18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 ARALIK 2014 PERŞEMBE 4 Demokratik Çözüm! Son günlerde birbirini izleyen görüşmeler, çözüm sürecinde belirli bir hızlanmanın göstergeleridir. Bizzat Başbakan’ın son açıklaması çözümün hızlanmasını isteyenlere müjde niteliğini taşıyor. Buna karşılık Cemil Bayık hükümetin 2015 seçimlerine kadar çözüm sürecinde somut adımlar atmayıp çözümü seçim sonrasına sarkıtmak eğiliminde olduğunu, böyle bir tavra göz yummayacaklarını, 67 Ekim benzeri olayların çıkabileceğini söyledi. Bu arada, HDP’nin 2015 seçimlerine, şimdiye kadar yaptığı gibi bağımsız adaylarla girme yerine, parti olarak katılma kararı, birçok çevrede tereddüt ve şaşkınlıkla karşılandı. Yüzde on barajı kaldırılmadan böyle bir kararın alınması sonucunda partinin baraj altında kalması halinde AKP’nin 2015 seçimlerinde, anayasa değişikliği yapabilecek, bir parlamenter çoğunluk elde etmesi olasılığının varlığı haklı olarak şu soruyu sorduruyor: Acaba AKP ile HDP arasında bu konuda gizli bir görüşme mi var? HHH Böyle bir anlaşma ile HDP’nin baraj altında kalarak parlamentoya girememesinin, başka hesapları da içerdiği düşüncesini de akla getirmektedir. Nitekim bu gibi hesaplar ima yoluyla da olsa çeşitli çevrelerce dillendirilmektedir. Kürtlerin baraj altında kalarak parlamentoda temsil edilememeleri halinde, TBMM dışında ayrı bir de Kürt Parlamentosu kurulmasını, haklı hatta zorunlu kılacak ve “demokratik özerklik” yolunda bir adım daha atılmış olacaktır. Böylelikle, yüzde on barajının azizliği sonucu şimdiki Cumhurbaşbakan Tayyip Bey, fiilen melez başkancı sistemi, resmen Başkan Baba rejimine dönüştürecek, HDP de bütün demokratik söylemlerine karşılık, yalnızca etnik kimlik üzerine oturmuş bir çözümün ilk adımını, ayrı Kürt parlamentosunu oluşturarak atmayı başaracaktır. Sonra da demokratik çözüm olarak takdim edilen çözümün doğurduğu modelin adı da demokratik özerklik olacaktır. Böylelikle Türkiye’nin her tarafında korku ve baskı rejimi eşit olarak yaygınlaşacak, Kürt sorununun çözümünün Türkiye’de demokrasiyi güçlendireceği savı da suya düşmüş olacaktır. HHH Kürt sorununun Türkiye’nin demokrasi sorununun ayrılmaz bir parçası olduğunu ileri sürenler haklıdırlar. Türkiye’de Kürt sorunu çözülmediği sürece, ülkede demokrasinin yerleşemeyeceği de gerçektir. Ama bu gerçekler, bize çözüm süreci diye sunulan ve her etnik kimliğin, kendi etnik kimlik etiketini taşıyan baskılar altında tutulmasını öngören çözümün, demokratik bir çözüm olmadığını görmemizi engellememelidir. HDP’nin böyle bir oyunun içine girmesi, söylemi ne olursa olsun, sol ve demokratik bir çizgide olmadığını ortaya koyuyor. Kürt sorununun ülkedeki demokratik güçlerin el birliği ile demokratik bir çözüme ulaştırılması kimsenin umurunda değil görünmektedir. Onun yerine, ülke bazında, despot ile terör örgütü liderinin bölge çapında feodal güçler ve silahlı örgütlerle varacakları anlaşmalar sonunda, emperyalizmin kimi hesaplarını da göz önünde bulunduran bir çözüm sağlanmış olacaktır. Böylelikle Türkiye Türkleri, Türkiye Irak ve Suriye Kürtleri dizaynında emperyalizmin de yer alacağı bir düzen içinde standartlaştırılmış ama hepsi kendi etnik kimliğine ait etiketler taşıyan baskı yöntemlerine maruz kalacaklardır. Bu düzende Kürtler anadillerini öğrenmek ve konuşmak özgürlüğüne sahip olacaklardır ama kendi anadillerinde de olsa, ifade özgürlüğü yine de bir sorun olarak ortada durmaya devam edecektir. Tabii ki, bu düzen ne Kürt ne de Türk halklarının sorunlarına çözüm getirecektir. Ama kesinlikle emin olabilirsiniz ki, ortada herhangi bir demokratik çözüm ihtimali bulunmasa bile, bunu yine de herkese demokratik çözüm diye sunacaklar. Yerseniz! ‘17 Aralık’ çiziği Davutoğlu eski bakanları genel seçimde aday göstermek istemiyor. Davutoğlu ve Erdoğan’ın eski bakanların adaylıkları konusunda kriz yaşayabilecekleri değerlendiriliyor ERDEM GÜL ANKARA AKP, oylama erteletmek zorunda kaldığı 4 eski bakanıyla ilgili, “Yüce Divan’a mı gönderelim, aklayalım mı?” kararının ardından kritik bir tercihte daha bulunmak zorunda kalacak. AKP kulislerinde Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun soruşturulan bakanların seçimde yeniden milletvekili adayı olmalarına karşı olduğu konuşuluyor. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Davutoğlu’nun Yüce Divan konusunda anlaşsalar bile bakanların adaylıkları konusunda kriz yaşayabilecekleri değerlendirmeleri yapılıyor. 17 Aralık yolsuzluk iddialarını soruşturan Meclis komisyonunda 4 eski bakanla ilgili yaşananlar, AKP’nin art arda iki zorunlu karar vereceği bir sürece girmesine neden oldu. AKP ilk kararını 5 Ocak’a ertelenen komisyonda ve ardından Meclis Genel Kurulu’ndaki 4 bakan hakkındaki Yüce Divan oylamasında verecek. AKP’de, komisyonda son andaki oylama ertelemesinin Erdoğan ile Davutoğlu arasındaki görüş ayrılığından kaynaklandığı yorumları yapılıyor. Erteleme ile kazanılan sürede bu görüş ayrılığının giderilmesinin, Yüce Divan’a sevk ya da aklama konusunda bir kriz kalmaları istenseydi Davutoğlu başbakanlığı kabul etmezdi” yorumu da yapılıyor. AKP’de bu çerçevede tartışmalar adaylık konusunun bir krize dönüşüp dönüşmeyeceği çerçevesinde de yapılıyor. 4 eski bakandan Egemen Bağış, tüzükteki 3 dönem kuralına takıldığından aday olamayacak. Ancak Çağlayan iki dönemdir, Güler ve Bayraktar daha ilk dönem milletvekili oldukları için adaylık hakları bulunuyor. AKP’de Davutoğlu’nun bu üç isme aday listelerinde yer vermek istememesi durumunda Erdoğan’la seçim öncesi en kritik karar için karşı karşıya kalabileceği değerlendirmeleri yapılıyor. Eski bakanların adaylıkları konusunda verilecek kararı “dokunulmazlık” konusunun da etkileyeceği belirtiliyor. 4 eski bakan aday gösterilmemeleri durumunda seçimin yapıldığı tarihten itibaren yargı karşısında dokunulmazlıklarını yitirecek. Adaylıkları konusunda Erdoğan’la Davutoğlu arasında çıkabilecek krizin en büyük nedeninin dokunulmazlık konusu olabileceği görüşü de seslendiriliyor. HABERLER Bağış tamam, ya diğer 3’ü? yaşanmadan uzlaşmaya varılmasının planlandığı belirtiliyor. Ancak AKP kulislerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Davutoğlu’nu 4 bakanla ilgili en az Yüce Divan konusunda zorlayacak bir başka kritik gelişme çok konuşulmaya başlandı. 2015 seçimlerinin yaklaştığından hareketle 4 bakanla ilgili Yüce Divan kararının hemen ardından bu kez de milletvekili adaylığı konusunda verilecek karara dikkat çekiliyor. AKP’de, soruşturulan 4 bakanın aday olup olmayacakları konusu, seçime ilişkin tartışmaların tamamının önüne geçmiş durumda. Buna, AKP kulislerine yayılan “Başbakan Davutoğlu’nun 17 Aralık’la özdeş hale gelen bakanların yeniden milletvekili adayı olarak gösterilmelerini istemediği” görüşü neden oluyor. Başbakan Davutoğlu’nun Yüce Divan’a gitseler de aklansalar da bu bakanlara aday listelerine koymak istemediği çok sayıda AKP’li tarafından ifade ediliyor. Davutoğlu’nun bakanları aday yapmak istemediğine ilişkin görüşler, 3 ayı aşan başbakanlığı dönemindeki tutumuna da dayandırılıyor. Davutoğlu’nun, Başbakan olduktan bu yana Egemen Bağış, Zafer Çağlayan, Muammer Güler ve Erdoğan Bayraktar’la aynı kare içinde yer almadığının, bir arada görüntü vermediğinin altı çiziliyor. AKP’deki kaynaklar, Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanı olarak birlikte yer aldığı kabine içinde “ilişkilerinin en zayıf olduğu, hatta uzak durduğu” iki ismin Bağış ve Çağlayan olduğunu da vurguluyor. Erdoğan kabinesi içinde Bağış ve Çağlayan’ın Davutoğlu ile “hiç barışık olmadıkları” gözlemi de seslendiriliyor. Bu bilgiler çerçevesinde “Eğer adı geçen bakanlar istifa ettirilmeyip kabinede Birlikte görüntü vermedi Dokunulmaz olmayacaklar ‘Savcı Google EMRE DÖKER Baronun Urla villalarıyla ilgili şikâyetine takipsizlik Earth’e baksaydı’ Aynı fiil nedeniyle yargılama yapılamayacağı ceza yargılamasının temel ilkelerindendir” denildi. İZMİR 25 Aralık Yolsuzluk OpeTürkiye Barolar Birliği Çevre ve rasyonu fezlekelerinde, döneKent Komisyonu üyesi avukat Şehmin Başbakanı Recep Tayyip razat Mercan, daha önce villalara Erdoğan’a armağan edildiği iddia ilişkin 2010’da yargı kararı verildiedilen Urla Zeytineli Köyü Hacılar ğini ve İzmir İl Özel İdaresi’nce ceKoyu’ndaki villaların kaçak olduğunu zaların kesildiğine dikkat çekerek, Urla Cumhuriyet Savcılığı da göre“Burada iki villa Google Earth gömedi. İzmir Barosu’nun, imar kirliliğirüntülerinde de ortaya çıktığı üzene neden olduğu gerekçesiyle inşaare, 2012’den sonra yapıldı. Antı süren 2 villayla ilgili yaptığı şikâyet cak mahkemenin ve İzmir İl Özel üzerine cumhuriyet savcılığının takipİdaresi’nin villalarla ilgili verdiği sizlik verdiği ortaya çıktı. Türkiye Bayıkım kararı 2010’a ait. Eğer savrolar Birliği Çevre ve Kent Komisyocılık Google Earth’e baksaydı bunu üyesi avukat Şehrazat Mercan, rada şikâyet edilen villaların yeni “Eğer savcılık Google Earth’e bakyapılan kaçak yapılar olduğunu saydı, burada şikâyet edilen villagörürdü” dedi. ların yeni yapılan kaçak yapılar olİzmir Barosu Başkanı Ayduğunu görürdü” dedi. dın Özcan da Urla Cumhuriyet Yolsuzluk operasyonunun yıldöSavcılığı’nın kendilerine ilettiği “konümünde, Urla villalarıyla ilgili yevuşturmaya yer yoktur” gerekçeni bir gelişme yaşandı. İzmir Barosinin hukuka uygun olmadığını söysu, Erdoğan’ın yakın arkadaşı Hamledi. İzmir Barosu’nun kaçak yadi Boyacı’ya ait olan ve yapımı gepılarla ilgili dava açma hakkı olduçen temmuzda tamamlanan iki kağunu belirterek “Konuyla ilgili yaçak villayla ilgili Urla Cumhurisal sürede temyet Savcılığı’na, yiz edeceğiz” diye “imar kirliliğikonuştu. ne neden olİşadamı Latif ma” suçlamaTopbaş ve ailesisıyla şikâyetçi ne ait Urla Zeytioldu. Villalarla ilneli Köyü Hacılar gili daha önce Koyu’ndaki villakarar verildiğilar, 25 Aralık openi öne süren Urrasyonunun arla Cumhuriyet dından oluşturuSavcısı Hüselan fezlekede gün yin Demirci ise yüzüne çıkmışbaronun talebitı. Dönemin Başni kabul etmedi. bakanı Erdoğan’ın İzmir Barosu’na kızı Sümeyye 17 Aralık’ta iletiErdoğan’ın, evlerin len savcılık yazıErdoğan’ın “O villalar 35 yıl “bide”sinden hasında, “Suç duönce yapıldı” sözlerini Googvuzuna kadar her yurusuna kole Earth görüntüleri yalanlamıştürlü dekorasyonla nu olan yerde tı. Google Earth görüntülerinde daha önce so6 villanın 2012 yılından sonra ya ilgilendiği fezlekeye yansımıştı. Fezruşturma yürüpıldığı ortaya çıkmıştı. Doğal sit lekeye göre 16 viltüldüğü, yargıalanına yapıldığı gerekçesiyle yıladan 2’si Erdolama yapıldığı kım kararı bulunan villalara daha ğan ailesine hediye ve karar verildisonra 2 tane daha eklenmişti. edilmişti. ği görülmüştür. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ Görevden alınan ve ihraç edilen polisler eylem yaptı ‘Parti polisine hayır’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 1725 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından meslekten ihraç edilen Emniyet görevlileri, aileleriyle birlikte Anayasa Mahkemesi (AYM) önünde “parti polisine hayır” eylemi gerçekleştirdi. Görevden ihraç edilen polisler, haklarını arayacaklarını belirterek “AİHM’ye gitmek içimizi sızlatır. Bu devletin itibarının sarsılmasına izin vermeden sözde değil, özde hakkın teminini istiyoruz” çağrısı yaptı. Polis Hakları Savunucuları Derneği öncülüğünde gerçekleştirilen eylemin AYM önünde yapılmasına izin verilmemesi üzerine eylemciler, AYM’nin karşısında bulanan otoparka geçti. TOMA ve gözaltı araçları ile çevik polisin AYM önünde geniş güvenlik önlemi alması dikkat çekti. Eylemin ardından Polis Hakları Savunucuları Derneği Başkanı Fuat Çakmak, Emniyet Teşkilatı’nın 169 yıldır böyle bir zulüm ve böyle bir hukuksuzluk görmediğini kaydetti. Açıklamaların ardında eyleme katılan bazı kişiler, Başkan Haşim Kılıç ile görüşmek için AYM’ye girdi. Uydu görüntüleri yalanlamıştı Haziran direnişi birleşerek büyüyor METE KIZIK İZMİR Birleşik Haziran Hareketi, Ankara ve İstanbul’un ardından önceki akşam İzmir’de de büyük buluşmasını gerçekleştirdi. İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde iki bine yakın kişinin katıldığı buluşmada, “Darbeci değil devrimciyiz. Bizi yeni Türkiye’ye sıkıştıramazsınız” vurgusu yapıldı. BHH sözcülerinden Eriş Bilaloğlu, sokaklarda, meclislerde, forumlarda “Ne yapmalıyız?” sorusuna yanıt aradıklarını, eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik, kamucu, dayanışmacı, laik, bağımsız, toplumcu bir cumhuriyet ve Türkiye için mücadele ettiklerini söyledi. Bilaloğlu, “Bir moda gibi bize de darbeci derler mi acaba? Bizim adımızı tarih söylüyor. Tarih bize, bizim gibi davrananlara tek bir sözcükle; devrimci diyor. Bizi bu Yeni Türkiye’ye sıkıştıramazsınız” dedi. Soma’daki maden ocağında çalışan Ercan Çetinyılmaz da “Sendika, işveren ve sermayeyle birlik oldu. Burada bizim de hatamız var. Birlik olamadık. Birlik olsaydık, arkadaşlarımız yaşardı. Fakat ders aldık. Komiteleşmeye gidiyoruz. Köy, kasaba demeden işçileri birleştireceğiz. Hükümetten insan gibi muamele görmeyi, insan gibi çalışma koşullarını istedik. Hükümet bizim çıkardığımız kömürlerle seçim çalışması yapıyor” dedi. 6 yeni POMEM kuruluyor l Emniyet’e ‘paralel ayarı’ tam gaz BARKIN ŞIK ANKARA Gülen Cemaatini Emniyet Genel Müdürlüğü’nden kazımak için arka arkaya adımlar atan AKP hükümeti, 6 ilde daha “Polis Eğitim Merkezi Müdürlüğü ”(POMEM) kurdu. TBMM İçişleri Komisyonu’nda bulunan tasarı ile polis kolejlerinin ardından Polis Akademisi’ni de kapatacak olan hükümet, polis ihtiyacını bu merkezlerden karşılayacak. POMEM, üniversite mezunlarına 6 aydan az olmamak üzere polis meslek eğitimi veriyor. Ülke genelindeki POMEM sayısı son eklenenlerle birlikte 13’e yükseldi. Diğer bütün POMEM’ler bulundukları ilin adı ile anılırken, Diyarbakır’daki POMEM’e, “Gaffar Okkan” adı verildi. Resmi Gazete’nin dünkü sayısında 6 ile daha POMEM kurulduğu duyuruldu. Yeni POMEM’ler Diyarbakır, Erzincan, Kırşehir, Konya, Trabzon ve Bursa’da oluşturuldu. Doğrudan Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak faaliyet gösterecek POMEM’ler daha önce İzmir, Çankırı, İstanbul, Mersin, Merzifon ve Karabük’te açılmıştı. Bu eğitim merkezlerine girmek için 4 yıllık üniversite mezunu olmak ve KPSS’den istenen taban puanı almak şartı aranıyor. Polis Akademisi’nin kapatılması ile birlikte artık polis amirleri, bu merkezlerden çıkacak polis memurları arasından sınavla ve liyakate göre seçilecek. Yeni düzenlemeye göre Polis Koleji’ndeki 300 öğrenci eşdeğer liselere, Polis Akademisi’ndeki 1300 öğrenci ise YÖK’ün belirleyeceği iktisadi ve ticari bilimler fakültelerine gönderilecek. Polis Akademisi’ndeki 400 yabancı öğrenci ise belirlenecek başka bir okulda eğitimlerine aynı şekilde devam edecek. Polis Akademisi’ndeki 193 öğretim üyesi de boş bulunan akademik kadrolarda değerlendirilmek üzere YÖK emrine verilecek. İçişleri Bakanı Efkan Ala, yeni düzenleme ile ilgili olarak AKP’lilere bilgi verirken “Bu düzenlemeyi yapmak zorundayız. Eğer paralel yapı ile mücadele edeceksek, bu gerekli. Çünkü oradaki öğrencilerin büyük bölümü paralel yapıya mensup” mesajı vermişti. Amirler buradan çıkacak C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle