03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 KASIM 2014 CUMARTESİ 10 HABERLER Yurt, kütüphane, sosyal alan, laboratuvar gibi yaşamsal ihtiyaçları olan üniversitelerde cami inşaatları yükseliyor 80 üniversiteye cami ANKARA (AA) Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Türkiye’de 80’i aşkın üniversitede cami inşaatlarının sürdüğünü belirterek “15’ini ibadete açtık, 50’sini de 2015’te açacağız” dedi. Görmez, yaptığı açıklamada, camilerin şehirlerin kalbi olduğunu ve üniversite kampuslarında camiler inşa ettiklerini söyledi. Üniversite gençliğinin camilerle buluşmasını önemsediklerini vurgulayan Görmez, “Türkiye’de yaklaşık 20 milyon genç var. Bu gençlerimize ulaşmak istiyoruz. Şehirlerdeki üniversite camilerini önemsiyoruz. Bu camilerde gençlerle iletişim kuracak din görevlileri hizmet verecek. Onların manevi yönden gelişmesini, camilerden istifade etmesini istiyoruz” diye konuştu. AKADEMİSYENLERE GÖRE UFAK ÇAPLI İBADETHANELER İLE SORUN ÇÖZÜLEBİLİR ‘Öncelikli ihtiyaç değil’ SİBEL BAHÇETEPE Eğitim çevrelerine göre, Türkiye’de pek çok ihtiyacı olan onlarca üniversitede cami öncelikli ihtiyaçlar arasında değil. Akademisyenlere göre, üniversitelerde yurtlara, kütüphanelere, sosyal alanlara, laboratuvarlara, öğretim üyesi yetiştirmek ve bilimsel araştırma yapmak için daha fazla kaynağa ihtiyaç var. Bu sorunları çözmeden cami yapmak akıl ve mantıkla bağdaşmaz. Üniversitelerin AKP hükümetinin dini vesayeti altına girdiğini kaydeden akademisyenler, cami için yapılan harcamaları “kaynak israfı” olarak değerlendirdi. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, üniversitelerin çok sayıda sorunu olduğunu belirterek “Öğrencilerin barınmaları için yurtlara, kütüphanelere, sosyal alanlara, laboratuvarlara, öğretim üyesi yetiştirmek ve bilimsel araştırma yapmak için kaynaklara ihtiyaç vardır. Bu sorunlar varken üniversitelere cami inşaatı yapılması kaynak israfı” dedi. “Üniversitelerde herkesin ibadethanesi ufak çapta olabilir” diyen Yeşildere, Türkiye’de bunların abartılarak yapıldığını anlattı. Yeşildere “Üniversiteler çokkültürlü alanlardır. Eğer cami yapıyorsanız kilise de yapacaksınız, cemevi de sinagog da yapacaksınız. Tek dine dayalı bir yapının oluşturulması yanlış, küçük mescitler yapılabilir” değerlendirilmesi yaptı. Üniversitelere yapılacak olan yatırımın camiye değil, kütüphane, yurt, beslenme ve spor alanlarını genişletmesi için kullanılması gerektiğinin altını çizen Prof. Yeşildere, özetle şunları söyledi: “Üniversiteler AKP’nin dini vesayeti altına girdi. Bundan önce askeri vesayetin altındaydı. Şu anda son rektör atamaları, YÖK’ün tamamıyla kendi düşüncelerinden insanlardan oluşması, dekanların yüzde 8090’ının kendi siyasi göstergeleri doğrultularında olması, camilerin de yapılması Sunni İslami değerlerin üniversite üzerine çökmüş olduğunu gösterir. Bu da dini vesayettir ve yanlıştır. ” Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri, Öğretim Görevlisi Suay Karaman ise üniversitelerin bilim üreten yerler olduğunu vurgulayarak “Bi 15’i açıldı, 50’si 2015’te açılacak Türkiye’de 80’i aşkın üniversitede cami inşaatlarının sürdüğünü belirten Görmez, “15’ini ibadete açtık, 50’sini de 2015’te açacağız” dedi. Camiyi yeniden hayatın içine, şehrin ve insanın kalbine almak istediklerini dile getiren Görmez, “Başkanlık olarak bunu başarmamız lazım. Camilerin müesseseleşmesini istiyoruz. Sadece ibadet vaktinde, namazdan önce açılıp kapanan mekân olmaktan çıkarmak istiyoruz. Türkiye’de çok güzel örnek camiler var” değerlendirmesinde bulundu. Camiler ve Din Görevlileri Haftası kapsamında her yıl farklı temaların işlendiğine işaret eden Görmez, bunları “cami ve çocuk buluşması”, “cami ve engelliler”, “cami ve kadın” ve “cami ve gençlik” olarak sıraladı. Camileri kadınların, gençlerin ve engellilerin rahatlıkla ulaşabileceği mekânlar haline dönüştürmek istediklerine dikkati çeken Görmez, “Camilerin, milletimizin Müslüman kimliğini keşfedeceği, ruhlarında cami sevgisini yaşayabilecekleri mekânlar olmasını istiyoruz” dedi. Fotoğraf: DHA AKP’nin dini vesayeti lim üreten bir yerde ibadethane yapma girişimi akıl ve bilimle bağdaşmaz. Çünkü burada bilim üretip, o bilimi topluma yayacaksınız, toplumu aydınlatacaksınız ve ülkeyi kalkındıracaksınız. Böyle bir yerde bütün bunları bir yere bırakıp cami ve ibadethane yapmanız kaynakların yanlış yere aktarımıdır” diye konuştu. Karaman, şöyle devam etti: “Türkiye’de 85 binden fazla cami var. Bu sayı İran’da 40 bin, Mısır’da 50 bindir ve nüfusları da hemen hemen aynıdır. Bu varken bir de üniversitelerde cami yapmak hiç akılla bağdaşmaz. Üniversitelerin çok daha ivedilikle çözülmesi gereken altyapı, sınıf, kütüphane, akademik eleman yetersizliği gibi sorunları vardır. Üniversitelerin içine ibadethane yapmak da olacak iş değildir. Şu anki iktidarın siyasi yapısı budur. 12 yıldır yaptıkları da ortadadır. Facia demekten başka bir şey bulamıyorum. Bugün Prof. Dr. Rennan Pekünlü türbanlı öğrencileri derse almadığı için ceza aldı. Bu Türkiye’deki bilimin geldiği noktadır. Bunu yapan zihniyetin altında demokrasi, laiklik ve Cumhuriyet düşmanlığı zihniyet yatmaktadır.” Erdoğan’a hakaret suçundan ÖĞRETMEN GÖZÜYLE ÖĞRETMENLİK Öğretmenler karşısındalar SELİN GÖRGÜNER Soma’da 301 madencinin öldüğü iş cinayetini protesto etmek amacıyla Giresun’da 1415 Mayıs’ta KESK, Eğitim Sen, DİSK, Halkevi ve SYKP gibi sendika ve siyasi partilerin düzenlediği yürüyüşün ardından 44 kişi hakkında dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “hakaret” suçundan 2 ayrı dava açıldı. Gazetemize konuşan Eğitim Sen Şube Başkanı Hayri Şenel, eylemlerde “Soma’nın katili Recep Tayyip Erdoğan” sloganının atılmasıyla suçlandıklarını ancak böyle bir slogan attırmadıklarını belirterek “İlk açılan soruşturmada takipsizlik kararı verildi. Ardından ‘Soma’nın katili Recep Tayyip Erdoğan’ sloganı atıldığı gerekçesiyle ikinci bir soruşturma ve dava açıldı. Biz böyle bir sloganı attıramadık. Zaten sloganın atıldığına dair polis ve savcılığın elinde de somut kanıt yok. Ancak Günü’nde hâkim 500600 kişilik bir eylemde kalabalık içinden bu slogan atılmış olabilir. Ayrıca o slogan atılmış olsa bile, Soma faciasıyla ilgili Erdoğan’ın kamusal sorumluluğu olduğu gerçeğini değiştirmez” dedi Şenel, Soma faciasının ve iş cinayetlerinin, siyasal iktidarın iş güvenliği ve işçi hakları konusundaki tutumunun bir sonucu olduğunu, hakaret kasıtlarının olmadığını, eleştiri haklarını demokratik biçimde kullandıklarını söyledi. Davanın ikinci duruşmasının 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde görüleceğini ifade eden Şenel, “12 Eylül’ün dayatması da olsa 24 Kasım Öğretmenler Günü’dür ve biz 24 Kasım’da yargılanacağız. Bu sistemin çelişkisi hem de ülkedeki demokrasinin geldiği noktanın göstergesidir” dedi. Pazartesi günü görülecek davayı KESK Eşbaşkanı Şaziye Köse de izleyecek. İptal kararına horonlu kutlama Artvin’in Kafkasör Yaylası Genya ve Cerattepe Mevkisi’nde gümüş, bakır ve altın aranacak maden sahaları için vize verilmesine karşı hukuk mücadelesini kazanan Artvinliler, bunu horonla kutladı. 2012’de maden sahalarına izin veren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, ihale sürecinin ardından bölgedeki bakır madeni için çevresel etki değerlendirme olumlu raporuna da onay verdi. Bölgedeki maden sahaları için 2007 yılında verdikleri hukuk mücadelesini kazanan Artvinliler, gelişme sonrasında geçen yıl yeniden hukuk mücadelesi başlattı. Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde bir araya gelen 283 kişi, ÇED olumlu raporunun yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Rize İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Cerattepe’de bakır madeni sahası için Rize İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi. Karar Artvin’de büyük sevinçle karşılandı. Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu üyesi avukat Bedrettin Kalın, “Cerattepe’de bakır madeninin 20 yıllık geçmişi var. Bu bir ara karar. Tamamen iptalini bekliyoruz” dedi. Çocuğum öğretmen olmasın FİGEN ATALAY Öğretmenler, bir “Öğretmenler Günü”ne daha mutsuz ve borçlu giriyor. Toplumun öğretmenleri ‘eğitimli çocuk bakıcısı’ gibi gördüğünü düşünen öğretmenler, çocuklarının aynı mesleği seçmesini istemiyor. Türk Eğitim Derneği’nin bağımsız düşünce kuruluşu TEDMEM, öğretmenlerin mesleklerini algılama biçimlerini ortaya çıkarmak amacıyla “Öğretmen Gözüyle Öğretmenlik Mesleği” başlıklı bir araştırma gerçekleştirdi. 1700 öğretmenin katılımıyla gerçekleştirilen çalışma sonrasında hazırlanan rapordaki bazı bulgular şöyle: l Öğretmenler mesleklerini olumlu algılıyor ancak öğretmenlikle ilgili toplumsal algıyı olumsuz yorumluyor. l Öğretmenlerin yüzde 62.5’i, toplumun öğretmenleri bazen eğitimli çocuk bakıcısı gibi gördüğünü düşünüyor. Yaklaşık dörtte üçü ailelerin üstlenmedikleri sorumlulukları öğretmenlere yüklediğini söylemiş. l Öğretmenlerin çoğunluğu; öğretmenliği gurur duyulacak, saygın, keyif verici, ideal meslek olarak nitelerken, öğretmenlik mesleğinin saygınlığı ve imajının düzelmeyecek kadar yıprandığını düşünen öğretmenlerin oranı ise yüzde 41.9. l Öğretmenlerin yarısı, öğretmenlik yaptıkça mesleğin saygınlığına inançlarının azaldığını belirtmiş. l Öğretmenlerin büyük çoğunluğu, emeklerinin karşılığı ve ürünü hemen açığa çıkmadığı için değerlerinin yeterince anlaşılmadığını, çalışma koşullarının ise toplumun bildiğinden daha kötü olduğunu söylüyor. l Öğretmenlerin sadece beşte biri çocuklarının öğretmen olmasını istiyor. l Özel okullarda görev yapan öğretmenlerin mesleki bağlılıkları ve iş doyumu düzeyleri, devlet okullarında çalışan öğretmenlerden daha yüksek. l Meslek liselerinde görev yapan öğretmenler, mesleklerini diğer meslektaşlarına göre daha olumsuz algılıyor, iş doyumları ve mesleki bağlılıkları da daha düşük düzeyde. l İlçe ve köylerde görev yapan öğretmenler, il merkezinde görev yapan öğretmenlere kıyasla öğretmenlik mesleğinden daha yüksek doyum elde ediyor. Öğretmenler herkese borçlu! Her üç öğretmenden biri ek iş yapıyor. Annebabadan maddi destek alan öğretmenlerin yarından çoğu kirada oturuyor. Eğitimİş, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle öğretmenlerin ekonomik durumlarını ortaya koyan bir araştırma yaptı. 33 ilde 1004 öğretmenle görüşerek yapılan “Öğretmenlerin borç durumlarına ilişkin öğretmen görüşleri” adlı araştırma sonuçlarına göre öğretmenlerin yüzde 81’i kredi kartına, yüzde 79’u bankaya, yüzde 41’i esnafa, yüzde 39’u ise kişilere borcu olduğunu söylemiş. Araştırma sonuçlarını değerlendiren Eğitimİş Genel Başkanı Veli Demir şu bilgileri verdi: “AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana öğretmenlerin alım gücünde çok fazla bir düşüş olduğu bilinen bir gerçektir. 2002 yılında mesleğe yeni başlayan bir öğretmen, maaşı ile 24 çeyrek altın alırken, 2014 yılında sadece 14 çeyrek altın alabilmektedir. Bu hesaba göre 2002 yılından bu yana öğretmenlerin maaşlarındaki alım gücü yüzde 41.6 oranında düşmüştür.” İkinci duruşma Toplum öğretmenliği olumsuz algılıyor Özel okulların nasıl öğrenci alacağı henüz belli değil TEOG çilesi başlıyor FİGEN ATALAY Temel Öğretimden Orta Öğretime Geçiş Sistemi (TEOG) ortak sınavlarının ilki 2627 Kasım tarihlerinde yapılacak. 8. sınıf öğrencileri, iki gün boyunca fen ve teknoloji, matematik, türkçe, yabancı dil, din kültürü ve ahlak bilgisi, inkılap tarihi ve Atatürkçülük derslerinden sınava girecek. Özel okulların 20142015 öğretim yılı için nasıl öğrenci alacağı ise henüz belli değil. Öğrenciler, yapılacak sınavların sonuçları ve 6. 7. ve 8. sınıf yıl sonu başarı puanlarından oluşacak yerleştirme puanı ile liselere yerleşecek. Uğur Hazırlık Rehberlik Koordinatörü Nazik Kösegil, sınava girecek öğrencilere şu önerilerde bulundu: “Öğrenciler, sınavları gözlerinde büyütmemeli ve sınavdan korkmamalı. Yapılan bu sınavlar yazılı niteliğinde olacağından sınav gününe kadar gördükleri konulardan sorumlu olacaklar. Dolayısıyla bilmedikleri bir konu sınavda olmayacak. Her sınavda olduğu gibi bu sınavda da zor sorular olacaktır fakat sınavlar yazılı niteliğinde olduğundan soruların zorluk düzeyi yüksek olma yacaktır. Geçen seneki sorulara sınavdan önce göz atan öğrenciler de sınavın çok zorlamayacağını ve konuları öğrenmiş her öğrencinin başarıyla bu sınavlardan çıkacağını görmüştür. Konular üzerine tekrarlar yapmak sınavı başarıyla geçmelerini sağlayacaktır. Sınavda öğrencilere dinlenmeleri için teneffüsler verilecektir.” Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği’nden yapılan açıklamada, 20152016 öğretim yılı için Türk ve yabancı özel okulların kayıt kabullerini ne şekilde gerçekleştirecekleri konusunun Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşüldüğü belirtildi. Açıklamada, “Şu ana kadar okullarla yapılan görüşmelerde bir kısım özel okulun geçen yıl uygulanan benzer bir sistemi uygulamayı arzu ettiği, bir kısım özel okulun ise YEP (yerleştirme puanı) puanına göre öğrenci almayı düşündüğü anlaşılmaktadır. Geçmiş tecrübelerimiz, konunun birinci sınavlardan önce kesinlik kazanmayacağı yönünde olduğundan, öğrenci ve velilerimize önerimiz TEOG sisteminin tüm gereklerini özenle yerine getirmeleridir” denildi. EĞİTİM BİRSEN Özel okullar belirsiz Köy öğretmenleri mutlu Öğretmenlere erken emeklilik talebi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Taleplerinin tamamına yakını kabul edilen hükümete yakın Eğitim BirSen, 24 Kasım Öğretmenler Günü öncesinde öğretmenler için erken emeklilik istedi. Yetkili sendika olarak MEB yetkilileri ile yılda iki kere Kurum İdari Kurulu toplantısı yapan Eğitim BirSen, 24 Kasım Öğretmenler Günü öncesinde düzenlenen son toplantıda taleplerini sundu. Sendika, “Öğretmenliğin yıpratıcı bir meslek olması nedeniyle, bazı meslek gruplarında olduğu gibi, öğretmenlere meslek güçlüğü zammının verilmesini, bazı özendirici önlemler alınarak öğretmenlerin istemeleri halinde erken emekliliklerinin sağlanmasını” istedi. İstihdamda güçlük çekilen bölgelerdeki öğretmenlere “ek özel hizmet tazminatı” verilmesi için düzenleme yapılmasını isteyen yetkili sendika, tüm öğretmenler için nöbet görevi, ek ders ve boş ders nöbeti karşılığında ek ücret talep etti. Öğretmenler borç batağında Sinir krizi geçiren veli okul bastı İstanbul Haber Servisi Bu yıl ilk kez uygulanan Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) yerleştirme sonuçlarının ardından çocuğu uzak bölgedeki bir okula yerleştirilen veli dehşet saçtı. İHA’nın haberine göre, çocuğunun yakındaki bir okula nakledilmesi isteği kabul edilmeyen baba, Avcılardaki Gürpınar Ticaret Meslek Lisesi’ni bastı. Okulun camlarını kıran ve görevlileri tehdit eden veli, güçlükle sakinleştirildi. Amatör kameraya yansıyan görüntülerde etrafındakilere tehditler savuran veli, “Öldürürüm bakın yanaşmayın üzerime, evladı olan üzerime yanaşmasın” diyor. Camı kırdıktan sonra kapıyı içeriden açan veli, okulun içerisine girerek burada da bağırmaya devam ediyor. EğitimSen 7 No’lu Şube Başkanı Mehmet Emin Kışanlıoğlu, “TEOG mağduru bir veli öğrencisini 4045 gündür okula gönderemiyor. Silivri’de bir okula göndermişler. Fakat servis olmadığı için, daha doğrusu parası olmadığı için çocuğu evde. Veli okula geliyor ve güvenliği aştıktan sonra kapının camlarını bıçakla saldırıp kırıyor” dedi. Alım gücü düştü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle