30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 KASIM 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] 13 NY Times, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘çatışmaları kullanarak’ gücünü pekiştirdiğini ve ‘Putinleştiğini’ yazdı ‘Ak Saray’da yeni Putin’ Dış Haberler Servisi NY Times’ın Tim Arango imzalı “Çatışmaları kullanarak gücünü pekiştiren lider” başlıklı haber analizinde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Putin’leştiği savunuldu.Erdoğan için “İnancıyla demokrasiyi uzlaştırması üzerinden Müslüman dünyasında rol modeli olarak pazarlanan İslamcı siyasetçi” nitelemesi yapılıp “Bu aralarsa epey farklı bir şeyi temsil ediyor, aslına bakarsanız kendisi bir Vladimir Putin çekti. Rusya Devlet Başkanı Putin gibi, Erdoğan için de hangi pozisyonda olduğu fark etmez. O ulusun yüce lideridir” denildi. Putin gibi başbakanlıkla devlet başkanlığı arasında salınan ve cumhurbaşkanı seçildiğinden beri başbakanlığın yetki ve ayrıcalıklarını da eline geçiren Erdoğan’ın “elindeki güç büyüdükçe ABD ile ilişkilerinin daha da gerildiği” belirtildi. Dış İlişkiler Konseyi’nden Steven A. Cook’un “Erdoğan’ın aslında iki makamı var” görüşü aktarılırken, 1000 odalı, tünel sistemli, anticasus teknolojili, 350 milyon dolarlık ve mahkeme kararlarına göre inşaatı yasadışı yeni başkanlık sarayının Beyaz Saray, Kremlin ve Buckingham’dan büyük olduğu, 200 milyon dolarlık son teknoloji ürünü jeti ve Boğaz’a nazır restore edilen yeni ofisini de unutmamak ‘Aslında iki makamı var’ ABD’li kadın komedyen Chelsea Handler, Rus lideri Putin’in ünlü üstü çıplak halde ata binen fotoğrafını paylaşıp “Bir erkeğin yapabildiği her şeyi bir kadının çok daha iyi yapma hakkı vardır” mesajını geçti. Instagram, çıplaklık nedeniyle fotoğrafı kaldırdı. 39 yaşındaki Handler “Bu cinsiyet ayrımcılığı. Putin’den daha iyi bir bedenim var. Erkek meme uçlarında sorun yok, kadıninkinde var. 1825’te miyiz” diyerek Instagram’a veda etti. gerektiği sıralandı. “Hepsi bir adamın çok büyük beden hırslarına hizmet etmek için” ifadeleri kullanıldı. “2013 Gezi protestolarının artçılarıyla girdiği 2014’te geniş çaplı yolsuzluk skandalıyla boğuşan Erdoğan, Washington ile çatışmasını ve siyasi düşmanlarını iktidarını pekiştirmeye yarayan bir kaldıraç olarak kullandı. Muhafazakâr tabanını din soslu gündeminin pe ‘Erdoğan IŞİD’i yankıladı’ şinde koştururken, IŞİD’le savaş konusunda ABD ile kapıştı ve sayıları sürekli artan krizlerle her karşılaşmasında dış müdahaleyi suçladı... Türkiye’nin karşısındaki meydan okumalar Suriye sınırında savaş, NATO müttefikleriyle sorunlu ilişkiler, ekonomi üzerindeki baskılar kabardıkça, Erdoğan’ın otoritesi bir o kadar güçlendi... Erdoğan Arabistanlı Lawrence diye bilinen T.E. Lawrence’a atıfla ‘Hizmet eri, gazeteciyazar, terörist görünümünde yeni Lawrence’lerin çabaladığını görüyoruz. Hizmet, basın özgürlüğü, bağımsızlık savaşı ya da cihat diyerek SykesPicot anlaşmaları yapanlar var’ sözleriyle IŞİD militanlarını yankıladı.” Analizde, Erdoğan’ın Davutoğlu dururken, Obama ile IŞİD’le savaşta Türkiye’nin rolünü bizzat tartıştığı anımsatılarak şu vurgu yapıldı: “Beyaz Saray’ın Amerikalı diplomatlara iki ülke arasındaki görüşmelere Davutoğlu’nu da katmayı hatırlatması gerekti. Türkiye’nin IŞİD’e hava saldırılarında üslerini kullandırmamayı ve Esad hükümetinin hedef alınmasında ısrarını sürdürmesi iki üke arasındaki derin bölünmeyi gözler önüne sererken, bu durum karşısında analistler Türkiye’nin bir müttefik olarak güvenilirliğini sorguladı, hatta bazıları Türkiye’nin NATO’dan atılmasını önerdi.” Dış Haberler Servisi El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi, Batı destekli ve “ılımlı” Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bünyesindeki Suriye Devrimcileri Cephesi’ni (SDC) İdlib’den sürdü. 24 saatlik çatışmalar sonrası Cephe’nin dağıldığı, lideri Cemal Maaruf’un kaçtığı belirtilirken, olay ABD’nin hem IŞİD hem de Esad yönetimine karşı “eğitdonat” programı için “darbe” niteliğinde. Londra merkezli İnsan Hakları Gözlemevi, Nusra’nın IŞİD’in desteğiyle İdlib’in kuzeybatısındaki dağlık Cebel El Zaviye’deki pek çok yerleşimin yanında son olarak SDC’nin üssü Deir Sinbel’i ele geçirdiğiMaaruf. ni kaydetti. Nusra militanlarının 2013’te kurulan SDC’nin silah ve tankları da aldığını belirten Gözlemevi’nin başındaki Rami Abdurrahman, “(Maaruf’un) düzinelerce savaşçısı Nusra’ya katıldı” dedi. Abdurrahman, diğer cephe üyelerinin kaçtıklarını aktardı. SDC’nin elinde Suriye’nin güneyinde bir bölgenin kaldığı da belirtildi. Aktivistler Maaruf’u Nusra lideri Ebu Muhammed el Colani’ye “İslamın adını lekelediniz. Bizimle niye savaşıyorsunuz? Çekin gidin, rejimle savaşın” derken gösteren videoyu yayımladı. Nusra Cephesi, Maaruf’a Twitter’dan yanıt vererek, 3.5 yıllık kaosta hırsızlıktan elde ettiği varlıklarına atfen “yolsuzluk” ve “Batı adına çalışmak” ihtamlarını dile getirdi. Nusra IŞİD desteğiyle ılımlıları İdlib’den sürdü Türkiye’nin ‘Selfie’si Olarak Ak Saray International New York Times’ın baş sayfası dün “Erdoğan büyük ihtiraslar sergiliyor” başlığıyla altı sütuna yayılan devasa bir Ak Saray fotoğrafı altında, bir sayfalık bir “Türkiye nereye gidiyor?” yazısına ayrılmıştı. Cumhurbaşkanı’nı Ak Saray merdivenlerinde gösteren gene dev boyutlarda ikinci bir fotoğrafla iç sayfalara dönen yazının devamında Erdoğan’ın, özetle boyunu aşan tek adam ihtirasları (“outsized ambitions of one man”) ele alınmaktaydı… “Ankara’daki yeni saray Beyaz Saray’dan da Kremlin’den de büyük”, “RTE, nerdeyse 1000 odası olan, yaklaşık 350 milyon dolara mal olan ve çevre katliamı yapmakla suçlanan yeni cumhurbaşkanlığı sarayında…” altyazılarıyla sunulan habere bakarken; gazetenin Ak Saray olgusuna neden bu kadar yer ayırmış olabileceğini düşündüm. Dün dünyada “Ak Saray” en öncelikli, en önemli haber miydi ki ABD’nin etkili yayın organı Ankara’daki bu yeni sarayı bunca detaylı bir analizle manşet yapmıştı? Bunun nedeni sonuçta Ak Saray’ın sadece yeni bir “dediğim dedik, çaldığım düdük” rejiminin simgesi olmasından ibaret değil… Ak Saray bir yandan “yeni Türkiye’nin selfie’si”… Bir yandan da Ankara’nın dünya ve Batı ile değişen ilişkilerinin ve değişen ittifakların fotoğrafı oluyor… Özetle değişen yeni dünya dengelerinin; değişen dünyanın manzarasını betimliyor. Bu sebeple çok büyük bir dönemecin simgesi olan Ak Saray’a sıra dışı önem ve yer atfedilmiş. Haberi yazan Tim Arango’nun, “ılımlı İslamın lideri” olarak Batı tarafından vaktiyle çok pohpohlanan ve desteklenen Erdoğan’ın, gene birkaç gün önce NYT’de çıkan bir “dönen derviş” karikatürü misali, iri kavisler çizerek, şimdi doğrudan “Islamist leader / İslamcı lider” kategorisinde “Ak Saray”a çıkacak olmasını, satır aralarında “dumur” haliyle karşıladığını hissediyorsunuz… Neye niyet, neye kısmet kabilinden… Yazıdaki mesaj dün benim “Altmış Yıllık İttifak Çatırdarken” yazımda söylediğim şeyler: “Türkiye ile Batı’nın yolları ayrılıyor” diyor Arango özetle: “Türkiye’nin müttefik olarak güvenilirliği sorgulanıyor, bu yüzden hatta Türkiye’nin NATO’dan atılmasını önerenler bile oldu. Yol ayrımı; derin ayrılıkları açığa çıkaran IŞİD konusunda Batılı müttefiklerle halihazırda devam eden tartışmada belirginlik kazanıyor…” “Yol ayrımı” babında NYT, benim dünkü yazımda da altını çizdiğim, Erdoğan’ın MÜ’de yaptığı “Modern Lawrence’lar” konuşmasına dikkat çekiyor. Batı’da tedirginlik yarattığı anlaşılan ve en azından soru işaretlerine yol açan konuşma için NYT gazetesi; Erdoğan’ın “IŞİD militanlarının da paylaştığı bir görüşle Ortadoğu krizlerinin (dönemin emperyal güçleri) İngiltere ve Fransa tarafından SykesPicot anlaşması altında çizilen SuriyeIrak sınırları olduğunu” söylediğini yazıyor ve “Bölgedeki tüm çatışmalar bundan 100 yıl öncesine gidiyor diyen (Erdoğan) bölgede yeni bir tezgâhın kurulduğunu belirtirken, ‘gazeteciler, din adamları, yazarlar ve teröristler’i, yeni Lawrence’lar olarak tanımladı” ifadelerini kullanıyor. On iki yıldır Türkiye’yi yöneten Erdoğan, “Batı’ya SykesPicot üzerinden” en baştan kafa tutsaydı ve bugün söylediklerini ilk günden söyleseydi; MÜ’deki “Modern Lawrence’lar” konuşması; bu şoku yaratmazdı… Ama “BOP eşbaşkanı” sıfatıyla hepten “Batı yandaşlığı çizgisinde” göreve gelen bir liderin; bunca zaman sonra, tam IŞİD şimdi bu “SykesPicot” hattı üzerinden Batı’ya savaş açmışken “tüm kötülüklerin anası” olarak bu antiemperyalizm söylemlerine birdenbire sarılması; kuşku yaratıyor ve Batılı çevrelerce ağır bir “makas değiştirme” olarak algılanıyor. NYT Erdoğan’ın şartlara göre değişen pozisyonları için “Putin gibi” diyor: “Hangi pozisyona sahip olduğu hiç önemli değil. Ulusun tepesindeki tek yüce lider her halükârda o!” Özetle Erdoğan ne derse o! BOP’sa BOP! Sykes Picot defterlerini açmak isterse Sykes Picot! Ak Saray derse Ak Saray! Ak Saray, bu meyanda “liderin sözünün tek kanun olduğu” ülkenin portresini çiziyor. “Bin odalı saray” sade Batı ittifakından değil, bu itibarla Batı tipi demokrasiden de yollarını ayıran bir rejimin sembolü oluyor. Ak Saray’ı NYT’nin altı sütuna manşet çekmesinin bir nedeni bu. Diğer nedeni de açıkça söylenmese de bir biçimde hissettirilen “Bu Ak Saray Türkiyesi’ni ne yapacağız, nereye koyacağız” sorusu. Erdoğan’ın Ak Saray’ı yaptırmak için “mahkeme kararlarını hiçe saydığını” da kayda düşen gazete, Cumhurbaşkanı’nın artık kendisi dışında güç tanımadığını belirtiyor. Erdoğan’ın “Gücü ve cesareti olan gelsin de binayı yıksın bakalım!” diye yetkililere meydan okuduğunu yazan gazete; tam sayfalık makaleyi; “Binayı kimse yıkmadı. Ve Erdoğan ile ailesi yakında oraya taşınacak” sözleriyle bitiriyor. Kimse neticede Erdoğan’a karşı çıkmak cesaretini gösteremediği için bugün RTE orada, Ak Saray’da… Bu da konunun, yüzleşmemiz gereken en acı boyutu. Ilımlı İslamdan ‘İslamcı lider’e nDış Haberler Servisi Türkiye ile Kıbrıs Rum Yönetimi arasında Doğu Akdeniz’deki enerji yatakları konusundaki gerilim sürerken ABD yönetiminden Rumları destekleyen çıkış geldi. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Rum Yönetimi lideri Nicos Anastasiadis’i telefonla arayarak gerilimin artmasından ötürü kaygılarını dile getirdi. Beyaz Saray’ın açıklamasında Biden, Anastasiadis’e “ABD’nin Kıbrıs’ın egemenliği ve münhasır ekonomik bölgesindeki kaynakları geliştirme hakkına saygı duyduğunu” aktardı. Biden ayrıca Türkiye ile tansiyonun düşürülmesi için diplomatik çabalara dair umutlarını dile getirdi. Beyaz Saray açıklamasında iki liderin adanın birleştirilmesi gerektiği üzerinde görüş birliğini de dile getirdikleri aktarıldı. Joe Biden, Doğu Akdeniz’de Rumların haklarına saygılı KONGO’DA VAHŞET ongolu yetkililer Kuzey Kivu bölgesindeki Beni’de linç edilen adamdan geriye kalanları güçlükle topladı. İslamcı olduğu ve elinde pala ile bir otobüse bindiği söylenen gence yönelik öfke lince dönüşmüş, kalabalığın taşladığı genç daha sonra pişirilip yenmişti. Olay bütün dünyayı şoke etti. (Fotoğraf: REUTERS) K BOP’tan SykesPicot karşıtlığına nDış Haberler Servisi Batı Afrika ülkesi Burkina Faso’da 27 yıllık Devlet Başkanı Blaise Compaoré’nin 5. kez aday olmaya kalkınca halk isyanıyla Zida. devrilmesinden sonra, iki farklı asker yönetimi devraldığını açıkladı: Genelkurmay Başkanı Honore Traore ile ordu sözcüsü Yarbay Isaac Yacouba Zida. Bunun üzerine ordu, Zida’yı oybirliğiyle “geçici başkan” atadı. Ülkede anayasa askıya alınırken Fildişi Sahili’ne sığınan Compaoré’nin 90 gün içinde seçim çağrısı da havada kaldı. Başkanlık muhafızlarının iki numarası da olan Zida, “siyasi partiler ve sivil toplumla mutabakat halinde demokrasiye geçiş” vaat etti. Compaoré’nin gidişinden memnun kalan Fransa ile “demokratik seçim” çağrısı yapan ABD açısından Burkina Faso, Sahra’da Kaide bağlantılı gruplara karşı önemli bir müttefik. Burkina’da ordu devrede ‘Taşlayıp öldürdüler, pişirip, yediler’ turduğu kalabalıkta infazı izleyenler arasında çocuklar da görüldü. IŞİD’in son icraatı Suriye’nin kuzeyindeki Minbiç’te bir “dini eğitim merkezi” kurup El Kaide lideri Usame bin Ladin’in adını vermek oldu. Daily Mail’in haberine göre, okulda şeriat eğitiminin verildiği sınıflar oluşturuldu. Haberde ayrıca cihatçı yapılanmanın propaganda amaçlı 5 dakikalik “Öğretmenler İçin Şeriat Eğitimi Oturumu” başlıklı bir video yayımladığı da belirtildi. Bebeklere kesik baş tekmelettiler! Dış Haberler Servisi IŞİD’in Suriye’de estirdiği terörün son görüntüleri yine kan dondurdu. Sosyal medyada yer alan ve nerede çekildiği belirtilmeyen görüntülerde bir bebek, babası tarafından bir Suriye askerinin kesik başını tekmelettirilirken görülüyor. Bu esnada babanın gülümsemesi dikkat çekiyor. Rakka’daki bir başka olayda ise “Allah’a hakaret ve büyücülükten suçlanan” üç kişi kafası kesilerek öldürüldü. Daily Mail’de yer alan fotoğraflarda, erkeklerin oluş Bin Ladin okulu Dış Haberler Servisi Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin kuzeydoğusundaki Beni kentinde İslamcı militan olduğundan şüphenilen bir kişi vahşice katledildi, ardından cesedi pişirilerek yenildi. Son dönemde köktendinci Ugandalı ADFNAUL örgütünün ölümcül baskınlarının gerçekleştiği bölgede yer alan Beni’den önceki gün kan donduracak bir haber gündeme düştü. Reuters ajansının görgü tanıklarına dayandırdığı haberine göre, yerel dili konuşamayan, palalı bir gencin otobüse binmesi diğer yolcular ve çevredekilerin onun ADFNAUL militanı olabileceği şüphesine yol açtı. Kimliği bilinmeyen gence yönelik tepki, öfke ardından vahşete dönüştü. Kalabalık taşlarla gence saldırıp onu öldürürken ardından cesedini yaktı, pişirip yedi. Kongo’da son haftalarda düzenlenen saldırıların arkasında ADFNAUL’un olduğu yönünde haberler basına yansımıştı. Ugandalı militanların bir ay içinde pala ve baltalarla 100’ü aşkın kişiyi öldürdüğü belirtiliyor. Uganda hükümetine karşı grupların oluşturduğu, Somali’deki El Kaide bağlantılı Eşşebab’la ittifakı olduğu kaydedilen ADFNAUL, 2000’lerden bu yana Kongo’da üstlenerek buradan iki ülke topraklarında saldırılar gerçekleştiriyor. Eşşebab’dan intikam Tek sözü kanun… nDış Haberler Servisi ABDİsrail ilişkilerindeki krize koşut, The Atlantic’e konuşan bir dizi ABD’li yetkilinin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu için hakaretamiz ifadeler kullanması, hatta birinin “korkak” manasında “tavuk pisliği” yakıştırmasında bulunmasının yankıları dinmiyor. İsrailli yetkililer, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin cuma günü Netanyahu’yu telefonla arayıp özür dilediğini belirtti. Kerry öncesinde de “Rezillik, kabul edilemez, zarar verici. Bu makaledeki gibi ifadeler kullanan herkesi kınıyoruz” diye konuşmuştu. Makaleyi kaleme alan Jeffrey Goldberg ise yıllardır ABD’li yetkililerin Netanyahu hakkında atıp tutmasını çok dinlediğini, lakin “tavuk pisliği” kadar şaşırtıcı bir hakareti daha önce duymadığını söylemişti. Kerry, Netanyahu’dan telefonla özür diledi Boko Haram kız çocuklarını zorla evlendirmiş! Dış Haberler Servisi Nijerya’daki radikal İslamcı Boko Haram örgütü, hükümetin “ateşkes” iddialarını yalanlayıp altı ay önce kaçırdığı 200’ü aşkın kız çocuğunu cihatçılarla “evlendirdiğini” duyurdu. Örgütün lideri Abubakar Şekau önceki gün yayımlanan videoda, kız çocuklarının İslama geçtiklerini iddia ederek, “Serbest bırakılmalarını unutun” dedi. Şekau, “Müzakere yok. Bizim görüşmeyle ne işimiz olabilir? Allah bunu yapmamızı söyledi” vurgusu yaptı. Şekau ayrıca öğretmen olduğu sanılan bir Alman vatandaşını da temmuzda kaçırdıklarını belirtip gerekirse öldürme tehdidi savurdu. Kızları kaçırılan ailelerin çoğu “şoke olduklarını” söyleseler de gelişmelere şaşırmadıklarını belirttiler. Boko Haram’la mücadelede yetersiz kalan hükümet, bu açıklamayla zor duruma düştü. Zira 17 Ekim’de kaçırılan 219 kızın bırakılmasının da yer aldığı bir ateşkes ilan edildiği açıklanmıştı. Ancak bir gelişme olmazken, İnsan Hakları İzleme Örgütü geçen hafta, Boko Haram kamplarında 500’ü aşkın genç kız ve kadının esir tutulduğunu ve çoğunun “zorla evlendirildiğini” duyurmuştu. Şekau ağustosta yaptığı bir açıklamada, kontrol ettikleri bölgelerde IŞİD çizgisinde “halifelik ilan etmek istediğini” kaydetmişti. (AFP) İsmi ‘Batılı eğitime karşı’ anlamına gelen Boko Haram altı ay önce okulları basıp 200’den fazla kız çocuğunu kaçırmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle