02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 KASIM 2014 PAZARTESİ 8 HABERLER n Baştarafı 1. Sayfada Cengiz için İBB bypass İstanbul Haber Servisi 17 Aralık yolsuzluk operasyonuyla birlikte adı gündemden hiç düşmeyen Cengiz İnşaat’ın sahibi Mehmet Cengiz’in Ataşehir’deki arazisiyle ilgili imar planı değişikliğine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan onay geldi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) planı “çevre yapılanma şartlarının üzerinde emsal değeri verildiği için” 2012 yılında reddetmişti. Cengiz İnşaat iki yıllık süreçte Ataşehir’deki finans merkezinin yanında yer alan arazide iş merkezi binasını yükseltti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “bypass” edilmesine tepki gösteren İBB CHP Meclis Grubu olayı soru önergesiyle gündeme taşıdı. Ataşehir ilçesi, Küçükbakkalköy Mahallesi, 3378 ada, 1 parselde bulunan ve mülkiyeti Cengiz İnşaatMehmet Cengiz’e ait olan taşınmaz ile ilgili plan değişikliği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan geçti. Plan değişikliği 04.09.2014 03.10.2014 tarihleri arasında askıya çıktı. Bakanlık’tan geçen plan değişikliğiyle “taşınmaza emsal değeri meri plan şartlarının üzeCengiz rine çıkarılmış plan notları ile desteklenerek çevre yapılanma şartlarının çok üzerinde emsal değeri” verildi. Bakanlığın onayladığı plan değişikliği daha önce İBB Meclisi’ne gelmiş, 12.10.2012’de 2162 sayılı meclis kararıyla oybirliği ile reddedilmişti. Belediyenin reddettiği Ataşehir’deki araziyle ilgili imar planı değişikliğini Bakanlık onayladı GÜNDEM MUSTAFA BALBAY CHP’li üyeler Meclis’e taşıdı İBB Meclisi’nin CHP’li üyeleri İBB’nin bypass edilerek bakanlığın onayından geçen plan değişikliğini soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. İBB Başkanı Kadir Topbaş tarafın dan yazılı cevaplandırılması istenen yazılı soru önergesinde yaşanan olaya tepki gösterilerek şu sorular yöneltildi: “Bina bitmiş, açılışı yapılacak normal şartlarda, bu plan değişikliğinin uyTopbaş gulanma şansı var mı? Yok? Bina bitmiş ama Mehmet Cengiz bu, film çok. Bina, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yaptığı plana göre imal edilmiş, aksi takdirde bina yeniden yıkılıp yapılacak hali yok. Bina ile ilgili bir onaylı bir de onaylı olmayan mimari ve statik projeler var, bu net, aksi düşünülemez. Önce yap, nasıl olsa İBB’den olmazsa, Çevre Şehircilik Bakanlığı’ndan binaya uygun plan değişikliği yapılır. Maalesef gelinen durum ne kadar endişe verici. Biz burada seçilmişler olarak bu plan değişikli ğine oybirliği ile ‘hayır diyoruz’, devletin başka bir kurumu yine başında bir seçilmiş bakan ve bu meclisten gitmiş birisi var, bu meclisi bypass ediyor. Bu kapsamda şunları sormamız gerekiyor: Anılan ada ve parselde yapımı bitme aşamasında olan taşınmazın yapım aşamasında alınması zorunlu olan temel ruhsatı, temel üstü ruhsatı alınmış mıdır? Hmax değerinin aşıldığı, çatı piyesinin onaylı projesine aykırı olduğu, binanın kontur ve gabarisinin ölçülmesini, terk alanlarının kamunun eline geçip geçmediğinin, kot kesit, inşaat istikamet rölövesi, bina giriş saçağı, yapı kontrol firmasının unvanı, bina ile ilgili bir işlem yapıp yapmadığı, dolayısı ile onaylı projesine tüm aykırılıkların tespit edilmesini, tarafınızdan imar işlem dosyasından kontrol edilmesini, ruhsat ve ruhsata esas belgelerden incelenmesini...” PEŞMERGE ÇATIŞMAYA BAŞLADI Yurt Haberleri Servisi Suriye’nin Kobani kentinde IŞİD militanları ile YPG güçleri arasındaki çatışmalar dün 49’uncu gününe girdi. YPG’ye, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve peşmerge güçleri de destek vermeye başlarken çatışmalar önceki gece ve dün aralıklarla sürdü. Kobani’ye geçen peşmerge güçlerinin önceki gece IŞİD mevzilerine “Katyuşa füzeleri” fırlatarak YPG’ye destek verdiği bildirildi. Kobani kentini ele geçirmek isteyen ve binlerce Suriyelinin evini terk ederek Türkiye’ye sığınmasına neden olan IŞİD militanları ile YPG güçleri arasındaki çatışmalar sürüyor. Hafta içerisinde ÖSO mensuplarının, geçen cuma gecesi ise peşmerge güçlerinin YPG’ye destek vermek için gittiği Kobani’de, çatışmalar zaman zaman şiddetlendi. ‘DİRENECEĞİZ’ ERK ACARER Hukuksuz inşaata karşı günlerdir, toprağı ve yaşamı korumak için Validebağ’da bir araya gelenler dün de kitlesel bir eylem düzenlediler. Acıbadem Metrobüs Durağı ve Marmara Üniversitesi önünde iki kol oluşturan eylemciler sloganlarla inşaat alanına doğru yürüdüler. 12 gündür “koruyu korumak” için gerçekleştirilen eylemlerde kalabalık ilk kez bu Üsküdar Belediyesi Başkanı Hilmi Türkmen’e tepki pankartlara yansıdı. kadar yoğun oldu. Binlerce ki na ve yalana karşıyız!” Sekreteri Ali Çerkezoğlu yapşi, iktidarın ve AKP’li Üsküdar Betona karşı yaşam hakkını tığı konuşmada yaşam savunuBelediyesi’nin “halkı oyalama savunanlar, gerçekte nasıl bir cularının taleplerine şu sözlertaktiğine” karşı tepkisini göste ortak tavır içerisinde birleştik le dikkat çekti: “Buranın dorerek, Validebağ’ı koru olarak lerini özetledikten sonra, yar ğal alan olarak kalmasını iskoruyacaklarına söz verdiler. gılarını tek bir sloganda topla tiyoruz. Hepimiz betonu sevdılar: “Sadece doğa talanına mek, hepimiz ranta değer verireniş daha da karşı bir arada değiliz. İşçi mek zorunda değiliz!” büyüyecek’ leri öldürenleri yasalarla koinokyo Hilmi’ AKP’nin inşaatı sürdürmek ruyanlara, yağma düzenine, için her türlü yolu denemesi, hat kadın ve genç düşmanlarına Avukat Can Atalay ise özetta doğa savunucularını “cami ve da karşıyız.” Sloganlar eşliğin le şunları söyledi: “Bir yumruk ezan düşmanları” olarak hedef de yapılan basın açıklamasında, gibi bir aradayız. AKP’nin ne göstermesi büyük tepki çekiyor. Validebağ’da başından beri bü zorba iktidar olduğunu bir deHukuksuz inşaata karşı bir ara yük bir hukuksuzluk sergilen fa daha gördük. Üsküdar Beleya gelenler, bu tehlikeli oyuna diğine dikkat çekilirken, “Hu diye Başkanı ‘Pinokyo Hilmi’, ellerinde tuttukları son derece kuku iptal ettiler, bu neden önce ‘camiye karşı çıkıyorlar’ naif dövizlerle net bir karşılık le direniş meşrudur” başlığı diyor ardından da sosyal teverdiler: “TOMA’la ağaç su ön plana çıktı. sis alanından vazgeçtiklerini lanmaz”, “Camiye değil, talaİstanbul Tabip Odası Genel söylüyor. Burada, ablalarımı İktidarın ve Üsküdar Belediyesi’nin halkı oyalama taktiğine karşı tepkisini gösteren binlerce kent savunucusu Validebağ Korusu’nu koruma sözü verdi zı saçlarından tutup yerlerde sürüklediniz. Gençleri gazladınız, plastik mermi sıktınız. Gözaltına aldınız. Sonra ‘gözaltı yapmadık’ dediniz. Yaptığınızın arkasında bile duramadınız. 21 Ekim’den 31 Ekim’e kadar mahkeme kararını bulamadılar. Önce ‘karar yok’ sonra da ‘o yer burası değil’ dediler. En sonunda kararın kendilerine tebliğ edilmediğini söylediler. O güne kadar halkın üstüne zulüm olup yağan, copa TOMA’ya durun diyemeyen Üsküdar Kaymakamı gelip buradaki gençleri tehdit etti. Kadir Tobbaş, Üsküdar Kaymakamı, Belediye Başkanı, Vali… Sizin olduğunuz her yerde hakkımıza sahip çıkacağız. Gitmiyoruz. Birleşerek kazanacağız!” Açıklamaların ardından yeni bir yürüyüşle inşaat alanından, koruya doğru devam eden eyleme, çevre sakinleri yine bilindik tarzda tencere çalarak destek verdiler. 12. gününü tamamlayan Validebağ direnişinin özet kısmı son derece açıktı: “Ranta, talana ve yalana hayatı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Gitmiyoruz, direneceğiz!” noktada konuşlandı Peşmergeler üç ayrı Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi tarafından destek ve eğitim amacıyla gönderilen ve iki gün önce Suruç’tan geçen 155 kişilik peşmerge birliği, Kobani’nin batısındaki 3 ayrı noktada konuşlandı. YPG komutasında hareket eden ve YPG’lilere önceki günden itibaren ağır silah kullanımı konusunda eğitim vermeye başlayan peşmergeler, önceki gece ise Kobani’nin doğusundaki IŞİD militanlarının bulunduğu mevzilere yanlarında getirdikleri kısa menzilli Katyuşa füzelerini fırlattı. YPG’ye füze desteği veren peşmergelerin, Kobani’de bulundukları süre içerisinde birebir çatışma içerisinde olmayacağı ancak belirlenen IŞİD hedeflerini havan, füze ve ağır silahlarla vurmayı sürdürecekleri bildirildi. Kobani’nin doğusunda bulunan IŞİD militanları sık sık sınır kapısının bulunduğu bölgeye havan ile saldırmayı dün de sürdürürken YPG güçleri ise doçkalar ile karşılık verdi. Bu arada kentteki yüksek binalarda konumlanan keskin nişancıların da sık sık ateş ettiği duyuldu. Kobani semalarında keşif uçuşu yapan ABD öncülüğündeki koalisyon ülkelerinin uçakları da öğle saatlerinde IŞİD hedeflerine yönelik bombardıman düzenledi. Bombardımanda hedef alınan IŞİD mevzilerinden yükselen dumanlar Türkiye tarafından da görüldü. Fotoğraflar: KAAN SAĞANAK IŞİD’e Katyuşa füzesi ...medyası alıyor. Öyle manşetler attılar ki, sanırsınız bu ülkede en büyük muhalefeti onlar yapıyor. Vahşet dediler, insanlık dışı dediler, cehalet dediler, gözlerini kâr bürümüş dediler... Bu manşetlere bakınca kendi kendime sordum: “Bunlar kimi tarif ediyorlar?” Ermenek’te bir maden ocağının yöneticisini mi, maden sahibini mi, böyle bir maden ocağının ayakta durmasını sağlayan anlayışı mı, bu tür maden ocaklarına ruhsat veren iktidarı mı, diyelim ki böyle bir maden açıldı, denetlemeyen devlet kurumlarını mı? Hiçbirini değil, sıralamada başa koyduğumuz patronu bile değil. Sadece okların iktidara yönelmemesi için çırpınıyorlar, o kadar. Çalışma Bakanı bile artık pes etti, “bir madeni kapatıyoruz, 50 kişi açın diye devreye giriyor” sözleriyle çalışma yaşamını tarif etti. İktidar medyası bu konudaki stajını Soma’da yapmıştı. Önce asılları gibi hareket edip madenciye sahip çıkmak istediler, toplumsal tepkiyi görünce çark edip hayali patronlara saldırdılar. HHH Çağdaş demokrasilerde yönetim anlayışının üç vazgeçilmez sözcüğü şudur: Açıklık, hesap verebilirlik, istikrar. Hükümet sadece üçüncü şıkkı alıp ben gidersem her şey biter, diyor. Halka da kendisine oy vermezse bugünkü durumundan daha kötüye düşeceğini söyleyip adeta tehdit ediyor. 2015 seçimlerinin fiili takviminin başladığı şu günlerde başta tarım kesimi olmak üzere milyonlarca insan bankalara borçlandırılıyor. Seçime ramak kala şunu söyleyecekler: “Biz gidersek istikrar da gider. Bu borçlarınız üçe beşe katlanır, iflas edersiniz. Biz kalırsak borç içinde de olsa yaşamaya devam edersiniz...” Bunun adı istikrar değil, iktidarı gasp edip her yöntemi deneyerek zaptetmektir. Demokrasinin asıl önemli unsurları olan açıklık ve hesap verebilirlik, Türkiye’de tam tersine dönmüş durumda. Hükümet halkına hesap vereceğine halkından hesap soran bir konuma oturdu. Denetleme organlarının tümü devreden çıktı, yeni kurulan organlar iktidarın sopası işlevini görüyor. Sendikalar, işveren kuruluşları, sivil toplum örgütleri biraz iktidar rotasının dışına çıktıklarında karşılarında hükümet adına hareket eden bir denetim organını görüyor. HHH Ermenek faciasına dönmek gerekirse, Türkiye’de maden işletmeciliğinin ruhsat sahibi olmaktan istihdama kadar bir dizi sorunlarının olduğu biliniyor. Hükümet bu sektöre sadece ruhsat pazarlığı yapıp elde edeceği çıkar gözüyle bakıyor. Türkiye’de ruhsat işi “ruh sat”a dönmüş durumda. Bir madene ruhsat verirken onun altına imza atanların buradaki işçiler hangi güvenceyle çalışacak, bu toprağın altına girecek canlar nasıl sağlıklı çıkacak diye sormuyorsa, gerçekten ruhunu satmış demektir. Hükümetin geçen aylarda çıkardığı torba yasada olduğu gibi zaman zaman yaptığı iyileştirmeler de ya gerçeklikten yoksun ya da uygulanması özel takibe bağlı olduğu için askıda kalacak makyajlar. Örneğin madenlerde çalışacak kişilerin çalışma süresi azaltıldı, maaşı artırılıp asgari ücretin iki katına çıkarıldı. Patron da bu koşullarda yokum deyip madeni kapattı. Yani torba yasayla birlikte 10 bine yakın işçinin maaşı zamlandı, işi sonlandı. Sandığa hâkim olabilirsiniz, devlet kurumlarını tümüyle ele geçirebilirsiniz, devlet olanaklarının tümünü hükümetin güvenliği için kullanıp iktidarınızı sağlamlaştırmayı düşünebilirsiniz, halkın büyük çoğunluğunu etkileyebilirsiniz... Ama halkın tümüne hâkim olamazsınız. Bu doğaya aykırı. Ortaçağ iktidarının bütün sırları dökülmüş, son makyaj malzemeleri de toprağın altında kalmıştır. IŞİD’e havadan bomba Balyoz’da yeniden yargılama başlıyor İstanbul Haber Servisi Anayasa Mahkemesi’nin “haklarının ihlal edildiği” yönünde verdiği kararın ardından Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tahliye edilen 236 Balyoz Planı davası sanığının yeniden yargılanmasına bugün başlanacak. Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014188 esas numarası verdiği Balyoz Planı davasının ilk duruşması sanık sayısının fazlalığı nedeniyle sabah saat 09.30’da Anadolu Adalet Sarayı’ndaki Şehit Hakan Kılıç Konferans Salonu’nda yapılacak. Aralarında eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, Orgeneral Bilgin Balanlı, MHP milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan ve emekli Orgeneral Ergin Saygun’un da bulunduğu 236 Balyoz Planı davası sanığı bugün hâkim karşısına çıkacak. ‘D ‘P Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ ODTÜ’LÜLER, HÜKÜMETİN GÖZÜNÜ DİKTİĞİ EYMİR’DE FİDAN DİKTİ ‘Yapılaşma istemiyoruz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ODTÜ’nün geleneksel fidan dikme şenliği dün gerçekleştirildi. Öğrencilerle birlikte fidan diken rektör Prof. Dr. Ahmet Acar, 5.5 milyonluk kentin yeşil alanlarına sahip çıkması gerektiğini belirterek “Yapılaşma ile ilgili bize bilgi verilmiyor. Eymir’de yapılaşma Rektör istemiyoruz” dedi. Acar, top Acar lam 300 bin fidan dikmek için başlattıkları kampanyanın gelecek yıl kasım ayında sona ereceğini söyledi. ODTÜ’nün kurulduğu yıllarda ilki gerçekleştirilen ve gelenekselleşen ağaç dikme şenliği Eymir Gölü’nde gerçekleştirildi. Öğrencilerle birlikte ağaç diken ve günün anısına fotoğraf çektiren Rektörü Prof. Dr. Acar, gelecek nesillere doğayı sağlam aktarmak için geleneksel olan ağaç dikme şenliğini sürdürdüklerini söyledi. Acar, gelecek yıl kasım ayına kadar 300 bin ağaç dikmek için kampanya başlattıklarını söyledi. Acar, Eymir Gölü’nün çevresinin yapılaşmaya açılmaya çalışıldığının anımsatılması üzerine, “Ankara 5.5 milyonluk bir kent. Yeşiline ve doğaya sahip çıkılmalı. Yapılaşma ile ilgili bize bilgi verilmiyor, biz de basından takip ediyoruz. Yapılaşmaya açılan yer zaten bizim bölgemizin dışında. Ancak biz Eymir’de yapılaşma istemiyoruz” dedi. Ağaç dikme şenliğine ODTÜ’lüler, bazı elçiliklerde çalışan yabancılar ve yurttaşlar katıldı. Bazı ailelerin çocuklarıyla birlikte geldiği şenlikte, katılımcılara sandviçayran dağıtıldı. Haber Merkezi Ergenekon davası sürecinde 2008’de yurtdışına çıkan Turhan Çömez, Güney Afrika’nın başkenti Johannesburg’da gönüllü doktorluk yapmaya başladı. Dünyanın en yoğun travma hastanesi Baragwanath Hastanesi’nde gönüllü çalışmaya başlayan Çömez, Türkiye’den gelen genç doktorlara da eğitim veriyor. Çömez, 1 aylık gönüllü hizmetinin ardından yine İngiltere’ye döneceğini belirterek, “Belki bu da hakkımda kırmızı bültenle aranıyor iddialarına bir yanıt olur” dedi. Ergenekon sanığı Çömez Afrika’da
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle