24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 muhabiriMİZE Bilal Erdoğan’dan hakaret davası Tapeye hapis istemi İstanbul Haber Servisi Gazetemiz muhabiri Canan Coşkun’a şüphelileri arasında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, dönemin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ve Yasin el Kadı’nın olduğu ve takipsizlik kararıyla kapatılan 25 Aralık soruşturması kapsamında yaptığı haber nedeniyle dava açıldı. Bilal Erdoğan’ın şikâyetçi olduğu dava kapsamında Coşkun hakkında 2 yıl 8 aya kadar hapsi istendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Bilal Erdoğan’ın gazetemizde 13 Eylül 2014 tarihinde “TÜRGEV’e hediye konak” başlığıyla yayımlanan haberi nedeniyle basın yoluyla iftira, hakaret ve özel hayatın gizliliğini ihlal edilerek kişilik haklarına açıkça saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle şikâyette bulunduğu belirtildi. Ancak bu suçların unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği ve bir bütün halinde hakaret suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği aktarıldı. Haberde yer alan “... Üzeri örtülen 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasına ilişkin TÜRGEV fezlekesinde, eski Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’a Fatih’te bulunan Hırkai Şerif Camisi’nin yanındaki tarihi Muhafızlık Konağı’nın da ‘hediye edildiği’ ortaya çıktı. Fezlekede Bilal Erdoğan, eski TÜRGEV Yönetim Kurulu üyesi Salih Koç ile yaptığı konuşmada, o dönem restorasyonu yapılan Muhafızlık Konağı ile ilgili belediyeye restorasyonu çabuk bitirmeleri için baskı yapıyor...” ifadeleri ile iletişim dinleme kayıtlarının içeriğinin verildiği belirtildi. Yapılan soruşturma sonucunda hakkında takipsizlik kararı verilen Bilal Erdoğan’ın bu karara rağmen suçlu olduğu, yasal olmayan iş ve işlemler yaptığı izlenim ve algısını oluşturacak nitelikte bilgi verildiği aktarıldı. MASAK raporunda Sarraf’ın ihracat hacmine katkı sağladığı öne sürüldü Teşekkür gibi rapor CANAN COŞKUN Fotoğraf: SERKAN YILDIZ CUMARTESİ ANNELERİ 500. KEZ MEYDANDA OLACAK Şüphelileri arasında eski İçişleri Bakanı Muammer Güler ve eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın çocukları Barış Güler ve Salih Kaan Çağlayan, Rıza Sarraf ile eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın da bulunduğu 17 Aralık yolsuzluk soruşturması kapsamında Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) tarafından soruşturma dosyasına gönderilen Rıza Sarraf’a ilişkin analiz raporunda ilginç detaylar yer aldı. Raporda, Türkiye’nin ihracat hacmindeki büyümenin sebebi Rıza Sarraf’ın şirketlerine bağlandı. MASAK’ın 11 Temmuz 2013 tarihli raporunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Ekrem Aydıner tarafından kapatılan soruşturmanın kilit ismi Rıza Sarraf hakkındaki tespitler dikkat çekti. Raporda, Türkiye’nin İran ve Dubai’ye olan dış ticaretinin 2012 yılından önceki dönemlere göre ani bir sıçrama yaptığı belirtilerek bu sıçramanın sebebinin kıymetli maden ihracatındaki artış olduğunun tespit edildiği kaydedildi. Rıza Sarraf’ın şirketlerinin bu ticarette en ön sırada olduğunun tespit edildiği raporda, “Yine Sarraf şirketlerine İran bankaları üzerinden gönderilen para transferleri 2012 yılı öncesindeki toplam 112 milyon TL iken, 2012 yılında yaklaşık olarak 120 kat artarak 14.3 milyar TL düzeyine gelmiştir. Para transferlerindeki söz konusu artışın, ülkemizin dış ticaret hacmindeki artışın da kaynağını teşkil ettiği düşünülmektedir” denildi. kanalında katıldığı programda da “İllegal yollardan elde edilmiş para, kara para olur. Benim yaptığım tüm ticaret, bankalar üzerinden yapılmıştır. Devletin tüm kurumlarının denetimine açık yapılmıştır. 200 ton altın ihraç edip Türkiye’ye 25 milyar TL’lik ihracat yapmışım. Cari açığın yüzde 15’ine tekabül ediyor. Cari açığın yüzde 15’ini tek başıma kapatmışım” demişti. CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın yazılı soru önergesine cevap veren Ekonomi Bakanı Ali Babacan da TÜİK’ten sağlanan dış ticaret verilerine göre Sarraf’ın altın ticaretiyle ilgili bir kayıt ve bilgi bulunmadığını söylemişti. Maliye Bakanlığı’nın 4 Mayıs’ta açıkladığı 2013 yılı vergilendirme dönemi gelir vergisi rekortmenlerinin listesinde “Cari açığın yüzde 15’ini ben kapattım” diyen Sarraf yer almamıştı. Vergi listesinde de yoktu Babacan yalanlamıştı Sarraf, geçen aylarda bir haber Sanatçılardan destek çağrısı İstanbul Haber Servisi Aydın ve sanatçılar, kayıpların akıbetini sormak ve faillerinin yargılanmasını sağlamak amacıyla Cumartesi Anneleri tarafından her hafta Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirilen ve bu cumartesi günü de 500’üncü kez gerçekleştirilecek olan eyleme destek çağrısında bulundu. Aralarında Akın Birdal, Ahmet Aslan, Adile Yadırgı, Eşber Yağmurdereli, Suavi, Tolga Sağ, Pınar Aydınlar, Ferhat Tunç, Rugeş Kırıcı, Grup İsyan Ateşi, MKM sanatçıları, Hakan Yeşilyurt, Yusuf Çetin’in de bulunduğu aydın ve sanatçılar, dün İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde bir araya geldi. “500 haftadır hesap soruyorum”, “500 haftadır aynı yerde”, “500 haftadır adalet arıyorum”, “500 haftadır seni arıyorum” yazılı dövizlerinin asılı olduğu salonda gerçekleşen toplantıda konuşan Suavi “Her ne kadar 500. haftaya yönelik bir çağrı olsa da 500 haftayı geçmiş bir sancıdır bu” dedi. Birdal ise Cumartesi Anneleri’nin adalet arayışının her türlü zorluğa karşın 500 haftadır kesintisiz bir şekilde devam ettiğine dikkat çekerek “1995 yılında yakınlarını kaybedenlerin çığlığı bizi bu arayışa itti. Aslında bu 500 haftadan daha uzun bir yol. Cumartesi Anneleri 500 haftadır vicdan arıyorlar, kimisi mezarına çiçek koyacağı bir mezar istedi” diye konuştu. 8 Ekim 1980’de gözaltına alınıp kaybedilen Cemil Kırbayır’ın annesi Berfo Ana’nın oğlu bulunamadan yaşamını yitirdiğini anımsatan Birdal “Oğulllarının bir mezarının olacağının sözünü verdiler, verdikleri her söz gibi bunu da tutmadılar. Bu anneler kayıplarını ararken hukuku, insan haklarını ve belkide geleceği arıyorlar” dedi. Köylüye kelepçe taktılar HAKAN DİRİK İZMİR Soma’da, Kolin şirketi tarafından köylerine yapılmak istenen termik santrala ve zeytin ağacı kesimine karşı direnen Yırca köylüleri, şirketin güvenlik görevlileri tarafından darp edilerek kelepçelendi. Jandarmanın geç müdahalesi nedeniyle olaylar büyürken köylülere destek veren Greenpeace üyeleri de özel güvenlikçilerin şiddetine uğrayanlar arasında yer aldı. Köylülerin ve Yırca köyü muhtarı Mustafa Akın’ın verdiği bilgiye göre, Kolin şirketinin elemanları, zeytin ağacı kesimine devam etmek için dün sabah yaklaşık saat 6.30’da özel güvenlikçiler eşliğinde, Bakanlar Kurulu’nun “acil kamulaştırma” kararı verdiği bölgeye girdi. Dört dozer ve 10 motorlu testereyle zeytin ağaçlarını kesmeye çalışan Kolin çalışanlarına nöbetteki köylüler engel olmaya çalıştı. Bunun üzerine şirketin özel güvenlik çalışanları, köylülere saldırdı. Özel güvenlikçiler, coplarını da kullanarak köylüleri darp etti. Ardından da 11 kişiyi de kelepçeledi. Greenpeace üyeleri de Yırca’daki şiddetten nasibini aldı. Jandarma, köylüler darp edildikten sonra olay yerine geldi. Jandarma gelince özel güvenlikçiler kelepçeleri sökmeye çalıştı. Kalan kelepçeler de jandarma tarafından çıkarıldı. Ancak anahtarları olmadığı için iki kişide kelepçe kaldı. Yaralı köylüler jandarma eşliğinde hastaneye kaldırıldı. Tedavilerinin ardından jandarma tarafından ifadesi alınan köylüler, şikâyetçi olduklarını bildirdi ancak herhangi bir gözaltı işlemi uygulanmadı. Dünkülerle birlikte Yırca’da Kolin tarafından kesilen zeytin ağacı sayısı bini buldu. Köylülere yapılan saldırının hemen ardından olay yerine gelen CHP Parti Meclisi Üyesi ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, bölgede “tam hukuksuzluk halinin” hüküm sürdüğünü kaydetti. Şirketin böylesi saldırılarda bulunma cesaretini bizzat Cumhurbaş Köylerine yapılmak istenen termik santrala karşı direnen Soma köylüleri özel güvenlik tarafından darp edilerek kelepçelendi Fotoğraf:DHA ARAŞTIRMACI KADROLARA ATAMALAR Erdoğan cesaret verdi araştırmacı dönemi FIRAT KOZOK ANKARA TRT’nin personel yönetmeliğinde yapılan değişiklikle, kurumun araştırmacı kadrosuna yapılacak atamalarda “CV’ye göre (iş tecrübesi) istisna” getirildi. Buna göre geçmişte müdür yardımcısı ve daha üst düzeyde görev yapanlar bu kadroya atanırken tahsil şartı aranmayacak. Bu kadro, kurumda yıllardır görev yapan ortaöğretim mezunu yöneticilerin görevden alınması ya da dışarıdan kuruma transfer yapılmasında kullanılabilecek. TRT Hizmetlerinin Tanımı ve Bu Hizmetlere Atanacak Personel Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle, kuruma araştırmacı olarak atanacak isimlerde aranacak şartlarla ilgili çarpıcı düzenlemeler yapıldı. Buna göre araştırmacı kadrosuna atananlar, kurumun gereksinim duyduğu idari, mali, teknik, bilişim, yapım, programhaber ve yayın konularında araştırma yapacak. Bu kadroya atananlar, söz konusu hizmetleri yürütmek, araştırmanın gerektirdiği işlemlerin yöntem ve tekniklerini gerçekleştirmek, sonuçlarının yararlanılabilecek bir şekilde düzenlenmesini sağlamakla da yükümlü olacak. Yönetmelikte araştırmacı kadrosuyla ilgili yapılan temel değişiklik ise bu kadroya atanacaklarda aranan şartlarla ilgili. Yapılan değişiklikle, müdür yardımcısı ve daha üst yönetici kadrolarında görev yapanlardan, bu göreve atanacaklarda tahsil şartı aranmayacak. “Kişiye özel düzenleme” ile kurum hiçbir tahsil şartı aramadan bu kadroya atama yapabilecek. Yapılan değşiklikle birlikte kadronun önümüzdeki dönemde, kurumda üst düzey yöneticilik yapan ancak üniversite tahsili bulunmayan isimlerin kaydırılmasında ya da kuruma dışarıdan personel alınmasında kullanılacağı belirtiliyor. Mevcut yönetmeliğin “istisna dışı” düzenlemesine göre TRT’de araştırmacı kadrosuna atanacakların fakülte ya da en az 4 yıllık yüksekokul mezunu olması gerekiyor. TRT’de eğitimsiz kanı Recep Tayyip Erdoğan’dan aldığını dile getiren Özel, “Erdoğan’ın kayrılan şirketi ne jandarma ne de savcı takıyor. Ahmed Arif’in şiirinde olduğu gibi Yırca’da taşları bağlamışlar, köpekler başı boş geziyor” dedi. Özel, “İlçe tarım müdürlüğü, kendilerinin zeytin kesme izni vermediğini söylüyor. Soma ve Manisa belediyeleri, bölgenin planlarında tarım alanı olarak geçtiğini belirtiyor. Yani Kolin, orada ancak zeytincilik yapabilir. Ancak vali, kaymakam, savcının tutumu nedeniyle jandarmanın da elini kolunu bağlayan bir idari zafiyet var. Devlet köylüye sahip çıkmıyor” dedi. Komşu parseldeki park alanına yapılmak istenen cami inşaatı için direndiler Validebağ’da zafer çevrecilerin ÖZLEM GÜVEMLİ KAYHAN AYHAN Akşam saatlerinde bölgeye adeta yığınak yapan çevik kuvvet polisleri, yurttaşları önce kalkanla uzaklaştırmaya çalıştı; ardından da biber gazıyla müdahale etti. (DHA) davada bilirkişi olumsuz rapor vermişti. Raporda yönetmeliklere göre dini tesisler için asgari alan büyüklüğünün 2500 metrekare olduğu bu nedenle 1000 metrekarelik alana yapılmak istenen caminin yönetmelikteki standartlara uygun olmadığı belirtilmişti. Dava devam ederken inşaata başlamak isteyen ve ruhsat aldıklarını söyleyen kişiler geçen hafta parka “inşaat tacizi”nde bulunmaya başladı. Site sakinleri birkaç kez getirilen kepçeyi durdurmayı başardı. Dün ise şafak baskını ile çevik kuvvet ve zabıta eşliğinde alana iş makinesi sokuldu. Gürültüye uyanan Çamlıca Sitesi sakinleri hemen olay yerine geldi. Arabaları ile iş makinesinin önüne geçmek isteyen 2 yurttaş darp edildi. Olay sırasında site yöneticisi tarafından darp edildiğini söyleyen Deniz Alkan, “Arabama biner binmez kapısı açıldı. Buraya cami yapılmasını isteyen site yöneticisi saçımdan çekerek sürüklemek istedi. Bana ‘k.. tak’ dedi. Biri kolundan tutup çekince kurtuldum. Hemen kepçenin önüne oturan 56 arkadaşımın yanına gittim. Bu sefer de polisler bizi zorla kaldırdı. Üç günlük iş göremez raporu aldım. Site yönetici hakkında suç duyurusunda bulunacağım” dedi. İş makinesinin sokulduğu parkın önünde Üsküdar Belediyesi zabıtaları etten duvar ördü. İki çevik kuvvet otobüsü ve bir TOMA olay yerine geldi. Saat 13.00 sıralarında parkın çevresi paravan ile kapatılmaya başladı. Burada geçerli bir imar planı ve yasal bir ruhsat bulunmadığını, inşaatın yasalara aykırı olduğunu söyleyen yurttaşlar demir perdeyi yıktı. Çevredeki bir sitede oturan eski İBB Başkanı Ali Müfit Gürtuna ve CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt de vatandaşlara destek verdi. Cami cemaati olduklarını söyleyen vatandaşlar ile site sakinleri ve destekçileri arasında da sık sık tartışma yaşandı. Akşam saatlerinde bölgede toplanan yurttaşlar inşaata tepki göstermek için basın açıklaması yapmak üze Öğrenciler Bakan Yılmaz’ın dersini ekti! AKSARAY (DHA) – Aksaray Üniversitesi’nin akademik yıl açılışına katılan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, ilk geldiğinde çoğunluğu dolu olan 1200 kişilik salonda, açılış konuşmaları ve sinevizyon gösterisinin yaklaşık bir saati bulması nedeniyle öğrencilerin büyük bölümü salonu terk etti. ‘İnsani Kalkınma Kavramı’ konulu ilk dersi vermek için kürsüye çıkan Bakan Yılmaz, salonun büyük bir kısmının boş olduğunu görünce, “Muhtemelen öğrencilerimiz yemeğe gitti. Dersi öğrenciler yerine hocalara vereceğiz. İnşallah hocalarımız onlara güzelce aktarır” dedi. Validebağ Korusu’nun komşu parselindeki park alanına yapılmak istenen cami inşaatı için direnen çevreciler zafer kazandı. Validebağ sakinlerinin avukatı Gülsün Özdemir, idare mahkemesinin Validebağ Korusu yanında bulunan arazide başlayan cami inşaatı için “yürütmeyi durdurma” kararı verdiğini açıkladı. Koruya sabaha karşı 05.00’te iş makinesi ile şafak baskını yapıldı. Günlerdir iş makineleri girmesin diye geçişi engelleyecek şekilde park eden site sakinlerinin arabaları çekicilerle götürülüp yol açıldı. Kepçenin önüne oturan 56 kadın polis zoru ile kaldırıldı ve iş makinesi sabahın ilk ışıklarıyla park alanına girerek zemini kazmaya başladı. Civardaki bir sitede oturan eski İBB Başkanı Ali Müfit Gürtuna, “baskına” tepki göstererek “Dini değerleri olan bir insan olarak bu yaklaşıma çok üzüldüm. Ataların bir sözü var ‘Camiyi yık adaleti yıkma’ diye. Yapılmak istenen cami hayırlı bir iş ama yapılma tarzı rahatsız edici” dedi. Üç sitenin ortasında kalan bin metrekarelik yeşil alana İBB kararı ile yapılmak istenen camiye karşı açılan reyken, zabıta ekipleri inşaat alanına bariyerler getirdi. Yurttaşlar, zabıtanın araziyi demir bariyerlerle kapatmasına engel olmaya çalıştı, bunun üzerine bölgeye adeta yığınak yapan çevik kuvvet polisleri, yurttaşları önce kalkanla uzaklaştırmaya çalıştı; ardından da biber gazıyla müdahale etti. ürütmeyi durdurma kararı’ Ardından burada bir açıklama yapan Validebağ sakinlerinin avukatı Gülsün Özdemir, idare mahkemesinin Validebağ Korusu yanında bulunan arazide başlayan cami inşaatı için “yürütmeyi durdurma” kararı verdiğini açıkladı. Özdemir, karar yazısının bugün kendilerine ulaşacağını ve yazıyı alır almaz inşaatın durdurulması için belediyeye başvuracaklarını söyledi. Validebağ gönüllülerinden Arif Bilgin ise, “ Konu camii meselesi değil, konu ısrarla din tartışmasına, camii tartışmasına getirilmeye çalışılıyor. Biz burada bina yapılmasını istemiyoruz. Yeşil alan olarak kalsın istiyoruz” ifadelerini kullandı. Nöbete başlayan yurttaşlar, “yürütmeyi durdurma” kararının ellerine ulaşıncaya kadar nöbetlerine devam edeceklerini belirtti. ‘Y
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle