24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 EKİM 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 Çıkar Koridoru Barbarlık Planı Dünya egemenleri, neden Kobani için ısrarcı? Neden düne kadar tam tersini düşündüğünü açıklayanlar, Obama’nın bir telefonuyla Türkiye’nin sınırını PKK’nin ve peşmergenin koridoru haline getiriyorlar? Çok açık: Suriyeli Kürtler, TürkiyeSuriye sınırında Doğu’dan Batı’ya bir yay gibi uzanan bölgede Cizire, Efrin, Kobani gibi küçük küçük özerk kantonlar meydana getirmişler. Amaçları, bu kantonları birleştirip Türkiye ile Suriye sınırında, tıpkı Irak’ın kuzeyinde olduğu gibi “Rojava” adıyla bir Kürt devletibölgesi oluşturmak. İşte IŞİD, Kobani’de bu birliği bozduğu için tüm dünya egemenleri IŞİD’e karşı tavır alıyorlar. Irak’ta Türkmenleri, Şiileri, Yezidileri keserken ses çıkarmayanlar, Suriye’de Kürt devleti kurulmasını engelleyince aynı IŞİD’e karşı topluca harekete geçiyorlar. Yoksa IŞİD şeriatçıymış, vahşet yapıyormuş, hiç umurlarında olmaz. Ne zaman işin içine emperyalizmin çıkarı girmiş, IŞİD en büyük düşman olmuştur. Kısacası: Kürtler bugün, emperyalizmin bölgedeki ayrıcalıklı kavmi olarak Halk Önderi Siyasal lider ile halk önderini birbirinden ayırmak gerekir. Halk önderi; düşlerini ve umudunu içinde yeşertir, duygusuna vurur, bilincinde tartar, birikimine katar ve dupduru yaşama geçirir. Sağlama oturtur, geleceğe taşır. Halk önderi; halkın içinden çıkar, halkın içindedir ama halk gibi olmaz. Onun gibi yapmaz. Onun gibi olmak, giyinmek, düşünmek, yaşamak, davranmak zorunda hissetmez kendini. Halk önderi, her anlamda öndedir. Öykünmeci değil; içtendir, örnektir, devrimcidir, eğiticidir, öğreticidir, öteye taşıyıcıdır. Fazıl Hüsnü Dağlarca, bizim halk önderimiz Atatürk için Adnan Binyazar’a şöyle demişti: “Mustafa Kemal’den sonra bir aydınlık gördük, birden yok oldu...” Yitirilmiş Cumhuriyetimizin Bayramı kutlu olsun. AKP, Çanakkale ve Balıkesir için 2040 yılını hedefleyen bir plan hazırladı. Plan, bölge nüfusunun 25 yılda 3 kat artmasını öngörüyor. Deniz ve ormanın, doğa ile insanın barış içinde kaynaştığı o yöreyi de barbarlığa teslim edecekler yani. CHP Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan’ın belirlemeleriyle işte o planın getirecekleri: “Biga çiftçisi artık Selvi ve Kozçeşme biberi üretemeyecek. Çeltik, pirinç, kaynarca fasulyesi üreten çiftçi bölgesini terk etmeye zorlanacak. Biga etini yemek, sütünü içmek hayal olacak. Eşsiz doğa mirası, oksijen deposu Kaz Dağları uluslararası maden şirketlerine peşkeş çekilmeye devam edilecek. Bozcaada’nın güney kıyıları konut alanı olarak imara açılacak, tarım alanları “bağ evi” adı altında konut yapımına uygun hale getirilecek. Büyük bir kısmı sit alanı olan ve önemli ölçüde üzüm üretilen ada tarımsal üretimden koparılarak turizm ve inşaat sektörüne teslim edilecek. Gökçeada’da mahkeme kararları ile yasallığı ortadan kalkan Bademli köyündeki otel alanının plana işlenmiş olması bile tek başına planın nasıl rant odaklı olduğunu gösteriyor.” görülüyorlar. Dünya egemenleri adına su, petrol ve enerjiyi koruyacak kavim! Kürtler bunun ayrımında mı? Genel gidiş, ayrımında olmadıklarını gösteriyor. 29 Ekim Çağrısı 29 Ekim’de Cumhuriyetçi örgütler, Ankara Tandoğan’da “birlik ve beraberlik buluşması”nı gerçekleştirecekler. Yurtseverlere duyurulur! Tek hayali yürümek SİBEL BAHÇETEPE Yunanistan’ın Gümülcine kentinde yaşayan ve 340 kilo olan obezite hastası 51 yaşındaki 4 çocuk babası Şahin Şerif, 112 Acil ambulansla getirildiği Şişli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 1 ayda 20 kilo verdi. Yavaş yavaş demir yürüteç yardımıyla adım atmaya başlayan Şerif, hastanenin dahiliye bölümündeki obez odasında tedavi görüyor. “Tek hayalim yürümek ve torunlarımı kucağıma almak, onlarla parka gitmek. Sokağa çıktığımda insanların bana farklı gözlerle bakmasını artık istemiyorum. Dört duvar arasına sıkıştım kaldım, bunaldım” diyen ve gözyaşlarına hâkim olamayan Şerif, sağlığına kavuşacağı günü iple çekiyor. Sosyal medyadaki çığlığının Türkiye’den duyulması üzerine, 18 Eylül tarihinde Yunanistan’ın Gümülcine kentinden ambulansla 6 saatlik yolculuğun ardından Türkiye’ye getirilen Şerif’in tedavisi Şişli Etfal Hastanesi Dahiliye Bölümü’nde devam ediyor. Yanında refakatçi olarak eşi Necla Şerif ve oğlu Tufan Şerif kalıyor. Şerif’in, bir oğlu ve torunu da obezite hastası. 31 yaşındaki oğlu Tufan 200 kilo ve çalışamıyor, 6 yaşındaki torunu ise 45 kilo. Hastalığa yakalanmadan önce Yunanistan’da hayatını kaset ve CD satarak devam ettirdiğini anlatan Şerif, son 2 yıldır yatağa bağımlı hale geldiğini belirterek, “Askerden geldikten 23 yıl sonra Yunanistan’da bir trafik kazası geçirdim. 85 kiloydum, ayağım 56 ay alçıda kaldı, o süreçte kilo almaya başladım” diyor. Yavaş yavaş kilo almaya başladığını, başlangıçta bunu çok umursamadığını anlatan Şerif, 2 yıl önce de Türkiye’ye gelerek tedavi olduğunu, 3 ay içinde 380 kilodan 340 kiloya indiğini, ardından Yunanistan’a döndüğünü anlatıyor. En büyük arzusunun torunları ile birlikte yürüyebilmek olduğunu kaydeden Şerif şunları söylüyor: “Türkiye’ye gelmeden önce hiç yürüyemiyordum, şimdi özel yapılan demir yürüteçle 510 adım atabiliyorum. Türkiye’de kimsemiz yok, burada ne kadar kalacağımız belli değil. Şu an ameliyat yapamıyorlar, iç organlarımı kilodan bulamıyorlar. Kilo verirsem mide küçültme ameliyatı yapılacak. Kilom nedeniyle özel dikilen kıyafetler giymek zorundayım, bir iki kıyafetim var. Dört duvar arasındayım. Hastaneden yürüyerek çıkmak istiyorum. Gençlere tavsiyem düzenli ve dengeli beslensin, spor yapsınlar.” Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu, ilköğretimde başörtüsü yönetmeliğinin iptali için Danıştay’a başvuracak veliler için dilekçe örneği hazırladı. O dilekçeden kimi bölümler: Yönetmelik değişikliği ile din ve vicdan hürriyetine ilişkin korumanın dışına çıkılarak, yaşları dolayısıyla dini ve ideolojik kavramları tam anlamıyla algılama yetisinden yoksun çocuklarımız arasında ayrımcılık yapılmış, çocuğun bu konudaki özgürlüğü elinden alınarak, başörtüsü takıp takmaması velisinin is Dilekçe Örneği teğine bırakılmış, çocuğun yüksek yararı gözetilmeden kamu gücü kullanılarak anayasaya aykırılık yaratılmıştır. Yönetmelik değişikliği ile, dini ve felsefi tercihlerini özgür iradeleri ile seçebilecek yaşta olmayan ve eğitim hakkını eşit bir ortamda kullanması gereken çocukların ailevi, çevresel veya diğer nedenlerle siyasi bir simge haline gelen türban takmalarına imkân verilmesi, çocukları koruyucu tedbirler almak yerine tam tersi bir duruma sebebiyet vermektedir. Yönetmelik, uluslararası sözleşmelere de aykırıdır. BM Çocuk Hakları Sözleşmesi uyarınca çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, on sekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır. Yönetmelik, kız çocuklarının sırf kız olmaları nedeniyle başörtüsü takmalarının ebeveynleri tarafından zorlanması neticesinde hem toplumsal cinsiyet ayrımcılığına uğramış hem de örtünmesi için ailesi tarafından göreceği baskı neticesinde şiddete uğramış olacaktır. Bu haliyle yönetmelik “Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi”nin 10. maddesinde düzenlenen “eğitimde ayrımcılıkların kaldırılması” hükmü ile şiddetle mücadeleye yönelik “İstanbul Sözleşmesi”ne aykırı düzenlenmiştir. Herkes 1, ben üç yüz ERK ACARER l Senegalli saat satıcısı Bekir’in hayata ve yaz saatine bakışı farklı: KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Türkiye’de tedavi görüyor saati geri aldım Senegal nere, Türkiye nere… Aradaki mesafe 5547 kilometre! Uçakla 7 saat, gemiyle tam 5 gün! Genç bir adam kalkıp dünyanın bir ucundan diğer ucuna niye gider? Mevzu hep aynı! Savaş, felaket, açlık ya da kuraklık... 30 yaşındaki Bekir’inki de o hesap! Akşamüstü sırt çantasıyla gelip, mallarını tezgâhına dizerek işe başlıyor. Uzun süre ayakta dikiliyor. Zabıtadan korkuyor. Sokak tenhalaşınca toplanıp, kaldığı yere doğru yürüyor. Mecidiyeköy’den Yenikapı’ya yol, “onun uzun adımlarıyla” yaklaşık iki saat çekiyor. İki yıldır İstanbul’da hayata tutunmaya çalışıyor. Senegal’de bıraktığı yakınlarına da yardımcı oluyor. Kırık Türkçesiyle yaşadıklarını anlatmaya çalışıyor: “Önce çok zorlandım, ‘çabuk çabukta’ çalıştım.” “Çabuk çabuk” dediği inşaat işçiliği… Ustabaşı, çalışanı sürekli “çabuk çabuk” diye uyardığı için Senegalliler arasında işin adı da bu şekilde biliniyor. Adı Bekir… Bir süredir kendi işini yapıyor. Singapur’dan, önce Senegal’e ardından da Türkiye’ye kilosu 60 dolara getirtmeyi başardığı saatleri satıyor. “Gelirim iyi” diyor. “İyi” dediği geliri, Yenikapı’daki virane bir evin tek göz odasında 5. kişi olarak kalmasına ancak yetiyor. Yüzü çantada, iki yüzü tezgâhta olmak üzere yaklaşık üç yüz saati var Bekir’in. Fiyatları 15 ile 20 TL arasında. Meclis’i, oradaki Bakan’ı, onun kolundaki saati gösterince, “Anladım, politik” diye gülümsüyor. Rüşvet, yolsuzluk, Meclis… Doğrusu çok bilmiyor. Ama saatin pahalısından da iyi anlıyor. Konu ille de “o meşhur” saate geliyor. Nedense “çok soruluyor” diyor. Ne bilsin, derin, sosyoloji soslu mevzuları. Ne bilsin bazılarının, gücün çakmasına bile taptığını! “O saat” için sipariş usulü çalışıyor. “100 doları peşin veren bir hafta sonra koluna takar” diye bir not düşüyor. Türkiye’de bir deyim öğrenmiş, belli ki bunu da çok sevmiş! İki lafının başı; “Kafam rahat!” Bekir saat satıyor ama koluna ender saat takıyor. Müşteriye, “aAynısı bende de var” demek için! “Aslında saate çok ihtiyaç yok” diyor. Doğru söze ne denir! Bekir, akşam olunca gidiyor, sabah olunca geliyor en nihayetinde! Fiyatı ne olursa olsun bütün saatler aynı! Zaman geleceğe doğru akıyor, insanoğlu sonunda ölüyor. O, bunların farkında! Yatacak yeri var, karnını doyuruyor, ailesine para gönderebiliyor. “İstedikleri kadar para versinler, ben böyle iyiyim!” diyor. Yani satın alınabilecek bir fiyatı yok Bekir’in! En büyük yorgunluğu yaz saati uygulaması... “Herkes 1, ben üç yüz saat geri aldım” diye hayıflanıyor. Ama “Tek dert de 300 saati geri almak olsun!” Tezgâhında yeşil bir saat, bize on lira oluyor. Bütün saatler aynı, Bekir’in kafası rahat. Hayat herkese Bekir rahatlığı verse… Kolumuzda, onun tezgâhından bir saat. Hepsi aynı. Yalnız bunun ironik, tuhaf bir markası var: “The End”. HARBİ SEMİH POROY BULMACA T.C. ANKARA 6. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2014/6141 ESAS Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN Özellikleri: Ankara ili, Keçiören ilçesi 4110 ada, 1 parsel, PınarbaşıKızlarpınarı Mahalle/Mevkiinde /2/ (Bağ. bölüm No: 11) bulunan, Pınarbaşı Mah. Afacan Sk. Afacan Apt. 24/11 K.Ören adresinde bulunan taşınmaz; daire çatı aralı olup, giriş katı antrekoridor, 3 oda salon, mutfak, banyo WC ve 2 balkondan müteşekkildir. Daire çatı katına; ahşap merdivenle çıkılmakta olup; çatı katı antre koridor 2 oda kiler, banyoWC ve teras alanından oluşmaktadır. Daire pencereleri ısıcamlı ahşap doğrama olup, kapıları ahşap esaslıdır. Dairede panel radyatörlü kombili ısıtma mevcut olup, faydalı alanı 40,00 m2 teras dahil olmak üzere toplam 202 m2 olarak ölçülmüştür. Adresi: Pınarbaşı Mah. Afacan Sk. Afacan Apt. 24/11 K.Ören Yüzölçümü: 1.004,00 m2 Arsa Payı: 138/1004 İmar Durumu: Ayrık nizam ve 3 katlı yapılaşma koşullu konut alanı Kıymeti: 210.000,00 TL KDV Oranı: %18 Kaydındaki Şerhler: 1. Satış Günü: 16/12/2014 günü 14.50 14.55 arası 2. Satış Günü: 13/01/2015 günü 14.50 14.55 arası Satış Yeri: Ankara Adliyesi 1 No’lu mezat salonu Satış şartları: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2014/6141 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 17.10.2014 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 66880) SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Müzik 1 te temponun 2 orta ağırlıkta olması gerek 3 tiğini belirten 4 terim. 2/ Bü 5 yük balta... 6 Yapmacık lı davranış. 7 3/ Osmanlı 8 Devleti’nin 9 Kuzey Afrika’daki son 1 2 3 4 5 6 7 8 9 topraklarını da 1 C İ L A N D R A S yitirdiği antlaş 2 U R A L R A K I manın adı... Bir 3 D O M T A K I R şeyin fiyatını ar 4 A N L E G O tırma. 4/ Yargı be5 M İ R A O R K A lirtmekten kaçınEM İ N U R mayı temel alan 6 A R İ felsefi sistem. 5/ 7 K O V İ T A T A K “Çilbalığı” da de 8 E L İ S nilen bir balık. 6/ 9 S E R E N G E T İ Kemiklerin içindeki yağlı madde... İtalya’nın en uzun akarsuyu. 7/ “Saraylar saltanatlar çöker / susar bir gün / Zulüm biter” (Nâzım Hikmet)... Diş köklerini kaplayan sert madde. 8/ Eskimoların buzdan kulübelerine verilen ad... İskambilde koz. 9/ Yayla fırlatılan sivri uçlu çubuk... Yozgat ilinde ünlü bir höyük. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kapalı bir yerde seslerin dağılım biçimi. 2/ Dışa vuran sevinç... Din işlerini devlet işlerine karıştırmayan. 3/ “Topla birlikte koşma” anlamında spor terimi. 4/ Bir renk... Şenliklerde caddelere kurulan süslü kemer... Bir nota. 5/ Gaziantep’in bir ilçesi... Peru’nun para birimi. 6/ Un, et ve bamya ile yapılan bir yemek. 7/ Kakım, gelincik gibi hayvanların beyaz postu... Bir tür börülce. 8/ Meksika’da büyük bir köylü ayaklanmasına öncülük eden ünlü devrimci. 9/ Bir tür iskambil oyunu... İnsanın kendine karşı duyduğu saygı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle