20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 KASIM 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Çin’de yapılan araştırma siyasal ilişkisi olan şirketlerdeki kazaların 5 kat fazla olduğunu gösterdi Öldüren siyasal cazibe Çin üç ay önce kapatma kararı aldı 2000’li yılların başında yılda 7 bin işçinin ölümüne neden olan maden kazalarıyla gündeme gelen Çin, yıllar içinde aldığı radikal önlemlerle ölümlü maden kazalarında Türkiye’nin gerisine düşmeyi başardı. Maden ocağı sayısı ve üretim kıyaslaması yapıldığında ölümlü kazaların önlenmesi konusunda ciddi ilerleme kaydenen ülke, birkaç ay önce de 2000 civarında madenle ilgili önemli adımlar attı. Çok sayıda ve büyük ölçekte üretim yapıldığı için dünyada maden üretimi ve ölümlü maden kazalarında ilk sırada yer alan Çin, birkaç ay önce iş güvenliğini artırmak ve can kayıplarını azaltmak amacıyla kaza riski taşıyan 1700’den fazla maden ocağını kapatma kararı almıştı. Şinhua ajansının haberine göre, İş Güvenliği İdaresi Başkanı Yang Dongliang, zengin kömür yataklarına sahip 50 şehirde yıllık kapasitesi 90 bin tonun altında olan bin 700 maden ocağının kapatılacağını belirtmişti. İş güvenliğini sağlamak amacıyla alınan kapatma kararının gelecek yıl sonuna kadar tamamlanacağı belirtilmişti. Çin ayrıca, 2012’de 388 küçük ve orta ölçekli madencilik şirketini birleştirirken 622 madeni de üretim tekonolojilerini yenileyene kadar kapalı tutmuştu. u Harvard Business Review madencilik, inşaat, petrol ve gaz çıkarma alanında faaliyet gösteren şirketleri mercek altına aldı ve şirketlerin siyasetle ölümcül ilişkisi ortaya çıktı. Durum Bakan Çelik’in, ‘Kötü madenleri kapatmak istiyoruz, 50 ricacı çıkıyor, engelliyor’ sözünü hatırlattı. rak bunlardan hangilerinin daha önce kamu idarecisi olarak çalıştığını saptadı. Bunların yönettiği şirketler, siyasal bağlantıya sahip (“bağlantılı”) firmalar olarak tanımlandı. Bu “bağlantılı” firmalar ile diğer (“bağlantısız”) firmaları, ölümlü iş kazaları açısından karşılaştırmışlar ve çarpıcı sonuçlara ulaşmışlar. Açlığın Çaresizliği Ölümü Bastırır Kime sorsak yaşam hakkının en kutsal, ölüm korkusu, acısının en baskın olduğunu söyleyecektir... Yüz yüze kaldığımızda kuşkusuz öyledir de... Uzun zaman dilimleri içinde insanların seçimlerini, güdülenmelerini etkilemede ise açlık, ölüme ilişkin korkuları bastırır. Boşuna “açlıkla terbiye etmek” diye, bütün canlılar için geçerli, bilimsel güdülemenin kuralları, gerçekleri ortaya konmamıştır... Soma’da kömürün göz göre göre, için için yanması iş cinayetinde 301 maden işçisinin kaybı dünyada en ayıplı ülke olmanın utancı ile ortak acı duymuş, işçilerin yaşam hakkına yönelik duyarlılık kazanmıştık. İstanbul’un göbeğinde çok lüks ve güvenlikli sanılan inşaatta asansör düşmesi iş cinayetinde 10 işçimiz ölünce utancımız, duyarlılığımız arttı. Ermenek’te olasılığı bile düşünülmemesi gerek su patlamasında 18 maden işçisinin boğulmasından sonra ortak utanç, kader olmayan cinayetlerden kurtulmayı sorgulama yok sayılamaz hal aldı... Ülkemizdeki iş kazaları, cinayetleri istatistikleri tarandığında, on binlerle sayılan işçinin cinayetlerde kurban olduğu, büyük çaplı savaşlardan daha çok insanımızın öldürüldüğü gerçeği ortaya çıkıyor. Soma duyarlılığında medyamızın ana gündeminde, sorunlar anlamlı masaya yatırılmış önlemleri bilimsel gerçekliklerle sayılıp dururken... Hatta İktidarları bir dizi önlem, paketten çıkardıkları yasal güvencelerle övünüp dururlarken, arada biriki, dikkatimizi çekmeden orada burada ölenlerle iş cinayetlerine kurban verdiklerimiz 50’ye yaklaşmış derken... Dün sabah 18 tarım işçisinin akıl almaz ilkelliğin, acımasızlığın trafik cinayetinde canlarından olmaları, ister istemez kamuoyu duyarlılığı, öfke birikimini yeni bir boyuta taşıdı. 28 kişilik araca 46 kişi olarak tıkıştırılmış, kadın, çocuk çağdaş köle tarım işçilerinden ilk saptamaya göre 18 tanınması zor ölü, 27 çoğu ağır yaralı çıkmıştı... HHH Dünün gün boyu yayınlarında ister istemez tarım işçilerinin dramı, çaresizliği gündeme gelirken, 2530 liralık günlük yevmiye karşılığı oradan oraya taşınan, çatma çadırlarda karın tokluğuna yaşayan ailelerin yaşamları, çaresizlikleri gündemimize girdi. Yeniden kelle başı işçi ücreti belirlenmesi, tümden kayıt, insanlık dışı koşullarda, çoluk çocuk kadın çalıştırma, okula gidemeyen çocuklar, istif taşımacılık, hatta kamyonlarda ölümcül yolculuklar, sayılamayan kayıplar, bölgeye göre dayıbaşı, elçi, maraba adı verilen işçi pazarlayanlar üzerinden yürüyen düzen.. somut örnekleri ile ortalığa saçıldı... Yıllar içinde acılar, ilkellik, insan sömürüsü üzerinden değişen hiçbir şeyin olmadığını kanıtlamak üzere geçmişteki bu gazetede sayfa sayfa fotoğraflı yer almış röportajlarım, yazı dizilerimden, 2040 yıl öncelerinden bende acı iz bırakmış birkaç örnek vermeliyim... Madende ölen işçinin karnında çocuğu ile kalmış dul eşinin çok pahalı, paylaşılamayan bir miras gibi görüldüğünü duymuş muydunuz? Ölüm bedeli olarak yapılan ödemeler, bağlanan maaşı, genç dul kadını hem iki aile hem de yakın çevre erkekleri için el konacak mala dönüştürmüştür... Soma’da ölmeyen işçilerin, yakınlarının yaşama ilişkin aktardıklarından, nasıl para karşılığı İktidarlarının mitinglerine taşındıklarını, o insanlık dışı koşullarda çalışabilmek için bile birilerine ücretlerinden pay ödemek zorunda kaldıklarını duymadık mı? Ülkemizin en yüksek kâr rekorlarını kıran özel maden şirketlerinin bu büyük kazançlarının doğrudan işçinin haklarının gaspı, canı karşılığı olabileceğini hiç düşünmediniz mi? Maden işçisinin insanca çalışma, ücret alma hakkı, zorunlu bilimsel güvenlik önlemlerinin gerektirdiği yatırımlar ile vurgun kâr arasındaki uçurum farklar, işlenen insan hakkı suçları, emek sömürüsü, cinayetlerinin tam karşılığıdır. HHH Bunu maden işçisi olabilmek için çırpınan, her koşula boyun eğen maden işçisi ile yakınları, yöreler halkı en iyi bilseler de, açlıkla, çaresizlikle terbiye edilmişlerdir. Tüm acı, dramatik öykülerin aynı ortak, tek sayılabilecek sonucu vardır. Çocuklara, eve ekmek götürmenin başkaca yolu yoktur. Ölüm ne kadar yakın, çalışma koşulları ne kadar acımasız, zorsa da açlığın çaresizliği ağır basar... Soma’da ölüm korkusu çok kısa sürmedi mi? Geçici kapatılan ocaklardan işsiz kalan binler, ülke çapında on binler yeniden işe gidebilmek, bir yandan da ödenmeyen hak edilmiş ücretlerini alabilmek için eylemler koymadılar mı? Yasal suç kanıtları, sorumlu arayışları neden sonuç vermiyor? Bilimsel, gerçekçi üretim, maliyet, ücret, çalışma koşulları ile haksız kazanç, yasalardan kaçış yolları ile ucuz emek sömürüsü çarklarının hepsi birden suç kanıtı, cinayet belgelerinin ta kendileri... Bir de haksız kazançlarla, İktidarları arasındaki sıkı çıkar ilişkileri... Kadın olduğum için, çocuğunu emziren bir tarım işçisinin yüzünün üstünü göstermeden, beslenme bozukluğundan kararmış, çürümüş dişleri ile sütünü emmeye çalışan çocuğun parmakları ile patlamış balon görüntüsü veren memesini gazetede kullandığım fotoğrafını hiç unutmuyorum. Açlığın, yoksulluğun, çaresizliğin, kelle başı fiyat biçilen işçi olmanın, çağdaş köleliğin başka kanıtına gerek var mı? Adana bölgesi karpuz tarlasında kelle başı satıştan sorumlu maraba; potinli, pantolongömlek, ceketli, en önde, elinde bastonu, mağrur duran bir genç adam... Arkasında sıra sıra tarlada kazma sallayan kadınlar, çocuklar... 35 lira günlük elma toplama bedeli, yol parasına pay verilecek, içinden ekmek parası da çıkacak... Canlar çok ucuzdur, ama açlık daha büyük çaresizliktir... Ekonomi Servisi Yalnız madenlerde değil, hür türlü iş kazasında konuşuldukça azalması gereken cinayetlerin, yurttaşın sabrını dener gibi üst üste geldiği günlerde çeşitli medya organlarında ilginç bir araştırma yayımlandı. Çin’de halka açık 200’ü aşkın şirketle yapılan bir araştırma, iş ve siyasetin ölümcül ilişkisini gözler önüne serdi. Gerçi Türkiye’de herhangi bir araştırma olmaksızın gördüğümüz ilişki, Çin’de yapılan araştırmayla ete kemiğe bürünmüş durumda. Zira, Harvard Business Review; madencilik, inşaat, petrol ve gaz çıkarma alanında faaliyet gösteren şirketleri mercek altına aldı. Ortaya siyasetle yakın bağı olan şirketlerin ölümcül ilişkisi ortaya çıktı. Durum Bakan Çelik’in, ‘kötü madenleri kapatmak istiyoruz 50 ricacı çıkıyor, engelliyor’ sözünü hatırlattı. Söz konusu araştırma Çin’de 276 şirketle yapılan bir araştırma siyasal ilişkisi bulunan şirketlerdeki kazaların diğerlerinden 5 kat fazla olduğunu gösterdi. Ayrıca, Raymond Fishman ve Yongxiang Wang, “Mortality of political connections (2014)” başlıklı makalelerinde, Çin’deki firma yöneticilerinin özgeçmişlerine baka Az denetim, çok ölüm Makalede, ahbapçavuş teorisiyle uyumlu olarak, “bağlantılı” firmaların daha az denetlendiğini ve daha az ceza aldıkları kaleme alındı. Bunun sonucunda, bu firmalarda diğerlerine göre daha fazla işçi ölümü söz konusu. Çalışmanın kapsadığı 20082013 dönemi içinde, siyasal bağlantısı olan şirketlerde, diğerlerine göre ortalama olarak 3.5 kat daha fazla işçi ölümü yaşandı. Tek tek sektörlere bakıldığında da durum değişmiyor. Hemen her sektörde siyasal bağlantısı olan firmalarda daha fazla işçi ölümü gerçekleştiği görülüyor. Ortalama olarak inşaat sektöründe 1.5, madencilikte 1.8, metal eritmede 3.4, kimyada ise 7.9 kat daha fazla işçi yaşamını yitirdi. Tüm tarafların konuştuğu ancak iş cinayetlerini önlemek amacıyla başta hükümet, ilgili bakanlıklar ve ilgili devlet kuruluşlarının yöneticileri olmak üzere kimsenin somut hiçbir adım atmadığı ülkede, iş cinayetlerine kurban giden işçi, kurban gittiği cinayetinde de sorumlu görülüyor. Üç gündür suların altında mahsur kalan madenciler de tabeleya bakılırsa, 170 metre suyun altında kalmaktan sorumlu görünüyor... Tek sorumlu emekçi... Ekonomi Servisi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin, “Bu cezaları, OECD ülkelerindeki para cezaları ile karşılaştırmak, ülkeler arasında standart olmadığından mümkün görünmemekle birlikte İş Kanunu ile mukayese edildiğinde idari para cezalarının oransal olarak miktarında ciddi artış olduğu görülmek Maden kazasındaki cezalar ciddi oranda artmış tedir” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun soru önergesini yanıtlayan Çelik, yer altında çalışan işçilerin haftalık çalışma süreleri ve yıllık ücretli izin sürelerinin yeniden düzenlenmesini sağlayan, linyit ve taşkömürü çıkarılan işyerlerinde çalışan işçilerin ücretlerini düzenleyen, yer altında çalışan işçilere fazla çalışma yaptırılmasını yasaklayan, bu işçilerin iş güvencesi hükümlerinden yararlanmasını kolaylaştıran düzenlemeleri de kapsayan yasanın 11 Eylül 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini hatırlattı. Sorumluluğu işverene atmak isteyen Çelik, ilgili yasa maddelerini hatırlarak, işverenin, çalışan fiilen çalışmaya başlamadan önce, çalışanın yapacağı iş ve işyerine özgü riskler ile korunma tedbirlerini içeren konularda öncelikli olarak eğitilmesini sağlamakla yükümlü olduğunu belirtti. Çelik, sigortalıların aldığı geçici iş göremezlik ödeneğinin, işverenlerin ödediği; hak edilen ücret, prim, ikramiye ve her çeşit istihkak gibi unsurlara bağlı olduğundan bu miktarların yüksek olması halinde yüksek olacağını söyledi. Rusya yeniden gaz satacak Ekonomi Servisi Rusya ve Ukrayna, AB’nin arabuluculuğunda sürdürdükleri doğalgaz müzakerelerinde anlaşma sağladı. Moskova yönetimi, 3,1 milyar dolarlık gaz faturasını ödemeyen Ukrayna’ya aylardır askıda tuttuğu gaz satışını tekrar başlatacak. Anlaşma kapsamında geçmiş borçlar için Ukrayna 1.45 milyar doları hemen ve 1,65 milyar doları yıl sonunda Rusya’ya ödeyecek. Tarafların daha önce bin metreküpü 385 dolar olarak ilan ettiği bu kışın geçerli olacak tarifede Ukrayna lehine değişiklik yapıldı. Kiev yönetimi bin metreküp gaza 2014 sonuna kadar 378 ve 2015’in ilk çeyreğinde 365 dolar ödeyecek. Ukrayna ön ödeme yaparak alacağı doğalgaz miktarını kesinleştirmiş olacak. Tivibu İçerik Direktörü Volkan Üst bugüne kadar ‘seç izle’ seçeneği altında 5 bini film olmak üzere 23 bin içerik gösterildiğini aktardı. Rüşvetin üstüne gidilsin Ekonomi Servisi Uluslararası Şeffaflık Örgütü, hükümetleri yurtdışındaki rüşvet eylemlerine müsamaha göstermemeye, bu eylemlerin üzerine gitmeye çağırdı. Uluslararası Şeffaflık Örgütü (Transparency InternationalTI) tarafından, Uluslararası Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Rüşvet Verilmesinin Önlenmesi Sözleşmesi’nin uygulanması açısından taraf devletlerin gösterdikleri ilerlemelerin her yıl tarafsız bir bakış açısıyla karşılaştırmalı olarak değerlendirildiği “Exporting Corruption 2014” raporu yayımlandı. TI raporunda, sözleşmenin yürürlüğe girmesinin üzerinden 15 yıl geçmiş olmasına rağmen sözleşmeyi imzalayan 22 ülkenin hâlâ “az veya hiç uygulama kaydedilmeyen” ülke kategorisinde yer aldığı, 8 ülkenin de sadece “sınırlı uygulama” yapan ülkeler arasında bulunduğu belirtildi. Türkiye’nin “az veya hiç uygulama kaydedilmeyen” ülke kategorisinde yer aldığı raporda, Pakistan’da 2011’de bir Türk şirketinin Pakistan başbakanına yasadışı ödeme yaptığı iddiasıyla yargı süreci başlamış olmasına karşın, bu olay ile ilgili olarak Türkiye’de herhangi bir soruşturma açılmamış olmasına da raporda ayrıca değinildi. Raporda, Türkiye için şu tavsiyelere yer verilmektedir: Şirketlerin yurtdışında rüşvete karışmaması için tüzelkişilere para cezalarının artırılması; mahkemelerin yurtdışındaki rüşvetle ile ilgili tüm kararlarını yayımlamasının şart koşulması; bu raporların kamuya açık olması ve kamuoyunun ilerlemeyi takip etmesine izin verilmesi önerilerinde bulunuldu. Çerez parası değil ateş pahası Ekonomi Servisi Kuruyemiş fiyatları 2009’dan bu yana sürekli artıyor. Fiyat artışlarıyla birlikte, ‘Çerez parası’ tabiri kuruyemiş fiyatları için geçerliliğini yitiriyor. Bazı ürünlerdeki fiyat artışı yüzde 200’ü de aştı. Sektör temsilcileri, kuruyemiş fiyatlarının 2009’dan bu yana sürekli arttığını, son 1 yılda en fazla fiyat artışının dut, ceviz içi, Antep fıstığı, kuru kayısı, fındık içi, kuru incir başta olmak üzere tüm ürünlerde yaşandığını söylüyor. Dut yüzde 200’ün üzerinde artışla son bir yılda fiyatı en fazla artan çerez türü oldu. Geçen yıl ekim ayında perakende fiyatı 68 lira olan dut, bu yıl 2530 liradan satılıyor. Aynı dönemde ceviz içi ve bademin fiyatı 3035 liradan 4050 liraya, Antep fıstığı 3034 liradan 5060 liraya çıktı. Tüm Kuruyemiş Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜKSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Çaputçu, fiyat artışlarının arz talep dengesinden kaynaklandığını söyledi. Kuruyemişin tarımsal ürün olduğuna dikkati çeken Çaputçu, ürün rekoltesinin iklim şartlarına bağımlı olduğunu ifade etti. Carrefoursa’dan 9 ayda 9.9 milyon lira net kâr Volkan Üst Mert Başar Ekonomi Servesi TTNET, HD yayınlarıyla birlikte 12 yeni sinema kanalını kullanıcılarının beğenisine sunuyor. TTNET toplam 24 sinema kanalı sayısına ulaştı. TTNET tarafından gerçekleştirilecek Sinetivi kanallarında 7 gün 24 saat, 2014 sonuna kadar tüm Tivibu üyelerine açık olarak TTNET 24 kanala ulaştı yayın yapılacak. 2015’te, Tivibu’daki tüm sinema kanallarında 2500 film yer alacak. Bunlardan 1000 tanesi ise Sinetivi kanallarında yayında olacak. TTNET Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Mert Başar, 5 yıl önce Tivibu ile yeni bir teknoloji kullanarak geleneksel TV yayıncılığını tamamen değiştirdiklerini söyledi. Ekonomi Servisi Carrefoursa, 2014’ün 9 aylık döneminde 9 milyon 865 bin lira net kâr elde etti. Şirketten yapılan açıklamaya göre, çoğunluk hisselerinin Sabancı Grubu’na geçmesinin ardından yeni bir döneme başlayan şirket, 9 aylık finansal sonuçlarını paylaştı. Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yapılan açıklamaya göre, şirketin bu yılın üçüncü çeyreğinde net kâr seviyesi 5 milyon 428 bin lira olarak gerçekleşirken, dokuz aylık konsolide net kârı 9 u Yılbaşından itibaren 87 yeni market açtıklarını dile getiren Carrefoursa Genel Müdürü Mehmet Nane, şirketin cirosunun yüzde 22 arttığını dile getirdi. milyon 865 bin liraya ulaştı. Şirketin cirosu da geçen yılın dokuz aylık dönemine oranla yüzde 22 artarak 2 milyar 297 milyon lira oldu. Carrefoursa Genel Müdürü Mehmet Nane, bilançoya ilişkin sene başından beri 87 yeni market açarak market sayısını eylül sonu itibarıyla 304’e ulaştırdıklarını açıkladı. Şirketin 20 yılın ardından bugün Sabancı Holding’in de gücünü arkasına alarak sıcak, samimi, yalın, hızlı ve modern bir marka kültürüyle hak ettiği noktaya doğru ilerlediğini belirten Nane, “Hedefimiz 2016 sonunda 5 milyar lira satış ile bin markete ulaşarak 15 bin kiMehmet şilik dev bir aile olNane mak” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle