03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 KASIM 2014 SALI CUMHURİYET [email protected] SAYFA KÜLTÜR 15 UYKUSUZLUK PINK FLOYD’UN SON ALBÜMÜ ‘THE ENDLESS RIVER’ YAYIMLANDI Beklenen albüm yayımlandı Kültür Servisi Pink Floyd’un yeni albümü “The Endless River” yayımlandı. Albüm, müzik marketi Tunes’un Türkiye bölümünde satışlarda ilk sıraya yerleşti. Grubun vokalisti Roger Waters daha önce açıklama yaparak albümde yer almayacağını duyurmuştu. Albümü grubun diğer üyeleri David Gilmour, Rick Wright ve Nick Mason hazırladı. Genel olarak enstrümantal olan albümdeki “Louder Than Words” şarkısının sözleri, David Gilmour’un eşi Polly Samson’a ait. Albüm kapağındaki bulutlar üzerinde kürek çeken adam görseli ise 18 yaşındaki Mısırlı sanatçı Ahmed Emad Eldin’e ait. “The Endless River” albümü İstanbul’da da bir partiyle kutlanacak. 13 Kasım Perşembe günü Hard Rock Cafe İstanbul’daki partide Pink Floyd Tribute grubu olan Absence sahnede olacak. Mine SÖĞÜT [email protected] O Bir Dakika Taksim’de güneşli bir 10 Kasım sabahı; gökyüzü masmavi; hafif bir rüzgâr esiyor ve bir yerlerden bir çocuk kahkahası geliyor. Sanki kimse ölmemiş; sanki hiçbir şey bitmemiş; sanki her şey hâlâ çok güzelmiş... Anıtın etrafında fazla kalabalık olmayan bir insan çemberi. İçte askerler, polisler, belediye görevlileri, resmi erkân; zaruri bir tören için bir araya gelmiş, canı sıkkın bir avuç üniformalı. Aslında yere ya da gökyüzüne bakmak istiyorlar ama mecburiyetten gözlerini kısarak anıta dikiyorlar. Akıllarında ne cumhuriyet, ne laiklik, ne adalet, ne bağımsızlık... Tören bir an önce bitsin onlar da makamlarına geri dönsün istiyorlar. Çemberin dışında üzgün ve endişeli küçük bir kalabalık. Onlar da tören bir an önce başlasın; ama bittiğinde her şey eskisi, ilk zamanlardaki gibi olsun istiyorlar. Sirenler çalmaya başlıyor; kuşların hepsi birden havalanıyor. Bir dakika boyunca kimse kıpırdamıyor; sadece kuşlar kalabalığın üzerinde pike yaparak kanat çırpıyor ve bir yerlerden hâlâ küçük bir çocuk kahkahası duyuluyor. Kalabalığın içinde saçları rasta bir oğlan. Vücudunda dövmeler, piercing’ler, üzerinde Uzakdoğu mallı giysiler. Dudaklarını ısırıyor ve avuçlarını sıkıyor. O bir dakika aklından ne sevdiği müzikler; ne çıkacağı yolculuklar ne sevişeceği zamanlar; o bir dakikada aklından bu ülkede bundan sonra olacaklar geçiyor. Hemen yanında yaşıtı bir polis. Gözlerinde kontrol edemediği hüzünlü bir bakış. Dimdik duruyor ve aslında uzaklara, buradan çok uzaklara gitmek istiyor. O bir dakika aklından ne ailesi, ne amirleri, ne de yarın nereye tayin edileceği; o bir dakikada aklından bu ülkede bundan sonra olacaklar geçiyor. Yaşlı ve yorgun iki kadın, evlerinden zar zor çıkmışlar; birbirlerine tutuna tutuna yokuşlar tırmanmışlar. Üzerlerinde solgun temiz siyah elbiseler, ellerinde bembeyaz mendiller. Daha önce belli çok ağlamışlar; artık ağlamıyorlar. O bir dakika akıllarından ne eski günler, ne kaybettikleri sevgililer, ne ölüm korkusu; o bir dakika akıllarından bu ülkede bundan sonra olacaklar geçiyor. Az ötelerinde sırtında yağ içinde bir gömlek, altında parça parça bir pantolon, elleri kapkara ve nasırlı, saçları darmadağınık olan ve hazırolda dimdik duran küçük bir oğlan. Düne kadar okula gitmiş ama artık işe girmiş. O bir dakika aklından ne tamirhanesi, ne ustası ne de yevmiyesi; o bir dakikada aklından bu ülkede bundan sonra olacaklar geçiyor. Bir kenarda cüppeli genç bir avukat; yanında minik bir kız çocuğu. Kurduğu hayallerin, sahip olduğu ideallerin her geçen gün daha da ulaşılmaz hale geldiğini seziyor ve çocuğunun elini daha sıkı tutuyor. O bir dakika aklından ne adliyenin yolu, ne de çocuğunun okulu; o bir dakikada aklından bu ülkede bundan sonra olacaklar geçiyor. Sonra... Sonra sirenler susuyor. Bir Kore gazisi bastonuna dayanmış, canı sıkkın etrafa bakıyor: “Ne kadar az insan var; bari son bir vedaya gelselerdi” diye söylenirken, bacaklarına sürtünerek geçen ve kahkahalarla gülen Suriyeli küçük bir çocuğun kirli saçlarını okşuyor. Çocuk, ayakları çıplak, bacak aralarında koşturarak ve kahkahalar atarak anıtın etrafında güvercin kovalıyor. O an herkesin aklından aynı şey geçiyor. Sanki kimse ölmemiş; sanki hiçbir şey bitmemiş; sanki her şey hâlâ çok güzelmiş. Türkiye sansür cehennemi ASLI ULUŞAHİN ‘YAYINLAMA ÖZGÜRLÜĞÜ YOLUNDA’ PROJESİNİN İLK TOPLANTISI YAPILDI Türkiye Yayıncılar Birliği’nin (TYB) Avrupa Birliği desteğiyle hayata geçirdiği “Yayınlama Özgürlüğü Yolunda” projesinin ilk toplantısı, öncesi gün 33. İstanbul Uluslararası Kitap Fuarı’nda yapıldı. TYB Yayınlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı Ragıp Zarakolu’un yönettiği panele, Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN) İngiltere Komite Başkanı, yazar Maureen Freely, yazar Ahmet Ümit ve yazaryayıncı Mine Soysal konuşmacı olarak katıldı. Freely, yayın özgürlüğünün engellenmesiyle ilgili Britanya’daki örnekleri sıralayarak “İstediğimizi yazabildiğimiz yanılgısı içindeyiz ama durum tam tersi” dedi. Ahmet Ümit ise Türkiye’de yaşananı “sıradan faşizm” olarak niteledi. Zarakol’un “Devletin yasakçılığı bitiyor, üzerine toplumun yasakçılığı tehdidi oluşuyor. Toplumda sistematik bir ihbar mekanizması var” görüşünü dile getirdiği toplantının ilk konuşmacısı Ahmet Ümit’ti. Ahmet Ümit, sansürcü bakışın topluma yayılmasını “sıradan faşizm” olarak niteledi. PEN İngiltere Komite Başkanı Maureen Freely, “Neoliberal küreselleşmenin uyanmasıyla, sansürün yeni formlarıyla karşı karşıyayız” derken, Mine Soysal, MEB’in yayıncılık yönetmeliğinin “son yılların en muhteşem sansür fermanı” olduğunu vurguladı. şünmeyen yazarları kim olursa olsun, içeriye atabilir. Bir yayıncının söylediği gibi ‘baskılar 12 Eylül’ün ötesinde’... Yakında, ‘şu yazarı basmayın’ da diyecekler. Yapılacak tek şey, Gezi’de olduğu gibi, karşı çıkmak. Özgür bir edebiyat için, Türkiye’nin geleceği için baskılara, yasaklara hep birlikte karşı çıkmak zorundayız, başka yolun yok” sözleriyle sona erdi. ‘Neoliberal piyasalar sansür doğuruyor’ Maureen Freely, İngiltere’deki durumun sanıldığından daha kötü olduğunu “Birçoğumuz istediğimiz her şeyi ya ‘Baskılar 12 Eylül’ün ötesinde’ Ümit, “Ülkemizde düşüncelerin yayımlanması her zaman sıkıntılıdır. Ben de romanlarımı yazarken endişeye kapılıyorum” diyerek üç eserinin okullarda “erotik sahneleri” nedeniyle zararlı bulunduğunu söyledi. Ümit “Cinayet sahnesi anlatıyorum zorlarına gitmiyor, sevişme sahnesi zorlarına gidiyor” dedi. Toplumun “hükümet yanlıları ve hükümet yansılı olmayanlar” diye ikiye bölündüğünü, sanat alanında da aynı bölünmüşlüğü gördüğünü belirten Ahmet Ümit, sansürcü bakışın topluma yayılmasını “sıradan faşizm” olarak niteledi. Ümit’in konuşması, “Bugün yaşadığımız süreç özgür değil, onlar gibi dü ‘Edebiyatı imha yönetmeliği’ Yazaryayıncı ve Yayıncılar Birliği’nin Çocuk Yayıncıları Komisyonu Başkanı Mine Soysal ise konuşmasını Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) çocukgençlik yayıncılığa geçme girişimlerine ayırdı. Soysal, MEB’in 3 Ekim’de yayımladığı “Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim ve Kültür Yayınları Yönetmeliği”ni şu sözlerle eleştirdi: “Bakanlık okullarda okutulacak edebiyat kitaplarını, bu kitapların hangi temalarda ve konularda okutulacağını kendi belirleyecek. Bu doğrultuda uygun kitapların basılmasını, basılı ve dijital ortamda yayımlanmasını ve dağıtımını da kendisi yapacak. Bakanlığın oluşturduğu yayın danışma kurulu ve beş kişilik yayın kurulu olacak. Bu kurullar bakanlık çalışanlarından yani kadrolu memurlardan oluşacak. Eserlerin basılmasından yayımlanmasına Anayasaya ve 1739 sayılı milli eğitim kanununa uygunluk aranacak. Bu özetten ne anlamalıyız? Bu yönetmelik, edebiyat ve yayıncılığı devlet denetimine sokan son yılların en muhteşem sansür fermanı.” “Sansür ve otosansür cehenneminde” edebiyatı korumak zorunda olduğunun altını çizen Soysal, “Devlet ve eğitim anlayışının edebiyatı imha etmesine izin veremeyiz. Sonsuza dek kalacak olan edebiyattır, bizler değiliz. Yönetmeliğin geri çekilmesi ya da en azından değiştirilmesi için elimizden geleni yapmalıyız” diye konuştu. zabileceğiniz yanılsamasına kapılmış durumdayız ve bu yanılsama bizi kör etmiş durumda. Oysa durum tam tersi” sözleriyle anlattı. Britanya’da yürürlükte olan Hakaret Yasası nedeniyle yayıncıların ve yazarların yüklü tazminat davalarıyla karşı karşıya kaldıklarını aktaran Freely, “Hukuk sistemi, sıradan vatandaş medya tarafından bir hakarete uğradığında ceza vermezken, zengin ve güçlü olanların eylemlerinin eleştirisi yasaklanabiliyor” dedi. Freely, İngiltere’de “terör” bahane edilerek çıkarılan yasaların basın özgürlüğünü tehdit etmeye başlamasına da Guardian gazetesi yazarı Edward Snovden’in yaşadıklarını örnek gösterdi. Snovden’in ortaya çıkardığı bilgileri yayınlamak isteyince hükümetin gazete binasına baskın düzenlediğini ve gazetecinin bilgisayarına el konulduğunu, gazetenin kapatılma eşiğine geldiğini hatırlattı. Freely, yayıncıların üzerindeki baskı araçlarından birinin de neolibarel piyasa koşulları olduğunu vurguladı ve “Neoliberal küreselleşmenin uyanmasıyla, sansürün yeni formlarıyla karşı karşıyayız. Britanya’da 35 yıl önce ilk kitabımı yayımladığımda seçkin bir edebiyatçılar topluluğunun içine adım atmış oldum. Editörlerimiz yayınladığımız her şeyin arkasında dururlardı. Şimdi bunu yapmış olurlarsa işlerinden kovulurlar. Eğer bir kitabınız çok satmamışsa ortalama bir yazar olarak etiketlenirsiniz. Ve ikinci kitabınız basılmaz” dedi. Türkiye Yayıncılar Birliği’nin hayata geçirdiği “Yayınlama Özgürlüğü Yolunda” projesi 10 ay sürecek ve proje kapsamında 9 ilde bölge toplantıları yapılacak. Ardından Ankara’da sonuç konferansıyla edinilen bilgiler yetkililere aktarılacak ve kitap olarak yayımlanacak. 256 tarihi tablo kayıp ALİCAN ULUDAĞ Tablo hırsızlığında 9 kişiden 3’ü tutuklandı ABİT GÜNER’İN SERGİSİ 8 ARALIK’A KADAR GÖRÜLEBİLİR ANKARA Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nden çalınan tarihi tablolarla ilgili yürütülen soruşturmada, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen 9 kişiden 3’ü tutuklandı. Savcılığın yaptığı araştırmaya göre 302 tablo çalındı, bunların 60 tanesi bulundu ancak 256’sı halen kayıp. Ankara Emniyeti Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün İstanbul’un da arasında bulunduğu 4 ilde yaptığı tablo hırsızlığı operasyonunda gözaltına alınan 18 şüpheli, sorgularının ardından dün Ankara Adliyesi’ne getirildi. Savcı Hakan Yüksel, gün boyunca yaptığı sorgunun ardından 9 şüpheliyi tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk etti. 9 kişiden 3’ü tutuklanırken, 6’sı adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Eski müze müdürü Ömer Osman G. adli kontrol kararıyla serbest bırakılırken, güvenlik görevlisi Veli T. tutuklandı. Bazı şüphelilerin ifadelerinde her şeyi itiraf ettiği, tabloları güvenlik görevlisinin getirdiği, kendilerinin de sattığı kaydedildi. Zanlılar, zimmet ve Kültür ve Tabiat Varlıkları Yasası’na muhalefet etmekle suçlandı. Soruşturma kapsamında arasında Cumhuriyet dönemi ressamlarının eserlerinin de olduğu 302 tablonun müzeden çalındığı tespit edildi. Savcılığın yaptığı operasyon kapsamında 60 tablo bulundu. 256 tablo ise halen kayıp. 46 tablonun sahtesiyle değiştirildiği belirlendi. KAMİL KÜLTÜR MASARACI l ÇİZİK ‘Ölümsüz Natürmortlar’ Kültür Servisi Ressam Abit Güner’in “Ölümsüz Natürmortlar” adlı sergisi Galeri İdil Nişantaşı’nda açıldı. 8 Aralık’a kadar görülebilecek sergi Karadenizli sanatçının kendi memleketine ait peyzajlar dışında, yöresel objeleri natürmortlarla harmanladığı eserleri görülebilir. “Zeki Kıral’ın deyimiyle bugünün Mahmut Cüda’sı, Süleyman Saim Tekcan’ın deyimiyle bugünün ve yarınların Süleyman Seyyid’i” Abit Güner, öncesinde Almanya Hanau’da Albertis Hofbuchhandlung, Offenbach Galerie Koller, Frankfurt Galerie Auletion Arnold olmak üzere birçok galeride kişisel sergiler açtı ve grup sergilerine katıldı. Yurtiçi ve yurtdışında pek çok özel koleksiyonlarda, çeşitli kurumlarda ve müzelerde eserleri bulunan sanatçı, bir süredir üretimine memleketi Trabzon’da devam ediyor. Kültür Servisi Mustafa Erdoğan’ın genel sanat yönetmenliğini yaptığı Anadolu Ateşi Dans Topluluğu’nun Antalya’daki seçmeleri yapıldı. Seçmelere 400 dansçının katıldığı, seçmeler sonunda 55 kişinin Anadolu Ateşi’nin Antalya dans ekibine katılmaya hak kazandığı açıklandı. Öncesinde İstanbul, Ankara, İzmir gibi değişik illerde de seçmeler yapılmıştı. Anadolu Ateşi’ne 55 yeni yetenek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle