03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 KASIM 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 17 Aralık’la gündemden düşmeyen AKP’li Fatih Belediyesi yandaş vakıfları ihya etti 5 cek... Türkiye böylece verdiği sözü tutmayıp çiğneyen bir ülke olacak. Böyle bir durum diplomatik skandal ve rezalet değil de nedir? Hükümet tüm bunları bilerek yapıyor... Saman ithal eden Türkiye bir süredir zeytinyağı da ithal ediyor... Murat Narin diyor ki: “Anadolu’da zeytin yetiştirmeye elverişli üç milyon hektar toprak var. Bu alana 3.6 milyar zeytin fidanı dikebiliriz. 2025 yıl sonra 20 milyon ton zeytinyağı üretmiş oluruz. 1 milyon ailenin geçimi buradan sağlanır. Yine Güneydoğu’da üç milyon hektar boş alan var. Oralara bir milyar zeytin dikilip, 600 bin aileye eşdeğer ortam yaratılabilir...” HHH Türkiye’de zeytin ağaçlarının yüzde 90’ı 25 dönümün altında ve zeytin alanı ortalaması ise 1012 dönüm... Tüm dünya zeytin fidanı dikerken biz zeytinliklerimizi koruyup kollayacağımıza kesiyoruz. Ne uğruna? Termik santrallar yapmak için! Zeytinin anayurdu Anadolu coğrafyası... Akhisar’da, İzmir Gâvurköy’de tütüncülük bitince zeytinciliğe başlandı... Akhisar’da 1600 yaşında zeytin ağacı var bugün! Yani bilge, tarihe ve uygarlığa tanıklık etmiş zeytin ağaçları da var; orta yaşlı, genç, bebe zeytin ağaçları da... Anadolu uygarlıklarıyla birlikte yaşamış, ona yoldaşlık etmiş zeytin ağaçlarına kıymayın! Soma’nın Yırca köyünde kıyım var kıyım! Ürünü üzerinde olan zeytin ağaçları kesiliyor! Kıyımlara alışkın bir toplumuz... Demokratik hak ve özgürlüklerinizi kullanın! HHH Dozerle kıyıyorlar zeytinliklere... Hasadı farklı kılan, doğanın dokusuyla oynayan, tarihi, uygarlığı önemsemeyen bir düşünce kuşatıyor hepimizi... Bir katliam yaşanıyor Soma Yırca’da... Kolin Şirketi’nin güvenlik elemanları, zeytininin ölümüne karşı koyan köylüleri yerlerde sürüklerken, dozerle zeytin ağaçlarını dallarında meyvesiyle birlikte öldürüyor... İlim Yayma’ya gıda yağdırmış AYKUT KÜÇÜKKAYA 17 Aralık yolsuzluk operasyonuyla birlikte gündemden düşmeyen TÜRGEV’e bedelsiz yurt veren AKP’li Fatih Belediyesi, kurucuları arasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Bilal Erdoğan’ın da bulunduğu İlim Yayma Vakfı’nı kuran İlim Yayma Cemiyeti’ne gıda yardımı yağdırmış. Geçen ay İlim Yayma Cemiyeti ile İlim Yayma Vakfı’na iki taşınmazı 25 yıllığına bedelsiz veren AKP’li Fatih Belediyesi 17 Aralık operasyonundan önce de tonlarFatih Belediye Başkanı ca gıda yardımında Mustafa Demir bulunmuş. Gıda listesindeki “1.5 ton baldo pilavlık pirinç, 1.5 ton bulgur, yarım ton barbunya, yarım ton kaşar peynir, yarım ton siyah zeytin, 100 teneke sıvı yağ” rakamları dikkat çekiyor. 17 Aralık operasyonunda gözaltına alınan isimlerden biri olan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, geçen ay birisi yurt diğeri de eğitim merkezi yapılmak üzere iki taşınmazı İlim Yayma Cemiyeti ve İlim Yayma Vakfı’na 25 yıllığına bedelsiz vermişti. İlim Yayma Cemiyeti’nin kurduğu İlim Yayma Vakfı’nın kurucuları arasındaki en tanıdık isimler Cumhurbaşkanı Erdoğan, Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Fatih Belediye Başkanı Demir, Numan Kurtulmuş ve eski İçişleri Bakanı Muammer Güler olarak gözüküyor. Vakfı kuran İlim Yayma Cemiyeti’ndeki en tanıdık isim ise kamuoyunda “Alo Fatih” olarak tanınan eski Habertürk yöneticisi Fatih Saraç. İlim Yayma Cemiyeti, vakfın yurtlarında kalan öğrenciler için gıda yardımı talebinde bulununca Demir de bu talebi yerine getiriyor. Listede tonlarla ifade edilen gıdaların fiyatlarıyla ilgili herhangi bir bilgiye yer verilmemesi dikkat çekiyor. AKP’li Fatih Belediyesi 17 Aralık operasyonuyla gündemden hiç düşmeyen TÜRGEV’e 25 yıllığına bedelsiz öğrenci yurdu vermişti. Fatih Belediye Başkanı Demir ile Bilal Erdoğan TÜRGEV’in yönetiminde yer alan isimlerdi. 1.5 TON PİRİNÇ, 500 KİLO KAŞAR... İşte geçen yıl yapılan gıda yardımının tam listesi: 4 Piknik bal: 20 bin adet. 4 Piknik fındık krema: 20 bin adet. 4 Reçel: 1 ton. 4 Tahin: 500 kilo. 4 Pekmez: 750 kilo. 4 Kaşar peynir: 500 kilo. 4 Duble siyah zeytin: 500 kilo. 4 Çay: 500 kilo. 4 Helva: 500 kilo. 4 Baldo pilavlık pirinç: 1.5 ton. 4 Bulgur: 1.5 ton. 4 Barbunya: 500 kilo. 4 Sıvı yağ: 100 teneke. 4 Margarin: 48’li koliler halinde 50 adet. 4 Yumurta: 30’lu koliler halinde 200 adet. Zeytin Ağacına Kıyanın Elleri Kırılsın!.. Yaşamı farklı kılan, tarihi, uygarlığı o farklılık içinde algılayabilen toplumlar doğaya sahip çıkar... Talanın, yağmanın, hırsızlığın, rüşvetin kol gezdiği coğrafyalarda hayat bu yüzden ayrıcalıklıdır... Bilinen, yıllardır sürdürülen o kıyım şimdilerde de sürerken, gözlerimizi bu kez Soma’nın Yırca köyüne çevirdik... Kolin Şirketi orada termik santral yapmak için 6 bin zeytin ağacını katletti! İzmir, Çanakkale, Ayvalık, Burhaniye, Edremit, Kaz Dağları... Tüm çevreciler seslerini duyurdu ama değişen bir şey yok! Yağma düzeninin savunucuları talana göz yumuyor. AKP’nin Meclis’e sunduğu yasa tasarısı kabul edilirse 25 dekarın altında olan zeytinlikler talana açılacak, sıradan ağaç sayılacak... Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi kurucularından Murat Narin, 10 gün önce Cumhuriyet Ekonomi Servisi’nden Şehriban Kıraç arkadaşımıza anlatmıştı, zeytincilikte yaşanan “küresel skandalın” perde arkasını... Narin şöyle demişti: Bir taraftan Soma’nın Yırca köyündeki zeytin ağaçları termik santral için kesiliyor; öte yandan 25 dekarın altındaki zeytinlikler “zeytin alanı dışına” çıkarılmak isteniyor. Eğer bu yasa Meclis’ten geçerse uluslararası diplomatik bir skandala, rezalete imza atılmış olacak. HHH Peki, nedir bu diplomatik skandal ya da rezalet? Türkiye Uluslararası Zeytinyağı Konseyi’ne (UZK) üye olan bir ülkedir. Eğer zeytin alanları talana açılırsa UZK’nin anlaşması çiğnenmiş olur. Anlaşmanın temelini zeytin ağaçlarını korumak oluşturduğu için, Türkiye’yi üyelikten atarlar. Ayrıca Türkiye şu anda Uluslararası Zeytinyağı Konseyi’nin dönem başkanıdır... Yasa Meclis’ten geçerse UZK üyelik yasası olarak adlandırılan yasa da hükümsüz hale gele Sarraf’ın rüşvetle görevden aldırdığı iddia edilen İnce, takipsizlik kararının kaldırılmasını istedi O polisten 17 Aralık itirazı İstanbul Haber Servisi Türkiye’yi sarsan 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasına verilen takipsizlik kararına dosyanın tek şikâyetçisi olan eski Fatih Emniyet Müdür Yardımcısı Orhan İnce itiraz etti. Rıza Sarraf’ın üst düzey bir siyasiye rüşvet vererek görevden alınmasını sağladığı iddia edilen eski Fatih Emniyet Müdür Yardımcısı Orhan İnce, takipsizlik kararının kanunlara, anayasaya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne, uluslararası sözleşmelere, hukukun genel normlarına ve tüm kamu vicdanına açıkça aykırı olduğunu vurgulayarak kovuşturmaya yer olamadığına dair kararın kaldırılmasını ve 53 şüpheli hakkında dava açılmasını istedi. Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi savcısı Ekrem Aydıner, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasında işadamı Rıza Sarraf, eski Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan ile eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler ve eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan’ın da aralarında bulunduğu 53 kişi hakkında 17 Ekim’de takipsizlik kararı vermişti. Takipsizlik kararı, 53 kişiye ve dosyanın tek şikâyetçisi olan eski emniyet müdür yardımcısı Orhan İnce’ye posta yoluyla tebliğ edildi. avukatı Özcan Karakoç ile birlikte Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na gelerek 64 sayfalık itiraz dilekçesini Nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hakimliği’ne sundu. Takipsizlik kararı verilen 53 şüpheli hakkında eylemlerine uyan sevk maddeleri kapsamında kamu davası açılması talep edilen dilekçede, itiraz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması da istendi. İtiraza hangi Sulh Ceza Hakimliği’nin bakacağı Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden belli olacak. atih Belediyesi davası bugün 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının tek dava açılan dosyası Fatih Belediyesi dosyası bugün İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanacak. Dosyada iddianame hazırlanmadan önce Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir de şüpheliler arasında yer alıyordu ancak savcı Ekrem Aydıner, Demir’in de aralarında bulunduğu çok sayıda şüpheli hakkında takipsizlik kararı vermiş, Mustafa Demir’in kardeşi Sebahattin Demir’e de “Ateşli Silahlar Kanunu’na muhalefet” suçlamasını yöneltmişti. Savcı Ekrem Aydıner tarafından hazırlanan iddianamede, 21 şüpheli hakkında “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet” ve “rüşvet almak ve vermek” iddialarıyla 5.5 yıldan 86 yıla kadar hapis cezası isteniyor. F CHP’li gençler saray yoluna kanı temsilen kırmızı boya döktü. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) CHP Gençlik Kolları, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı protesto etti dilekçe 64 sayfalık Kararın bir örneğini alan Orhan İnce, dün ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Gençlik Kolları, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın üzerine yapıldığı Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) Genel Müdürlüğü önünde “Kaçak Sarayı” protesto etti. “Sarayın temellerinde kan olduğunu” belirten gençler, sarayın yoluna, kanı temsilen kırmızı boya döktü. Ellerinde zincirlerle ve “Biz dünyayı zeytin dalları ile donatırken siz kana buladınız” pankartı ile sarayı mühürlemek için polislerin üzerine yürüyen CHP’li gençler, çıkan arbedede, ellerindeki kırmızı boyayı, polislerin üzerine döktü. CHP Genel Merkez ve Ankara İl Başkanlığı Gençlik Kolları, “Ak Saray” olarak bilinen CHP’nin ise “Kaçak Saray” olarak adlandırdığı Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı protesto etti. Sarayın üzerine kurulduğu, AOÇ Genel Müdürlüğü önünde toplanan gençlere CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ve CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan da ‘Temelinde kan var’ destek verdi. Gençlerin ellerinde “Adalet bir kaçak saray mı, 2 bin yaşam odası mı”, “Ne tarımdan anladınız ne de SİT alanlarından, tek bildiğiniz katliam” pankartları görüldü. CHP Ankara Gençlik Kolları Başkan Umut Eraslan, “Ethem’in, Ahmet’in Berkin’in kanı bu sarayın temellerinde. Kan kokuyor bu saray, kan kokuyorsun Tayyip Erdoğan” dedi ve sarayın yoluna polislerin önüne kanı temsilen kırmızı boya döktü. Daha sonra gençler, ellerinde boya şişeleri ve zincirlerle Saray’ı mühürlemek için yürümek istediler. Gençleri gengelleyen polis ile gençler arasında kısa süreli bir arbede yaşandı. Bu sırada CHP’li gençler, ellerindeki boya şişelerini polislere doğru atınca, bir çevik kuvvet amirinin üniforması ve yüzü boya içinde kaldı. Mühürleme girişimine müdahale l Ali İsmail’e son tekmeyi atan polis ‘Akıl sağlığım yerinde değildi, tahliye edin’ CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Gezi direnişi sırasında Eskişehir’de polisler ve eli sopalı siviller tarafından dövüldükten sonra beyin kanaması geçirerek yaşamını yitiren 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’a son tekmeyi atan polis Mevlüt Saldoğan’ın avukatlarının Saldoğan’ın olay günü “akıl sağlığının yerinde olmadığı” gerekçesiyle mahkemeye tahliye talebinde bulunduğu ancak mahkemenin bunu reddettiği ortaya çıktı. Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüyle ilgili Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 26 Ekim’de ara duruşma yapıldı. Ali İsmail’in ölümüne neden olan son tekmeyi atan polis memuru Mevlüt Saldoğan’ın AKP’den Nevşehir milletvekili aday adayı olan avukat Mutlu Karayılan, mahkemeye sunduğu 10 sayfalık dilekçe ile Saldoğan’ın tahliyesini istedi. Dilekçede, “Müvekkilim ve arkadaşları 72 saat boyunca uykusuz, yorgun ve perişan halde görev yapmıştır. Müvekkilimin öldürme kastı ile hareket ettiğinin düşünülmesi akla, vicdana ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir. Eğer bir insan durduk yere herhangi bir husumeti bulunmaksızın birini öldürmek kastı ile hareket ediyorsa o ÖMER ŞAN Yolsuzlukla Mücadele Grubu Şeffaflık uyarısı Esenyurt’taki 11 milyon liralık yemek skandalında yeni perde Yolsuzluğu gündeme getirdi PARİS (AA) Avrupa Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren Yolsuzlukla Mücadele Grubu (GRECO), Türkiye ile ilgili üçüncü değerlendirme turunun ikinci uyum raporunu yayımladı. Raporda, Türkiye’nin partilerin finansmanının şeffaflığı ile ilgili daha önceden yapılan öneriler doğrultusunda “özlü ve somut ilerleme sağlamadığı” uyarısı yer aldı. Daha önce yapılan dokuz tavsiyenin hiçbirinin yeterli düzeyde yerine getirilmediği kaydedilen raporda, bu alanda “genelde durumun tatmin edici olmadığı” sonucuna varıldı. Raporun ilk bölümünde “suç istinadı”, ikinci bölümünde ise “parti finansmanın şeffaflığı” konusu masaya yatırıldı. Sonuç bölümünde, yapılan toplam 17 tavsiyeden sadece dördünün tatmin edici bir şekilde yerine getirildiği, dokuzunun kısmi, dördünün ise hiç yerine getirilmediği değerlendirmesi yapıldı. Hükümetten raporun tamamının Türkçeye çevrilerek kamuoyuna duyurulması istendi. zabıtalar dükkânını bastı SİBEL BAHÇETEPE AKP’li Esenyurt Belediyesi’nin ramazan iftarları, kahvaltı, pilav üstü kavurma, protokol ve cenaze yemekleri için 2014’te yaklaşık 11 milyonluk bir fatura çıkardığı iddialarını gündeme getiren CHP Esenyurt Belediyesi Meclis Üyesi Engin Doğru’nun işyerine “pasaja açılan kapısının olmaması” gerekçesiyle dün zabıtalar baskın yaptı. Zabıtaların mühürlemek istediği simit dükkânına ait bahçenin de yıkılacağı açıklandı. İddiaları gündeme taşıyan Doğru, “Dükkânın açılışını bizzat belediye başkanı Necmi Kadıoğlu yapmıştır. 5 yıldır bu dükkân burada var ama ne hikmetse bu haberlerin hemen ardından dükkânım mühürlenmek istendi” dedi. Yemek ihaleleri ile ilgili 10 Temmuz 2014 günü CHP Grubu adına Meclis üyesi Aslan Karadağ, Esenyurt Belediyesi Meclis Başkanlığı’na soru önergesi verdi. Önergeye yanıt verilmedi ancak ihaleyi kazanan “Erdoğan Yemek Üretim Gıda İnşaat Şirketi”nin 06.08.2014 tarihli faturası sunuldu. Fatura tek başına ilçede yaşanan ye zaman o insanın akıl sağlığı şüphede kalacaktır. Akıl sağlığı yerinde olmayan kişinin de cezai sorumluluğu ve ehliyeti tartışılacaktır. Müvekkilim sanık, eyleme katılanları tanımadığı gibi hiçbir eylemciye karşı da husumeti bulunmamaktadır” ifadeleri kullanıldı. Avukat Karayılan dilekçesinde Ali İsmail’in eşya taşırken merdivenlerden düştüğü iddiasının tanıklar tarafından doğrulandığını ileri sürdü. Karayılan mahkemede defalarca kanıtlanmasına karşılık görüntülerde dövülen kişinin de Ali İsmail olmadığını iddia etti. Davanın bir numaralı sanığı Saldoğan’ın tahliye edilmesi talebi mahkeme tarafından reddedildi. ği söylendi. Belediyeden de yetkili kimseye ulaşamadık. Her türlü baskıyı sürdürüyorlar, sindirmek istiyorlar” diye konuştu. Doğru, belediyedeki yemek harcamalarına tepki göstermeye devam ederek ilginç bir noktaya daha dikkat çekti. Belediyenin harcamalarında 120 bin cenaze yemeğinin gözüktüğünü vurgulayan Doğru, “Ardahanlıyım, ilçede bizim nüfusumuz çok ağırlıklıdır. Her gün hemen hemen cenazemiz çıkar, ben hiçbirinde yemek verildiğini görmedim” dedi. CHP’li meclis üyesi Karadağ ise ihaleyi alan firmanın belediye ile yakınlığının olduğunu öne sürdü. Esenyurt Belediyesi’nden yapılan açıklamada ise haberde geçen rakamların tahmini bütçe olduğunu, 10 milyon 830 bin liralık bir ödemenin söz konusu olmadığı savunuldu. Açıklamada “Söz konusu bütçe şu anda yüzde 60 oranında gerçekleşmiştir. İhalede kesinlikle bir usulsüzlük ve aykırılık yoktur. Belediye meclis üyesi ile ilgili yargı sürecini başlatmış bulunuyoruz” denildi. daletten kaçamayacaklar Ali İsmail’in abisi Avukat Gürkan Korkmaz ise yaşananlara isyan etti. Korkmaz, gazetemize yaptığı açıklamada, “ Böyle şey olmaz. Polis olarak görev yaparken akıl sağlığın yerinde olacak, suç işlerken olmayacak. Adaletten kaçamayacaklar. Her şey görüntülerle, tanık ifadeleriyle sabit, Ali İsmail’i nasıl öldürdükleri ortada. Mahkemeden adil bir yargılama ve adil bir sonuç bekliyoruz ” diye konuştu A 120 bin cenaze yemeği! mek yolsuzluğunu gözler önüne sermeye yetti. Faturaya göre ilçede 30 gün süren ramazan ayı boyunca 220 bin 500 iftar verildi. 78 bin 500 adet de protokol yemeği düzenlendi. Bu iki harcamanın yer aldığı faturanın tutarı 5 milyon 675 bin 400 lira. Belediyenin bu şaibeli yemek harcamalarını önceki gün gündeme taşıyan CHP’li meclis üyesi Engin Doğru’ya dün “gereken yanıt” verildi. Doğru’nun Esenyurt merkezinde yer alan simit sarayına zabıta ve polis geldi. Olayı gazetemize anlatan Engin Doğru, zabıta ve polislerin dükkânı kapatmak için beklediğini belirterek “Talimat verildiği ve mühürlenece ‘İddialar gerçek değil’ RİZE Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakan olduğu dönemde Hopa’daki mitingi öncesi çıkan olaylarla ilgili 60 kişi hakkında açılan 2. davaya devam edildi. Duruşmada tutuksuz yargılanan 5 sanık hazır bulunurken, 5 dakika süren duruşmada mahkeme heyeti, bazı yazıların cevabının beklenmesine, davanın hazırlık aşamasında bilgilerine başvurulan iki polisin bir sonraki duruşmaya getirilmesine ve bir sonraki duruşmanın 17 Şubat’ta yapılmasına karar verdi. Halkevleri Hopa Şubesi Başkanı Kamil Ustabaş, “Mağdur olan Hopa halkıdır. Polisi ve özel harekâtıyla Hopa’yı işgal etmeye çalışan AKP bize saldırdı. Biz bu davanın bitirilip Metin Hoca’yı öldürenlerin yargılanmasını istiyoruz” diye konuştu. Hopa halkıdır’ ‘Asıl mağdur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle