Katalog

SAYFA CUMHURİYET 11 KASIM 2014 SALI 6 HABERLER Hükümet yarın açıklayacağı çalışma yaşamıyla ilgili yeni paketi işçilere sormadan hazırladı Paket var işçi yok MUSTAFA ÇAKIR Erken Sinyaller: Hükümet / RTE Soru şudur: Cumhurbaşkanlığı’na geçen Recep Tayyip Erdoğan, hiçbir hukuki dayanağa sahip olmadan, anayasa dışı yetkiler icat ederek, hükümeti ne kadar süre ve ne derece yönetebilir? Başka bir açıdan: Hükümet üyeleri, kendi boyunlarındaki davulu çalmasına ne derece tahammül edebilirler? Çelişkinin olduğu yerde sorunlar mutlaka doğar. Kaçınılmazdır bu. Önemli olan bu çelişkinin sürekli olarak “uysal halde” tutulup tutulamayacağıdır. Mesela bir okurun “özel hobi alanım” ilan ettiği F. GülenRTE Çatışması’nı 4 yıl önceden izlemeye başladığımda birbirine gireceklerdir demiştim. Her adımlarını izledim, keyifle! Çünkü ayrı gövdeler ve ayrı iktidar mücadeleleri vardı. Oysa iktidar tekti. Bugünkü problemde ise gövdeler aynı (ayrışır mı bilemem), bu nedenle iç içe geçmişlik çok büyük, ama problem kaçınılmaz. Hükümet ve milletvekilleri, RTE’nin doğrudan yönetiminden kurtulmuş durumdalar. Yani problemlerini en azından dile getirme ve düşüncelerini daha rahat açıklama özgürlüklerine aralanmış bir kapı var. Bu kapıdan uzatılmış başlar görmeye başladık. Mesela Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, RTE’nin “Sarayı”nın maliyetini açıkladı: 1 milyar 379 milyon TL. Üzerine özel uçağını da ekledi: 410 milyon. 2 milyar TL’ye yakın bir “özel harcama”. Evet özel harcama diyorum! Bu kadar bir paranın harcanmasının gerekli olup olmadığı üzerine ciddi bir tartışma olmadan, elini milletin hazinesine atıyorsan, buna da o sırada, otoriterliğinden mi yoksa diktatörlüğünden mi bilemeyiz, kimse ses çıkarmıyor ve emirleri hemen yerine getiriyorsa, Hazine’den özel harcama diye nitelendirilebilir. Şimşek’in bu açıklamasına hem RTE hem de parti yönetimi tepki gösterdi. RTE harcamayı 500 milyon civarında gösterdi, yolsuzluk yapıldıysa denetleme kurumları vardır, soruşturur dedi. Maliye Bakanı’ndan daha iyi kim bilebilir harcamaları? Şimşek ayrıca örtülü ödenek harcamaları konusunda da bilgi vermişti. Bu birinci olay. Derken Bülent Arınç, Şimşek’in açıklamasından sonra hemen sahne aldı, iki konuşmasında “israf”ı gündeme getirdi. Devlet içinde büyük israf olduğunu, bunu önleyemediklerini belirtti. “RTE Sarayı”na da gönderme yaptığı açık: “Bizim inancımızda, israf kesinlikle haram olduğu gibi, o bizim inancımız ama israf eden bir ülke, israf eden bir hükümet, israfın içindeki bir devlet de iflah olmuyor.” Bu arada, Afyon’da toplanan Hükümet, Parti, AKP’li milletvekilleri, çözüm sürecine ilişkin derin şikâyetlerini dile getirdiler. Özetle: Hiçbir şey bilmiyoruz, kimse bilgi vermiyor, PKK saldırılarından seçmenlerimiz bizden hesap soruyor. Yüzlerine bakamıyoruz... Hükümet içinde RTE’nin bir no’lu adamı Yalçın Akdoğan’ın hatta “bunları söyleyenleri kayda alıyorum” gibi, biraz tehditvari algılanan sözleri daha sonra biraz düzeltmeye uğruyor ve “yani değerlendireceğiz anlamında..” deniyor. HHH Bunlardan bir şey çıkarmaya çalışmıyorum. Sadece izlemeye alalım... Mehmet Şimşek, durup dururken ve arkada hiçbir desteği olmadan bu açıklamayı yapmış olabilir mi? Sanmıyorum. Mesela Babacan, Arınç?! İki iktidar/hükümet var! Birincisi bildiğimiz, yasalara göre kurulmuş resmi kabine... İkincisi, Cumhurbaşkanlığı’ndaki, RTE’nin çevresinde kurulu, gayri resmi hükümet, kabine.. İki gelişme olabilir: Önümüzdeki seçimlerde, Arınç zaten gidici... Mehmet Şimşek ve Babacan’ın üstlerini, KonduSaray Kabinesi, çizmiştir. Bu nedenle rahat konuşuyorlar... Davutoğlu RTE ilişkisi nasıl? Görünen, sanki balkaymak... Davutoğlu, kusura bakmasın, nutuklarında bu gidişle RTE’yi aratacak gibi. Ne o öyle ecdat, İslam dünyası edebiyatı... Girişlerde en az 15 dakika efelenmeler... Öyle ki Dışişleri Bakanı bile gaza gelip, İsrail’e “o postalları elinize veririz” demez mi... Davutoğlu aşka gelip Alevilere “zorunlu din dersini kaldırabiliriz” diyerek, RTE’nin neredeyse en büyük, dinselleştirme projesini çöpe mi atacak?.. RTE çok dolaylı yanıt verdi: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin din dersini zorunlu olmaktan çıkartılsın kararına, akla ihtiyaçları olmadıklarını söyledi. AİHM kararı, bir öneri, akıl vb. değil, uygulanması zorunlu olan bir karardır. Bunlar şimdi AİHM’den de çıkmaya kalkarlar! Davutoğlu, RTE’nin Cumhurbaşkanı+Başbakan kimliği karşısında, gölgedeki resmi başbakandır. Bunu ne kadar sürdürür, sürdürebilir, bilmiyorum. Ama bunun için parti içindeki dengeleri de biraz yerinden oynatması gerekebilir... Parit Başkanı da olduğuna göre!? İkinci gelişme: Seçimlere gidiliyor. Milletvekillerini kim belirleyecek? Peki hazirandan sonra, eğer kuracak çoğunluğu alırlarsa, yeni kabineyi? Tamamen RTE’ye bağlı insanlar mı tercih edilecek (RTE’nin gençleri, tapınıcıları gibi) yoksa Davutoğlu, Şimşek Babacan gibilerin kalmasını isteyecek mi?.. Kamu görevlileri için izin bekleniyor Soma iddianamesi hâlâ eksik MANİSA (DHA) Akhisar Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahiner, geçen 13 Mayıs’ta Manisa’nın Soma ilçesinde meydana gelen ve 301 kişinin yaşamını yitirdiği maden ocağı faciasıyla ilgili fezlekenin kabul edildiğini, iddianamenin hazırlanıp, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulduğunu, yargılamaya 15 gün içinde başlanacağını bildirdi. İdianemeye ilişkin açıklama yapan Başsavcı Bekir Şahiner, 8’i tutuklu 45 şüpheli hakkında iddiname hazırlandığını belirtip, “Maden ocağında dumandan etkilenen 161 mağdur müşteki ve ölen madencilerin birinci derece yakınlarından oluşan 214 müşteki var. soruşturma aşamasında ifadelerine başvurulan 425 kişinin de tanık listesinde ismi bulunuyor” dedi. Maden ocağındaki facianın maden ocağında, U3 trafosu etrafında toplu olarak bırakılan kömürün, kontrolsüz bir şekilde, kendiliğinden yanması sonucu çıktığına ididanamede yer verildiğini belirten Şahiner, “Kömürün tam yanmaya dönüşmesi, yangının dört numaralı kömür nakil bantının bulunduğu yola sirayet etmiş, nakil bandı, ahşap tahkimat, PVC boruları, elektrik kablolarını tutuşturmuştur. Su ile soğutma çalışmaları sonucu açığa çıkan zehirleyici, boğucu gazlar, olması ve bu gazlarında olay esnasında işçileri etkilemesi sonucu gerçekleşmiştir” dedi. Şahiner, tutuklu 8 şüpheli hakkında ‘olası kasıtla öldürme’ eyleminden 301 kez, 161 kez de ağırlaştırılmış yaralama eyleminden ceza istendiğini kaydetti. İddianameye göre, bu sanıklar hakkında 301 kez, 20 25 yıl hapis cezası, ayrıca “Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama” suçlamasıyla da 161 kez 3 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası istendi. Şahiner’in açıklamasına göre diğer sanıklar hakkında bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebeh olmak suçlarından 301 kez 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezaları isteniyor. ANKARA Hükümet “iş cinayetlerinin” önüne geçeceğini savunduğu çalışma yaşamına yeni düzenlemeler getiren paketi yarın açıklayacak. Hemen hemen her gün bir facia haberinin geldiği madenlerle ilgili düzenlemelerin de yer alacağı paketle ilgili olarak yine sendikalara danışılmadı. Sendikalardan görüş alınmadı. Pakette denetimin tek çatı altında toplanmasından, patrona ihaleden men ve sözleşme iptaline kadar çeşitli düzenlemeler yer alıyor. Ancak “iş cinayetlerinin” temel nedeni olan taşeron sistemine dokunmadığı gibi, “kiralık işçi” dönemini açacak düzenlemenin de pakette yer alması bekleniyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından yarın açıklanacağını belirttiği pakette, şu düzenlemelerin yer alması bekleniyor: Denetim MİGEM’e: Halen de netimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji Bakanlığı tarafından yürütülüyor. Paketle denetim tek çatı altında toplanarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MİGEM) bırakılacak. İnşaatlarda yapı denetim şirketlerine daha fazla sorumluluk verilecek. Ölümlü iş kazalarına neden olan şirketlere verilecek para cezaları yüzde 50’den yüzde 400’e kadar çıkarılacak. Bir yıl içerisinde ölümlü iş kazaları yaşanmayan işyerlerinden ise yüzde 2’lik işsizlik sigortası payı alınmayacak. Kapatma ve faaliyeti durdurma cezalarına uymayıp mühür kıran işletme sahiplerine verilecek para cezaları da hapis cezalarına çevrilecek. Bu konuda görevini yapmayan kamu görevlileri hakkında da soruşturma başlatılacak. Temmuz 2015’e kadar belli meslek dallarında tüm işçilerin sertifikalı olması zorunluluğu getirilecek. Ayrıca iş güvenliği önlemlerine uymayan işçilere de ceza verilecek. İşçi tazminatsız işten çıkarılabilecek. Kiralık işçi: Pakette ayrıca hükümet programlarında da yer alan özel istihdam bürolarına “işçi kiralama” yetkisi verilmesine ilişkin düzenlemenin de yer alması bekleniyor. Sendikalar “kölelik” ve “işçi simsarlığı” olarak nitelendirdikleri bu düzenlemeye karşı çıkıyor. AKP taşerondan vazgeçmiyor: Pakette taşeron sisteminden vazgeçileceğine ilişkin bir düzenlemenin yer alması beklenmiyor. Hatta kamuda kapsamın daha da genişletileceğine dikkat çekiliyor. Taşeron işçilere “koşullu kadro” hakkı verilecek. Davaları kazanan taşeron işçiler ancak “ihtiyaç varsa” çalıştırılacak. Bu işçilere de kadroya geçebilmeleri için “geçmişteki alacaklarından vazgeçmeleri” şartı koşulacak. Yani taşeron işçi, çalışabilmek için “kazanılmış haklarından vazgeçecek”. Kurumda ihtiyaç yoksa tazminatı ödenen taşeron işçi direkt işten çıkarılacak. Şimşek’in üzeri çizildi mi? Kolin şirketi koruma amacıyla ihaleyle aldığı zeytinleri söktü Koruyacaktı, kesti EMRE DÖKER avcı: Kamu için izin bekliyoruz Bakan: İzin vermedim Şahiner, soruşturma sırasında bilirkişi raporlarında haklarında kusur, suç duyurusu, ihbar ve şikayet bulunan kamu görevlileri hakkında, soruşturma yapılabilmesi için Soma Cumhuriyet Başsavcılığı’nca izin istendiğini, soruşturması izne bağlı olmayanlar hakkında ise bu başsavcılığın soruşturma başlattığını kaydetti. Çalışma Bakanı Faruk Çelik, bilirkişinin ‘kusurlu ve sorumlu’ bulduğu kamu görevlilerinin soruşturulmasına engel olduğunu “Savcılık müfettişlerime soruşturma izni istedi vermedim. Şimdi beni ve benim bürokratlarımı sorumlu tutmak sorunu çözecek mi? Bana ideolojik geldi” diyerek açıklamıştı. S İZMİR Yırca köyünde geçen hafta binlerce zeytin ağacını birkaç saat içinde dozerlerle söken Kolin Şirketi’nin, Soma Belediyesi’nden bakımını yapmak koşuluyla ihaleyle aldığı 760 zeytin ağacını da “kurt kuzu” hikâyesine benzer şekilde söktüğü ortaya çıktı. Şirket bu ağaçları her türlü sabotaja, saldırıya, yangına ve “kesime” karşı “koruma” sözü vermişti. Gazetemizin geçen ay “Kuzuları kurda emanet ettiler” başlığıyla da duyurduğu ihaleyi Kolin, bir yıllığına toplam 28 bin liralık bedelle kazanmıştı. Yırca köylüleri ise AKP’li Soma Belediyesi’nin açtığı ihalede ancak 10 bin lira önerebilmişti. İhale şartnamesine göre yüklenici, her türlü “kesim”, sabotaj, yangın gibi tehlikelere karşı ağaçları korumak zorunda. Ayrıca yüklenicinin her türlü bakımı, budamayı ve toplamayı yapmasının ardından ağaçları 3 yıl sonra belediyeye teslim etmesi de şartnamede yer aldı. Ancak şirketin, geçen cuma sabaha karşı yaptığı katliamda, ihaleyle kazandığı ve 3 yıl sonra belediyeye teslim etmek zorunda olduğu 760 zeytin ağacını da dozerlerle söktüğü ortaya çıktı. Soma Belediye Başkanı Hasan Ergene, şirketin genel koordinatörünün 6 bin ağaç kesildikten sonraki gün kendisini aradığını ve “Yönetim kurulu kararı aldık, yatırımdan vazgeçtik” dediğini açıkladı. Şirketin, kendi açtıkları koruma ihalesinden aldığı ağaçları kesmesi üzerine yargıya gideceklerini açıklayan Ergene, “Şikâyetçi olacağız. Zararımızın tazminini talep edeceğiz” dedi. Yırcalılar Kolin’in kestiği ağaçlarda hasat yaptı. Köylüler tel örgüyle çevrilen alanda kesilen ağaçların yerine dün de yeni fideler dikti. (Fotoğraf: DHA) Kolin 50’si özel güvenlik 100 kişinin işine son verdi Köylüleri dövdürüp sonra da işten attılar MANİSA (DHA) Soma ilçesi Yırca Mahallesi’nde, 6 bin zeytin ağacının iş makineleriyle kesilmesinin ardından Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı vermesi, termik santrali yapacak olan Kolin firmasının şantiyesini de karıştırdı. 50’si özel güvenlik görevlisi yaklaşık 100 kişinin işten çıkarılmasının ardından, çalışanlar duruma tepki gösterdi. Şantiye ve güvenlik amirlerinin şantiye binasından ayrılmasına çalışanlar izin vermedi. Bir güvenlik görevlisi, “Bize iş garantisi, hatta emeklilik garantisi vererek buraya getirdiler. Bizleri kandırıp köylülere saldırttılar. Sonra da kullanıp attılar. Haklarımızı alıncaya kadar buradayız” dedi. Kolin Grubu, geçen perşembe saat 20.00 sıralarında, santralin yapılacağı Yırca Mahallesi’ndeki zeytinliklerin bulunduğu bölgeye, ağaç kesimi yapmak üzere iki otobüs dolusu özel güvenlik görevlisi ve iş makinelerini gönderip, ağaç katliamı yaptı. Bölgede zeytinlerin kesilmemesi için 16 gündür nöbet tutan köylülerin direnişine rağmen, arazideki 6 bin zeytin ağacı iş makinelerince üzerlerindeki ürünüyle birlikte söküldü. Bu sırada özel güvenlik görevlileri, biber gazı da kullandıkları arbede sırasında, mahalle sakinlerinden Mehmet Öksüz, Kamile Çiftçi, Kerem Özkılınç ile Yırca’da zeytinliği bulunan avukat Hasan Namak’ı, kelepçeledi. Yine özel güvenlik görevlilerinin kullandığı ileri sürülen gaz fişeğinin kapsülünün isabet etmesi sonucu mahallelilerden Emin Özkılınç, başından yaralandı. Danıştay’ın, kararının ardından bugün öğle saatlerinde, Kolin yetkililerinin bölgedeki şantiyesinde, şantiye şefi, inşaat şefi ve güvenlik amiri çalışanlarla toplantı yaptığı öğrenildi. Danıştay’ın kararının ardından, firmanın da Bursa merkezli güvenlik şirketiyle olan sözleşmesini fesettiğini açıkladı. Bu karar sonrasında da kapatılacak olan şantiyedeki 50’si özel güvenlik görevlik görevlisi, geri kalanı inşaat işçisi olmak üzere 100 kişinin işine son verildiği öne sürüldü. İnşaat işçileri otobüslerle bölgeden uzaklaştırıldı. Yatırımdan vazgeçti ERMENEK’TE MADEN SAHİBİ TUTUKLANDI Kaza akıllarının ucundan BARIŞ YAMAN Yırca’daki zeytinliklere termik santral kurulamayacağının aylar öncesinden bilindiği ortaya çıktı bile geçmemiş KONYA Ermenek’te 28 Ekim günü su basan maden ocağında mahsur kalan 18 işçiden ikisinin cenazelerine ulaşılırken, önceki gözaltına alınan 8 kişiden, aralarında maden ocağı işletmecisi Saffet Uyar’ın da bulunduğu 5 kişi, bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermekten tutuklandı. Madende 16 işçiyi arama çalışmaları dün de sürdü. Önceki gün gözaltına alınan Has Şekerler Maden Şirketi’nin sahibi Uyar, yönetici Abdullah Özbey, işletme müdürleri Yavut Özsoy, Mehmet Zeybek, teknik nezaretçi Ali Uyar, maden mühendisleri Cemile Karaca, Nuray Yetiş ve iş güvenliği uzmanı Engin Yeti savcılık sorgularının ardından tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi. Mahkeme, aralarında maden ocağı işletmecisi Uyar’ın da bulunduğu 5 kişiyi, bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermekten tutuklarken diğer 3 kişiyi ise adli kontrol kararıyla serbest bıraktı. Uyar, savcılıktaki ifadesinde 2009 yılından itibaren oradaki ocağı işlettiğini, iyi bir teknik ekip kurduğunu düşündüğünü, kazayı öngörmediklerini, böyle bir kazayı “akıllarının ucundan” bile geçirmediklerini anlattı. Uyar, ellerinde eski maden ocağı hakkında üretim haritasının bulunmadığını söyledi. Ağaçları bile bile söktüler MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Soma Yırca köyünde termik santral kurulamayacağının aylar öncesinden belli olduğu, buna karşın proje devam ettirilerek 6 bin ağacın kesildiği ortaya çıktı. Yırca’daki zeytinliklere termik santral yapılmasını Manisa İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün de uygun bulmadığı ve bunu ilgililere mart ayında bildirdiği de Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararına yansıdı. Danıştay’a davayı açan köylülerin avukatı Gökhan Yırcalılar, Danıştay kararını sevinçle karşıladı. Candoğan, “Aslında oraya santral kurulamayacağı biliniyor. Bunu bile bile kin görüşün Manisa İl Özel İdaresi’ne yazı santral süreci başlatılıyor” dedi. ile bildirildiğinin anımsatıldığı kararda, DaDanıştay 6. Dairesi’nin Kolin Şirketi’nin nıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun ZeyYırca’da kurmak istediği termik santralla tinciliğin Islahı, Yabanilerinin Aşılattırılmasıilgili verdiği yürütmeyi durdurma kararınna Dair Yönetmelik hükümleri hakkında 20 da dikkat çeken ayrıntılar yer aldı. Kararda, Haziran 2013 tarihinde verdiği yürütmeyi santral alanındaki imar çalışmalarına Ağusdurdurma kararlarına da dikkat çekildi. Bu tos 2013 tarihinde başlandığı anımsatılarak, kararda, zeytinlik sahalarda ve bu sahalara Manisa İl Tarım Müdürlüğü’nün de zeytinliküç kilometre mesafede zeytinyağı fabrikalerde termik santral kurulmasını uygun bulsı ve küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmemadığı yönündeki yazısına yer verildi. Zeyleri dışında kimyevi atık bırakan, toz ve dutinlikte termik santral kurulamayacağına ilişman çıkaran bir tesisin yapılamayacağı da ifade edilmişti. Danıştay 6. Dairesi, termik santral yapımı amacıyla planlamaya konu edilemeyen ve bu amaçla kullanılmasına da izin verilmeyen alanda kamu yararı kararı alınarak acele kamulaştırma yoluna gidilemeyeceğine işaret edilerek, Bakanlar Kurulu kararının hukuka aykırı olduğuna hükmetti. Köylülerin avukatı Candoğan, Danıştay’ın kararının “acele kamulaştırmayı” durdurmanın ötesinde, o bölgede termik santral kurulamayacağını da net olarak ortaya koyduğunu vurguladı. Kararın termik santral projesini bütünüyle geçersiz kılan bir karar olduğuna işaret etti. Danıştay’ın bu kararının ardından Yırca da dahil zeytinliklerde madencilik yapılması ya da santral kurulması olanağı kalmadı. Ancak hükümetin Meclis’e sunduğu Elektrik Piyasası Kanunu ile Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın yasalaşması halinde zeytinliklerde termik santralların da önü açılacak. Santral kurulamaz Elektrik akımına kapılan işçi öldü BURSA (AA) Orhangazi’ye bağlı Örnek köydeki fabrikalar bölgesinde, TEİAŞ’e ait ana trafo merkezinde bakım çalışması yapan Semih Yavaş (27) elektrik akımına kapıldı. Yavaş, müdahaleye rağmen kurtarılamadı. CHP’nin yardımları Kerkük’e ulaştı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’li belediyelerce hazırlanan 7 TIR’lık yardım Kerkük’te Türkmenlere ulaştırıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ile milletvekilleri Sena Kaleli, Ramis Topal, Mehmet Hilal Kaplan, Ahmet Toptaş, Mevlüt Dudu ve CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Hilal Dokuzcan’ın yardımları götürdüğünü duyurdu. Heyet, Kerkük Valisini ve Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşad Salihi’yi ziyaret etti.