07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 ARALIK 2014 PAZAR [email protected] 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER A Küba’da Organik Gıda Başarısı Kimi sorunlar gene var. Ama ürünü ve tüketicinin sağlığını bozan, kâr amaçlı yapay katkılar yerine organik üretimin halkı doyuran sağlıklı bir yol olduğu Küba’da kanıtlanmıştır. Prof. Dr. TÜRKKAYA ATAÖV mini deviren 1959 devrimine karşı Was ya kuşkusuz karşıyım ama değerlendirmehington ambargosu bugüne değin sürüyor. min bir abartma olmadığını burada yineleKüba’ya Sovyet desteği de Doğu Bloku çö mek istiyorum. Muz ve şeker kamışı gibi kerken kesildi. Küba Devrimini Sartre’ın geleneksel ürünlerini Sovyet pazarına daağzından anlatan yazım 1960’larda “Yön” ha sonra satamayan ve petrolü artık ucuza dergisinde basıldığında, bana da (ilk kez) alamayan Küba paçaları sıvadı. Küba’ya “Dosyasını açtık!” diye bir haber yollan artık petrol, makine ve tarım kimyasallamıştı. Aynı konudaki radyo konuşmam rı gelmeyecekti. dan ötürü de Ankara Altıncı Ceza MahkeÇaresiz kalınca, önce kentlerdeki evlemesi’ndeki duruşmalar uzun sürmüş ama rin bahçeleri ve balkonları ekildi. 1998’de aklanmıştım. başkent Havana’da 30.000 kişinin çalıştı“Küba Mucizesi” adlı kitabımda bu ül ğı 8.000 resmen tanınmış bahçe vardı. Bu kenin kendi başına kalmasının bir anlamda bahçelerin toplamı ekilebilir toprağın üçte iyi olduğunu yazdım. Süregelen ambargo birine yakındı. Petrol olmayınca traktörler de çalışmadı ama ineklere, öküzlere dönüldü. Bu durumda, köylüler de kentlere göçü durdurup tarlalarında kalıp orada üreticiliğe koyuldular. Yeni organik tarım siyasetine uygun 200 merkez oluştu, oradan on binlerce ton sağlıklı ürün tüketiciye ulaştı. Küba toprağı bugün de yeşil, verimli ve korunuyor. Toprak ağaları zaten yok. Gıda yetersizliği ve sağlıksız yiyecek sorunu büyümedi, büyük ölçüde çözüldü. On çeşit temel yiyecek daha 199697’de yeterli düzeye ulaşmıştı. Ürünün başındakiler küçük üreticiler, tekeller değil. Kimi sorunlar gene var. Ama ürünü ve tüketicinin sağlığını bozan, kâr amaçlı yapay katkılar yerine organik üretimin halkı doyuran sağlıklı bir yol olduğu Küba’da kanıtlanmıştır. Eşsiz Atatürk de orman çiftliğini halka hilesiz ve sağlıklı ürün verilebileceğini kanıtlamak için kurmuş, çiftliği halkına bağışlarken de bunları şart koşmuştu. BD’nin Küba’ya karşı elli küsur yıllık ekonomik ambargosunu sona erdirme olasılığı belirdi. Dünyada, ayrıca Amerika’nın içinden de bu yönde baskı zaten vardı. Bağımsızlığından kısa bir süre sonra dünya egemenliği düşleri görmeye başlayan ABD’deki tekelci kuruluşlar dünya gıda pazarının buyurganlığını da ellerinde tutma çabası içindeler. Oysa, sağlıklı ve yeterli gıda temel insan hakkıdır. Küçük ülkesinin yarısı çöl olan İsrail bile bize sürekliliği olmayan ürün satarak tarihte yerleşik tarımın beşiği koca Anadolu’nun tüm üreticilerini aynı tekellere eli kolu bağlı duruma getirmeye yardımcı olmaktadır. Halktan yana olan değerli gıda uzmanlarımızın tepkilerine televizyonlarımızda yer verilmesi yeni bir olay. Bu çerçevede Küba’nın deneyimine kısaca bakmakta yarar görürüm. ABD kuklası Batista yöneti Yetki ve Sorumluluk... Demokrasisi azgelişmiş olan ülkelerin çok önemli özelliklerinden biri, yetkililerin sorumlu tutulamayışıdır! Çünkü bu ülkelerde “demokrasi” sadece yetki almak için kullanılır, yetkili olanları sorumlu tutacak mekanizmalar ise gelişmediği, geliştirilmedikleri ve ayrıca baskılandıkları için, kullanılamazlar. HHH Gerçek demokrasilerde iktidar sorumluluğunun denetlenmesi sadece seçimlere bırakılmaz... Çünkü seçilmişlerin yaptıkları işlerin, anayasaya, yasalara, evrensel hukuka, insan hak ve özgürlüklerine, adalete uygun olması gerekir ve bunları denetlemek için özel kurumlar kurulmuştur: Anayasa Mahkemeleri bunların başında gelir... Sayıştay ve Danıştay gibi kurumlar, yürütmenin aldığı karar ve yaptığı harcamaların hukuka uygunluğunu denetler... Elbette her kademedeki mahkemeler de bu denetim mekanizması içinde çeşitli rollere sahiptir. Ama demokrasisi azgelişmiş olan ülkelerde, bütün bu denetim mekanizmaları, yani esas olarak yargı, iktidarın denetimine alınır ve hiçbiri doğru dürüst çalışmaz. İşte Türkiye’de AKP’nin “Yeni Türkiye”, “İleri Demokrasi” diye lanse ettiği sözde yenilik, zaten ağır aksak işletilmeye çalışılan demokratik rejimimizi yeniden iktidarın denetlenemediği “azgelişmiş demokrasi” haline geriletmektir. HHH AKP’nin “Yeni Türkiyesi”ndeki “İleri Demokrasi” rejiminde, haksızlık ve hukuksuzlardan, yolsuzluklardan ve rüşvetlerden, iktidar sorumlu tutulamamaktadır: AKP’ye göre, kendi döneminde yapılan bütün kötülükler, ya tarihsel olarak “Cumhuriyet’in”, “Darbecilerin”, “Kemalistlerin” eseridir, ya da güncel olarak “Paralel Devlet” dedikleri Gülen Cemaati’nin... Oysa bütün bugün eleştirilen olayların arkasında AKP’nin icraatı, yaptığı yasal ve hatta anayasal değişiklikler vardır... Ama bu gerçekler hiç önemli değildir: Güya bütün yanlışlar ve kötülükler başkaları tarafından yapılmış ve yapılmaktadır... “Masum iktidar” ise ya bu haksızlık, hukuksuzluk, yolsuzluk ve rüşvetleri görememiş, ya da “aldatılmıştır”! HHH Daha 9 ay önce 1 Mart tarihinde, AKPGülen Cemaati kavgası konusunda bu köşede yazdığım yazıda bugünleri öngörmüş ve şöyle demiştim: AKP’nin özellikle yargıda ve emniyette yapılan haksızlık ve adaletsizlikler konusunda Gülen Cemaati’ni suçlaması, bu konulardaki kendi sorumluluğunu ve gündemdeki yolsuzluk iddialarını unutturabilir mi? (“Ne istediniz de vermedik” söylemi zaten paylaşılan sorumluluk ifadesi değil mi?) Daha sonra toplumsal algı konusunda hedef saptırmasına işaret etmiştim: Toplum “Gülen Cemaati ile kavga” diye, çıkarılan antidemokratik baskı yasalarını ve yolsuzluk iddialarını görmezden mi gelir? HHH İşte şimdi o sorumlulukların tartışıldığı günleri yaşıyoruz... AKP iktidarının sorumluluğu gözden kaçırılmamalıdır! C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle