01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 EKİM 2014 PAZARTESİ 10 İcradan önce uyarı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, telefon ve internet fatura borçlarından dolayı abonelere icra takibi başlatılmadan önce yazılı uyarı yapılacağını ve borcun ödenmesi için 15 günlük ek süre tanınacağını açıkladı. Elvan, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından ‘Borç ve Alacak Bilgilerinin Sorgulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar’ konulu yeni bir düzenleme yapıldığını bildirdi. Elvan düzenleme kapsamında, telefon ve internet hizmeti alan tüketiciler, borç ve alacak miktarlarını sadece kimlik bilgilerini kullanarak işletmecilerin bayileri ve internet siteleri üzerinden, kolayca öğrenebileceklerini aktardı. devlet iradesi şart PayPal’ın desteğiyle Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından yapılan “Türkiye’de Eihracat: Fırsatlar ve Sorunlar” araştırmasına göre, Türkiye ekonomisi eihracat sayesinde yüzde 38’lik bir oranla, dünya ortalamasının üzerinde büyüyebilir. TEPAV araştırmasının çarpıcı sonuçlarıyla PayPal’ın Türkiye’deki girişimcilerin eihracata katılımlarını artırma hedefiyle başlattığı “Ben Kazanıyorum, Türkiye Kazanıyor” kampanyası kamuoyuna açıklandı. Toplantıda konuşan TEPAV Direktörler Kurulu Üyesi Durmuş Yılmaz son 10 yılda Türkiye’nin yüksek ihracat performansının temelinde büyük ve eski firmaların, eski ürünleri eski pazarlara satmasının yattığını kaydederek Türkiye’nin benzer ülkelere göre zaten dar olan ihracat menzilinin son 10 yılda daraldığını söyledi. Türkiye’nin katma değeri ve teknoloji seviyesi yüksek ürünlerin ihracatının düşük olduğunu anlatan Yılmaz, u TEPAV’a göre eihracatın sürdürülebilir bir büyüme sergileyebilmesi için önündeki engelleri kaldırmaya niyetli bir devlet iradesi ve kamu ile özel sektör arasındaki diyalog kanallarının açık tutulması gerekmektedir. Eihracat için “Eihracat, bu sorunları çözmek için tutulacak yollardan biri. Ancak yasal ve fiziki altyapı, ödeme sistemleri ve gümrük mevzuatının şirketten tüketiciye değil, şirketten şirkete ihracata yönelik düzenlenmiş olması, sorun yaratıyor. Eihracatın sürdürülebilir bir büyüme sergileyebilmesi için önündeki engelleri kaldırmaya niyetli bir devlet iradesi ve kamu ile özel sektör arasındaki diyalog kanallarının açık tutulması gerekiyor” dedi. TEPAV raporunda, uluslararası online ticaretin artmasının Türkiye’nin ihracat yapısındaki zayıflıkları aşması ve daralan ihracat menzilinin genişletilmesi için fırsat olduğuna işaret ediliyor. Raporda şu tespitlere yer verildi: 4 G20 ülkelerini kapsayan ve Avustralya’nın ilk sırada bulunduğu “Eihracata Hazırlık Endeksi”nde Türkiye, eticarete yönelik düzenleyici çerçeve, yasal ve fiziki altyapıdaki zayıflıklar gibi nedenlerden dolayı listenin 15’inci sırasında bulunuyor. 4 Türkiye’nin ilk 10 eihracat pazarının ağırlıklandırılmış ortalama mesafesi, 4 bin 308 kilometre. Bu rakam, geleneksel ihracat menzilinin üstünde yüzde 65’lik bir artış teşkil ediyor. EKONOMİ [email protected] Katmerciler Bağış ve Huzur Hakkı Ödedi mi? Başbakan Davutoğlu’nun 14 Ekim’de kamuoyuyla da paylaştığı “talimat”ın ardından, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 65 yeni TOMA alımı için davet yöntemiyle (gizli) ihale yaptığına ilişkin yazımız ve oradaki sorular TBMM gündemine taşındı. Yazıda, üç firmanın davet edildiği ve açık eksiltme usulüyle yapılan son ihalede, en düşük teklifleri, Emniyet’e 2013 ve 2012 yıllarında da TOMA yapıp teslim eden, eski AKP’li vekil İsmail Katmerci’nin sahibi olduğu Katmerciler Araç Üstü Ekipman AŞ’nin verdiği iddiasını gündeme taşımıştık. 20, 20, 25’erlik partiler halinde yapılan ihalelerde sırasıyla; 620, 610 ve 600 bin TL’lik teklifler üzerinden, toplamda 40.6 milyon TL’lik bir alımın Emniyet bütçesinden gerçekleştirileceğinin yanı sıra, bu hafta da 250 adet yeni TOMA için ihale yapılacağını ve böylece TOMA için 200 milyon TL’lik bir bütçe ayrıldığı duyumlarını aktardık. (Hisseleri borsada işlem gören halka açık bir şirket olan Katmerciler’den ve Emniyet’ten bu ana dek herhangi bir açıklama gelmediğini belirtelim.) CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun dünkü önergesinde, Başbakan Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle yönelttiği soruların üçü, TÜRGEV ve İlim Yayma Vakfı’na bolca yapılan bedelsiz tahsislerin gündemde olması sebebiyle özel bir ilgiyi hak ediyor. Şöyle diyor Tanrıkulu: Şirket veya hissedarlarının son 5 yıl içinde Türkiye’de faaliyet gösteren vakıf ve derneklere yaptıkları bağışlar bulunmakta mıdır? Bulunmaktaysa, hangi vakıf ve derneklere, ne kadar tutarlarda bağışlar yapılmıştır? Katmerciler tarafından, son 5 yıl içinde herhangi bir bürokrat/ bürokratlara, temettü, huzur hakkı adları altında ödemeler yapılmış mıdır? Yapıldıysa hangi bürokratlara ne kadar tutarlarda ödemeler yapılmıştır? Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçen yıl yine Katmerciler’in kazandığı TOMA ihalesinin sonuçlarını merak eden milletvekillerine, “gizli” olduğu gerekçesiyle yanıt vermekten kaçınmıştı. Aynı gizliliğin sürdüğü anlaşılıyor. Yine de yeni TOMA alımının, bu kez bütün illere, başka illerden takviye yapılmasını gerektirmeyecek çoklukta hedeflendiği, Malatya Emniyet Müdürlüğü’nün ihale ilanından anlaşılıyor. Malatya Emniyeti, 4 Kasım’da TOMA garajı ihalesine çıkıyor. Bu arada, Katmerciler’in 2013 Faaliyet Raporu’ndan birkaç veriyi paylaşalım. 2012 yılında 25 adet TOMA üretme kapasitesine sahip olan şirket, bu kapasiteyi 2013’te 160’a çıkarmış. 2012’de, TOMA’lar için 5 milyon 273 bin TL satış geliri açıklayan şirketin, 2013’teki TOMA geliri ise üç katını aşarak 17 milyon 170 bin TL’ye ulaşmış. Bu yılki ihale “bereketine” bakılırsa, şirket kapasitesi ile satış gelirlerinin daha da arttığı/artacağı anlaşılıyor. Kamuoyu ve yatırımcıları, 2013 yılı Faaliyet Raporu kitapçığına “Her koşulda şeffaflık, ahlaki ilkemiz” sloganını koyan Katmerciler’in, hisseleri borsada işlem gören bir şirket olarak bu sorulara, TBMM’de haftalar süren, çoğu kez de yanıtsız kalan “önerge prosedürü”nü beklemeksizin yanıtlamasını bekleyecektir. Alışveriş internete kayıyor EY’nin Global Tüketici Araştırmasına göre, global ortalamada internet kullanıcılarının yüzde 62’si online alışveriş yapıyor. Türkiye’deki internet kullanıcılarına bakıldığında ise bu oran yüzde 69 ile dünya ortalamasının üzerinde dördüncü sırada yer alıyor. Araştırmaya göre Türkiye’deki internet kullanıcıları internette daha fazla zaman geçiriyor. İnternet üzerinden en çok giyim ürünleri alınıyor. Vakıflara bağış yapıldı mı? SEKTÖRDEN 4 Microsoft yönetimi, aldığı kararla üretilecek yeni telefon modellerinde Nokia marka isminin kullanılmayacağını söyledi. Nokia Lumia serisinin yeni telefonları artık Microsoft Lumia ismiyle piyasaya sürülecek. 4 LEITZ Complete serisinin tabletlere özel yeni masaüstü döner standı piyasaya sunuldu. iPad dikey ya da yatay konumdayken bile her yöne 360 derece dönebilen stand, toplantılarda yapılan sunumların her noktadan iyi açıyla görebilmesini sağlıyor. LEITZ Complete serisi, ayrıca kullanıcılara iPad kılıfı, şarj istasyonları ve bluetooth hoparlörler gibi aksesuvarlar da sunuyor. 4 İzmir’in ilk müzayede Evi Sesil Müzayede Evi’nin kurucusu Hüsran Akıllıoğlu, sanat alanındaki bilgi birikimini sattimsattim.com.tr ile internet dünyasına taşıyor. Antika severlerin zaman ve mekândan bağımsız antika eserlere ulaşımını sağlamak amacıyla hayata geçen sattimsattim.com.tr ile binlerce esere artık sadece bir tık ile ulaşılabilecek. Murat Kolbaşı Arzum, kahveye 2 milyon dolar yatırdı Arzum, dört yıldır üzerinde çalıştığı ve 2 milyon dolarlık yatırım yaptığı Türk kahvesi makinesi Okka’yı tüketicilerin beğenisine sundu. Arzum, İspanyol bir tasarımcının elinden çıkan Okka için 4 yıl çalıştı. Çin’de üretilen Okka’nın ihracatına başlanırken iç piyasada da seneye 100 adet satış hedefi kondu. Selçuk Mirza Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı “2015’te Arzum Okka ile daha önce girmediSony’nin yeni akıllı telefon moğimiz ülke ve pazarlara girdeli Xperia Z3, Türkiye’de satışa meyi planlıyoruz. Almanu Samsung Türkiye Telekom Başkan Yardımcısı Mirza, 2011’de ilk sunuldu. Sony’nin şimdiye kadarki ya, Avustralya, Birleşik ‘Note’ları tanıttıklarında büyük ekrana şüpheyle yaklaşıldığını ancak en yüksek suya dayanıklılık özelliğine Arap Emirlikleri, Birlebugün bu kategorinin artık trend olduğunu söyledi. şik Krallık, İsrail, Kıb sahip olan cep telefonu, iki gün süren batarya ömrüyle de dikkatleri çekiyor. Oyun rıs, Suudi Arabistan, ÜrSamsung yeni ürünü Samsung Electronics Türkiye IT ve Telekonsolu Playstation 4’ü (PS4) uzaktan dün ve Yunanistan’da Galaxy Note 4’ü, Tür kom Başkan Yardımcısı Selçuk Mirza buoynama özelliğine de sahip olan telefon, satışına başlıyoruz” dekiye pazarına sundu. 5.7 gün 1 milyonun üzerinden Note kullanıcısı2.299 TL’den satılacak. di. Okka, suyu otomatik inçlik ekranıyla büyük nın bulunduğunu söyledi. Mirza, Türkiye’ye 5.2 inç Full HD ekrana, 153 gram ağırlıolarak su haznesinden pitelefonlara ilgi gösteren her yıl 1012 milyon akıllı telefon geldiğini ğa, 20.7 MP arka ve 2.2 MP ön kameraya şirme haznesine aktarır sahip. Sony Xperia Z3, Android 4.4 işletim kullanıcıları hedef alan kaydederek, Türkiye’de 60 milyon cep teleken kahveyi pişirip doğsistemi kullanıyor. Full HD’nin dört katı ürün 2 bin 299 TL’ye satı fonu abonesinin bulunduğunu bu alanda darudan fincanlara servis ediolan 4K çözünürlüklü video çekimi ile lıyor. 16 megapiksellik ar ha gidilecek çok yol olduğunu aktardı. 1500 yor. Kendi kendini temizlede detaylı ve yüksek çözünürlüklü ka ve 3.7 megapiksellik ön TL üzerinde satış fiyatı olan akıllı telefonyerek pratik bir kullanım sağgörüntü kalitesi vaat ediyor. Sikameraya sahip cihazın; kö ların toplam satışların yüzde 30’unu oluşyah, beyaz, yeni gümüş yeşili lıyor. Fiyatı 449 TL olan Okmür siyahı, buz beyazı, bronz turduğunu söyleyen Mirza, aynı kategoride ve bakır renk seçenekleka, aynı anda 2 fincan pişirebilialtın ve açık pembe renk seçe Note kategorisinin Samsung içindeki payıri bulunuyor. yor, köpük dağılımını eşit yapıyor. nekleri bulunuyor. nın ise yüzde 43 olduğu bilgisini paylaştı. Xperia Z3’te, iki gün pil ömrü ‘Her koşulda şeffaflık’ Akıllıda gidecek çok yol var Kapitalizm krizde kendini yeniden düzenler. Bu kez de öyle oluyor. Batı’nın sırasıyla İngiltere, ABD hegemonyaları altında şekillenen 150 yıllık egemenliğine dayalı dengelerde Çin’in yükselmesine bağlı olarak önemli gelişmeler yaşanıyor. The National Interest’de, 1992’de yayımlanan “The West and the Rest” başlıklı makalesiyle, Asya’nın yükselme döneminin başladığını vurgulayarak uluslararası alanda üne kavuşan Singapurlu diplomat, akademisyen Kishore Mahbubani, geçen hafta aynı dergiye verdiği bir demeçte “Çin ekonomisi bir numara olacak, bunun gerçekleşmesini engellemek için yapabileceğiniz hiçbir şey yok” diyordu. Çin Başbakanı Li Keqiang’ın Almanya, Rusya ve İtalya ziyareti vesilesiyle, bu tartışmalar daha da yoğunlaştı. Financial Times da bu ayın başından bu yana “İpek Yolu” başlığı altında, Çin’in ekonomik büyüme potansiyellerini, dünya ekonomisi üzerindeki etkilerini, Avrupa ile ilişkilerini araştıran denemeler yayımlıyor. Bu tartışmaları iki başlık altında toplamak olanaklı. Çin ekonomisinin sergilediği yüksek büyüme hızının geleceği. Çin’in dünya ekonomisinde, politikasında artan etkisi. enzersiz bir büyüme performansı... Ekonomi tarihçisi Angus Maddison ’un hesaplamalarına göre Çin, 1870 yılında dünyanın en büyük ekonomisiydi. Bu yılın başında yayımlanan, satın alma gücü paritesi üzerinden yapılmış bir hesaplama, Çin’in ABD’yi, kıl payı da olsa geçerek en büyük ekonomi konumuna geri döndüğünü gösteriyordu. B Çin bu noktaya, 19802013 arası dönemde, yılda ortalama yüzde 9.8 büyüme hızıyla ulaştı. Aynı dönemde, ABD ekonomisinin ortalama büyüme hızı yüzde 2.7 düzeyinde gerçekleşti. Genel kanaat, Çin ekonomisinin büyüme hızının azalmaya başlamış olmakla birlikte yüzde 67.5 arasında kalacağı yönünde; ancak, dünya ekonomisinin tarihsel ortalaması olan yüzde 34 arası bir düzeye gerileyebileceğini düşünenler de var. Çin ile ABD’nin büyüme hızları arasındaki farkın açılmaya devam edeceği kolaylıkla söylenebilir. Ancak bu projeksiyonların önemli bir zaafı var. Bir kapitalist ekonomide büyüme, önünde sonunda kendi sınırlarına, kârlı yatırımların azalması, talebin yetersizliği olarak özetleyebileceğimiz engellere takılır. O zaman sermayenin, yeni teknolojileri devreye sokmaya, işçi sınıfı üzerinde baskıları arttırmaya çalışmanın yanı sıra bulunduğu coğrafyadan dışarı gitmeye, yeni “avlanma alanları” aramaya başladığını görüyor, böylece de ekonomik büyüme tartışmasından, uluslararası rekabet, emperyalizm gibi konulara geçiyoruz.. Yeni “avlanma alanlarının” açılması, uluslararası rekabetin basıncıyla zorlaştıkça, devreye, kredi enstrümanları, spekülatif finansal hareketler, kısacası finansallaşma girmeye başlar. Bu dinamikleri Çin’in 1970’lerin sonunda başlayan piyasa kapitalizmine geçme sürecinde de görmek olanaklı. Bu süreçte sermaye birikimi Uzun Dönemli Dengelerde Bazı Gelişmeler… Pazar, banka ve jeopolitik Çin, son dönemde, ülke içinde belirginleşen talep yetersizliği, aşırı yatırım (birikim) sorunlarını daha çok hissederek ihracata, dış yatırıma (sermaye ihracına), özellikle de finansallaşmaya daha çok önem veriyor. Ne ki Çin’in finansallaşma eğilimi, ABD ve Avrupa merkezli finansallaşmaya, bu finansallaşmanın IMF, Dünya Bankası gibi kurumlarının kurallarına takılıyor. ilk önce az sayıda kıyı kentinde yoğunlaştı. Bu yoğunlaşmayı, ucuz işgücüyle üretilen malların ihracatı, ülkenin batısının piyasa ilişkilerine açılması izledi. Bu açılma süreci aynı anda hızlı bir kentleşmeyi, inşaat dalgası, bu dalgayı finanse eden kredilerin artması izledi. 2007 mali krizi, dış piyasaları daraltarak Çin üzerine, hem ihracatını hem de ekonomik büyüme kapasitesini olumsuz etki yapan basınçlar getirdi. Çin de uluslararası ticaret fazlasından kaynaklanan 34 trilyon dolar rezervlerini ihracatı, dış yatırımları desteklemek, enerji, hammadde kaynaklarına ulaşmak için kullanmaya başladı. Geçen hafta AFP’de, bir yorumda, ABD’nin dış piyasalarda Çin’le rekabet etmekte zorlanmaya başladığı anlatılıyordu. ABD’nin dev şirketlerinin ihracatlarını desteklemek için 1934’te kurduğu ExIm Bankası bugüne kadar 590 milyar dolar kredi dağıtmış. Çin’in kurduğu ExIm bankın son iki yılda verdiği kredi 670 milyar doları geçiyor. ABD ExIm Bankası direktörü, Financial Times yazarına, “Bununla rekabet etmek olanaklı değil... Hangi şirket dünyanın ikinci büyük ekonomisinin devletiyle rekabet edebilir” diyor. Çin, ihracatını bu kredilerle destekliyor. Bu sırada Çin’in dış yatırımları (şirket edinme, birleşme, yeşil saha yatırımı...), diğer bir deyişle sermaye ihracı baş döndürücü bir hızla, 2002’de 2.7 milyar dolardan, 2013’te 108 milyara yükselerek 40 kat artıyor. Çin’in bu yıl 130 milyar dolarlık sermaye ihracıyla, ilk kez net sermaye ihracatçısı ülke konumuna yükselmesi bekleniyor. Çin’in finansallaşma sürecinde, IMF, Dünya Bankası düzeninden, doların etkisinden kurtulabilmek için yeni bankalara gereksinimi var. Burada da karşımıza, Hindistan, Malezya, Singapur, Tayland, Filipinler, Umman gibi ülkelerin yanı sıra tarihi “İpek Yolu ülkelerinin” de katılımıyla, ABD ve Avrupa’nın tüm engelleme çabalarına karşın, kurulan Asya Altyapı Yatırımları Bankası ve Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın birlikte kurduğu BRICS Bankası çıkıyor. İkinci adım da Çin parası Yuan’ın kullanım alanını genişletmek amacıyla ticaret yaptığı ülkelerle, dolar yerine yerel parayı ve Yuan’ı kullanmaya olanak veren anlaşmalar yapıyor. En son mali kriz ve “depresyon”, Çin başbakanının son Avrupa ziyaretinin de gösterdiği gibi, başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleriyle daha sıkı ve derin ekonomik, hatta siyasi ilişkiler kurma konusunda yeni olanaklar getirmişe benziyor. Almanya ekonomisi ihracata bağımlı. Rusya ekonomisi halen Batı’nın yaptırımları altında. İspanya, Portekiz, İtalya, Yunanistan, yeni mali kaynağa muhtaç. Bu koşullarda Çin kendini bu ülkeler karşısında avantajlı durumda buluyor; Avrupa ülkelerinde özellikle Almanya’da şirket satın alma, piyasa erişimi karşılığından teknoloji transfer etme olanakları elde ediyor. Bu ortamda Çin, Rusya’yla da uygun koşullarda, uzun dönemli enerji anlaşmaları yapmanın yanı sıra, bu ülkeye sermaye ihraç etme, şirket edinme fırsatı elde ediyor. Almanya’nın Ukrayna konusunda Rusya’yı ikna etmesi için Çin’den yardım istemesi, bu üç ülke arasında, var olan “düzenin” sınırlarına sığmayan bir jeopolitik ilişkiler ağı oluşmasına yol açıyor. Çin kapitalizmi kendi kriz eğilimlerini yönetmeye çalışırken uluslararası düzeni de değişmeye zorluyor. Basra Times Square Mall’da sona gelindi Ekonomi Servisi Irak’ın güney ucundaki Basra’da hükümet değişince işler de rayına girdi. Bölgedeki kiralama sürecinin IŞİD saldırıları nedeniyle bir süre durma noktasına geldiğini ve yeni Irak hükümetinin oluşması ve uluslararası desteğin artmasıyla birlikte her şeyin normale döndüğünü söyleyen Basra’nın ilk ve tek AVM’si olan Basra Times Square Mall’un kiralama ve yönetimini üstlenen KDM AVM’nin kurucu ortağı Murat İzci, “AVM’nin yüzde 84’ü kiralandı. Türklerin yanı sıra Lübnanlıların ilgisi büyük” dedi. Basra Times Square Mall AVM’de LC Waikiki, Defacto, Paul Mark, Süvari ve Cosmeticca, Mango, Levi’s, Dockers, Puma, Fulla gibi markalar yer alıyor. Hayat Tepe teslim edildi Ekonomi Servisi Özak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın (GYO) Bayrampaşa’da hayata geçirdiği konut projesi Hayat Tepe sahiplerine teslim edildi. Anahtar teslim töreninde konuşan Özak Global Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık, hayata değer katma anlayışından yola çıktıklarını belirterek, “Projemiz, alışveriş merkezlerine ve şehrin merkezine yakınlığı, toplu ulaşıma yürüme mesafesinde olması açısından zaman içerisinde daire sahiplerine birçok avantaj sağlayacak. İki yıl önce verdiğimiz sözü tutmanın ve daireleri tam zamanında teslim etmenin gururunu yaşıyoruz” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle