24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 EKİM 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 AKP ‘faşizmine’ karşı Birleşik Haziran Hareketi, sosyalistler ve sosyal demokratlar bir arada Gezi ete kemiğe bürünecek Buradan gidelim ortak bir parti kuralım, diye çıkmaANKARA Vişnelik toplandık. Ama hareket memleket tıları sonunda “Birleşik Hazisathında büyür, olgunlaşır, ran Hareketi” adıyla yola çıbir sıçrama içine girerse bu kılırken katılımcılar arasında da olabilir. AKP hükümeyer alan ÖDP Genel Başkanı ti seçimi kaybetse bile iktiAlper Taş “Örgüt değil, bidarı kaybetmeyecek. Böyrey temelli; sosyalistlerle sıle bir yapıyla mücadele senırlı olmayan, sosyaldemokçimler üzerine odaklanaratları da kapsayan bir harerak yürütülecek bir mücaket. Sokak sokak mücadele dele gibi görünmüyor, soedip AKP rejimini geriletmekak sokak, mahalle mahalle miz lazım” dedi. CHP Denizyürütülmeli” yanıtını verdi. li Milletvekili İlhan Cihaner Hareket içinde Kürt siyasetiise “kişisel olarak” katıldıknin temsil edilmediği eleştiları hareketin partileriyle ilişrileriyle ilgili olarak da Taş, kisi konusunda “Henüz hare“HDK başat meselenin Kürt ket adına bir diyalog girişisorunu olduğu bir yapı. Bu mimiz olmadı. Ama hedefler yapının kapsayamadığı çok CHP’nin ilkeleriyle kesişiyor. geniş kesimler var. HaziGericilikle, AKP faşizmiyle randa sokağa çıkan, sözünü mücadele için bir güçbirliği söyleyen örgütsüz kesimler hareketi olarak yola var. Birleşik Haçıkıldı” görüşünü diziran Hareketi o le getirdi. kesimleri siyasete ODTÜ Vişnelik’te davet eden, onla30 Ağustos, 21 Eylül rın söz ve kararve 19 Ekim’de yapılan larıyla sürece datoplantılara ÖDP, KP, hil olacağı bir siEmekçi Hareket Paryasal araç” görütisi, TKP 1920, Halşünü dile getirdi. kın Türkiye Komünist İlhan Cihaner, Partisi gibi siyasi par“Birleşik Hazi tiler, Devrimci Hareran Hareketi bir ket, Red Dergisi ile bapartileşme girişizı sivil toplum örgüt İlhan Cihaner mi değil; somut lerinin temsilcileri ve seçim gündemiCHP Milletvekilleri İlni hedefleyen bir han Cihaner, Hüsegirişim de değil” yin Aygün ile Gökdedi. Cihaner sözhan Günaydın katıllerini şöyle sürdürdı. Taş, hareketin yodü: “Gezi ve arla çıkışı ve amaçlarıykasından ‘Hazila ilgili sorularımıza şu ran direnişi’ olayanıtı verdi: rak adlandırdı“Bu hareket yanğımız sürecin oryana duruşu değil, iç taya çıkardığı bir içe geçmeyi ifade edipolitikleşme, bir yor. İç içe geçeceğiz, gençlik enerjisi parçalı durmayacavar. Türkiye’nin Alper Taş ğız. Bazı CHP milletacil, yakıcı sorunlavekilleri de var, SODEV de rına karşı örgütlü bir mücavar. Sosyalistlerle sınırlı dedele hattı oluşturulması ihğil, sosyaldemokratları da tiyacı vardı. Kamucu, eşitkapsayan bir hareket. Bazı likçi, özgürlükçü, laiklikten, siyasi örgütler var ama bu barıştan yana, bağımsızlıksiyasi örgütlerin mutabakaçı bir ülkeyi inşa etmek, bu tına bağlı bir hareket değil. yönde mücadele etmek için Ben burada Alper Taş olabirtakım örgütlü yapılar bir rak varım, partilerin temsiliaraya geldi. Türkiye’nin acil yeti üzerinden bir yapı kurgündemleri var. Başta gerimuyoruz. Bir geçici koordicilikle, AKP faşizmiyle münasyon oluşturduk. Amacadele gibi. Bu mücadele için cı forumlar, meclisler kurbir güçbirliği hareketi olamak. En geç 1.5 2 ay içerak yola çıkıldı.” risinde Türkiye forumu yaHareketin yürütme kurulu pılacak. Memleketin önemli üyelerinden Serpil Çelenk mevzularında Birleşik HaGüvenç, “Parti değil, cepziran Hareketi imzalı ortak he arayışındayız. AKP reeylemler yapacağız, ortak jimine, emperyalizme, neosöylemlerde bir arada olaliberal arayışlara, faşizme, cağız. Seçim ittifakı üzerine karanlığa karşıyız. Aydınoturmuş, kendini sandıkla lanmayı ve laikliği savunusabitlemiş bir hareket değil. yoruz” dedi. TÜREY KÖSE AKP’de ‘Paralel’ Paranoyası Hükümet, “paralel yapı” dediği cemaatle mücadele için seferberlik başlattı. Polise operasyonlar yapılıyor, bürokratlar görevden alınıyor. Üst düzey göreve getirilecek yeni isimleri ise adeta “ince eleyip sık dokuyor”. Sadece müsteşar, genel müdür değil; şube müdürlüğüne getirilecek isimler hakkında bile araştırmalar yapılıyor, paralel yapıyla bir bağlantısı var mı, yok mu derinlemesine inceleniyor. Hatta bürokrasiye getirilmesi düşünülen aday isimleri milletvekillerinin refere etmesi yeterli görülmüyor, referans gösteren milletvekili ile görüşülüyor, nasıl biri olduğu soruluyor. Milletvekillerinin yaşadığı iki olay, işin “paranoya” noktasına ulaştığının göstergesi gibi. Bir bakanlıkta bürokrat adaylarından birine referans olan bir milletvekiline, ilgili bakan sorar: “Nasıl birisidir, bu göreve uygun mudur?” Milletvekili yanıt verir: “Vallahi sayın bakanım, ‘namazında niyazında’ diyeceğim ama farklı anlaşılacak. Namazında niyazındadır, ama paralelle bir ilgisi yoktur. Artık at izi it izine karıştığı için nasıl bir tarif yapsam bilemedim.” Bir başka bakanlıkta da daire başkanlığına getirilecek kişiyle ilgili olarak o ismi tanıyan milletvekiline ilgili bakan, benzer soruları yöneltir. Milletvekili, o kişiyi tanıdığını, çok iyi birisi olduğunu, kendisine kefil olabileceğini, daire başkanlığı görevini layıkıyla yerine getireceğini söyler. İlgili bakan, bu yanıtları yeterli bulmaz ve ısrarlı sorularına devam eder. Sorular karşısında şaşıran milletvekili, aynı yanıtları vermekle birlikte ilk anki kararlılığı sergilemez. İlgili bakanın yanıtı milletvekilini daha da şaşırtır: “Ama bu sefer sanki biraz ikircikli konuştun.” Milletvekili espriyle karşılık yanıt verir: “Vallahi öyle sorular sordunuz ki kendimden bile şüphe etmeye başladım.” Fotoğraf: ALİ AÇAR Polise müdahale yetkisine karşı maske ile yürüdüler AKP’nin toplumsal gösterilerde maske takanlara yönelik polise silah kullanma yetkisi veren yasa çalışması Gazi Mahallesi’nde yapılan yürüyüşle protesto edildi. Eski karakol binası önünde toplanan yüzlerce kişi burada yüzlerine kırmızı maske geçirerek “Artan baskılar, baskı yasaları halkı sindiremeyecek. Bizim de yasalarımız var”, “AKP polise daha fazla işkence yapma yetkisi veriyor” yazılı pankart ve dövizler taşıyarak Gazi Haklar ve Özgürlükler Derneği önüne kadar yürüdü. Yürüyüş sırasında gruptakiler sık sık, “Polis vuruyor, AKP koruyor”, “ Kızıl maskeler adalettir” sloganları attı. Burada yapılan açıklamada iç güvenlik tedbirleri adı altında halkı sindirme çalışmalarının başlatıldığı belirtilerek “Bu yasa çalışması kapsamında polise 24 saat gözaltı yapma yetkisi verilecek, şiddete dönüşen her türlü eylem suç sayılacak, maske ile eylem yapmak suç olacak, internet denetim altına alınacak. Bunların da içinde yer aldığı 35 maddelik yasa çalışmasında halkın lehine hiçbir yarar yok” denildi. Açıklamanın ardından yüzleri maskeli grup Gazi Karakolu’na doğru yürüyüşe geçti. Polis gruba biber gazı ile müdahale ederken, göstericilerde polise taş ve soda şişeleri ile karşılık verdi. Gösteri sırasında 2 polis helikopteri de göstericileri havadan takip etti. ‘Erken Uyarı Dedektörü’ Muhalefetin iktidarı denetleme araçlarının başında gelen soru önergeleri AKP iktidarı döneminde işlevini yitirmeye başlarken son dönemde muhalefetin soruları ilgili bakanlara bile ulaşmamaya başladı. Bu durumun son kurbanı da CHP’nin Adalet Komisyonu üyesi Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek oldu. Geçen ay, HSYK seçimleri öncesinde AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın bir grubun seçimleri kazanırsa bile “bunun gayri meşru olacağı” açıklaması büyük tartışma yaratmıştı. CHP’li Dibek de Ünal’ın bu ifadesiyle neyi kast ettiği ve ne anlama geldiğini sordu. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle Dibek, söz konusu önergeyi TBMM Başkanlığı’na sundu. Buraya kadar her şey normal, ancak önerge TBMM Başkanlığı’nın “iktidarın delik deşik etmesine göz yumduğu” içtüzüğe takıldı. TBMM Başkanlığı, 23 Eylül 2014’te sunulan önergeyle ilgili Dibek’e 24 Ekim 2014’te yani tam bir ay bir gün sonra yazı gönderdi. Bizzat TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in imzasıyla gönderilen yazıda, önergenin “kişisel görüş içerdiği” gerekçesiyle kabul edilmediği bildirilerek önerge iade edildi. Çiçek’in kişisel görüş diyerek Ünal’ın açıklamasını mı, Dibek’in sorularını mı kastettiği bilinmez. Ancak bu sırada HSYK seçimleri yapıldı, sonuçlar kamuoyunda günlerce tartışıldı. Tüm bunlar yaşanırken de TBMM Başkanlığı önergeyi haftalarca bekletti. HSYK seçimleri nedeniyle önergesinin önce bekletildiğini sonra da iade edildiğini söyleyen CHP’li Dibek, Meclis Başkanı Çiçek’in kendine “Aman iktidarı zora sokacak soruları yollamayayım” misyonu edindiğini söyleyerek Çiçek’in bu tutumunu şöyle tanımladı: “Böylece muhalefetin iktidar lehine tutum sergilemekle suçladığı TBMM Başkanlığı için yepyeni bir tanım daha siyaset sözlüğüne girmiş oldu.” Burkay görevini bıraktı ANKARA (Cumhuriyet run sadece PKK’nin silah Bürosu) Çözüm sürecibırakması değil, Kürtlenin başlaması ile yıllar sonra rin temel haklarının verilyurda dönen Hak ve Özgürmesiyle olur. Bizim çözülükler Partisi (HakPar) Gemümüz federal çözümdür. nel Başkanı Kemal Burkay, Ama hükümetin hiçbir çöpartisinin olağan kongrezümü yok. PKK’ye silah bısinde, “Bu süreç beklenen raktırmaya çalışıyor. umutları karşılamadı. PKK Bu süreç beklenen umutgüçlerini pek sınırın dışına ları karşılamadı. PKK, güçKemal Burkay lerini pek sınırın dışına tataşımadı. Hükümet ciddi, radikal adımlar atmadı, zaşımadı. Hükümet ciddi, raten böyle bir projesi de yoktu, hâlâ dikal adımları atmadı; zaten böyle da yoktur” dedi ve görevini bırakbir projesi de yoktu, hala da yoktur. tı. HakPar 6. Büyük Olağan KongreYeter artık. Kürt sorunu çözüleceksi Ankara’da düzenlendi. Burkay, sözse eşitlik temelinde olacak. Oyalalerine görevden ayrılacağını ve aday ma politikalarıyla bir yere varılmaz” olmayacağını söyleyerek başladı. Hüdedi. Siyasetçi ve yazar Burkay’ın, 31 kümetin amacının PKK’ye silah bırakyıllık sürgün yaşamı 30 Temmuz 2011 tırma olduğunu ve bunun da iyi olayılında Türkiye’ye dönmesiyle son cağını vurgulayan Burkay, “Ama sobulmuştu. Ayşe Sayın, Emine Kaplan, Mahmut Lıcalı parlamentokulisi@gmail.com 32 YIL CEZAEVİNDE YATAN CANAN’IN SUÇ DUYURUSU Bingöl’de Kobani protestoları sırasında Emniyet Müdür Yardımcısı, bir başkomiser ve bir koruma polisinin öldürüldüğü cinayet üstünde yayın yasağı var. O yüzden o cinayetle ilgili ayrıntıları, kuşkuları, cevapsız soruları geçeceğim. Ama o cinayetin Kürt sorununun barışçıl çözümünü dinamitleyecek güçte bir provokasyon olduğunu söylemek yayın yasağını çiğnemek olmasa gerek. Şimdi yeni ve Bingöl’deki kadar güçlü bir provokasyonla karşı karşıyayız. Yüksekova’da üç asker, sivil giyimli olarak kasaba sokağında yürürken arkadan yaklaşan yüzleri maskeli kişilerce kurşun yağmuruna tutuldular ve yaşamlarını yitirdiler. Provokasyon en kestirme tanımıyla “kışkırtma” demek. Tamam, Türkiye’de trafik cinayetlerinin suçlusu olarak nasıl anonim bir katil yaratıldı ve adına da “trafik canavarı” dendiyse, kişilerin, grupların, hatta partilerin sorumluluklarını üstlerinden atmak için anonim bir suçlu yaratıp, adına da “provokatör” deyip ellerini yıkamaları epey bildik, artık kabak tadı veren bir mazeret oldu. Ancak bu yalama oluş, aşırı ve yerli yersiz kullanımdan doğan inandırıcılık yitimi Önce Bingöl, Şimdi Yüksekova… Peki Sonra? provokasyonun önemini, tehlikesini ve çok ciddi sonuçlara yol açabileceği gerçeğini bize unutturmamalı. Bingöl’ün ardından gelen Yüksekova’daki saldırının tartışmasız bir provokasyon olduğuna kuşku yok. Bu provokasyonun amacı ne olabilir? Galiba soruyu cevaplamak için keskin bir zekâya ve derin bir analiz yetisine ihtiyaç yok. Kürt sorununa barışçıl çözüm hedefleyen bir süreç yürüyor. Buna kısaca ve ne yazık ki sadece “süreç” dendi ve böylece her kesim için sürecin içeriğini, anlamını ve varması gereken sonuçları kendi gönlü ve beklentilerine uygun olarak doldurma olanağı doğdu. Mesela sözcülerinin ağzına bakılırsa AKP iktidarının çözümden anladığı “Dağdakiler silah bıraksın. Dağdan ovaya insin. Yasal düzenlemeler yapalım, onlara ceza verilmesin”den ibaret. Oysa Kürt siyasal hareketi demokratik özerklikten, anadilde eğitime uzanan bir dizi talebi sürecin olmazsa olmazı olarak görüyor. PKK içinde Kandil, İmralı ve Diyarbakır arasında sürece ilişkin farklı beklentiler ve koşullar var mı bilemem. Ama “İnşaallah vardır. Yoksa bile yaratalım. Birbirlerine düşsünler” diye el ovuşturan, kol sıvayanlar olduğunu biliyorum. Keza geleneksel Türk milliyetçilerinin, kendini ulusalcı olarak adlandırmayı yeğleyen öteki milliyetçilerin, CHP içindeki farklı kanatların, hatta sosyalist sol içindeki farklı kanat, hareket ve grupların süreç üstüne birbirlerinden pek farklı, kimi kez tabana tabana zıt önerileri ve beklentileri var. Dahası İmralı’dan, hükümet kanadından, İmralı’yı ziyaret eden HDP heyetinden gelen kimileri örtüşük, kimileri çelişik açıklamalar süreçte bir şeylerin hızlandığını, önümüzdeki günlerde bazı somut adımlar atılacağını gösteriyor. Keza “Akil insanlar” ekibinde de bir hareketlilik, bir müdahil olma çabası uç verdi. Yani provokasyon için epey elverişli bir ortam ve koşul doğdu. Süreci şu ya da bu nedenle engellemek, saptırmak, sonuçsuz bırakmak isteyenler “Şimdi olmazsa yarın çok geç” mantığı ile kolları sıvamış gibiler. Nitekim bunu sezen HDP, Yüksekova saldırısının hemen ardından kaygılarını belirtti ve alışılmıştan epey farklı terimlerle bir açıklama yaptı. Şu cümleye özellikle dikkatinizi çekmek isterim: “…Yaşananlardan dolayı üzgün ve kaygılıyız. Çünkü Türkiye’de yeniden çatışmaların yaşanacağı, canlarımızın yitirileceği, evlere ateşin düşeceği bir döneme doğru yaklaşıldığını hissediyoruz…” Tanımlandığı gibi bir döneme yaklaşıldığını en iyi hissedecek olanların başında HDP yönetimindeki siyasetçiler değil midir? Yüksekova saldırısını birkaç öfkeli ve kontrol edilemeyen gencin kendi başlarına yaptıkları bir saldırı olarak görmek bugünün koşullarında bir aymazlığın da itirafı olur. Daha kestirmeden söyleyeyim: Bingöl’ün ardından gelen Yüksekova saldırısı hepimiz için (bir daha: Hepimiz için) bir alarmdır. Kulak tıkayarak, duymazdan, görmezden gelerek, önemsemeyerek geçiştiremeyeceğimiz bir alarm!.. İşkenceye takipsizlik ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Darbeci generaller Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’ya 12 Eylül’den müebbet hapis cezası verilirken bu dönemde yapılan işkence suçlarının üzeri zamanaşımı iddiasıyla kapatılıyor. Yaklaşık 32 yıl cezaevinde kaldıktan sonra “4. Yargı Paketi”nden yararlanarak tahliye edilen Tahir Canan’ın, 12 Eylül öncesinde gözaltına alındığında ve sonrasında cezaevinde bulunduğu sürede kendisine işkence yaptıkları gerekçesiyle polis ve gardiyanlar hakkında bulunduğu suç duyurusu, “zamanaşımı süresinin dolduğu” gerekçesiyle takipsizlikle sonuçlandı. 32 yıl sonra tahliye edilince avukatı aracılığıyla Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunan Tahir Canan, 1979 ve 1981’de Gaziantep Emni yet Müdürlüğü Siya si Şube’de, 1981’de Gaziantep Askeri Cezaevi’nde, 19811987 arasında Gaziantep E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda, 19871991 arasında ise Gaziantep F Tipi (H Tipi) Cezaevinde “ağır ve insanlık dışı işkencelere” maruz bırakıldığını, fiziksel acı yanında ruhsal travmaya maruz kaldığını kaydetti. Bunun raporlarda mevcut olduğunu belirten Canan, buralarda görev yapan polis memurları, gardiyanlar ve sıralı amirleri hakkında şikâyetçi oldu. Zamanaşımı konusunda ise Evren ve Şahinkaya hakkında açılan dava örnek gösterildi. Ancak savcılık, başvuruya takipsizlikle yanıt verdi. Mülga 765 sayılı TCK’nin 243. maddesinde düzenlenen işkence suçu için 10 yıl zamanaşımı öngördüğü, bu suçun 5237 sayılı TCK’de ise 94. ve 95. maddelerde düzenlendiği ve zamanaşımının 15 yıl olduğu anlatılan kararda, 5237 sayılı kanuna 2013’te bu suçta zamanaşımının işlemeyeceğine ilişkin fıkra eklendiği aktarıldı. Türkiye’nin, uluslararası hukuk ile iç hukukun çatışması halinde, uluslararası anlaşmaların esas alınacağına ilişkin düzenlemeyi 7 Mayıs 2004’te kabul ettiği anımsatılan kararda, bu tarihe kadar işkence suçundan dava zamanaşımının uygulanamayacağının ileri sürülemeyeceği savunuldu ve “Anayasanın bu değişikliği, bu suçlar yönünden bir milattır” denildi. Kararda, suç tarihi itibarıyla şüphelilerin lehine olan 765 sayılı TCK’ye göre, işkence suçuna ilişkin 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu ifade edilerek bu sebeple “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verildiği bildirildi. Canan, avukatı Senem Doğanoğlu aracılığıyla karara itiraz etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle