06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 13 Türkiye’de kurumsallaşmak, özellikle yazboz tahtasına dönen eğitim sisteminde kalıcı bir değer oluşturmak çok zor. Ama ülkemizde bu zor koşullara rağmen eğitimde bir marka, hatta efsane olmayı ve sürdürmeyi başaran çok değerli okullarımız var. Çoğu ortaöğretim kurumu olan ve hemen hepsi yüz yılı devirmiş eğitim abideleri arasında, 1856 yılında açılan, Cumhuriyet’in kuruluşundan öteye de Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanan Notre Dame de Sion Fransız Lisesi, en eskisi değildir. Ama bu kurumun, 1481’de kurulan Galatasaray, 1783’lü Saint Benoit, 1846’lı Saint Pulcherie, 1870’li Saint Joseph, 1884’lü İstanbul Erkek Lisesi ile yaşta ya da başta eşdeğer tüm diğer eğitim kurumlarından bir farkı vardır: Notre Dame de Sion, Türk edebiyatına en silinmez damgayı vurmuş, en az üç romana kurgu sahnesi olmuş; edebiyattan sinema filmi ya da TV dizisine, görselliğe de yansımış bir okuldur. Reşat Nuri Güntekin’in 1922’de yayımlanan unutulmaz Çalıkuşu romanı, yazın tarihimize Notre Dame de Sion’un adını altın harflerle geçirmekle kalmadı, şanını sinema ve TV ekranlarına taşıdı. HHH Bu özgün kurumun yetiştirdiği belki de son çalıkuşu, çünkü son yatılı sınıfı mezunlarından olan kilise, olağanüstü bir konser salonuna, eski kütüphane güzel bir sergi salonuna dönüşürken, kurulan yeni ve görkemli kütüphane de iki kat üzerine yayıldı. Kışla okulumuz, sınıfları, spor ve dinlence mekânlarıyla artık dünyanın en modern eğitim kurumlarından biri. HHH Yann de Lansalut, 2008’de NDS Edebiyat Ödülü’nü yaratarak, yazın tarihine geçen okulu nihayet yazarlarla bütünleştirdi. Bir yıl Türkçeye çevrilen Fransız bir yazara, ertesi yıl bir Türk yazara ödül veriliyor. Yine 2008’de genç ve çok başarılı Şef Orçun Orçunsel yönetiminde NDS Orkestrası kuruldu. Okulda her ay en az üç konser veriliyor ve başta Fransa, pek çok ülkeden dünya çapında müzisyenler katılıyor, klasik müzik ve caz konserlerine. Her yıl, üç büyük sergi açılıyor Notre Dame de Sion’un La Galerie’sinde. Türkiye’ye geldiğinden beri gerek sanatçıların, gerekse sanatseverlerin hayranlığını kazanan okul müdürü Lansalut’nün öncülük ettiği kültür etkinliklerinin sonuncusu, 2013’te başlatılan OrchestraSion Uluslararası Piyano Yarışması. Geçen kasım ayında, 13 ülkeden müzisyen yarışmacıları ağırladı, lise. Yann de Lansalut, “Sanat eğitimi, gerçek bir eğitim politikasının önceliği olmalıdır” diyor. Amin! “Sanat zorluklardan doğar, mücadeleyle beslenir ve özgürlükten ölür.” ANDRE GIDE uygulama benim, 2003’te olanağı yayımlanan sunulurdu. Bir Gün Gece Şahsen adlı romanımın kültür “sığınağı” da birikimim Notre Dame Notre Dame de Sion Lisesi de Sion’un ve gazeteci attığı kahramanımın temeller adı, üzerinde Feride’ydi… yükselmiştir. En son, HHH Doğan Kışlayken Yurdakul’un bile romanlar Manşeti esinleyen ve Yıkın romanıyla sanatçılar edebi sahne yetiştiren oldu, Notre efsane lise, Dame de Sion Çizgilerle Yemekler/Afiş yaklaşık Fransız Lisesi. on yıl önce Belli başlı bu eserlerin göreve başlayan sonuncu dışında, pek çok başka Fransız müdürünün yapıtta da anıldı. yönetiminde, kozasından İstanbul’un Harbiye çıkan kelebeğe, kurbağadan semtinde üç avluya açılan prense, kışladan kültür bir kale biçiminde inşa abidesine dönüştü. edilen muhteşem lisede, Yann de Lansalut, bir benim kuşağım ve öncekiler adam neyi değiştirebilir kışla yaşamı sürdük. Ama sorusunun “Her şeyi!” öğrencilerine tüm yaşamlarını yanıtını oluşturan bir kişilik. O biçimleyecek çelik gibi bir gelmeden önce geçip giden çalışma disiplini veren, zaten onlarca yöneticiden hiçbirinin almayanı da kapıya koyan beceremediğini başardı, o kışlada, sanata ve kültüre okul binasını tepeden tırnağa daima önemli bir yer ayrılır, yeniledi. Restorasyon öğrencilere güzel sanatlar çalışmaları sırasında, yarım merakı aşılanır, her dalda yüzyıldır kullanılmayan Akıl ve Okul Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nin sanat galerisi La Galerie, yarından öteye kapılarını Daniel Colagrossi’nin Çizgilerle Yemekler*  sergisiyle açıyor. Fransa’nın dünya çapında kutlanan “Lezzet Haftası” çerçevesinde düzenlenen sergi, hem profesyonel aşçı, hem de çok sayıda sanat eseri ve kitaba imza atmış “Şef” Colagrossi’nin mutfakta pişirdiği yiyecekleri göz iştahına sunduğu çini mürekkebi desenlerinden oluşuyor. Japon ressam Hokusai’ydan etkilenen sanatçı, ilk yemek desenlerini Alafranga Türk Sofrası (Boyut, 2011) kitabını resimlemek için yapmış ve yayımlamıştı. Fotoğrafları ve resimleriyle 20 yıldan beri yazılarıma, kitaplarıma eşlik eden Daniel Colagrossi’nin, kişiliğimin örsü NDS’de sergi açmasından çok mutluyum! * Sergi, 23 Ekim’den 30 Aralık 2014’e kadar pazar hariç her gün saat 11 ile 18 arasında gezilebilir. Adres: NDS Fransız Lisesi, Cumhuriyet Cad. 127, Harbiye/İstanbul. Bay Davutoğlu’nun Baas’ı Türkiye, yakın tarihinde AKP kadar başarılı algı operasyonu yürüten bir başka siyasi parti tanımadı. AKP sözcüleri ortaya bir laf atıyorlar, sonra bu lafı her ağızlarını açtıklarında tekrarlayarak toplumun beynine yerleştiriyorlar. Son operasyonları da Baas ile CHP ve HDP “benzerliği” temeli üzerinde yürütülüyor. Bay Davutoğlu dünkü AKP TBMM grup toplantısında da bunu ihmal etmedi, konuşmasının üç buçuk dakikasını sözünü ettiğimiz operasyonel söyleme ayırdı. Baas’ı öyle bir anlatıyor ki dinleyen bu rejimi insanlığın başına gelmiş en korkunç felaket sanacak! Oysa gerçek hiç de öyle değil. HHH Bir süre önce sevgili Aydın Engin de sözünü etti, ama yinelenmesinde bir zarar yok. Panarabizmin ürünü olan ve sadece Suriye’de değil, Irak’ta da iktidarı alan Baas ideolojisi ve partisi 1940 yılında RumOrtodoks inancından Mişel Eflak ve Sünni Selahaddin Bitar tarafından kuruldu ve daha sonra İskenderunlu bir Alevi olan Zeki Arsuzi’nin de 1947’de katılımıyla aynı yıl ilk kongresini yaptı. Bir diğer önemli lider olan Ekrem el Hawrani ise oluşuma 1952 yılında katılacaktır. 1946 yılında bağımsızlığına kavuşan Suriye’de ‘ulusüstü’ ve ‘ulusaltı’ kimlikler güçlü, ancak ulusdevlet kimliği son derece zayıftı. Bu zayıflık hali o günden bugüne kadar Suriye tarihinde etkili olmuştur. Ulusal bilincin aleyhine olarak ‘ulusüstü’ olan kimlik Panarabizm (Milliyetçi Arap Birliği), alt kimliklerse etnik köken, din, mezhep ve aşiret bağlılıklarıydı. Baas (Diriliş), birbirlerinden emperyalizmin çizdiği yapay sınırlarla ayrılmış Arap uluslarının kapitalist olmayan bir gelişme yolunu öngören tek birdevlette birleşmesini amaçlayan siyasal milliyetçi sol partiydi.Arap dünyasında birliği (Vahda), özgürlüğü (Hurriya) ve sosyalizmi (İştirakiya) gerçekleştirmeyi hedeflemekteydi. Bilindiği gibi toplumların uluslaşmasında ve ulus devletlerin kurulmasında milliyetçilik motor işlevi görmüştü. Dönemlerinin koşullarında birçok ulus ve devlet bu süreci yaşamıştı. 19231946 yılları arasında Türkiye’de bu süreci yaşamış, tek parti iktidarı ile yönetilmiş, Cumhuriyetin kuruluşundan 23 yıl sonra çoğulcu parlamentarizme geçmişti. 1947 yılında ilk kongresini yapan Baas da benzer bir yolu izledi. 1958 yılında Suriye ve Mısır’ın birleşmesiyle Birleşik Arap Cumhuriyeti kurulmuştu. Fakat bu birlik Mısır’ın uyguladığı bazı politikalar nedeniyle yürümedi. Suriye, üç yıl (1961) sonra Albay Kerim el Nahvali liderliğindeki Şamlı Sünni subayların gerçekleştirdikleri darbe sonrasında BAC’den ayrıldı. Darbecilerin uyguladıkları siyasetin Baas Partisi’nin 1940’larda ve 1950’lerde ortaya koyduğu ideoloji ile hiçbir ilgisi yoktu. 1963 yılında Baas Partisi bir askeri darbeyle iktidara geldiyse de onlar da birçok başarısız askeri darbeyle karşı karşıya geldi. 1966 yılında Baas Partisi’nin “bölgecilerin” ağırlıkta olduğu radikal kanadı, birçok tasfiye ile mezhepbölgeaşiret bağlarını kullanarak bir darbe gerçekleştirdi. Böylece 1960’ların başından beri Baas’ın sosyalizme öncelik verecek şekildeki ideolojik dönüşümüne son nokta konulmuş oldu. HHH Hafız Esad, Salah Cedid, Muhammed Ümran gibi Nusayri kökenli subayların başını çektikleri “Neobaasçı” yeni bir dönem başladı. Günümüze kadar gelen bu dönemi aşağı yukarı biliyoruz. Bay Davutoğlu bu gelişmeleri bilmiyor olabilir mi? Sayın Cumhurbaşkanı’nın diploma aldığı okullarda bunlar öğretilmemiş olabilir, ayrıca bunları bulup okumaya gençliğinde Kasımpaşa Özenspor’daki futbol yıllarında, daha sonra da parti çalışmalarında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, ardından parti liderliği, sonrasında Başbakanlık yıllarında zaman bulamamış da olabilir. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanını mazur görebiliyoruz. Tabii bu arada Yalçın Akdoğan, Mehmet Metiner, Şamil Tayyar gibi medya kökenli, Ayşe Nur Bahçekapılı gibi üniversite kökenli AKP entelektüellerinin bu konuda hiçbir şey yapmadıklarına ilişkin eleştirilerimizi de mahfuz tutuyoruz. Eleştirilerimiz Bay Davutoğlu’nadır. “Stratejik Derinlik” gibi ölümsüz bir Şarkiyat eserinin müellifi ve bir Darülfünun müderrisi olarak bize Baas ile CHP ve HDP arasındaki benzerliğe hangi bilimsel verilerle ulaştığını açıklamalıdır. Bekliyoruz. Değerli okurlar, bu hamur daha çok su kaldırır. Arada bir değineceğiz. Polis öğretmenleri şifahen uyarmış ‘Borcumuzu fikirlerini iktidara taşıyarak öderiz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürorende konuşan Gök “Kışlasu) Bombalı saldırı sonucu lı, laik Cumhuriyete karKIŞLALI’YI 21 Ekim 1999’da yaşamını şı tehlikeleri anlattı bize. yitiren siyasetçi, bilim insaÇoğumuzun göremediÖZLEMLE nı, gazetemiz yazarı Ahmet ğini yıllar önce görmüşANDIK Taner Kışlalı’nın katledilişinin tü. Bizler çok anlayama15. yılında anıldı. Çayyolu’ndadık o zaman, ama şimdi çok ki evinin önünde gerçekleşen ilk töiyi anlıyor ve ondan özür diliyorende CHP İzmir Milletvekili Mustaruz” şeklinde konuştu. Taşdelen ise fa Balbay, “Bizim, Kışlalı’ya borcu“Bundan yüz sene sonra da Kışlalı muzu ödeyebilmemiz için onun düfikirleri ve idealleriyle yaşıyor olaşüncelerini iktidara taşımamız gecak” dedi. Kışlalı için, Ankara Üniversirekir. Ancak o gün bu borç ödentesi İletişim Fakültesi’nde de program miş olur” dedi. düzenlendi. Adının verildiği Ahmet TaÇayyolu’nda saldırının olduğu eviner Kışlalı Sanat Evi’nde düzenlenen nin önünde gerçekleşen törende topprogramda, İLEF Dekanı Ruken Özlanan çok sayıda yurrtaşa Kışlalı’nın aitürk ve Işık Kansu ve Çiğdem Toker lesi, CHP milletvekilleri Mustafa Balkonuşmacı olarak katıldı. Yapımcılığını bay, Levent Gök, ve Uğur BayraktuMehmet Açıktan’ın, metin yazarlığıtan, CHP Çankaya İlçe Başkanı Mehnı ise Kansu’nun yaptığı “Yurtsevermet Perçin, Çankaya Belediye Başkalik Öğretmeni” filminin gösterimi yanı Alper Taşdelen, gazetemiz yazarı pıldı. Kışlalı yıllarca görev yaptığı gaIşık Kansu, Atatürkçü Düşünce Derzetemizde ise 25 Ekim Cumartesi güneği yöneticileri ile üyeleri katıldı. Tönü yapılacak açık oturumla anılacak. Gezi’de derhal beraat Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Gezi Direnişi sırasında Bayındır’da eğitimcilerin öncü olduğu yürüyüşe katıldıkları için haklarında dava açılan 92 kişinin yargılanmasına devam edildi. “Gösteri yürüyüşleri yasasına muhalefet ve yasak olan güzergâhta yürüyüş yapılması” suçlamasıyla açılan davanın Bayındır Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki dünkü duruşmasında, yürüyüş günü görevli üç polis memuru tanık olarak dinlendi. Polisler, yürüyüş yapanlara “şifahen” uyarıda bulunduklarını söyledi. Sanıklardan Eğitim Sen Bayındır Şube Temsilcisi Muhammed Çağrıtekin ise o gün yürüyüşte hiçbir polisin kendilerini uyarmadığını söyledi. Mahkeme, davayı 16 Aralık tarihine erteledi. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK G NOKTASI [email protected] kararı reddedildi İstanbul Haber Servisi Dönemin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu tarafından açılışının yapıldığı 8 Temmuz 2013’te Gezi Parkı’na gelen halka polis müdahalesinin ardından gözaltına alınan Taksim Dayanışması üyesi 26 kişinin suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, örgüt üyesi olmak suçlamasıyla yargılandığı davada mahkeme, avukatların derhal beraat talebini reddetti. Mahkeme 20 Ocak 2015’e ertelendi. İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya örgüt kurmak ve yönetmek suçlamasıyla yargılanan Mimarlar Odası yöneticisi Ayşe Mücella Yapıcı, eski İstanbul Tabip Odası Başkanı Ali Çerkezoğlu, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Beyza Metin ve HDP Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek’in de aralarında bulunduğu 15 tutuksuz sanık katıldı. Duruşmada konuşan avu kat Turgut Kazan, “Gösteri ve toplantı hakkı izne bağlı değildir. Örgüt tartışması iktidara karşı kesim için başka, iktidara yakın kesim için başka değerlendirilemez. 1725 Aralık kovuşturmalarının en çarpıcısı için verilen takipsizlik kararında uzun bir şekilde tartışılmış örgüt konusu. Bu kararı size sunamıyoruz çünkü TOKİ takipsizlik kararıyla kopyalayapıştır mahiyette” dedi. Avukat Arzu Becerik de dosyada bir suç olmadığını kaydetti. Avukat Yıldız İmrek de derhal beraat kararı verilmesini talep etti. Mahkeme de, savunması alınmayan sanıklar olduğu gerekçesiyle talepin reddine karar verdi. Duruşma öncesinde adliye önünde Taksim Dayanışması tarafından basın açıklaması yapıldı. Grup, “Hırsızlar ve katiller dururken Taksim Dayanışması yargılanamaz” yazılı pankart açtı. BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com ‘İNKÂR ETMİYORUZ ‘EŞİMİN ÖLMESİNDEN MAHKEME DE KABAHATLİ’ DİRENİŞTEYİZ’ İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı eylemlerine ilişkin çoğu Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) üyesi 81 kişi hakkında, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün de aralarında bulunduğu toplam 65 eylem nedeniyle “silahlı terör örgütü yöneticisiüyesi olmak”, “terör örgütü propagandası yapmak”gibi suçlardan sanıklar ilk kez hâkim karşısına çıktı. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada ortak bir savunma metni okuyan ESP İstanbul İl Başkanı Çiçek Otlu, “Yargılanmak istenen bir halkın isyanıdır. İnkâr etmiyoruz. Başından sonuna kadar Gezi Parkı Direnişi’nin içindeydik” dedi. Mahkeme, duruşmayı 212223 Ocak 2015’e erteledi. İstanbul Haber Servisi 2010’da İstanbul Narkotik Şube’de gördüğü baskı ve kötü muameleye dayanamayarak intihar ettiği iddia edilen mimar Onur Yaser Can’ın (28) ölümüne ilişkin evrakta sahtecilik iddiasıyla yargılanan polislerin yargılanmasına, Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden başlandı. 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Can’ın babası Mevlüt ile sanıklar Soner Gündoğdu ve Salih Bahar katıldı. Oğlunun acısına dayanamayayarak eşi de intihar eden acılı baba Mevlüt Can, yargılama sürecine tepki göstererek mahkeme heyetine “Eşimin ölmesinde biraz da kabahat sizdedir” dedi. Mahkeme, narkotik şubenin bilgisayar ve hardisklerine el konulmasına karar verdi. HARBİ SEMİH POROY 1/ Güzel koku 1 lu çiçekler açan 2 bir ağaççık. 2/ Topraktan ya 3 pılmış, kulpsuz 4 ve küçük çöm5 lek... Geleneksel Japon şarkı 6 larına verilen ad. 7 3/ Bir nota... Pa8 zar ya da panayır kurulan gün. 4/ 9 İki sert cismi bir 1 2 3 4 5 6 7 8 9 birine bağlamaya ya1 rayan, iki ucu sivri ve ME S T İ Z O K kıvrık metal parça. 5/ 2 E D A Ç E D A R Cinsel güçsüzlük... Es 3 F E N N E K P O ki dilde su. 6/ Güneş 4 T T E L A T İ N doğmadan önceki alaca 5 U L U S VA S İ karanlık... Artvin yöre6 N E R İ T E L K sine özgü bir halkoyunu. 7/ İtaat eden, yu 7 E M M A T İ Z muşak başlı... Tırpa 8 İ B İ S K E S na balığına verilen bir 9 A S U A V A R E başka ad. 8/ Hayvanların beğenmeyerek yemedikleri iri saman... Bir renk. 9/ Öğütülmüş tahıl... Türlü renklerde kareli olan kumaşlar için kullanılan sözcük. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Güzel çiçekler açan bir süs bitkisi. 2/ Üye... Büyük Okyanus’ta küçük bir adadevlet. 3/ Lübnan’ın plaka imi... Kışla, okul, fabrika gibi yerlerde yiyecek ve içecek maddelerinin satıldığı yer. 4/ Antalya’nın Lara bölgesinde denize dökülen şelale... Küçük mağara. 5/ Düzenli olarak ekim yapılan arazi... Bir cetvel türü. 6/ Güzel söz söyleme sanatı. 7/ Ege Bölgesi’nde bir dağ... Bizmut elementinin simgesi. 8/ Tanrıtanımaz... Tarım bitkilerine ve orman ağaçlarına büyük zarar veren bir böcek. 9/ Şanlıurfa’nın bir ilçesi. 1 2 3 4 5 6 7 8 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle