07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 ARALIK 2014 PAZAR 12 PAZAR YAZILARI Dağı Endonezya’yı karıştırdı ereden çıktı şimdi bu yabancı gazeteci. Bir haber yaptı ortalığı karıştırdı. Yüzyıllardır süren kutsal bir tören sansüre takıldı! Umutları peşinden dağa çıkan Javalılar hem dilek diliyor, hem de bir macera yaşıyordu. Sanki kimse bilmiyordu olup biteni! Sen yeme içme, araştırmacı gazetecilik yapacağım diye git dağın başına olup biteni seyret, konuştur insanları, dünyaya duyur, olacak iş değil! Nedir bu araştırmacı gazetecilerin elinden çektiğimiz! Surabaya Doly genelevinin kapatılması yetmiyormuş gibi Kemukus Dağı’ndaki seks efsanesinin de sonu geldi sayesinde. Ne yapsın Vali Ganjar Pranowo bu kadar tantanadan sonra! Sessiz kalsa bu kez de Müslüman Vali “pe....lik” yapıyor denecek. Gözlerini kapadı ve vazifesini yaptı. “Bundan sonra yasak hemşerim, geneleve çevirdiniz dağı, ayıp, günah! Bakın dünya gülüyor halimize” dedi. Doly’nin kapatılması çözüm olmamıştı, bu yasak ne kadar çözüm olacak bilinmez. Zira yasakların kolay delindiği bir adadayız. Nitekim Doly kapanınca Endonezyalı erkek ve seks işçileri çözüm bulmakta gecikmedi. Genelevde açıkca yapılanlar yeraltına kaydı; duruma sosyal medya el koydu! Şimdi Facebook’taki çeşitli randevu siteleriyle müşteri bulunup buluşma sağlanıyormuş. Herkes çözümden mutlu. Mutsuz olan Endonezya Sağlık Bakanlığı. Zira ülkenin en büyük sağlık sorunu olan AIDS ile mücadeleyi epey zorlaştıran bir çözüm olmuş. AIDS taşıyıcılarını tespit etmek ve istatistiki verilere ulaşmak artık daha güç. Efendim olup biten şudur: Java adasında bir dağ vardır Kemukus. 16. yy’dan kalan efsaneye göre bu dağın zirvesindeki türbede yabancı biriyle birlikte olan zengin olur, şansı açılırmış. Bunu duyan durur mu hiç! Endonezya’nın fakiri, zengini, evlisi, bekârı, erkeği, kadını bu dağa dilek bahanesiyle akın akın gelirmiş... Derken dağın eteği olmuş bir genelev. Hayat kadınları, satıcıları orada konuşlanmış. Hani bir yabancı bulunamazsa imdada CAKARTA yetişsinler diye... Tören bir kere ile de bitmiyor. Her 35 günde bir ve toplamda yedi kez, her seferinde de farklı GÜLSEREN biriyle, hem de hayırlı TOZKOPARAN cuma günü tekrarlanması JORDAN şart. Tören icabı önce dua edilip kutsal su ile yıkanılıyor, Prens Samodra ve âşığının türbesine yüz sürdükten sonra, sıra törenin en gizemli yerine geliyor! Efsaneye göre Prens Samodra oldukça çapkınmış. Java adasında güzel kız yokmuş gibi üvey annesi Ontrowulan ile yasak bir ilişkiye girmiş. Bunu duyan Kral baba da küplere binmiş. Başına geleceklerden korkan Prens soluğu Kemukus’un tepesinde almış, üvey ana da arkasından. Dağda buluşmuşlar ama kendilerini bekleyen hazin sondan kurtulamamışlar. Onlara kucak açan dağlılar gerçeği öğrenince, kralın emrine uyup âşıklara kıymış. Ölmeden önce prens bir vasiyet bırakmış. Vasiyeti de işte bu seks töreniymiş... Gazeteci Patrick Abboud’ın gün yüzüne çıkardığı, Avustralya SBS TV’de yayımlanan bu haber yalnızca dünyayı değil Java adasını da derinden sarstı. Zira haber onların zengin olma hayallerini suya düşürmüştü. Yasakçı vali aslında prensin İslamın yayılmasına büyük katkı sağladığını, türbenin dini turizm için kullanılması yerine efsanenin çarpıtıldığını iddia etti. Gelin ama seks yapmayın diyordu. Diğer taraftan 30 yıldır bu konuda çalışan seksdağı uzmanı Prof. Keontjoro, “Ben bu işin içinden çıkamadım, çok tuhaf! Dışarda cami, onun yanında saatlik kiralanıp birlikte olunan odalar var, çelişkiler yumağı. İslam bunu yasaklar ama kimin umurunda, herkes kendi kârı, keyfi peşinde, dini arka plana itiyorlar; bu çelişki dolu töreni göz ardı etmek mümkün değil” diyordu. Yıllardır bölgede seks turizmini yaygınlaştıran efsane sayesinde bazı cumaları ziyaretçi sayısının sekiz bine ulaştığı olmuş. Patrick’e göre bundan iyi bir gelir elde edildiği için resmi otoriteler olan bitene göz yumuyordu. Zira dağdaki bazı karaoke bar ve odaların işletmesi de belediyeye aitti. Törenin hesaba katılmayan boyutu, bölgede zührevi hastalıkların çok artmış olması. Bunca yıldır o dağda dilek dileyenlerin kaçının dileği tutmuş bilmiyorum ama 2015’in tüm dileklerinizin gerçekleşeceği, huzur ve barış dolu bir yıl olmasını diliyorum. [email protected] Kemukus N B Yüzde 50’şer FlamanValon, yüzde 100 Belçika filmi karışır. Ne yapıp edip Valon En Avant orkestranın parlayan yıldızı Hugues’i transfer etmek için kolları sıvarlar. Ülkenin kuzeyindeki Flamanlarla güneyindeki Valonların başarılı oyuncuları aynı filmde önyargıları yerip dayanışma mesajı vermek için çabalıyor. Filmde Flaman oyuncular genellikle Flamanca, Valon oyuncular ise Fransızca konuşuyor. Konuşmalar altyazı ile diğer dilde de veriliyor. Zengin bir işadamı ile nişanlanmak üzere olan Elke Brüksel’de kalbinin sesine kulak veriyor. Filmdeki en Belçika milliyetçisi kişinin adının Zamir olması dikkat çekiyor. Türk ya da Faslı bir taksi şoförü olan Zamir’in elinde Belçika bayrağı “Yaşasın Belçika” diye bağırarak ülkenin birliğini savunması ve Valonlarla Flamanların dayanışmasını istemesi izleyenleri gülümsetiyor. Filmin başlarındaki cenaze töreninde siyahi papazın ünlü bir Flaman şarkısını söylemesi ise başka bir ilginçlik. Filmin Romeo’su Hugues, Juliet’ini yani Elke’yi çokkültürlü Brüksel’de “ikna” ediyor. Flamanların Valon bölgesinde ünlü olan, Valonların da Flamanlar arasında çok tanınan oyuncuları bilmemeleri tipik ve absürt bir Belçika vakası olsa gerek. Zaten film Belçika’nın bu tipik hallerini anlatmak için yapılmış. Flaman (VRT) ve Frankofon (RTBF) devlet televizyonlarının birlikte yayın yaptığı binada yaşananlar ise Belçika’yı özetliyor. Girişte birbirlerini görünce kavga etmeye başlayan iki rakip orkestra aynı binada ayrı kapılardan davet edildikleri TV programına gidiyorlar. Flamanlar VRT’ye, Valonlar ise RTBF’ye konuk oluyor. Çalışanlarının günlük yaşamının parçası olan bu hali filmde Belçika’yı alaya almak için kullanılıyor. Aynı binada farklı dünyalarda yaşayan ve gündemleri arasında uçurum olan iki televizyon düşünebiliyor musunuz? Valonları ziyarete giden okul açılmak istenen yere domuz Flaman orkestrası elemanları kafaları atıldığı ve bomba ihbarları gezdirildikleri fabrikada yapıldığı haberleri dikkat çekti. Kimi karşılıklı önyargıların en ağırını yorumlarda ise “sadece Türkçe dillendirmekten çekinmiyorlar. eğitim yapması düşünülen ve Biri “Bu fabrikada kaç kişi Avusturya’nın kontrol etmesinin çalışıyor” diye sorduğunda diğeri mümkün olmadığı bir imam “Kimse çalışmıyor, burası Valon hatip okulunun açılmak istenmesi Bölgesi” diye cevaplıyor. bir provokasyon olarak” Finale birincilik hayalleri ile giden değerlendirildi. Taslağa karşı iki orkestra yabancı sunucuların da çıkan Avusturya İslam Cemaatı’nı dikkatini çekiyor. “Bunlar kim, desteklediklerini belirten, aralarında Fransızlar İngilizlere karşı mı TC’nin Viyana Başkonsolosluğu Din yarışıyor” diye soran bir yabancı İşleri Ataşesi kontrolünde bulunan TV sunucusuna diğeri “Hayır, Avusturya Türk İslam Birliği Belçikalılar Belçikalılara karşı” temsilcisinin de bulunduğu Bosna, yanıtını veriyor. Sahnede kavga Bangladeş ve Arnavut kökenli eden iki orkestra yarışmadan 12 temsilci basın toplantısı yaptı. elenince dost oluyor ve Brüksel Wiener Zeitung gazetesinin haberine sokaklarında birlikte mutluluğun göre temsilciler İslam Yasası’nda şarkısını söylüyor. Rekabet yerini yapılmak istenen değişikliğin eşitlik dayanışma ve sevgiye bırakıyor. prensibine aykırı olduğunu söyledi. Yüzde 50 Flaman, yüzde 50 Valon Habere göre, çeşitli çevreleri temsil ve yüzde 100 Belçika filmi olarak eden 12 kişi adına konuşan Moudda tanıtılan Brabançonne’nın adını Khouja 1912’den beri yürürlükte aldığı Belçika ulusal marşı filmde olan yasada yapılmak istenen hiçbir şekilde yer almıyor. Film değişikliği Alevilerle birlikte görüşüp önyargıların ne demek olduğunu imzalayamayacaklarını belirttikten çok iyi bilen bizim gibi Belçika’da sonra “Aleviler ile Sünniler yaşayan yabancı kökenliler için arasında varolan ayrılıkların çok daha ilginç ve komik bir hal Protestanlarla Katolikler arasında alıyor. Vincent Bal sürrealist var olan ayrılıktan daha derindir” Belçika’nın komik hallerini ifadeleriyle ayrımcılığa vurgu sahneye taşırken bize de gülmek yapması dikkat çekti. düşüyor. [email protected] [email protected] BRÜKSEL rabançonne, Belçika’nın ulusal kimlik” bir kez daha tartışmaya marşının adı. Orijinali Fransızca açıldı. Film Belçika’yı Flamanlar yazılmış. sonra da ülkenin diğer ve Valonların karşılıklı önyargıları resmi dilleri Flamanca ve Almancaya eşliğinde bir tür Romeo&Juliet aşk çevrilmiş. Bizim İstiklal Marşı’nın hikâyesiyle müzikal komedi olarak Belçika’daki karşılığı. 21 Temmuz beyazperdeye yansıtıyor. Öykünün 2007’deki Ulusal Bayram kutlamalarında müziklere kurban edilmediği, aksine ERDİNÇ UTKU dönemin müstakbel başbakanı olan Yves kullanılan müzik ve dansların filmi Leterme “21 Temmuz’un niçin ulusal daha da çekici ve akıcı kıldığını bayram ilan edildiğini” bilememiş ve 1831 söylemek lazım. Güncel Flamanca ve Fransızca yılında Kral Leopold I’in yemin töreni olduğunu şarkıların arasına akıllıca monte edilen Adamo’nun söyleyememişti. Frankofon devlet televizyonu “Tombe la neige”si ise sizi alıp bir yerlere RTBF’nin Brabançonne’u sorması ise Leterme’yle götürüyor. günlerce dalga geçilmesine neden olmuştu. Filmin konusu ise şöyle: İki Belçika orkestrası Leterme, ulusal marşı bir Fransız halk şarkısı ile büyük Avrupa orkestra yarışmasında finalde karıştırmıştı. yarışma hakkı elde ederler. Ancak Avrupa İşte 10 Aralık’ta vizyona giren Flaman Vincent birinciliği hayali kuran Flaman SintCecilia Bal’ın yönettiği Brabançonne filmiyle “ulusal orkestrasının trompetçisi sahnede can verince işler ‘İslam Yasası’ tartışması toz duman... B ir pazar sabahı kapımız çalındı. Açtığımda karşımda iki genç kadın vardı. Başı kapalı kadın camilerimiz yok edilmek isteniyor, bir imza verin diyordu. Onların imza istediği hafta Viyana’da camiler kapılarını açmış, kendileri için tanıtım haftası düzenlemişti. Anlaşılan Avusturya’da yaşayan Müslümanlar, Değişikliklere gidilecek olan İslam Yasası ile camilerinin yaşam alanının daraldığını fark etmiş olacaklar ki her kesimden insanlar kolları sıvamıştı. Avusturya İslam Cemaati başkanı da kendince aktif tavır takınmış ve tasarı ile hemfikir olmadıklarını çeşitli gazetelerde dile getirmişti. Avusturya gazetelerine yansıyan haberlere göre, Müslüman cemaat ülkede yeniden düzenlemek istenen yasayla ilgili Birleşmiş Milletler’e (BM) başvurarak ayrımcılıkla karşı karşıya kaldıklarını dile getirdi. Bu şikâyetlerin sonrasında ise BM’de yapmış olduğu iddia edilen demeci dolayısıyla Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz’dan açıklama beklendiği basına yansıyan haberler arasında yer aldı. Kurz’un “Avusturya’da şeriat hukukuna yer yoktur” dediği belirtililiyor. Avusturya Dışişleri Bakanlığı’ndan konuyla ilgili açıklama henüz gelmezken gündeme yeni bir tartışma damga vurdu, Viyana’da imam hatip okulu kurulmak istenmesi. İslam Yasası taslağında yapılmak istenen değişikliğin amacının yurtdışından para akışına ve imam getirilmesine engel olmak olduğu belirtiliyor. Müslüman gruplar bunun karşısında hazırlıklı olmayı düşünmüş olmalı ki Viyana’nın Simmering Mahallesi’nde imam hatip okulu açma çalışmalarına başladı. Okul girişimine tepkiler gecikmedi. Avusturya Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) kökenli bölge belediyesinden Renate Angerer’in kendilerine imam hatip değil VİYANA kreş yapımı başvurusu yapıldığı, aldatıldıkları yönündeki sözleri basına KADİM yansıdı. Angerer, ÜLKER ardından da topu federal siyasetçilere attı. Aşırı sağcı Avusturya Özgürlükçü Partisi (FPÖ) genel başkanının da katıldığı okulun kapatılması için düzenlenen protesto yürüyüşü yankı buldu. Buna karşı Avusturya solcuları olduklarını iddia eden yüz kadar kişi FPÖ’nün Müslüman düşmanlığına karşı sokaklara çıktı. Okul lehinde yasal protesto eylemleri ve siyasi açıklamalar hem sağ hem de sol partilerden gelirken Strasbourg’un Noel Babası ‘paralandı’ D ünyanın en eski Noel Pazarı’na ev sahipliği yapan Strasbourg’daki Marche de Noel (Noel Pazarı) her yıl aralık ayında dünyanın dört bir tarafından iki milyona aşkın insanın akınına uğruyor. Turizmin de etkisiyle yaklaşık 400 milyon Avro’ya yakın bir ticareti kente kazandıran Noel Pazarı’na gitmek için Paris’ten özel uçak, tren seferleri var. Paris’ten hızlı trenle iki saatlik yolculuğun ardından Strasbourg’a ulaşılıyor. Tarihte AlmanyaFransa arasındaki savaşlar sırasında paylaşılamayan Strasbourg birçok defa el değiştirmesinin ardından, en son olarak Fransa topraklarına dahil olmuş. Kentte yaşayanların çoğu Alman kökenli. Buradaki Noel Pazarı’nın tarihi 16. yüzyıla dayanmakta. Strasbourg konseyi tarafından “Enfant Jesusİsa’nın Çocukları” adı altında 4 Aralık 1570’te pazar kurulmasına izin veriliyor. Alman Hans Trapp adındaki din adamının “Çocuklar hanginiz uslu olursanız hediye kazanacaksınız” demesiyle birlikte pazarın yaşama geçtiği SÜLEYMAN de söyleniyor. TOSUNOĞLU Günümüzde pazar, aralık ayının ilk cumartesi gününden başlayarak 31 Aralık’a kadar açık. Avrupa’nın en büyük Noel Pazarı olduğu söylenen alanı dolaşmak ise neredeyse bir gününüzü alabilir. Kalabalık nedeniyle zaman zaman ilerlemek neredeyse imkânsız. Etrafınızda renk renk şekerlemeler, kurabiyeler dahil çeşitli yiyecek, sıcak şarap dahil çeşitli içeceklerin yanı sıra hediyelik eşyalar satan rengârenk seyyar PARİS dükkânlar, kimi çocuk oyun alanlarıyla her daim cıvıl cıvıl. Noel Pazarları’nın kurulmasını haliyle en çok çocuklar sabırsızlıkla bekler, adeta bir çocuk bayramı gibidir. Ellerinde pazardan alınan hediyeleri, şekerlemelerle çocukların neşeleri çevreye yansır. Strasbourg ticaret odasının açıkladığına göre her yıl kurulan Noel Pazarı’nın kente getirdiği hareket/turizm/ alışverişin hacmi 300400 milyon arasında. Noel kutlamaları her ne kadar Hıristiyan âleminin dini bayramı olarak kutlansa da, Noel Pazarları kültürel geleneklerin yanı sıra turistik bir hal almış, adeta ticarete dönüşmüş durumda. Kimilerinin buna yorumu ise “Pere Noel Noel Baba paralandı.” Yani bir nevi din bahane ticaret şahane. [email protected] C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle