25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 ŞUBAT 2014 CUMARTESİ 6 HABERLER Savcılığın yolsuzluk operasyonlarında görevli personelle ilgili iddiaları araştırdığı öne sürüldü Polise ‘örgüt’ soruşturması İstanbul Haber Servisi Bakan çocukları, bürokratlar ve işadamlarının tutuklandığı 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu ile şüphelileri arasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da bulunduğu yolsuzluk dosyasında görev yapan polislere soruşturma açıldığı iddia edildi. Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesi ile yetkili savcılığın, soruşturmalarda yer alan polisler hakkında “devlete ait gizli belge ve bilgileri örgütsel amaç doğrultusunda kurum dışına çıkarmakla” suçlamasıyla inceleme başlattığı öne sürüldü. Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesi ile yetkili Başsavcı Vekili Oğuzhan Atamtürk Uyar ise soruşturmayla ilgili “Şu an öyle bir şey yok” değerlendirmesinde bulundu. Şüphelileri arasında Başbakan’ın oğlu Bilal Erdoğan ile Yasin el Kadı’nın da bulunduğu 25 Aralık operasyonunu yürüten savcılar arasında yer alan İsmail Uçar’ın yürüttüğü iddia edilen soruşturma kapsamında İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Şube Müdürlüğü ile Mali Şube müdürlüklerinde gö Seçimler Öncesinde Uyarılar(1) Yöresel seçimler yaklaşık iki ay sonra. Ardından cumhurbaşkanı seçimi ve milletvekili seçimleri geliyor. Yöresel seçim sonuçları sadece şu andaki iktidar partisi bakımından değil, TBMM içindeki ve dışındaki bütün partiler bakımından belirleyici olacak. Şu ya da bu ölçüde yenilgiye uğrayacak AKP için böyle bir sonuç çözülmenin başlangıcı olacak; tersine, bu seçimden başarıyla çıkan, en azından şu andaki konumunu koruyabilen bir AKP, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler için üstünlük elde edecektir. CHP başta olmak üzere bütün öteki siyasal partiler bakımından da, seçim sonuçlarına ve onların da kaçınılmaz sonuçlarına ilişkin benzer şeyler söyleyebiliriz... HHH Burada sıralayacağım uyarıların bir uzmanın görüşleri değil, az çok bilinçli sıradan bir yurttaştan da işitilebilecek gözlem ve öneriler olduğunu öncelikle belirtmeliyim... Bütün muhalefete yönelik olarak ilk uyarım, Başbakan’ın “cemaat”e karşı göstermelik savaşımından ve “yeniden yargılanma” konusundaki sözüm ona olumlu tavrından ötürü sanki demokrasi ve adalet savunucusuymuş gibi cilalanıp pazarlanması tuzağına düşmemek gerektiğidir. Böyle bir tuzak hazırlığının belirtileri görülebiliyor... HHH Hemen ardından TÜSİAD’a bir uyarıda bulunmak istiyorum. Sizler genellikle Cumhuriyet Türkiye’sinin ürünü, Cumhuriyetin en azından laiklik değerlerine bağlı kişiler ve kurumlarsanız, Başbakan’ın, kuşkusuz hepinize yönelik, “vatan haini” hakaretini yalayıp yutacak mısınız? Yutacaksanız sizlere söyleyecek sözüm olamaz. Kendi idam hükmünüzü kendi ellerinizle imzalıyorsunuz demektir. Yutmayacaksanız, ağır hakaretine uğradığınız ve tehditlerinin hedefi olduğunuz kişiden Türkiye siyasetinin kurtulması için bütün olanaklarınızı kullanarak elinizden geleni ardınıza koymamalısınız... Eğer sadece kişisel ve kurumsal çıkarlarınızı değil ülke çıkarlarını da düşünüyorsanız, öncelikle açık sözlü ve cesur olmalı, uğradığınız hakaret ve tehditleri daha açık ve cesur bir dille sahibine iade etmeyi göze alabilmelisiniz. Kaldı ki, ülke elden gittiğinde Cumhuriyetin ürünü bir burjuvazinin de, kurumlarıyla, laik yaşam değerleriyle yıkılıp gideceği açıktır. HHH AKP, geleneksel merkez sağın da oylarını toplayarak iktidar olabildi. Olağan koşullarda toplumun yüzde onunun bile oyunu alamayacak bu aşırı sağ hareketin yüksek oy oranıyla iktidara gelmiş ve oylarını yükseltmiş olmasının başlıca nedeni sağdaki bu boşluk ve sonrasında da iktidar olanaklarını kullanmış olmasıdır. Merkez sağ ya da liberal oluşumlara akıl hocalığı yapmak bana düşmez. Fakat bu kişi ve çevreler, Türkiye’nin çağdaş bir ülke olarak yaşamını sürdürme savaşımında, en azından bu aşamada, omuzlarına büyük görevler düştüğünün umarım bilincindedirler... Seçimlere bu kadar az bir süre kala partileşemeyeceklerine göre, tercihlerinin laik yaşam tarzının savunucusu parti ya da partilerden yana olduğunu herhalde açıkça belirtmeli, olanaklarını bu yönde kullanmalıdırlar... HHH Bu ilk “uyarı” yazısında son olarak iktidar partisi milletvekillerine; onların hırsızlığa, yolsuzluğa bulaşmamış olanlarına, yüreklerinde yurt sevgisi taşıyanlarına seslenmek istiyorum... Sayılarının hiç de az olmadığına inandığım pek çoğunun, insanların inançlarına, mezheplerine göre karşıt kamplara bölünmediği; Müslümanlığın alçakgönüllüce, gösterişe kaçmaksızın yaşandığı; dinin siyaset yoluyla hiçbir zaman bu ölçüde saygınlıktan uzaklaştırılmadığı; siyasetçinin bu ölçüde yolsuzluklara bulaşmadığı bir Türkiye’nin özlemi içinde olduklarından kuşku duymuyorum... Türkiye’nin haksız bir savaşın kışkırtıcısı ve tarafı olmasından, etnik ayrımcılığın ülke ortamına hiçbir zaman olmadığı ölçüde sokulmasından rahatsızlık duyduklarına da inanıyorum.. Onlara dostça, arkadaşça, yurttaşça uyarım, kendilerinin ve kendilerinden sonrakilerin geleceği için, işlenen ve işleneceği kuşkusuz suçlara daha fazla ortak ve destek olmamalarıdır... Başkaca “uyarı”larımı gelecek haftaki yazıma bırakıyorum... PROF. DR. KEMAL ALEMDAROĞLU AĞIR HASTA VE KİMSEYLE GÖRÜŞTÜRÜLMÜYOR. İNSANLIK SUÇLARI İŞLENMEYE DAHA NE KADAR SÜRE DEVAM EDİLECEK? YENİ SAVCI AYDINER’İN, GÖREVDEN EL ÇEKTİRİLEN SAVCI KARA’NIN YAZDIĞI İDDİANAMEYİ DİKKATE ALMAYACAĞI BELİRTİLDİ Yolsuzluk iddianamesi çöpe İstanbul Haber Servisi İşadamları, bürokratlar ve bakan çocuklarının tutuklu bulunduğu, Türkiye’yi sarsan “17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu” kapsamında görevden el çektirilen savcılar Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç’in ardından soruşturmayı yürüten savcı Ekrem Aydıner’in görevden alınan savcı Celal Kara’nın yazdığı iddianameyi dikkate almayacağı belirtildi. Savcı Ekrem Aydıner, “İddianameyi kendim hazırlayacağım” dedi. 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu yürütürken İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu’nun yaptığı görev değişiklikleri ile dosyadan el çektirilen savcılardan Celal Kara’nın görevden alınmasının ardından dosya, soruşturmaya sonradan dahil edilen savcı Ekrem Aydıner’e verildi. Savcılık kaynaklarından edinilen bilgiye göre savcı Ekrem Aydıner’in görevden alınan savcı Celal Kara tarafından hazırlanan iddianameyi dikkate almayacağı, kendisinin baştan yazacağı kaydedildi. revli polislerin incelemeye alındığı öne sürüldü. 25 Aralık operasyonunu TMK 10. madde ile yetkili savcılar İrfan Fidan, Murat Çağlak, Fuzuli Aydoğdu ve İsmail Uçar yürütüyordu. 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrasında fiziki ve teknik takip bilgilerinin yer aldığı Organize ve Mali 17 bin sayfalık tape Şube müdürlüklerine ait bilgisayarların özel bir yazılımla formatlandığı saptandığı ileri sürülmüştü. Soruşturma kapsamında bu şubelerin bilgisayarlarının log kayıtlarının incelenerek hangi bilgisayara kim tarafından girildiğinin tespit edilmeye çalışıldığı iddia edildi. 17 bin sayfalık telefon dinleme kayıtlarını da inceleten savcılığın, teknik takip ve dinlemelerde görev alan perso nel hakkındaki delil karartma ve delil uydurma iddialarını araştırdığı öne sürüldü. Soruşturma kapsamında 17 Aralık operasyonu sonrası Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç, Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Yakub Saygılı ile arama el koyma gözaltı ve teknik takiplerde görevli Emniyet görevlilerinin ifadelerinin alınacağı iddia edildi. ‘KRİTİK HİZMETTE AKSAKLIK ÇIKAR’ Polis atamalarına durdurma kararı O villalarla ilgili valilik, kaymakamlık ve savcılıktan bilgi istendi İstanbul Haber Servisi 17 Aralık operasyonunun ardından görevden alınan Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürü Hakkı Akçal’ın yürütmeyi durdurma istemiyle başvurduğu İstanbul 4. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi. Arnavutköy Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğü’ne gönderilen Akçal’ın başvurusunu değerlendiren İstanbul 4. İdare Mahkemesi kararında, “Davalı idarelerin savunması ve ara kararı cevabı alındıktan ya da kanuni savunma ve ara kararına cevap verme süresi geçtikten sonra yeniden bir karar verilinceye kadar davacının branşı itibarıyla gördüğü kritik kamu hizmetinin yürütülmesinde ortaya çıkabilecek aksaklık ve arızalar göz önüne alındığında uygulanmakla etkisi tükenecek nitelikte görülen dava konusu işlemin yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmiştir” denildi. KOCAELİ VE BURSA EMNİYETİ İzmir Barosu da devrede OZAN YAYMAN Şube müdürlerinin yerleri değişti KOCAELİ / BURSA (Cumhuriyet) Türkiye’yi sarsan, bakanların çocukları ve işadamlarının da tutuklandığı 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ardından Emniyet’teki yer değişiklikleri sürüyor. İki hafta önce Kocaeli Emniyet Müdürlüğü’ne atanan Levent Yarımel’in isteğiyle birçok müdürün yerleri değişti. Körfez Emniyet Müdürü Ali Rıza Asayiş Şube Müdürlüğü’ne, Asayiş Şube Müdürü Uğur Eldemir Derince Emniyet Müdürlüğü’ne, Derince Emniyet Müdürü Cenk Özmen Körfez İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. Trafik Tescil, Cengiz Topel Havalimanı, Yabancılar Şubesi, Personel ve Bütçe Şube Müdürleri de başka görevlere atandı. Amir rütbesindeki birçok polisin de görev yerinin değişeceği belirtildi. Bursa Emniyet Müdürlüğü bünyesindeki Kriminal Polis Laboratuvarı Bölge Müdürü Arif Bozdemir görevinden alınarak polis okuluna atandı. İZMİR İzmir Barosu, İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 1. derece Sit alanına yapıldığı gerekçesiyle haklarında yıkım kararı verdiği Urla Zeytineli köyündeki villaları gündemine aldı. 2’si Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a armağan edildiği savlanan villalarla ilgili İzmir Valiliği’ne “Kurul kararına karşın bugüne kadar ne yaptın?” sorusunu yönelten baro, Urla Cumhuriyet Savcılığı’ndan da daha önceki suç duyurularının sonucunu istedi. İzmir Barosu Başkanvekili Ercan Demir, İzmir Barosu’nun geçmişten bu yana kent ve çevre konularına duyarlı olduğunu söyleyerek, “Yağmaya ve talana karşı mücadele ettik yine ederiz” dedi. Demir, Urla Zeytineli’ndeki gelişmeleri yakından izlediklerini vurgulayarak, “Valilikten ve savcılıktan bilgi istedik. Gelinen noktada ne gibi işlemler yapıldı ğını, açıklamalarını talep ettik. İlgili kurumlardan gelecek yanıtlara göre yargı süreci dahil olmak üzere her türlü girişimi yapmaya hazırız” diye konuştu. İzmir Barosu’nun, İzmir Valiliği ve Urla Cumhuriyet Savcılığı’nın yanı sıra Urla Kaymakamlığı, İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gönderdiği dilekçelerde, “İzmir, Urla, Zeytineli köyü, Sarpdere Mevkii, 24 pafta, 1609 parsel ve çevresindeki parseller ile ilgili olarak, bu parselleri de kapsayan 1. derece doğal Sit alanında yazlık villalar yapıldığı öğrenilmiştir” denildi. Villalarla ilgili İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun, 35.18/1880 dosya numarasıyla 23 Eylül 2010 tarih ve 515 sayılı yıkım kararı olduğu bilgisine ulaştığına dikkat çekilen dilekçede, şu görüşlere yer verildi: “Bu yıkım kararının uygulanıp uygulanmadığının, uygulanmadı ise nedeninin, bu konuda daha sonra başka bir işlem oluşturulup oluşturulmadığının bildirilmesini talep ederiz.” Hükümetin görevden aldığı hâkimsavcıpolis isimleri Brüksel yolunda İHBAR EDENLER ARAŞTIRILIYOR TIR’lara ‘casusluk’ soruşturması AB’den sürgün listesi DUYGU GÜVENÇ ADANA (AA) Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Adana ve bölgesinde durdurulan TIR’larla ilgili ihbarların yapılış biçimi ve izlenen yola ilişkin soruşturma başlatıldığı bildirildi. Yapılan açıklamaya göre, istihbarat hizmetlerinin zafiyete uğratıldığı ve karşı casusluk faaliyetinin yapıldığı iddiaları değerlendirilerek olayın tüm yönleriyle soruşturulmasına karar verildi. Başsavcılık yazılı açıklamasında, Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 10. Maddesiyle Görevli Başsavcı Vekilliği’ne “Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbaratı Kanunu” kapsamına giren konulara ilişkin çeşitli tarihlerde suç ihbarlarının yapıldığı anımsatıldı. Olayın tüm yönleriyle araştırılıp açıklığa kavuşturulabilmesi için soruşturmaya karar verildiği belirtilen açıklamada, şöyle denildi: “İhbarlarda izlenen yol, yapılış şekli ile yazılı ve görsel medyada ihbarların yapılış amacıyla ilgili yoğun biçimde gündeme getirilen devletin istihbarat hizmetlerinin zafiyete uğratıldığı ve karşı casusluk faaliyetinin yapıldığı iddialarına ilişkin olarak olayın tüm yönleriyle araştırılıp açıklığa kavuşturulabilmesi için 2937 sayılı Yasa’nın hükümleri ve TCK 330 kapsamında konunun soruşturulmasına karar verilmiş olup basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.” ANKARA AB Komisyonu; hükümetin, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna karşı Emniyet ve yargıdaki görevden alma ve görev değişiklikleri için harekete geçti. Ankara’daki AB delegasyonu, Emniyet ve yargıya yönelik hükümet operasyonunda görevden alınan ve yeri değiştirilen Emniyet ve yargı mensuplarının sayısal bilgilerini Brüksel’e bildirmeye hazırlanıyor. AB Komisyonu, görevden alınan hâkim ve savcılara itiraz etme imkânı getirilmesi için HSYK kararlarının da yargı denetimine açık olmasına yönelik Ankara’ya öneride bulunmayı gündemine aldı. AB Komisyonu, 17 Aralık operasyonunun ardından başta Emniyet ve yargı ile bakanlıklar ve tüm kamuya yayılan büyük görevden almalar üzerine liste oluşturmaya başladı. Delegasyon, Türkiye’deki görevden alma ve yer değiştirmelerde isim ve sayı listesi oluşturarak Brüksel’e raporla bildirmeye hazırlanıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Brüksel ziyaretinin ardından Türkiye’deki farklı sivil toplum AVRUPA BİRLİĞİ: PARALEL DEVLET SİZİN İDDİANIZ Komisyonun, Brüksel ziyareti sırasında da Erdoğan’a “Türkiye’deki hukuka müdahale konusunda üye ülkelerden müzakerelerin askıya alınmasına yönelik komisyon üzerinde çok ciddi baskı var. Eğer hukuka müdahale devam ederse, biz buna karşı çıkamayız” mesajını verdiği öğrenildi. Komisyon, Erdoğan’ın “paralel devlet” iddialarına da, “Biz paralel devleti bilmeyiz. Bunlar sizin iddianız. Bunun somut delillerinin ortaya konması lazım. Ama önce yapılması gereken, yolsuzluk ve rüşvet iddialarının üzerine gidilmesi ve savcıların görevinin gereğini yapmasına izin verilmesi” yanıtını verdi. Arslan, AB yetkilileri ile görüştü. kuruluşlarıyla temaslarını sıklaştıran komisyon, önceki gün YARSAV Başkanı Murat Arslan ve beraberindeki heyeti ağırladı. Arslan, AB’nin Genişlemeden Sorumlu Müdürü Christion Danielesson ve Türkiye Masası Direktörü Christos Makridis’in de arasında bulunduğu komisyon yetkilileri ve çok sayıda parlamenter ile görüştü. Cumhuriyet’e bilgi veren Arslan, “AB için HSYK’nin bakana bağlanması kabul edilemez. Bunu çok net dile getirdiler” dedi. Arslan, 17 Aralık operasyonunun savcıları Celal Kara, Mehmet Yüzgeç ve Mustafa Erol’dan dosyalarının da alınmasını komisyon ile ele aldıklarını belirterek “Türkiye’de hâkim ve savcıların HSYK’den başka itiraz hakkının bulunmamasına şaşırdılar. Hâkimlerin bir yargı mercii bulunmamasını eleştirdiler” dedi. Komisyonun ayrıca, Adalet Müsteşarı Kenan İpek’in İzmir dosyasından sorumlu Başsavcı Hüseyin Baş’a telefon açıp soruşturmanın durdurulmasını istemesine de tepkili olduğunu dile getiren Arslan, Erdoğan’ın Brüksel’de inandırıcı bulunmadığını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle