25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 ARALIK 2014 PAZAR 4 HABERLER ‘Gazeteci suç işlemez mi’ diyen Cumhurbaşkanı 14 Aralık operasyonuyla ilgili eleştirilere tepki gösterdi Sanatçı ve İktidar Sevgili, Yapıtı mağara duvarında binlerce yılı aşıp bize kadar ulaşan ilk sanatçıyı hep merak etmişimdir. Nasıl biriydi acaba? Herkesin toplama veya avlama işinde olduğu bir sırada, ona hemen bir getirisi olmayan böyle bir işle uğraşması iznini kim vermişti? Ve katılmadığı, bir uğraşın nemasından ona da pay ayrılmasına hangi nedenle razı olmuşlardı? Bu soruları ancak, herkes dışarıdayken duvarları bezeyen ressamın, daha önceki avlardan birinde yaralanmış bir sakat olması gibi varsayımlarla açıklayabiliriz ama kesin cevap veremeyiz. Kesin olan tek şey, o ilk sanatçının diğerlerinden değişik olduğudur. Evet sanatçı değişiktir, her zaman da değişik olmuştur. Bu değişikliği, hatta kimilerinde deha düzeyine varan bu üstünlüğü onu yine de bir koruyucuya muhtaç durumdan kurtarmaya yetmemiştir. Tarihin ilk çağlarında sanatçı iktidarı elinde tutanın himayesi altında yetişmiş, çalışmış, gelişmiş, serpilmiştir. Rönesansın dahi sanatçılarını bir düşün! Hepsi muktedir koruyucunun kanatları altına sığınmışlardı. Jordano Bruno gibi, aynı zamanda bilim adamı da olup düzene başkaldıranları ve bunu canıyla ödeyenleri, ki örnekleri bizde de yok değil, istisnaydı. Zaten iktidarı Tanrı’dan gelen ilahi bir güç olduğu, tebaanın kul kertesinde değerlendiği bir düzende başka türlüsü beklenemezdi. HHH Evet sanatçı değişikti, ama o da eninde sonunda insandı. O da kaynağını Tanrı’dan alan, kutsal iktidarın himayesi altında bir şeyler yapabilirdi ancak. Sanatçının kurtulması ya da özgürleşmesi insanın siyasal iktidar karşısında özgürleşmesi, siyasal iktidar karşısında kulluktan yurttaşlığa yükselmesiyle oldu. Bu konuya tekrar döneceğim. Sanatçının yüzyıllar boyu siyasal iktidarın kanatları altında yaşayıp serpildiğini bundan insanın kulluktan yurttaşlığa yükselmesiyle kurtulduğuna değinmekle yetinelim şimdilik. Ama sanatçının illa siyasal veya ekonomik iktidardan bağımsız olduğu anlamını taşımıyor bu gelişme de... Yalnızca, artık sanatçılar iktidara karşı konumları konusunda üçe ayrıldılar: İktidarın yanında yer alanlar, iktidardan bağımsız olanlar ve iktidar ile mücadele edenler. Dikta dönemlerinde, sanatçıların bu konudaki konumları büyük tartışmalara yol açmıştır. Hitler Almanyası’nda nice ünlü yazar, ressam, özellikle müzisyen, Hitler yanlılığını Nazi yalakalığına kadar vardırmışlardır. Şimdi bunlara bakarak şu hükme varmamız doğru olur mu acaba: Yalakadan sanatçı olmayacağına göre, bunlar da sanatçı olamazlar. Doğrusu bu görüş, biraz tartışmalı. Örneğin, Nazi hayranlığında, kendisine “SS Albayı” lakabı verilecek kadar ileri gitmiş olan Herbert Von Karajan veya McCarthy döneminin, aralarında Elia Kazan’ın da bulunduğu Hollywood’daki işbirlikçilerinin adamlıkları tartışılsa bile sanatçılıkları tartışılmıyor. O yüzden rahatlıkla şunu söyleyebiliriz: Yalakadan da pek de âlâ sanatçı olabilir. Adam olmak başka sanatçı olmak başkadır. HHH Konuya Hülya Avşar, Kemal Kılçdaroğlu tartışması dolayısıyla değindiğimi fark etmişsindir. Hemen söyleyeyim: Sayın Kılıçdaroğlu’nun sanatçılarla siyasi tavırlarından dolayı tartışmaya girmesini gereksiz buluyorum. Böyle totaliter bir ortamda, iktidarın yanında yer alan kişiler arasında sanatçıların da bulunması kaçınılmaz. Hatta bunlar içinde gerçekten görüşleri dolayısıyla, içtenlikle iktidardan yana duranlar da olabilir. Onları beğenmeyip izlemeyebiliriz ama sanatçılıklarını tartışmak gereksiz. Ne demiş atalarımız: Her kör satıcının bir kör alıcısı vardır. Yanlış anlaşılmasın, şairin, romancının, şarkıcının, oyuncunun iyisinin illa kişilik sahibi olanı olduğunu söylemek istemiyorum. Sanatçı da insandır. Onların hepsinden “sen yanmasan / ben yanmasam...” diyen bir Nâzım tavrı beklemek yanlıştır. Kaldı ki, ülkemiz, şu karanlık dönemde de gördüğümüz üzere, adam gibi adam sanatçı açısından hiç de yoksul değil, çok şükür. Erdoğan yine AB’ye çattı İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cemaate yönelik 14 Aralık operasyonunu yakından izlediğini belirterek “Dönemin Başbakanı diyenler, şimdi dönemin haşhaşi örgütü oldular. Merhum Menderes’e, ‘Sabık Başbakan’ diyenleri hiç kimse hatırlamıyor. Hatırlayanlar da hayırla yâd etmiyor. Bizim için ‘Dönemin Başbakanı’ diyen, dönemin haşhaşi örgütünü de inşallah kısa süre zarfında hiç kimse hatırlamayacak, hatırlayan da hayırla yâd etmeyecek” dedi. 14 Aralık süreci başladığı andan itibaren malum çevrelerin “basın susturuluyor” diye bir kampanya başlattığını belirten Erdoğan “Çok enteresan AB, tatil gününde bununla ilgili açıklama yapıyor ya. Bunlar ne zamandan beri tatil günlerinde bu tür açıklamalar yapmaya başladılar?” diye tepki gösterdi. Erdoğan, Wyndham Hotel’de düzenlenen DEİK Genel Kurulu’na katıldı. Erdoğan darbe senaryoları yazıldığını, bazı senaryoların uygulama planına dahi geçtiğini, şahsına, arkadaşlarına tehditler yapıldığını, hatta suikast girişimleri olduğunu anlattı. besliyorsunuz. Buyurun size dosyalar’ diye sunduğumda, baştaki zattan veya hanımefendiden aldığım cevap şu, ‘Şu anda haklarında 4 bin dava var.’ Netice? Bir hiç. Verilen bir cevap da ne biliyor musunuz? ‘Burası bir hukuk devleti, dolayısıyla biz hukuk devletindeki neticeyi bekliyoruz.’ Türkiye ne, guguk devleti mi? Burası da hukuk devleti, dolayısıyla bu hukuk devletinin verdiği kararı bekleyeceksin” “Hoşunuza gitse de gitmese de Türkiye’deki yargının tasarruflarına ve kararlarına saygı duyacaksınız” diyen Erdoğan “Neymiş? Gözaltına alınanlar gazeteciymiş. Ya gazeteci suç işlemez mi, işlemiyor mu? İngiltere’de telekulak skandalı nedeniyle 50 gazeteci sorguya çekilirken, bir medya kuruluşu kapısına kilit vururken, neden çıkıp da ‘basın susturuluyor’ demediniz? İsrail sadece bu yıl içinde 16 gazeteci katletti. Neden sustunuz? Türkiye’de polis katiline, bekçi katiline, insanların hürriyetlerine kasteden örgüt üyelerine gazeteci diyerek sahip çıkacaksın ama AB içinde olanı başka ülkelerde olanı görmeyeceksin. Hiç kimse kusura bakmasın...” değerlendirmesi yaptı. Gezi olaylarında Başbakanlık binalarına saldırı düzenlenirken AB’nin sustuğunu belirten Erdoğan, “Hiç sesi çıkmıyor. 17 25 Aralık’ta, ülkenin seçilmiş hükümetine darbe girişiminde bulunulurken bu AB, yine susuyordu. Mısır’da Suriye’de de sustular” ifadelerini kullandı. Erdoğan Gülen cemaatini hedef alarak şunları söyledi: “Unutmayın maşalar her zaman olacak, tuzaklar her zaman olacak. Dün din âlimi maskesiyle vatanına ihanet edenler, yarın başka bir maskeyle ülkelerinin karşısına çıkacaklar. Unutmayın Hasan Sabbah’lar hiçbir zaman bitmez, bunlar her zaman olacaktır. Onların bir tuzağı varsa Allah’ın da bir tuzağı var. İşte gün geldi, hesap döndü, ihanet hesabı yapanlar millete hesap vermeye başladı.” Erdoğan’ın aile mezarlığına gitti Başbakan Davutoğlu, Rize’deki il kongresinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘anababa ocağım’ dediği Güneysu ilçesine bağlı Dumankaya köyüne giderek Cumhurbaşkanı’nın dedesi Tayyip Erdoğan ve ağabeyi Hasan Erdoğan’ın mezarlarını ziyaret etti. (DHA) ‘Yargıya saygı duy’ Davutoğlu, ‘paralel yapı operasyonunun saptırıldığını’ savundu açıklama yapıyor? Neden tatil günü ‘Özgürlükler ülkesiyiz’ ÖMER ŞAN / AHMET ŞEFİK RİZETRABZON AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul merkezli “paralel yapı” soruşturmasının hemen saptırıldığını belirterek “Sanki basına dönük bir operasyon yapılıyormuş gibi bunu dünyaya şikâyet edenler ve bu şikâyet üzerinden Türkiye’yi dışarıda mahkum etmek isteyenler bilsinler ki Türkiye her açıdan özgürlükler ülkesidir, demokratik özgürlüklerin korunduğu bir ülke olmaya devam edecektir” dedi. Davutoğlu dün Rize ve Trabzon’a giderek partisinin il kongrelerine katılıp konuşma yaptı. İstanbul merkezli 14 Aralık operasyonuyla ilgili olarak kamuoyunun yanıltılmaya çalışıldığını ve basın özgürlüğüne yönelik bir operasyonmuş gibi gösterildiğini belirten Davutoğlu şunları söyledi: “Bu, hükümetin ya da herhangi bir siyasi saikin müdahil olduğu bir konu değildir. Aksine insan hakları açısından mağdur edilmiş vatandaşlarımızdan gelen bir şikâyetin yargı tarafından takip edilmesidir. Hemen konuyu saptırarak sanki basına dönük bir operasyon yapılıyormuş gibi bunu dünyaya şikâyet edenler ve bu şikâyet üzerinden Türkiye’yi dışarıda mahkum etmek isteyenler bilsinler ki Türkiye her açıdan özgürlükler ülkesidir. Kimse gazetecilik dolayısıyla şu anda soruşturma altında değildir. Bir çete basın üzerinden örgütlenerek emniyette ve yargıdaki araçlarıyla mazlum ve mağdur bir başka topluluk üzerine kumpas kurduysa, onları bir terör örgütü olarak gösterip koydukları bazı silahlarla masum insanları 17 ay mahkum etmişlerse, onlar da bu konuda bir şikâyette bulunmuşsa bu şikâyetin gereğini yapmak yargının görevidir” CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na Şişli Belediyesi’nde yaşananlar üzerinden yüklenen Davutoğlu, “Kılıçdaroğlu, bütçe görüşmesinde o dar aklıyla, o küçük hesapla cumhurbaşkanımızla benim arama kendince bir görüş farkı veya fitne sokmaya çalıştı. Şişli’de yaşananlardan sonra, 4 dakika bu ülke yönetiminde bulunsalar, birbirlerini tehdit ederler, birbirlerinin koltuklarına göz dikerler, birbirleriyle mücadele etmekten milletin yüzüne bakamazlar. Daha siz Şişli’yi bile idare edemiyorsunuz” ifadelerini kullandı. 14 Aralık süreci başladığı andan itibaren malum çevrelerin “basın susturuluyor” diye bir kampanya başlattığını ve dünyaya da bunun bu şekilde servisini sağladığını belirterek “Çok enteresan AB, tatil gününde bununla ilgili açıklama yapıyor ya. 50 yıldır kapılarında bizi bekletenler acaba bu hassasiyeti nereden elde ettiler? Uluslararası basın her zaman yaptığı gibi Türkiye aleyhine bu kampanyaya sımsıkı sarıldı” diye konuştu. 14 Aralık operasyonunun cumhurbaşkanı olarak yakından izlediğini belirten Erdoğan, hiç kimsenin süreç tamamlanmadan linç edilmediğini, medya yoluyla algı operasyonları yapılmadığını, dikkatli, temiz bir sürecin ilerlediğini savundu. Erdoğan AB’ye eleştirilerini şöyle sürdürdü: “Ben bu AB’nin en büyük ülkesine ‘PKK terör örgütünü ülkenizde Din alimi maskesi ‘Yakından izliyorum’ Demirtaş, AKP iktidarına ‘Kaçak Saray’ ve Suriye’deki çatışmalar üzerinden yüklendi ‘IŞİD’in Türkiye temsilcisi AKP’ ABİDİN YAĞMUR MERSİN HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye’de devletin öteden beri hak arayan, itiraz eden kesimlere katliamlar uyguladığını savunarak AKP’nin de aynı çizgiyi sürdürmek istediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “Ya bu ülkeye demokrasi ve özgürlükler gelecek ya da o sarayı sana dar edeceğiz” diye seslenen Demirtaş, AKP’yi IŞİD’in Türkiye temsilcisi olarak niteledi. HDP Mersin İl Örgütü’nün olağan kongresi dün Edip Buran Spor Salonu’nda yapıldı. Kongreye, Demirtaş ile HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de katıldı. Demirtaş konuşmasına Maraş, cezaevleri ve Roboski katliamlarını anarak başladı. Maraş Valiliği’nin anma programına izin vermediği halde bazı ırkçı grupların katliamı kutlamak için bildiri dağıttığını hatırlatan Demirtaş, Maraş Valisi’ne “Önce içindeki hayvanları ayıkla” diye tepki gösterdi.AKP iktidarının ilk yıllarında toplumun geniş bir kesiminin “Bunlarda Allah korkusu var, zulüm etmezler, çalıp çırpmazlar” inancında olduğunu kaydeden Demirtaş, “Doğrudur, Allah korkusu olan zulmetmez. Hırsızlık yapmaz. Ama bunlarda eksik olan bu işte, bunlarda Allah korkusu yok” ifadelerini kullandı. Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Hz. Muhammet’in hayatından örnekler verdiğine de değinerek “Sen kendini Hazreti Peygamber’le niye kıyaslıyorsun. Sen kendini Arap şeyhleriyle kıyasla” dedi. Bölge illerine sığınan Suriyelilere etnik kökeni ve mezhebi ne olursa olsun sahip çıkılması çağrısında bulunan Demirtaş konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bir yanda Musul’da köle pazarı kurup kadınları satan IŞİD var, bir yanda YPG saflarında savaşan kadınlar var. Kobani’de iki örgüt savaşmıyor. İki çizgi savaşıyor. Kobani’den gelen sığınmacılar için Suruç’ta çadır kent kurmak istedik. Jandarma geldi mühürledi izinsiz diye. Mühürleten kim? Kaçak sarayda oturan. Yav senin sarayın kaçak bir kere, çadır kenti nasıl mühürletirsin? Kobani’de iki örgüt değil, iki çizgi savaşıyor demiştim ya. Burada da iki çizgi savaşıyor. Biri IŞİD’in Türkiye temsilcisi, biri o kahramanların temsilcisi.” ‘ÖĞRETMENLERE YAPILAN SAYGISIZLIK’ Başbakanlık’tan ‘dava tehdidi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kızına düşük not aldığı sınav kâğıdını vermeyen, daha sonra sınıfı değiştirilen öğretmenle ilgili haber geniş yankı buldu. Başbakanlık’tan habere ilişkin yazılı açıklama yapıldı. Haberin “tümüyle yalan ve iftira” olduğu ileri sürülen açıklama, “Sayın Başbakanımızın kızının ders durumu nedeniyle herhangi bir öğretmen hakkında idari tasarrufta bulunulması söz konusu değildir” denildi. Açıklamada ayrıca “haberle ilgili gerekli hukuki işlemlerin yapılacağı” belirtilerek, “haberde ısrar edilmesinin basın ahlâkına, insan ve çocuk haklarına aykırı olduğu” öne sürüldü. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, yaptığı açıklamada “Eğer doğruysa vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Görevini yapan bir öğretmenin, nüfuz kullanılarak sınıfından alınması, yerinden edilmesi kabul edilebilir bir tutum değildir” dedi. Gök, Başbakan Davutoğlu’nun kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapması gerektiğini belirtti. Eğitim Sen 2 No’lu Şube Başkanı Özgür Bozdoğan ise, konuyu sendika olarak incelediklerini belirtirken, “Her öğrencinin kâğıdına bakma hakkı var, ama özel öğretmenin bu konuda devreye girmesi kabul edilebilir bir şey değildir” dedi. Osmanlıca diye Arapça yazdılar AKP üyelerinin Kocaeli Başiskele İlçe Kongresi için Osmanlıca hazırladığı pankart Arapça çıktı. Salonda Arapça olarak yazılmış “Gururumuz Osmanlının torunlarıyız” ve “Kadınsız bir siyaset, kadınsız bir demokrasi, sadece kadınlar için değil toplum için eksikliktir” pankartları yer aldı. Eski bakan Nihat Ergün yazının Osmanlıca değil Arapça olduğunu fark etti. Kürsüye çıkan Ergün de, “Bu pankartı Osmanlıca yazmaya çalışmışsınız ama pankarttaki yazı Osmanlıca değil, Arapça” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle