sebep olduğu kadar, hatta daha fazla sonuç. Hiç unutmuyorum, Saddam’ın yakalandığı 2003 Ağustosu’nda yine Paris’teydim. O olay üzerine anlı şanlı İngiltere’nin zeki başbakanı Tony Blair şunları söylemişti: Artık, Irak’ta demokrasi çok daha kolay gerçekleşir. O zamanlar arada sırada katıldığım TV5’teki Kiosque programında Blair’in, bu safılığına değinmiştim: Irak’ta Saddam olduğu için demokrasi yok değil, demokrasi kültürü olmadığı için Saddam var. Saddam tek başına sebep olmaktan çok, sonuçtur aslında. Tabii bu görüş Saddam’ı aklamıyor, ülkenin koşullarını anlatmaya çalışıyordu. Nitekim Saddam’ın yakalanması Irak’ta demokrasiyi kolaylaştırmadı. Esad için de durum aynı. Esad Suriye’deki bütün olumsuzlukların sebebi olmaktan çok, sonucu. Yani o olduğu için olumsuzluklar var değil, olumsuzluklar olduğu için o var. Nitekim Esad gitse de yerine en hafifinden başka bir Esad daha beteri daha kötüsü gelecek. Çünkü koşullar uzlaşmacı, demokratik liderler üretmiyor. Washington bu gerçeği ve yerine bin beterinin gelmesi ihtimalini gördüğü için “illa da Esad gitsin!” politikasından vazgeçti. Ankara ve Paris de Esad’ın sebep değil, sonuç olduğunu eninde sonunda görecek. HHH Koşulları, demokrasi üretmeyen, tarihsel birikimi ve üretim ilişkileri, demokratik kültürün gelişmesine elverişli olmayan ülkelerde, bütün meydana gelenlerin tek sorumlusu olarak iktidarın tepesindeki kişinin algılanması, ağaca bakmaktan ormanı göremeyen kişinin büyük yanılgısına götürür bizi. Siyaseti ve tepesindeki adamın tavrını oluşturan, tabii ki bütünüyle olmasa da büyük ölçüde ülkenin nesnel koşulları. Dilerseniz, Ortadoğu ülkesi Mısır’a bakalım: Mısır’da demokrasinin bir türlü yerleşememesinin tek müsebbibi Hüsnü Mübarek miydi? Öyle idiyse, darbeyle yıkılmasından sonra yerine gelen Mursi neden demokrasiyi sağlayamayıp aynı batağa saplandı? Ya ondan sonra gelen Sisi’nin durumunu nasıl açıklayacağız?.. Azgelişmiş ülkelerin siyasal hayatında hep aynı nakarat egemendir. Bundan bir kurtulsak!.. Kurtulunsa da, yerine gelenle birlikte kısa süre aynı koşullarla, aynı nakarat başlıyor: Bundan bir kurtulsak!.. Oysa o (kim olursa olsun değişmiyor), sebep değil, sonuçtur nihayetinde. Bütün bunlardan sonra da tabii ki şu soru kaçınılmaz oluyor: Peki, ya Tayyip Erdoğan? O bir sebep mi, yoksa sonuç mu? Ne dersiniz? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Hükümet yargıyı Adalet Bakanı’na bağladı” diye eleştirilen HSYK düzenlemesini, muhalefete Anayasa Mahkemesi’ni adres göstererek onayladı. Gül, düzenlemede 15 hususta anayasaya aykırılık gördüğünü, bunu Adalet Bakanı’nı çağırıp söylediğini, Meclis’te de gerekli değişikliklerin yapıldığını, bu nedenle onayladığını belirterek hâlâ anayasaya aykırılık tartışması varsa bunu Anayasa Mahkemesi’nin değerlendirebileceğini ifade etti. Açıklamada Gül’ün onayının yanı sıra yasayı onaylamasına ilişkin gerekçesi de yer aldı. Açıklamada şöyle denildi: “Sayın Cumhurbaşkanımız ayrıca aşağıdaki hususların kamuoyuna duyurulmasını istemişlerdir: HSYK kanununda değişiklik yapan teklifin TBMM’ye sunulmasından sonra her safhasını özellikle anayasaya aykırılığının bulunup bulunmadığı bakımından incelettim ve teklifte 12 maddede yer alan 15 hususun anayasayla açıkça çeliştiğini gördüm ve Adalet Bakanı’nı çağırıp uyardım. Bunun üzerine TBMM Adalet Komisyonu ve Genel Kurul safhalarında uyarılarım dikkate alınarak teklifin ilk halinde bulunan, HSYK daire başkanlarının belirlenmesi, HSYK’ya tetkik hâkimi ve müfettiş atanması, gönderilmesi ve görevlendirilmesi, HSYK üyelerine disiplin cezası verilmesi, yönetmelik ve genelge çıkarma gibi konularda özellikle Adalet Bakanı’na yetkiler veren hükümlerden vazgeçildiğini ve bu yetkilerin yeniden HSYK Genel Kurulu’nda veya ilgili dairelerinde kalacak şekilde değiştirildiğini gördüm. Düzeltilen bu açık aykırılıklar dışında kanunun diğer lehinde ve aleyhinde tartışılan maddelerinin ise Anayasa Mahkemesi’nce değerlendirilmesinin daha doğru olacağını düşünerek yayımlanmasını uygun buldum.” Gül’den onay l Yargıtay, Danıştay ve Türkiye Adalet Akademisi genel kurullarıyla birinci sınıf adli ve idari yargı hâkim ve savcıları arasından HSYK üyeliğine yapılacak seçimlerde ancak bir aday için oy kullanabilecek. Birden fazla aday için oy kullanılması halinde, verilen oy geçersiz sayılacak. Hükümet, bu değişiklikle 2010 referandumunda olduğu gibi cemaatin belirlediği listenin seçilmesinin önüne geçmeye çalışacak. Adalet Bakanı Bozdağ, iki hafta önce HSYK Genel Kurulu’nu olağanüstü toplantıya çağırmış ancak cemaate yakın üyelerin boykotu nedeniyle amacına ulaşamamıştı. Yasa, HSYK Genel Kurulu’nun toplantı yeter sayısında da değişiklik yapıyor. Bu yasayla toplanma yeter sayısı 15’ten 13’e inecek. Yasayla Türkiye Adalet Akademisi’nde başkan, başkan yardımcıları, genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri, genel sekreter, eğitim merkezi müdürü ve müdür yardımcıları, görevlendirilen hâkim ve savcılar ile diğer personelin görevleri sona erecek. Liste savaşları AKP düzenlemede geri adım attı Mahkeme MAHMUT LICALI ANKARA İnternet yasaklarını düzenleyen yasada Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB) siber güvenlikle ilgili konularda sınırsız bilgiye erişim yetkisi tanıyan düzenleme Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de isteği üzerine tasarıdan son dakikada çıkarıldı. Buna göre TİB yer, erişim ve içerik sağlayıcıların trafik bilgilerine yalnızca mahkeme kararıyla ulaşabilecek. AKP’nin, yasa önerisinin komisyon sürecinde kabul ettiği bir önergeyle TİB’e internette sınırsız bilgiye erişim hakkı verilmişti. TİB’e; siber güvenlikle ilgili konularda yer sağlayıcı (sunucu), içerik sağlayıcı (internet siteleri) ve erişim sağlayıcılarından (internet bağlantısını sağlayan firmalar) her türlü bilgiyi talep ettiği şekilde almasına ilişkin yetki tanınmıştı. Bu durum TİB’in trafik bilgilerinden daha kapsamlı her türlü kullanıcıya kararıyla... ilişkin özel ve gizli bilgilere bile siber güvenlik kılıfı altında erişmesine olanak tanınması olarak yorumlanmıştı. Söz konusu düzenlemelerin de yer aldığı torba yasa önerisi Genel Kurul’a bu şekliyle gelirken önceki gün gece yarısı internetle ilgili maddelerin görüşülmesinde AKP sürpriz bir değişiklik yaptı. Gece yarısını bulan görüşmelerde AKP’nin verdiği önergeyle TİB’e siber güvenlikle ilgili konularda her türlü bilgiyi alma yetkisi söz konusu düzenlemeden çıkarıldı. Siber güvenlik gerekçesiyle TİB’in her türlü bilgiye ulaşma yetkisinin çıkarılmasının gerekçesi, “TİB tarafından yalnızca mahkemelerce talep edilen trafik bilgilerinin istenebilmesi” olarak belirtildi. AKP’nin Gül’ün sıkıntılı bulduğu trafik bilgilerine erişmeyle ilgili düzenlemeyi değiştirirken TİB’e daha geniş yetki verilmesini veto edebileceği gerekçesiyle düzenlemeden çıkardığı belirtildi. Özel yetkili Adalet Bakanı Gül’ün yasayı onaylamasıyla Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, HSYK ve Türkiye Adalet Akademisi’nde geniş yetkilere sahip olacak ve bu kurumları sil baştan düzenleyecek. Yasanın bugün Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla HSYK’de çalışan 190’ı tetkik hâkim ve müfettiş olmak üzere 460 çalışan ile Türkiye Adalet Akademisi’nde 60’ı hâkim toplam 110 personelin görevleri sona erecek. Görevleri sona erenler arasında HSYK Genel Sekreteri, Genel Sekreter yardımcıları, Teftiş Kurulu Başkanı, Teftiş Kurulu başkan yardımcıları, kurul müfettişleri, tetkik hâkimleri ve idari personelin görevleri sona erecek. Yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren 10 gün içinde HSYK Başkanı tarafından Teftiş Kurulu Başkanı, başkan yardımcıları ve genel sekreter yardımcıları atanacak. Genel Kurul, yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren 10 gün içinde genel sekreter adaylarını belirleyecek ve HSYK Başkanı, sonraki 3 gün içinde bu adaylar arasından genel sekreteri atayacak. Diğer personeli de bakan atayacak. Yasayla Adalet Bakanı, HSYK üzerinde geniş yetkilere sahip olacak. HSYK Başkanı olan Adalet Bakanı, hâkim ve savcılar hakkında inceleme ve soruşturmalara “olur” verecek. Adalet Bakanı, bu yasayla HSYK üyelerinin hangi dairede asıl ve tamamlayıcı üye olarak görev yapacağını yeniden belirleyecek. Daire başkanları, her dairenin kendi üyeleri içinden üye tam sayısının salt çoğunluğuyla belirlenecek iki aday arasından genel kurulca seçilecek. Yasa, Teftiş Kurulu başkan yardımcısı sayısını ikiden üçe çıkarıyor. Teftiş Kurulu Başkanı, bundan böyle Adalet Bakanı’na karşı sorumlu olacak. Teftiş Kurulu, bakanın verdiği görevleri yerine getirecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazeteciler Cemiyeti’nin Avrupa Birliği (AB) işbirliğiyle yaşama geçireceği “Özgürlük İçin Basın/Press For Freedom” projesi için Türkiye’ye gelen ABTürkiye Delegasyonu Birinci Müsteşarı Erwan Marteil (sağdan dördüncü) internete sansür düzenlemesi için “İnternetin sansür edilmesiyle ilgili gelişmeleri endişeyle ve dikkatle izliyoruz” dedi. Marteil, AB’nin 2013 raporlarına göre Türkiye’de medyanın engellendiğini ve sürekli baskı altında tutulduğunu ifade etti. Yasa önerisiyle bedelsiz olarak MİT’e devredilecek EMİNE KAPLAN ANKARA 3 yıl önce MİT’e devredilen Genelkurmay Elektronik Sistemler (GES) Komutanlığı’nın ülke genelinde bulunan 13 arazisinin yasal sıkıntılar nedeniyle devrinin yapılamadığı, MİT yasa önerisiyle bu devrin bedelsiz sağlandığı ortaya çıktı. MİT yasa önerisinin 11. maddesi, “Kamu kurum ve kuruluşları ile diğer kurum ve kuruluşlar, bu kanunda yazılı görevlerin yerine getirilmesi sırasında ihtiyaç duyulan hallerde, kullanımında bulunan her türlü malzeme, ekipman, teçhizat ve cihazı diğer kanunların bu konudaki düzenlemelerine bakılmaksızın geçici tahsis edilebilir veya bedelsiz devredebilirler” hükmünü öngörüyor. AKP yetkilileri, GES Komutanlığı’nın tüm ekibi ve teçhizatı ile MİT’e devredildiğini ancak ilgili yasada hüküm bulunmaması nedeniyle komutanlığın üs arazilerinin devredilemediğini belirterek “Bu sorun gideriliyor” görüşünü dile getirdi. sına yol açıldığı değerlendirmeleri yapılıyor. AKP yetkilileri, yasa önerisinin buna açık kapı bıraktığını ancak burada tek belirleyicinin MİT olmayacağını belirterek “Kimse istediği zaman istediği kurumun teçhizatına el koyamaz. Bunun belli prosedürleri var” açıklamasını getirdi. GES arazileri de İki daire başkanı görevden alındı Haber Merkezi “Büyük Rüşvet” operasyonun ardından Emniyet’te görevden alma ve yer değiştirmeler devam ediyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nde Trafik Uygulama ve Denetleme Daire Başkanı Hamza Altıntaş ile Sağlık İşleri Daire Başkanı Yüksel Çelik görevden alındı. Altıntaş’ın yerine Bedrettin Murat, Çelik’in yerine ise Mustafa Şahin atandı. Yabancılar Hudut ve İltica Dairesi başkan yardımcıları Ali Dikici ile Sinan Tuna ile birlikte aynı dairede 3 şube müdürü de görevden alındı. Bu arada Şırnak Emniyet Müdürlüğü’nde merkez ve ilçelerde görev yapan 18 şube müdürünün yerleri değiştirilirken Sakarya Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli 14 polis memuru başka birimlere atandı. izliyoruz Endişeyle l Türk Hukuk Kurumu Başkanı Sabih Kanadoğlu, HSYK yasasının onayı üzerine bir açıklama yaparak HSYK’nin tüm personelinin görevden alınması ile sonuçlanacak yasa ile ilgili bir “formül” önerdi. Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi’nin 6 Nisan 2006’da Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu üyelerinin görevlerine yasayla son verilmesini içeren düzenlemeyi anayasaya aykırı bularak iptal ettiğini anımsattı. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kuralının, “kazanılmış hak ilkesine dayandığını” belirten Kanadoğlu, şu öneriyi yaptı: “Anayasaya aykırı yasaya dayanan hukuki durum ve statüler, eğer tamamlanarak kesinlik kazanmamış ve henüz dava edilebilir ise iptal kararından etkilenirler. Anayasa hukuku yönünden doktrin, iptal kararlarının, kesin hüküm halini almış yargı ve idare kararları saklı kalmak koşulu ile geriye yürüdüğü görüşündedir. Danıştay da bu görüştedir. O halde şimdi yapılması gereken, yasa yürürlüğe girdiğinde, görevlerine yasayla son verilenlerin, yerlerine kararname veya herhangi bir idari işlemle yapılan atamaların iptali için süresi içinde idari yargıda dava açmalarıdır. Böylece AYM’nin olası yasayı iptal kararının geriye yürümesi sağlanmış olacaktır” ifadelerini kullandı. Dava formülü Kapsam daralıyor AKP yönetimi, MİT yasa önerisinde bazı değişiklikler için de çalışma yapıyor. MİT bilgi ve belgelerini sosyal medya ve kitle iletişim araçlarıyla yayımlanması ya da açıklanması durumunda süreli veya süresiz yayın sahibi, içerik sağlayıcı, eser sahibi, muhabir, yazar, sorumlu müdür, yayımcı ve basımcı ile yayanlar hakkında 3 yıldan 9 yıla hapis cezası verilmesine ilişkin maddenin kapsamının daraltılması planlanıyor. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın açıkladığı MİT’e parlamento denetimi içeren değişiklik çalışmasının ise anayasal engel nedeniyle yasa önerisine eklenmesi düşünülmüyor. Öneride imzası bulunan AKP’li Alpaslan Kavaklıoğlu, “Bu yasa teklifine yetişemeyecek ama bunun yapılmasını çok istiyoruz. Önce anayasaya konulması, ardından kanun çıkarılması gerekiyor” dedi. TÜBİTAK teçhizatı Söz konusu maddeyle dinleme tartışmaları nedeniyle MİT’in Emniyet, TÜBİTAK gibi kurumların istihbarat faaliyetlerinde kullandığı her türlü teçhizata el koyma
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle