25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 ARALIK 2014 PAZAR CUMHURİYET kultur@cumhuriyet.com.tr SAYFA KÜLTÜR 17 Metin Ekiz anma sergisi 5 Ocak’a dek görülebilir Heykelin Metin Abisi Kültür Servisi 2013 yılında yaşamını yitiren çağdaş Türk heykel sanatının önemli sanatçılarından, heykel sanatına onlarca heykeltıraş yetiştiren, Mimar Sinan Üniversitesi öğretim üyesi Metin Ekiz’i anma sergisi, 5 Ocak tarihine dek Erva Sanat Galerisi’nde görülebilir. Yaptığı metal heykellerle öğrencilerine ilham kaynağı olan, eğitimciliğiyle, öğrencilerinin gelişimine katkıda bulunmuş; özellikle her bir öğrencisinin kendini bulması, kendilerine özgü eserler üretmesi konusunda yol gösterici olmuş, bilgi, birikimlerini, deneyimlerini öğrencileri ile paylaşmış, bunun sonucunda, Türk heykel sanatına onlarca usta heykeltıraş yetiştirmiş olan Metin Ekiz, yaşamı boyunca sanatçılığının önüne eğitimciliğini koymuş bir isim. 1968 yılında girdiği Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde Hüseyin Gezer, Şadi Çalık gibi önemli isimlerin öğrencisi oldu. 1975’te bitirdiği okula, 1977 yılında öğretim görevlisi olarak girdi ve 2003 yılında emekli oldu. Kendine özgü yaptığı heykellerle müzelerde, seçkin koleksiyonlarda eserleri olan sanatçının geçmişinde de birçok ödülü bulunuyor. Ruh Sağlığımızı Bozmamak İçin “Pınar Selek’e beraat!” haberi geldi ve bizde bir sevinç, bir sevinç! (“Biz” dediğim onun masumiyetini bilenler, onun masumiyetine tanık olanlar!) Mahkeme daha önce 3 kez masumiyetine karar vermiş olsa da... Suç delili diye elle tutulur tek bir kanıt olmasa da... Sahte raporlar hazırlanmış olsa da... Bomba değil, tüpgaz patlamasıdır diyen gerçek raporlar yok sayılsa da... 4. beraat haberiyle nasıl da sevinebiliyoruz! Pınar’ın duruşmalarını izleyen biri olarak, okuma yazma bilmeyenlerin yazılı beyanatlarına dayalı itirafları, işkenceyle alınmış suçlamaları, sahte tanıkları, akıl mantık sınırlarına sığmayan rezillikleri, hukuk ve adaletin nasıl bir oyuna dönüştürüldüğünü görmüşüm ve şimdi oh nihayet diye sevinebiliyorum! 16 yıldır, bir, üç, beş, değil tam 16 yıldır, yaşamının en verimli anında genç bir bilim insanına ve ailesine “adalet” eliyle işkence edildi! Bu genç kadının hayatı karartıldı! Kişilik hakları yok sayıldı! Yurtdışında bile çalışması, üretmesi engellenmeye çalışıldı! Ve biz şimdi oh yine beraat çıktı diye seviniyoruz! Kim, nasıl verecek Pınar’ın ve ailesinden çalınan bu 16 yılın hesabını? Nasıl ödenecek bu süreçte yitirilenlerin bedeli? Yitirilen çok yakın canların, yitirilen yılların, yitirilen umutların, yitirilen yaşama sevincinin bedeli? Tıpkı şu son on yılda Pınar gibi mağdur olan daha nice insana kim, neyi, nasıl ödeyecek? İşte bu duygular içinde seviniyorum Pınar’ın beraat haberine! Ve canım arkadaşıma, sen Pınar Selek, sen bildiğin yolda devam et diyordum. HHH Sevinçlerimizin bile adeta bir acıya dönüştüğü bir dönemde ruh sağlımızı nasıl koruyacağız? Nicedir bu soruya yoğunlaşıyorum. Elbet haftanın en komik söylemiyle çok eğlenip kafa bulabilirsiniz: Anımsatayım: Davutoğlu’nun açıkladığı “tasarruf tedbirleri...” 1150 odalı saraya 1 katrilyon 370 trilyon lira harcarsanız elbet, plaket verme işini durdurup tasarruf sağlayabilirsiniz! Egemen Bağış’ın 17 Aralık denilince aklına “herkesin hemen tahmin edebileceği gibi Türkiye’nin AB ile müzakere tarihi almasının şanlı yıldönümünü” anımsatmasıyla... Üstelik bu çağrışımı tam da Erdoğan’ın “AB’ye girmek gibi bir derdimiz yok” dediği günlerde yapmasıyla eğlenebilirsiniz... 17 Aralık operasyonu sırasında evlerinde bulunan paraların bakan ve oğullarına, yasal faiziyle birlikte iade edileceğini öğrenince aklınızı kaçırabilir; “yolsuzluk, hırsızlık değildir” diyenlere deliler gibi gülebilirsiniz... (Örnekleri çoğaltabilirsiniz) Ancak bunlar ruh sağlığımı korumaya yetmiyor. Ben yine de çareyi ve teselliyi, yaptığım işi iyi yapmaya çalışmakta, okumakta, konserlere, tiyatrolara, nitelikli filmlere, sergilere gitmekte buluyorum. HHH “Öyküden Çıktım Yola” adlı kitapta (Aylak Adam Yayınları) 252 yazardan minimal öyküler toplamış Remzi Karabulut. Keyifli, eğlenceli, hüzünlü, düşündürücü 252 öykü! İşte “tadımlık” niyetine iki örnek: Gaye Boraoğlu’ndan “Hıdrellez”: “Allah’ım, bir babam olsun” diye yazdı küçük bir kâğıda. Kâğıdı katlayıp bahçedeki gül ağacının dibine gömdü. Gül bir daha hiç açmadı. Demir Özlü’den: “Böyle dedi Falmer” “Çıplaktım. Sıskacık bir vücudum vardı. Parça parça giysilerle onu bezedim, görünmez kıldım. Ardından giyimime bir Lautréamont biçimi verdim. Artık cesaretle dışarı çıkabilirdim. Üzerime ateş açılması olasılığı olsa da.” ‘Uluslararası sözleşmelere aykırı’ SİBEL BAHÇETEPE Adalet Bakanlığı’nın cezaevlerinde uyguladığı kitap ve yayın yasağına tepki Adalet Bakanlığı’nın kurumlara gönderilen ücretsiz yayınlarla ilgili genelgesinin ardından, Türkiye’nin birçok cezaevinde tutuklu ve hükümlüler dışarıdan kendilerine gönderilen dergi, gazete, kitap gibi birçok yayına ulaşamıyor. Tutuklu ve hükümlüler, cezaevinden yolladıkları mektuplarda “Basılmamış kitaplara bomba muamelesi yapanlar, cezaevlerindeki ücretsiz yayınlara da sözleşmelere ve nükleer silah muamelesi yapıcezaevlerindeki ücretsiz ayın yasağını ptal edilsin yor. Düşüncelere zincir vuraanayasaya aykırı.’ yayınlara da nükleer kabul etmiyoruz’ Türkiye Yayıncılar Birlimayacaklar” diyerek genelgeye bomba muamelesi ği Başkanı Metin Celâl ise getepki gösteriyor. Yasağın ardından cenelgenin bir an önce iptal edilTürkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Mezaevlerindeki tutuklu ve hükümyapıyor’ dediler. mesi gerektiğini vurgulayarak tin Celâl, genelgenin iptal edilmesi gerektiği lüler, gazetemize gönderdiği mek“Herkesin haber alma, düni belirterek “Hakkında toplatma ya da yatuplarda yasağa isyan ettiler. Ankaşünce ve kanaatları hakkı uluslararası ansaklama kararı bulunmayan bir yayının ra Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nden göndelaşmalar ve anayasa ile güvence altına alınbir genelge ya da yönetmelik yoluyla turilen mektupta, yayın yasağı ile yeni bir basdığına göre, bu hakkı tutuklu ve hükümlütuklu ve hükümlülere verilmemesi, uluskı aracının hayata geçirildiği belirtilerek “F ler de kullanabilmeli. Şu anda toplatılmış lararası sözleşmelere ve anayasaya aykırıTipleri 19 Aralık’ta katliamla açıldı ve o ya da yasaklanmış bir yayın bulunmadığıdır” diyor. gün bu gündür tecrit uygulamaları koyu na göre tüm yayınlar serbestçe tutuklu ve Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkifevleri Gebir şekilde sürdürüldü. Hiçbirinden cevap hükümlülere ulaştırılmalı. Bu genelgenin nel Müdürlüğü’nün 10 Kasım 2014’te cezaalamayan devlet bugün yeni bir baskı araiptal edilmesini talep ediyoruz” diyor. evlerine gönderdiği genelge ile cezaevlerine cını hayata geçirdi” deniliyor. Kocaeli Gebze M Tipi Kadın posta ve kargo yoluyla gönderilen ya da elden Hapishanesi’nden mektup gönderen Özlem götürülen, ücreti önceden tutuklu ve hükümlülerce ödenmeyen, ücretsiz gaze Aydın ise cezaevleri yönetimlerinin keyfi tutum ve davranışları nedeniyle çeşitli disipu TYB Başkanı Metin te, dergi gibi tüm süreli yayınlalin cezaları ile karşı karşıya kaldıklarını belirrın girişi yasaklanmıştı. Gerekçe Celâl: ‘Hakkında tiyor. Aydın, “Kobani saldıolarak ise “Bazı basın toplatma ya da rılarını protesto etmek için yayın araçları, örgüt u Tutuklu ve 2 günlük açlık grevi yaptım. suçundan mahkum yasaklama kararı hükümlüler Disiplin cezası verildi, sloolanların yeniden top bulunmayan bir yayının luma kazandırılmasıcezaevlerinden gan attığım için disiplin cebir genelge ya da nı, yasalara saygılı ve yolladıkları mektuplarda, zası verildi, tutanaklar tutuldu. Son olarak Adalet toplumla uyumlu biyönetmelik yoluyla ‘Basılmamış Bakanlığı’nın genelgesi ile tutuklu ve hükümlülere reyler olmalarını enkitaplara bomba bize yeni baskılar uygulanıgelliyor” ifadelerine verilmemesi, uluslararası yer verilmişti. muamelesi yapanlar, yor” dedi. Tutuklu ve hükümlülerin ortak mektubu ‘AKP düşünce düşmanı’ “Tecrit koşullarında kendimizi, bilincimizi ve yüreğimizi diri tutmak için siyasetten kültüre, bilimden mizaha kadar birçok dergiyi takip etme ihtiyacı duyuyoruz. Devrimciler, yoksul halk çocuklarıdır. Bu nedenle dergileri tutsaklara yayınevleri ücretsiz olarak gönderiyor. Şimdi doğacak maddi külfetle dergi okumamız sınırlandırılmaya çalışılıyor. Bu uygulamayla beraber kitaplara sınır getirmenin zemini hazırlanıyor. AKP, düşünceye düşmanlığını yayın yasaklarıyla sürdürüyor.” ‘Y İ Bütün sır ‘Zerre’de Kültür Servisi Sanatı günlük hayata dahil ederek yoğun kent hayatına estetik çözümler öneren Şeli Art Project tarafından düzenlenen plastik sanat sergileri “Her Yerde Sanat” sloganıyla devam ediyor. Cevahir Hotel İstanbul Asia’da açılan Dilek Karen’in “Zerre” adını taşıyan heykel sergisi, 28 Şubat’a dek devam edecek. Karen, Zerre sergisini anlatırken her birimizin evrenin bir zerresi olduğumuzu ve bu zerreden bütüne giden yolun karmaşık olduğunu dile getiriyor. Soru sorup anlam aramaya başlama dönemini tanımladığı sergisi için “Zerre’nin farklı bedenlerde tezahürlerine aracı ve şahit oluyorum. Bu sergi ‘zerre’nin bendeki karşılıklarının heykel ve resimde vücut bulmuş halidir” diyor. Ceyl’an Ertem ‘Amansız Gücenik’ (Sony) Olay genç bir kadının inişli çıkışlı ruhunun karanlık koridorlarında cereyan ediyor. Egosantrik, romantik, yere bakan yürek yakan doksanlar çocuğu Ceyl’an Ertem, geçmişte bugünü yaşıyor, bugün de geçmişi mühürlüyor, üçüncü solo albümü “Amansız Gücenik” ile. Birbirine yakın ve uzak acılardan ilham alıyor Ceyl’an burun buruna markajla; göçtüğü şehrin üzerinde gezen kirli bulutlardan, kadersiz ablalarının şarkılarından, melankolik abilerinin şiirlerinden, kadere posta koyarak duble rakı kaldıranlardan, intikamdan cayıp derdini iki satıra dökerek rahatlayanlardan, aşka âşık ve âşığa maşuk bakanlardan; lafın kısası kaynayan devasa kazanın en dibinde pişenlerden… Adını Edip Cansever’in Ben Ruhi Bey Nasılım şiirinde geçen bir tasvirden alan albümün (özellikle Cem Tuncer, Cihan Mürtezaoğlu, Cenk Erdoğan ve yapımcı Can Güngör eliyle sağlanan) çalgısal zenginliği, bağırmadan da sözün yüzde tokat gibi patlayabileceğini doğruluyor. Sözcükler sayıca artıp yetkinleştikçe, doğru yerde, zamanda kullanıldıkça Ceyl’an’ın imaj yaratmaya ve vücut diline duyduğu ihtiyaç azalıyor. Acıya olduğu kadar acıyı çekenlerin verdiği fotoğrafa hayran Ceyl’an. Adı üçüncü yeni, kendisi amansız “dravmatik”, amansız öykünük. Kerem Görsev ‘Emirgân’ (Rec By Saatchi) Her yıl havaya kaldırdığı elinde salladığı yeni albümle caz âleminin en istikrarlı müzisyeni, Don Kişot’u; piyanist ve besteci Kerem Görsev. İlk albümü “Hands & Lips”in üzerine geçen 20 yılın ardından, yıllardır ailecek yaşadığı muhitini anlatıyor Kerem, 15. çalışması “Emirgân” albümünde. Ahbaplığın, komşuluğun paha biçilmez değerler taşıdığı, esnafın ahaliyle dost olduğu eski İstanbulluluk ilişkilerinin zamanlarını; eski sepya bir fotoğrafa bakarcasına. Bu işi yaparken (içeriğine münasip bir tavırla) altmışlı yılların akustik kayıtlarını, eski caz dörtlülerinin atmosferini, caz standartlarını kerteriz almaya devam ediyor, dörtlü formatta interplay (iç içe çalma) anlayışıyla. Kerem’in eski dostları basçı Kağan Yıldız ile davulcu Ferit Odman alıştığımız yerlerinde; “Emirgân”ın keyfine ve dinamizmine katkıları büyük. Hediyesi 2010 yılında, “Therapy” albümünün kayıtları esnasında tanıştığı usta saksofoncu Ernie Watts. Bunun iki hayrı; bir kuşağın kafasına hasbelkader kalmış asansör müziği saksafoncusu imajını silmesi ve bu dünya markası değeri cömertçe sunması. Kerem aslında bir CazKişot, ama siz yine Cervantes gibi değil, bir Sait Faik, bir Orhan Veli öyküsü okur gibi dinleyin “Emirgân”ı… muratbeser@muratbeser.com ‘Gezi ve AKM için bir gelecek’ Kültür Servisi Kent yönetimine sorumluluklarını hatırlatmak ve kamusal alanların yeniden kazanılabilmesi için yöntemleri ve önerileri bir örnek üzerinden tartışmaya açmak amacıyla 22 Aralık’ta bir çalıştay düzenlenecek. Galatasaray’daki Bağlam Yayınları’nda saat 18.00’de gerçekleştirilecek çalıştayın başlığı “Taksim Meydanı, Gezi ve AKM için bir gelecek” olarak belirlendi. Cengiz Aktar’ın moderatörlüğünü üstlendiği çalıştayın konuşmacıları ise Asu Aksoy (İstanbul Bilgi Üniversitesi, Kültür Yönetimi), Aslıhan Şenel (İstanbul Teknik Üniversitesi), Ayfer Bartu Candan (Boğaziçi Üniversitesi), Ersen Gürsel (Serbest Mimarlar Derneği). Kültür Servisi Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu, Avrupa Birliği katılım sürecinin Türkiye’deki yansımaları konusunda farkındalığı artırmak amacıyla düzenlenen gezilerin sonuncusunu, SÜ Sakıp Sabancı Müzesi’nde gerçekleştirdi. Geziye AB medyasından önde gelen 19 üst düzey gazeteci katıldı. Avrupa Birliği medyası, Sakıp Sabancı Müzesi’ni gezdi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle