Katalog

SAYFA CUMHURİYET 11 KASIM 2014 SALI 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada ... karalayan adam; bugün Anıtkabir’de sap gibi duruyor. Yayımladığı mesajı samimiyetten yoksun bulmuşlar ki hiçbir gazete özetleyerek bile yayımlamadı. TV’ler de şöyle üstünkörü değinip başka haberlere geçiverdi. Kafasına dank etmiş olmalı; Atatürk’ü ne yaparsa yapsın bu milletin kafasından, gönlünden asla koparamayacak. Büyük tirajlı gazeteler ölümünün 76. yılında özlem, hasret dolu yayınlar yaptılar dün. “Kurduğu cumhuriyetle adını tarihin şanlı sayfalarına yazdıran, Türk’ün ne olduğunu dünyaya gösteren, olağanüstü şartlarda ortaya çıkmış sıra dışı bir liderdi Atatürk. O işgal edilmemiş yeri, zaptedilmemiş toprağı kalmayan bir milletin küllerinden doğmasına önderlik etti.” HHH Ya sen? O’nun kurduğu cumhuriyeti ve devrimleriyle yarattığı çağdaş bir devleti ele geçiren sen! Atatürk’e bağlılığı ve sevgi yüklü duygularını milletin belleğinden asla sökemeyeceğini anlayınca Anıtkabir’e her vesile koşuyor ve huzurunda sap gibi durmak zorunda kalıyorsun. Hele 76. ölüm yıldönümünde yayımladığın mesaj, onun büyüklüğü karşısında acizlik içeren satırlarla dolu. Elbette O’nun kontrolü altında meydana gelen Teşkilatı Esasiye Kanunu’ndaki rejimin “Hâkimiyet bila kaydı şart milletin” olduğu ve milleti de ancak Meclis’in temsil ettiği temel kuralına dayanarak bugünlere gelebildin. Nihayet anladın: Atatürk’ü inkâr etmek, hâkimiyetin bila kaydı şart millette olduğunu reddetmekle eşdeğerdir. Atatürk’e yalnız bağımsız bir devlet bıraktığı için minnettar olmaması gereken en başta RTE’dir. Tükenmiş, dünya koşullarından yüz yıl geride kalmış, din ile devleti bir arada tutmaya çalışan artık çökmüş bir Osmanlı devleti yerine… …bu millete dünya devletleri arasında saygın bir yeri olan çağdaş cumhuriyet bahşedeni ve... …bugün bu cumhuriyetin başkanı olmayı ona borçlu olduğunu asla aklından çıkarmaması gereken ilk kişi, ne yazık ki yeni bir Türkiye adı altında laik cumhuriyetin yerini almaya çalışan uydurma bir düzene kapıları açmakla övünen RTE’dir. Bir gün gelecek Hakk’a yürüyecek ya da milletin oylarıyla devrilip gidecek ve fakat: Büyük Atatürk; onunla doğup yaşadığım, onunla öleceğim Atatürk’üm, ilelebet adı altın harflerle tarihteki yerini koruyacak ve milletin gönlünde, kafasında ilelebet yaşayacak! HHH Atatürk’ün bugünleri önceden gören ve milletini uyaran binlerce örnek arasında biri var ki, CHP’de her kımıldanış bana bu örnek öyküyü anımsatıyor. Bir gün önüne getirilen bir konuya not düşerken Cumhuriyet Halk Fırkası (Partisi) yazmış. Yanındaki ilgili şahıs; “Neden partim yazmıyorsunuz” diye sorunca: “Cumhuriyet Halk Fırkası’nın benim fırkam kalacağını nereden bileyim” demiş. Neredeyse yarım yüzyıl öncesinden bugüne işaret eden bir öngörü. Zira Atatürk’ün partisiyim diye övünen bugünkü CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partiyi yeniliyorum diye düpedüz istenilmeyen yönlere dönüştürüyor. Altı Ok’un yanına bir cami minaresi ekleyen, Atatürk’e, devrimlerine ağız dolusu hakaretlerde bulunan Bekaroğlu’nu, din eksenindeki bu olguların mimarını kıytırık oylar toplamak için devrimci bir partiye oy verenlere anlatmakla görevlendiriyor. Dün de parti örgütü liderlerine, yerine getirmelerini şu cümleyle emrediyor: “Giitiğiniz her yerde elinizde bir kutu çikolata, imamları, müftüleri ziyaret edin!” HHH Bu ve benzeri örnekler ortada iken; kör topal bir konuşma ile yanıt vermek zorunda kalıyor dün: “Partinin esas misyonu AKP’ye Okyanus ötesinden dayatılmış politikaları desteklemek veya muhalefet edilmesini önlemektir. Parti yönetimi de bu gerçeğe göre yeniden şekilleniyor. Ulusal duyarlılığı olanlar dışarı atılıyor. CHP değerlerine savaş açmış isimler başa getiriliyor. Adı da Yeni CHP oluyor” diye altına imza atılacak parti gerçeğini yazan Melih Aşık’a; CHP iktidara gelebilir, diyorlar. Lütfen güldürmeyin insanı! HABERLER Hükümet, sondaj krizinde Suriye’dekinden farklı angajman belirledi Doğu Akdeniz’de ‘taciz et’ dönemi BARKIN ŞIK GÜNDEM MUSTAFA BALBAY n Baştarafı 1. Sayfada ... 08.45’ten 09.15’e kadar sürdü. Anıtkabir’in halka açılmasının ardından çevre yollardan akan insanlar, ölümü anmak değil; mücadeleyi perçinlemek, duruş göstermek, kararlılığı ortaya koymak üzere yokuşu tırmanmaya başladılar. Tablo, Anıtkabir’in Aslanlıyol’unun tam karşısındaki Akdeniz Caddesi’ne açılan sokaklarını tarif ediyordu. Başkenti bilenlerin belleğinde olan sokak adlarının başında bu bölüm gelir. Bu sokakların adları şöyledir: “Ata”, “Ordular”, “İlk”, “Hedef”, “İleri”... Anıtkabir’in bu bölümündeki cadde ve sokak adlarını birleştirdiğinizde Atatürk’ün Büyük Taarruz’un başında söylediği, “Ordular; ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” sözü çıkar. İşte dün Akdeniz Caddesi, Atatürk’ün o sözünü bugüne taşıyordu. Ara sokaklara park etmiş otobüslerin Türkiye’nin dört bir yanından geldiği plakalarından belliydi. 05’ten 67’ye, 07’den 42’ye kadar bir çırpıda iki elin parmaklarını katlayan plaka saydık. HHH O otobüslerin içinin ne kadar coşkulu insanlarla dolu olduğunu Anıtkabir’e çıkan yokuşta ve merdivenlerde yaşadım. AKP iktidarının ilk yıllarında halkın ulusal bayramlara ve Atatürk’ü anma toplantılarına katılımının “zoraki” olduğu ima edilir, halkın kendi isteğiyle değil de törensel gereklerin bir parçası olarak buralarda bulunduğu dillendirilirdi. Bu anlayışın ürünü olarak törenler anlamsızlaştırılmaya çalışıldı. Ancak başarılamadı. Yıllardır Anıtkabir bu anlayışa karşı tam bir Yanıtkabir niteliğine bürünüyor. Dün de öyleydi. Lise ve üniversite öğrencileri vardı. Bazılarıyla ayaküstü sohbet ettik. Büyük bir özgüven içindeydiler. Dahası 7., 8. sınıf öğrencileri özgün sözlerle bezenmiş Atatürk’ü anlatan korolar oluşturmuştu. Onlarla sohbet ederken şunu söyledim: “Biz bütün gücümüzle sizin kuşaklara daha güzel bir Türkiye bırakmak için mücadele edeceğiz. Hiçbir şekilde yılmayacağız. Sonra da sorumluluklarımızı siz devralacaksınız, söz mü?” “Sööz” diye bağırdılar, Anıtkabir’i işaret edip seslendim: “Atatürk duymadı...” Öyle bir “sööööz” deyişleri vardı ki... HHH Anıtkabir’e koşan herkes gençtir. Zira gençlik salt yaşa başa değil, daha çok heyecana bakar. Ve insan heyecanları kadar gençtir. Anıtkabir’deki her yaştan gençler arasında ak saçlı gençler biraz daha hüzünlüydü. Bütün yaş kuşaklarından insan olmasına seviniyorlardı ama Türkiye’nin bu halde olmasına da kahrediyorlardı. Onlarla yine ayaküstü sohbette hepimize sorumluluk düştüğünü, ne olursa olsun mücadeleyi bırakmamak gerektiğini, başarıya inanmanın dünyanın en büyük enerjisi olduğunu konuştuk. “İyi ki varsınız” diyenlere onları da işaret ederek şu karşılığı verdik: “İyi ki varız...” “Sizler için çok gözyaşı döktük” diyenlere “gelecekle” karşılık verdik: “Bundan sonraki mücadelemiz sevinç gözyaşları dökmek için...” “Annem sizin için çok dua etmişti” diyenlere devam etmesini diledik: “Duasını eksik etmesin, daha yapmamız gereken çok şey var...” “İyi görünüyorsunuz” diyenlere gülümsedik: “Yapacağımız onca iş varken, kötü olmak gibi bir lüksümüz olabilir mi?” “Televizyonlarda daha az görünüyorsunuz” diyenlere, “Çağırdılar da çıkmadık mı” dedik. “Eskiden çok kiloluydunuz, zayıflamışsınız” diyenlere, “yaradı” dedik! Anadolu’da güzel bir söz vardır; umutsuzluk yalnızlıktan doğar... Anıtkabir’de dün binlerce insan bir kez daha Atatürk’le çoğaldı. ANKARA Doğu Akdeniz’de Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin (GKRY), KKTC’nin bölgedeki hak ve menfaatlarını yok sayarak başlattığı ve Yunanistan’ın da aktif destek verdiği sondaj çalışması nedeniyle Türk Hükümeti, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın hareket alanını genişletti. Siyasi iradenin, Deniz Kuvvetleri’ne, AB üyesi GKRY ve Yunanistan’ın atacağı adımlara karşılık “krizi tırmandırabilme” yetkisi verdiği belirtildi. Ancak Deniz Kuvvetleri için belirlenen angajman kuralının Suriye sınırındaki gibi “vurma” yetkisini içermediği kaydedildi. AKP Hükümeti’nin izlediği dış politika sonucunda ise Doğu Akdeniz’deki ortak politika izleyebileceğimiz tek bir ülke kalmadı. Hükümetin Türk Deniz Kuvvetleri’ne verdiği yeni angajman kurallarına göre Yunanistan Deniz Kuvvetleri’nin bölgeye gönderdiği bir savaş gemisi ile denizaltı yakın takibe alınırken, bu gemilerin, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na verilen ruhsat sahalarında araştırma faaliyeti icra eden Barbaros Hayreddin Paşa Araştırma Gemisi’ni önlemeye dönük faaliyetlerine kesinlikle izin verilmeyeceği kaydedildi. Gemi komutanının aldığı yetki çerçevesinde, kendisi kurallarını Suriye sınırındaki kadar sertleştirmemesinde, GKRY ve Yunanistan’ın Türkiye’nin de ittifakı olduğu NATO ve AB içinde yer almasının da etkili olduğu belirtiliyor. Mısır, Yunanistan ve GKRY arasında geçen hafta sonunda Kahire’de gerçekleşen toplan ye, Müslüman Kardeşler krizi öncesinde Mısır ile Münhasır Ekonomik Bölgeler anlaşması yapmak için görüşmeler yürütüyordu. unanistan top koşturuyor Türkiye’nin İsrail ve Mısır ile kötü giden diplomatik ilişkileri ise Yunanistan’a yaradı. Yunan hükümeti, geçen yıl uluslararası hukuka göre 200 mil olan kıta sahanlığının dış sınırlarını belirlemek üzere BM’ye başvurdu. Yunanistan, Yunan kıta sahanlığının dış sınırlarının adalar dahil her yerde “ortay hat/eşit uzaklık” olduğu görüşünde. Bu kapsamda Yunanistan Meis Adası’nın kıta sahanlığının da 200 mil olduğu tezini savunuyor. Meis, Girit, Skarpanto, Kasos ve Rodos adalarına ait hatlar birleştiğinde Akdeniz, Yunan denizi haline geliyor. Kıta sahanlığı aynı zamanda o ülkenin Münhasır Ekonomik Bölgesi’ni belirlediği için Türkiye bu teoriye göre Akdeniz’de neredeyse 12 mil olarak ilan ettiği kendi karasularına sıkıştı. Y u Hükümet, Doğu Akdeniz’deki doğalgaz sondajları nedeniyle yaşanan gerilimde Deniz Kuvvetleri’ne, Yunanistan’ın atacağı adımlara karşı krizi tırmandırma yetkisi verdi. Bu kararla Deniz Kuvvetleri, Yunanistan ve GKRY’nin savaşçı unsurlarını yakından takip edecek fakat vurma yetkisi olmayacak. ne tehlikeli şekilde yaklaşan savaş uçaklarına radar kilidi atma yetkisinin de bulunduğu öğrenildi. “Ateş açma” yetkisinin ise Başbakanlık tarafından devredilmediği öğrenildi. tıyla da Doğu Akdeniz’den elde edilecek doğalgazın Mısır’a ihracatı konusunda önemli adımlar atıldığı belirtildi. Enerji alanındaki bu ittifakın bir diğer ortağı ise Türkiye’nin diplomatik ilişkilerini sıfırladığı İsrail. Mısır ile olan ilişkilerinde tarihinin en kötü dönemini yaşayan Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatları için kapısını çalabileceği tek bir ülke kalmadı. Türki ur’ kararı Ankara’nın İstenmeyen bir durum yaşanmasında Türk gemisine “ateş” emri Ankara’dan gidecek. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki askeri angajman ‘V Kader Ortakaya için sınırda anma Fotoğraf:AFP Kobani’ye geçmek isterken 6 Kasım’da sınırda vurularak öldürülen 28 yaşındaki sosyolog Kader Ortakaya için Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinin Miynester köyünde anma töreni düzenlendi. Köy meydanına Ortakaya’nın fotoğrafının bulunduğu “Kader yoldaş ölümsüzdür” pankartı, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın posteri ve PKK flaması asıldı. Ortakaya için saygı duruşunda bulunulmasının ardından marşlar söylendi. PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’in eşi ve Kobani Kantonu Halk Meclisi Eşbaşkanı Ayşe Efendi, “Kader Kobani’nin gelinidir. Tarih yeniden yazılıyor. Bu yazı altın harflerle, evlatlarımızın kanlarıyla yazılıyor. Kadınlarımızın, gençlerimizin bin yıllık hayali Kobani’de gerçekleşiyor” diye konuştu. HDP milletvekili Gülser Yıldırım da “Dört parça Kürdistan, Kobani ile birlikte ya özgürleşecek ya özgürleşecek” dedi. Konuşmaların ardından onlarca kişi ellerinde mumlarla, Ortakaya’nın Kobani’ye geçmek üzere arkadaşlarıyla vedalaştığı yere kadar yürüdü. Ellerindeki mumları yere bırakan katılımcılar burada Ortakaya için şarkılar söyledi. (Fotoğraf: AFP) AKDOĞAN’DAN TEPKİ ‘PKK silah bırakmada su kaynattı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Abdullah Öcalan’ın 68 Ekim’de yaşanan olaylarda etkisinin büyük olduğunu, İmralı’nın kale alınmak için bazı olayları kışkırttığını söyledi. PKK’nın silah bırakma konusunda ayak sürüdüğünü dile getiren Akdoğan, PKK için “Örgütün burada su kaynattığını görüyoruz” dedi. Önceki gün katıldığı televizyon programında konuşan Akdoğan, “Son yaşadığımız hadiseler, 68 Ekim olayları, şehirlerin savaş alanına çevrilmesi, yakılması, yıkılması, şiddet, vandalizm ve bunun öncesinde süreci zehirleyen birtakım hadiseler. Haraç alma, adam kaçırma, yol kesme gibi asayiş ve şiddet olayları. Bunlar süreci zaten kırılgan hale getiren konulardı. Üzerine bir de Kobani bahanesiyle yapılan hadiseler çıkınca bir türbülans yaşandı” ifadelerini kullandı. Akdoğan, “Öcalan’ın ‘yani birtakım hadiseler olsun...’ Bunu bir dayatma bir baskı aracı olarak kullandığını geçmişte çok gördük. Yani ‘Biraz bir şeyler olsun da biraz elim güçlü olsun’ gibi yaklaşımlar içine girdiğini gördük. Onları kurtarmak için bir mektupla onları oradan çıkarmaya çalıştı diye ben düşünüyorum. Ama bu vandalizm, şiddet. Bunun ben çok kendi kendine kontrol dışı bir şey olduğunu da düşünmüyorum” dedi. Polisi şehit eden PKK’li tutuklandı Güneydoğu’da tansiyon yeniden yükselmeye başladı Sınırda kaçakçı kovalayan jandarma, köylü vurdu YDGH’liler polisle çatıştı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Şırnak’ın İdil ilçesinde PKK’nin gençlik yapılanması Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDGH) üyeleri önceki gece Turgut Özal Mahallesi’nin girişlerine kepçe ile hendek kazdı. Ellerinde silah bulunan YDGH üyeleri hendekleri kazdıktan sonra Adile Naşit Caddesi’ne çıkarak yolu trafiğe kapattı ve yoldan geçen araçları durdurarak kimlik kontrolü yaptı. Olay yerine giden polis ekiplerine silahlı grup tarafından uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Polisin de ateş açması üzerine, yaklaşık 20 dakika çatışma yaşandı. Çatışmada ölen ya da yaralanan olmadı. Diyarbakır Ali Gaffar Okkan Polis Meslek Yüksekokulu’ndaki görevli personeli taşıyan polis servis aracına, dün saat 15.00 sıralarında Silvan Yolu üzerinde seyir halindeyken ateş açıldı. Olayda ölen ya da yaralanan olmazken, servis şoförü aracı hızla olay yerinden uzaklaştırdı. Şırnak’ın Cizre ilçesi Nur Mahallesi’nde 7 Kasım’da sokakta tek kurşunla başından vurularak öldürülmüş olarak bulunan 22 yaşındaki Abdullah Budak’ın öldürülmesini PKK üstlendi. Cizre’de dağıtılan bildirilerde “Budak ajanlık faaliyeti yürüttüğü tespit edilerek tarafımızdan infaz edilerek cezalandırılmıştır” denildi. Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde geçen cumartesi günü polis ekipleri zırhlı araçtan yurttaşlara küfretmiş, savcılık da soruşturma başlatmıştı. Yaşananlar üzerine DBP yöneticileri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri Kaymakam İbrahim Çenet ve Emniyet yetkilileriyle görüştü. Ardından yüzlerce kişi olayın yaşandığı Cengiz Topel Caddesi’nde toplanarak, protesto eylemi yaptı. Güvenlik Büro Amiri Mahmut Baloğlu’nun kitleyi yatıştırıcı konuşmasının ardından kalabalık dağılıken maskeli bir grup bölgedeki polislere saldırdı. Polis de göstericilere plastik mermi ve gaz bombaları ile müdahale etti. Yüksekova Kaymakamı İbrahim Çenet halka küfrettiği belirtilen polislerin görevden alındığını açıkladı. GAZİANTEP (DHA) İslahiye Emniyet Müdürlüğü ekipleri, geçen cuma günü Küçük Sanayi Sitesi yakınlarında plakası açıklanmayan bir minibüsü durdurdu. Minibüsteki 14 kişi gözaltına alındı. Hatay’dan daha önce Türkiye’ye giriş yaptıkları belirlenen ve Suriyeli olduğunu söyleyen 14 kişinin Kobani’ye gitmeye çalıştığı belirlendi. Kendini Suriyeli olarak tanıtan kişinin İskenderun’daki Denizciler Polis Merkezi’ne düzenlenen ve 1 polisin şehit olduğu, 3 polisin de yaralandığı saldırı nedeniyle aranan PKK’li İsmail Genç olduğu ortaya çıktı. Genç, tutuklandı. AKIN BODUR İSKENDERUN Kilis’in Suriye sınırında bir kaçakçı grubunu kovalayan jandarmanın, bakkaldan ekmek almak için evinden çıkan Kasım Özdemir (28) ve babası Mehmet Özdemir’i (55) kaçakçı sanarak ayağından vurduğu belirtildi. Deliosman köyüne doğru kaçan kaçakçıları takip için köyün içerisine giren jandarmanın, ekmek almak için bakkala giden Kasım Özdemir’i evinin kapısının önünde kaçakçı sanarak ayağından vurduğu, sesler üzerine evden çıkan ve oğluna siper olmaya çalışan Mehmet Özdemir’i de ayağından vurarak yaraladığı bildirildi. Baba oğulun sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi. Babası ile ağabeyi yaralanan Yunus Özdemir yaşananlara tepki göstererek, “Jandarma rasgele silah sıkınca ekmek almaya giden ağabeyim ile silah sesiyle dışarı çıkan babamı vurmuş” dedi. BARTIN (DHA) SGK Müdürlüğü’nde stajyer olarak çalışan lise öğrencisi genç kız, iddiaya göre kadınlar tuvaletinde bulunurken, yandaki odaya açılan küçük pencereden cep telefonu ile görüntüsünün çekildiğini fark etti. Öğrenci, çığlık atarak tuvaletten çıktı. Görüntü çektiği iddia edilen temizlik görevlisi T.K.’nin telefonuna el konulurken, işine son verildi. Valilik idari soruşturma başlattı. SGK tuvaletinde skandal Uzman çavuş intihara kalkıştı Yayman’dan sert soru müdahalesi KİLİS (DHA) Suriye sınırındaki Elbeyli’de Dağ Piyade Hudut Karakolu’nda görevli uzman çavuş Hasan H.Ç.’nin hudut karakolunda piyade tüfeğini karnına dayayarak intihara kalkıştığı belirtildi. Silah sesini duyan askerlerin bulduğu Hasan H.Ç., hastaneye kaldırıldı. Uzman çavuşun hayati tehlikesinin sürdüğü bildirildi. DBP üyesi Mehmet Serin’e evinde infaz şüphesi DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Yenişehir ilçesi Şehitlik semtinde oturan Mehmet Serin’in (50) gün boyu evinden çıkmaması üzerine şüphelenen komşuları durumu polise bildirdi. Olay yerine gelen polis Serin’i evinde öldürülmüş olarak buldu. İlk incelemede Serin’in başının arkasından vurularak öldürüldüğü belirlendi. Serin’in cesedi otopsi için Diyarbakır Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Serin’in kendi ruhsatlı silahıyla vurularak öldürüldüğü ifade edildi. Serin’in DBP üyesi olduğu belirtilirken, parti yetkilileri, olayla ilgili net bir bilgilerinin olmadığını ancak olayı araştırdıklarını söyledi. İstanbul Haber Servisi DHKPC örgütü üyesi oldukları iddiasıyla yargılanan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi 22 avukata uluslararası hukuk örgütleri destek verdi. Uluslararası Demokratik Avukatlar Birliği Başkanı Veanne Mirren, avukatların yargılandığı davaların avukatmüvekkil ilişkisinden memnun olmayan hükümetin eseri olduğunu söyledi. Dünyada Demokrasi ve İnsan Hakları İçin Avrupalı Hukukçular Birliği Genel Sekreteri Thomas Schmidt de avukatlara açılan davaların hepsinde siyasi nitelikli bir arka plan bulunduğuna dikkat çekti. Bugün ve yarın görülecek ÇHD davası ile avukatlara açılan KCK davasını izlemek üzere Türkiye’ye gelen örgütler, dün İstanbul A DAV N Ü BUG ÇHD’li avukatlara uluslararası destek Barosu’nda basın toplantısı düzenledi. Heyet, ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ile birlikte açıklama yaparak yargılanan avukatlara destek verdi. Mirren, Türkiye’nin altına imza attığı uluslararası sözleşmeleri anımsatarak “Avukatlar meslek ilkeleri gereği müvekilleri ile serbestçe görüşme hakkına sahiptir ve bundan dolayı baskıya maruz kalamaz” dedi. Schmidt de “Pek çok ülkeden avukatlar Türkiye’deki en dikkat çekici davaları izlemeye geldiler. Bunun nedeni İstanbul’un güzel olması değil, hükümetten ayrı düşünen ve bu düşüncelerini ifade etme cesaretini gösteren insanlara karşı birçok siyasi davanın başka bir ülkede olamayacağı gerçeğini görmemizdendir” diye konuştu. Programda CNN Türk Ankara Temsilcisi Hande Fırat’ın Akdoğan’a yönelttiği “Peşmergenin girişiyle alakalı çok net, acaba Kürt ulusal birliğini mi ön plana çıkardı o giriş, yoksa amacınız bölgedeki durumu dengelemek miydi” sorusu üzerine Vatan gazetesi yazarı Hüseyin Yayman araya girerek müdahale etti. Yayman, “Bir araya girebilir miyim Yalçın Bey? Yayın öncesinde de konuşmuştuk, Hande gerçekten bugün çok sert sorular soruyorsun” diyerek tepki gösterdi. Polis kız arkadaşını vurup intihar etti TRABZON (AA) Hızırbey Mahallesi’nde, Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi güvenlik noktasında görevli polis Ali A’nın evinde silah sesleri duyuldu. Olay yerine gelen polis ekipleri, evde Ali A. (23) ile kız arkadaşı Fatma Z’nin (21) cesetlerini buldu. Fatma Z’nin başından vurulduğunu tespit eden polis, olay yerinde bir tabanca da buldu. Ali A’nın önce Fatma Z’yi vurarak öldürdüğü, ardından da intihar ettiği şüphesi üzerinde duruluyor. 10 numarayı bir kişi bildi ANKARA (AA) On Numara oyunun bu haftaki çekilişinde 10 bilen bir kişi, 283 bin 647 lira 15 kuruş ikramiye kazandı. Kazandıran numaraları 4, 6, 7, 11, 17, 23, 40, 41, 43, 45, 48, 51, 53, 54, 59, 61, 66, 68, 70, 72, 73 ve 74 olarak belirlendi.