04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 ŞUBAT 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 Paradan Para Kazanan Ne Ödeyecek? Bayram namazına gidenler aslında bu namazın nasıl kılınacağını bilir. Ama imam her bayramda bu namazın nasıl kılınacağını anlatır. Bu anlatımın asıl amacı ise hatırlatmadır. Vergide de işte böyle dönemsel hatırlatılması gereken konular var. Örneğin, ticari işletmeye dahil olmayan, paradan kazanılan paraların vergilendirilmesi gibi. Yani, emekli Osman amcanın, devlet memuru Ayşe Hanım’ın veya tüccar Veli Bey’in ticari işletmeye dahil olmayan sermayelerinden elde ettikleri faiz, repo, kâr payı vb. gelirlerin vergilendirilmesi konusu, sadece, beyan dönemi olan mart ayında zihinleri meşgul eder. Koca bir yıl düşünülmeyen bu konular mart ayında gündeme gelir. Bu nedenle de her mart döneminde vergileme esaslarının hatırlatılmasında fayda var. Kurumlara ortak olan gerçek kişiler, şirketten elde ettikleri kâr payları nedeniyle gelir vergisi öder. Elde edilen kâr paylarının beyanı ise her dönemde özellik gösterir. Kâr payları öncelikle stopaj yoluyla yüzde 15 oranında kaynakta vergilendirilir. Elde edilen brüt kâr payının yarısı ise kanun gereğince istisna. Kalan tutar, 26 bin lirayı aşıyorsa yıllık beyanname ile beyan ediliyor ve hesaplanan gelir vergisinden, yüzde 15 stopajın tamamının mahsubuna izin veriliyor. Bu nedenle tablodan da görülebileceği gibi 286 bin 200 lira brüt kâr payına kadar ödenecek gelir vergisi çıkmıyor. Kâr Payı Elde Edenler Nasıl Vergilenecek? Kâr Payı (52.000 TL’ye Kadar Beyan Dışı) İstisna Tutarı Gelir Vergisi Matrahı Hesaplanan Vergi Mahsup Edilecek Vergi Ödenecek/İade Edilecek GV 100.000 286.200 50.000 143.100 (100.000x½) (286.200x½) 50.000 143.100 11.145 42.930 15.000 (42.930) (100.000x%15) (286.200x%15) 3.855 TL 0. TL İADE 500.000 250.000 (500.000x½) 250.000 80.345 (75.000) (500.000x%15) 5.345 TL ÖDENECEK GÖRÜŞ MİTHAT MELEN Kâr payında ‘istisna’ Mevduat faizi ve repoda durum Gelir Vergisi Kanunu’nun ilgili maddesine göre, ödemeyi yapan bankalar ya da aracı kurumlar tarafından stopaja tabi tutulan mevduat faizleri ve repo kazançları tutarına bakılmaksızın beyan dışı. Benzer durum, devlet tahvili ve hazine bonosu faiz gelirleri ile katılım bankalarınca ödenen kâr payları için de geçerli. Ayrıca kanun, istisna ve tevkifat uygulamasına konu olmayıp 1390 liranın altında kalan alacak faizleri ile kıyı bankacılığı faizlerinin beyan edilmeyeceğini söylüyor. Bu tutarın aşılması halinde ise elde edilen söz konusu gelirlerin beyan edilmesi gerekiyor. Kazanım Kaynar Maymunum Oynarken... Türkiye’nin önünde nereden bakarsanız üç seçim var. Seçim yılında ekonomiyi yoluna koymak kolay iş değil. Faizleri artırmak ve kuru dengelemek geçici bir çözüm. Enflasyon yükselirken büyüme hızını belirli bir oran üzerinde artırmak da kolay değil. Parasal politikalar tek başına hiçbir zaman ekonomileri dengelemek için yeterli olmamıştır. Yanında mali politikalara gereksinim vardır. Bir seçim yılında da kamunun gelirlerini artırmak ve giderlerini kısmak göründüğü gibi kolay olmasa gerek. Vergileri artırırsanız büyüme hızı düşer. Harcamaları kısarsanız ülke hiç büyüyemez olur. Ancak faizi yükseltip Merkez Bankası rezervlerinden dövizleri piyasaya yığarak da ekonomiyi dengeleyemezsiniz. Söz ettiklerimiz hep teori. İşin pratik yanı ocağın ateşini söndürmemek. Bir ülke ekonomisinin ateşini keserseniz sonuçları sadece ekonomik olmaz; siyasal ve sosyal olur. 78 milyonluk Türkiye’de gelir dağılımının adil olmadığını bildiğimiz için ekonomide durgunluk gerçekten tehlikeler getirir. Şunu sorabilirsiniz: Çok da aşırı büyüme ya da hovardaca yaşama, har vurup harman savurma doğru bir tercih mi? Aslında bir ülke ekonomisi aynen insan vücudu gibi hep normaller üzerine kurulmuştur. Hiçbir aşırılığı kaldırmaz. Siyasete gelince... Küresel dünyada çevreniz barut fıçısıyken ekonomiyi gözetmeden siyaset yapamazsınız. Uluslararası konjonktür de artık bu bölgede sürdürülebilir bir ekonomik ve siyasi istikrardan yana. Güneydoğu Anadolu meselesini (Bence ırkçılık anlamına geldiği için Kürt sorunu demek istemiyorum. Hayat felsefemizin temelinde din, dil, ırk, renk ayrımı gütmemek vardır.) tam çözemeden uluslararası camia herkesin küllenmeye yüz tuttuğu sandığı Kıbrıs sorununu gündeme getirmektedir. Belli ki Başbakan’ın her yurtdışı gezisinde önüne Kıbrıs kozu konmakta. Peki, Kıbrıs’ta istenen nedir? Kıbrıslı Rumların Annan Planı’nı reddetmelerinden sonra adayı vuran ekonomik kriz yeni çözümleri gündeme getirdi. Kıbrıs Rum lideri Nikos Anastasyadis, komünist olduğu varsayılan AKEL partisini de yanına alarak bir konfederasyon modeline “evet” diyeceğe benziyor. Ekonomik krizden çıkmanın da başka bir yolu yok ki... Peki, nereden başlayacaksınız işe? Bunca yıldır kapalı olan eski Maraş’tan (Varosha). KKTC hükümeti Maraş’ın uzlaşmanın önşartı olmasını istemiyor. Ancak en iyi ekonomik çözümün Maraş’ın yeniden imarı ve uluslararası yatırımcıya açılması olduğu açık. Peki, Türkiye’nin, bu durumda çapraz görüşmeler de devam ederken AB müzakereleri ne olacak? Birdenbire Türkiye, AB içine mi girecek? Yoksa bütün Batı’yı ayağa kaldıran, NATO’yu kızdıran Çin’den füze alınması süreci mi işleyecek? Bakınız, “kazanım kaynarken, maymunum oynarken” yani ekonomim güçlüyken ben değil, çevremdekiler beni el üstünde tutarlar. Onun için elimize geçen bu fırsatları iyi değerlendirip ekonomik dengeyi bozmamamız gerekiyor. Ayrıca kimse korkmasın. Türkiye güçlü oldukça, ekonomik ve siyasi istikrarı sürdürdükçe sorunlarını aşar. SOSYAL GÜVENLİK Muhasebe Haftası’nda buluşalım taleplerimizi de yüksek sesle dillendireceğiz. İSMMMO hafta boyunca başka birçok etkinliği de hayata geçirecek. Mesleki seminerlerin yanı sıra, 6 Mart Perşembe günü saat 18.00’de “Oda”mızın Kurtuluş’taki binasında benim moderatörlüğümde gazeteci yazar Uğur Dündar’la bir söyleşi gerçekleştireceğiz. 7 Mart Cuma Saat 18.00’de İSMMMO binasında yapılacak Dünya SORU CEVAP Çok değerli okurlarım, bir yıl boyunca bu köşeden SGK ve vergi ile ilgili değerlendirmelerde bulunuyoruz. Ancak çok önemsediğimiz bir gelişme olduğunda, İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı kimliğimizle de duruma dikkat çekiyoruz. Yine öyle bir eşikteyiz. Tüm Türkiye’de Muhasebe Haftası 1 Mart’ta başlıyor. Biz de İSMMMO üyeleri olarak 1 Mart Cumartesi günü saat 11.00’de bir kez daha “mesleğimize ve yarınlarımıza sahip çıktığımızı göstermek” için Taksim Cumhuriyet Anıtı’nda kitlesel bir basın açıklaması yapacağız. Sorunlarımızı dile getirirken Uğur Dündar söyleşisi MUHASEBE HAFTASI Emekçi Kadınlar Günü toplantımızın üç önemli konuğu ise; gazeteci yazar Nedim Şener, sanatçı Ayla Algan ve İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi avukat Aydeniz Alisbah Tuskan. Muhasebe Haftası etkinliğimiz, 8 Mart Cumartesi Nişantaşı Fevziye Mektepleri Vakfı Özel Işık Lisesi’nde saat 18.00’de başlayacak İSMMMO Dostlar Korosu konseriyle sonlanacak. Muhasebe Haftası’nı kutluyor, tüm meslektaşlarımızı ve dostlarımızı yanımızda olmaya çağırıyorum. 15 yıl prim, 75 yaş gerekiyor Hiçbir sosyal güvencesi olmayan 60 yaşında bir kadın, isteğe bağlı sigortalı olursa ne zaman emekli olur? Arzu Bektaş İlk defa sigortalı olacak söz konusu kişinin emeklilik hakkı elde edebilmesi için 15 yıl prim ödemesi gerekiyor. Yani 75 yaşında 5400 gün prim ödeyerek emekli olabilir. Sorularınız için [email protected] adresinemail atabilirsiniz. Tüm sorular eposta ile tek tek cevaplanacaktır. AKP’nin Kavgacılığı PERİHAN ERGUN KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] İktidar icraatlarını gövdesiyle kavgaya dönüştürdü. Gövdesi kendilerine yüzde 50 oy vererek iktidarlarını sağlayan halktır. Onlara oy verenlerle karşı olanların tümüne millet denir. Hangi gruptan olurlarsa olsunlar iktidarın milletine hizmeti ön görevidir. Buna karşın Sayın Başbakan, söylem ve davranışlarıyla karşıtlarını devamlı suçlu görerek aşağılayıcı, azarlayıcı ifadeleriyle ikilem yaratmayı sürdürdü ve sürdürmektedir. Buna izin vermeyen yasaların kendisine rahatsızlık verdiğini ortaya koymaktan da hiç çekinmemiştir. Öyle ki; Sayın Başbakan RT Erdoğan bir süre önce HSYK’nin yasal olan bir kararı hoşuna gitmeyince “Elimde onlara karşı bir yasa olsa hemen uygularım” diyerek duygu ve düşüncelerini ortaya koymuştu. İşte 17 Aralık operasyonundan sonra ortaya dökülen rüşvet ve yolsuzluk kokularını üzerinden atabilmek çabasıyla yeni yasalar getirmeğe soyundu... Önce HSYK, sonra internet, giderek MİT kurallarında değişikliğe girişti. Bilindiği gibi HSYK’nin başında Adalet Bakanı, onun da başında Başbakan vardır. Ve tüm bakanlıklar da onun yönlendiriciliğindedir. Bu yetkiler elinde olsa da, her ne kadar “Biz muhafazakâr bir yöneticiyiz” dese de uluslararası anlaşmalara, hele Avrupa Birliği’ne girme arzusu da varsa uyulması gereğiyle istediklerini tam olarak yapamıyor. Şimdi 30 Mart yerel yönetim seçiminde eski oy oranını ve iktidarını koruyabilmek için gemi azıya almış görünüyor. HHH Geçmişte iktidara gelip hükümet kurmasında kendisine destekleriyle güç veren cemaat lideri ve taraftarlarını, hatta elemanlarını müttefik sayarak devletin her mertebesinde görevlendirirken “Paralel Devlet” tanımını hiç ağzına almıyordu. Şimdi ne olduysa kalabalıkları topladıkları kapalı ve açık alanlardaki yurttaşlara “Paralel Devlet” tanımını kendilerine karşı oluşturulmuş bir çete olarak tanımlıyor. Ama hükümet olarak her türlü devlet gücüne sahip olduğu halde dolambaçlı yollar ve söylemlerle bunların çarelerini işleme koymuyor. Örneğin AKP cemaat birlikteliğiyle devleti ele geçirdiklerinde kumpaslarla (danışmanının itirafıdır) Ergenekon, Balyoz ve başka yapay davalarla kanıtsız, tanıksız yıllardır içerde tuttuğun ülkenin asker sivil aydınlatıcılarına “Ben bu davaların başsavcısıyım” derken hiç yüreğin sızlamadı. HHH Şimdi gelin görün ki 17 Aralık’tan sonra foyaların dumanları ortalığı sarınca yukarıda değindiğim gibi belli kurum ve yasaları değiştirmeye girişti. Evvela o operasyonu oluşturan görevlileri makamlarından aldırdı. Yetkiyi tek bakanda, doğal olarak da kendinde topladı. Oysa ne yaparsa yapsın gerçekler er geç ortaya çıkıyor. İki gün önce yandaş olmayan yazılı ve görüntülü medyada Başbakan’ın Ankara’dan İstanbul’daki oğlu Bilal’e 17 Aralık sabahı telefonla “Evdeki paraları kaçırın” dediği ses kayıtlarının internete düştüğü iddiasıyla en yakınım suçlanıyormuş gibi dehşete düştüm. Benim ülkemin, Cumhuriyetimin Başbakanı böyle bir şey yapamaz diye bağırmak istedim. O gün de her gün katıldığı toplantılardaki gibi konuşma yapacağını bilerek bu haberin yalan ve iftira olduğunu açıklamasını bekledim. Beklentim olmadı ve bu beni daha da çok üzdü. Bir de bu haberlerin dışta ve içte Cumhuriyet düşmanlarınca aleyhimize kullanılacağını da düşününce kahroldum. HHH Çareyi de 30 Mart’ta başlayan yerel seçimden sonra bir yıl içinde Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleri de yaşayacağımızı hatırlayınca ulusça aklımızı başımıza almamızın gerektiğinin şart olduğunu düşündüm. Çünkü bu ülke ve Cumhuriyetimiz öyle kolay elde edilmedi. Binlerce şehit kanıyla ki iki dayım da bunların içindedirBaşkomutan Atatürk ve kahramanlarımızca düşmanlardan kurtarılan bu memleket ve Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza dek koruyup yaşatmak her birimizin ön görevidir. Onun gençliğe hitabı yol göstericimizdir. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY 1/ Metin 1 Erksan’ın 2 bir filmi. 2/ Habeş soy 3 lusu... 1 met 4 renin üçte bi5 ri kadar olan eski bir uzun 6 luk ölçüsü. 3/ 7 Grekoromen 8 güreşte bir oyun... Antal 9 ya ve Fethiye 1 2 3 4 5 6 7 8 9 körfezleri arasında yer alan yarıma 1 A L A Ş İ Y A A danın adı. 4/ “Ço 2 K A Y DOMA T cuk gönlüm kay 3 K İ N G N A N A gılardan ” (Or 4 A K A R E T A L han Veli)... Doğu 5 D Z A Ğ E K E Anadolu’da kullaV E RMU T nılan bir tür küçük 6 L İ L İ R zurna. 5/ Vücudun 7 A K A Y toksinlerden arındı 8 R O B E R N U H rılarak kilo verme 9 N A R E K E U sini sağlayan sağlık kürü... Madagaskar’ın plaka imi. 6/ Suyu, işleme ve dağıtım tesislerine iletme. 7/ Briçte bir ekibin, en çok bir el vererek yaptığı oyun... Budizmin, Japonya’da büyük önem taşıyan kolu. 8/ Dalgaların sahile attığı ağaç parçaları... Kuzu sesi. 9/ Titan elementinin simgesi... Gidiş, gitme. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yılmaz Güney’in bir filmi. 2/ Eskiden şairlerin kasidelerinde övgüsünü yaptıkları kişilerden aldıkları para ya da armağan... İstenilen nitelikleri taşıyan. 3/ Bir maddeyi kazımaya ya da yaymaya yarayan geniş ve yassı ağızlı metal araç. 4/ Tokyo’nun eski adı... Bir göz rengi. 5/ Bir renk... Tıp dilinde “bere” anlamında kullanılan sözcük. 6/ Kalkan ve zırh gibi korunma aracı... Nazi partisinin askeri polis örgütü... Bir nota. 7/ Yokluk, hiçlik, ölüm... Azerbaycan’ın plaka imi. 8/ Çoğunlukla masalların başında bulunan uyaklı giriş sözleri. 9/ İyi nitelik, uğur, bereket. 1 2 3 4 5 6 7 8 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle